• Sonuç bulunamadı

4. DÜNYA’DA SAĞLIK TURİZMİ VE EKONOMİK BOYUTLARI

4.1. Avrupa Birliği Ülkelerinde Sağlık Turizmi

Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde ortak bir sağlık sistemi ve politikası bulunmamaktadır. Buna karşın“Sınır Ötesi Sağlık Hizmetlerinde Hasta Hakları Uygulamalarına ilişkin Avrupa Birliği Direktifi (2011/24/EU)” kapsamında, AB Üye Ülkeleri vatandaşlarının sağlık bakım hizmetlerinden yararlanmak için seyahat etmeleri kolaylaştırılmıştır.

“Sınır Ötesi Sağlık Hizmetlerinde Hasta Hakları Uygulamalarına ilişkin Avrupa Birliği Direktifi (2011/24/EU)”; 19.02.2011 tarihinde Avrupa Parlamentosu tarafından onaylanmış olup, AB kapsamında hastaların serbest dolaşımı için düzenlemeleri ile ödeme politikaları ve sağlık sistem yönetimi açısından düzenlemeleri içermektedir. AB vatandaşı hastalar önceden izin almadılar ise gittikleri ülkede uygulanan fiyatları ödemekte, daha sonra kendi ülkesinde tedavi olmuş gibi geri ödeme alabilmektedir. Ancak kendi ülkesinden daha pahalıya tedavi görmesi durumunda aradaki fiyat farkını hastanın kendi cebinden ödemesi gerekecektir. Eğer ön izin alınmışsa tedavi gördüğü ülkedeki fiyat üzerinden geri ödeme yapılacaktır (URL-23) .

Sağlık hizmeti sunumu, AB Ülkelerinde çok nitelikli olmakla birlikte oldukça pahalıdır. AB Üyesi Ülkelerin vatandaşlarının genel olarak gelir düzeylerinin de yüksek olması, sağlık hizmeti sunumuna yönelik taleplerin de üst düzeyde olması beklentisini doğurmaktadır. Bu ülkelerde yaşlı nüfusun günden güne artması sağlık hizmetlerine olan ihtiyacın da aynı oranda artması sonucunu oluşturmuştur. Tüm bu nedenler de, AB Ülkelerinde sağlık harcamaları finansmanının karşılanmasını zorlaştırmaktadır.

AB Ülkelerinde sağlık finansmanı alanında gelecekte daha fazla sıkıntı yaşanmaması için, sağlık hizmetlerinin daha ucuz satın alınabileceği ülkelere yönelmeye başlandığı görülmektedir. Bu doğrultuda sağlık turizmi kapsamında daha uygun ücretler öngören ülkelerde verilen sağlık hizmetleri sağlık sigortası kapsamı dışında tutulmakta ve

hastaların sağlık hizmeti almak için bu ülkelere yönlendirilmeleri söz konusu olmaktadır.

AB Üyesi Ülkelerde 1980’li yıllar itibariyle uluslararası sağlık turizmi kapsamında bir başka ülkeden sağlık hizmeti talep edilmesi ulusal sağlık sistemlerinin başarısızlığının bir göstergesi olarak değerlendirilmekteyken, bugün için yoğun olarak tercih edilen bir alternatif olarak görülmektedir. Bu doğrultuda AB Üyesi Ülkelerin vatandaşlarının uluslararası sağlık turizmi kapsamında hizmet almaları, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımına yönelik engellerin ortadan kaldırılmasını sağlayan “Avrupa 1992 Projesi” ile yaygınlaşmaya başlamıştır (Harrant, 2003).

