• Sonuç bulunamadı

DUYGULAR VE MİKRO YÜZ İFADELERİ Duygularımız, yaşamımızın motive edici temel

taşlarıdır. Negatif duyguların deneyimlerini en aza indirmek ve pozitif duyguların deneyimlerini en üste çıkarmak için, yaşamımızı düzenleriz. Bu konuda her zaman başarılı olamasak bile, yapmaya çalıştığımız şey budur. Duygularımız, bütün önemli ya da önemsiz kararlarımızı motive eder ve onları biçimlendirir.

Yaşamımızda başka motivasyon unsurları da olabilir ancak duygularımız, hepsinin hem temelinde hem de üstündedir.

Bazı psikologlar basit bir saflıkla, yaşamın en güçlü motivasyon unsurlarının açlık, seks ve yaşama arzusu olduğunu düşünmektedirler. Bazı insanlar, iğrenç buldukları hiçbir şeyi yiyemez. Başkaları bu yiyecekleri lezzetli bulsa bile, bu tür insanlar onu yememek için ölebilirler. Böylece duygu, açlık dürtüsü üzerinde zafer kazanır! Cinsel dürtü, duygu karşısında savunmasızdır.

Bir kişi, tiksinti veya korku baskılanması esnasında ya da yetersizlik duygusundan olduğunda cinsel ilişkiye asla giremeyebilir. Böylece duygu, seks dürtüsü üzerinde zafer kazanır! Umutsuzluk, güçlü bir intihar motivasyonu sağlar. Böylece duygu, yaşamda kalma isteğine karşı zafer kazanır!

Basit olarak ele alalım. İnsanlar, mutlu olmak istiyor. Kimse korku, öfke, tiksinti, üzüntü veya ızdırap deneyimini tiyatro ve romanlardan başka bir yerde

19

yaşamak istemez. Ancak şöyle bir hakikat vardır ki gerçek hayatta bu duygular olmadan asla yaşayamayız.

Yüz İfadeleri Evrensel Midir, Her Dil Gibi Özel ve Kültürel Midir?

Duygular, yaşamımızın kalitesini belirler.

Yaşamımızın her alanında; iş hayatımızda, aile ilişkilerimizde, arkadaşlıklarımızda, dostluklarımızda, düşmanlıklarımızda, iletişim kurduğumuz her anda ve durumda duygularımız ortaya çıkar. Duygularımız, hayatımızı bayram sevincine de çevirebilir, hasarlara ve travmalara da neden olabilir. Bizim gerçekçi ve uygun düşünmemize neden olabilecekleri gibi, sonunda büyük pişmanlıklar yaşatan eylemlerimize de neden olabilirler.

Siz patronunuzdan projenizle ilgili övgü ve takdir beklerken patronunuz sizi eleştirdiğinde, yaptığınız işin arkasında durup onu savunmak yerine korku ile tepki verir ve itaatkâr mı olursunuz? Patronunuzun sizi daha fazla korkuttuğunu mu yoksa nerede yanlış yaptığınızı mı düşünürsünüz? O an ne hissettiğinizi saklayıp bir

“profesyonel gibi” davranabilir misiniz? Konuşmaya başladığınızda patronunuz neden gülümsemeye başladı?

Bu sizi çiğ çiğ yiyip tüküreceğinden mi yoksa utancını gizlediğinden kaynaklanan bir gülümseme mi?

Gülümsemesi size güven vermek için olabilir mi? Bütün gülümsemeler aynı anlama gelir mi?

Eşinizin, sizin büyük bir keşfinizle aynı fikirde olmadığını fark ettiğinizde, onun yüzündeki anlamın korku ya da hor görme olmadığını ya da sizin aşırı duygusal olan davranışlarınıza verdiği tepkiden dolayı yüzünün düşmüş olduğunu bilseydiniz? Onun ya da başka insanların hissettiği gibi mi hissedersiniz?

Başkalarını rahatsız etmeyen konular hakkında kızar, korkar ya da üzülür müydünüz? Peki, bununla ilgili yapabileceğiniz bir şey var mı?

