• Sonuç bulunamadı

3.6. DEVLETİN KURULUŞU VE DEVLET BAŞKANLIĞI

3.6.3. Devlet Yönetimi: Şura Sistemi

Hz. Muhammed’in (SAV) kendisine tabi olanlarla kurduğu ilişkide, verdiği talimatlarda temel aldığı ilkeler genel olarak adalet, ahlak, istişare, biat ve ehliyettir.369

Devlet yönetiminin temeli ise “şura”370 ya dayanır. Arapçada şura, meşveret kökünden türemiştir. İnsanların bir araya gelip birbirlerinin görüşlerine başvurarak ortak bir görüş belirlemek istemelerine istişare, bir araya gelip görüş alış verişinde bulunan topluluğa da şura denir.371

Hz. Muhammed (SAV) devlet yönetimiyle ilgili konularda karar vermekte acele etmezdi. Bu tür konuları şura meclisinde, ilgili konuya hâkim olan kişilerle

367 Watt, a.g.e., s. 117.

368 Hamidullah, İslam Peygamberi, C 2, s. 872. 369 Sarıçam, a.g.e., s. 295.

370 Ayrıca bk. Şura: Danışma Kurulu anlamındadır. Yöneticilerin, özellikle de devlet başkanının görev

alanlarına giren işler hakkında ilgililere danışıp onların eğilimlerini göz önünde bulundurmasını ifade eder. Talip Turcan, “Şura”, Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Türk Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2010, C 39, s. 230.

108

istişare372 eder, kararlar bu görüşme sonucunda alınırdı. Her zaman Hz. Muhammed’in

(SAV) savunduğu fikir kabul görmezdi. İstişare sonucunda ağırlık hangi fikir üzerinde mutabıksa ona göre hareket edilirdi.373 Şura heyetinde bulunacakların sayısı, seçimi,

görev süresiyle ilgili sabit kurallar yoktu. Bu husus, Hz. Muhammed’in (SAV) takdirindeydi. Önemli olan, yönetimin temelini oluşturan istişarenin yapılmasıydı.374

Şura görüşmelerinde ağırlık kazanan fikir neyse o yönde karar alınmıştır. Hz. Muhammed (SAV) ortaya çıkan eğilimi, Kur’an’ın esaslarına aykırı olmadığı sürece, kendi fikrine uymasa bile kabul etmiştir. Bunun örnekleri mevcuttur. Mesela, Bedir savaşında, Mekke ordusunun hareketine dair istihbarat alınmış, bunun üzerine Hz. Muhammed (SAV) umumi bir şura toplamıştır. Şura’daki bütün gruplar sefere çıkma konusunda oy kullanınca savaşa girme kararı alınmıştır. Uhud savaşında ise, Hz. Muhammed (SAV) meydan muharebesi yapmaktansa Medine’de kalıp savunma yapmayı teklif etmiş fakat yapılan şura sonucunda kendi görüşünden vazgeçerek bin kişi ile sefere çıkma kararı almıştır. Yine Hudeybiye seferi sırasında Hz. Muhammed (SAV) Mekkelilerin müttefiki olan Ehabiş’lere karşı harekete geçmek istemiş fakat Ebubekir’in teklifiyle kararından dönmüş ve Hudeybiye’ye gidilmiştir.375 Buna benzer

örnekleri çoğaltmak mümkündür. Tüm bunlar göstermektedir ki, Hz. Muhammed’in (SAV) yönetim şekli hiçbir zaman otokrat ya da diktatoryal bir tarzda olmamıştır.376 Bu konuda önemli olan tek husus, şura meclislerinde alınan kararların Kur’an’ın esaslarına aykırı olmaması gerektiğidir.377

Şura sistemi o kadar önemlidir ki, devlet başkanının seçimi dahi burada yapılmaktadır. Nitekim Hz. Muhammed (SAV) vefat ettiğinde yerine kimseyi tayin etmemiş, bunu Müslümanların kendi aralarındaki seçime bırakmıştır. Bu durum dört halife döneminde de devam etmiştir. Liderliğe aday olanlar arasında çoğunluğun

372 Ayrıca bk. İstişare: İnsanların bir konuda görüş alışverişinde bulunması. Talip Turcan, “İstişare”,

Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Türk Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 2001, C 23, s.

396.

