• Sonuç bulunamadı

III. MEVLANA VE ESERLERİ

2. MEVLANA ÖNCESİ FELSEFE VE TASAVVUF

3.3. Aşk Metafiziği

3.3.2. Aşk ve Güzellik

Düşünce tarihinde güzelliğin ne olduğunu, felsefi anlamda değerlendirmeye tabi tutan ilk filozof Platon olmuştur. Bilindiği gibi Platon’a göre, nesnel dünyadaki varlıkların gerçek şeklinin ya da ilk örneklerinin yer aldığı alan idealar evrenidir.

561 Sena, C., Filozoflar Ansiklopedisi, Cilt 1, Remzi Kitabevi, , İstanbul, 1974, s. 373,374, Ayan, agm., s. 36

Dolayısıyla güzel olan her şey güzelliğini güzellik ideasından almaktadır.563 Platon’a

göre duyusal dünyanın güzel şeyleri mutlak güzelliğin bir yansımasından ibarettir. Platonik sevginin kaynağında, iyilik, adalet, güzellik, erdem gibi idealar evrenine ait asli kavramlara karşı istek ve özlem vardır.564 Platon’un ideal anlamdaki güzellik anlayışı,

İslam düşünce anlayışında ilahi güzellik olarak değerlendirilmiştir.565 Güzellik anlayışı

üzerine yorum yapan diğer bir filozof ise Plotinos’dur. Ona göre, güzelliği meydana getiren şey Stoacılar’da olduğu gibi orantı ya da ölçü uygunluğu değildir, güzelliği görmenin yolu idea’ya bakmaktır. Var olan her şey İyi’ye katıldığı, ondan pay aldığı oranda güzeldir. Buna paralel olarak beden de, ancak ruhtan pay aldığında, kendisini meydana getiren bölümlerin birliği kurulduğu zaman güzeldir. Ona göre bedenin istek ve arzularına uyan ruh kendi özünden uzaklaşır. Bu nedenle ruh, kendisini bedenden soyutlamalı, erdem ve bilgi aracılığıyla kötülüklerden arınarak Tanrısal akla, en yüce güzelliğe sahip olan İyi’ye yükselmelidir.566

İslam felsefesinde ise, özü gereği bizatihi güzel olan zorunlu varlığın güzelliği ve bir sebebe bağlı olarak varlık kazanmış olanın güzelliği olmak üzere iki türlü güzellik anlayışı vardır. Farabi’ye göre sebepli olan varlıkların güzelliği, bizatihi güzel olan varlığa derece ve olgunluk durumuna göre yakınlık göstermesiyle değişkenlik gösterir. Güzelliği psikolojik bağlamda ele alan İbn-i Sina’ya göre güzellik kemâle ermeyle ilişkilidir. Ona göre kişi, ancak Mutlak varlığa yaklaşmakla ideal kişi olur. Gazali’ye göre ise kişi, bilgi ve erdem yönünden erginliği kendisinde topladığı oranda güzelliğe ulaşır. Sühreverdi’ye göre Tanrı tarafından yaratılan ilk varlık akıldır, akıldan da güzellik, aşk ve üzünç meydana gelmiştir.567 Tasavvuf anlayışına göre mutlak ve tam anlamda güzellik

sahibi Tanrı’dır. Görünüşte güzel olan bütün varlıkların güzellikleri ise Tanrı’nın güzelliğinin tecellisi ve yansımasından ibarettir.568 Nitekim İbnü’l Arabi’ye göre âlemin

bütünüyle güzel olmasını sebebi Tanrı’nın onu kendi sûreti üzere yaratmasıdır. Bu nedenle âlemi ve ondaki güzellikler Tanrı’nın farklı şekillerde yansımaları olduğu için âlemi seyretmek Tanrı’nın güzelliğini temaşa etmektir. Dolayısıyla İbnü’l Arabi, varlıklara sevgiyle bakılması gerektiğine inanır.569

563 Yakıt, age., 2013a, s. 87. 564 Birand, age., s.55. 565 Yakıt, age., 2013a, s. 87

566 Plotinos, Dokuzluklar (Enneades) I, (Çev. Zeki Özcan), Alfa Aktüel Yayınları, Bursa, 2006, s. 215-236. 567 Yakıt, age., 2013a, s. 89,90.

