• Sonuç bulunamadı

Tespit davasının eda davası ile ilişkisinin eda davasının, tespit davasını da kapsayan bir dava türü olması229 ve tespit davasının eda davasının öncüsü olarak kabul edilmesi230 nedeniyle incelenmesi gerekli görülmüştür. Tespit davası ve eda davası ilişkisinden doğan kural, eda davasının daha geniş nitelikli hukukî koruma sağlaması231 nedeniyle eda davasının açılabileceği hâllerde tespit davası açılmasında

229

KURU - BUDAK, age., s. 71.

230

KURU - ARSLAN - YILMAZ, İcra, s. 264.

231

36

hukukî yararın olmadığıdır232. Tespit davası, eda davasının açılamayacağı hâllerde açılabilir233.

Eda davası; hakkın içeriğinin yerine getirilmesi için hakkın tam olarak korunması amacıyla bu talepte bulunmaya yetkili olanlar tarafından açılan dava türü olarak tanımlanır234. Eda davasıyla hakkın tespitiyle birlikte dava konusu edimin yerine getirilmesini sağlayan hüküm elde edilir235. Bu dava iki amacı içinde barındırır. İlk amaç, davacının iddia ettiği hakkın ya da hukukî ilişkinin tespitiyken ikinci amaç, davacının tespit edilen talebe ilişkin edada bulunma emrini elde etmektir236.

Edaya hükmedilmeden önce edanın dayandığı hak237 veya hukukî ilişkinin tespiti gerekir238. Eda davası sonucunda iddia edilen hak veya hukukî ilişkinin varlığı sonucuna ulaşılırsa hukukî ilişkinin varlığını tespit eden ve edanın yerine getirilmesi emrini içeren bir hüküm verilir239. Eda hükmüyle, edayı talep hakkının varlığı tespit edilir240 ve cebri icraya imkân tanınır241. Böylelikle eda davasıyla iki farklı hukukî koruma sağlanmış olur242. Eda hükmünde yer alan tespitin niteliği tartışmalı olmakla birlikte bu tespitin kesin hükme dâhil olduğu ifade edilmektedir243. Eda davasının kabulü hâlinde verilen hükmün, eda hükmü olmakla birlikte davacının edayı talep hakkının varlığını tespit eden tespit hükmü değerinde olduğu da ifade edilmiştir244.

Tespit davasında sadece tespit niteliğinde bir hüküm kurulabileceği, daha farklı bir talepte bulunulamayacağı ve hüküm altına alınamayacağı için tespit davası eda davasının öncüsü olarak kabul edilir245. Bununla birlikte Yargıtay 232 KURU, El Kitabı, s. 312. 233 GÖRGÜN, agt., s. 3. 234 POSTACIOĞLU, age., s. 214. 235 MUŞUL, age., s. 128. 236 KURU, El Kitabı, s. 310. 237 KARSLI, age., s. 378. 238

KURU, Tespit, s. 7; KURU - BUDAK, age., s. 69; GÖRGÜN, agt., s. 6.

239

KARSLI, age., s. 378; KURU - BUDAK, age., s. 69; GÖRGÜN, agt., s. 5.

240

KURU - BUDAK, age., s. 69.

241

KARSLI, age., s. 378, GÖRGÜN, agt., s. 5, UMAR, Şerh, s. 292.

242

POSTACIOĞLU, age., s. 216.

243

bkz. KURU - BUDAK, age., s. 70.

244

UMAR, Şerh, s. 293.

245

37

uygulamalarında, eda davasının öncüsü olarak kabul edilen tespit davasının ileride açılabilecek bir eda davasının bulunmaması hâlinde açılamayacağı kabul edilmektedir246. Doktrin ve yargı kararları değerlendirildiğinde; her durumda tespit davası sonucunda eda davası açılmasının gerekmeyeceği, tespit davası sonucunda salt tespit hükmünün elde edilmesiyle de hukukî korumanın sağlanmış ve hukukî yararın gerçekleşmiş olacağı sonucuna ulaşılmıştır.

Eda davasıyla davacı bir edim borcu altına girer247. Eda davasında dava konusu edime ilişkin yüklenme borcu da doğmaktadır248. Bununla birlikte tespit davası sonucunda hükmün uygulanacağına dair bir kanaat uyandıysa eda davası açılabilecek olsa dahi tespit davasının açılabileceği özellikle iş hukuku alanında kabul edilmiştir249. Bu hâlde, tespit davası sonucunda verilen tespit hükmünün uygulanmasıyla kimi zaman eda davasıyla elde edilmek istenen sonuca ulaşılacaktır250.

