• Sonuç bulunamadı

A. Davete Yetkili Olan Organ ve Makamlar

3. Azınlık

TTK m. 366’ya göre, ortaklık sermayesinin en az onda biri değerinde paylara sahip olan pay sahipleri veya temsilcilerinin “gerektirici sebepleri gösteren yazılı talepleri üzerine” yönetim kurulunun genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırması veya genel kurul esasen toplanacak ise, azınlığın görüşülmesini istediği hususların gündeme konulması zorunludur. Bu talep hakkını haiz olması gereken payların miktarı sözleşme ile daha az bir orana indirilebilir315.

Yönetim kurulu bu talebi kabul ettiğinde sorun yoktur. Ancak yönetim kurulu bu talebi gerekçeli veya gerekçesiz olarak reddedebileceği gibi, verilen süre içinde azınlığa hiç cevap vermeyebilir. Bu durumda azınlık denetçilere başvurmak zorundadır. Denetçiler de azınlığın bu talebini nazara almazlarsa, azınlık TTK m. 367’e dayanarak mahkemeye başvurur316.

Mahkeme iki açıdan inceleme yapar. Bunlardan ilki TTK’ da öngörülen şekli şartların yerine getirilip getirilmediği; diğeri ise azınlık tarafından toplantı için gösterilen gerekçenin haklı olup olmadığıdır.

313 TTK m. 357 denetçilere bu hakkı sadece olağanüstü genel kurul gündemleri için tanınmış görünmekle

beraber, TTK m. 369/1, b.5 uyarınca olağan genel kurul toplantılarında da bu esasın kabul edilmemesini gerektirir bir neden yoktur. İmregün O.: Anonim Ortaklık, sh.112 dn.

314 11 HD. 8.11.1978 gün 78/4527 E., 78/5066 K. ( İmregün, 112 ).

315 Ayrıntılı bilgi için bkz: Oğuz İmregün, Anonim Şirketlerde Azınlığın Himayesi, III. Banka ve Ticaret

Hukuku Haftası, Ankara 1964, sh. 192.

316 Hamdi Yasaman, Anonim Ortaklıklarda Azınlığın Genel kurulu Toplantıya Çağırması, Prof. Dr. Reha Poroy’a Armağan, İÜHF,1995, sh. 450.

Poroy, yönetim kurulunun azınlık tarafından ileri sürülen sebeplerin olağanüstü toplantıyı gerektirecek nitelikte olup olmadığını araştırmayacağını; yönetim kurulunun daveti yapmakla yükümlü olduğunu ileri sürmüştür317. Ancak yazar yönetim kurulu ve denetçilerin azınlığın talebini reddetmesi halinde mahkemeye başvurulduğunda, mahkemenin talebi haklı görmesi halinde azınlığa genel kurulu toplantıya çağırma yetkisi tanıyacağını yazmıştır. Bu görüş yukarıdaki görüş ile bağdaşmamaktadır. Eğer, yönetim kurulu veya denetçinin gerekçeyi tartışma yetkisi yoksa ve genel kurulu azınlığın talebi ile toplantıya çağırmaya mecbursa, mahkemenin yapacağı iş azınlığın sırasıyla yönetim kuruluna, bunun reddi sonucu denetçilere başvurup başvurmadığının tespiti ve bu usule uyulmuşsa, talebi kabul etmek olacaktır. Buna karşılık Poroy mahkemenin talebi haklı görmesini aramaktadır318.

Gerçekten de mahkemenin görevi azınlığın genel kurul için gösterdiği gerekçenin haklı olup olmadığını ve yönetim kurulu ve denetçilerin ret gerekçelerinin yerinde olup olamadığını araştırmaktır. Doktrinde mahkemenin azınlığın toplantı için ileri sürdüğü gerekçenin haklı olup olmadığını araştıracağı görüşü hâkimdir.

Azınlık mahkemeye başvururken, mahkeme ilk önce başvurunun biçimsel koşullarının oluşup oluşmadığını inceleyecektir. Azınlık mahkemeye başvururken sermayenin 1/10.u miktarında ki pay senetlerini muteber bir bankaya rehin olarak tevdi etmesi gerekir. Bu senetler genel kurul toplantısı sonuna kadar bankada kalır.

Yasa pay senetlerinin “rehninden” söz etmekte ise de, burada ki amaç, azınlığın gerçekten sermayenin 1/10nuna veya sözleşme de öngörülen daha düşük bir oranına sahip olduğunun kanıtlanmasıdır319. Pay senetleri henüz çıkarılmamışsa azınlığın yeterli sermaye

payına sahip olduğunu gösterir ortaklık yazısı, ortaklık böyle bir yazıyı vermeden kaçınırsa, mahkemece bu yolda ortaklık defterleri üzerinde yaptırılacak bir tespit, yeterli sayılmalıdır.

Yargıtay 11. HD. 23.9.1965 tarihli bir kararında açılan davanın “eda davası” olduğunu açıkça belirtmiştir. Yargıtay 11. HD’ nin 13.10.1982 verdiği bir kararda, mahkemenin bu hususu nizasız kaza addederek evrak üzerinde inceleme yapıp karar verebileceği sonucuna varmıştır. Kararda “mahkemenin duruşma yapıp yapılmaması, karşı taraftan cevap alıp alamamak mevcut delillere göre, kendi takdiri içindedir, duruşma yapmasına bir engel olamadığı gibi, evrak üzerinde inceleme yaparak sonuca varmasına mani bir hüküm de mevcut değildir” denmiştir320.

317 Poroy(Tekinalp/Çamoğlu), Ortaklıklar, sh. 392–395.

318 Yasaman H., Anonim Ortaklıklarda Azınlığın Genel kurulu Toplantıya Çağırması, sh. 450. 319 İmregün O:Anonim Ortaklıklar, sh. 113.

