• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: KİSSİNGER DÖNEMİNDE ABD’NİN KIBRIS POLİTİKASI

2.6. Amerikan Silah Ambargosu

2.6.1. Amerikan Silah Ambargosunun Arka Planı

İkinci Dünya Savaşı sonrası yenidünya düzenini kurmak için büyük çaba gösteren Truman ABD’sinin gündeminde Amerikan çıkarlarının korunması adına Yunanistan ve Türkiye’ye askeri yardım yapılması vardı. 12 Mart 1947’de yaptığı konuşmada Truman Yunanistan’a otuz beş kez ve Türkiye’ye on beş kez yer vermişti. Tüm bunlara karşılık Kıbrıs’tan hiç bahsetmemişti.698 Bu durum gayet normaldi çünkü o dönemde ABD’nin gündeminde Kıbrıs meselesi diye bir konu yoktu. ABD’nin kendi çıkarları için Türkiye ve Yunanistan’a askeri yardım yapmasında kısıtlama da yoktu.699

Kıbrıs, ABD’nin gündemine 1950 yılı gibi girmiştir. Lakin ABD 1955 yılına kadar Kıbrıs’ı Britanya’nın sömürgesi ve iç sorunu olarak görmeyi tercih etmiştir. 1955 sonrası Kıbrıs için çözüm üretmeye odaklanan ABD’nin en büyük başarısı Britanya ile birlikte hareket etmesi olmuştur. Yunanistan ve Türkiye’nin Zürih ve Londra konferansları neticesinde 19 Şubat 1959’da Kıbrıs Anlaşmasını imzalamasıyla ortaya çıkan süreçte kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti yaklaşık 182 yılı boyunca enosis peşinde koşan Rum toplumunu beklenilen ölçüde mutlu etmemişti.700 Başta Grivas olmak üzere Rum milliyetçiler federasyon seçeneğine tamamen karşıydı. Her ne kadar uyumlu çalışmaya azmetse de Makarios, Kıbrıs Anlaşması’nın mevcut hali ile geçmesini itiraz etmiş ama dönemin Yunanistan Başbakanı Konstantin Karamanlis Londra’dan anlaşmadan dönmenin taksim planını öne çıkaracağı endişesiyle onun itirazlarını göz ardı etmişti.701

Yine de söz konusu anlaşma imzalandıktan sonra başlatılan anayasa yapılandırma süreciyle birlikte Kıbrıs’ta barış ve huzuru getirmesi öngörülmekteydi. Kıbrıs Cumhuriyet’inin kuruluş sürecinde yer alan taraflardan biri olmamasına rağmen, yenidünya düzenin lideri olarak ABD, Kıbrıs’a Yakındoğu ve Ortadoğu çıkarlarıyla ilgili olması hasebiyle ilgi duymuştu. Kıbrıs’ta yeni bir devletin kurulmasını ABD ilk başta pozitif bir gelişme olarak algılamıştı. Lakin bu algı elde edilen raporlar

698

The Avalon Project, President Harry S. Truman's Address Before a Joint Session of Congress, March 12, 1947, erişim: 22 Mayıs 2019. http://avalon.law.yale.edu/20th_century/trudoc.asp

699

ABD tarafından yapılan askeri yardımlar için bakınız. Barış Celep, Türkiye’ye Amerikan Askeri

Yardım Kurulu (JAMMAT) ve Türkiye’deki Faaliyetleri, (Doktora Tezi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul

2018).

700

Kıbrıs Anlaşması için bakınız: UN, "United Kingdom of Great Britain and Northern Ireland, Greece And Turkey and Cyprus”, UN Treaty Series, erişim: 22 Mayıs 2019.

https://peacemaker.un.org/sites/peacemaker.un.org/files/CY_600816_TreatyNicosia.pdf

701

Michalis S. Michael, Resolving the Cyprus Conflict Negotiating History, (New York: Palgrave, 2009), 24-25.

incelendikten sonra değişmiştir zira Kıbrıs Cumhuriyeti bir devlet, iki toplum ve üç garantörden oluşmuş ve tek başına ayakta kalması mümkün olmayan bir yapı olarak kurgulanmıştı. Üstelik Makarios en başından itibaren Kıbrıs Anlaşmasına karşıydı ve zamanla anayasal değişiklikler yaparak sıkıntıları çözebileceğini düşünmekteydi. Mevcut süreçte iki toplumun birlikte barış içerisinde yaşayabilmesi için anayasadan öte saygı, güven ve dostluk gibi değerlere ihtiyacı vardı. Bu tür bir ortamın olmadığını CIA görmekteydi.702

