• Sonuç bulunamadı

79

Açıklık ve Dürüstlük

Pagan dininde “kadın” sembolü olan elleri kavuşturarak avuç içini göstermek, “güven” anlamına gelmektedir. Açık avuç, tarih boyunca gerçeklik, dürüstlük, sadakat ve teslimiyetle bağdaştırılmıştır.

Polislere teslim olma hareketinde de bunu görebiliriz.

Gündelik karşılaşmalarda insanlar, üç temel avuç konumunu kullanırlar. Birincisinde avuç yukarı dönüktür ve bu, dilenen bir dilencinin tipik hareketidir. İkinci harekette ise avuç sanki bir şeyi tutuyor veya kısıtlıyormuş gibi aşağıya dönüktür. Üçüncü hareket ise ellerin dik olarak tutulmasıdır.

Birinin açık ve dürüst olup olmadığını anlamanın en anlamlı yollarından biri de avuç hareketlerine bakmaktır. Nasıl bir köpek, teslimiyet veya yenilgiyi belirtmek için boynunu gösterirse insanlar da aynı tavır veya duyguyu belirtmek için avuçlarını kullanır. Örneğin;

insanlar tamamen açık veya dürüst olmak istediklerinde, her iki avuçlarını da karşılarındaki insana açık tutarak

“Sana karşı tamamen dürüst olacağım” gibi bir şeyler söylerler. İnsanlar açılmaya veya gerçeği söylemeye başladıklarında, avuçlarının tamamını veya bir kısmını karşısındakine açmaya başlarlar. Bu, “bana güven” ya da

“sana güveniyorum” anlamlarına gelmektedir.

Beden dilinin çoğu öğeleri gibi bu da tamamen bilinçsiz olarak yapılan ve sizde karşıdakinin doğruyu söylediği hissini uyandıran bir harekettir. Bir çocuk yalan söylediğinde veya bir şeyi gizlediğinde, avuçlarını arkasına saklar. Çocukluk çapası olan bu hareket, çok önemlidir. Benzer şekilde, arkadaşlarıyla dışarıda eğlendikten sonra nerede olduğunu gizleyen bir erkek de durumu açıklamaya çalışırken avuçlarını ceplerine saklayacak veya kollarını birbirine kavuşturacaktır.

Bir müşteri, satılan malı neden alamayacağını anlatırken bir pazarlamacı, müşterinin ellerini izlemelidir.

Gerçek nedenler sadece avuçlar açıktayken söylenir.

Avuçların aşağı doğru olması susturma, sakinleştirme, kapalılık anlamına gelmektedir. Bir konuşmacı, seyircileri susturmak için elinin üstünü gösterir. Coşturmak ya da konuşturmak için ise avuçlarını gösterir. Birinin size

81

güven duymasını istiyorsanız, konuşmanızı, avuçlarınızı göstererek sürdürmeniz gerekir.

Aldatmaya Çalışan Avuç

Bu noktada, “Avuçlarımı göstererek yalan söylersem, insanlar bana inanır mı?” diye soranlar olacaktır. Bu sorunun cevabı hem evet hem de hayırdır.

Avuçlarınız açık olarak yalan söylerseniz, dürüstlükle ilgili hareketlerin çoğu eksik olacağından ve yalanla ilgili olumsuz hareketleri de açık avuçlarla çelişkili biçimde yapacağınızdan dolayı, samimi olmadığınız anlaşılacaktır.

Profesyonel yalancılar, sözel olmayan işaretlerinin sözel olan yalanlarıyla uyuşması sanatını öğrenmiş insanlardır. Profesyonel yalancı, yalan söylerken dürüstlükle ilgili sözel olmayan işaretleri ne kadar etkili olarak kullanırsa işini o kadar iyi yapar.

