• Sonuç bulunamadı

2.2. TÜRK EĞĠTĠM SĠSTEMĠNDE DENETĠMĠN TARĠHSEL GELĠġĠMĠ VE YASAL

2.2.1. Türk Eğitim Sisteminde Eğitim Denetiminin Tarihsel GeliĢimi

2.2.1.1. Cumhuriyet Öncesi Eğitim Denetimi

Türk Eğitim tarihi incelendiğinde, Osmanlı Eğitim Sisteminde teftiĢ hizmetlerinin ne zaman baĢladığı, bu göreve atananlar için hangi unvanların kullanıldığı hakkında ayrıntılı bilgilere rastlanamamıĢtır. Türk Eğitim Sisteminde teftiĢ hizmetlerinin Tanzimat döneminde baĢladığı tahmin edilmektedir. 1838 yılında hazırlanan ve RüĢdiye mekteplerinin açılmasına esas teĢkil eden mahalle mektepleri hakkındaki layihada (tasarıda), bu okulların öğretim faaliyetlerinden doğabilecek aksaklıkların giderilmesi amaçlanmıĢtır. Özellikle öğretmenlerin mesleki yeterliklerini sağlamak üzere görevlendirilecek memurlar tarafından denetlenmeleri öngörülmüĢtür (Taymaz, 2010, s.19; tkb.meb.gov.tr).

1846 yılında Maarif-i Umumiye‘nin gösterdiği gerekçeye dayanarak Esat Efendi baĢkanlığında Mekâtib-i Umumiye Nezareti (Milli Eğitim Bakanlığı) kuruldu. Bu nezaret icra organı durumunda olup, yetki sahası Sıbyan ve RüĢdiye okulları ile

sınırlandırılmıĢtır. Bu okulları denetlemek üzere ve nezarete bağlı Mekatib-i Sibyaniye Muinliği ve Mekatib-i RüĢdiye muinliği adlarını taĢıyan iki birim kurulmuĢ ve bu görevi yapan muinler (müfettiĢler) atanmıĢtır (Ayas, 1948, s.485; Kodaman, 1999, s.40; tkb.meb.gov.tr).

1847 yılında yayınlanan ―Sübyan Mekatib-i Hocaları Efendilere Ġta Olunacak Talimat‖ adlı yönetmeliğin öğretmenlerle ilgili bölümünde, ilk kez mektepleri teftiĢ etmek, hocalara yol göstermek üzere ―Mekatibi Muin‖ olarak ilkokullar müfettiĢliğinden söz edilmektedir. Böylece teftiĢ ilk kez öğretmene yardım olarak düĢünülmüĢ ve müfettiĢe de yardım eden, rehber anlamına gelen ―Muin‖ unvanı verilmiĢtir. Bu dönemde denetim hizmetlerinin ―Ġl Eğitim Kurulları‖nın üyeleri tarafından yürütüldüğü görülmektedir. (Ayas, 1948, s.485; Aydın, 2007, s.143).

1862 yılında RüĢtiye ve Sibyan okullarını teftiĢ etmek üzere görevlendirilen memurlar için ilk defa ―MüfettiĢ‖, yaptıkları iĢe de ―teftiĢ‖ denilmeye baĢlanmıĢtır. Ayrıca müfettiĢlere merkez ve taĢra okullarını teftiĢ etme görevi verilerek bu tarihten itibaren okullaĢma oranının artması sonucunda teftiĢ esasları da belirlenmiĢtir (Sağlamer, 1985, ss.3-4; Taymaz, 2010, s.20; tkb.meb.gov.tr).

TeftiĢin bir yönetim süreci olduğu gerçeğine, 1869 yılında hazırlanan, Maarif-i Umumiye Nizamnamesinde rastlanılmaktadır. Buna göre Maarif-i Umumiye Nezaretine bağlı olarak Vilayet Maarif Meclisleri kurulmuĢtur. Maarif Müdürü baĢkanlığındaki bu meclislerde Muhakkik ve MüfettiĢler görevlendirilmiĢtir. Nizamname hükümlerine göre ―muhakkikler‖ yetki bakımından müfettiĢlerden önce gelmiĢtir (Su, 1974, ss.3-4; Taymaz, 2010, s.20; tkb.meb.gov.tr). 1869 Nizamnamesi teftiĢ hizmetlerinde yeni bir takım hükümler getirmiĢ ve böylece teftiĢ iĢlemi nezaretin kanuni görevleri arasına girmiĢtir.

Bu nizamnamenin getirdiği yeni hükümler:

1) Muhakkikler ve müfettiĢler vilayet maarif meclislerinin görevli üyeleridir. 2) Muhakkiklere teftiĢ için bir yere gittiklerinde ödenek verilecek, müfettiĢlerin

harcırahları ise maaĢlarına dâhildir.

3) Maarif meclisleri vilayet dâhilinde bulunduklarında tüm mekteplerle kütüphane ve matbaalara ve diğer maarif tesislerini nezaret edecek ve mektepleri daima teftiĢ ederek gerekli ıslahatı yapacaklardır.

