• Sonuç bulunamadı

ABD'de Ermeni Toplumunun Oluşması ve Ermeni Lobi Faaliyetlerinin

3.5. ABD'de Ermeni Diasporasinin Geçmişi, Ermeni Toplumu ve ABD Siyasetini

3.5.2. ABD'de Ermeni Toplumunun Oluşması ve Ermeni Lobi Faaliyetlerinin

115

Cumhuriyeti ve Ermenistan Cumhuriyeti Arasındaki İlişkilerin Geliştirilmesine Dair Protokol” ün imzalanmasına karar verdiklerinde de benzer tepkiler gelmiş, Taşnaklar derhal protokollerin imzalanmasını protesto etmişlerdir.

Diaspora elitlerine göre diaspora kimliğini korumanın ve anavatan üzerindeki siyasi etkinliği sürdürmenin tek yolu, soykırım iddialarının uluslararası toplum tarafından tanınması için gösterilen çabalara devam etmek olmuştur. Söz konusu durum Ermeni diasporasının anavatan ve ev sahibi ülke arasında köprü vazifesi görebilen ve anavatandaki anlaşmazlığın barışçıl çözümünü kolaylaştıran bir unsur olarak değil, uzak mesafe milliyetçiliği yapan, ev sahibi ülkenin kendilerine sağladığı özgürlük ve ekonomik fırsatlarla radikal gündemler takip eden bir grup olarak nitelendirilmesine yol açmıştır.317

3.5.2. ABD'de Ermeni Toplumunun Oluşması ve Ermeni Lobi Faaliyetlerinin

116

Washington'u İstanbul ile diplomatik ilişkiler kurmaya teşvik eden bir diğer önemli neden ise, Amerikan misyonerlerinin 19. yüzyılın başından itibaren bölgede yürüttükleri misyonerlik faaliyetleri olmuştur. 1810'da Boston'da kurulan Amerikan misyoner örgütü American Board of Commisioners for Foreign Missions 1819'da Türkiye'yi de programına almıştır.319 Osmanlı toplumu içerisinde bulunan değişik mezheplere mensup Hıristiyanları Protestanlaştırma işinde Amerikalı misyonerler kısa süre içinde yerli Hıristiyan ruhbanının muhalefetiyle karşı karşıya kalmıştır.Washington'un Osmanlı topraklarında yayılma politikalarının mimarları olan bu misyonerlerin korunması gerekmiş, bu da Washington'u İstanbul ile iyi ilişkiler kurmaya zorlamıştır. Bir diğer sebep ise, ABD'nin Yakındoğu, Balkan ve Karadeniz'i kapsayan politikalarında Osmanlı Devleti'nin stratejik konumu olmuştur. Böylece "Seyr-i Sefain ve İcra-yı Ticarete Dair" bir Muahede-i Humayun ve 7 Mayıs 1830 tarihinde İstanbul ile Washington arasında ilk ticaret anlaşması imzalanmıştır. Hemen ardından 1831'de İstanbul'da donanma görevlilerinden olan David Porter başkanlığında Amerikan Ortaelçiliği açılmıştır.320

1830'da Osmanlı Devleti ile ABD arasında yapılan ticaret anlaşması ile ABD'ye

“en çok kayrılan ülke” statüsü tanınmış ve Amerikalılara kapitülasyonlardan azami ölçüde yararlanma hakkı verilmiştir. Aynı anlaşma ile Amerikan tüccarına Türkiye'de imtiyazlı simsarlar kullanma hakkı bahşedilmiştir. Bu haktan en fazla yararlananlar Rumlar ve Ermeniler olmuş, İzmir limanına boşaltılan Amerikan malını Harput'a, Kars'a, Van'a kadar ulaştıran upuzun zincir Ermenilerin tekeline geçmiştir.321 7 Mayıs 1830 Osmanlı-Amerikan ticaret anlaşması Amerikan tüccarına Osmanlı pazarını açmasının yanı sıra Osmanlı Ermenisine de ABD kapısını açmıştır. ABD ile Osmanlı Devleti arasındaki ticaret hacminin büyümesiyle ABD ile iş yapan Osmanlı

319Bilal Şimşir, Ermeni Meselesi 1774-2005. İstanbul: Bilgi Yayınevi, 2009, s.16

320Şenol Kantarcı, Amerika Birleşik Devletleri'nde Ermeniler ve Ermeni Lobisi, İstanbul:IQ Yayıncılık, 2011, s. 58.

