• Sonuç bulunamadı

Ermenistan-İran İlişkileri

Ermenistan’ın bağımsızlığını 25 Aralık 1991’de tanıyan İran ile Ermenistan arasında Şubat 1992'de diplomatik ilişkilerin kurulmasına ilişkin bir bildirinin yanı sıra aynı gün, tarafların dostça ilişkiler kurma niyetinin göstergesi olarak “Ermenistan Cumhuriyeti ile İran İslam Cumhuriyeti arasındaki İlişkilerin İlkeleri ve Amaçları Bildirgesi” imzalanmıştır.410 Bu tarihten itibaren Ermenistan ve İran arasında herhangi bir sınır, etnik ya da dini bir anlaşmazlık meydana gelmemiştir.Türkiye ve Azerbaycan’la olan sınırlarının kapalı olması ve bu iki ülkenin Ermenistan’a ambargo

410“Bilateral Relations”, Ministry of the Foreign Affairs of the Republic of Armenia,

<https://www.mfa.am/en/bilateral-relations/ir>, (08.08.2018).

145

uygulaması nedeniyle İran, Ermenistan için hem dış dünyayla bağlantısını sağlayacak bir köprü vazifesi görmüş hem de Rusya’ya olan bağımlılığını azaltma amacına hizmet etmiştir.411 Ermenistan’ın 2007 tarihli Ulusal Strateji Güvenlik Belgesi’nde tarihi komşu İran’la Ermenistan ilişkilerinin her iki ülkenin ortak sınırları, tarihi ve kültürel bağları ile karşılıklı ekonomik çıkarları temelinde geliştiği belirtilmiş ve İran’la ilişkilerin geliştirilmesi ve işbirliğinin arttırılmasının Ermenistan’ın çok yönlü dış politikasının önemli bir unsuru olduğu ifade edilmiştir.412

İran ve Ermenistan’ın izolasyona uğramaları iki ülke arasındaki ilişkilerin stratejik ortaklığa evrilmesinde katalizör görevi görmüştür. İran’daki mevcut rejimin İslami karaktere sahip olması ilişkilerin gelişimi için engel teşkil etmemiş, aksine İran’ın hem Müslüman dünyası hem de Orta Doğu ile Ermenistan arasında köprü vazifesi gören tek komşusu olması, İran’ın Ermenistan açısından önemini arttırmıştır.413Benzer şekilde, İran da Ermenistan’ı Bağımsız Devletler Toplululuğu ve Avrupa arasında bir köprü olarak değerlendirmiştir.414

İran açısından ise Ermenistan, Kafkasya’da ABD’yi dengeleyebilecek güç olarak gördüğü Rusya’yla ilişkisinde bir araç vazifesi görmesinin yanısıra, ideolojik söylemlerine rağmen pragmatik dış politikasının yansımasının görüldüğü bir alan olmuş, aynı zamanda Ermenistan’la geliştirdiği yakın ilişkiler uluslararası izolasyonunu azaltma çabalarında Tahran’ın elini güçlendirmiştir.415 1988’de Azerbaycan’la

411 Claude Maniquet ve William Racimora, “The Armenia-Iran Relationship:Strategic Implication for Security in the South Caucasus Region”, European Strategic Intelligence&Security Center, 17 Ocak 2013, s.4. <http://www.esisc.org/upload/publications/analyses/the-armenian-iran-relationship/Armenian-Iran%20relationship.pdf>, (09.08.2018).

412“Republic of Armenia National Security Strategy” Ministry of the Foreign Affairs of the Republic of Armenia, 26 Ocak 2007, <https://www.mfa.am/filemanager/Statics/Doctrineeng.pdf>,(08.08.2018).

413Alla Mirzoyan, Armenia The Regional Powers and the West:Between History and the Geopolitics, Palgrave Macmilian, New York, 2010, s.109.

414 Marzieh Kouhi-Esfahani, Iran’s Foreign Policy in the South Caucasus, Routledge, London, 2019, s.209.

415Claude Maniquet ve William Racimora, “The Armenia-Iran Relationship:Strategic Implication for Security in the South Caucasus Region”, European Strategic Intelligence&Security Center, 17 Ocak 2013, s.3. <http://www.esisc.org/upload/publications/analyses/the-armenian-iran-relationship/Armenian-Iran%20relationship.pdf>, (09.08.2018).

