• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: HENRY KİSSİNGER, AMERİKAN DIŞ POLİTİKASININ

1.7. Ulusal Güvenlik Danışmanlığı Dönemi Dış Politika Uygulamaları

1.7.3. SSCB ile Detant Dönemi

Kissinger’a göre Truman Soğuk Savaş döneminin başında Amerikan hegemonyasını başarılı bir şekilde inşa etmiş ve buna karşılık Reagan olağanüstü vurucu stratejiler ortaya koyarak Soğuk Savaş döneminden ABD’nin zaferle çıkmasını sağlamıştır. Bu iki isme ek olarak kendisi sayesinde Nixon, SSCB ile detant dönemini başlatarak Amerikan Yüzyılı’nın sürmesini sağlamıştır. Böylece ABD’nin Vietnam’dan onurlu bir şekilde

216

Isaacson, Kissinger A Biography, s. 885-888.

217

Patrick Tyler, A Great Wall: Six Presidents and China an Investigative History (New York: Public Affairs, 1999, s. 141-142.

218

Laurence Nardon, “US Visions of China, From Henry Kissinger to Donald Trump” (OCP Policy Center Kasım 2017), s. 5-8.

çekilmesine, Avrupa üzerindeki Sovyet tehdidinin bitmesine ve Ortadoğu’da İsrail’in güvenliğini sağlanmasına önemli katkıda bulunmuştur.219 Üstüne modern nükleer silah teknolojisine sahip SSCB’nin devreye soktuğu son nesil silahlar Amerikan Yüzyılı’nı tehdit eden en önemli unsurlardan biri haline gelmişti. Bu bağlamda Kissinger, Johnson döneminde ilk adımları atılan Stratejik Silahların Kısıtlandırılması Görüşmelerinin (SALT) devam ettirilmesine büyük önem vermiştir.220

Kissinger’ın o dönemde SSCB ile detant dönemine girilmesinde ısrarcı olmasının en önemli nedeni nükleer savaş tehlikesiydi.221 Ona göre Soğuk Savaş dönemi boyunca SSCB ile dolaylı olarak savaşmak ağır mali, askeri ve insani bedellere neden olmuştu ve bu duruma kesinlikle son verilmeliydi. İkinci sebep iki süper gücün nükleer silahlar ile birbirine zarar verme ihtimalinin giderek artmasıydı.222 Nükleer savaş ve dış politika üzerine yazdığı kitap sayesinde bulunduğu mevkiye ulaşan Kissinger, 1969 yılına gelindiğinde nükleer silahlanma yarışının ABD aleyhine olduğunu düşünmekteydi. Bu bağlamda yaptığı önerileriyle Nixon’ı da yönlendiren Kissinger, ABD ve SSCB arasında devam eden silahsızlanma görüşmelerinin canlandırılması için adım atmış ve ABD’nin bu konuda hazır olduğunu içeren konuşmayı 20 Ocak 1969’da Nixon tüm dünyaya ilan etmiştir.223

Kissinger’ın bu adımı atmasında kuşkusuz ki, bir akademisyen olarak tarihi, siyasi, askeri ve kültürel dinamikleri izleme ve değerlendirme de isabetli değerlendirmeler ortaya koyması etkili olmuştur. Ona göre 1947-1969 yılları arasında SSCB ve ABD arasındaki gerilim ve çatışma ne ABD’yi güçlendirmiş ne de SSCB’yi zayıflatmıştı.224 Yine ona göre iki ülke arasındaki sorunların veya rekabetin mutlak çatışmadan öte ortak anlayışla ele alınması şarttı. Aksi takdirde olası bir nükleer savaşın kaybedenin her iki ülke olacaktı üstelik nükleer silahlanma yarışının ortaya çıkardığı maddi yükümlülükler her iki ülkenin mali kaynaklarını sömürmekte ama her iki ülkeyi daha güvenilir

219

Kissinger, Years of Renewal, s. 162.

220

SALT için bakınız. Sibel Kavuncu, “Nükleer Silahsızlanma Yolunda START Süreci”, Bilge Strateji, 5/8, (Bahar 2013), s. 119-148.

221

Kissinger’ın SSCB ile çatışma yerine uzlaşı odaklı bir politika izlenmesini talep etmesi nükleer savaş riskini bitirmek ile alakalıydı ama Amerikan Yüzyılı’nın sürmesi için diplomasiye de aynı ölçüde önem vermekteydi. Bakınız: Henry A. Kissinger, American Foreign Policy: Three Essays,(New York: Norton,1969), s. 53-59.

