• Sonuç bulunamadı

Gözlerimiz birçok faydalı bilgiyi dışa vurabilir çünkü onlar, ruhumuzun pencereleri gibidir. Gözlerimiz, yaşıyor olduğumuz hisleri eksiksiz bir şekilde yansıtabilir çünkü üzerlerinde çok fazla kontrolümüz yoktur.

Yüzümüzün diğer kısımları, gözlerimize göre daha az reflekslidir. Ancak yaratılışımızdan gelen bir özellik olarak gözlerimiz, çevresindeki kasları tehlikelerden koruyacak şekilde tetikler. Örneğin; tehlike yaratabilecek bir nesnenin yaklaşması durumunda, gözlerimizin etrafındaki kaslar göz kapaklarımızın aniden kapanmasını sağlar. Bu refleks mekanizması aynı zamanda gözlerimizi yüzümüzün en dürüst parçaları durumuna getirmektedir. Öyleyse şimdi, insanların ne düşündüğünü ve niyetlerini anlamamıza yardımcı olacak göz hareketlerini daha yakından inceleyelim.

161

Gözbebeklerinin Küçülmesi ve Gözlerin Kısılması Araştırmalar, sevdiğimiz bir şey gördüğümüzde gözbebeklerimizin büyüdüğünü; tam tersi durumlarda ise küçüldüğünü göstermektedir. Üzerlerinde bilinçli bir kontrolümüzün olmadığı gözbebeklerimiz, saniyenin onda biri gibi bir zaman diliminde hem harici (örneğin ışık değişimleri) hem de dahili uyaranlara (örneğin düşünceler) reaksiyon gösterebilmektedir.

Gözbebeklerimiz küçük olduğundan ve değişimlerini çok hızlı gerçekleşmesinden dolayı, gözbebeği tepkilerinin gözlemlenmesi kolay değildir.

Heyecanlandığımızda, şaşırdığımızda, kendimizi birdenbire zor bir durumun içinde bulduğumuzda gözlerimiz açılır. Bununla birlikte, olabildiğince fazla miktarda ışığı alabilmek için gözbebeklerimiz de büyür ve beyne mümkün olduğunca görsel bilgi iletilir. Diğer taraftan, gördüğümüz bilgiyi işlediğimizde olumsuz bir şeyle karşı karşıya olduğumuzu anlarsak, gözbebeklerimiz küçülecektir.

Gözbebeklerimiz küçüldüğünde tam anlamıyla odaklanacağından dolayı, kendimizi korumak ya da kaçabilmek için ihtiyacımız olan net görüşe sahip oluruz.

Bu durum, fotoğraf makinelerinin çalışma mantığına benzemektedir. Gözbebeğinin en yüksek derecede küçülmesi yeterli olmadığında, gözlerimizi kısarak aralığı mümkün olduğunca daraltır, aynı anda da gözlerimizi korumaya almış oluruz.

Aynı durum iş dünyasında da geçerlidir. Birlikte çalıştığımız kişiler bir sözleşmeyi okurken birden gözlerini kısarlarsa, sözleşmedeki bir şeyin kafalarında soru işaretine yol açtığını ve bunun gözlerine yansıdığını çıkarabilirsiniz. Büyük bir ihtimalle bu kişiler olumsuz duygularını yansıtan çok açık işaretler verdiklerinin farkında olmayacaktır.

Tedirgin ya da rahatsız oldukları zamanlarda bazı kişiler, gözlerini kısmanın yanı sıra, kaşlarını da çatabilir.

Çatılmış kaşlar genellikle, kişinin içinde bulunduğu zayıflık ve güvensizliği yansıtır.

Gözlerin Bloke Edilmesi ve Beynin Kendini Koruması Gözlerimiz, temel bilgi edinme yolumuzdur.

Algıladığımız bilgileri, gözlerin bloke edilmesi olarak bilinen ve beyni istenmeyen görüntüleri görmekten koruyan bir mekanizma sayesinde eleriz. Gözlerin kısılması ya da gözbebeklerinin küçülmesi yoluyla gözlerin boyutundaki herhangi bir küçülme, bilinçaltından kaynaklanan bir engelleme davranışı olarak görülebilir. Ve tüm engelleme davranışları endişe, memnuniyetsizlik, anlaşmazlık ya da algılanan potansiyel bir tehdidin işaretidir.

Gözlerin bloke edilmesi, sözel olmayan iletişimin doğal bir parçasıdır. Örneğin, birisinin size kötü haber verdiği bir anı düşünün. Yaşadığınız duygular nedeniyle

163

bu davranışınızın farkında olmazsınız fakat haberi duyduğunuz anda göz kapaklarınız bir süre için kapanır.

Gözlerin bloke edilmesi birçok şekilde ortaya çıkabilir ve bu davranış size kendinizi kötü hissettiren bir olayda da gözlemlenebilir. Örneğin; önemli bir şeyi unuttuğunu fark eden bir insan, bir anlığına gözlerini kapatır ve hatasını zihninde tartarken derin bir nefes alır.