146

Ermenistan arasında savaş patlak verdiğinde, İran nüfusunun çoğunluğu Şii olmasına rağmen tarafsız kalmıştır. Karabağ Savaşı sırasında ülkesindeki Şii çoğunluğa rağmen tarafsız kalan İran, Ermenistan’a gerekli ihtiyaçlarını tedarik ederek Ermenistan’ı zor durumdan kurtarmıştır. Şubat 1992’den Mayıs’a kadar anlaşmazlığa son vermek ve ABD ya da Türkiye müdahalesini önlemek için Tahran Karabağ anlaşmazlığına arabulucuk yapmıştır. Kuzeyindeki istikrarsızlığı önlemek, bölgesel güç rolünü arttırmak ve Batılı yatırımcıları cezbedebilmek için arabulucu yönünü öne çıkarma çabasında olan İran’ın AGİT üyesi olmaması ve 1992 yılında kurulan Minsk Grubu’na dahil edilmemesiyle çabaları sekteye uğramıştır. Karabağ anlaşmazlığının çözümüne katkı sağlayamamakla birlikte, Azeri ve Ermeni tarafları arasında ilk ateşkes Mart 1992’de İran’ın arabuluculuğuyla gerçekleşmiştir.416Arabuluculuk çabaları kesintiye uğramasına rağmen İran, 1992 yılında Azeri ve Ermeni taraflarına Karabağ anlaşmazlığının çözümüne yönelik sunulan ve bir ABD projesi olan Goble Planı’na karşı çıkmıştır. Taraflar arasında toprak değişimi esasına dayanan ve Ermenistan’ın Megri bölgesinin Azerbaycan’a verilerek İran-Ermenistan ortak sınırın ortadan kaldırılmasını öngören Goble Planı, Tahran tarafından İran’ın bölgesel nüfuzunun altını oyma ve izolasyonunu arttırma aracı olarak görülmüştür. Hem Karabağ anlaşmazlığına çözüm bulacak hem de Ermenistan-İran sınırını ortadan kaldırarak Türkiye’nin Orta Asya Türk dünyasına doğrudan bağlantı kurmasını sağlayacak Goble Planı ile ABD’nin

“bir taşla iki kuş vuracağı” görüşü Tahran’da hakim olmuştur.417 Türkiye’nin Orta Asya ile doğrudan bağlantı kurmasıyla Güney Kafkasya’da nüfuzunu arttırma ihtimali

416Abdollah Ramazanzadeh, “Iran’s Role As A Mediator in the Nagorno-Karabakh Crisis”, Contested

Borders in the Caucasus, Bruno Coppieters (ed), Vub

Pr,1996,<http://poli.vub.ac.be/publi/ContBorders/eng/ch0701.htm>(09.09.2018).

417 Marzieh Kouhi-Esfahani, 2019, s.210.

147

Ermenistan tarafından da endişeyle karşılanmış ve İran’la sınırını kaldıracak olan Goble Planı’na karşı çıkmıştır.418

GSYİH büyümesi 1992 yılında %41 oranında gerileyen419, enflasyon oranı 1994 yılında % 5,273 olarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşan ve nüfusunun

%50’sinden fazlası yoksulluk sınırının altında yaşamaya başlayan Ermenistan için İran’la geliştirilen ekonomik ilişkiler bağımsızlığın ilk yıllarında can simidi vazifesi görmüştür.İran ile etkin işbirliği özellikle enerji ve ulaşım alanlarına odaklanan Ermenistan’ın 2018 yılı itibariyle en büyük 6. ticaret ortağı İran olmuş ve Erivan ile Tahran arasındaki toplam ticaret hacmi 363 milyon dolara ulaşmıştır.420

İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin yanısıra işbirliği yapılan diğer alanalar enerji, güvenlik ve ulaşım sektörleri olmuştur. İran Ermenistan’la 2001 yılında petrol ve doğal gaz boru hattı anlaşması imzalamıştır421. 2002 yılında İran ve Ermenistan askeri savunma işbirliğini içeren mutabakat muhtırası imzalamıştır.Yıllar geçtikçe artan ilişkiler sonucu, 2002 yılında Ermenistan Dışişleri Bakanı İran’ı Karabağ’da istikrarın garantörü olarak tanımlarken, 2003 yılında Ermenistan Başbakanı bölgede İran’ı barış ve istikrarın koruyucusu olarak sunmuştur. İran’ın Güney Kafkasya’ya yönelik dış politikası, onun dini inançtan ziyade İran’ın ulusal çıkarlarına , ekonomik, politik ve de ulusal güvenlik endişelerine dayanan pragmatik bir dış politika izlediğini göstermektedir.422 Soğuk Savaş sonrası Güney Kafkasya’daki ‘Yeni Büyük Oyun’ un bölgeyi stratejik ve jeopolitik olarak son derece önemli bir hale dönüştürdüğünün farkına varan İran, İslam Devrimi ihraç etmenin ekonomik olarak tehlikeli olduğunu

418 G. Novikova, “Armenia and the Middle East”, Middle East Review of International Affairs, 4(4), 2000, s.62.

419“GDP Growth Annual Armenia 1992” The World Bank,

<https://data.worldbank.org/indicator/NY.GDP.MKTP.KD.ZG?locations=AM> (07.06.2018).

420Bilateral Relations”, Ministry of the Foreign Affairs of the Republic of Armenia,

<https://www.mfa.am/en/bilateral-relations/ir>, (08.08.2018).

421Geoffrey Gresh,“ Coddling the Caucasus:Iran’s Strategic Relationship with Azerbaijan and Armenia”

Caucasian Review of International Affairs, Volume 1(4) Winter 2006. (pp1-13), s.6,

<http://www.cria-online.org/1_1.html>, (15.10.2017).

422Ibid, s.1.

148

anlamış ve dış politikasında dini ideoloji izlemek yerine ekonomik çıkarlarını vurgulamıştır.

Bölgesel ve global baskınlığını kaybetme korkusuyla İran, Ermenistan’la , Azerbaycan’ın bölgede artan ekonomik ve askeri gücünü ve ABD’nin bölgede artan varlığını dengelemek için yakın ilişki kurmuştur.İran ile Ermenistan arasındaki işbirliğinin bir boyutunu da enerji alanı oluşturmuştur. Ermenistan İran’ı enerji alanında Rusya’ya olan bağımlılığını azaltacak, enerji kaynaklarını çeşitlendirecek bir faktör olarak görmüştür. Enerji projelerinde de özellikle, İran doğalgazının Ermenistan’a ulaştırılmasına önem veren Ermenistan yönetiminin girişimiyle Mart 2007’de doğal gaz hattı açılmıştır. Ancak doğal gazda hakim konumunu kaybetmek istemeyen Rusya, Erivan’a baskı yaparak İran-Ermenistan doğal gaz boru hattının çapını önceden kararlaştırılan 1420 milimetreden 700 milimetreye indirtmiştir. Böylece boru hattından İran’ın üçüncü ülkelere gaz satışı engellenmiş olmaktadır. Bunun yanında bu boru hattının Ermenistan’dan geçen kısmının kontrolünün ArmRosGaz yoluyla Gazprom’a devredilmesi konusunda Ermenistan ile Rusya anlaşmışlardır.423 Sonuç olarak, Erivan’ın Rusya’ya olan bağımlılığını azaltacağı umulan boru hattının Gazprom’a devredilmesiyle Rusya, Ermenistan enerji piyasasında İran’ın başlıca rakibi olarak kalmıştır.424 Ulaştırma projelerinde de Ermenistan’ın dışlanması tren ve karayollarında İran ile birlikte projeler gerçekleştirmesine neden olmuştur. 480 kilometresi Ermenistan’dan geçecek olan 540 kilometrelik demiryolunun maliyetinin yaklaşık olarak 1,5-2 milyar dolar olacağı ve inşasına 2009 yılı sonunda başlanması öngörülmüştür.425

İran’ın kuzeybatısında yaşayan ve bölgenin Güney Azerbaycan olarak adlandırılmasına sebep olan yaklaşık 20 milyon Azeri vardır. İran etnik Azerilerin

423 Kamer Kasım, Soğuk Savaş Sonrası Kafkasya, USAK Yayınları, Ankara, 2009, s.61.

424Kaweh Sadegh-Zadeh, “Iran’s Strategy in the South Caucasus” Caucasian Review of International Affairs Vol 2(1)- Winter 2008) s,37. <http://www.cria-online.org/2_5.html>, (17.12.2017).