İster duruşmalı ister duruşmasız olsun mahkemenin verdiği kararın temyiz edilip edilmeyeceği, temyiz edildiği takdirde “tehiri icra kararı” alınıp alınmayacağı tartışmalıdır. İmregün, mahkemenin kararının temyizinin mümkün olduğunun kabulünün hatalı olacağını; mahkemenin izin kararının idari nitelikte olduğunu; TTK m. 299/4’de ortaklık esas sözleşmesinin onanması kararlarında olduğu gibi, kesin olması gerektiğini savunmaktadır321. Ancak İmregün mahkemenin davayı kabul etmesi halinde kararın kesin olduğunu; buna karşılık red kararı halinde temyiz imkânının bulunduğunu ileri sürmüştür322. Eriş ise aksi kanaattedir323. Yazara göre, verilen karar taraflarca temyiz edilebilir. Bu karar kesinleşmeden

yerine getirilmesi istenemez.

Azınlık toplantıya davet yetkisini mahkemeden aldıktan sonra genel kurulu toplantıya çağırır. “Toplantıya davet ve gündeme eklenecek hususlara ait ilana mahkemenin izni de yazılmak lazımdır” (TTK m. 367 ikinci cümle ).

Toplantıya davet azınlık tarafından yapıldığına göre, davetin gerektirdiği tüm işlemler, ilanlar, davet mektuplarının yazılması ve usulünce gönderilmesi, hazirun cetvelinin hazırlanması, azınlığın görevi olmalıdır. Bu açıdan azınlık, yönetim kurulundan, paydaşların adreslerini saptamak için işbirliği ve yardım isteyebilir, kurulun imtinaı halinde keyfiyeti mahkeme aracılığı ile sağlayabilir324.

Yeni TTK m. 411/1’e göre; “Sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri, yönetim kurulundan, yazılı olarak gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacak ise, karara bağlanmasını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler. Esas sözleşmeyle, çağrı hakkı daha az sayıda paya sahip pay sahiplerine tanınabilir.” Bu düzenleme esasında mevcut kanunun 366. maddesinin değişikliklerle tekrar edilmiş halidir. Söz konusu değişiklik azlık kavramının halka açık olan ve olmayan ortaklıklarda farklı yüzdelerle tanımlanmasıdır325. Bunun dışında Yeni TTK hükmünde olağan/olağanüstü genel kurul ayrımı yapılmadığı için azlık genel kurula olağan veya olağanüstü toplantı çağrısında bulunulması için yönetim kuruluna başvurabilir. Yeni TTK m. 411/2 ile de gündeme madde konulması istemine süre bakımından bir sınır konmuş ve bu istemin çağrı ilanının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanmasına ilişkin ilan ücretinin yatırılması tarihinden önce

321 İmregün O., Anonim Ortaklık, sh. 115. 322 İmregün O., Anonim Ortaklık, sh. 115. 323 Eriş G.;TTK Şerhi , sh.1058.

324 Mahkeme genel kurulu toplantıya çağırma yetkisini davalılara vermiştir. Bu durumda TTK m. 368 de yazılı

davet merasimi ve gündemin tanzimi, kendilerine yetki verilen ortaklar tarafından yerine getirilir. Yargıtay’a 11 HD. 27.12.1985 gün 85/6911 E. 85/7419 sayılı kararı (İmregün O., Anonim Ortaklık, sh. 116).

yönetim kuruluna ulaşmış olması gerektiği hükme bağlanmıştır. Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanacak ilanda, gündemin gösterilmesi zorunlu olduğuna göre bu yerinde bir düzenlemedir. Yeni TTK m. 411/3 uyarınca ise “çağrı ve gündeme madde konulması istemi noter aracılığıyla yapılır” hüküm, uygulamada çağrı için yönetim kuruluna başvurulup başvurulmadığı ve başvuru tarihinin ispatı sorun yarattığı için getirilmiş bir hükümdür. Mahkemenin izin için yönetim kuruluna başvuru yolunun tüketilmiş olması şart olduğundan bunun ispatlanması önem taşımaktadır326.

Yeni TTK m. 411/4’ göre, azlığın genel kurulu toplantıya davet talebini, yönetim kurulu kabul ettiği takdirde, hangi sürede toplantıya davet yapması gerektiğini hükme bağlamış, böylece süreye ilişkin uygulamada ortaya çıkabilen sorunlar ortadan kaldırılmıştır. Yeni TTK m. 411/4’ göre ; “yönetim kurulu çağrıyı kabul ettiği takdirde, genel kurul en geç kırk beş gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağrılır; aksi halde çağrı istem sahiplerince yapılır” genel kurul en geç kırk beş gün içinde yapılacak şekilde, yönetim kurulu tarafından toplantıya davet edilmediği takdirde azlığın mahkemeye başvurup karar almasına gerek kalmayacaktır. Bu durumda, genel kurul doğrudan azlık tarafından toplantıya davet edilebilir. Yeni TTK gerekçesine göre; sürenin başlangıcı belirlemek sorun yaratmamalıdır. Kırk beş günlük sürenin başlangıç tarihi yönetim kurulunun karar tarihidir. Davetin kabul edilmediği makul bir süre içinde talep sahiplerine bildirilmişse talep sahiplerinin davet haklarının doğduğunun kabulü gerekir. Yönetim kurulunun toplanması ve bildirim göz önüne alınırsa makul süre on – on iki gündür. En az on beş günlük ilan süresi ve diğer hazırlıklar da dikkate alınacak olursa kırk beş günlük sürenin uygun olduğu sonucuna varılabilir327 (Yeni TTK

Madde Gerekçeleri 411).

4. İflas İdaresi, Tasfiye Memurları ve Pay Sahiplerinin