• Sonuç bulunamadı

AĞIZ DAVRANIŞLARININ ANLAŞILMASI

Ağzımız da, tıpkı gözlerimiz gibi, diğer insanlarla kurduğunuz ilişkilerde daha etkili olmanıza yardımcı olabilecek birçok güvenilir işaret göstermektedir. Ancak ağız davranışları bilinçli olarak çarpıtılabileceğinden dolayı, yorumlamalarımızda çok dikkatli olmamız gerekmektedir. Öyleyse şimdi, ağız davranışlarına yönelik bazı belirgin noktalara bakalım.

Sahte ve Gerçek Gülümsemeler

İnsanların hem sahte hem de gerçek bir gülümsemeleri olduğu araştırmacılar tarafından ortaya konmuştur. Sahte gülümsememizi bize çok yakın olmayan insanlara yönelik sosyal bir araç olarak kullanırken, gerçek gülümsememizi gerçekten değer verdiğimiz insanlar ve olaylar için kullanırız.

Kaybolan Dudaklar ve Dudakların Bastırılması

Eğer birinin dudakları kaybolmuş gibi görünüyorsa, bunun nedeni strestir. Stresli anlarımızda, bilinçaltından gelen bir tepkiyle dudaklarımızı geri çekeriz.

Bu, stres esnasında beynimizin kendimizi kapatmamız ve vücudumuzun içine hiçbir şeyin girmesine müsaade etmememiz gerektiği yönünde bir uyarısıdır. Çünkü stres yaratan bir durumun içinde

olduğumuzdan dolayı, zihnimizin çok ciddi konularla meşgul olması söz konusudur. Dudakların bastırılması gerçek zamanlı olarak ortaya konan ve olumsuz duyguların göstergesi sayılabilecek bir davranıştır. Bu davranış, kişinin rahatsız bir durumda olduğunun ve bir şeylerin yanlış gittiğinin açık bir göstergesidir ve genellikle olumsuz bir anlam ifade eder. Dudakların bastırılması, o an için stres altında olmaktan kaynaklanan bir durumdur.

İnsanlar, bilinçli olarak dudaklarını geri çekerek bu hareketi yok edebilmelerine rağmen, dudaklarının düz çizgisini bozamamaları onları ele verir. Bu davranışı deneyen insanların büyük bir çoğunluğu, ağızlarının ters bir "U" şeklini almasını sağlayacak şekilde ağız köşelerini aşağı doğru indirmeyi başaramaz. Peki, bunun nedeni nedir? Çünkü bu davranış, gerçekten stres altında ya da sıkıntılı olmadığımız takdirde taklit edemeyeceğimiz, limbik beyin kaynaklı bir tepkidir. Bazı insanlarda ağız köşelerinin aşağı dönük bir görüntüye sahip olmasının normal bir durum olduğunu ve stres belirtisi olarak değerlendirilemeyeceğini de göz önünde bulundurmak gerekir. Öte yandan, bu davranış birçok insanda olumsuz duygu ya da düşüncelerin net bir göstergesidir.

Dudak Bükmek

Siz ya da bir başkası konuşurken, aranızda dudaklarını büken birisi olup olmadığına dikkat edin. Bu davranış genellikle söylenen şeye katılmadıkları ya da

171

farklı bir düşünce veya fikre sahip oldukları anlamına gelmektedir. Bu gözlem yeteneğine sahip olmanız, konuşmanızı nasıl yapmanız gerektiği, teklifinizi nasıl değiştirebileceğinizi ya da konuşmanızı nasıl sürdürmenizin gerektiği gibi noktalarda size yardımcı olabilir.

Bu davranış polis sorgulamalarında, özellikle de şüphelinin karşısına yanlış bilgilerle çıkıldığında görülebilir. Şüpheli dudaklarını bükerek oturur çünkü sorgu memurunun öne sürdüğü şeylerin yanlış (dayanaksız) olduğunu biliyordur.

Dudak bükme davranışı, sözel olmayan iletişim açısından öylesine net bir işarettir ki her zaman dikkate alınması gerekmektedir. Birçok farklı durum ve koşulda gözlemlenebilecek bu davranış, kişinin başka bir şekilde düşündüğünü ya da söylenenlere tamamen karşı çıktığını anlamamıza imkan tanıyan güvenilir bir işarettir.

Küçümseyici Davranışlar

Gözleri devirmek ya da dudak bükmek gibi davranışlar evrensel bir nitelik taşıyan küçümseyici davranışlardır. Saygısızca olan bu ifadeler, umursamazlığı ya da empati eksikliğini gösterir. Bu türden bir davranışta bulunduğunuzda, yanaklardaki kaslar, dudak köşelerinin kulaklara doğru çekilmesini sağlayarak yanaklarda çukurlaşmaya neden olur.

Yalnızca bir an için görünüp kaybolsa bile, bu ifade çok

net ve anlamlıdır. Küçümseyici davranışlar, karşımızdaki kişinin aklından neler geçtiğine ve hemen ardından olabilecek şeylerle ilgili aydınlatıcı bilgiler edinmemizi sağlayabilir.