Gözlerin bloke edilmesine yönelik davranışlar, gözlemlenen kişinin düşünce ve hislerinin işaretleri olabilir. Uzaklaşmayı gösteren bu işaretler, olumsuz bir şeyin duyulmasıyla aynı zamanda oluşmaktadır. Bir sohbet sırasında, söylediğimiz bir şeyin karşımızdaki insanda huzursuzluk ya da memnuniyetsizlik yarattığını anlamamızı sağlayacak işaretlerden birisi, engelleme davranışlarıdır.

Gözlerin bloke edilmesi, kişide rahatsızlığa yol açan olumsuz bir şeyin görülmesi ya da duyulmasıyla oluşuyor olsa da, bu davranış düşük özgüvenin bir işareti olarak da oluşabilir. Sözel olmayan işaretlerin çoğunda olduğu gibi, bu davranışın da en güvenilir olduğu nokta, davranışın, önemli bir olayın ardından meydana geldiği zamanlardır. Bu davranış, karşınızdaki kişiye önemli bir bilgi vermenizin ya da bir teklifte bulunmanızın hemen ardından oluşmuşsa, ortada yanlış bir şeyler olduğunu ve kişinin bir şekilde rahatsızlık hissettiğini anlayabilirsiniz.

Bu aşamada, karşınızdaki insanla olan ilişkinizi iyi tutmak ve geliştirmek istiyorsanız, nasıl devam etmeniz gerektiği konusunda tekrar düşünmelisiniz.

Gözbebeklerinin Büyümesi, Kaşların Kalkması ve Gözlerin Açılması

Olumlu duyguları yansıtan birçok göz davranışı vardır. Örneğin, çok küçük yaşlarımızdan itibaren, annemizi gördüğümüz anda gözlerimizde rahat bir ifade oluşur. Bir bebek, doğumunun üzerinden yetmiş iki saat geçmesiyle birlikte annesinin yüzünü gözleriyle takip edecek bir noktaya gelir ve bulunduğu ortama annesi girdiğinde memnuniyet ve ilgisini gösterecek şekilde gözleri açılır. Annede de rahat bir ifade oluşacağından, bebek, annesinin gözlerine bakarak sakinleşebilir.

Gözlerin büyümesi, iyi bir işarettir; bu işareti karşınızdaki kişinin kendisini iyi hissettiren bir şeyle bağlantıda olduğunu anlayabilirsiniz.

Memnuniyet ve diğer olumlu duygular, gözlerin büyümesiyle dışa vurulur. Beynin verdiği mesaj, temel olarak, "Gördüğüm şeyden memnunum; daha iyi görmek istiyorum!" olmaktadır. İnsanlar, gördükleri şeyden dolayı memnuniyet duyduklarında, gözbebeklerinin büyümesinin yanı sıra göz bölgeleri genişleyecek ve gözlerini olduğundan daha büyük gösterecek şekilde kaşlar da yükselecektir. Bununla birlikte, bazı insanlar gözlerini iyice açarak göz aralıklarını büyütürler.

Gözlerin bu genişlikte açılması genellikle şaşkınlık ya da olumlu bir olayın sonucudur.

165

Kocaman Açılmış Gözler

Gözlerin kocaman açılmasının farklı bir şekli de, olumlu bir olay karşısında çok hızlı bir şekilde gerçekleşen kaşların kalkmasıdır. Bu davranış, yalnızca hoş bir sürprizin insanda uyandırdığı hislerin bir işareti olarak değil, aynı zamanda belli bir şeyi vurgulamak ve duygusal yoğunluğu göstermek için de kullanılabilir.

Şaşırdıkları zaman insanların kaşlarının kalkması ve gözlerinin kırpışması çok tanıdık bir görüntüdür. Bu, gerçekliğine güvenebileceğiniz olumlu bir dışavurumdur.

Gözlerin Dikilmesi

Bir insana doğrudan baktığımızda, bunun nedeni o insandan hoşlanmamız, o insanı merak etmemiz ya da tehdit etmek istememiz olabilir. Örneğin, sevgililer sıklıkla birbirlerinin gözlerinin içine bakar; tıpkı bir annenin bebeğinin gözlerine dalıp gittiği gibi. Fakat tehlikeli insanlar da hedeflerini etki altına almak ya da tehdit etmek için gözlerini dikerek bakabilir. Başka bir deyişle beyin, aşk, ilgi ya da nefret duygularını iletmek için tek bir bakışı devreye sokar. Bu nedenden dolayı, karşımızdaki kişinin bizden hoşlandığını (rahat bir gülümseme) ya da hoşlanmadığını (gerginleşmiş bir çene, sıkılmış dudaklar) anlamak için, gözlerin dikilmesiyle aynı anda oluşan diğer yüz ifadelerine bakmamız gerekir

Bunun tersine, konuşma sırasında uzaklara bakmaya başladığımızda, bunu bir konu üzerinde daha

net bir şekilde düşünmek ve konuşmakta olduğumuz insana bakarak dikkatimizi dağıtmamak için yaparız.

