• Sonuç bulunamadı

Özellikle kinestetik insanların acil durumda kullandıkları bir harekettir. En yaygın hareketlerden biri de çerçevenin saplarından birini ağza götürmektir.

Dünyaca ünlü yazar Dr. Desmond Morris, nesneleri dudaklara veya ağza götürme sebebinin, kişinin bebekken annesinin göğsünde hissettiği güvenlik duygusunu anlık olarak yeniden yaşamaya çalışması olduğunu söylemektedir. Buna, “çapa” da denilmektedir. Yani gözlükleri ağza götürme hareketi, bir güven ve rahatlama hareketidir. Sigara tiryakileri, sigaralarını aynı amaçla kullanırken çocuklar ise parmak emerler.

Pipo içmek gibi gözlükleri ağza götürmek de bir kararı bekletmek veya geciktirmek için kullanılmaktadır.

Görüşmeler sırasında, bu hareketin genellikle bir tartışmanın sonunda kişiden karar vermesi istendiğinde ortaya çıktığı görülmüştür.

Sürekli olarak gözlükleri çıkarıp camlarını temizlemek de gözlük takanların karar verirken zaman kazanmak için uyguladıkları başka bir yöntemdir. Bunu, yerine göre ilgisizlik hareketi olarak da yorumlayabiliriz.

Bir kişiden karar vermesi istendiğinde bu hareketle karşılaşılırsa genellikle sessiz kalmak en iyi taktiktir. Bu oyalama hareketinin ardından gelen diğer hareketler, kişinin niyetini göstererek uyanık bir görüşmecinin buna göre tepki vermesini sağlar.

65

Bununla birlikte yakın gözlüğü kullanan birisi, olursa olsun, kendini yargılanıyor veya inceleniyor gibi hisseder. Dinleyici, kaçınılmaz olarak bu bakışa karşılık kol ve bacaklarını kavuşturup kendini toparlama hareketlerinde bulunur.

Bu hareketi sergilediğinizde, yenileceğinizi kabul edin. Karşınızdaki kişi size gözlük üstünden baktığında hiçbir şekilde konumunuzu ya da hareketinizi değiştirmeyin. Bu-nu yaparsanız, karşınızdakinin saldırganlığını umursamıyor olduğunuzu anlatmış olursunuz. Gözlük takanlar ise konuşurken gözlüklerini çıkarmalı ve dinlerken tekrar takmalıdırlar. Bu sadece karşıdakinin rahatlamasını sağlamakla kalmaz aynı zamanda gözlük takan kişinin, konuşmanın kontrolünü ele almasını da sağlar.

EL HAREKETLERİ

Bir insan, düşüncelerini kolayca ifade etmek için ellerini kullanır. Bundan dolayı eller, beden dilinde gözlerden sonra en çok dikkat edilen organlar olmuştur.

Eller, özellikle önemli görülen bir konuyu vurgulamakta kullanılır. El hareketleri, konuşmayı kolaylaştırıcı bir etki yaratır ve daha rahat, hızlı, anlaşılır ve daha vurgulu bir konuşmaya yardımcı olur.

El hareketlerinin konuşmayı kolaylaştırıcı bir etkisi olduğu için, telefonda konuşan kişiler bile karşı taraf kendilerini görmediği halde el-kol hareketleri yaparak kendi konuşmalarına yardımcı olmaya çalışırlar. Eller, aynı zamanda kişi için en önemli savunma aracıdır.

Kenetlenmiş Eller

Kenetlenmiş eller, “yardıma ihtiyacım var, şu anda sıkışmış durumdayım ve kendimden destek almaya çalışıyorum” düşüncelerinin sözsüz bir anlatımıdır. Bu hareketi kullanan kişiler, genellikle gülümseyip mutlu

67

göründüklerinden dolayı başlangıçta bu hareket bir güven hareketi gibi görünür.

Bir keresinde, henüz kaçırdığı bir satışı anlatan bir pazarlamacının beden dilini inceledik. Hikayesi ilerledikçe sadece ellerini kenetlemekle kalmadığını, parmaklarının beyazlaşmaya başladığını gözlemledik. Bu hareket, pazarlamacının hayal kırıklığına uğramış olduğunu göstermekteydi.

