• Sonuç bulunamadı

III. MEVLANA VE ESERLERİ

2. MEVLANA ÖNCESİ FELSEFE VE TASAVVUF

2.1. İslam Düşüncesinde Akıl ve Bilgi

2.1.1. İslam Felsefesinde Akıl ve Bilgi

2.1.1.3. Gazali

Gazali’ye göre bilgi edinme süreci duyularımızla başlamaktadır. Fakat ona göre dış dünyaya bağlı olarak elde edilen bilgilerin yanılabilme özelliğine sahip duyulardan başlaması nedeniyle bu alana ait bilgilerin doğruluğuna şüpheli yaklaşmak gerekmektedir. Dolayısıyla duyular yoluyla elde edinilen bilgiler güvenilir bilgiler değildir.279 Gazali’ye göre bilgilerimizi meydana getiren diğer iki kaynak ise akıl ve yeri

kalp olan sezgi bilgisidir. Ona göre insan, duyu verilerinden yararlanarak elde etmiş olduğu bilgileri akıl süzgecinden geçirerek tüm bu bilgilerin doğruluğu veya yanlışlığı ile ilgili hususlarda belli bir yargıya varabilmektedir. Ancak Gazali’nin felsefesinde, gözlenebilen alana ilişkin doğru ve güvenilir bilgileri elde edebilme özelliğine sahip olan aklın, metafizik bilgileri elde etme noktasında yetersiz olduğu görülmektedir. Ona göre bu alanın bilgisi ancak keşif/mükâşefe yoluyla, içsel bir tecrübe ile yani sezgi yoluyla elde edilebilir.280

Gazali’ye göre beden ve nefisten meydana gelen bir yapıya sahip olan insan, bir yanıyla duyulur evrenle diğer yanıyla da akıl edilir alanla ilişki kurabilmektedir.281 Gazali

insanın sahip olduğu bilgi edinme yetilerini iki sınıfta toplamaktadır. Bunlardan ilki duyular veya idrak güçleri, diğeri ise kişinin insani nefis düzeyinde sahip olduğu akıl yetisidir. Duyular da dış ve iç duyular olmak üzere iki çeşittir. Dış duyular, dış dünyanın uyaranlarını alma yeteneğiyle ilgilidir. İç duyular ise beş çeşittir. 282

Bunlardan birincisi birbirinden farklı duyu verilerinin toplandığı ortak duyu (el- Hissu’l-Müşterek) yetisidir. İkincisi ortak duyunun izlenimlerinin korunduğu hafıza yetisi, üçüncüsü nesnelerden duyulur olmayan anlamların çıkarıldığı ve belli yargıların oluşturulduğu vehim yetisi (dostluk, düşmanlık, iyilik, kötülük vb. anlamların kavranması). Dördüncüsü vehim yetisiyle kavranan anlamların korunduğu hafıza ve hatırlayıcı özelliklerdir. Beşincisi ise hafızada bulunan anlamların birleştirme ve ayırma işlemlerinin yapıldığı hayal gücü (el-Mütehayyile) yetisidir.283

Gazali’ye göre kişinin insani nefis düzeyinde sahip olduğu akıl yetisi ise iki çeşittir. Birincisi duyular yoluyla algılanabilen gerçekliklerle ilişkili olan pratik akıl,

279 Korlaelçi, M., “Gazali’ye Göre Felsefe ve Bilgi Nazariyesi”, EÜ Gevher Nesibe Tıp Tarihi Enstitüsü

Yayınları, Yayın No 7, Kayseri 1988, s. 148.

280 Uyanık, M., İslam Bilgi Felsefesinde Kalbin Anlaması Gazzali Örneği, Araştırma Yayınları, Ankara, 2015, s. 101,102, Bayraktar, age., s. 216 .

281 Cihan, A.K., İbn Sina ve Gazali’de Bilgi Problemi, İnsan Yayınları, İstanbul, 1998, s. 97. 282 Cihan, age., s. 99.

diğeri ise ilineklerden soyut tümel anlamları çıkarabilme özelliğine sahip olan ve düşünülür alanla ilişki içerisinde olan teorik akıldır.284 Gazali teorik akıl terimini dört

faklı anlamda izah etmektedir. Bunlar; insanların doğuştan sahip olduğu garizi akıl, ikincisi bilimsel ve felsefi bilgilere ulaşmak için aracılık yapan ilk düşünülür bilgilerin ya da zorunlu bilgilerin oluşmaya başladığı yetenek halindeki akıldır. Bu akıl mantıksal düşünme anlamındaki akıl olup, parça-bütün ilişkisinde olduğu gibi öznenin, ilk ilkeleri kavrayacak düzeye ulaşması durumudur. Üçüncü akıl, ilk düşünülür bilgilerin vasıtasıyla öznenin yaşamı boyunca elde etmiş olduğu bilgilerinin fiil olarak meydana gelmiş halidir; yani öznenin tecrübelerinden meydana gelen bilgilere imkân sağlayan yetidir. Sonuncusu ise, bilgi edinme yetisinin bazı olayların dayandığı sebep ya da bu sebeplerin neden olduğu sonuçlar arasında bağlantılar kurarak yargıda bulunabilir düzeye ulaşmış halidir. Aklın bu haline ise kazanılmış akıl denir.285

Gazali’ye göre insanın, bilgiyi elde etme yolundaki ilk kaynağını duyulur alan oluşturur. Düşünülür alanına ait bilgilerin elde edinme yetisi ise akıldır. Duyu verileriyle elde edilen bilgileri düşünme veya yargılama sonucundan belli bir kanıya varan ve bu duyulur alanına ait bilgilerin yanlışlığına veya doğruluğuna karar veren yeti, akıldır. Gazali’ye göre insan bilgiyi elde etme yolunda duyu verilerinden veya akıldan yararlanabilir ancak bu yetiler yanılgıya müsait olduklarından gerçek varlığın bilgisini veremezler. Eğer bilgi edinmek istenen alan metafizik alan ise, bu konu kalbe devredilmeli, deruni veya içsel tecrübe, yani sezgi yoluyla elde edilmelidir. Sonuç olarak ona göre, biri maddi dünyaya diğeri metafizik dünyaya olmak üzere insanda iki çeşit bilgi yönelimi vardır. Ona göre bu bilgilere ancak kısaca duyular, akıl ve kalp yoluyla ulaşılabilir. İlk ikisinde duyusal dünyaya yönelme, yani deney ve gözleme dayalı bilgilere ulaşma durumu söz konusudur. İkincisinde ise, metafizik dünyaya ait bilgilerin sezgi yoluyla elde edilmesi durumudur. Gazali’ye göre kalp gözü açık olan kimse, bilim ve felsefe yoluyla kavrayamadığı şeyleri deruni veya içsel bir tecrübeyle, yani sezgi yoluyla aracısız ve açık olarak kavrar.286 Bir süre kelam ilmiyle uğraşan Gazali, daha sonra, bu

yolla ilahi gerçeklerin ve manevi hükümlerin kavranamayacağına inanmış, kelam ilminden ziyade tasavvufa ağırlık vermiştir.287 Ortaçağ İslam düşüncenin en önemli

284 Cihan, age., s. 101,102.

285 Cihan, age., s. 102,103. 286 Bayraktar, age., s.215,216.

simalarından birisi olan Gazali, kendi ruhani tecrübesi üzerine kurmuş olduğu öğretisiyle sonraki gelişmeler üzerinde önemli bir rol oynamıştır. Gazali’nin İslam dünyasındaki etkisi büyüktür. Onun bu etkisi sayesinde sufilik, İcma’ın tasvibine mazhar olmuştur.288