Başkalarıyla iletişim kurarken, açık avuç hareketlerini kullanarak kendinizi daha inandırıcı kılmanız mümkündür. Buna karşılık açık avuç hareketleri alışkanlık halini aldıkça doğruyu söylememe eğilimi de azalır. İlginçtir ki çoğu insan avuçları açıkken yalan söylemekte zorlanırlar ve avuç işaretlerini kullanmak, başkalarının vereceği yanlış bilgilerin azalmasını sağlayabilir. Aynı zamanda bu, insanları size karşı daha açık davranmaları için teşvik eder.

Elle Ağız Kapama

Ellerle ağız kapama, bir çocuğunun hareketleri kadar kolay anlaşılabilecek hareketlerden biridir.

Beynimiz yalan dolu sözleri bastırmaya çalışırken elimiz ağzımızı örter ve başparmak da yanağa bastırılır.

Çocuklar yalan söylediklerinde ya da söylememeleri gereken sözleri kullandıklarında, elleriyle ağızlarını kapatır ve gözlerini hafif açarlar. Bazen bu hareket, ağzın üzerine getirilen birkaç parmak veya kapalı bir yumruktan ibaret olabilir ama anlamı aynı kalır.

Çoğu kişi, sahte bir öksürükle ağzı koruma hareketini saklamaya çalışır. Konuşan kişi bu hareketi kullanıyorsa bu, yalan söylediği anlamına gelmektedir.

83

Ancak bu hareketi siz konuşuyorken yapıyorsa, bu da sizin yalan söylediğinizi düşündüğü anlamına gelir.

Kalabalık önünde konuşma yapan birisinin başına gelebilecek en rahatsız edici şeylerden biri, konuşma sırasında dinleyicilerinin bu hareketi yapmasıdır.

İnsanlar, karşılıklı olarak birbirlerini dinlerken bazen bu hareketi yaparlar. Bu hareketi yaparken çelişkili sinyaller verirler. Mesela öne doğru eğilmeleri ilgi belirtirken elleriyle ağızlarını kapatmaları, söylenenlere inanmadıkları veya anlatılanların gerçekliğinden şüphe duydukları anlamına gelmektedir. Yani kişi, karşısındakini kırmamak için “seninle ilgileniyorum”

mesajını vermeye çalışırken bir taraftan da “ancak söylediklerine inanmıyorum” sinyalini verir.

Avuç Gücü

Avucumuzu kullanmamız, hayatımızın birçok alanında çok önemli bir yere sahiptir. En az fark edilen ama en etkili sözel olmayan işaretler grubu, avucumuzla yaptığımız hareketlerdir. Bu hareket grubu doğru kullanıldığında, kullanıcıya otorite ve sessiz bir iktidar sağlar.

Temel olarak üç tane avuç hareketi vardır:

• Avuç yukarıya bakıyor,

• Avuç aşağıya bakıyor,

• Avuç kapalı ve parmak ileride.

Üç konumun farklarını şu örnekle gösterebiliriz:

Birisinden, bir kutuyu kaldırıp aynı odadaki başka bir yere taşımasını istediğinizi varsayalım. Aynı ses tonu, aynı sözcükler ve aynı yüz ifadesini kullandığınızı ama sadece avuç konumunuzu değiştirdiğinizi düşünelim.

Avucun yukarı bakması, sokaktaki dilencinin dilenme hareketini andıran şekilde edilgin ve tehdit etmeyen bir harekettir. Kutuyu taşıması istenen kişi, bu isteğin baskısını hissetmeyecek ve bu talebin, bir ast / üst ilişkisinde olduğu gibi kendisini tehdit ettiğini düşünmeyecektir. Avuç aşağı doğru çevrildiğinde ise anında daha otoriter biri olursunuz. İstekte bulunduğunuz kişi, kutuyu kaldırması için bir emir verdiğiniz hissine kapılır ve onunla ilişkinize bağlı olarak size karşı kendi içinde olumsuz bir tepki duyabilir.

