• Sonuç bulunamadı

Evlilik Onuruna Muhalif Davranışlar

1. BATI DÜNYASININ AİLE TECRÜBESİ: AİLENİN TEMELİ

1.2. ROMA’NIN HRİSTİYANLIĞI KABULÜ VE KATOLİK

1.2.7.6. Evlilik Onuruna Muhalif Davranışlar

1.2.7.6.1. Sadakatsizlik

Roma putperest ailesinde olduğu gibi Hristiyanlıkta da evlilikte sadakat, uyulması istenen en önemli kuraldır. Ancak buradaki sadakat isteği tek taraflı olmayıp karı ve koca ikisinden de beklenir. İnanca göre evlilikteki aşk, dokunulmazlık meydana getirir ve bunun gereği sadakattir. Sadakat ise eşlerin birbirlerine karşı daha çok fedakâr olmalarını sağlar ve bu çocukların iyiliği için gereklidir. Tek eşli olarak bir ömür boyu yaşamak anlayışının altında Mesih’in kilise için kendisini feda ettiği fikri vardır. Buna göre kişiler evlilikle aslında bir çeşit kilise

300 Mehmet Âkif Aydın, “Aile”, s.197; Ebu Zehre, Hristiyanlık üzerine Konferanslar, s. 26. 301 Kaval, “İlahi Dinlerde Kadın’ın Kıymet Problemi”,s. 309, 310, 319.

302 Katolik Kilisesi Din ve Ahlak İlkeleri, s. 388. 303 Mehmet Âkif Aydın, “Aile”, s. 197.

84

meydana getirmişlerdir ve bunu korumak ancak bu şekilde mümkün olur. Eşlere bu gücü evlilik sakramenti verir.304

Zinadan kasıt, sadakatsizlik olarak adlandırılan evli zinasıdır. Hristiyanlık inancında da peygamberlerin zinayı büyük günah olarak tanımladıkları belirtilir. Ayrıca zina putataparlık günahının sembolü olarak görülür. Zina bir haksızlıktır. Çünkü zina, evlilik sözleşmesi denen bağı yaralamakta, diğer eşin hakkını zarara uğratmakta, evlilik kurumunu zedelemekte ve evliliğin temelini oluşturan sözleşmeyi ihlal etmektedir. Sürekli bir anne babaya ihtiyacı olan çocukların ve insan soyunun selametini tehlikeye düşürmektedir.Bunun için zina yapan kişi sorumluluğunu yerine getirmiyor demektir.305

“Ölümcül” olarak tanımlanan ve tam bilinçli bir şekilde ve isteyerek ciddi bir konuda işlenmiş günahlardan biri olarak kabul edilen zina, altıncı emirde tamamen yasaklanmış ve adaletsizliğin en açık bir göstergesi olarak putperestliğin bir alameti sayılmıştır. Zina eden kişi, ilk olarak evlenirken verdiği söze ihanet ederek, yükümlülüklerini yerine getirmeyen ve evliliğin temelini oluşturan ahdi yaralayan kişi olarak tanımlanır. İkinci olarak insan soyunu ve her daim anne-babaya ihtiyacı olan çocukları tehlikeye atmaktadır.306 Ancak Hristiyanlıkta zina suçuna verilen bir ceza

bulunmamaktadır.307

Kadın ve Demokrasi Derneği’nin (KADEM) düzenlediği Ailenin Güçlendirilmesi Zirvesi’nde “Ailenin Birleştirici Gücü Olarak Din” başlıklı oturumda konuşma yapan ve kendisinin Fener Rum Patrikhanesi’ne bağlı olduğunu belirten Lia Galici de, şimdiki inançlarına göre de hükmü kıyamete kadar devam edecek olan en büyük emrin “Tanrını ve en yakınını seveceksin” kuralı olduğunu belirtti. Bu yüzden evlilikte sadakatin çok önemli olduğunu anlattı. Çünkü aile birlikteliğinin amacı bir yandan karşılıklı bağlılık ve sadakati meydana getirmesi diğer yandan karı-kocanın İsa’ya bağlılıkları vesilesiyle göğe uzanan bir yolculuğa çıkmaya vesile olduğuna inanmaktır. Bunun da dini inanç birliği, değer eşitliği,

304 Katolik Kilisesi Din ve Ahlak İlkeleri, s. 396. 305 Katolik Kilisesi Din ve Ahlak İlkeleri, s. 545.

306 Karatosun, “Katolik Kilisesinin Mahremiyet Algısı”, s. 397, 403, 404. 307 Şeker, “Yahudilikte Evlilik ve Cinsellik Anlayışı/Ahlakı”, s. 252.