222

CIA, Memo from Richard Helms to Director of Central Intelligence Concerning Military Thought, CIA Analysis of the Soviet Navy, (Document No..: 0000012350), May 28, 1962.

223

The Avalon Project, “First Inaugural Address of Richard Milhous Nixon”, Yale Law School, erişim:16 Haziran 2019. https://avalon.law.yale.edu/20th_century/nixon1.asp

224

yapmamaktaydı. Kissinger’ın bu yaklaşımı yeni bir vizyon içermekte ve geleneksel Amerikan dış politikasına yeni bir ruh vermesi hasebiyle önem arz etmektedir. ABD’nin elinde on binden fazla nükleer silah başlığı var olması bir üstünlük emaresi değildi zira SSCB’de benzer sayıda nükleer silaha sahipti. Nükleer savaş durumunda her iki ülke de kaybetmeye mahkumdu. Bu nedenle her iki ülke için kazan-kazan stratejisi gündeme gelmeliydi.225

1.7.3.1. Stratejik Silahları Kısıtlama Görüşmeleri (SALT)

1960’lı yılların ortalarına doğru SSCB’nin Kıtalararası Balistik Füze (ICBM) kapasitesini geliştirmesi ve Amerikan milli güvenliğini tehdit edecek kapasiteye ulaşmasıyla birlikte iki ülke arasındaki ilişkilerin yeni bir düzlemde ele alınması gündeme gelmişti. 27 Ocak 1967’de Başkan Johnson, SSCB’nin savunma amaçlı Anti Balistik Füze (ABM) füze üretmeye başladığını kamuoyuna açıklamış ve ardından SALT için SSCB’ye görüşme çağrısı yapmıştı.226 Bu çağrı üzerine, dönemin SSCB Başbakanı Alexei Kosygin, 23 Haziran 1967’de New Jersey’e gelmiş ve üç gün süren görüşmeler neticesinde silahsızlanma meselesi ele alınmıştır. Bu küçük ama oldukça önemli adım sayesinde iki ülke nükleer silahsızlanma konusunda ilk sayılabilecek adım atılmıştır. Nixon başkanlık görevini devraldığında bu konu ile ilgilenmesi için Dışişleri Bakanı Rogers’ı görevlendirmiş ancak onun yönetiminde görüşmelerde ciddi bir ilerleme sağlanamamıştı.227

Bunun üzerine Nixon, SALT ile ilgilenmesi için Kissinger’ı üst düzey görüşmeler için Dışişleri Bakanlığından bir heyeti teknik görüşmeler için görevlendirmiştir. Böylece Kissinger ve Anatoly Dobrynin arasındaki güçlü iletişim ve bağ sayesinde SSCB ile her konuda görüşme süreci başlamıştır. 20 Ekim 1969’da SALT için bir araya gelen ikili Dışişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen heyetlerin ilk olarak 17 Kasım 1969’da Helsinki’de bir araya gelmelerine karar vermişlerdir.228 Söz konusu tarihte yapılan görüşmede meseleye yönelik hızlıca çözüm bulmak adına ABD radikal bir adım atmak ve tüm nükleer silahları yasaklamasını gündeme getirmiş ama bu teklifi uygulanabilir bulmayan Sovyet heyeti teklifi ret etmiştir. Yeni görüşme için tarih 16 Nisan 1970

225

1962-1986 yılları arası görev yapan Dobrynin hakkında daha fazla bilgi için bakınız Anatoly Dobrynin, In Confidence Moscow’s Ambassador to Americas Six Cold War President’s (1962-1986), (New York: Times Books, 1995).

226

FRUS, SALT I 1969–1972, XXXI, Washington: USG Printing Office , June 01, 2018, s. 85.

227

FRUS, Soviet Union, January 1969 October 1970, XII, Washington: USG Printing Office, June 01, 2018, s. 647-650.

