• Sonuç bulunamadı

SEKİZİNCİ BÖLÜM

8. DEMİR ÇAĞ BATI ANADOLU’SUNDA KÜLTÜR BÖLGELERİ

Friglerin Batı’lı komşularının bir kısmı göç yoluyla Demir Çağı başlarında Anadolu’ya giriş yapmıştır. Bir kısmının ise Lidya örneğinde olduğu gibi bölgenin yerleşik halklarının devamı olarak Batı Anadolu Demir Çağı toplumlarını oluşturduğu düşünülmektedir965. Friglerin Batı Anadolu Demir Çağı toplumlarına olan kültürel etkilerine değinmeden önce bölgenin sosyo politik tarihine ve coğrafi ayrımlarına değinmenin faydası olacağını düşünmekteyiz.

İÖ 1200 yıllarında gerçekleşen yıkıcı göç hareketleri sadece Anadolu’nun merkezinde yer alan güçlü Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasına sebep olmamıştır. Kuvvetli dalgalar halinde gerçekleşen göçler Hititlerle çağdaş Batı Anadolu uygarlıklarını, Kıta Yunanistan ile Ege Adaları’nda yer alan lokal güçleri de derinden etkilemiştir. Ege Göçleri’nin doğal bir sonucu olarak gelişen ve İÖ 11. yy içlerinde hızlanan büyük yer değişimleri sonucunda Kıta Yunanistan’ın üç büyük toplumu olan Dorlar Rodos ve Güneybatı Anadolu’yu, İonlar Samos ve Khios ile Orta Batı Anadolu’yu, Aioller ise Lesbos Adası ve Batı Anadolu’nun kuzey kesimlerini iskan etmişlerdir966. “Birinci Kolonizasyon Dönemi” olarak adlandırılan bu dönemle birlikte Batı Anadolu Demir Çağı başlamış, Büyük İskender’in Anadolu’ya girdiği döneme kadar sürmüştür967. Dönemin kronolojik dizgisi yaklaşık olarak şu şekilde oluşmaktadır;

Protogeometrik Dönem İÖ 1050-900 Geometrik Dönem İÖ 900-700 Oryantalizan Dönem İÖ 700-650 Arkaik Dönem İÖ 650-480 Klasik Dönem İÖ 480-330 Tablo 8. Batı Anadolu Demir Çağ Kronolojisi

965 Polat 2008, 13.

966 Cook 1962, 23-30; Finley 1990, 71 vd; Akurgal 1995, 202. 967 Polat 2008, 10.

Sınırları içerisinde yer alan Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes Vadileri aracılığıyla Anadolu’nun iç bölgeleriyle kültürel ve ekonomik ilişkiler kuran968 Batı Anadolu uygarlıklarının önemli bir bölümü yukarıda da değindiğimiz üzere İÖ 1200 göçlerinin ardından Anadolu’ya giriş yapmıştır. Bir kısmının ise Lidya örneğinde olduğu gibi Anadolu’nun İÖ 2. binyıl yerli halklarının devamı oldukları düşünülmektedir969. Batı Anadolu Demir Çağ’ı halklarının neredeyse tamamı bilim dünyasında uzun yıllar boyunca yanlış bir tanımlamayla “Hellen” olarak anılmışlardır. Akurgal’ın çalışmamız içerisinde önemli bir yer tutan “Ege” uygarlıklarına yönelik hazırladığı çalışmasında Batı Anadolu halklarının tümünü “Doğu Hellenler” olarak tanımlaması yanlış yaklaşımın bir örneği olarak karşımıza çıkmaktadır970. Buna karşın yine Akurgal’ın “Doğu Hellen” olarak andığı bu halkların dünya kültür tarihine sunduğu yenilikler ve önemleri hakkındaki görüşler çoğunlukla971 geçerliliğini korumaktadır. 15 madde şeklinde özetlenen önem listesi kısaca lirik şiirin ve müzikte heptaton sistemin doğuşu ile geliştirilmiş deniz ticaret ağını, çeşitli bilim dallarının ortaya çıkarılması, demokrasinin doğuşu, yeni mimari unsurlar, seramik ve heykel sanatlarında getirilen yenilikleri kapsamaktadır972.