Eşiniz, 16 yaşındaki kızınızın eve her zamanki saatinde gelmediğini ve iki saat geciktiği halde ortalarda görünmediğini söylediğinde öfkelenir miydiniz? Öfkeyi tetikleyen ne olabilir? Saati her kontrol edişinizde kızınızın henüz evi arayıp size haber vermediğini düşünürken hissettiğiniz şey, korku olabilir mi? Yoksa onun eve dönüşünü beklerken uykunuzdan olduğunuz düşüncesi mi sizi kızdırır? Ertesi gün bunu kızınızla konuşurken, söylediklerinizi dinlemiyor olmasına ve savunucu tepkiler ortaya koymasına karşın gerçekten kızgınlığınızı gizleyebilir veya kontrol edebilir miydiniz?

Verdiği tepkinin utanıyor olmasından, kendini suçlu hissetmesinden ya da size meydan okumasından mı kaynaklandığını tahmin edebilir misiniz?

Duygular, çok hızlı bir şekilde ve bir anda ortaya çıkarlar. Duygunun ortaya çıkmasında ne bilinçli aklımız ne de zayıflıklarımız rol almazlar, duygular herhangi bir anda tetiklenebilirler. Bu hız, acil bir durumda hayatımızı kurtarabilir ama aşırı tepki verdiğimiz durumlarda da

21

hayatımızı berbat edebilir. Ne hakkında duygusal olacağımız üzerinde fazla kontrolümüz yoktur ama yine de imkân dâhilindedir. Kolay olmayacağını düşünsek bile, ne zaman ve nasıl duygusal olduğumuzu ve duygularımızı neyin tetiklediği konularında bazı değişiklikler yapabiliriz.

Duygularımızı ne tetikler? Bu tetikleyicileri kaldırabilir miyiz? Duygusal olmadan neden herhangi bir bilgiyi kabul etmeyiz? Hangi durumlarda duygularımızı kontrol edebiliriz?

Yaşamda her an bir durum gelişir ve bizi de içine alır. İçimizde, gelişen duruma uygun düşünce, duygu ve davranışlar oluşur. İçinde olduğumuz her duygu ve düşünce, yüzümüze bir ifade olarak yansır. Bu işleyişi bildiğimizde, diğer insanların hangi duygu durumunda olduğunu öngörebiliriz.

İletişim anında diğer insanların yüz ifadeleri, bize çok değerli bilgiler verir. Bizimkiler de karşı tarafa…

Teklifimiz veya önerimizle ilgili neler hissettiğini doğru okuyabilir ve iletişimimizi buna göre düzenleyebiliriz. Bu kitapta, dünyada aynı anlama gelen ifadelerin yanı sıra kişisel geri bildirimleri anlamlandırmayı da öğreneceksiniz. Her türlü görüşme, toplantı ve müzakerede, kişilerin neler hissettiklerini kestirebilmenin size sağlayacağı olanakları düşünün…

Mikro ifadeler ya da yüz ifadelerini okumak denildiğinde akla ilk gelen şey, nedense “birinin yalan söylemesi” oluyor. Mikro yüz ifadesi, duygularımızı

bastırmaya ve saklamaya çalıştığımız zaman oluşan kısa süreli bir yüz ifadesi olarak sınırlanmamalıdır. Bir duygu ile bağlantı kurduğumuzda da çok belirgin olarak bu durumu yüz ifadesi olarak yansıtırız. Ve bunu bilinçaltı tepkisi olarak istemeden, farkında olmadan yaparız.

Her duygu durumu, kendi trans hali veya düzeyi olarak algılanmalı. Duygularımızı bir şekilde yansıtırız.

Bunlardan en önemlilerinden birisi de Mikro yüz ifadeleridir. Mikro ifadeler veya diğer tüm davranışsal ifadeler, bilinçaltı tepkilerimizdir. Bilinçaltı tepkiler ve özellikle mikro yüz ifadeleri bastırılamaz çünkü trans halinde bu işlemi yapabilecek kapasite, teknik olarak yoktur ancak bu durum yönetilebilir. Bu ise çok farklı bir eğitim konusudur.