Nierenberg ve Calero, kenetlenmiş eller üzerine yaptıkları araştırmalar sonucunda bunun, kişinin olumsuz bir yaklaşımını dizginlemeye çalıştığını gösteren bir hayal kırıklığı hareketi olduğuna karar verdiler.

Hareketin üç ana konumu vardır. Bunlar, eller yüzün karşısında kenetlenmiş (otururken), eller masanın üzerinde veya kucakta kenetlenmiş (otururken) ve son olarak, eller pantolonun fermuar bölgesi hizasında (ayaktayken) olmak üzeredir.

Ayrıca ellerin tutulduğu yükseklikle kişinin olumsuz duygularının derecesi arasında da bir ilişki vardır. Yani eller yüksekteyken kişinin kontrol edilmesi, konuma göre daha zor olabilir. Olumsuz olan tüm hareketler gibi saldırgan yaklaşımın da ortadan kalkması için, kişinin ellerini çözerek avuçların ve vücudun ön tarafının açık olacağı duruma getirilmesi gerekmektedir.

Çatı Şeklindeki Eller

Eller bu konumdayken kişi, “ben konuyla ilgili uzmanım” mesajını verir. Bazı gözlem ve araştırmalar, bu hareketin genellikle üst ve ast ilişkisi içerisinde kullanıldığını, kendine güveni veya “ben her şeyi bilirim”

tavrını ifade eden bağımsız bir hareket olduğunu göstermiştir. Yöneticiler, astlarına talimat verirken veya tavsiyelerde bulunurken bu hareketi kullanırlar. Bununla birlikte bu hareket özellikle muhasebeciler, avukatlar, yöneticiler ve benzeri mesleklere mensup kişiler arasında yaygındır.

Yüksek Çatı – Alçak Çatı Ne kadar yüksek bir

çatı yaparsanız,

üstünlüğünüzü o kadar göstermiş olursunuz. Ayrıca hareketin iki farklı biçimi vardır. Birincisi, hareketi yapan kişinin fikir veya düşüncelerini belirttiği ve konuşmayı kendisinin yaptığı durumlarda kullanılan yüksek çatı hareketidir. Alçak çatı hareketi ise normalde hareketi

yapanın dinleyici olduğu durumlarda kullanılır.

Nierenberg ve Calero, özellikle kadınların alçak çatı hareketini yüksek çatı hareketinden daha sık kullandıklarını belirtmişlerdir. Yük-sek çatı hareketi,

69

geriye atılmış baş hareketiyle birlikte yapıldığında, genellikle ukalalık veya kibir ifade eder.

Çatı hareketi, olumlu bir hareket olsa bile aynı zamanda olumsuz durumlarda da kullanılabildiğinden dolayı yanlış yorumlanabilir. Örneğin, ürününü tanıtan bir pazarlamacı, konuşma sırasında alıcının birkaç olumlu hareketini gözlemlemiş olabilir. Açık avuçlar, öne eğilme, başın yukarıda tutulması gibi hareketler, bu olumlu hareketlere örnek olarak gösterilebilir.

Sonucun belirlenmesinde önemli olan, çatı hareketinden önce gelen hareketlerdir. Konuşmacılarda ve karşılıklı olarak birbirini dinleyen politikacılarda bu hareket çok sık bir biçimde kullanılmaktadır.

Uyuklama Hareketi

Uyuklama hare-ketini,

konuşmadan sıkılmış, artık

bitse de gitsem mesajı

veren bir hareket olarak

tanımlayabiliriz.

71

Dinleyici, başını desteklemek için elini kullanmaya başladığında, can sıkıntısının başladığı anlaşılır. Başını eliyle destekleme nedenini de aslında uyuyakalmamak için yaptığı bir hareket olarak yorumlarız.

Dinleyicinin can sıkıntısının derecesi, elinin başını ne kadar desteklediğinden anlaşılabilir. Tamamen desteklendiği durumda, aşırı derecede can sıkıntısı ve ilgisizlik vardır.