Örneğin; istekte bulunduğunuz kişi sizinle eşit statüde bulunan bir iş arkadaşınız ise avucunuz aşağıya bakar pozisyonda yaptığınız bir isteği reddedebilir. Ancak isteğinizi avucunuz yukarı bakarak belirttiğinizde, olumlu tepki vermesi daha

mümkün olmaktadır. İstekte bulunduğunuz kişi astınız ise kullanmak için yeterli otoriteye sahip olduğunuzdan dolayı avucunuzun aşağı baktığı pozisyondaki hareketiniz, kabul edilebilir.

İleriye uzatılan parmak, özellikle konuşma temposuna göre

85

hareket ettirildiğinde, bir konuşmacının konuşurken kullanabileceği en rahatsız edici hareketlerden biridir.

Parmağınızı ileriye uzatma alışkanlığınız varsa, avucun yukarı ve aşağı baktığı konumları deneyin. Böylece daha rahat bir yaklaşım oluşturduğunuzu ve insanlar üzerinde daha olumlu bir etkiniz olduğunu göreceksiniz.

Boyun Kaşıma

Soru sorulduğunda, karşıdaki kişi boyun kaşıma hareketini sergiliyorsa ya cevabı bilmiyor ya da yalan söylemeye hazırlanıyor anlamına gelir. Bu durumda, yazı yazarken kullanılan elin işaret parmağı, kulak memesinin altını veya boynun yan tarafını kaşır. Bu hareketle ilgili gözlemlerimiz, ilginç bir durumu ortaya koymuştur. Bu hareket, bir tür şüphe veya emin olmama işareti olup

“Sana katıldığımdan emin değilim.” diyen kişiye özgü bir harekettir. Sözel dille çeliştiğinde, örneğin kişi bu hareketi yaparken “aslında” diyerek cümleye başlıyorsa, burada bir endişe söz konusudur. Bu hareketi sergilerken gözler aşağı, kaşlar hafif çatık ve baş sağ ya da sola doğru eğilir.

Ağız hafif açılır. Mikro mimiklerde bunu çok rahat bir şekilde gözlemleyebiliriz.

Göz Ovuşturma

Göz ovuşturma hareketi, uyuklama veya sıkılganlık durumlarındayken çok sık kullandığımız hareketlerdendir. Akıllı maymun “Hiçbir şey görmedim”

der ve bu hareket, beynin gördüğü bir aldatmayı, yalanı veya şüpheli bir durumu dışarıda bırakmak içindir.

Bununla birlikte, yalan söylediği kişinin yüzüne bakmaktan kaçınma hareketi olarak da ifade edilir.

Erkekler genellikle gözlerini güçlü bir biçimde ovuştururlar ve eğer söyledikleri yalan büyük bir yalansa, bakışlarını yere doğru kaçırırlar. Kadınlar ise kabalık yapmaktan kaçınmaları öğretilerek yetiştirildikleri için veya makyajlarını bozmak istemediklerinden dolayı, gözün hemen altında hafif bir ovuşturma hareketi yaparak yukarı bakarlar.

Dinleyicinin bakışlarından tavana bakarak kaçmaya çalışırlar.

İnsanların gözlere bakarak yalan söylemeleri çok zordur. Gözleri kaçırmak, bu sebeple çok yaygın bir harekettir.

Bundan dolayı insanlar, göz ovuşturarak zaman kazanmaya ve destek almaya çalışmaktadırlar.

87

Buruna Dokunma Hareketi

Buruna dokunmak da ağza dokunmak gibidir. Aslında buruna dokunmak, ağız koruma hareketinin daha belirsiz şekilde yapılmış bir

edilemeyecek tek bir dokunuştan da oluşabilir.

Bu hareketin kaynağıyla ilgili bir açıklama;

aklımıza olumsuz bir düşünce geldiğinde, bilinçaltının, eliyle ağzı kapatma talimatı verdiği ama son anda belli etmemek için elini yüzünden uzaklaştırmaya çalışarak, bu hareketi hızlı bir buruna dokunma hareketine dönüştürdüğü yolundadır.