Açılmış olan davanın, eda davası veya tespit davası olduğunun belirlenmesi davacının talebi251 ve dava açmaktaki amacı252 değerlendirilerek anlaşılabilir253. Ayrıca davacının dava açmaktaki ve dava ile ulaşmak istediği sonuç da dikkate alınarak davasının eda ya da tespit davası olup olmadığına karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir254. İki dava arasında talep bakımından farklılıklar vardır255. Dava konusuna açıklık getirebilmesi için tespit davalarında maddî hukuktaki talep hakkından farklı olan davacının dava dilekçesinde talep sonuç bölümünde yer alan mahkemeden istenen hukukî korumanın açıkça ifade edilmesi gerekmektedir256. Tespit davası ile sadece tespit istenirken eda davası ile tespit ve eda emri birlikte

246

Örnek içtihatlar için bkz. KURU - BUDAK, age., s. 71.

247

md. 105/1: “Eda davası yoluyla mahkemeden, davalının, bir şeyi vermeye veya yapmaya yahut yapmamaya mahkûm edilmesi talep edilir.”

248

ERDOĞDU, agm., s. 19.

249

KURU - BUDAK, age., s. 153; bkz. ÜRCAN, agt., s. 28 vd.

250

bkz. Medenî Usul Hukukunda Tespit Davasının Sonuçları, s. 82.

251

ERDOĞDU, agm., s. 19; KURU - BUDAK, age., s. 70.

252

KURU, Tespit, s. 19.

253

Borçlunun borçlu olmadığının tespiti için açtığı davayı açıkça menfi tespit davası olarak nitelendirmese dahi mahkemenin tarafların hukukî nitelendirmesi ile bağlı olmadığı ve davanın menfi tespit davası olduğunu belirleyeceği ifade edilmiştir. bkz. KURU, Menfi Tespit, s. 15.

254

KURU - BUDAK, age., s. 71.

255

TANRIVER, Süha, Medenî Usul Hukukunda Derdestlik İtirazı, 2. Baskı, Ankara, 2007, s. 82; GÖRGÜN, agt., s. 5.

256

38

talep edilmektedir257. Davacının talebi sadece bir hukukî ilişkinin tespitine ilişkin ise dava tespit davası olarak kabul edilmeli ve bu yönde incelenmeliyken davacının talebi tespitin yanı sıra davalının belirli bir edaya mahkûmiyetini de içeriyorsa dava, eda davası olarak kabul edilmeli ve bu yönde incelenmelidir258. Davacı, davalının kendisine borcu olduğunun tespitinin talep edilmesi hâlinde bu aynı zamanda bu borcun ödenmesinin de talep edildiği şeklinde değerlendirilip davanın eda davası olarak kabul edilmesi gerektiği ifade edilmiştir259. Davacının sadece borcun tespitini istemesinde hukukî yararının olmadığı ve bu talebin aynı zamanda eda davası açılacak hâllerde tespit davasının açılamayacağı kuralına da aykırılık oluşturduğu kabul edilir.

Eda davası açılabilecekken tespit davası açılır ve sadece tespite hükmedilirse bu davanın ardından tespit edilen kısım ya da tamamı için eda davasının yeniden açılmasının usul ekonomisine aykırı olduğu ve hukukî yararın olmadığı kabul edilir260. Bu bağlamda; davacının sadece borcunun olduğunun tespiti yönündeki talebi dinlenmeyecektir. Davacının elde ettiği tespit hükmünün ardından ileride tespit hükmüne dayanarak eda davası açma ihtimali bulunmaktadır. Bu ihtimal, tespit davasının davalısının, dava tehdidi altında bulunması sonucunu doğuracaktır. Davacının sadece borcunun olduğuna ilişkin tespit hükmü, ileride davalıyı dava tehdidi altında bırakma ihtimali ve buna bağlı olarak hukukî güvenlik ilkesi nedeniyle uygun bulunmamaktadır. Davacının tespit davası açmaktaki hukukî yararı ile ileride eda davası açılmasına yönelik tehditten koruyan hukukî güvenlik ilkesi karşılaştırıldığında da hukukî güvenlik ilkesi ağırlık kazanacaktır. Hukuk devletinde, bir davanın sonucunun ileride başka bir davanın açılacak olması tehdidi doğurması beklenmemektedir. Terazinin bir kefesinde hukukî yarar, diğer kefesinde hukukî güvenlik ilkesinin varlığı düşünüldüğünde hukukî güvenlik ilkesi ağır basacaktır.