Çalışmamız içerisinde “Batı Anadolu” olarak tanımlayacağımız bölge yaklaşık olarak kuzeyden güneye doğru Bithynia’nın batısı, Mysia, Troas, Aiolia, Lidya, Ionia, Karia Bölgeleri’ni, Lykia ve Psidia’nın batısında kalan toprakları, günümüz idari dağılımına göre ise Bursa, Balıkesir, Çanakkale, Manisa, İzmir, Denizli, Burdur, Aydın, Muğla İlleri ve Antalya İli’nin batı kısımlarını kapsamaktadır. Demir Çağı’nda Batı Anadolu, Bithynia, Mysia, Troas, Aeolis, Lidya, Ionia, Karia ve kısmi olarak Lykia ve Psidia bölgelerinden oluşmaktadır. Dönem ve bölgeler hakkında bilgilerimizin hemen tamamı antik çağ yazarlarının aktardıkları bilgilerden edinilmektedir.

Frigler gibi Trak kökenli bir halk olan Bithynler Anadolu’ya İÖ 1200’lerde giriş yapmış bir diğer toplumdur. Güneyde Frigya ile komşu olan Bithynia yaklaşık

968 Mansel 2004, 3. 969 Polat 2008, 13. 970 Akurgal 2000, 1 vd. 971

Akurgal tarafından sözü edilen maddelerden 14.’sünde belirtilen “İon sanatı ve kültürü Frig, Lidya,

Karia, Lykia sanat ve kültürünün doğmasını sağlamıştır” ifadesi artık geçerliliği kalmayan, bizim de

çalışmamızın özünü oluşturması itibariyle reddettiğimiz bir düşüncedir. Akurgal 2000, 113. 972 Akurgal 2000, 112-113.

olarak İstanbul’un Anadolu yakası ile Kocaeli, Sakarya, Bolu illerinin tümünü, Zonguldak ilinin batısını, Bilecik ve Bursa illerinin kuzey kesimlerini kapsamaktadır973. Herodotos’un Kroisos’un egemenliğini tanımak zorunda kalan halklar arasında saydığı974 Bithynialıların en önemli kentleri Apollonia, Lopadion, Prousa, Myrleia, Modrene, Nikaia, Nikomedia, Khalkedon ve Herakleia’dır975.

Antik Çağ’ın ünlü coğrafyacısı Strabon tarafından “Mysia’lıların ve

Phrygia’lıların sınırları ayrıdır fakat aralarındaki sınırları belirlemek zordur”

cümlesiyle tanımladığı976 Mysia Bölgesi ise yaklaşık olarak Balıkesir ilinin tümünü, Manisa’nın kuzeyini, İzmir’in kuzeybatısı, Bursa’nın güneybatısını, Kütahya’nın batısı ve Çanakkale’nin doğu ucunu kapsamaktadır977. Homeros tarafından savaşçı bir Trak kavmi olarak betimlenen978 Mysler adlarını geldikleri bölgede yer alan Moesi kabilesinden almaktadır979. İÖ 7. yy’da Lidya egemenliği altına girdikleri belirtilen Mysler’in önemli kentleri arasında Kyzikos, Prokennesos, Miletopolis ve Pergamon sayılabilmektedir980.