85

ahenk birliği ve karşılıklı bağlılık ile sağlanacağını ve Aziz Yuhanna’nın aileyi bir küçük kilise olarak tanımladığını nakletti.308

1.2.7.6.2. Boşanma

Günümüzde konuyla ilgili açıklamaların bulunduğu Hristiyanlıkla ilgili bilgilendirme amaçlı bazı internet sitelerinde; boşanmanın yasak olmasının sebebi, eşlerin boşanma ihtimali üzerine evlenmeleri, eşler arasında güvensizlik ortamı meydana getirdiği; kişinin canının istediğinde evliliğini sonlandırma yetkisi olduğu takdirde, bu durumun güvensizlik meydana getirdiği için kimsenin evlenmek istemeyeceği şeklinde açıklama yapıldığı görülmektedir. Ayrıca sadece boşanma ihtimali olmayan evliliklerin gerçek evlilik olduğu ve başka türlü yapılan evliliklerin gerçek evlilik olmadığı ifade edilmektedir.309

Katolik inanç ve ibadet kitaplarında bulunan bir başka kayda göre İsa, Musa tarafından verilen kadını boşama izninin, insanların kalplerinin katılığı sonucunda ceza olarak verdiği; kendisinin ise kadın ile erkek arasındaki evlilik birleşmesinin bozulamazlığı emrini verdiğini belirtilmektedir. Çünkü Havari Pavlus, kocalara, Mesih’in kiliseyi sevip yüceltmek uğruna kendini nasıl feda ettiyse erkeler de kendilerini karılarına feda edecek kadar sevip yüceltmelidirler demiştir.310

Bunun içindir ki Katolikler arasında “kıyılmış kilise nikâhı” ölüm dışında hiçbir insani güç ve nedenle bozulmaz. Eşlerin evliliği bozmadan ayrı yaşamaları sadece kilise hukukunun öngördüğü bazı durumlarda meşru sayılabilir. Boşanma doğa yasasına karşı işlenmiş bir suç olduğu gibi aile biriminde ve toplumda oluşturduğu bozukluk nedeniyle ahlak dışıdır.311

Günümüzde resmi kanunlara göre evlenip boşanan ve sonra tekrar evlenen Katoliklerin varlığına dikkat çekilerek; kilisenin bunları tasvip etmediği ve etmeyeceğini, böyle yeniden evlenmenin meşru olmadığı için aradaki ilişkinin zina olduğu belirtilmektedir. Bu durumun Tanrı’nın kanunlarına ters düştüğünü ve

308 Lia Galici, “Ailenin Oluşumunda Dinin Etkisi”, III. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi, (23- 24 Kasım 2018), İstanbul, (çevrimiçi), https://kadem.org.tr/dini-degerler-aile-yasaminda-cok- onemli/ erişim: 18.12.2019.

309 Bkz. http://www.hristiyanforum.com/forum/showthread.php?t=351599 erişim: 27.12.2018. 310 Katolik Kilisesi Din ve Ahlak İlkeleri s. 389.

86

kilisenin hiçbir zaman bu evlilikleri meşru kabul etmeyeceği için böyle resmi yollarla boşanıp tekrar evlenenlerin de kiliseden komünyon312 alamayacakları ifade edilmektedir.313

Boşanma olacaksa şayet bu konuda yetkisi olan yegâne kişi kocadır. Kadınların hiçbir şekilde boşama yetkileri yoktur. Ancak koca da keyfi olarak karısını boşayamaz. Erkeğin karısını boşamadaki tek gerekçesi zina etmiş olmasıdır. Eğer başka gerekçelerle boşar ise zina etmiş sayılır.314

Katoliklik ailesinin bu konumunu 15. yüzyıla kadar bir şekilde koruduğu görülmektedir.

Ortaçağ Hristiyan Medeniyetinin Modern Dönem Ailesine Etki 1.2.8.

Eden Bazı Uygulamaları

Batı’da modernleşme/sekülerleşme söz konusu olduğunda “kadın” konusu bunun en önde gelen ögesi olmuştu. Aile yapısının “ataerkil” olmasının yanı sıra yukarıda görüldüğü gibi Katolik Hristiyanlıkta kadın hep erkekle beraber bir değer ifade etmiş ve ikinci sınıf muamele görmüştü. Diğer taraftan bu çağda Batı’da geleneksel olarak kadına karşı yekpare bir uygulama ya da düzenlemenin bulunduğu da iddia edilemez.315 Bizim burada kastettiğimiz, genel olarak kilisenin uygulamalarıyla sınırları belirlenen kadın algısı ve bunun Modern ailenin teşekkülüne etki eden yönleridir.

1.2.8.1. Kadınların Günahkârlığı, Evlilikte Kadının Rolü ve Çocuklar