• Sonuç bulunamadı

3. SAĞLIK TURİZMİ KAVRAMI VE KAPSAMI

3.3. Sağlık Turizminin Ana Unsurları

3.3.4. Engelli Turizmi

Engellilik kavramı; bireylerin yaşama ilişkin ana aktivitelerini büyük ölçüde sınırlayan bir ya da daha fazla fiziksel ve/veya zihinsel bozukluğa sahip olmalarını ya da bu tarz bir bozukluğu olduğu resmi olarak kabul edilenleri ifade etmeye yönelik kullanılan bir kavramdır (Burnett ve Baker, 2001). “Engelli birey”; genel olarak fiziksel ve/veya zihinsel bütünlüğü geçici ya da daimi olarak, doğuştan ya da yaşlılık nedeniyle azalmış

olan kişiyi ifade etmektedir (Smith ve Hughes, 1999). Bu bireylerin yaşadıkları toplumla uyuşmalarını sağlayacak düzenlemelerde bulunulmaması, engellerinin çok daha fazla ön plana çıkmasına neden olmaktadır. Bireyler doğuştan getirdikleri birtakım engellere sahip olmasalar da, her an karşı karşıya kalınabilecek olan tabii felaket, trafik ya da iş sonucunda oluşan kazalar, terörizmin getirdiği eylemler gibi sebepler doğrultusunda engelli olabilme ihtimali ile karşı karşıyadırlar.

Birleşmiş Milletler (BM) 2013 yılı verilerine göre, dünya genelinde 500 milyonun üzerinde kişi fiziksel ve/veya zihinsel bir engel ile yaşamını devam ettirmek durumundadır (Daştan, 2014). Son dönemlere kadar engelli bireylerin bir anlamda sosyal yaşamdan tecrit edilmeleri söz konusu iken; günümüz itibariyle bu bireylerin de sosyal yaşamda ve çalışma yaşamında variyet gösterebilmeleri adına birtakım düzenlemelerde bulunulmakta ve kendi yaşamlarının sorumluluğunu almaları sağlanmaya çalışılmaktadır.

EURASTAT 2014 verilerine göre; Avrupa’da toplam 50 milyon engelli birey yaşamakta, bu bireylerin her yıl 8 milyonu en az bir kez yurt dışı seyahat gerçekleştirmekte, 15 milyonu kendi ülkesi içerisinde seyahat etmekte ve 22 milyon engelli günübirlik turizm faaliyetlerinin içerisinde yer almaktadır. Bu yönde turizm aktivitesi gerçekleştiren engelli bireyler yanlarında en az bir refakatçi bulundurmaktadır ki, bu doğrultuda sadece Avrupa’da yaşayan engelli bireylerin toplamda yaklaşık 35 milyon seyahat ve 630 milyon geceleme ürettikleri görülmektedir (URL-5).

ABD’de ise toplam 50 milyon engelli birey yaşadığı belirtilmektedir ki, bu rakam toplam ABD nüfusunun yaklaşık % 20’sini ifade etmektedir. Bununla birlikte yaşam süresinin uzaması doğrultusunda engelli birey sayısının artmasının ve 2030 yılı itibariyle sadece ABD’de yaklaşık 100 milyon civarında engelli birey olacağının beklendiği belirtilmektedir (Tantawy, Kim ve Pyo, 2004). Belirtildiği üzere bu bireylerin aile ve arkadaşları anlamında en az bir refakatçi ile seyahat ettikleri göz önünde bulundurulduğunda, oldukça dikkat çekici ve genellikle de görmezden gelinen bir sağlık turizmi pazarının söz konusu olduğu çok daha iyi anlaşılabilecektir.

Konu ile ilgili olarak İngiltere’de bulunan Surrey Üniversitesi tarafından yürütülen “Avrupa’da Erişilebilir Turizm (One - Stop - Shop Accessible Tourism in Europe - OSSATE)” çalışma kapsamında; Avrupa’da yaşadığı belirtilen toplam 50 milyon engelli bireye hareket zorluğu yaşayan hamile kadınlar ve 65 yaş ve üzeri grupta yer alan bireyler de eklendiğinde, en az bir refakatçi ile seyahat etmek durumunda olan bireylerin sayısının yaklaşık 130 milyonu bulduğu belirlenmiştir (URL-6).