Hukukî korumayı sağlayacak dava türü açılacak davayı da belirleyecektir. Davacı hukukî koruma için tespiti yeterli görüyor olabilir. Hukukî ilişkiye ilişkin belirsizliğin, tehlikenin, tehdidin ortadan kaldırılması tespit davası sonucunda

257

KURU - BUDAK, age., s. 70.

258

KURU - BUDAK, age., s. 70.

259

Bu örnek ve daha fazla örnek için bkz. KURU - BUDAK, age., s. 70.

260

39

verilecek tespit hükmü ile sağlanabiliyorsa tespit davası açılabilir. Oysa bu tehlike, eda davası yoluyla ortadan kaldırılabilecek ve eda davasının sağladığı hukukî korumaya ihtiyaç duyuluyorsa eda davası açılmalıdır. Borcun olduğunu inkâr etme tehlikesi varsa tespit davasının sağlayacağı hukukî koruma yeterli görülebilirken, borç inkâr edildiği gibi ödenmeme ihtimali de varsa eda davasının sağlayacağı hukukî korumaya ihtiyaç duyulacağından eda davası açılıp hem borcun tespitine hem de borcun ödenmesine karar verilmesi talep edilebilir. Bu hâlde eda davası, tespit davasına nazaran daha güçlü bir hukukî koruma sağlayacak ve tespit davası açmaktaki hukukî yarar ortadan kalkmış olacaktır. Böyle bir durumda sadece tespit davası yoluyla borcun tespiti istendiğinde borcun ödenmeme hâli ile karşılaşılabilecek ve sadece borcu tespit eden hüküm hukukî korumayı tam olarak sağlayamayacaktır.

Bir hukukî ilişkide, henüz borcun vadesi gelmediyse ya da borca ilişkin şart gerçekleşmediyse eda davası açmak için şartların oluşmadığı kabul edilir. Vadesi gelmeyen veya her türlü talikî şarttan arınmamış hakkın ifası ile yükümlü olan şahsın, yükümlülüklerini yerine getirmesi beklenemeyeceği gibi hak sahibinin de ifayı talep etme yetkisi bulunmamaktadır261. Muaccel olmamış alacaklar için eda davası açılamazken söz konusu alacağın var olup olmadığı ve miktarının tespiti için tespit davasının açılabileceği kabul edilmiştir262.

Eda davası ve tespit davası ilişkisinde eda davasının açılabileceği hâllerde, tespit davasının açılamaması kuraldır263. Bu şart, her iki dava sonucunda verilen hükmün uygulanmasına ilişkin farklılıktan ve tespit davasının esasen hukukî uyuşmazlıkları çözmekten ziyade, hukukî ilişkiye dair bir tespitte bulunmasından kaynaklanmaktadır. Bu şart, aynı zamanda tespit davasının esas amacına hizmet etmesi için de yerinde görülmektedir264. Usul ekonomisi gereği de eda davasının

261 POSTACIOĞLU, age., s. 166. 262 POSTACIOĞLU, age., s. 224. 263

ANSAY, agm., s. 80; KARAFAKİH, agm., s. 511; KURU - BUDAK, age., s. 127; “Eda davası açması gerekirken açmış olduğu zilyetliğin tespiti davası dinlenemez. Davacının, tescil davası açması gerekirken zilyetliğin tespitini istemiş olması doğru görülmemiştir.” Y. 8. H.D., 10.04.2006 T., 2006/1913 E., 2006/2366 K., UYAP.

264

40

açılabileceği hâllerde tespit davasının açılmaması gerekir265. Eda davasının açılabileceği hâllerde tespit davasının açılabileceği kabul edilirse yani kural uygulanmazsa yargının iş yükü artacağı gibi taraflar için de zaman ve para kaybına neden olan sonuçlar ortaya çıkacaktır266.

Eda davasının açılabildiği hâllerde tespit davasının açılamayacağına ilişkin Yargıtay’ın yerleşik içtihadı vardır267. Bununla birlikte kimi bazı kararlarında durumun özelliğine göre eda davası açılabilecekken tespit davasının açılabileceği yönünde de karar vermiştir268. Hak sahibi, hakkın tamamının korunması için dava açmak zorunda olmayıp hakkın bir kısmına ilişkin dava açmakta serbest ise hukukî korumanın tamamını talep etmek zorunda olmayıp bir kısmını yani edanın yerine getirilmesini değil hakkın tespit edilmesini talep edebilir269.