Dil İşaretleri

Karşımızdaki kişinin düşüncelerine ya da duygu durumuna dair fikir sahibi olmamızı sağlayacak sayısız dil işareti bulunmaktadır. Aşın stres altında olduğumuz zamanlarda ağzımızın kuruması, dolayısıyla da nemlendirmek için dudaklarımızı yalamamız normal bir durumdur. Ayrıca, kendimizi rahatsız hissettiğimizde, sakinleşmek ve kendimizi yatıştırmak için de dilimizle dudaklarımızı yalamaya yönelebiliriz. Bir iş üzerinde yoğunlaştığımızda dilimizi dudağımızın bir köşesinden dışarı çıkarmamız ya da sevmediğimiz birisine düşmanlığımızı ya da olumsuz hislerimizi yansıtmak için dilimizi göstermemiz de muhtemeldir (çocuklar bunu her zaman yapar).

Kişi, stresle bağlantılı ağız işaretleri gösterdiğinde (dudak ısırma, ağza dokunma, dudak yalama ya da bir şeyleri ısırma gibi), dikkatli bir gözlemcinin kişinin rahatsız hislerine dair düşünceleri daha da güçlenmiş olur.

Bunun yanı sıra, karşınızdaki kişi önündeki seçenekleri tartarken aynı anda dudaklarına dokunuyor veya ısırıyorsa, özellikle de bu süreç çok uzamışsa, bunu

173

güvensizlik ya da huzursuzluğa yönelik bir işaret olarak değerlendirebilirsiniz.

DİĞER MİMİKLERİMİZ:

Alnın Kırışması

Alnın kırışmasıyla oluşan kaşların çatılması davranışı, genellikle kişi endişeye kapıldığında, üzüldüğünde, bir şey üzerine yoğunlaştığında, tedirginlik hissettiğinde, şaşkınlığa düştüğünde ya da öfkelendiğinde görülür.

Alnın kırışmasının hangi anlama geldiğini çözümlemek için, bu davranışı dahil olduğu konu ve ortam bağlamında değerlendirmek gereklidir. Örneğin, bir süpermarkette kasa görevlisini, kasasını kapatmış ve günlük kazancı sayarken izlediğinizde, bu davranışı yakından gözlemleme şansınız olabilir. Kasiyerin o anda yüzünde beliren ifadesindeki yoğunluğu ve konsantrasyonunu görebilirsiniz. Bu davranış, henüz tutuklanmış ve karakola götürülürken habercilerin arasından geçirilen kişilerde de gözlemlenebilir. Alnın kırışması, genellikle kişi kendisini savunulması ya da kabul edilmesi zor olan bir durumda bulduğunda ve bu durumdan kurtulamadığında görülen bir davranıştır.

Yakalanan hırsızların yüzünde bu ifadeyi görebilirsiniz.

Alnın kırışması, kendilerine böyle bir ifadeyle baktığımızda köpekler tarafından bile tanınan bir ifadedir. Ayrıca köpekler de tedirginlik hissettiklerinde,

üzüldüklerinde ya da bir şeye yoğunlaştıklarında aynı ifadeyi gösterebilir. Üstelik yaşlandıkça ve yaşam deneyimlerimiz çoğaldıkça, alnımızda daha derin kırışıklıklar görülmesi ve en sonunda bu kırışıklıkların kalıcı bir hal alması çok rastlanan bir durumdur. Nasıl sözel olmayan olumlu ifadeler uzun zaman içinde gülümseme hatlarını yüzde kalıcı kırışıklıklara döndürüyor ve mutlu bir yaşamı işaret ediyorsa, alnı aşırı kırışıklarla kaplı bir insanın da sürekli bu türden davranışlar göstermesini gerekli kılacak, nispeten daha zor bir yaşam geçirdiğini düşünebiliriz.

Burun Kanatlarının Genişlemesi

Burun deliklerinin açılması kişinin uyarıldığını ya da heyecanlandığını gösteren bir yüz işaretidir. Birbirleri etrafında dönüp duran sevgililerin burun deliklerinin heyecan ve beklenti içinde açılıp kapandığını görebilirsiniz. Burun deliklerinin açılıp kapanmaya başlaması aynı zamanda kişinin fiziksel bir harekette bulunmak üzere olduğunu gösteren bir niyet işaretidir ve bu hareketin cinsel bir içerik taşıması da şart değildir. Bu hareket, dik bir merdiveni çıkmak için hazırlanmak veya bir kitaplığı itmek gibi herhangi bir şey olabilir. İnsanlar, fiziksel bir hamle öncesinde oksijen almaya yönelir ve bu da burun deliklerinin açılıp kapanmasına neden olur.