Başka bir açıklama ise yalan söylemenin burundaki hassas sinir uçlarının kaşınmasına yol açtığı ve sürtme hareketinin de bu hissin önüne geçmek için yapıldığıdır. Sinir uçlarının kaşınmasından sonra, kişi istemsiz bir şekilde elini burnuna götürür. Bu noktada,

“Peki ya sadece kişinin burnu kaşınıyorsa?” diye sorulan sorularla da karşılaşırız. İnsanlardaki burun kaşınması,

genellikle buruna dokunma hareketinin hafif dokunuşlarından çok farklı bir sürtme veya kaşıma hareketiyle giderilir. Ağzı koruma hareketi gibi hem yalan söyleyen konuşmacı hem de karşısındakinin yalan söylediğini düşünen dinleyici tarafından kullanılır.

Çeneye Dokunma

Çeneye dokunma hareketi, düşünme hareketi

olarak da

yorumlanabilmektedir. Çene okşama hareketini bir grup hazır olma hareketi izliyorsa, satıcının alıcıya sadece ödemeyi nasıl yapmak istediğini sorması yeterlidir.

Çünkü alıcı, ürünü satın almaya hazırdır.

Bu hareket, aynı zamanda konuşmaya ya da

kararı açıklamaya

hazırlanma hareketidir. Bir grup insana bir düşünceyi sunmak için elinize bir fırsat geçtiğinde, bu düşünceyi sunarken onları dikkatle izleyin. Büyüleyici bir şey fark edeceksiniz. Dinleyicilerinizin birçoğu, ellerinden birini yüzlerine getirerek değerlendirme hareketlerini yapmaya başlayacaklardır. Bu hareketin devamında, düşüncelerini size söylemeye başlayacaklardır. Sunumunuzu

89

tamamlayıp gruptan bu fikirlerle ilgili görüş veya öneri istediğinizde, değerlendirme hareketleri sona erecektir.

Bir el çeneye inerek çene okşama hareketini başlatacaktır.

Bu hareket, dinleyicinin bir karar vermekte olduğunu gösterir. Dinleyicilerden bir karar vermelerini istediğinizde, hareketleri “değerlendirme”

hareketlerinden “karar verme” hareketlerine doğru değiştiği zaman, kararın olumlu veya olumsuz olduğunu anlamak mümkün hale gelecektir.

Gizlenen Tedirginlik

Kadınlar kendilerine güvenini kaybettiklerinde, çantaları veya cüzdanları gibi birtakım nesneleri tutabildiklerinden dolayı, “gizlenen kol” hareketlerini

erkeklerden daha az kullanırlar. Bunun en yaygın kullanımlarından biri, bir bardağın veya kadehin iki elle tutulması ile gerçekleşir. İki elin birden kullanılması tedirgin olan kişinin neredeyse anlaşılması imkânsız bir

“kol engeli” oluşturmasını sağlar.

Güçlendirilmiş Kol Kavuşturma

Tam kol kavuşturma hareketine ek olarak, kişinin yumrukları da sıkılıysa, bu durum saldırgan ve savunmaya geçmiş bir tavrı gösterir. Bu hareket grubuna, sıkça kenetlenmiş dişler ve kızarmış bir yüz eşlik eder.

Böyle bir durumda, sözel veya fiziksel bir saldırı beklenebilir. Saldırgan tavrın nedeni anlaşılmıyorsa, bunu öğrenmek için edilgen ve avuçların açıkta olduğu bir yaklaşım gerekebilir. Bu hareket grubunu yapan kişi, saldırgan bir tavra sahiptir.