117

Ermenilerinin sayısı da giderek artmıştır. Böylelikle Amerikan kanadı altında Osmanlı Devleti'nde hatırı sayılır bir zengin Ermeni zümresi ortaya çıkmıştır. Hatta Ermeniler, Amerikan tüccarına ortak olmaya, yapılan ticarette Amerikan tüccarından fazla pay almaya başlamıştır. Bu dönemde İstanbul ve Anadolu Ermenileri, yavaş yavaş Amerikan vatandaşlığına geçmeye başlamışlardır.322 ABD'nin misyoner örgütü, American Board of Commisioners for Foreign Missions adlı misyoner örgütünün 1819 yılında Osmanlı Devleti'ni programına alması neticesinde 1820'lerden itibaren ilk misyonerlerini Anadolu'ya göndermesi, bunun yanında Amerikan Protestan Kilisesi'nin kendisine hedef kitle olarak Osmanlı Ermenilerini seçmesi ve bu yönde Anadolu'da Ermeniler üzerinde faaliyet göstermesi Osmanlı Devleti'nde ve ABD'de Ermeni siyasi hareketinin de doğmasını sağlamıştır. Başka bir deyişle, Türkiye'ye Ermeni sorununun tohumlarının atılması ABCFM adlı misyoner kuruluşu sayesinde olmuştur.323 Anadolu'daki Amerikan misyonerler 1891'e kadar 9 kolej kurmuşlardır. 324 Bu okullarda eğitim gören zeki öğrenciler misyonerler tarafından ABD'ye gönderilmiştir. Bunlar ABD'de Ermeni göçmenlerinin öncüleri olmuş, Ermeni kolonisinin çekirdeğini oluşturmuştur. Sonraki yıllarda Ermeni tüccarları, onların ardından küçük esnaf, zanaatkar ve köylü Ermeniler de dalga dalga ABD'ye göç etmişlerdir. 1890-1900 arasında 12 bin kadar Ermeni ABD'ye göç etmiş, 1914 yılına kadar ise ABD'deki Ermeni kolonisinin nüfusu 50 bini aşmıştır. Kısacası, Osmanlı İmparatorluğu’ndan ABD'ye Ermeni göçü Amerikan misyonerleri ve tüccarlarının etkisiyle 1915 Tehcir olayından 75 yıl önce başlamış ve 19. yüzyılın bütün ikinci yarısı boyunca ve ondan

321 Şimşir, 2009, s. 17.

322 Kantarcı, 2011, s. 64-65.

323Ibid, s. 69-70.

324İstanbul'da Robert Koleji, Beyrut'ta Beyrut Üniversitesi, İstanbul'da Amerikan Kız Koleji, Antep'te Merkezi Türkiye Koleji, Harput'ta Fırat Koleji, Maraş'ta Merkezi Türkiye Kız Koleji, Merzifon'da Anadolu Koleji, Tarsus'ta Saint Paul Enstitüsü ve İzmir'de Uluslararası Kolej açılmıştır. Haluk Selvi,

“Armenian Activities in the United States of America”, Turks and Armenians, <

http://turksandarmenians.marmara.edu.tr/en/armenian-activities-in-the-united-states-of-america/>, (11.09.2019).

118

sonra da devam etmiştir. 1924'te yaklaşık 100 bin Ermeni Türkiye ve Sovyetler Birliği'nden ABD'ye doğru yola çıkmıştır. Sadece 1920 ile 1931 arasında Birleşik Devletlere geçici olarak giriş yapan Ermenilerin sayısı 26.146 olarak kayıtlara geçmiştir. Ermeniler en yoğun olarak Massachusetts, New York, New Jersey, Pensylvannia, Rhode Island, Connecticut ve California eyaletlerine yerleşmişlerdir.325 ABD’ye doğru ikinci büyük Ermeni göçü II. Dünya Savaşı’nın sonucunda gerçekleşmiş ve göçmenlerin büyük çoğunluğu Sovyetler Birliği Ermenileri’nden müteşekkil savaş suçu mahkumları ile yerinden edilmiş insanlardan oluşmuştur. Lübnan, Suriye, Irak ve İran’daki istikrarsızlıktan kaçan Ermenileri kapsayan üçüncü dalga Ermeni göçünün ardından hala devam eden dördüncü ve son dalganın kaynağı 1990’lara kadar gitmekte ve çoğunlukla Orta Doğu ve Ermenistan’dan, yine ülkelerindeki şiddet ve istikrarsızlıktan kaçan insanlardan oluşmuştur.326

Ne nüfusları ne de Kongre'deki temsilleri bakımından pek göz doldurucu bir sayıda olmamakla beraber, Türkiye'ye yönelik Beyaz Saray’ın politikalarını etkileme imkanına sahip oldukları görüldüğünde ABD’de dikkate değer bir Ermeni baskı grubunun varlığı dikkat çekmektedir.327