149

ayaklanma ihtimalinden özellikle Azerbaycan Devlet Başkanı Elçibey’in Güney Azerbaycan’la birleşme isteğini açıkça ilan etmesinden sonra endişe duymaktadır.

Azerbaycan’ın ekonomik ve siyasi olarak güçlenip 19. yy’dan beri ayrı olan Güney ve Kuzey Azerbaycan’ı birleştirme olasılığı İran’ın Ermenistan politikasının temel belirleyicilerinden olmuştur. Bu amaçla İran Azerbaycan’ın ekonomik ve siyasi yönden çok daha fazla güçlenmesinin önündeki en büyük engel olan Karabağ anlaşmazlığının bir diğer tarafı olan Ermenistan’ı, ileride Azerbaycan’dan gelebilecek tehlikeye karşı potansiyel bir tampon olarak kullanmaktadır.426İran’ın Ermenistan’la yakın ilişki kurmasının bir diğer nedeni 1994’te Asrın Anlaşması’nın imzalanmasıyla birlikte, ABD’nin bölgeye yönelik pasif ve kararsız politikasının yerini ABD’nin bölgede artan varlığına ve Kafkasya’ya müdahalesine bırakmış olmasıdır. ABD’nin bölgesel anlaşmazlıklara çözüm bulmak, dünya enerji kaynaklarının artırılması ve dağıtılması, Hazar Havzası ülkelerinin egemenlik ve bağımsızlıklarının desteklenip geliştirilmesi , nükleer silah yapımına ve terörizme destek veren petrol kazanımlarının azaltılması amacıyla İran’ın bölgeden izolasyonunun desteklenmesi gibi Kafkasya’daki politik hedefleri İran’ın bölgedeki rolünün tam zıddı olmuştur.427

ABD’deki önemi, bir ölçüde İran’ı zayıflatma çabalarındaki rolüne dayandırılan Ermenistan’ın, enerji ve ulaşım alanında İran’la yakınlaşması ABD tarafından arzu edilir bir durum değildir. İran’ın nükleer programını sonlandırması için radikal önlemleri düşünen ABD’ye göre, İran’ a yönelik uluslar arası alanda alınabilecek olası bir yaptırım kararının etkili olabilmesi için komşu ülkelerin izleyeceği politika hayatidir. ABD Savunma Bakanlığı ve Ermenistan arasında Tehdit İndiriminde İşbirliği Anlaşması imzalanmış olmasına rağmen, bu nedenle Ermenistan ve İran arasında silah ve silah teknolojisi alanında işbirliği olması ve Ermenistan’ın İran’ın

425 Kasım, 2009, s. 60.

426 Ibid, s. 5.

427 Ibid, s.7.

150

nükleer programına yönelik eleştiride bulunmaktan kaçınması ABD cephesinde rahatsızlığa sebep olmaktadır.ABD’nin bu duruma yönelik rahatsızlığı Vikiliks belgelerinde ifade edilmektedir.Dış İşleri Bakanlığı Müsteşarı John Negroponte Ermenistan Başkanına “Ermenistan’ın İran’a silah transferinin Irak’taki ABD askerlerinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olduğunu, bunun İran’ yönelik yaptırımları tehdit ettiğini ve transferin devam etmesi halinde Ermenistan’a yapılan yardımların kesilmesi gerektiğini bildirmiştir.i Yani Ermenistan, ABD’nin izolasyon politikasına yönelik olarak bulabildiği her kanalı açık tutmaya çalışan İran’la, silah ve silah teknolojisi alanında işbirliğinin devamı halinde ABD yardımlarını kesilmesi tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır.