AB Üyesi Ülkelerde bugün itibariyle uluslararası sağlık turizmi hareketliliğinin önündeki “makro engeller” ve “mikro engeller” aşağıda verildiği gibi ifade edilmektedir (Harrant, 2003);

1. Makro Engeller

a) Avrupa Sosyal Modeli’nin yasal ve tarihsel gelişimi, AB Üyesi Ülkelerde bugün itibariyle uluslararası sağlık turizmi hareketliliğinin gecikmesine neden olmuştur.

b) Sosyal güvenlik ve sağlık sigortası sistemlerinin organizasyonu ve finansmanına yönelik farklılıklar, AB Üyesi Ülkelerde bugün itibariyle uluslararası sağlık turizmi hareketliliğinin gecikmesine neden olmuştur.

c) Halk sağlığı alanındaki yasaların kapsamı ve farklılığı, AB Üyesi Ülkelerde bugün itibariyle uluslararası sağlık turizmi hareketliliğinin gecikmesine neden olmuştur.

d) Ulusal düzeyde gerçekleştirilen düzenlemelerle ya da ikili anlaşmalarla her ne kadar konu ile ilgili belirlemelerde bulunulsa da tüm ülkeleri kapsayacak köklü değişiklikler olmaması, AB Üyesi Ülkelerde bugün itibariyle uluslararası sağlık turizmi hareketliliğinin gecikmesine neden olmuştur.

2. Mikro Engeller

a) Sağlık bakım protokollerindeki eşitsizlikler, AB Üyesi Ülkelerde bugün itibariyle uluslararası sağlık turizmi hareketliliğinin gecikmesine neden olmuştur.

b) Hasta bakımının sürekliliğinin doğru yönetilememesi, AB Üyesi Ülkelerde bugün itibariyle uluslararası sağlık turizmi hareketliliğinin gecikmesine neden olmuştur.

c) Hastalar için söz konusu olabilen ek finansal yükler, AB Üyesi Ülkelerde bugün itibariyle uluslararası sağlık turizmi hareketliliğinin gecikmesine neden olmuştur.

d) Konu ile ilgili olarak hasta haklarına gereken önemin verilmemesi, AB Üyesi Ülkelerde bugün itibariyle uluslararası sağlık turizmi hareketliliğinin gecikmesine neden olmuştur.

Bu belirlemeler çerçevesinde AB Üyesi Ülkelerde sınır ötesi hasta hareketliliğinin geliştirilebilmesi için, yenilikçi bir yaklaşımla, liderlik ve sorumluluk anlayışıyla hareket edilmesi, ayrıca sınırları birçok açıdan ortadan kaldıran düzenlemelerde bulunulması gerektiği tespit edilmiştir (Taş, 2010).

Bununla birlikte bir AB Üyesi Ülke’deki hastanın, bir başka AB Üyesi Ülke’den sağlık hizmeti alması yasal olarak çok daha kolay gerçekleşmektedir. Zira AB mevzuatlarına göre; AB Üyesi Ülkelerden birinin vatandaşı olup bir başka AB Üyesi Ülke’de çalışan, AB Üyesi Ülkelerde yaşayan, aslen AB Üyesi Ülkelerden birinin vatandaşı olmamakla birlikte o ülkede emekli olan, tatil ya da iş gibi nedenlerle geçici olarak başka ülkelerde bulunan AB Üyesi Ülke vatandaşları ve özel sağlık hizmeti almak için sınır ötesine giden kişiler, kendi ülkesinde sağlık hizmeti alır gibi bulunduğu ülkenin sağlık hizmetlerinden yararlanabilmektedir (Yalçın, 2006).

AB Üyesi Ülkeler birçok ülke ile ikili sözleşmeler kapsamında, kendi ülke vatandaşlarına gerekli sağlık hizmetinin en kısa zamanda verilebilmesini sağlamaya yönelik olarak bir birim oluşturulmasını talep etmektedir. Aynı şekilde “Avrupa Sigorta

Kartı Sistemi” ile de AB vatandaşlarının sağlık hizmetlerine daha çabuk ve kolay ulaşabilmelerinin sağlanması amaçlanmıştır (Yıldırım, 2004).