Eda davası sonucunda, tespit davası ile istenen elde edilebilecekse tespit davası açmakta hukukî yararın olmadığı kabul edilir270. Bu konuya ilişkin getirilen istisna, eda davası sonucunda verilecek tespit hükmünün tespit davası sonucunda verilecek tespit hükmünden daha dar olması hâlidir271. Yani; davacının tespitini sağlamak istediği hukukî ilişki ya da hak eda davası sonucunda verilecek kararda tam olarak karşılanamayacaksa davacının tespit davası açmakta hukukî yararının olduğu

265

ANSAY, agm., s. 80.

266

KURU - BUDAK, age., s. 128.

267

“Kural olarak; eda davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası dinlenilemez. Davacının eda davası niteliğinde bulunan tescil davası açma hakkı bulunduğu halde, tespit davası açmış olması anılan kurala uygun düşmemektedir. Mahkemece, bu yön göz önünde tutulmaksızın davacının isteğinin kabulüne yazılı

şekilde zilyet olduğunun tespitine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.” Y. 8. H.D., 2003/6304

E., 2003/5736 K., UYAP; “ Evin kalorifer tesisatı ve binanın ısıtılmasının temini için yapılan bağlantılar, muhdesat niteliğinde değildir. Bu gibi işlerin yapılması için harcanan giderler ancak ileride iyileştirmeden faydalanacak kişiler aleyhine açılacak eda nitelikli alacak davasında değerlendirilebilir.

Eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açılamaz.” Y. 7. H.D., 22.01.2010 T.,2009/1615 E.,

2010/240 K., UYAP. 268 bkz. POSTACIOĞLU, age., s. 220. 269 POSTACIOĞLU, age., s. 216. 270

KURU - BUDAK, age., s. 143.

271

KARSLI, age., s. 380; KURU, El Kitabı, s. 315; “Kural olarak, öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında "EDA DAVASI" açılmasının mümkün olduğu hallerde tesbit davası açılmasında hukukî bir yararın bulunmadığı kabul edilmiştir.

Sözü edilen kuralın ayrık hali olarak "eda davası" ile elde edilecek tesbit hükmünün kapsamı, tesbit davası ile elde edilecek tesbit hükmünün kapsamından daha dar ise, "eda davası" açılması mümkün olmasına rağmen, eda davasından, bağımsız olarak ayrı bir tesbit davası açılabileceği de öğretide ve uygulamada kararlılık kazanmıştır.

Hal böyle olunca davacı tarafın dava açmakta hukuksal yararın bulunmadığının kabulü gerekir. Az yukarıda duraksamasız vurgulandığı üzere hukukî yarar dava koşuludur.” Y. 7. H.D., 22.11.2005 T.,2005/3747 E., 2005/3674 K., UYAP; aynı yönde bkz. Y. 7. H.D., 24.03.2006 T., 2006/615 E., 2006/836 K., UYAP.

41

kabul edilir272. Her iki dava türü sonucunda verilecek hükmün karşılaştırılmasıyla bu ilke uygulanır. Şöyle ki; tespit davası sonucunda verilecek tespit hükmü ile eda davası sonucunda verilecek hükmün tespiti kapsayan bölümü, kesin hüküm etkisi bakımından bir fark doğurmayacaksa tespit davası açmakta menfaatin olmadığı kabul edilir273. Hukukî ilişkinin tespitinde ayrı bir menfaatin olması hâlinde, eda davası açılabilecek olsa dahi tespit davasının açılabileceği kabul edilmiştir274. Aynı zamanda hukukî düzenlemelerle de kurala istisna getirilebilir275. Örneğin Mülga Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’nda düzenlenen yorum davasının ‘eda davası açılabilecek hâllerde tespit davası açılamaz’ kuralının istisnası olduğu ifade edilmiştir276. Ancak, her iki dava içinde aynı harç miktarı ödenecekse açacağı davayı seçme hakkı davacıya tanınmıştır277. Davacı sadece borçlu ile arasındaki ilişkiden doğan alacaktan borçlunun sorumlu olduğunu tespit ettirmek isteyebilir278. Eda davası ile tespit davasının iç içe geçtiği hâllere de rastlanabilmektedir279.