228

olarak belirleyen heyetler bu tarihte bir araya ABD’nin Kamboçya’yı ağır bir şekilde bombalaması nedeniyle bir araya gelememiştir.229

SSCB’nin bu dönemde ABD’yi Kamboçya konusu nedeniyle ağır şekilde eleştirmesi ve özellikle Güneydoğu Asya’da barışı ve huzuru bozmakla suçlaması nedeniyle SALT görüşmelerine bir süreliğine ara verilmiştir.230 Kissinger bu dönemde gerginlikten uzak bir tavır sergilemiş ve Dobrynin ile görüşmeye devam etmiştir.231 Esasında oldukça kritik bir dönemde ipleri elinde tutan Kissinger iki ülkenin pamuk ipliğine bağlı ilişkilerinin kopmamasında kilit rol oynamıştır. Eylül 1970’te U-2 Casus uçakları vasıtasıyla Küba’da denizaltı üssü ve nükleer başlık taşıma kapasitesine sahip füze rampalarının kurulduğu keşfedildiğin de konuya gizlice Dobrynin ile ele almış ve çözmüştür. Böylece yeni bir füze krizi patlak vermemiştir.232 Bundan öte ikilinin çabası neticesinde SALT görüşmeleri için heyetlerin 20 Mayıs 1971’de bir araya gelmesine karar verilmiş ve heyetler ancak bu tarihte yeniden görüşmelere başlayabilmişlerdi.233

Söz konusu görüşmede, SALT için ilerleme sağlanabilmesi için başkanlar düzeyinde bir zirve düzenlenmesi üzerinde uzlaşıya varılmıştır. Bu büyük bir ilerlemeydi ve Kissinger, 1971 sonbaharında ortak bir zirvenin düzenlemesini ummaktaydı. Fakat SSCB bu konuda acele etme taraftarı değildi. Bunun üzerine işleri hızlandırmak adına Kissinger SSCB’yi harekete geçirecek bir jest yapmaya karar vermiş ve 4 Haziran 1971’de komünist ülkelere tahıl ambargosunu kaldırmayı gündeme getirmiştir.234 Kissinger’ın bu adımıyla SSCB’ye gizlice 136 milyon dolar değerinde tahıl satılmıştır.235 Lakin SSCB’yi SALT konusunda harekete geçiren en önemli şey Kissinger’ın Çin ile gizli yürütülen diplomatik görüşmeleri Dobrynin’e aktarması olmuştur.236 ABD ve Çin arasında görüşme trafiğini aslında izlemekte olan ancak son durum hakkında bilgi sahibi olmayan SSCB iki ülke arasındaki yakınlaşmadan endişe duyarak iki stratejik adım atmıştır. Birinci adım Kuzey Vietnam’a askeri ve finansal

229

Garrison, Games Advisors Play, s. 31.

230

FRUS, Soviet Union 1969, s. 1533-1552.

231

FRUS, Soviet Union 1969, s. 1657-2169.

232

Bu konuda daha fazla bilgi için bakınız: Raymond Garthoff, Détente and Confrontation:

American-Soviet Relations from Nixon to Reagan (Brookings Institution Press, 1994), s. 144. 233

FRUS, Soviet Union, October 1970–October 1971, XIII, Washington: USG Printing Office, June 01, 2018, s. 1670.

Ronald E. Powaski, The Cold War: The United States and the Soviet Union, 1917-1991 ( New York: Oxford University Press, 1998), s. 171-173.

234

FRUS, Soviet Union 1970, s. 1670.

235

Powaski, The Cold War, s. 174.

236

desteği arttırmak ve ikinci adım SALT sürecini hızlandırmak olmuştur. En nihayetinde Kissinger ve Dobrynin arasında gerçekleştirilen bir dizi görüşmeler ve başkanlar adına yapılan mektup alışverişi neticesinde Brejnev, 7 Eylül 1971’de gönderdiği mektup ile Moskova’da Nixon ile görüşmeye hazır olduğunu dile getirmiştir.237

Bu olumlu gelişmenin ertesinde, 12 Ekim 1971’de Nixon’ın Moskova’yı ziyaret edeceğini kamuoyuna açıklamıştır.238 İki ülkenin gerçekleştireceği toplantı öncesi Kissinger 3 Kasım 1971’de kendi biriminde gerçekleştirdiği toplantıda Mayıs 1972’de gerçekleştirilecek zirve için hazırlıklar başlatmıştır.239 Lakin bu dönemde iki ülke arasında gerilim Vietnam, Pakistan-Hindistan, İsrail-Mısır üzerinde devam etmekteydi. Özellikle Pakistan ve Hindistan arasındaki savaş durumu zorlaştırmaktaydı. 10-12 Aralık 1971’de iki ülke arasındaki gerilim karşılıklı mesajlar nedeniyle daha da artmış hatta Kissinger bu gerilim nedeniyle SSCB’nin Çin’e askeri operasyon gerçekleştirmesinden endişe duymaya başlamıştı. Çünkü Çin’e müdahale edilmesi durumunda ABD’nin sessiz kalması mümkün görünmemekteydi.240