Makarios mevcut kurucu anayasayı değiştirmek için çalışmalara Washington’a yaptığı ziyaretten sonra başlatmış ve çözüm önerilerini ABD’nin Lefkoşe Büyükelçiliği ile paylaşmayı ihmal etmemiştir. En sonunda Makarios’un on üç adet değişikliği içeren anayasa değişikliğini önermiş ve bu önerisini kabul ettirmek adına Akritas Planını uygulamaya koymuştur. Söz konusu plan çerçevesinde başlatılan şiddet olayları Türkiye tarafından büyük ciddiyet ile ele alınmıştır. Türkiye’nin askeri müdahaleye yöneltmiştir. O döneme kadar olan biteni izleyen ABD, Türkiye’nin garantörlük anlaşması çerçevesinde tarafına tanına yetkilere dayanarak Kıbrıs’a insani nedenler yüzünden müdahale etme istemesi ABD’yi ilk kez doğrudan Kıbrıs’a müdahale etmeye yönlendirmiştir. Bir yanda yaşanan terör ve şiddet nedeniyle Kıbrıs Cumhuriyeti yıkılma sürecine girerken diğer tarafta ABD tarihinin en şaşalı başkanlık seçimi kampanyasını başlatan Johnson’ın kendi istikbalini düşünerek Kıbrıs’ta yaklaşık bir yıl boyunca Türkiye’nin müdahalesini engellemesi işleri daha karmaşık hale getirmişti.

1964 yılı ABD Başkanlık seçimi sürecinde Kıbrıs’ta olan bitene gözünü yuman Johnson 1965-1968 yılları arasında da Kıbrıs meselesinden uzak durmayı tercih etmişti. Bu duruşunu sadece Kasım 1967’de yine Türkiye’nin askeri müdahale için adım atması nedeniyle bozan Johnson, özel temsilcisi Cyrus Vance sayesinde Kıbrıs nedeniyle Türkiye ve Yunanistan’ın savaşmasını Johnson önlemeyi başarmıştır ancak sorunların hallolması için ortaya bir çözüm koyamamıştı. Akabinde 1969-1974 yılları arasında da ABD’nin Kıbrıs’a yönelik politikası, mevcut statükonun sürdürülmesi ve sorunların adeta geleceğe yönelik olarak dondurulması olmuştur. Bu çerçeveden bakıldığında ABD’nin Kıbrıs’a yönelik politikası 1964-1974 yılları arası mevcut statükoyu korumak olmuştur. Bu politika her iki ülke tarafın hem beğenilmemiş hem de Kıbrıs her iki ülke

702

CIA, The Cyprus Deadlock Forever or Another Day, General CIA Records, (Document No.: CIA-RDP08C01297R000500110011-5), September 19, 2012.

adına ABD ile ilişkileri belirleye en önemli etken olarak Amerikan dış politikasını zorlamaktaydı.

Kıbrıs’a yönelik Amerikan dış politikasında değişim talebi ilk kez Kissinger tarafından Yom Kippur Savaşı sonrası gündeme getirilmiştir. Bu savaş ile İsrail’in güvenliği ve onunla bağlantılı olarak Kıbrıs’ın jeopolitik konumu öne çıkmıştır. O dönemde Türkiye’de eski öğrencisi Ecevit’in ve Yunanistan’da Libya tarzı askeri yönetim peşinde olan Ioannidis’in iktidara gelmesi Kissinger’ın Kıbrıs meselesini hem de Türkiye lehine çözmeye karar vermesinde büyük rol oynamıştır. Ioannidis’in, CIA tarafından askeri darbeye yönlendirilmesi sayesinde 15 Temmuz 1974’te meydana gelen askeri darbe neticesinde Türkiye’nin, Kıbrıs’a askeri müdahale gerçekleştirmesi gündeme gelmiştir. Aslında Ecevit ilk başlarda Kıbrıs’a askeri müdahaleyi Britanya ile gerçekleştirmeyi ve devrik lider Makarios’u yeniden iktidara taşıması ve böylece Kıbrıs’a yönelik çözüme yönelik elini güçlendirmeyi düşünmüştü.

Kissinger’ın devreye girerek Ecevit’i ilk olarak Makarios’u yeniden iktidara getirme fikrinden vazgeçirmesi ve askeri müdahaleye yönlendirmesiyle Türkiye Kıbrıs’a iki aşamalı askeri müdahale gerçekleştirmiştir. Bu askeri müdahalenin Kissinger sayesinde gerçekleştirilmesi iki ülkenin ortak çıkarlarının İsrail’in güvenliği ile çakışması sayesinde gerçekleşmiştir. Ancak son on yıl içerisinde tam üç kez Türkiye’nin askeri müdahale girişiminden ikisini engelleyen Johnson karar alma sürecinde Rum lobisini göz önünde bulundururken, Kissinger, Rum lobisini göz ardı etmişti.703 Bu yaptığının hata olduğunu kendisi de farkındaydı ama Kıbrıs’ın taksimi ABD ve İsrail açısında stratejik öneme sahipti. Tabi ki bunu muhataplara tam olarak anlatması ve insanları ikna etmesine imkân yoktu.