İÖ 3. Binyıl’dan bu yana önemli bir merkez olan ve uğruna antik çağın ünlü ozanı Homeros tarafından destanlar yazılan Troia kentinden adını alan Troas Bölgesi yaklaşık olarak Biga Yarımadası’nı oluşturmaktadır981. Bölgenin yerel halkını İllyria ve Thrakia kökenli Dardenler oluşturmaktaysa da Strabon Lesbos’luların Troas Bölgesi’nin tümünde hak iddia ettiklerini belirtmektedir982. İÖ 12. yy. içlerinden başlayan yoğun Trak göçüne maruz kalan bölgenin önemli kentleri arasında Antandros, Assos, Neandria, Abydos, Lampsakos, Parion, Troia ve Tenedos yer almaktadır983. İÖ 7. yy’ın ilk yarısı içinde Lidya hakimiyeti altına giren bölge yaklaşık bir yüzyıl sonra

973 Sevin 2007, 29-31. 974 Hdt. I, 28. 975 Sevin 2007, 37-40; Corsten 2010, 9. 976 Strab. XII, 4, 4. 977 Sevin 2000, 42. 978 Homeros Il. XIII, 5. 979 Sevin 2007, 43. 980 Sevin 2007, 48-54; Katsari 2011, 230. 981 Sevin 2000, 57; Polat 2008, 12-13. 982 Strab. XIII, 1, 38. 983 Sevin 2007, 60-71.

tüm Batı Anadolu gibi Pers egemenliğine girmiş, Daskyleion merkezli satraplığın kontrolü altında kalmıştır984.

Troas’ın güneyinde yer alan Aiolis Bölgesi, Strabon tarafından kolonizasyon sürecinde Anadolu’ya en erken gelen kavim olarak tanımlanan Aioller’den ismini alan bir bölgedir. İÖ 11. yy. içlerinde Anadolu’ya giriş yapan Aioller önce Lesbos Adası’nı, daha sonra günümüz İzmir Körfezi’nden Troas Bölgesi’ne kadar olan yöreyi iskan etmişlerdir985. Sevin, Strabon’un “Ionlar’dan dört kuşak önce gelen Aioller” ifadesine katılmamakla birlikte Aiollerin kolonizasyona Ionlara göre biraz daha erken başlamış olabileceğine değinmekte, Menderes Magnesia’sı ve Notion’un Aiollerce kurulmuş kentler olduğu bilgisinden hareketle Aiollerin önceleri geniş bir coğrafyaya yerleşmiş olduklarını, fakat özellikle güneydeki topraklarını sonradan Ionlar’a terk ettiklerini belirtmektedir986. Herodotos’un bildirdiği ve arkeolojik yöntemlerle doğrulanan 12 Aiol kenti Kyme, Larisa, Neonteikhos, Temnos, Killa, Notion, Aigiroessa, Pitane, Aigai, Myrina, Gryneion ve Smyrna’dır987. Smyrna daha sonra Ion birliğine katılmıştır988.

İzmir’in doğusu, Manisa’nın neredeyse tamamı, Kütahya ve Uşak’ın batısını kapsayan ve tarih çağları boyunca özel ve önemli bir yere sahip olan Lidya Bölgesi’nin Demir Çağı halkı olan Lyd’lerin kökeni konusunda farklı düşünceler bulunmaktadır. İÖ 2. binyıl başlarında Anadolu’ya geldikleri ve bir süre Kuzeybatı Anadolu’da kaldıktan sonra güneye indikleri düşünülen Lyd’lerin, Seha Nehri Ülkesi ile bağlantıları ve Herodotos’un Lidya’lıların önceki adı olarak andığı989 Maionialıların kim oldukları gibi sorular henüz cevap bulamamıştır990. Herodotos’un aktardığı bilgilere göre kendilerini Karia ve Mysia’lılarla akraba gören991 Lyd’ler, Strabon tarafından yalnızca Mysler ve Frigler ile akraba tutulmaktadır992. İÖ 7. yy’da Mermnadlar Dönemi olarak adlandırılan bir süreçte kültürel gelişimi hızlanan ve ilk kez krallık olarak anılmaya başlanan Lidya’nın bilinen önemli yöneticileri Gyges, Ardys, Sadyattes, Alyattes ve 984 Polat 2008, 13. 985 Polat 2008, 10. 986 Sevin 2007, 74. 987 Hdt. I, 149. 988 Polat 2008, 10. 989 Hdt. VII, 74. 990 Roosevelt 2010, 60. 991 Hdt. I, 171. 992 Strab. VIII, 3.