Afganistan ve Irak savaşlarıyla 2003’den beri bölgedeki özgürlüğü ve manevra kabiliyeti engellenen İran, ABD-Türkiye-İsrail ve Azerbaycan’ın yakınlaşmasıyla ciddi şekilde izole edilmiştir. Hem ekonomik hem de politik nedenlerle, ABD’ye karşı ayakta durabileceği mesajını vermek isteyen İran’ın, Ermenistan’la güçlü ticari ve diplomatik ilişkilere sahip olmasında anlaşılmayacak bir taraf yoktur. Ayrıca Azerbaycan’ın petrol gelirlerinden kaynaklanarak bölgede ekonomik ve siyasi bir güç olarak yükselmesini, bölgedeki ekonomik egemenliğinin Azerbaycan tarafından gasp edilmesi olarak algılayan İran, Azerbaycan’ı gelecekteki ulusal güvenliğine ve egemenliğine tehdit olarak algılamaktadır. Ekonomik açıdan güçlü, siyasi sorunlarını çözmüş, bölgede istikrar kaynağı olan bir Azerbaycan’ın Güney Azerbaycan topraklarını alma teşebbüsünde bulunacağına inanan İran dolayısıyla Azerbaycan’ın ve bölgenin en büyük istikrarsızlık kaynağını oluşturan Karabağ anlaşmazlığının diğer tarafı olan Ermenistan’ı bölgede İran’ın lehine dengeleyici olarak kullanmaktadır.

151 SONUÇ

Ermenistan hem Sovyetler Birliği hem de Rusya Federasyonu için her zaman farklı bir konuma sahip olmuş ve iki ülke ilişkilerindeki dinamikler Erivan ve Moskova’nın geçmişinde önemli bir rol oynamıştır. Nitekim Karabağ anlaşmazlığı neticesinde ortaya çıkan Ermeni siyasi hareketi tabandan yukarıya siyaset yapmanın ilk örneğini teşkil ederek Sovyetler Birliği’nin dağılmasında etkili olan önemli faktörlerden biri olmuştur. Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsızlığını kazanan devletlerle ilişkileri, bu devletlerin Rusya için ne ifade ettikleri ölçüsünde değişkenlik gösteren ABD’nin, Ermenistan’a yönelik politikası da bu bağlamda gelişmiş ve Washington’ın Avrasya stratejisi ve Güney Kafkasya politikası ile son derece uyumlu olmuştur. Söz konusu politika Avrasya’da tek bir gücün hakim hale gelmesini önleme, Rusya’yı çevreleme ve İran’ı izole etme gibi temel amaçlarına hizmet etmiştir. Nitekim ABD, Rusya’nın sürece tek başına hakim hale gelmesinin önüne geçebilmek için Dağlık Karabağ anlaşmazlığının başından itibaren çözüm çabalarına dahil olmaya çalışmış ve bu çabaları neticesinde Minsk Grubu eş başkanlarından biri olmuştur. Güney Kafkasya politikasına paralel biçimde, Beyaz Saray’ın Dağlık Karabağ sorununun ortadan kaldırılmasına yönelik en önemli girişimi Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki toprak değişimine yönelik olmuş, söz konusu planın işlemesi halinde Ermenistan ile İran arasındaki sınırın ortadan kaldırılarak İran’ı izole etme çabalarında yol kat edilmesi öngörülmüştür. Tarihe Goble Planı olarak geçen toprak değişimi önerisi Azeri ve Ermeni taraflarınca önce reddedilmiş, sonra tekrar anlaşmalara temel teşkil etmiş fakat sorunun çözümüne çok yaklaşıldığı bir sırada, 1999 yılında Ermeni Parlamentosu’nda gerçekleşen saldırı sonucunda Goble Planı rafa kaldırılmıştır. Parlamento saldırısıyla ABD’nin öncülük ettiği bir barış anlaşmasının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı ortaya çıkmasına rağmen Washington çabalarını sonlandırmamış ve Dağlık Karabağ