4) Maarif müdürleri ve muavinleri dahi vilayet merkezinde bulunan mektepleri, özellikle, Ġdadi, Sultani ve Aliye mekteplerinin teftiĢi ile görevlidirler.

5) Muhakkikler sıra ile vilayet dâhilini gezerek, mektepleri, kütüphaneleri ve sancaklarda bulunan müfettiĢleri teftiĢ ve tahkik edip, yetkileri nispetinde bazı tedbirler alacaklar ve dönüĢlerinde bir rapor hazırlayacaklardır.

6) MüfettiĢler, sancaktaki mektepleri ıslah edinceye kadar üç ayda bir, sonraları altı ayda bir teftiĢ edip sonucu maarif meclisine bildireceklerdir.

7) ĠĢin icabına göre öğretmenler, müfettiĢlere, onlar da sancak mutasarrıflarına müracaat edeceklerdir.

Ģeklinde sıralanmaktadır, belirtilen yedinci maddeye göre muhakkikler, yetki ve rütbe bakımından müfettiĢlerden önde bulunuyordu. Bu iki memuriyetin konulmasıyla birlikte taĢrada eğitim ve öğretim iĢlerinin teftiĢ yolu izlenip denetlenmesi ilk defa resmi görevlilerin sürekli sorumluluğu altına verilmiĢtir (Kodaman, 1999, s.92).

Meclis-i Maarif tarafından Ġstanbul‘daki erkek ve kız RüĢdiyeleri ile ilk mekteplerin teftiĢi konusunda 1876‘de yayınlanan bir Talimat, eğitim tarihimizde teftiĢ ile ilgili bilinen en eski belgelerden biridir. Bu belgede;

―ÇeĢitli bölgelerdeki okulların teftiĢi için kimlerin görevli oldukları belirtildikten sonra, bu zatlar mektepleri haftada bir kez aĢağıdaki konularda teftiĢ edeceklerdir: Öğretmenler, müstahdem ve öğrenciler düzenli olarak okula devam ediyorlar mı, okuldaki devam defteri muntazam tutuluyor mu? Öğrenciler iyi eğitiliyor mu? Mekteplere yabancı kiĢilerin girmemesine dikkat ediliyor mu? Öğrencilerin okul dıĢında edepsizlik yapmamalarına dikkat ediliyor mu? Her gün öğrencilere dersleri tahtaya yazdırılarak isticvâb (soru-cevap) edilmelerine riâyet ediliyor mu? Resmen belirlenen ders ve kitaplardan baĢkalarının okutulmasının yasak olduğu halde, buna uyuluyor mu? Öğretmenler usulüne uygun olarak öğretim yapıyorlar ve içlerinde yeteneksiz olanlar var mı? Öğrencilerin akĢam evlerine gruplar halinde ve edepli gitmelerine, kimseye sarkıntılık etmeme ve laf atmamalarına dikkat ediliyor mu? (Bu son noktanın sağlanması için öğretmenler her gün derslerden sonra öğrencilere nasihatlerde bulunacak, hiç olmazsa haftada bir kere bevvab (kapıcı) ya da bir öğretmen çocukların arkası sıra gidecektir…)" denilmektedir (Akyüz, 2004, s.175).

1875'de hazırlanan bir nizamnamede ise, müfettiĢlerden öğretmenlere rehber ve yardımcı olmaları öngörülmüĢtür. Ayrıca nizamnamede her RüĢdiye mektebinde bir teftiĢ defterinin bulundurulması, bu deftere müfettiĢler tarafından öğretim ve yönetime iliĢkin gözlem ve önerilerin yazılacağı, defterin okul müdürü tarafından saklanacağı ve istenildiğinde müfettiĢe verileceği yazılmaktadır (Taymaz, 2010, s.20).

Ġlköğretim müfettiĢlerinin görev ve yetkilerini belirleyen ilk yönetmelik, 1910'da ―Mekatib-i Ġptidaiye MüfettiĢlerinin Vazifelerine Müteallik Talimat‖ adı altında yürürlüğe girmiĢtir. Yönetmelikte soruĢturma, teftiĢ ve aydınlatma konularına yer verilmiĢtir. SoruĢturma konusuna iliĢkin olarak, köylerde yaptırılacak okulların öğrenci sayısına göre derslik sayısının ve okulun yaptırılacağı yerin belirlenmesi, yapım için gerekli iĢlemin yapılması ve yapımın kontrol edilmesi noktaları üzerinde durulmuĢtur. TeftiĢ konusunda ise, öncelikle okul binalarının, demirbaĢ eĢyaların, öğretim araç ve gereçleri ile öğretimin teftiĢi konuları yer almaktadır. Yönetmelikte ayrıca, ―Eğitim Büyük Kurulu‖nun onaylamadığı kitapların ilköğretim kurumlarında okutulmasının engellenmesi de müfettiĢlerin görevi olarak yer almıĢtır (Aydın, 2007, s.143).

