• Sonuç bulunamadı

Dünyada birçok üniversite bünyesinde, koro eğitimciliği ile ilgili lisans ve lisansüstü eğitim imkânları olmasına karşın, aynı durum çocuk korosu eğitimciliği için geçerli değildir. Çocuk korosu eğitimcilerinin önemli bir kısmı “müzik kuramları, bestecilik, şeflik, okul müziği, ses eğitimi, kilise müziği” gibi bölümlerin birini ya da bu bölümleri çift dal olarak bitirenlerden oluşmaktadır. Ancak, okullarda alınan “koro eğitimi-yönetimi” derslerinin neredeyse tamamı karma korolar üzerine odaklanmakta, “çocuk koroları” nadiren lisansüstü programlarının seçmeli bir dersi şeklinde alınabilmektedir.

Akademik anlamda çocuk korosu eğitimciliğine yönelik olarak bilinen tek örnek, Almanya’nın Hannover Müzik, Drama ve Medya Üniversitesi bünyesinde 2008 yılında başlayan “çocuk ve gençlik korosu yöneticiliği” yüksek lisans programıdır.

4 dönemlik bu program kapsamında aşağıdaki dersler49 alınmaktadır:  Piyano çalma / topluluk (ensemble) çalışması için partitür okuma  Ses eğitimi

 Koro yönetimi  Orkestra yönetimi

 Biçem bilgisi ve çözümleme (stil bilgisi ve analiz)  Dağar çalışması

 Uygulamalı ses tanılama, çözümleme

49

http://www.hmtm-hannover.de/de/bewerbung/studienangebote/kinderchorleitung-jugendchorleitung- master-of-music/

86  Ses fizyolojisi ve ses hijyeni

 Ses eğitimi yöntembilgisi ve öğretimi (didaktik ve metodik)  Çocuk korosu yönetimi yöntembilgisi ve öğretimi

 Müziksel okuma ve deşifre  Topluluk (ensemble) çalışması  Medya  İletişim yeterlikleri  Gelişim psikolojisi  Toplumbilim  Özyönetim  Pazarlama ve hukuk

Bu programa, koro yönetimi ve müziksel söyleme becerileri ortalamanın üstünde olan, mesleki yeterliklerini geliştirmek isteyen, lisans ya da lisansüstü düzeyinde, kilise müziği, müzik eğitimi, ses eğitimi alanlarında öğrenim görmüş kişiler başvurabilmektedir (Schröfel, 2008: 7).

Başta Avrupa Koro Birliği (European Choral Association) olmak üzere, Uluslararası Koro Federasyonu (International Federation for Choral Music), İngiliz Kodály Akademisi (The British Kodály Academy) gibi örgütler, çocuk korosu eğitimciliği konusunda kurs, çalıştay, seminer ve çalışma gezileri düzenlemekte, koro eğitimcilerinin, kendilerini bu tür etkinliklerle yetiştirmesine yardımcı olmaktadır.

Ülkemizde ise düzenli koro eğitimcisi yetiştiren lisans programları yoktur. Bazı konservatuvarların programlarında (kâğıt üzerinde) “koro şefliği” lisans/lisansüstü programları yer almasına karşın, bu programların50 düzenli öğrenci mezun etmediği/yıllardır öğrenci almadıkları bilinmektedir.

Kuşkusuz, ülkemizdeki mesleki müzik eğitimi veren kurumların bünyesinde açılmış olan/açılması öngörülen programların hiçbiri “çocuk korosu” odaklı olmamıştır.

50

Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı, Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ve Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı.

87

Bir anlamda yıllardır bir sorun olan bu durum, eğitimcileri düşündürmüş, çözüm yolları arayışına yöneltmiştir.