152

anlaşmazlığında sağlayamadığı ilerlemeyi Türkiye-Ermenistan ilişkilerini normalleştirerek gerçekleştirmeyi ve iki ülke ilişkilerindeki iyileşmenin Dağlık Karabağ sorununa da yansımasını tasarlamıştır. Söz konusu amaca ilişkin olarak Ankara ve Erivan arasındaki ikinci yol aktivitelerine (Track Two) bizzat sponsor olan ve ödenek ayıran ABD, Türkiye ve Ermenistan arasında ilişkilerin normalleştirilmesi ve geliştirilmesine yönelik imzalanan protokollere giden süreci başlatan Türk-Ermeni Uzlaşma Komisyonu’nun kurulmasına da öncülük etmiştir. Adı geçen protokollerin imzalanmasında son ana kadar aktif desteği olan ABD’nin Ankara-Erivan ilişkilerini normalleştirme çabaları sonuç vermemekle ve söz konusu amaç hala geçerli olmakla birlikte, Ermenistan’ın demokratik, piyasa ekonomisine sahip bir hukuk devleti olması yönünde sağladığı yardımlar Washington’ın Erivan’a yönelik politikasının bir diğer ayağını oluşturmuştur. Nitekim 2018’de Ermenistan’da “Kadife Devrim”le iktidara gelen ve her fırsatta “demokrasi, hukuk devleti ve yargı bağımsızlığı” ilkelerine atıfta bulunan Paşinyan yönetimi ABD yönetim çevrelerinde hoşnutlukla karşılanmış, ve Erivan’daki iktidar değişimi ABD-Ermenistan ilişkilerinin gelişimi ve mevcut bölgesel sorun ile anlaşmazlıkların çözümü için tarihi bir fırsat olarak değerlendirilmiştir.

Yukarıda bahsedilen tüm bu sebeplerden ötürü ABD’nin Özgürlükleri Destekleme Yasası’na ek olarak 907. bölümü çıkarmasını, Ermenistan’a ve Ermeni davasına verdiği desteği, 2 milyar dolara yakın yapılan yardımı sadece Ermeni lobisinin etkisiyle ilişkilendirmek yetersiz bir açıklama olmaktadır. Bununla birlikte, Washington’ın Erivan’a yaptığı yardımlar, Ermenistan’ın stratejik konumu ve önemiyle orantısız olacak şekilde nitelendirilmiş, ABD’nin Ermenistan politikası, ulusal çıkarların göz ardı edilerek etnik çıkarların gölgesinde dış politika üretilen bir alan olarak eleştirilere maruz kalmıştır.

Oysa ABD, Ermeni lobisinin etkisiyle ulusal çıkarlarını göz ardı ederek gerçekleştirdiği eylemler için yeni formüller bulmuş, 907. ek maddeyle yardım

153

yapılması önlenen Azerbaycan’a hükümet dışı örgütler vasıtasıyla yardımlar sağlanmıştır. Üstelik 11 Eylül 2001’den sonra “ulusal çıkarlarının farkına varan bir ülke” olarak ABD 907. bölümün uygulanmasını kaldırmıştır. Yine Ermeni lobisinin etkisiyle NATO üyesi ve ABD müttefiki Türkiye’ye yönelik soykırım kararı çıkarma çabaları, ABD-Türkiye ilişkilerinin bozuk olduğu dönemlerde artmasına rağmen bazen Kongre üyelerinin bazen de Başkanların bireysel çabalarıyla engellenmiştir. Yani ABD’nin Türkiye’ye yönelik Ermeni Sorunu kartını kullanma gereği duyması Ermeni lobisinin etkinliğini sağlayan önemli bir faktör olmuştur. Bu çerçevede ortaya çıkan sonuç, ABD’de etnik lobilerin ABD siyasal sisteminin izin verdiği ölçüde etkili olduğudur.

Bu bağlamda, Rusya’nın Ermenistan’a verdiği önem, ABD’nin Ermenistan’a verdiği önemi daha anlaşılır kılmaktadır. Ermenistan politikası sadece Ermenistan’la değil, kendi bütünlüğü ile ilgili olan Rusya Federasyonu için Ermenistan’ın geleceği Rusya’nın ne olacağını tanımlamakta önemli olacaktır. Eski Sovyet coğrafyasında etkisini sürdürmeye çalışan Rusya Federasyonu için, Azerbaycan ve Gürcistan’ın genelde Batı, özelde ABD eğilimli olması ve topraklarında Rus askeri üslerini ve birliklerini barındırmamaları, Ermenistan’ın önemini artırmış, barındırdığı Rus askeri üsleri ve birlikleriyle Ermenistan, Rusya’nın Güney Kafkasya’daki kalesi konumuna gelmiştir. Ermenistan’ın Orta Doğu’ya giriş kapısı olması nedeniyle, Rusya’nın Ermenistan’da sahip olduğu üslerin, sadece Güney Kafkasya’ya değil, Orta Doğu’ya yönelik de etkileri vardır. Rusya, Ermenistan’da var olan askeri üsleriyle, ABD’nin Afganistan’a lojistik destek yeteneğini, nükleer İran’ı silahsızlandırma ve çevreleme çabalarını, Hazar Havzası’ndan enerji tedarikini etkileme olanağına sahip olmaktadır.