Onun adeta başkan gibi davranarak Kıbrıs’ta çözümü getirmesi ve bunun büyük protestolara yol açması Amerikan dış politikasına müdahale etmeyi son dönemlerde alışkanlık haline getirmiş olan Senato’yu yeniden harekete geçirmişti. Bu seferde Senato’yu harekete geçiren grup ise Yunan lobisi olmuştur. Türkiye’nin askeri müdahaleleri neticesinde, Kıbrıs’ın %40’nı ele geçirmesi ve ele geçirdiği yerlerde yaşayan yaklaşık 180.000 kişiyi gönüllü-zorunlu göçe tabi tutması Yunan kökenli

703

George Kaloudis, Modern Greece and Diaspora Greeks in the United States, (London: Lexington Books,2018), 191-195.

Amerikan vatandaşlarını oldukça sinirlendirmiş ve üzmüştü.704 Dolayısıyla Rum lobisi destekli senatör John Brademas liderliğinde örgütlenen senatörler, Türkiye’ye yönelik silah ambargosunu yürürlülüğe koymak adına çalışmaları başlatmışlardır. Bu çalışmaların Türkiye aleyhine neticelenmesi üzerine Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir dönem başlamıştır.705

Kissinger, Kıbrıs’ın taksimine yönelik hazırladığı neredeyse hatasız bir şekilde yürüttüğü planın Senato tarafından eleştirilebileceğini ön görmüştü ama Rum lobisi destekli senatörlerin Amerikan çıkarları pahasına Türkiye’ye silah ambargosu uygulamak için adım atabileceklerini ön görememişti. Esasında 20 Temmuz 1974’te Türkiye Kıbrıs’a askeri müdahale gerçekleştirirken kamuoyunu sakinleştirmek adına Türkiye ve Yunanistan’ın Amerikan silahlarını kullanarak birbirlerine saldırmalarına izin vermeyeceğini dile getiren Kissinger ister istemez Amerikan silah ambargosunun fitilini ateşlemişti.706 Oysa onun hedefi iki ülke arasındaki sorunu çözmek ve dengeli bir politika izlediğini göstermekti.707 Kissinger’ın ortalığı sakinleştirmek adına yaptığı açıklamayı Savunma Bakanı James Schlesinger fazla ciddiye almış ve Türkiye ikinci kez Kıbrıs’ta askeri müdahale için adım attığında Türkiye’nin çizilen sınırları aştığını iddia ederek Türkiye’ye yönelik askeri ambargo için bahane arayan taraflara fırsat vermişti. 708 Bu açıklama adeta Türkiye’ye yönelik silah ambargosunu gündeme getirmiştir. Kissinger’ın yönlendirmesiyle Ford duruma müdahale etmek istemesine rağmen silah ambargosunu ancak geciktirebilmiştir.709

704

Peter C. Moskos-Charles C. Moskos, Greek American Struggles and Success, Third Edition (New Brunswick, Transaction Publishers, 2014), s. 118.

705

Murat Karagöz,"US Arms Embargo against Turkey- after 30 Years An Institutional Approach towards US Policy Making", Perception, (Winter 2004-2005), s. 107-108.

706

Kissinger, Years of Renewal, s. 220.

707

Berçin Yiğitaslan, The Ford Administration Against an Assertive Congress: The Case of the Turkish

Arms Embargo, (Yüksek Lisans Tezi, Bilkent Universitesi, Ocak 2017), 59. 708

Savunma Bakanı Schlesinger’in bu konuyu bilerek gündeme getirdiğine dair iddialar mevcuttur. Zira o dönemde Harvard’tan sınıf arkadaşı Kissinger ile birçok konuda ters düşen Schlesinger onun devleti tek başına bir başkan gibi yönetmesine içerlemişti. Bu yüzden ikili arasındaki ilişkiler sıkıntılıydı. James Carroll, House of War, The Pentagon and the Disastrous Rise of American Power, (Boston: Houghton Mifflin Company,2006), s. 348.

709

Eric V. Morrow, Transnational Religion in Greek American Political Advocacy (Doktora Tezi, Baylor University, May 2012), 116; Fiona B. Adamson, “Democratization and the Domestic Sources of Foreign Policy: Turkey in the 1974 Cyprus Crisis” Political Science Quarterly 116/2 (Summer 2001), s.277-303.