• Sonuç bulunamadı

Her pay sahibinin oy hakkı vardır. Bu haktan ne vazgeçilebilir, ne de (payın mülkiyeti devredilmeden) başkasına devir edilebilir. TTK m. 373/1 (Yeni TTK m. 432, 434), “her hisse senedi en az bir oy hakkı verir. Bu esasa aykırı olmamak şartıyla hisse senetlerinin maliklerine vereceği oy hakkının sayısı esas mukavele ile tayin olunur” demektedir. Bu hükme göre, her payın en az bir oy hakkı vardır. Bu hak esas sözleşme ile artırılabilir. Mesela, her paya iki, üç oy hakkı verilebilir. Ancak paylardan oy hakkı alınamaz veya azaltılamaz. Örneğin, ancak beş paya bir oy hakkı veren ve bazı paylardan oy hakkını tamamen kaldıran esas sözleşme hükmü muteber olmaz461. Fakat esas sözleşme değişiklikleri için yapılan

toplantılarda, esas sözleşme ile her paya birden fazla oy hakkı tanınmış olsa bile, her payın ancak bir oy hakkı mevcuttur (TTK m. 387, Yeni TTK m. 479).

Her pay en az bir oy hakkı verir. Pay sahibi, ortaklık payının en az ¼ ‘ünü ödemek suretiyle ortak olduğundan oy kullanabilmek için üstlendiği sermayenin tamamını ödemesi gerekmez462.

Az önce değindiğimiz üzere, yasamız her pay sahibine en az bir oy hakkı vermektedir. Bu karşın doktrinde, esas sözleşme ile bir pay sahibinin malik olabileceği oy

461 Turgut S. Erem; Anonim Şirketler Hukuku, İstanbul 1965, sh. 59 (Anonim Şirket ).

462 Eriş G.: Anonim Şirket, sh. 410, Ayrıntılı bilgi için bkz: Ömer Teoman, Alman ve İsviçre Anonim

Ortaklıklar Hakkında Pay Bedellerinin Ödenme Oranının Pay Hakkına Etkisi ve Türk Sistemi Üzerine Düşünceler, Halil Arslanlı Armağanı, İstanbul 1978, sh. 617 vd.

sayısının sınırlandırılabileceği öne sürülmüştür463. Ancak TTK m. 373 hükmü açıktır. Bu

nedenle her payın bir oy hakkı daha az bir oya indirilerek esas sözleşmeye sınır getirilemez464. Yani belirli bir miktarda paya malik olmayanın genel kurula katılamayacağı veya oy hakkına sahip bulunamayacağı hakkında ki esas sözleşme hükmü ile oy hakkının varlığına yönelik milliyet, cins vb. gibi ayırımlar gözetilmesi hakkında esas sözleşme koşulu geçersizidir465.

Yeni TTK m. 435 oy hakkının doğmasını düzenlemiştir. Buna göre, oy hakkı payın taahhüt edilmesiyle değil, kanunda veya esas sözleşmede öngörülen tutarın ödenmesiyle doğar. 344. ve devamı madde hükümleri uyarınca pay taahhüdünde bulunanlar ödeme yükümünü yerine getirmedikçe bu paylar için oy kullanamazlar.

Yeni TTK m. 434 de oy hakkı ile ilgilidir. Bu madde oy hakkının kullanılmasında gözetilen ilkelere yer vermiştir. Buna göre, oy hakkı mevcut kanundan farklı bir sisteme bağlanmıştır. Oy hakkının genel kurulda kullanılmasına ilişkin emredici kural korunmuştur, ancak bu kural 1527. madde ile yumuşatılmıştır. Oy hakkının 1527 de öngörülen şartlarla ve bir tüzük bağlamında elektronik ortamda kullanılmasına olanak sağlamıştır. Pay sahiplerinin oy hakkını paylarının toplam itibari değeriyle orantılı olarak kullanılacağı öngörülmüştür. Böylece oy hakkının mevcut kanunun “pay” sisteminden “pay sahiplerinin paylarının

toplam itibari değeri” sistemine geçilmiştir. Mevcut kanun düzeninde itibari değerden