568 Bardakçı, age., s. 44.

Sûfi anlayışa ait bu düşünceler düşünürümüz Mevlana’da da görülmektedir. Nitekim Mevlana’ya göre hem güzellik hem de çirkinlik insanda doğuştan var olan duygulardır. Bu nedenle insan her zaman çirkinlikten kaçmaya, güzel olanı aramaya meyillidir.570 Mevlana’ya göre insanlar, Tanrı’nın birer sanat eseridirler.571 “Biz,

gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık”572 ayetine dikkat çeken Mevlana, insanın

değer bakımından yaratılmışların içinde en mükemmeli ve en seçkin canlı olduğunu ifade etmektedir.573 Ona göre insanlarda bulunan güzellik duygusunun sebebi Tanrı’dan kaynaklanmaktadır.574 Mevlana’ya göre sevilen kimse aynı zamanda güzeldir. Ona göre

aşk her şeyi güzelleştirir, aşk baktığı her yerde güzelliği görür. Güzellik, sevilmenin, sevimli olmanın bir cüz’üdür, asıl olan sevimli olmaktır. O olunca güzellik elbette olur575

diyen Mevlana başka bir beytinde ise “Tanrı güzeldir, güzelliği sever”576 hadisiyle

irtibatlandırdığı sevgi ve güzellik kavramlarının arasındaki ilişkiye vurgu yapmaktadır. Ona göre, sevgide ve yücelikte üstün olmak Tanrı’yı çok sevmekle ilgilidir. Çünkü Tanrı, güzelliği ve yüceliği en büyük olandır. “On sekiz bin âlemde herkes, bir şeyi sever, bir

şeye âşıktır. Her aşığın yüceliği, sevgilisinin yüceliği miktarıncadır. Kimin sevgilisi, daha latifse, daha zarifse, özü daha yüceyse, aşığı da daha azizdir.”577

Mevlana’ya göre âleme bakıldığında Tanrı’nın tecellisi, eşsiz sanatı ve benzersiz güzelliği görülür.578 Tanrı’nın doğada ve insanda belirmesinin hayranlığına kapılan

insanın içinde güzellik gibi doğuştan var olan sevgi alevlenerek şiddetli bir aşka dönüşür. Böylece Tanrı aşkı ve güzelliğinden yola çıkan kişi sevdiğine, Tanrı’ya ulaşır. Mevlana’ya göre kişinin, güzelliğe ulaşıp ulaşamaması tercih edip yöneldiği hayat istikametine göre şekillenmektedir.579 Düşünürümüze göre kötülüğü emreden istek ve

arzularından kendisini arındırması gereken kişinin bu dünyada giyebileceği en güzel elbisesi ahlaktır. Nitekim o, “içi tertemiz olan kişiden başkası cennetin kokusunu

alamaz”580 diyerek bu hususa dikkatleri çekmektedir. Mevlana’ya göre en büyük erdem,

570 Yakıt, age., 2013a, s. 91. 571 Rubailer, s. 237, b. 1462. 572 Tin, 95/4.

573 Mesnevi, Cilt VI, b. 1008,1009. 574 Mesnevi, Cilt II, b. 77.

575 Fîhi Mâfih, s. 112. 576 Mesnevi, Cilt II, b. 79. 577 Mektuplar, s. 2.

578 Mesnevi, Cilt VI, b. 3188,3651-3658, Fîhi Mâfih, s. 17,18. 579 Yakıt, age., 2013a, s. 93,94.

dünyevi istek ve arzuları geride bırakarak nefsi eğitmek ve gönül temizliğine ulaşmaktır. Bu niteliklere sağlayabilen kişi “insan-ı kâmil” modeli olan olgunlaşmış bir ruh haline gelerek varlığın birliğine, Tanrı’ya ulaşabilir. Tanrı’nın âlemdeki ve kendisindeki tecellisini görerek estetik hazzı duyan kemal mertebesindeki insan Tanrı’ya âşık olacak, Tanrı’da insan-ı kâmile âşık olacaktır.581