Örneğin; arkadaşlarımızla konuşurken, kendimizi çoğu zaman uzaklara bakarken buluruz. Bunun nedeni, beynimizin karşımızdaki insandan bir zarar gelmesini beklemiyor olmasıdır. Karşınızdaki insan yalnızca uzaklara dalıp gitti diye, bunu bir yalancılık, ilgisizlik ya da memnuniyetsizlik göstergesi olarak algılamamalıyız.

Çoğu zaman düşüncelerimize netlik kazandırmak için uzaklara bakarız.

Gözlerimizi konuşan kişiden alarak uzaklara doğru bakmamızın başka nedenleri de olabilir. Gözlerin aşağı bakması, kişinin bir duygu ya da düşünceyle meşgul olduğunu, içsel bir konuşma sürdürdüğünü ya da uysal tutumunu gösteriyor olabilir. Birçok kültürde gözleri aşağı dikmek, otoriter bir kişinin karşısında veya üst konumdan bir kişinin varlığında insanlardan beklenen bir davranıştır. Genellikle çocuklar da, ebeveynleri ya da bir yetişkin tarafından azarlanırken aşağı bakarlar. Birisinin başına utanacağı bir durum geldiğinde, bu duruma şahit olan insanlar, nezaketleri nedeniyle bakışlarını başka bir yöne çevirebilir.

Yapılan araştırmalar, tüm kültürlerde hakim durumda olan bireylerin gözlerini dikip bakma davranışını daha çok yaptıklarını göstermektedir. Daha aşağı konumdaki insanlar ise nereye ve ne zaman bakabilecekleri konusunda kısıtlanmış gibi davranırlar.

Genel bir kural olarak, hakim durumdaki bireyler daha

167

alt konumdaki insanları görmezden gelmeye meyilliyken, aşağı konumdakiler de tam tersine hakim durumdakilere belli bir mesafeden bakma eğilimi gösterir. Diğer bir şekilde ifade edecek olursak, yüksek konum sahibi olan insanlar umursamaz bir tutum içinde olabilirken, aşağı konumdakilerin ise yönelttikleri bakışlarıyla her zaman hizmete hazır bir durumda olması beklenir.

Bir iş görüşmesi esnasında eğer aday sizseniz, sanki mekan kendinizinmiş gibi, gözlerinizle tüm odayı tarar şekilde bir bakış atmayın. Çünkü serbest durumda gezinen bakışlar, kişiye ilgisiz veya üstün bir konumdaymış gibi bir hava verir ve bu da karşı tarafta kötü bir izlenime neden olur. Görüşmeye gittiğiniz iş yerinde çalışmaktan hoşlanıp hoşlanmayacağınızı anlamak için etrafınıza göz gezdiriyor olsanız bile, bakışlarınızı sizinle görüşen kişiye odaklamadığınız sürece hiçbir şansınızın kalmayacağını aklınızdan çıkarmayın.

Gözlerin Kırpışması

Heyecanlandığımızda, korktuğumuzda, sinirlerimiz bozulduğunda ya da endişelendiğimizde daha fazla göz kırpmaya başlarız ve sakinleşmemizle birlikte bu normale döner. Hızlı göz kırpma serileri içsel bir mücadelenin yansıması olabilir. Örneğin, birisi hoşlanmadığımız bir şey söylediğinde göz kapaklarımız titreşir. Bir konuşmada kendimizi ifade etmekte zorlandığımızda da aynı davranışı gösterebiliriz. Göz

kapaklarımızın titreşmesi kendi performansımıza ya da aldığımız bir bilgiden dolayı yaşadığımız içsel sıkıntının bir dışa vurumudur.

Gerçek şu ki, kişi yalan söylüyor olsun ya da olmasın, stres altındaki insanların göz kırpma oranı hızlı bir şekilde artmaktadır. Her ne kadar öyle görünüyor olsa da, yalnızca daha çok göz kırptığı için bir insan yalancılıkla itham edilmemelidir. Çünkü, insanların önünde sorgulanmak da dahil olmak üzere, stres yaratan her türlü durum göz kırpma oranının artmasına neden olabilir.

Yan Gözle Bakmak

Birisine yan gözle bakmak baş ve gözlerle gerçekleştirilen bir davranıştır. Yana yatmış ya da hafifçe eğilmiş bir baş duruşu ve yan yan bakmak ya da gözlerin kısa bir an için yana kaymasıyla gerçekleşen bu davranışı, karşımızdaki insana kuşkuyla baktığımızda veya söylediklerinin geçerliliğini sorgularken gösteririz. Bazı durumlarda bu beden dili işareti çok hızlı bir şekilde gerçekleşir; diğer zamanlarda ise iğneleyici bir hava kazanacak kadar sürdürülebilir. Saygısızca olmaktan ziyade, meraklı ya da temkinli olarak değerlendirilebilecek sözel olmayan bu davranışın saptanması oldukça kolaydır ve verdiği mesaj da "Seni dinliyorum ama henüz söylediklerini kabul etmiş değilim." şeklinde alınabilir.

169