Eda davasının açılması, zaman ve masraf açısından zorluk gösteriyorsa tespit davası açmakta hukukî yararın olduğu kabul edilmektedir280. Uygulamada, eda davası açılabilecekken tespit davasının açılabildiği hâllere de rastlanmaktadır281. Yargıtay bu görüşü, grevin hukuka aykırı olduğunun tespitinin, tespit davası yoluyla istenebileceğini karara bağlayarak desteklemiştir282. Bu talebin sonuçlarının eda davasının sonuçlarıyla karşılaştırıldığında olumlu olacağını ve bu dava türünün seçilmesini, sosyal güvenlik ve hukukî kararlılık açısından doğru ve yerinde bulmuştur.

272

Örnek ve bilgi için bkz. KURU - BUDAK, age., s. 146.

273

HANAĞASI, age., s. 255.

274

SCHÖNKE, Adolf – Shröder – Horst – Niese - Werner, Lehrbuch des Zivilprozessrechts, Karlsruhe, 1956, 8. Baskı, s. 203, naklen, KURU - BUDAK, age., s. 152.

275

Türk Ticaret Kanunu’nun 58. maddesinde düzenlenen haksız rekabete neden olan fiilin haksız olup olmadığının tespiti eda davası açmanın mümkün olduğu hallerde tespit davası açılamayacağı kuralına kanun koyucu tarafından getirilen istisna olarak kabul edilmiştir. KURU - BUDAK, age., 237.

276

KURU - BUDAK, age., s. 248; bkz. Yorum Davası İle Karşılaştırılması, s. 118.

277 POSTACIOĞLU, age., s. 221. 278 KARSLI, age., s. 308. 279 KARAFAKİH, agm., s. 511. 280 POSTACIOĞLU, age., s. 222. 281 bkz. ÜSTÜNDAĞ, age., s. 268. 282 YHGK.17.3.1965 T., İKİ 1966 No:65, s. 4534-4537.

42

Hukukî ilişkinin tamamının tespitinin talep edildiği eda davası açıldıktan sonra tespit davası açılırsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nu yürürlükte olduğu süre boyunca derdestliği ilk itiraz olarak düzenlediğinden283 bu hâlde derdestlik itirazı ile karşılaşılabilinirdi284. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda ise derdestlik ilk itiraz285 olmaktan çıkarılıp dava şartı olarak düzenlenmiştir286. Dava şartları ise davanın her aşamasında re’sen incelenir287. Böylelikle derdestlik, her zaman ileri sürülebilecek ve re’sen de incelenebilinecektir. Bu hâlde de derdestlik davanın her aşamasında derdestlik ileri sürülebilecektir.

Eda davasının, tespit davasına karşı, karşılık dava olarak açılabileceği de ifade edilmiştir288. Eda davası, tespit davası sonuçlandıktan sonra da açılabilir, açılan bu davada kesin hüküm itirazında bulunulabileceği gibi bu hüküm kesin delil289 niteliğini haizdir290.

Tespit davası eda davasının şartları oluşmadığında açılır. Başlangıçta eda davası açmakta hukukî yararı bulunmamakla birlikte tespit davası açmakta hukukî yararı bulunan davacı, tespit davası açmış ancak dava devam ederken eda davası açabilmenin şartları oluşmuş olabilir. Bu durumda, tespit davası eda davası açılamadığından zorunlu olarak açılmıştır291.

Doktrinde, tespit davası açıldıktan sonra eda davasının şartlarının oluşması hâlinde açılmış olan davanın eda davası olarak devam edip etmeyeceğine ilişkin farklı görüşler vardır. Tespit davası devam ederken eda davasının şartlarının oluşması hâlinde tespit davası açmakta hukukî yararın sona erdiği kabul edilmektedir292. Tespit davasının eda davasına dönüşerek davanın eda davası olarak

283

bkz. HUMK. md.187/ 4.

284

LEUCH, Georg, Die Zivilprozessordung für den Kanton Bern - Kommentar, 3. Baskı, Bern 1956: naklen, KURU - BUDAK, age., s. 326; TANRIVER, age., s. 88.

285

Derdestlik itirazı ve şartları için bkz. TANRIVER, age., s. 19-99.

286

HMK. md.114-1/ı:“Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması.”

287

Dava şartlarına ilişkin olarak bkz. KURU, Baki, “Dâva Şartları”, Ord. Prof. Sabri Şakir Ansay’ın

Hatırasına Armağan, Ankara, 1964, kaynağın tamamı.

288

KURU - BUDAK, age., s. 329.

289

Kesin delillere ilişkin detaylı bilgi için bkz. KURU - ARSLAN - YILMAZ, İcra, s. 370-421.