175

Burun delikleri açılıp kapandığında, bu karşınızdaki kişiyi genellikle tartışmak, kaçmak ya da kavga etmek davranışlarından birinin beklentisine sokabilir. Size saldırmak ya da sizden kaçmak için bir nedene sahip olması muhtemel birisiyle birlikteyseniz, burun kanatlarındaki hareketleri her zaman takip etmelisiniz. Bu, aynı zamanda, çocuklarımıza her zaman farkında olmalarını öğretmemiz gereken davranışlardan biridir. Bu sayede, kendileri için tehlike arz edebilecek insanların daha çok farkında olabilirler.

Tırnak Yemek ve Bağlantılı Stres İşaretleri

Bir anlaşma aşamasında, karşınızdaki insanın tırnaklarını yediğini görürseniz, bu kişi sizin üzerinizde kendine güvenen birisinin izlenimini bırakmayacaktır.

Tırnak yemek stres, güvensizlik ya da huzursuzluk göstergesidir. Pazarlığın son aşamasında bu davranışı gördüğünüzde, kişinin kendisine güvenmediğini ve pazarlığı zayıf bir konumdan yürütmeye çalıştığını düşünebilirsiniz. Herhangi bir ortamda, bu davranıştan kaçınmalısınız. Tırnaklarımızı yeme nedenimiz kendimizi yatıştırmak istememizden kaynaklanmaktadır.

Yüzün Kızarması ve Benzin Atması

Bazen duygusal durumumuzdan kaynaklanan ve tamamen otomatik bir şekilde, yüzümüz kızarır ya da benzimiz atar. Bazı insanlarda, özellikle de açık tenlilerde,

bu durum çok belirgin olmaktadır. Yanlış bir şey yaparken yakalandıkları zamanlarda da insanların yüzleri kızarır. Ya da birisinden hoşlanan ancak bunun anlaşılmasını istemeyen kişilerin yüzleri, bu kişiyle aynı ortama girdiklerinde kızarabilir. Platonik bir durumda olan ergenlik çağındaki çocukların yüzlerinin, hoşlandıkları kişi yanlarına yaklaştığında kızarması muhtemeldir. Bu durum, beden tarafından iletilen gerçek bir tepkidir ve tespiti de oldukça kolaydır.

Diğer taraftan benzin atması, şok olarak bilinen bir tepkiyi göstermemiz durumunda oluşmaktadır. Bir trafik kazasının ardından insanların ya da bir sorgulamada suçunu kesin olarak kanıtlayan bir delil ortaya çıkarıldığında, şüphelinin yüzünde bu tepkiyi görebilirsiniz. Benzin atması, sinir sisteminin tene yakın durumdaki bütün yüzey damarlarını geriye çekerek, kaçma ya da savaşmaya yönelik bir hazırlık olarak tüm kanı kaslara yönlendirmesi sonucunda oluşur. Bu işaretler yalnızca tensel olarak görünse de, kişinin aşırı düzeyde stres altında olduğunu işaret etmeleri ve şartlara göre değişiklik göstermelerinden dolayı, mutlaka dikkate alınmalıdırlar.

Mimiklerimizle Ortaya Çıkan Onaylamama İşaretleri Kınamaya yönelik işaretler, dünyanın farklı yerlerinde farklı şekillerde ortaya çıkar ve kültürün sosyal normlarını yansıtır. Bu işaretler, her ülkede kültürlere göre farklılıklar gösterecektir.

177

Onaylamamaya yönelik işaretlerin büyük kısmı, yüzümüz aracılığıyla dışa vurulur ve ebeveynlerimizden öğrendiğimiz ilk mesajlardan biridir. Ebeveynlerimiz, yanlış bir şey yaptığımızda, bunu bize anlatmak için onaylamama işaretlerini yüzlerinde taşırlar. Belli belirsiz yapıldıklarında dahi, onaylamamaya yönelik işaretleri algılama ve anlamlandırmada oldukça başarılıyızdır.

Bir ülkenin yazılı olmayan kural ve adetlerini anlamanın önemli unsurlarından biri de, ülke insanının kınama davranışlarını tanımaktır. Bu işaretler sayesinde, nerede yanlışlık yaptığımızı anlayabiliriz. Diğer taraftan, kınamaya yönelik duyguların haksız ya da uygunsuz bir şekilde dışavurumu da aynı derecede kaba bir davranıştır. Sıklıkla görülen onaylamama işaretlerinden biri, gözlerin devrilmesidir. Bu, saygısızca bir davranıştır.

Memnuniyetsizlik ya da onaylamama göstergesi olan mimikler, güvenilebilecek türden sözel olmayan işaretlerdir ve karşımızdaki kişinin aklından neler geçtiğini yansıtırlar. Memnuniyetsizlik ya da tiksinme duygusu, kendisini öncelikle yüzümüzde gösterir. Her ne kadar yüz işaretleri belli belirsiz mimiklerden apaçık tepkilere uzansa da, temeldeki duygu aynıdır: "Bunu sevmedim!"

Karşımızdaki insanın yüzünü ekşitmesi ya da memnuniyetsizlik ifadesi ne kadar kapalı olursa olsun, bu davranışlar beynimiz tarafından düzenlendiği için, gözlemlediğimiz bu işaretleri yorumlarken kendimize güvenebiliriz.