Konunun söz konusu edilen bu boyutları haricinde, dünya genelinde insan hakları ve yasal yaptırım boyutları ile de değerlendirildiği görülmektedir. Engelli bireylerin de tıpkı herhangi bir engele sahip olmayan bireyler gibi; aileleri, iş ve sosyal yaşamdaki arkadaşları ile turizm hareketliliği içerisinde yer alma hak ve özgürlükleri bulunmaktadır (Darawulla ve Darcy, 2005). Oysa genel anlamda turistik tesisler değerlendirildiğinde, engelli bireylerin bu tesislerdeki yetersizlikler dolayısıyla sunulan hizmete erişmede sorunlar yaşadıkları görülmektedir.

Türkiye özelinde değerlendirildiğinde ise, engelli turizminin ülkemiz için yeni bir olgu olduğu söylenebilir. Zira ülkemizde engelli bireylerin hak ve özgürlüklerinin gözetilmesine yönelik özellikle son dönemlerde birtakım yasal düzenlemelerde bulunulduğu görülmekle birlikte, bu yasal düzenlemelerin gerektirdiği şekilde sosyal yaşam içerisinde daha fazla yer almaya başlayan engelli bireylerin turizm etkinlikleri içerisinde aynı oranda yer almadıkları ya da alamadıkları görülmektedir.

Bu durumun bertaraf edilmesine yönelik olarak ülkemizde, engelli bireylerin sosyal yaşam içerisinde daha fazla yer almalarına paralel olarak turizm alanında da aynı gelişmelerin sağlanabilmesi için birtakım gelişmeler yaşanması gündeme gelmiştir. Bu doğrultuda “Türkiye Sakatlar Derneği” öncülüğünde yürütülen ve bazı yerel yönetimler tarafından da desteklenen organizasyonlarla, engelli bireyler için alternatif kamp seçenekleri oluşturulmuş ve yine engelli bireylere yönelik gezi aktiviteleri hazırlanmıştır (URL-7). Yine de sayı olarak çok az olan bu etkinliklerin çok yeterli olduğu söylenememektedir.

Türkiye’de konu ile ilgili yetersizliklerin belirlenebilmesine yönelik olarak 15 Haziran 2006 itibariyle “Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TÜRSAB)” tarafından; Türkiye’nin turizm potansiyelinin engelli pazarına sunduğu ürünlerin belirlenebilmesi, bu alanda yaşanan sıkıntıların tespit edilebilmesi ve yerli ve yabancı engelli turistlerin “engelsiz seyahat” edebilmelerinin sağlanabilmesi için “Herkes İçin Engelsiz Turizm Komitesi” oluşturulmuştur. Herkes İçin Engelsiz Turizm Komitesi bünyesinde seyahat acentelerinin yanı sıra, engellilere yönelik hizmet veren Alternatif Yaşam Derneği gibi sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de danışman olarak görev yapmakta ve hizmet vermektedir (URL-8).

Herkes İçin Engelsiz Turizm Komitesi; hem sağlık turizmi alanında hizmet veren turistik işletmelere hem de genel anlamda diğer turistik işletmelere ziyaretler gerçekleştirerek, engelsiz turizm bakış açısıyla altyapı olanaklarını değerlendirmekte ve bu ziyaretlerde dikkat çeken hususlar işletmelere bir rapor olarak sunulmaktadır. Komite bu ziyaretlerini aynı zamanda kendisi de yıllık rapor olarak yayımlamaktadır. Herkes İçin Engelsiz Turizm Komitesi 2014 Raporu’na göre; ülkemizde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı olarak hizmet veren işletme belgeli tesislerde 1 179 adet engellilere hazırlandığı ifade edilen özel oda bulunmaktadır ki, özde bu özel odalar dahi engellilerin kullanımında sorunlar yaşamalarına neden olmaktadır (URL-8).

Ülkemizde aynı şekilde ulaşım hizmetlerinden de engelli bireylerin daha etkin bir şekilde yararlanabilmelerini sağlamaya yönelik düzenlemeler yapılmaktadır (Çetinkaya ve Zengin, 2009). Engelli turizmine yönelik hizmet sunan işletmeler; bakımevleri ve klinik oteller, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezleri, rekreasyon merkezleri ve tatil köyleri gibi sağlık turizmi kapsamında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlardır. Yine engelli turizminde dünya genelinde büyük bir potansiyelin olması, ülkemizde bu alanda yatırımlar yapılmasını sağlamaktadır ve sözkonusu yatırımlar özellikle Ege Bölgesi odaklı olarak gerçekleştirilmektedir.