91

Kol Kavrama Hareketi

Kol kavrama hareketinde ellerin, hareketi daha güçlü kılmak ve hareketi çözerek vücudu ortaya çıkarma amaçlı yapılacak herhangi bir girişimi engellemek üzere üst kolları sıkıca kavradığını göreceksiniz. Bazen, kollar o kadar sıkıca kavranır ki kan dolaşımının durmasıyla parmaklar ve parmak eklemleri beyazlaşır. Bu kol kavuşturma stili, doktor ve diş hekimlerinin bekleme odalarında bekleyen kişilerde veya ilk defa uçağa binecek olup uçağın kalkışını bekleyen kişilerde görülür. Bu hareket, dizginlenen olumsuz bir tavır olduğunu gösterir.

Statü, kol kavuşturma hareketlerini etkileyebilir.

Üstünlük iddiasındaki bir tip, üstünlüğünü yeni tanıştığı kişilere hissettirmek için kollarını kavuşturmamayı tercih edebilir. Örneğin, bir şirket eğlencesinde genel müdürün daha önce tanışmamış olduğu birkaç yeni elemanla tanıştırıldığını varsayalım. Baskın bir el sıkışıyla onları selamladıktan sonra, yeni elemanlardan elleri yanda, iç içe konumda, arkada kavuşturulmuş veya bir eli cebinde olarak sosyal mesafede durur. En ufak bir tedirginlik belirtisi göstermemek için kollarını nadiren kavuşturur.

Yeni çalışanlar ise patronla el sıkıştıktan sonra şirketin bir numaralı adamının varlığından duydukları tedirginlikle, tam veya kısmi kol kavuşturma hareketleri yaparlar. Her biri diğerine göre statüsünü belirttiğinden dolayı, genel müdür de yeni çalışanlar da yaptıkları hareketlerde kendilerini rahat hissederler.

Üstünlük Tavrı Gösterme

Peki ya deneyimli bir müdür, üstünlük iddiaları olan hatta kendini genel müdür kadar önemli bulan, yeni yeni yükselmekte olan genç bir yöneticiyle karşılaştığında neler olur? Bunun beklenen sonucu, her ikisinin de baskın bir el sıkışla birbirlerini selamlamalarının ardından, genç yöneticinin her iki başparmağı da dik olarak yukarıya bakar şekilde kollarını kavuşturmasıdır. Bu hareket, her iki kol da vücudun önünde yatay bir şekilde tutulurken, başparmakların, kişinin “serinkanlı” olduğunu göstermek amacıyla yukarıda tutulmasından oluşan hareketin savunmaya geçmiş halidir. Başparmakları yukarıya doğru kaldırmak, kendimize güvendiğimizi göstermenin bir yoludur. Kavuşturulmuş kollar ise korunma hissi sağlar.

Pazarlamacıların yaklaşımlarının etkili olup olmadığını anlayabilmek için, bir alıcının neden bu hareketi yaptığını çözümlemeleri gerekir. “Başparmaklar yukarıya” hareketi, satış sunumunun sonuna doğru yapılmışsa ve alıcının başka olumlu hareketleriyle birlikteyse, satıcı tereddüt etmeden satışı sonlandırarak sipariş isteyebilir. Öte yandan alıcı, yumrukları sıkılı halde kol kavuşturma konumuna geçer ve sahte bir gülümseme takınırsa, sonuç pek olumlu değil demektir.

Bu noktada satıcının, satış sunumuna hızla geri dönerek, alıcının itirazlarını keşfetmek amacıyla sorular sorması daha iyi olabilir. Satış sırasında, alıcının ağzından “hayır”

sözcüğü bir kez çıktıktan sonra kararını değiştirmesi çok zor olabilir. Beden dilini okuma yeteneği, olumsuz kararı

93

dile getirilmeden önce görmenizi ve eylem biçiminizi değiştirmenizi sağlar.