Parmakların masa üzerinde davul çalması ve ayakların yere vurulması profesyonel konuşmacılar tarafından can sıkıntısı işaretleri olarak yorumlansa bile, bunlar aslında sabırsızlık işaretleridir. Konuşmacı olarak bu işaretleri fark ettiğinizde, dinleyiciyi konuşmanıza dahil ederek diğerleri üzerindeki olumsuz etkisini engellemeniz gerekir. Ayrıca çok fazla stres ve endişe altındaki kişilerde de aynı hareketi görebilirsiniz. Can sıkıntısı ve sabırsızlık belirtisi gösteren dinleyiciler, konuşmacıya konuşmasını bitirme zamanının geldiği mesajını verirler.

Can Sıkıntısı

İşaret parmağı yukarıya doğru olarak yanağa dayalı duran kapalı bir elle ifade edilir. El yine ağzı kapatacağından dolayı, kişinin sıkılmış olduğunu anlayabilirsiniz. Eğer karşınızdakinin ilgisi azalmaya başlamışsa ama yine de nezaketen ilgili görünmek istiyorsa, konumu biraz değiştirecek, böylece avucun alt kısmı başı destekleyecektir. Ne şekilde olursa olsun, yanak ve kafa desteğini sağlamamanız gerekmektedir.

Genç ve yükselmekte olan yöneticilerin, sıkıcı bir konuşma yapmakta olan şirket müdürüne saygı göstermek için bu ilgi hareketini kullandıkları sayısız toplantılara katılmışsınızdır. Ancak beden dilini doğru okumayı bilen bir müdür, genç yöneticilerin kendisini pek de gönüllü bir şekilde dinlemediğinin farkına varacaktır.

Elin kafa desteği olarak kullanılmayıp yanakta durduğu durumlar ise gerçek ilgiyi gösterir.

Müdürün, kendisini dinleyenlerin ilgisini aynı seviyede tutmak için uygulayabileceği kolay bir yöntem, “Hepinizin dikkatle dinlediğine çok sevindim çünkü biraz sonra soru sormaya başlayacağım!” gibi bir şey söylemek olacaktır. Bu yöntem, sorulara cevap verememek korkusuyla dinleyicilerin dikkatinin toplanmasını sağlar.

İşaret parmağının dik olarak yanaktan yukarıya bakması ve başparmağın çeneyi desteklemesi durumunda, dinleyicinin konuşmacıyla veya konuyla

73

ilgili olumsuz veya eleştirel düşünceleri var demektir.

Olumsuz düşünceler devam ederken işaret parmağının gözü çekiştirmesi veya ovuşturması ise sık rastlanan bir harekettir. Davranış konumu, kişinin tavrını da etkilediğinden dolayı, hareket ne kadar uzun süre devam ederse eleştirel tavır da o kadar sürüyor demektir.

Can sıkıntısını belirten hareketler, konuşmacı olan kişinin, konuşmasına dinleyiciyi de katarak veya konuşmayı bitirerek hemen bir şeyler yapması gerektiğini gösterir. Duruşunu değiştirmesini sağlamak için konuşmacıya bir şeyler vermek gibi basit bir hareketle, dinleyicinin tavrını değiştirmesi

sağlanabilir.

Elleri Arkadan Bağlama

Elleri arkadan bağlama

hareketi okullarda,

öğretmenlerimiz tarafından çok fazla tekrarlanan bir harekettir.

Bu hareketi, hapiste olan mahkûmlar da sergiler. Daha genel bir açıdan bakacak olursak bu hareket, devriye gezen polisler, okul bahçesinde

yürüyen bir müdür, üst düzey bir askeri personel ve otorite sahibi diğer kişiler tarafından kullanılır. Öyleyse bu hareket, bir tür üstünlük ve kendine güven hareketidir. Aynı zamanda, kişinin bilinçaltından gelen

bir korkusuzluk ifadesiyle karın, kalp, gırtlak gibi hassas yerlerini diğerlerine göstermesine de fırsat tanır.

Deneyimlerimize göre, gazetecilerle röportaj sırasında veya diş hekiminin bekleme salonunda olduğu gibi yüksek strese maruz kaldığınız durumlarda bu hareketi yaparsanız, kendinizi oldukça rahatlamış, kendine güvenen ve hatta otoriter biri olarak bulabilirsiniz. Zira beden dilimizi değiştirmek, içinde bulunduğumuz ruh halini de değiştirmektedir.