Apaydın (1988: 577) “korolar için hızla, nitelikli koro yöneticileri yetiştirme programlarına geçilmesi gerektiğini” vurgulamıştır. Tatman’ın (2001: 55) araştırmasına katılan koro eğitimcilerine göre, ülkemizdeki koro eğitimcisi yetiştirme sorununun nedenleri, koro eğitimciliğinin öneminin kavranamamış olması, alt yapı eksikliği, mevcut programlarda ilgili derslerin yetersizliği, bu alanda gelişmek isteyen kişilerin kendi çabaları ile yetişmeleri olarak sıralanmaktadır.

“İyi koro isteniyorsa, iyi koro eğitimcisi, daha iyi koro isteniyorsa, daha iyi koro eğitimcisi” yetiştirilmesi gerektiğini vurgulayan Egüz’e (1981: 88) göre “kötü koro yok, kötü şef vardır” sözü çok yerindedir. Bu bağlamda, Doğanarslan’a (2008:81) göre, koro eğitimcisi yetiştirmede varolan büyük eksikliğin giderilmesi için, bu alanda uzman kişilerin, koro eğitimi ve yönetimiyle ilgili dersler vermesi ve yeni koro eğitimcileri yetiştirmesi gerekmektedir.

Ülkemizde koro eğitimciliği insanların geçimini sağladığı bir meslek dalı olmaktan uzaktır (Değer ve Aytepe, 2009:150). Bu durum çocuk korosu eğitimciliği için de geçerlidir. Türkiye’de mesleki olarak yalnızca çocuk koro eğitimciliği yapanların sayıca çok az olması “çocuk korosu eğitimciliği”nin de ayrı bir meslek olarak algılanmadığının bir göstergesi sayılabilir. Bu alandaki gelişim müzik eğitimcilerine ve çoğunlukla onların gönüllü çalışmalarına bağımlıdır.

Ülkemiz müzik eğitiminde koro eğitimi ve yönetimi denilince genellikle müzik öğretmenleri akla gelmektedir. Bu doğaldır. Çünkü müzik öğretmenleri görevli oldukları öğretim kurumlarında aynı zamanda sınıf ve okul korolarını eğitme ve yönetme görevini de yerine getirmektedirler (Uçan, 2001: 218).

Perçin’in (1999: 34) araştırmasındaki çocuk korosu eğitimcilerinin tamamı, Özata’nın (2010:32) araştırmasındaki eğitimcilerin ise büyük çoğunluğu, Eğitim Fakültelerinin Müzik Eğitimi Anabilim Dallarından mezun olmuştur. Uygulamadaki görünüm bu sonuçları destekler niteliktedir.

88

Tablo 11. 16. Türkiye Korolar Şenliği’ne (2011) Katılan Eğitimcilerin Lisans Mezuniyet Dağılımı

Lisans Mezuniyet Kurum Eğt.Fak. Konserv. Müz.Fak. GSF Diğer Toplam (%)

Koro Eğitimcileri (%) 81 14 1 1 1 100

Çocuk K. Eğitimcisi (%) 69 24 2 0 5 100

16. Türkiye Korolar Şenliği’ne katılan koro eğitimcilerinin, mesleki müzik eğitimi aldıkları kurumlar olarak eğitim fakültelerinin çoğunlukta olduğu görülmektedir.

İlk ve ortaöğretimde genel müzik eğitimi dersi alan her sınıfın, doğal bir sınıf korosu, her müzik öğretmeninin de sınıf korosu eğitimcisi olduğunu belirten Uçan’a göre, müzik öğretmenlerinin koro eğitimi ve yönetimi konusunda daha iyi yetiştirilmesi gerekmekte, koro eğitiminin gerektirdiği yeterliklere arzu edilen seviyede sahip olmaları büyük önem taşımaktadır (Uçan, 2001: 52-218).

