• Sonuç bulunamadı

Avrupa Birliği’nde ihmal, diğer bir ifadeyle hareketsizlik davası kabul edilmiştir. Esasen, bu dava Avrupa Birliği’nde tespit davası olarak anılmıştır18. Bu davayla hareketsizliğin ya da Birliğin hukukunun ihlalinin varlığını veya yokluğunu belirleyen bir tespit yapılmaktadır19. Bu dava, bir ihlalin tespiti olarak da değerlendirilebilir20. Dava sonucunda idârenin hareketsizliğinin anlaşmaya aykırı olduğu tespit edilir21.

Dava, görev alanları itibariyle organların yetki kullanmaları gereken alanlarda yetki kullanmamaları ya da hareketsiz kalmaları hâlinde açılabilmektedir22. Tespit davası aleyhine iptal davası açılabilecek nitelikteki işlemin idârece yapılmayarak ihmal edilmesi hâlinde açılabilir23. Esasen bu dava türü adını bu nedenden almaktadır. Avrupa Birliği Hukuku gereğince yapılması gereken bir işlem yapılmamakta yani ihmal edilmektedir. Hareketsizlik davası, hukuk sistemlerinde idârenin pasif bir davranışı karşısında tanınmış olan dava türüdür24.

Bu davanın, birliğin organlarının kurucu anlaşmalara aykırı olarak yapmaları gereken bir işlemi yapmamaları nedeniyle açılabileceği kabul edilmiştir25. Birlikte, Konseye ve Komisyona fazla ve çeşitli görevler verilmiş ve bu görevlerin yerine

15

RAMACHANDRAN, Velandai Gopalayyar – GOPALAN, V.R. – HİDAYATATULLAH, M.,

Declaratory Judgments (The Law of Declaratory Action), Bombay, 1979, s. 70.

16

bkz. SARNA, Lazar, The Law of Declaratory Judgments, Second Edition, Toronto, 1988, s. 135.

17

DOUGLAS, Roger, Douglas and Jones’s Administrative Law, Sixth Edition, Sydney, 2009, s. 772.

18

AZRAK, Ali Ülkü, Avrupa Topluluklarında İdari Yargının Genel Esasları, İstanbul, 1982, s. 128.

19

AKÇAER, Gürkan, “Avrupa Toplulukları Yargı Düzeninde Dava”, ABD., 2004/2, s. 119.

20

REÇBER, Kamuran, Avrupa Birliği Hukuku ve Temel Metinleri, Bursa, 2012, s. 379.

21

AZRAK, Avrupa Topluluklarında, s. 131.

22

REÇBER, age., s. 379.

23

AZRAK, Avrupa Topluluklarında, s. 128.

24

AZRAK, Avrupa Topluluklarında, s. 127.

25

BARAN, Fikret, “Avrupa Toplulukları Adâlet Divanı’nın Yapısı ve İşleyişi”, AYİMD., No: 20, www.ayim.gov.tr., 20.05.2013.

89

getirilmemesi hâlinde sakat bir işlem yapılmış gibi hukuka aykırı bir davranış ortaya çıkmış olacaktır26.

Hukukumuzda tespit davasının açılması için aranan hukukî yarar şartı burada da kendini gösterir. Avrupa Birliği Hukukunda, bu davayı açanlar dava konusunun muhatabı olmalı ya da bireysel olarak dava konusundan etkilenmelidirler27. İdârenin hareketsizliğini, kendileri hakkında dolaysız ve şahsen ilgilendiren bir karara ilişkin hareketsizlik hâlinde dava konusu edebilirler yani düzenleyici işlem dolaysız ve şahsen ilgili olsa dahi bu düzenleyici işlemin yapılmamasına karşı dava açılamaz28.

Tespit davasının açılabilmesi için şekle ilişkin koşullar getirilmiştir. Bunların arasında ön başvuru da vardır. Tespit davası açabilmek için idâreye başvuruda bulunularak bir işlemin yapılmasının istenmiş olması şartı bulunmaktadır29. Bu zorunlu başvurudan itibaren iki ay geçmesi üzerine iki aylık dava açma süresi başlayacaktır30. Dava, emredici nitelikteki işlemlerin düzenlenmemesi nedeniyle açılır31. Davada, düzenlenmeyen işlem belirtilmek zorundadır ve işlem hukuki etki doğuran bir işlem olmalıdır32. Davanın, davacı lehine sonuçlanabilmesi için ise idârenin anlaşmadan doğan davacının idâreye yaptığı başvuru yönünde karar vermesi zorunluluğunun hukuken olması gerekir, davanın sonunda, idâreye emir verme biçiminde anlaşılmayacak nitelikte bir hüküm verilir33.