AB Sağlık Konseyi 26 Haziran 2002 tarihinde; AB Üyesi Ülkelerdeki sağlık bakım sorunlarının tespit edilmesi, AB Üyesi Ülkeler arasında hasta hareketliliğinin desteklenmesi, sınır ötesi işbirliğinin sağlanması, sağlık hizmeti deneyimlerinin paylaşılması ve konuyla ilgili iletişim ile koordinasyonun artırılması, sağlık bakım hizmetlerinde yüksek kaliteye ulaşılması vb. konularında çalışmalar başlatmıştır (Lu ve Wall, 2006). Bununla birlikte AB Üyesi Ülkelerde tedavi amaçlı sınır ötesi hareketliliğin; dil sorunu, ödeme sistemlerindeki farklılıklar, yönetsel farklılıklar ve mevzuat uyumsuzlukları nedenleriyle istenilen düzeyde gerçekleştirilemediği belirtilmektedir (Taş, 2012).

AB Üyesi Ülkelerin vatandaşları; uzun bekleme süreleri, hizmet kalitesinin düşük olması ve tedavi maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle özellikle kalça çıkığı, kalp ve akciğer ameliyatları ve kısırlık tedavisi gibi alanlarda bir başka ülkeden sağlık hizmeti almayı tercih etmektedirler. AB mevzuatına göre; bir tedavi için bekleme süresinin hastanın hayati tehlike yaşamasına neden olacak kadar uzun olması durumunda, başka bir ülkeden alınan tüm sağlık hizmetinin karşılanması söz konusu olabilmektedir (Harrant, 2003).

Bu doğrultuda da Belçika, hem zengin AB Üyesi Ülkelerine yakın olması hem de sağlık işletmelerinin kaliteli hizmet sunması açısından en fazla tercih edilen ülke olarak değerlendirilmektedir. Bu anlayışla özellikle Almanya, Hollanda ve İngiltere’den gelen hastalara sağlık hizmeti sunulan Belçika’da, yine de önceliğin ülke vatandaşlarına verileceği hususu sıklıkla vurgulanmaktadır (Sağlık Turizmi Potansiyel Tespit Çalışması Ülke Raporu: Belçika [STPTÇÜR: B] 2013).

Almanya’nın da kaliteli personel, boş yatak kapasitesi ve teknolojik donanımı sayesinde özellikle kalça çıkığı, kalp ameliyatı ve kanser tedavisi konusunda en fazla iki hafta içerisinde muayene ve tedavi olanağı sunması, AB Üyesi Ülkelerin vatandaşları tarafından sıklıkla tercih edilmesini sağlamaktadır. Almanya’nın bu yönde avantajlar

sunması doğrultusunda Norveç, İrlanda, İsveç, Danimarka ve İngiltere her yıl belirli sayıda kamu görevlisi hastasını, ikili sözleşmeler kapsamında Almanya’ya göndermektedir (Yalçın, 2006).

Almanya ve Belçika haricinde Polonya’da, AB Üyesi Ülkelerin vatandaşları tarafından uluslararası sağlık turizmi kapsamında sıklıkla tercih edilmektedir. AB Üyesi Ülkeler arasında uluslararası sağlık turizmi hizmetlerine yönelik tıbbi prosedürlerin en az olduğu ülke olarak değerlendirilen Polonya, genel olarak da bu ülkelerde öngörülen plastik cerrahi, diş ve tüp bebek tedavisi anlamındaki sağlık bakım hizmetlerinin dörtte biri düzeyinde fiyat vermesi bakımından önemli görülmektedir. İkili sözleşmeler kapsamında da, her yıl Danimarka, İrlanda ve İngiltere gibi ülkelerden de tıbbi tedavi turları ile Polonya’ya belirli sayıda uluslararası hasta getirilmektedir (Yıldırım, 2004).

Sonuç olarak AB Üyesi Ülke vatandaşları, hem kapsam dışı kalan sağlık hizmetleri hem de pahalı hizmet satın almak durumunda kalmaları nedeniyle uluslararası sağlık turizmi kapsamında sunulan hizmetleri tercih etmektedirler. Bu nedenle de daha makul ama kaliteden ödün vermeyen ve daha kısa bekleme süreleri öngören sağlık turizmi arzında bulunan ülkeler AB Üyesi Ülkeler bakımından önemli bir pazar olarak görülmektedir.