Kısmi Kol Kavuşturma

Bu hareket, endişe anında çok sık karşılaştığımız bir harekettir. Tam kol kavuşturma hareketini, başkalarının yanında korkumuzu fazla açığa vuracağından dolayı bazen kullanmak istemeyiz. Kısmi kol kavuşturmaya, kişinin gruba yabancı olduğu toplantılarda veya kendine güveninin az olduğu durumlarda rastlanabilir. Kısmi kol kavuşturma hareketine örnek olarak, ödül almak veya konuşma yapmak için topluluk karşısına çıkan insanlarda sık rastlanan bir hareket olan “kendi kendiyle el tutuşma”

hareketini gösterebiliriz. Desmond Morris, bu hareketin, kişinin çocukken korktuğunda ebeveyninin elini tutarak yaşadığı rahatlamayı yeniden yaşamasını sağlayan bir hareket olduğunu söylemektedir.

Standart Kol Kavuşturma

Hoş olmayan bir durumdan saklanma girişimi olarak, her iki kol da göğüste kavuşturulur. Pek çok kol kavuşturma şekli olsa da bu kitapta en yaygın üç tanesinin üzerinde durulacaktır. Standart kol kavuşturma hareketi, neredeyse her yerde aynı savunmayı veya olumsuz tavrı belirten evrensel bir harekettir. Bu hareket özellikle, kişi toplantılar, kuyruklar, kafeteryalar,

asansörler veya kendisini güvensiz hissettiği herhangi bir yerde yabancılar arasındayken, yaygın olarak görülür.

Yüz yüze bir karşılaşma sırasında kol kavuşturma hareketiyle karşılaşırsanız, karşınızdakinin katılmadığı bir şeyler söylemekte olduğunuzu varsaymak ve karşınızdaki kişi sözel olarak sizinle aynı fikirde görünse bile aynı çizgiyi sürdürmekten vazgeçmek akıllıca olabilir. Burada unutulmaması gereken; sözel olmayan iletişim yalan söylemezken, sözel iletişimin yalan söyleyebilmesidir. Bu noktadaki amacınız, kol kavuşturma hareketinin nedeni bularak, karşınızdakini daha alıcı bir konuma getirmektir. Kol kavuşturma hareketi devam ettiği sürece, olumsuz tavrın devam edeceğini unutmayın. Tavır harekete neden olurken, hareketin sürmesi de tavrın devamına neden olur.

Kol kavuşturma hareketini kırmanın basit ama etkili bir yolu, karşınızdakine bir kalem, kitap veya başka herhangi bir şey uzatarak ileri uzanmasını ve kollarını çözmesini sağlamaktır. Bu da onun daha açık bir duruş ve daha olumlu bir tavır takınmasını sağlayacaktır.

Karşınızdakinden, ileri uzanarak görsel bir sunuma bakmasını istemek de kolları çözmenin etkili bir yolu olabilir. Başka bir etkili yöntem de ayakta elleriniz açık haldeyken ileri uzanarak, “Aklınızda bir soru olduğunu hissediyorum, neyi merak ediyorsunuz?” veya

“Neyi bilmek istiyorsunuz?” diye sorarak, ardından da konuşma sırasının karşınızdakine geçtiğini göstermek için oturmaktır. Böylece, avuçlarınızın görünmesini

95

sağlayarak karşınızdakine açık ve dürüst bir cevap beklediğinizi sözel olmayan yollarla iletmiş olursunuz.

Gizli Küçümseme

Herhangi bir

durumla ilgili karşısındaki kişiye yönelik “gizli küçümseme” hareketi yapan kişilerin kaşları hafifçe çatılır. Dudak, sağa ya da sola doğru gider, kaslarda bir gerginleşme görülür. Sağ ya da sol göz kapağı kısılır.

Sağ ya da sol kaş yukarı doğru kalkar ve baş, anlık olarak geri gider.