Söz konusu endişesine rağmen SSCB gerilimi daha da arttıracak adımlar atmamıştır. Hatta iki ülke arasındaki gerilim kısa bir süre içerisinde azalırken 21 Ocak 1972’de Kissinger ile görüşen Dobrynin şartların olgunlaşması halinde SSCB’nin silahsızlanma anlaşmasını imzalamak için hazır olduğu müjdesini vermiştir. Bu doğrultuda Nixon ile görüşen ve çalışmaları başlatan Kissinger, 20 Nisan 1972’de Moskova’ya dört günlük tarihi bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Söz konusu görüşme maratonunda ABD açısından Vietnam Savaşı, SALT, Arap-İsrail çatışması, Avrupa güvenliği ve iki ülke arasında ticari ve teknik işbirliği konuları öne çıkmıştır.241

Alınan ortak kararla gizli yürütülen görüşmelerin kamuoyuna açıklanması uygun görülmüştür. Bu doğrultuda Nixon 26 Nisan 1972’de vatandaşa sesleniş konuşmasında Vietnam Savaşı hakkında mevcut durum bilgisi verdikten sonra SSCB ile nükleer silahların azaltılması hususunda anlaşmaya varıldığını açıklamıştır.242 Akabinde Nixon, 8 Mayıs 1972’de vatandaşa sesleniş konuşmasında Kissinger’ı dört günlüğüne Moskova’ya diplomatik görüşmeler gerçekleştirmek için gönderdiğini kamuoyuna

237

FRUS, Soviet Union 1970, s. 2385-2396.

238

FRUS, Soviet Union, October 1971–May 1972, XIV, Washington: USG Printing Office, June 01, 2018, s. 76-82.

239

FRUS, Soviet Union 1971, s. 136.

240

FRUS, Soviet Union 1971, s. 319.

241

FRUS, Soviet Union 1971, s. 1192-1206.

242

açıklamıştır. 243 Soğuk Savaş sonrası ilk kez bir başkan mevcut söylemden ve yaklaşımdan farklı olarak SSCB ile iyi ilişkiler kurma peşinde olduğunu kamuoyu ile paylaşmıştı. 1950’li yılların sonlarından itibaren gündemde olan silahsızlanma meselesi ancak Kissinger ve Dobrynin ortak inisiyatif almaları neticesinde bir sonuca ulaştırılmış ve anti balistik füzelerin sınırlandıran SALT-I anlaşması 26 Mayıs 1972’de Moskova’da Brejnev ve Nixon tarafından imzalanmıştır.244

SSCB ile varılan bu anlaşma ABD adına tarihin en büyük diplomatik başarılarından biri olmuştur. İmzalanan SALT-I anlaşması neticesinde Soğuk Savaş bitmemişti ama artık iki süper güç ilişkilerini düşmanlık değil ortak çıkar üzerinden ilişkiler ele almaya karar vermiştir. Kissinger önce Dobrynin sonra Brejnev ve en son olarak da SSCB ile silahsızlanma görüşmeleri konusunda tereddüt geçiren ve Dışişleri Bakanı Rogers’ın etkisiyle kendisini görevden almayı düşünen Nixon’ı ikna ederek muazzam bir başarıya imza atmıştır. İki ülke arasındaki gerilimin azalması kısa vadede nükleer savaş korkusuyla yaşayan Amerikan yönetimini ve halkını rahatlatırken, orta vadede ABD’nin kronik hale gelmiş küresel sorunları SSCB tehdidi olmadan çözmesini kolaylaştırmış ve uzun vadede küreselleşmenin başlamasıyla ABD ekonomik gücünü arttırmış ve bu sayede rakibi SSCB ile girdiği mücadeleden zafer ile ayrılmasını sağlamıştır.245

Bu büyük başarısında şüphesiz ki Kissinger’a sempati besleyen SSCB’nin Washington Büyükelçisi Anatoly Dobrynin büyük role sahiptir. O, ortaya çıkan her sorunu Kissinger ile ele almış ve iki ülke arasında çatışma odaklı dış politika anlayışını rafa kaldırmıştır. Aynı şekilde Kissinger da sahip olduğu diplomasi ve iletişim yeteneği sayesinde SSCB ile ABD arasındaki gerilimi azaltmayı başarmıştır. Onun bu başarısı sadece iki ülke arasındaki sorunları çözmek ile kalmamış ABD’nin Vietnam Savaşı gibi mevcut sorunları nükleer savaş korkusu olmadan çözmesini sağlamıştır. 246