soyutlanmış olarak, her paya en az bir oy hakkı tanınmıştır. Mevcut kanun sistemi farklı itibari değerli payların da bir oy hakkı[nı] haiz olması gibi zoraki bir imtiyaza yol açmaktadır. Dolayısıyla 434. maddenin 1. fıkrası iki ilkeyi içermektedir. Birincisi, pay sahipleri oy hakkını sadece genel kurulda kullanabilir (1527. madde düzenlemesi dışında). İkincisi ise, pay sahibinin paylarının toplam itibari değerine göre oy hakkına haiz olabileceğidir yani oyun pay sahibi temelinde “toplam itibari değere” bağlanmasıdır.

Oyun genel kurulda kullanılabileceği emredici bir kuraldır. Bu nedenle mektupla oy verilmesi mümkün değildir. Bu yolla kullanılan oylar geçerli değildir. Oyun kullanılmasında merkeze payı değil pay sahibini oturtarak dogmatik düzeni oyda pay sahibine bağlamıştır. Bunun sonuçlarını Yeni TTK m. 434 fıkra 2’de düzenlemiştir. Buna göre, her “pay sahibinin en az bir oyu vardır” başka bir ifadeyle “oysuz pay sahibi olmaz” ilkesini koymaktadır. Bu ilkeye bağlı kalmak şartı ile oy hakkının pay sahibi temelinde sınırlandırılabilmesine izin verilmiştir. Bu eski hukukta açıkça öngörülmemiş olan ve esas sözleşmeye bu konuda hüküm

463 Haluk Tandoğan, Anonim Şirketlerde Hissedarların Umumi Heyete İştirak ve Rey Haklarının Esas

Mukavele ile Tahdidi, Ticaret ve Banka Hukuku Haftası, Ankara 1960, sh. 99 vd.

464 Eriş G.: Anonim Şirket, sh. 411. 465 Tekil F.: Anonim Şirket, sh. 294.

konulup konulamayacağı tartışmalı olan ve hâkim öğreti tarafından da reddedilen bir kuraldır. Yeni kanunun sistemine göre payların çoğunluğuna sahip olmak “ipso iure” oyların çoğunluğunu haiz olmak sonucunu doğurmayabilir, esas sözleşme bu sonucu önleyebilir466.

Yeni TTK 434. maddesin 3. fıkrası, zora giren bir ortaklığın finansal durumunun düzeltilmesi amacıyla payların itibari değerlerinin kanunda öngörülen asgari değerin altına indirilmesine cevaz vermiştir. Bu hükme dayanılarak payın itibari değeri indirilmiş olsa bile, indirimden önceki itibari değerinden oy hakkı sağlar.

Birikimli oy, mevcut sistemde sadece halka açık anonim ortaklıklara özgülenmiştir. Ancak yeni kanun bakımından birikimli oyun sadece halka açık anonim ortaklıklara özgülemenin haklı bir sebebi olmadığı için yeni yasada, halka açık olmayan anonim ortaklıklar için de bu kuruma yer verilmiş ve düzenleme yetkisi STB’ ye bırakılmıştır (Yeni TTK m. 434/4).

Moroğlu bu hükmü eleştirmektedir. Zira yeni düzenleme mevcut düzenlemede her paya en az bir oy hakkı tanıyan sistemi değiştirerek bunun yerine pay sahiplerinin oy haklarını paylarının toplam itibari değeriyle orantılı olarak kullanmaları sistemini getirmektedir. “Farklı itibari değerli payların aynı oy hakkına sahip olmalarının zoraki bir imtiyaza yol açtığı” gerekçesine dayandırılan ve doğruluğu tartışmalı olan bu değişiklik sonucunda ülkemizde var olan anonim şirketlerin esas sözleşmelerinin oy hakkına ilişkin düzenlemeleri ve mevcut çıkar dengelerinin alt üst olacağını belirtmektedir. Bu değişikliğin mevcut dengeleri zorlayacağını düşünmektedir. Buna göre TTK m. 373 sistemi korunmalıdır467.