Kroisos’dur993. İÖ 547 yılına değin Önasya’nın büyük krallıklarından biri olan Lidya Krallığı, bu tarihte gerçekleşen Pers saldırılarına karşı koyamamış ve yıkılmıştır994. Oldukça geniş ve verimli topraklara sahip olan Lidya’nın en önemli kenti şüphesiz başkent Sardeis’dir. Diğer önemli kentler arasında Thyateira, Attaleia, Nakrasa, Hierakome, Julia Gordos, Magnesia ad Sipylum, Troketta, Philadelphia, Satalla, Hypaipa sayılabilmektedir995.

Önemli bir Batı Anadolu kültür bölgesi olan Ionia, günümüz İzmir ve Aydın illerinin Ege Denizi’ne sınırı olan tüm batı kesimleri ile Khios ve Samos adalarını kapsamaktadır996. Ana yurtlarının Kuzey Peloponnesos’da yer alan Argolis olduğu beliritilen Ion’lar, genel kabule göre İÖ 10. yy başları ya da İÖ 9. yy sonlarına doğru Anadolu’nun batı kıyılarına gelmeye başlamışlardır997. Buna karşın Ionlar’ın Anadolu’ya gelişleri ve kökenleri tartışmalı bir konudur. Konu hakkındaki geleneksel yaklaşım Ionlar’ın İÖ 1000 dolaylarında Miletos merkez olmak üzere Batı Anadolu’nun güney kesimlerinde yerleşmiş oldukları yönündedir998. Fakat, Mısır Firavunu III. Amenophis’in Theben’de yer alan “ölü tapınağı” kazılarından yakın zamanda elde edilen bulgular, ortaya bambaşka tarihsel süreç önerileri konabilecek denli önemlidir. Burada ortaya çıkarılan büyük boyutlu bir heykelin kaide kısmında Mısır’a boyun eğmiş halkların isimlerinin geçtiği bildirilmekte, lawana ya da luwana olarak yazılanın Luvi’leri, Iunia A’a olarak yazılanın da Ionia’yı temsil ettiği düşünülmektedir999. Böyle bir durumda III. Amenophis’in tahtta kaldığı İÖ 1403-1364 yılları da göz önüne alındığında Ionların yerleşik tarihi bilinenden çok daha geriye giden yerel bir Anadolu kültürü olduğu düşüncesi akla gelmektedir. Bu bilgiler Herodotos’un Ionlar’a ve kökenlerine değindiği pasajındaki “Bunlar öbürlerinden daha eski Ionlardır ya da üstün

bir soydan gelirler, nedeni budur, gibi sözler şakadan öteye gitmez” cümleleriyle1000 bir arada değerlendirildiğinde anlamlı bir bütün oluşturmaktadır. Batı Anadolu’nun antik çağlarda da büyük öneme sahip olan Gediz (Hermos), Küçük Menderes (Kayster) ve 993 Polat 2008, 13. 994 Cahill 2010, 339-361. 995 Sevin 2001, 182-191. 996 Sevin 2001, 83.

997 Polat 2008, 11; Sevin 2001, 83; Ion’ların kökeni ve Anadolu’ya gelişleri konusundaki tartışmalar için bkz. dn. 980.

998 Cook 1962, 23 999 Işık 2012, 47 1000 Hdt. I, 146.

Büyük Menderes (Meander) Vadi’leri Ionia sınırları içerisinde yer almaktadır1001. Herodotos tarafından aktarılan bilgilere göre Ion’lar Panionion’da siyasal ve dinsel temalara bağlı 12 kentten oluşan bir birliğe sahiptir1002. Ion kentleri Miletos, Myus, Priene, Ephesos, Kolophon, Lebedos, Teos, Klazomenai, Phokaia, Khios, Erythrai ve Samos’dan oluşmaktadır1003.

