• Sonuç bulunamadı

İnsanın, bilinen en eski ve en doğal çalgısı kendi bedenidir. İnsanlık tarihinde, bedenin bir ürünü olan sesin, şarkı söyleme amaçlı kullanılmasının, ne zaman ve ne şekilde gerçekleştiği kesin olarak bilinmemektedir. Bununla beraber, duygularını ifade etmeye yarayan mırıltı, homurtuların, zamanla doğada işittiği sesleri yinelemeye dönüştüğü, süreç içinde “konuşma”nın zemininin atıldığı, “dil”e ilişkin belirtilerin, daha “anlamlı” hecelerin ve sözcüklerin ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Bu bağlamda, kendi kendine şarkı söyleyen ilk insanın kim olduğunu bilmek olanaksızdır. Ancak, insanların “birlikte” şarkı söylemeye başlamasına ilişkin bazı kaynaklar vardır. Bu kaynakların uzlaştığı en önemli nokta, günümüzdeki içeriği ve biçimiyle olmasa da “koro” olarak nitelendirilebilecek, birlikte hareket ve seslenme ekseninde gerçekleşen “eylem”lerin, büyü, tapınma ve törensel amaçlara hizmet ettiğidir.

Tarihsel süreç içinde “koro” sözcüğüne çeşitli anlamların yüklendiği görülmektedir.

Eski Yunanca Khorus, Latince Chorus, İtalyanca Coro, Almanca Chor, Fransızca Choeur, İngilizce Chorus, Choir veya Chorale sözcükleriyle ifade edilen bu terim dilimize “Koro” olarak yerleşmiştir. Eski Yunan tragedyalarında birlikte konuşan kümelere, eskiçağda bazı törenlerde düzenli adımlarla yürüyerek belli bir yöntem içinde dans edenlere, manastırlarda, dini şarkılar söyleyen rahip ve rahibelere, dinsel bir

30

amaçla birlikte şarkı söyleyen topluluklara, kiliselerde rahibin bulunduğu yere “koro” adı verilmiştir (Çevik, 1999: 43).

Hep birlikte anlamını da içeren “koro” sözcüğünün, dinsel amaçlar dışında kullanılmasıyla daha kapsamlı tanımlamalar ortaya çıkmıştır.

Uçan’a (2001: 21-50) göre koro, topluluk halinde müziksel seslenen, konuşan, söyleyen, müziksel iletişim ve etkileşim halinde olan insan kümesi, Apaydın’a (2006: 570) göre ise birlikte “topluca şarkı söylemek için oluşturulan topluluk”tur.

Ülkemizde, geçmişte yapılan koro tanımlamalarında, teksesli-çoksesli ayrımı yapıldığı ancak bu ayrımın günümüzde önemsenmediği belirlenmiştir.

Birlikte şarkı söyleyen şarkıcılara; başka bir deyişle bir partide, birden fazla şarkıcıyla ünison (teksesli) veya ayrı partilerde şarkı söyleyen topluluğa; bir müzik eserini seslendirmek üzere bir araya gelen ses topluluğuna ve böyle bir topluluğun söylediği söz ya da şarkıya da “koro” denilmektedir (Say, 2005: 309; Sözer, 2005: 406).

Yukarıdaki tanımlarda vurgulanan ortak noktalar, belli bir sayının üzerinde insanın, sesleriyle aynı anda ve aynı mekânda birlikte18 müzik yapmasıdır.

Bu bağlamda özlü bir tanım olarak koro “sayısal oluşum, ses türü, ses kapasitesi ve tını bakımından dengeli, önceden belirlenen bir modele uygun olarak müzik yapıtlarını seslendirme-yorumlama amacıyla oluşturulan, etkinlikleriyle toplumun, kültür ve sanat yaşamına katkıda bulunan ses topluluğudur” (Çevik, 1999: 43).

Koroların, çalışma ürünlerini farklı ortam ve zamanlarda sergilemesi, sergilenen ürünlerin niteliğinin giderek artması ise “koro eğitimi”nin en önemli hedeflerindendir.

18

Koro tanımının, zaman ve gelişen teknoloji ile değiştiği, zenginleştiği gözlenmektedir. Her koro üyesinin kendi bulunduğu mekândaki bilgisayarı aracılığıyla, önceden belirlenmiş bir eseri seslendirdiği ve bu kayıtların birleştirilerek çeşitli deneysel çalışmaların yapıldığı bilinmektedir. Örneğin, bu yöntemle, 58 ülkeden 2052 “koro üyesi”, besteci-şef Eric Whitacre “yönetiminde” Sleep, adlı eseri internet aracılığıyla kaydetmiştir (http://ericwhitacre.com/the-virtual-choir/history).

31

“Müzik eğitiminin en temel, en etkin ve en yaygın alanı olan koro eğitimi; koroya ve koroyu oluşturan üyelere, ortak yaşantıları yoluyla amaçlı ve yöntemli olarak belirli sosyomüziksel davranışlar kazandırma, varolan sosyomüziksel davranışları değiştirme, dönüştürme, geliştirme ve yetkinleştirme sürecidir” (Uçan, 2001: 7-32).

Öztop’a (2007: 78) göre koro eğitimi; yalnızca birlikte şarkı söyleme olarak değil, “birlikte hareket edebilme, birlikte hissedebilme, dostluk ve arkadaşlık duygularını pekiştirme süreci” olarak değerlendirilmelidir.