İnsanın (nasıl çalıştığına dair) sisteminde duygu, düşünce ve davranış sistemleri vardır. Bir sistem devreye girdiğinde, diğer sistemler ona uyum sağlar. Mikro ifadeler ve göz hareketleri ile tüm bedensel ifadeler, ses tonu ve sesin yapısı, kişinin bir şeyle ilgili duygu durumuna olan bağı yansıtırlar. Yüz ifadeleri, insan okumanın en kolay ve en uygun sonucunu veren işaretler dizisidir.

İnsanda yüz ifadeleri, bilinenin tam aksine kişinin onu saklama gayretinden dolayı açığa çıkmaz. Kişinin ilgisi, bağ kuran ve konunun anlamıyla bu belirlenir.

Alakasız birini katil zanlısı olarak suçladığınızda kişi kaygılanır, endişe duyar ve korku ifadesi yansıtır. Kişinin yüzüne yansıyan bu ifade onun suçlu olduğuna mı işaret

23

eder? Tam tersine, birini işlemediği bir suçla muhatap ederseniz o kişi panikleyip korku duygusuna girebilir.

Yüz ifadelerini bilmek, sadece o ifadeleri tanımanızı sağlar, daha fazlasını değil. Kalibrasyon yeteneği olmayan, soru sormasını bilmeyen biri, mikro ifadeleri zaten göremez ve okuyamaz.

Düşünürsünüz Fakat Saklayamazsınız

İletişimin en temel girdisi olan mikro ifadeler, mesajların daha gerçekçi ve doğru yorumlanmasına imkân tanır. İnsan, dış dünyadan aldığı mesajları zihinsel süreçlerinde işledikten sonra, buna reaksiyon verir.

Reaksiyonun en önemli kısmı ise bilinçaltı tepkilerle oluşur ve iletilir. Kelimelerinizi yönetmekte veya kontrol etmekte ustalaşabilirsiniz veya bir nedenle içinizdeki tepkiyi kelimelere dökerken bunu bastırmaya çalışabilirsiniz ancak asla gizleyemezsiniz. Bedeniniz, yüzünüz, sesiniz, içinde bulunduğunuz duygu durumunu anlatır.

Bu kitabın amacı, insanlarla kurulan iletişimlerde kaliteli ve doğru bilgiler almaya yöneliktir. Kelimeler ile mikro ifadelerin, beden ile yüz ifadesinin uyumlu olup olmadığı, iletişim kurulan kişinin samimiyeti hakkında bizi uyarır. Evrensel yüz ifadelerini tanıyan ve bunları uygulayabilen biri olarak, kendinize ve işinize neler katabilirsiniz? İnsanları okumak, değişimleri yakalamak, gerçek ve tasarım arasındaki farkı bulmak, yalan ve

doğruyu kalibre edebilmek, elde edeceğiniz kaliteli bilgilerle kararlar oluşturmak, zamanı ve süreci yönetmek, objektif kararlar verebilmek…

Yedi duygunun evrensel ifadelerini yaşamınızın her alanında fark yaratarak tanıyabilmeyi ve kullanabilmeyi yetenek düzeyine getireceğiniz bu eğitimle, diğer duygularınıza dair ayrıntıları da farkındalık düzeyine getirebileceksiniz. İstediğiniz an istediğiniz duygu durumunu yüzünüze ve beden dilinize yansıtabileceksiniz.

Gerçek bir gülümsemeyi taklit etmek çok zordur.

Dudaklarınızın köşesini yukarı kaldırarak yüzünüze

“sırıtkan” bir ifade yerleştirebilirsiniz ve ayrıca bu ifadeyi güçlendirmek için göz kapaklarınızı da kısabilirsiniz.

Ancak gerçekten eğlenmiyorsanız, heyecanlı, rahatlamış veya mutlu değilseniz, büyük bir olasılıkla gerçeğe benzer bir gülüşü oluşturmak için yanaklarınızı yukarı doğru, kaşlarınız aşağı doğru çekemezsiniz.

25

KONUŞMA ESNASINDAKİ MESAFELER