Ionia’nın güneyinde yer alan Karia Bölgesi ise yaklaşık olarak günümüz Aydın ve Muğla illerinin büyük bölümü ile Denizli ilinin batısını kapsamaktadır1004. İÖ 4. yy’da dahi yaygın bir şekilde dili kullanım gören Karia’lıların kökeni hakkındaki bilgilerimiz sınırlıdır. Büyük olasılıkla eski bir Ege toplumu olan Kar’lar Hind-Avrupa grubuna girmeyen bir dil konuşmaktadır1005. Hitit metinlerinde Karkişa olarak geçen halk ve İÖ 2. binyıl sonlarının yerli halkı olan Leleg’ler ile Kar’lar arasında bir bağlantı aranmakta1006, ancak ne yazık ki konuyla ilgili net cevaplara ulaşılamamaktadır. İÖ. 900 yıllarında daha önceden Rodos ve Kos’a yerleşen Dorlar’ın Karia’nın batı kıyılarına yerleşmeye başladıkları bilinmektedir1007. Halikarnassos, Knidos, Pedesa, Euromos, Alabanda, Alinda, Nysa, Stratonikeia, Labraunda ve Tralleis Karia Bölgesi’nin en önemli kentlerini oluşturmaktadır. Bölge İÖ 6. yy başlarında kısmen Lidya ve hemen sonrasında İÖ 545’den itibaren Pers idaresi altına girmiştir1008.

Lykia, özellikle de kuzey ve batı kesimleri çalışmamız kapsamında değerlendireceğimiz bir diğer bölgedir. Günümüz Teke Yarımadası’nda, Antalya ilinin batısı ve Muğla ilinin güneydoğusunda yer alan bölge tarih çağları boyunca iskan görmüş, özellikle İÖ 2. binyılda deniz ticareti ve korsanlık faaliyetleri ile ön plana çıkmıştır1009. Hitit metinlerinde “Lukka Ülkesi” olarak geçen bölgenin İÖ 2. binyıl içerisindeki sosyo-politik yapısı ile ilgili bilgiler kısıtlıdır1010. Sarp dağları ve ulaşıma elverişsiz toprakları itibariyle oldukça güç bir coğrafi bütün oluşturan Lykia Bölgesi bu 1001 Greaves 2010, 50. 1002 Hdt. I, 142. 1003 Polat 2008, 11. 1004 Sevin 2001, 105. 1005 Cook 1962, 29. 1006 Küçükeren 2007, 18. 1007 Cook 1962, 29. 1008 Sevin 2007, 107. 1009 Sevin 2007, 133. 1010 Bryce 2009, 56 vd.

özellikleri sayesinde yukarıda diğer bölgeler açısından değerlendirdiğimiz kolonizasyon hareketlerinden korunmuştur. İÖ 7. yy.’da yerel bir krallık kuran Lykia’lılar Kroisos önderliğindeki Lidya hakimiyeti altına girmeyi reddetmiş, buna karşın İÖ 545-540 yılları arasında gerçekleşen savaşlar sonucunda Pers egemenliğini tanımak zorunda kalmıştır1011. Lykia Birliği’nin önemli kentleri arasında Xanthos, Patara, Pinara, Olympos, Myra ve Tlos gibi kentler bulunmaktadır1012.

Günümüz Isparta ve Burdur illerinin tümü ve Antalya ilinin kuzey kesimlerini kapsayan Psidia halkının kökenine dair bilgiler sınırlıdır ancak İÖ 2. binyılın önemli halklarından Luvi’lerle ortak köklere sahip oldukları düşünülmektedir1013. Antik kaynaklarda savaşçı bir toplum olarak betimlenen1014 Psidia’lılar’ın tarih sahnesine çıkışları İÖ 5. yy’ın sonlarına denk gelmektedir. İÖ 546 yıllarında Pers egemenliği altına giren bölgenin önemli kentleri arasında Sagalassos, Antiokheia, Kremna, Termessos sayılabilmektedir1015. 1011 Sevin 2007, 133-135. 1012 Bryce-Zahle 1986, 1-11. 1013 Sevin 2007, 151. 1014 Arrian. I, 28, 2. 1015 Sevin 2007, 168-173.