Rusya’nın Ermenistan, Abazya ve Güney Osetya’daki üsleriyle Güney Kafkasya hava sahasını kontrolü, ABD’nin hava sahasını ve uçuş seçeneklerini daraltmış, ABD hava

154

operasyonlarının Moskova’nın rızası olmaksızın gerçekleşemeyeceğinin göstergesi olmuştur.

İran’a yönelik bir çatışma çıkması halinde bu üslerin kullanımıyla ABD ve müttefklerinin Kafkasya’da konuşlanmalarını durdurma yeteneğine sahip olabilecek Rusya için Ermenistan, ABD’nin tek kutuplu dünya söylemine meydan okuyan İran’la işbirliği yapabildiği ve bu nedenle ABD’nin davranış biçimini etkileyebildiği bir alan olmuştur. ABD’yi nükleer anlamda tehdit edebilecek veya ona karşı koyabilecek tek ülke olması nedeniyle, hala Avrupa, Orta Doğu ve Asya’da ABD’nin ulusal güvenlik çıkarlarının üzerinde başlıca etkiye sahip olan Rusya, İran’a nükleer teknoloji sağlayarak, çok kutuplu dünya söylemine yönelik İran’la işbirliği yaparak, ABD’nin Avrasya stratejisinde öngördüğü ABD hegemonyasına rakip olabilecek başlıca koalisyonlardan birini oluşturmaktadır.Ermenistan bu koalisyonda, Rusya’nın askeri üslerini ve birliklerini barındırarak, Rusya’yı Orta Doğu’ya yaklaştırmakta bir araç işlevi görmekte, ABD izolasyonuna karşı bulabildiği her kanalı açık tutmaya çalışan İran için, ABD’nin çevreleme stratejisini sekteye uğratmaktadır.

Ermenistan’ın Azerbaycan ve Gürcistan gibi yüzünü Batı’ya dönmesi, Rusya’nın Güney Kafkasya’yı ve Orta Doğu’ya nüfuz çabalarını kaybetmesi anlamına gelecektir.

Bu nedenle Ermenistan’daki Rus üslerinin ve birliklerinin varlık sebebi olan tehdit algılamalarını ve etnik anlaşmazlıkları daim kılmak, Rusya’nın politikası olmuştur.

Mevcut haliyle ABD’nin sadece Güney Kafkasya politikasında değil, Avrasya stratejisinde de büyük bir sorun olan Ermenistan, bu nedenle mutlaka Batı sistemine entegre edilmesi gereken bir ülke olarak görülmüştür. Ermenistan’ın Batı sistemine kazandırılmasının yolu olarak Rusya’nın Ermenistan’daki askeri varlığını meşru hale getiren tehdit algılamalarını yok etmeyi gerekli gören ABD, bu maksatla Karabağ anlaşmazlığının çözümüne, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesine öncülük etmeye çalışmaktadır. Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesiyle, Rusya’nın

155

Güney Kafkasya’daki nüfuzu büyük ölçüde azalacak, İran önemli bir manevra alanını kaybedecektir. Moskova’ya ilişkin politikaları Sovyetler Birliği’ne uyguladığı çevreleme stratejisinin Rusya Federasyonu’na uyarlanmış hali olan ABD, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesini Rusya’nın ayrıcalıklı çıkar alanını daraltmanın yolu olarak görmektedir.

Güney Kafkasya’da, Azerbaycan ve Gürcistan’la kurduğu bağlara paralel bağları Ermenistan’la kuramayan ABD, Ermenistan’ı en fazla yardımda bulunduğu 5 Avrasya devletinden biri yaparak yumuşak gücünün tesisi için en büyük yatırımı yapmaktadır.