TOKALAŞMA

Tokalaşma, sözsüz bir selamlaşma hareketidir ve eski çağlardan beri süregelir. El sıkışma, mağara adamı döneminin bir kalıntısıdır. Mağara adamları karşılaştıklarında, silahları olmadığını veya silah gizlemediklerini göstermek için avuçları açık olarak kollarını havada tutarlardı. Avuçlar havada hareketi yüzyıllar içinde değişime uğrayarak avuç havada, avuç kalbin üzerinde ve sayısız diğer versiyonlarının türemesine yol açmıştır.

Bu eski selamlama töreninin modern biçimi çoğu ülkede, karşılaşmalarda ve ayrılırken kullanılan, ellerin kilitlenerek sallandığı harekettir. Günümüzde de avuç içi önemli bir yer almaya başlamıştır.

Tokalaşmak, biriyle ilk tanıştığınızda genel olarak kabul gören bir adetse de bazı durumlarda tokalaşma için ilk hareketi sizin yapmanız doğru olmayabilir. El sıkışmanın bir tür hoş geldin işareti olduğunu düşünecek olursak, ilk hareketi yapmadan önce kendi kendinize

“Gerçekten isteniyor muyum?” veya “Bu kişi beni gördüğüne memnun mu?” gibi soruları sormanızda fayda vardır.

Bir müşteriyi habersizce ve davet edilmeden ziyaret edecek olan pazarlamacı adaylarına, tokalaşmayı kendilerinin başlatması durumunda müşteriyi istemedikleri bir şeye zorluyor olabilecekleri ihtimaline karşı olumsuz tepki alabilecekleri öğretilmektedir. Çünkü müşteri, davetsiz veya habersiz gelindiği için negatif bir

97

ruh halinde olup hoş geldin demek istemiyor olabilir.

Böyle durumlarda, pazarlamacı adaylarına karşıdakinin el sıkışmak için ilk hareketi yapmasını beklemeleri ve yapmadığı durumda başlarıyla selam vermeleri tavsiye edilir.

Eşit El Sıkışma

Karşı tarafın elini, sizin elinizi sıktığı baskı ve düzeyde sıkmak ve avuç içlerinin birbirlerine tamamen temas etmesiyle yapılan el sıkışmasına, eşit el sıkışma denilir. Bu tarz el sıkışma ile karşı tarafa kolay iletişim kurabileceğiniz ve samimi olduğunuz izlenimini verebilirsiniz. Aynı şekilde, eğer karşı taraf sizinle eşit el sıkışma yaptıysa, karşınızdaki kişinin size karşı samimi ve açık olduğunu, size bir sevgi beslediğini, size karşı bir direncinin olmadığını anlayabilirsiniz. Eşit el sıkışma, samimiyet ve sevgi göstergesidir.

Baskın El Sıkışmalar

Tokalaşırken, hiç farkına varmadan kişiler üzerinde baskı kurma, ezilme veya ezme, küçümseme, üstünlük gibi mesajlar iletiriz. Birisiyle ilk kez karşılaştığınızı ve geleneksel tokalaşma aracılığıyla selamlaştığınızı varsayalım. El sıkışmayla, üç temel tavırdan biri iletilir. Bunlar;

• Hâkimiyet: “Bu insan, üzerimde egemenlik kurmaya çalışıyor. Temkinli olmalıyım.”

• Edilgenlik: “Ben bu insanın üzerinde bir egemenlik kurabilirim. İsteklerimi kolaylıkla kabul ettirebilirim.”

• Eşitlik: “Bu insandan hoşlandım. İyi anlaşacağa benziyoruz.” tavırlarıdır.

99

Bu tavırlar, karşı tarafa bilinçdışı olarak iletilir.

Üzerinde biraz çalışmakla ve bilinçli bir uygulamayla, aşağıdaki tokalaşma teknikleri, yüz yüze görüşmelerin

Üzerinde biraz çalışmakla ve bilinçli bir uygulamayla, aşağıdaki tokalaşma teknikleri, yüz yüze görüşmelerin