Türk idâre hukuku sistemi bağlamında bu dava türü değerlendirilecek olursa idârenin henüz işlem tesis etmediği hâllerde idârenin işlem yapmasını sağlamak için idâreye başvuru yolu öngörülmüş ve bu başvuru üzerine idârenin sessiz kalması yani zımni ret hâlinde idârî yargıda dava açılabileceği düzenlenmiştir34. Bu yolla açılacak dava ile Avrupa Birliği Hukukundaki hareketsizlik davasının ortak amacı, idâreyi

26

AZRAK, Avrupa Topluluklarında, s. 128.

27

AKÇAER, agm., s. 118.

28

AZRAK, Avrupa Topluluklarında, s. 129.

29

AZRAK, Avrupa Topluluklarında, s. 130.

30

BARAN, agm..

31

AKÇAER, agm., s. 117.

32

ÖZKAN, Işıl, Avrupa Birliği Kamu Hukuku, Ankara, 2011, s. 239.

33

AZRAK, Avrupa Topluluklarında, s. 131.

34

90

işlem yapmaya zorlamak olarak ifade edilebilecekken en temel fark dava sonucunda verilen kararın tespit niteliği değil iptal niteliği taşıması olarak ifade edilmiştir35.

Esasen bu sistem idâre hukukumuzda karşılık bulabilir. Şöyle ki; idârenin kanunîliği ilkesi gereği işlemleri düzenlemekle yetkili makam kanunlarda gösterilmiştir. Bu işlemleri düzenlemekle yetkili makamın işlem yapmaması üzerine bu dava açılabilir. Mevzuat gereğince iptal davası içerisinde görülen talep bu dava içerisinde görülebilir. İptal davası, idârî işleme karşı açılabilirken zımni ret sonucunda bir idârî işlemin doğduğu ve bu işleme karşı dava açıldığı kabul edilir. Dava sonucunda da zımni ret ile birlikte doğan işlem davanın kabul edilmesiyle iptal edilir ya da davanın reddedilmesiyle esasen var olmayan işlem varlığını sürdürür. Böylelikle idâreye yapılmış talep de reddedilmiş kabul edilir.

Tespit davası açısından bakılacak olursa işlemi yapmakla yetkili makamın tespit edilmesi ve yetkisi kapsamına giren işleri yapıp yapmadığının tespiti sağlanabilirken bu tespit üzerine sorumluluk da doğabilir. Örneğin, kanunlar uyarınca kamu hizmetlerini yürütmekle yetkili makamın tespit edilmesi, harekete geçirilmesi ve hizmeti yürütmemesinden sorumluluk doğması bu yolla sağlanabilecek ve idâre harekete geçirilebilecektir. İdâre için yargı kararları yalnızca tespiti içerse dahi bağlayıcıdır36.

Hareketsizlik davasının yanı sıra, tespit davasının türlerinden olan yorum davasının Avrupa Birliği Adalet Divanı’nda uygulama alanı bulduğu görülmektedir.

Avrupa Birliği önündeki yorum davası, tarafları olmayan objektif bir dava olarak nitelendirilmiş, bu davanın diğer yorum davası uygulamalarından farkı ise bekletici soruna karar verilmesinin ardından taraflara dava açmaları için süre verilmeksizin dosyanın Avrupa Birliği Adalet Divanı’na gönderilmesidir37.

Avrupa Birliği’ne üye bir devletin hukukî bir uyuşmazlığı çözerken Birliğin kurallarından birinin geçerliliği ya da yorumu sorunu doğduğunda sorunun çözümü

35

AKÇAER, agm., s. 119.

36

AZRAK, Avrupa Topluluklarında, s. 131.

37

91

yorum davası ile sağlanır38. Ulusal mahkeme konuyu çözmekle görevli değildir. Konu, Adalet Divanı’nın görevine girdiğinden mahkeme davayı erteler ve karar verilmek üzere Adalet Divanı’na havale eder. Esasen burada karşımıza çıkan dava, konunun bekletici mesele yapılarak görevli mahkemeye gönderilmesi hâli olduğundan mahkeme kararı üzerine açılan yorum davasıdır.

Divan’a tanınan bir takım yorum yetkileri de bulunmaktadır. Şöyle ki; anlaşmaların yorumu, topluluk kurumlarınca alınan kararların geçerliliği ve yorumu hakkında ayrıca Konsey kararıyla kurulan organların statülerinde Divana yorum yetkisi verilmiş olması hâlinde statülerinin yorumu, ulusal mahkemelerce ön sorun kabul edilerek bu konuları karara bağlama yetkisi Divan’a aittir39.

Avrupa Birliğinde, iptal davasından ayrı bağımsız bir davanın hareketsiz kalma ya da yükümlülüğü yerine getirmeme hâli için tanınmış olması hukuk teorisi ve pratiği açısından yerinde görülmüştür40.