290

KURU - BUDAK, age., s. 342.

291

HANAĞASI, age., s. 260.

292

43

devam edebilmesinin kabul edilmesi gerektiği ifade edilmektedir293. Bu durumun; dilekçeyle bağlılığın davacı bakımından sonucu olarak görülen iddianın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağının294 kapsamı dışında kaldığı ifade edilmektedir295. Tespit davasının eda davası olarak devam edebilmesi için ıslaha296 ya da hasmın rızasına ihtiyaç duyulmadığı kabul edilmektedir297. Tespit davasına eda davası olarak devam edilebilmesi davacının talebine bağlanmaktadır298. Bununla birlikte mevcut hukukî sistem bakımından tespit davasının eda davasına dönüştürülmesinin mümkün olmadığı da ifade edilmektedir299.

Doktrinde, tespit davası açıldıktan sonra eda davasının şartlarının oluşması hâlinde tespit davasının reddinin gerekmediği görüşü de ifade edilmiştir300. Bu görüş, dava şartlarının dava açıldığı sırada var olması gerektiğine dayanmaktadır.

Tespit davası açıldıktan sonra, eda davasının şartlarının oluşması hâlinde, tespit davasına eda davası olarak devam edilemeyeceği de ifade edilmektedir. Tespit davasının eda davasına dönüşmesinin, neticei talebin genişletilmesine neden olacağı ve usul hukukundaki düzenlemeler gereğince neticei talebin genişletilmesinin kendiliğinden mümkün olmayacağı ifade edilmektedir. Bu görüş; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’ndaki neticei talebin genişletilmesinin, hasmın kabulü ya da ıslah hâlinde mümkün olduğuna dayanmaktadır.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda da konu benzer biçimde düzenlenmiştir301. Neticei talebin genişletilmesi yasağının; davacının iradesi dışında gerçekleşen olaylar

293

KURU - BUDAK, age., s. 328; HANAĞASI, age., s. 259.

294

YILMAZ, age., s. 15.

295

Davanın açılmasından sonra ortaya çıkan vakıaların yasak kapsamı dışında olduğu ifade edilmiştir. bkz. ÜRCAN, agt., s. 26.

296

Tarafların yaptıkları usûli işlemlerdeki yanlışlıklarını düzeltmeye ve eksikliklerini tamamlamaya hizmet eden yol, bkz. YILMAZ, age., s. 20.

297

UMAR, Şerh, s. 297; KURU - BUDAK, age., s. 155.

298

ÜRCAN, agt., s. 32.

299

ANSAY, agm., s. 84; KURU - BUDAK, age., s. 159; ÜSTÜNDAĞ, age., s. 269.

300

POSTACIOĞLU, age., s. 224.

301

md. 141: “(1) Taraflar, cevaba cevap ve 2. cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.

(2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır”.

44

için uygulanmaması gerektiği görüşünde olanlar tespit davasının eda davasına dönüşmesinin mümkün olduğunu kabul etmişlerdir302. Tespit davası açıldıktan sonra eda davasının şartlarının oluşması hâlinde de neticei talep irade dışında değişmiştir. Tespit davasının eda davasına dönüşmesi hâlinde netice-i talep sonradan oluşan objektif durumlara uygun hâle getirilmiş olacaktır. Aynı zamanda davacıyı usul hukukunun ilkeleriyle mücadele etmekten koruyacaktır. Bu çözüm yolunun adalete daha uygun görüldüğü ifade edilmektedir303. Yasağın tespit davasının eda davasına dönüşmesinde uygulanmaması gerekir.

Bu görüşün kanunî yansıması, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 72. maddesinde304 düzenlenen menfi tespit davasının305 istirdat306, borçtan kurtulma davasına307 dönüşmesi hâlidir308. Esasen her iki dava da icra takibine konulan alacağın borçlusu bulunmadığının tespiti amacıyla açılır309. İstirdat davası, tespit davasının eda davasına dönüşmesinin örneğidir. Menfi tespit davasında, borcun alacaklıya ödenmesi hâlinde talebe gerek olmaksızın mahkeme re’sen menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam etmektedir310. Bu hâlde, menfi tespit davası istirdat davasına dönüştüğünden311 ayrı bir istirdat davası açmakta hukukî yarar görülmemektedir312. 302 POSTACIOĞLU, age., s. 224. 303 HANAĞASI, age., s. 260. 304

md. 72/6: “Borçlu, menfi tesbit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir”.