Bu doğrultuda az sayıda ancak nitelikli çalışmaların yapıldığı söylenebilir. 1968- 1969 ve 2001-2002 yıllarında, MEB ve Kültür Bakanlığı bünyesinde gerçekleştirilen etkinliklere daha önce değinilmişti. 1-3 Kasım 2001 tarihinde ise “1. Ulusal Koro Eğitimi ve Yönetimi Sempozyumu” kapsamında, ülkemizin en geniş katılımlı koro eğitimi etkinliğinin düzenlendiği görülmektedir. GÜGEF Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı tarafından gerçekleştirilen bu etkinlikte 21 bildiri sunulmuş, 13 koro uygulaması ve 1 panel gerçekleştirilmiştir.

Mersin Polifonik Korolar Derneği ve Türkiye Polifonik Korolar Derneği işbirliğiyle, Mersin’deki müzik eğitimcilerine ve koro yöneticilerine yönelik olarak Mustafa Apaydın tarafından 35 saatlik bir ses ve koro eğitimi-yönetimi semineri gerçekleştirilmiştir (Apaydın, 2002: 209).

Yurt dışında düzenli aralıklarla, özellikle farklı ülkelerden koro eğitimcilerinin yönetiminde gerçekleştirilen, seminer/kurs/çalıştay türü etkinlikler ülkemizde oldukça azdır.

89

Çocuk korosu eğitimciliğine yönelik olarak ülkemizde seminer gerçekleştirdiği bilinen ilk yabancı uzman Rus eğitimci Victor Popov’dur. 1989 yılında, TRT Çocuk Koroları’nın eğitimcilerine yönelik olarak 10 gün süren “Çocuk Korolarında Eğitim” adlı bir seminer düzenlendiği bilinmektedir (Çevik, 1999: 40).

7-12 Temmuz 2008 tarihinde ise, yabancı uzmanlarla (Elisenda Carrasco i Ribot ve Oriol Castanyer) çocuk korosu eğitimciliğine odaklanan ilk geniş katılımlı ve kapsamlı etkinlik olan “1. Çocuk Korosu Çalıştayı, Çocuk Korosu Şefliği Kursu ve Koro Eğitimciliği Seminer”i gerçekleştirilmiştir. Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı (HÜADK) ve GÜGEF Müzik Eğitimi Anabilim Dalı işbirliğiyle gerçekleştirilen etkinliğin ikincisi HÜADK ve Bilkent Üniversitesi MSSF işbirliğiyle 3- 12 Temmuz 2009 tarihinde düzenlenmiştir.

Bu süreçte, gözlemlenen eğitim açığının giderilmesine yönelik birçok girişim sürmektedir. Örneğin, 2006 yılında çocuk korosu eğitimciliği alanında gelişmek isteyen Hacettepe Gençlik Korosu üyelerine yönelik gönüllü bir eğitim programı başlatılmıştır. Bu program kapsamında Hacettepe Çocuk Korosu’nda, önce “gözlemci” sonra da “yardımcı” eğitimcik yapan üç genç koro eğitimcisi adayı 2007 yılında kurdukları Demirlibahçe İlköğretim Okulu Çocuk Korosu ile 12. Türkiye Korolar Şeniği’ne katılarak iki ödül almışlardır.

Ayrıca, Ankara başta olmak üzere, Afyon, İstanbul, Sakarya, Mersin, Çanakkale gibi illerde, üniversitelerin öncülüğünde ve/veya Müzik Eğitimcileri Derneği işbirliğiyle düzenli seminerler, çocuk koroları eğitimcilerine yönelik uygulamalar yapılmaktadır.

Yukarıdaki tüm etkinliklerin, ülkemizin büyüklüğü ve eğitimcilerin ihtiyaçları düşünüldüğünde yeterli olmadığı her fırsatta vurgulanmakta, daha köklü adımların atılması gerekmektedir. Zira, kısa süreli kurs/seminer/çalıştay gibi etkinliklerin, çocuk korosu eğitimciliği yeterliklerini oluşturması değil geliştirmesi hedeflenmekte, bu temelin, mesleki müzik eğitimi kurumlarında verildiği öngörülmektedir.