373 Mevdudi, Tarih Boyunca Tevhid Mücadelesi ve Hz. Peygamber’in Hayatı, s. 500. 374 Afzalur Rahman, Yönetici ve Devlet Adamı Olarak Hz. Muhammed (SAV), Talha Özkök

(Çev.), İnkılab Yayınları, İstanbul 2015, s. 71.

375 Hamidullah, İslam Peygamberi, C 2, s. 893. 376 Rahman, a.g.e., s. 75.

109

biatını (oyunu) alan aday yeni lider olarak seçilmiştir.378 Dünya siyasi tarihine

bakıldığında saltanat şeklinde babadan oğula geçen siyasal liderliklerin ne kadar yaygın olduğu bilinmektedir. Saltanat anlayışına dayanan siyasal liderlik anlayışının yaygınlığı, günümüz devletlerinin gelişmişlik düzeyine ters orantılı olarak halen mevcuttur. Bu anlamda, 14 asır önce uygulanan şura sisteminin ne denli değerli ve önemli olduğu görülmektedir.

İslam açısından siyaset, içtihadi bir konudur. Huzurlu bir yaşamın alt yapısı, bilgisel temellere oturtulan iyi bir siyaset ve yönetim anlayışıyla paralellik arz eder.379

Bu anlamda, şura sisteminin uygulanmasıyla birlikte, daha sonraki dönemlerde de hükümet işlerinin kurulması, oluşumu, tamamlanması, devlet başkanının seçiminden teşri (yasama) ve icra (yürütme) organlarının oluşumu ve düzenlemesiyle devletin faaliyet sahasına dâhil olan bütün diğer işlerin yürütülmesine kadar hususlar istişare sonucunda karara bağlanmıştır.380 Bu anlamda kurulan İslami bir hükümet iki amaç

için çalışır. Birincisi, beşeri hayatta adaleti sağlamak ve zulmü ortadan kaldırmak. İkincisi ise elindeki kudret ve vasıtalarla İslam’ın hükümlerini ayakta tutmaktır. Ayrıca güzel hasletlerin yayılmasını temin etmek de hükümetim amaçlarındandır.381

Karar ve hedeflerin başarısı için bunların toplumca benimsenip desteklenmesi ve göğüslenmesi önemlidir. Ancak belirtmek gerekir ki, bazı durumlarda nihai kararın liderde olması gerekli olabilir. Aksi halde yönetim tıkanabilir. Nihai sorumluluğu yüklenmiş olan lider, tek başına çoğunluğa karşı nihai karar yetkisiyle donatılmalıdır.382 Bazen Hz. Muhammed’in (SAV) hiç kimseyi dinlemeyen bir tavır

takındığı görülmüştür ki, bu da bize bazı zamanlarda nihai karar ve sorumluluğun devlet başkanında olması gerektiği noktasında bize fikir verir. Onun Hudeybiye Antlaşması’nın şartlarını kabul etmesi buna örnek verilebilir.383 Mekkeli düşmanlarla

10 yıllık barış öngören ve Müslümanlar için ağır yükümlülükleri olan bu antlaşma, Hz. Muhammed’in (SAV) yanındaki Müslümanlar tarafından pek kabul görmemiştir.

378 Ebi Muhammed Abdullah Bin Müslim El-Dinori, Liderlik ve Politika, Tarık Gündüz (Çev.),

Teknoed Yayınları, Ankara 2004, s. 16.

379 Altuntaş, a.g.m., s. 54.

380 Ebu’l A’la El- Mevdudi, Hilafet ve Saltanat, Ali Genceli (Çev.), Hilal Yayınları, İstanbul 2015, s.

40-41.

381 Mevdudi, Hilafet ve Saltanat, 48-49. 382 Yeniçeri, a.g.e., s. 638.

110

Fakat iki yıl sonra gerçekleşecek olan Mekke’nin fethine zemin hazırlayan bu antlaşmanın değeri, daha sonra Müslümanlar tarafından anlaşılmıştır.

Özetle, Hz. Muhammed (SAV), devlet yönetiminde gösterdiği üstün liderlik özellikleriyle, kurmuş olduğu devleti her geçen gün ileriye taşımış ve özelde Müslüman toplumuna, genelde ise insanlık âlemine, devlet yönetiminde temel alınması gereken prensipleri uygulamalı olarak göstermiştir.