Ülke dengelerini radikal biçimde etkileyecek oranda yapılan ve demokratik sürecin kesintiye uğramaması halinde devamı öngörülen ABD yardımları, Ermenistan’ın demokratik, piyasa ekonomisine sahip bir ülke haline gelerek, küresel politika ve ekonomiyle tam olarak eklemlenmesinin aracı olarak kullanılmaktadır.

Demokratikleştirme programlarının yanı sıra, hükümet dışı örgütlere ve sivil topluma finansal ve materyal destek sağlayan ABD, Ermenistan’da toplumun tüm kesimine yönelik faaliyette bulunmaktadır.ABD’deki Ermeni diasporası kullanılarak Ermenistan’ın ABD’ye yakınlaştırılmasına, demokrasi, insan hakları, self-determinasyon ve diğer ABD değerlerini yayarak diasporanın ABD çıkarlarına hizmet etmesine çalışılmaktadır.

Özetle ABD dış politikasının oluşturulmasında birincil aktör konumunda olmayan lobiler, dış politikanın yürütülmesinde bir araç olarak kullanılmakta ve sistemle uyumlu olduğu sürece etkili olabilmektedirler. Bu nedenle Washington’ın Ermenistan’ a ve Ermeni davasına verdiği desteğin en önemli nedeni ABD’deki Ermeni lobisinin gücü değildir, Ermenistan’a yönelik politikası, Güney Kafkasya politikasının bir parçası olarak, bölgede oluşan saflaşmalar ve dengelerle yakından ilgilidir. Bu bağlamda, ABD’nin Ermenistan politikası, ABD hegemonyasına meydan okuyan

potansiyel rakiplere karşı, işbirlikçi bir Avrasya yaratma amacına hizmet etmektedir.

KAYNAKÇA

Kitaplar

Adalian, R., P. Historical Dictionary of Armenia ( İkinci Baskı). Lanham, MD:

Scarecrow Press 2010.

Aydın, Mustafa “Regional Security Issues and Conflicts in the Caucasus and the Caspian Regions”, İnternational Security Challenges in a Changing World, ed.Kurt Spillmann and Joachim Krause Bern :Peter Lang AG, 1999.

Brzezinski, Zbigniew, Büyük Satranç Tahtası, (Çev.Yelda Türedi), İstanbul, İnkılap Yayınevi, 2005,

Cornell, Svante, Small Nations and Great Powers :A Study of Ethnopolitical Conflict in the Caucasus Richmond :Curzon Pres, 2001.

Cheterian, Vicken, War and Peace in the Caucasus; Ethnic Conflict and the New Geopolitics, New York, Colombia University Press, 2009.

De Waal,Thomas, Black Garden: Armenia and Azerbaijan through Peace and War, New York, New York University Press, 2004.

De Waal, Thomas, Karabağ:Barış ve Savaş Süreçlerinde Ermenistan ve Azerbaycan, (Çev. Didem Sone), İstanbul, Hrant Dink Vakfı Yayınları, 2014.

Demirtepe, Turgut, Dağlık Karabağ Sorunu, Dar Alanda Büyük Oyun, Ankara, USAK Yayınları, 2011.

Demirtepe, Turgut (der), Orta Asya &Kafkasya Güç Politikası, Ankara, USAK Yayınları, 2008.

Ehteshami, A. “The Foreign Policy of Iran”, R. Innebusch, A.Ehteshami (Eds).

The Foreign Policies of Middle East States, Boulder, CO: Lynne Rienner, 2002.

Erhan, Çağrı, Türk-Amerikan İlişkilerinin Tarihsel Kökenleri (2. Baskı).

Ankara: İmge Kitabevi, 2015.

Herzig, Edmund, The New Caucasus, Armenia, Azerbaijan and Georgia, London:The Royal Instıtute of Internatıonal Affairs, 1999.

Hook, Steven W., Spanier, John, Amerikan Dış Politikası, Çev,Özge Zihnioğlu, İstanbul, İnkılap Yayınevi, 2018.

Jafalyan, Annie (ed), Reassesing Security in the South Caucasus:Regional Conflicts and Transformation, Ashgate Publishing, 2011.

Maresca, John J., “Resolving the Conflict over Nagorno-Karabakh Lost Opportunities for International Conflict Resolution” , Chester A. Crocker and Fen Osler Hampson with Pamela Aall (eds). Managing Global Chaos Sources of and Responses