Oysa, farklı hedeflere yönelik de olsa konservatuvarlar ile müzik eğitimi anabilim dallarında verilen mesleki müzik eğitimin ağırlık noktasının “çalgı eğitimi” eksenli olduğu gözlemlenmektedir.

90

Bu görüşü destekleyen Sevgi’ye (2003: 66) göre, eğitim fakültelerinin eski-yeni tüm programlar incelendiğinde, öğretim süresi boyunca kesintisiz devam eden tek alan dersi çalgı dersleridir.

Üniversitelerin Eğitim Fakülteleri Müzik Eğitimi Anabilim Dalları’nda uygulanan yürürlükteki programa göre, ses eğitimi dersleri toplam 4, koro 6, koro ve yönetimi dersi ise 1 dönem alınmaktadır. Bu derslerin kendi yüklü programları içinde, “çocuk korosu eğitimciliği” odaklı bir çalışma yürütmedikleri düşünülmektedir.

Müzik eğitimcisi yetiştirme programlarının ya da müzik eğitimcilerinin geniş anlamda koro, dar anlamda ise çocuk koroları eğitiminde çok çeşitli ve ciddi sorunları olduğunu vurgulayan görüşlerin yer aldığı çalışmalar (Aksoy, 2001; Saydam, 2001; Şentürk, 2001; Yiğit, 2001) bilinmektedir.

Ülkemizdeki mesleki müzik eğitimi veren kurumların bünyesinde dizgesel bir eğitimi olmayan çocuk korosu eğitimciliği, bu alana ilgisi ve isteği olan eğitimcilerin kendilerini geliştirebilmelerine bağlıdır. Ancak, eğitimcilerin hemen hepsinin çocuk koroları eğitimindeki ilk yılları, bir yandan –neredeyse hiç bilmedikleri bir alanda- deneyim kazanma, diğer yandan da teknik eksikliklerini gidermeye odaklanmaktadır.

Yukarıda özetlendiği şekilde, ülkemizde bu eğitimler, kısa süreli hizmetiçi eğitim (kurs-seminer-çalıştay vb.) olarak yapılmakta, zaman darlığı nedeniyle oldukça hızlandırılmış olarak sunulabilmektedir. Geçici bir rahatlama sağlayan bu çözümlere ek olarak, uzun vadeye yayılan, seviyelere ayrılmış, düzenli ve dizgesel gelişimin hedeflendiği tek bir etkinlikten söz edilememektedir. Ulusal çapta, ülkemizdeki çocuk korosu eğitiminde (ve eğitimcileri arasında) asgari ortak bir kültürden ve genele yayılabilen bir anlayış birliğinden söz etmek oldukça zordur. Zira, koro üyelerinin belirlenmesi, dağar oluşturma, piyano kullanımı, ses eğitimi, öğretim yöntemleri, bireysel ses kullanımı ve tüm bu aşamaları denetleyebilecek bilişsel ve işitsel yetkinlik, velilerle iletişim, konser organizasyonları gibi gerçekte bir insanın yapamayacağı tüm işler koro eğitimcisinin bireysel birikim ve donanımına bağlıdır. Aynı eğitim programlarından mezun olanlarda bile varolan mesleki yeterlik ve yönelim farklılıklarına, eğitimcilerin çalıştıkları il/ilçe/yerleşim yerlerinde karşılaştıkları sorunlar

91

eklendiğinde, ülkemizde “çocuk korosu eğitimciliği” yapmayı istemek bile baştan övgüye değer bir adımdır.

Ancak en temel yeterliklerde bile ciddi eksikliklerin olduğu bu yorucu ve karmaşık süreçte, farklı yaklaşımlara ve koro eğitiminde oyun kullanımına odaklı bir arayışın oluşmadığı düşünülmektedir. Bu noktada “oyun” kavramının incelenmesi yararlı görülmektedir.