Koro eğitimi, yapısı ve doğası gereği en üst düzeyde bireysellikle (bireysel sorumluluk ve bilinçle), koşulsuz işbirliğini eşzamanlı olarak gerektirmektedir. Koroyu oluşturan bireylerin, etkileşimli bir ortamda, hem bireysel, hem de ortak müziksel yaşantıları sonucunda gerçekleştirdikleri sürecin başarısı, koroda yer alan her bir üyenin, bireysel, kümesel ve toplu gelişimiyle doğru orantılıdır.

Bu nedenle koro eğitimi; “bireysel farklılıkların ‘bir’e indirgendiği bir süreçten çok, tüm bireylerin ‘kendi seslerini’ buldukları bütünün ‘bir’liğini oluşturma süreci” olarak da tanımlanabilir (Değer, 2008: 1).

Kuşkusuz her eğitimci, “eğittiği” topluluktan az ya da çok yeni şeyler öğrenir. Zira, her öğrenci, her sınıf, yeni zorluklarla birlikte, eğitimcinin mesleki gelişimini sağlayacak fırsatları da beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda koro eğitimini tanımlamak için “eğitişim” kavramı üzerinde durmak yararlı görülmektedir.

Karşılıklı eğitim anlamına gelen eğitişim, iki ya da daha çok kişinin; öğretmenle-öğrencilerin, birbirlerini karşılıklı eğitmesi anlamına gelmektedir (İnam, 2005: 93, Uçan, 2001: 45).

Bu bağlamda, koro eğitiminin en belirgin özelliklerinden birinin eğitişim olduğu rahatlıkla söylenebilir.

Koro eğitimi, günümüzde eğitimciden koro üyesine doğru tek yönlü işleyen bir süreç olmaktan çıkmış, eşzamanlı ve çift yönlü işleyen bir sürece dönüşmüş “eğitişim”

32

niteliği kazanmıştır. Bu yüzden çağdaş koro eğitimi aslında bir anlamda “koro eğitişimi”dir (Uçan, 2001: 46).

Koroda eğitişim, her tür koroda az ya da çok gerçekleşmektedir. Örneğin; özengen (amatör) korolardan, mesleki korolara gidildikçe eğitişimin niceliğinin ve niteliğinin arttığı kolayca gözlemlenebilir. Bu noktada farklı koro yapılanmalarının incelenmesi gerekli görülmektedir.

Çevik’e (1999: 43-45) göre, üyelerine çeşitli alanlarda birçok davranışı kazandırmada etkili olan koroları; kuruluş amaçlarına, üyelerine, sayısal oluşumlarına, koroyu oluşturan üyelerin yaş kümelerine, seslendirdikleri müzik türlerine ve üyelerinin kalıcı veya değişken olmalarına göre aşağıdaki şekilde sınıflandırmak olanaklıdır:

Tablo 1. Koroların Sınıflandırılması 1. Kuruluş amaçlarına göre 2. Üyelerine göre 3. Sayısal oluşumlarına göre 4. Yaş kümelerine göre 5. Müzik türlerine göre 6. Kadrolarına göre 1.1. Özengen Korolar 2.1. Çocuk Koroları 3.1. Oda Koroları 4.2. Çocuk Koroları 5.1.Geleneksel Müzik K. 6.1. Kadroları sürekli olan 1.2. Eğitim Amaçlı K. 2.2. Kadın Koroları 3.2. Orta Büyüklükte K. 4.3. Yeniyetme (Gençlik Hz) K. 5.2.Dini Müzik Koroları 6.2. Kadroları değişken 1.3. Mesleki Korolar 2.3. Erkek Koroları 3.3. Büyük Korolar 4.4. Gençlik Koroları 5.3. (Kilise- Tasavvuf vb.) (geçici) olan korolar 2.4. Karma Korolar 4.5. Yetişkin Koroları 5.4. Madrigal Koroları 5.5. Opera Koroları 5.6. Caz Koroları vb. (Çevik, 1999: 43-45).

Korolar, kuruluş amaçlarına göre; 1. Özengen (Amatör) Korolar 2. Eğitim Amaçlı Korolar

3. Mesleki (Profesyonel) Korolar olmak üzere üçe ayrılmaktadır.

Birlikte müzik yapmaya ilgili, istekli, yatkın olan, müzik dilini ve tekniklerini öğrenen, müziksel beğeni ve anlatım seviyesini geliştirmek isteyen gönüllü üyelerden

33

oluşan korolara, özengen (amatör) korolar, koro üyeliğini meslek olarak seçenlerden oluşan korolara ise mesleki (profesyonel) korolar denir. Köklü koro geleneği olan ülkelerde, nitelikli şeflerin yönetiminde mesleki koroların düzeyine erişen çok sayıda özengen koro bulunmaktadır. Özengen ve mesleki korolar arasında yer alan ve mesleki müzik okullarının öğrencilerinden oluşan korolara ise eğitim amaçlı korolar denilmektedir (Çevik, 1999: 44-45).

Çocuk koroları, yukarıda belirtilen tüm korolara doğrudan veya dolaylı biçimde “kaynaklık” etmektedir. Çocukken koroda söyleyenlerin önemli bir kısmı, mesleki müzik eğitimi almaya yönelirken, bir kısmı da yaşamları boyunca, özengen (amatör) anlayışla çalışan “çocuk-gençlik-yetişkin” korolarında söylemeye devam eder. Çocuk korosu üyelerinin, çocukluk ve gençlik dönemlerinde; arkadaşlarını ve yakın çevrelerini, yetişkinliklerinde de ise kendi çocuklarını korolara katılmaya yönlendirdikleri de bilinmektedir.

Bu noktada, çocuk korolarının sınıflandırılmasının ve yapılandırılmasının incelenmesi yararlı görülmektedir.