Arkada el kavuşturma hareketi, hayal kırıklığı göstergesi olan ve bir çeşit kendini kontrol etme girişimini ifade eden “elle bileği tutma” hareketiyle karıştırılmamalıdır. Bu durumda bir el, diğer bilek veya kolu sanki sağa sola vurmasını engellemek istercesine sımsıkı tutar. Bu hareket, “Kendine hakim olmak”

deyimine örnek olarak gösterilebilir. Genellikle el arkada ne kadar yukarıdaysa kişi o kadar kızgın demektir.

Kol Kavuşturma

75

Gizlenen kol kavuşturma hareketleri, sürekli olarak başkalarının önünde olan kişiler tarafından kullanılan hareketlerdir. Bu hareket grubunu politikacılar, pazarlamacılar, sunucular ve tedirgin olduklarını ya da kendilerine güvenmediklerini izleyicilerin anlamasını istemeyen benzer kişiler oluşturur.

Tüm kol kavuşturma hareketlerinde olduğu gibi bu durumda da bir kol diğer kolu tutmak üzere bedenin önünü kapatır. Bu harekette kolları kavuşturmak yerine ellerden biri çanta, bilezik, saat, gömlek kolu veya diğer kolun üzerinde ya da yakınında olan başka bir şeye dokunur.

Elleri Ovuşturmak

Elleri ovuşturmak, başarı elde ettiğimiz zaman yaptığımız hareketlerden biridir.

Ellerini ovuşturmak, insanların olumlu umutlarını ilettikleri sözel olmayan yollardan biridir.

Zar atan kişi, kazanma umudunu göstermek için zarı ellerinin arasında ovuşturur. Heyecanlı bir pazarlamacı, satış müdürünün odasına dalar ve ellerini ovuşturarak “Büyük bir sipariş aldık efendim”

der.

Kişinin ellerini ovuşturma hızı, beklenen olumlu sonuçların kimin yararına olacağını düşündüğünü gösterir. Pazarlamacılar, müşterilerine ürün veya hizmet tanıtımı yaparken ellerini ovuşturacak olurlarsa alıcının savunmaya geçmemesi için hareketi hızlı hızlı yapmaları söylenir. Öte yandan alıcı, ellerini ovuşturarak pazarlamacıya “Neleriniz var bir bakalım?” derse bu, alıcının iyi bir şey görmeyi umduğu ve satın alma olasılığının yüksek olduğu anlatır.

Otobüs durağında soğuk bir kış günü beklerken ellerini ovuşturan birisi, büyük olasılıkla bunu otobüs beklediğinden yapmıyordur. Sadece elleri üşümüştür.

77

Ense ya da Kafa Ovuşturma

Yalan söyleme ve endişe anında yapılan bir harekettir. Calero’nun “Boyun ağrısı hareketi” adını verdiği şekilde ensenin ovuşturulmasıdır. Yalan söylerken bu hareketi yapan birisi, genellikle gözlerini sizden kaçıracak ve yere bakacaktır. Bu hareket, aynı zamanda kızgınlık ve sinirlenme işareti olarak da kullanılır. Bu durumda önce enseye hafif bir tokat vurulur ve ardından ense ovuşturulmaya başlanır.

Örneğin, altınızda çalışan birisinden sizin için belli bir işi tamamlamasını istediğinizi, onun da bunu gereken zamanda yapmayı unuttuğunu varsayalım. Sonuçları istediğinizde, unuttuğunu sözel olmayan yollarla, sanki kendi kendini dövüyormuş gibi alnını ya da ensesini tokatlayarak belirtir. Kafanın tokatlanması unutkanlık anlamına gelse de kişi, durum hakkında ne hissettiğini alnını veya ensesini tokatlayarak belirtir.

Alnını tokatlıyorsa, sözel olmayan yollarla, kendisine unutkanlığından bahsetmiş olmanıza aldırmadığının mesajını vermektedir. Eğer ensesini tokatlıyorsa, hatasını hatırlattığınız için “baş belası”

olduğunuzu söylemektedir. Enselerini ovuşturma alışkanlığına sahip olan kişiler, daha olumsuz yaklaşıma sahip veya daha eleştirel kişilerdir. Hata yaptıklarını alınlarını ovuşturarak belirten kişiler ise daha açık, daha rahat kişilerdir