1911 yılında yürürlüğe konulan ―Maarif-i Umumiye Nezareti Merkez TeĢkilatı Hakkındaki Nizamname‖ ile merkez hizmetleri, idare ve teftiĢ olmak üzere ikiye ayrılmıĢtır. Tüzüğe göre, ―Bütün okullar ile memurların ve öğretmenlerin ahvalini teftiĢ etmek üzere Maarif Nazırının doğrudan emri altında on iki Maarif MüfettiĢ-i Umumisi bulunacaktır‖ denilmektedir. Orta dereceli ve yüksek okullarda görev yapmıĢ öğretmenler arasından seçilecek bu on iki müfettiĢin branĢları Ģöyledir: Arap Dili, Türk Dili, Öğretim ve Eğitim Bilgisi, Matematik, Tabiat Bilgisi, Felsefe, Beden Eğitimi, Mimar, Tabib, Coğrafya ve Tarih, Yabancı Dil ve Özel Öğretim alanlarında uzmanlaĢmıĢ müfettiĢlerdir. Bu bilgilerden de müfettiĢlerin branĢlaĢtıkları görülmektedir. MüfettiĢler, yüksek veya orta dereceli okullarda öğretmenlik yapmıĢ olanlar arasından seçiliyorlardı (Su, 1974, s.12; Taymaz, 2010, s.20; tkb.meb.gov.tr/).

Ġlköğretim ile ilgili en önemli geliĢme 1913 yılında kabul edilen ―Tedrisat-ı Ġptidaiye Kanunu Muvakkatı (Geçici Ġlköğretim Yasası)‘dır. Okulların teftiĢi de bu yasada yer almaktadır. Ġlköğretim müfettiĢlerinin resmi ve özel okulları denetlemeleri yasada öngörülmektedir. MüfettiĢlerin bu görevi nasıl yapacaklarını belirten talimatnameye göre ilköğretim müfettiĢlerinin görevleri, teftiĢ, tahkikat ve irĢad olmak üzere üç ana grupta toplanmıĢtır. Ayrıca yasada, ―Genel Eğitim MüfettiĢ‖lerinin bulunmadıkları yerlerde onların teftiĢ görevleri de ilköğretim müfettiĢlerine verilmektedir. Ġl merkezlerindeki ―Ġlköğretim Kurullarında‖ Bakan tarafından seçilen bir ilköğretim müfettiĢinin bulunması da yasada belirtilmektedir (Aydın, 2007, s.144; Taymaz, 2010, s.20).

Ġkinci MeĢrutiyet'ten sonra (1908), bütün teftiĢ hizmetlerinin genel olarak "Memurin-i TeftiĢiye Dairesi" gözetiminde bir bütünlüğe kavuĢturulmaya çalıĢılmıĢtır. Ancak eğitim sistemi içerisinde teftiĢ hizmetlerinin bir bütünlüğe kavuĢturulduğu, yapılan her türlü eğitim-öğretimin Devletin gözetim ve denetimi altında toplayıcı bir nitelik ve niceliğe kavuĢturulduğu söylenemez. Tedrisat Ġptidaiye MüfettiĢleri için 1914 yılında Maarif-i Umumiye Nezareti tarafından ―Vilayet Maarif MüfettiĢlerinin Vazifesine Dair Talimatname (MEB Ġlköğretim MüfettiĢlerinin Görevlerine iliĢkin Yönetmelik)‖ adlı yönetmelik çıkarılmıĢtır. Yönetmelikte müfettiĢlerin görev ve yetkileri, teftiĢlerde göz önünde bulundurulacak esaslar yer almaktadır. Ayrıca, bu yönetmelikte teftiĢ, soruĢturma ve raporları düzenleme, evrak ve defterlerin tanzimi gibi çalıĢmalar esaslara bağlanmıĢtır. Bu yönetmelik, 1910 tarihli müfettiĢler ile ilgili yönetmelikle karĢılaĢtırıldığında daha geniĢ hükümleri kapsadığı görülmektedir. Aynı yönetmelik müfettiĢlerin görev ve yetkilerini, teftiĢte göz önünde bulundurulacak esasları kapsaması bakımından önemli bir belge olduğu kadar, teftiĢ hizmetinin öğretimdeki etkili rolünün gittikçe daha iyi anlaĢıldığını göstermesi bakımından da ayrı bir değer taĢımaktadır (Aydın, 2007, s.144; Cengiz, 1992, s.55; Su, 1974, s.59).

Ayrıca, 1914 yönetmeliğinde, öğretmenlerin eğitim ve öğrenim alanlarındaki eksikliklerini tamamlanması, onlara rehberlik edilmesi, yol gösterirken, direktif verirken duyarlı olmaları gereğine de yer verilmektedir. MüfettiĢlik görevinin, öğretmenin onuru korunarak yerine getirilmesi istenmekte, öğretmenin eksikleri üzerinde durulurken teke tek iliĢkiler tercih edilmektedir (Aydın, 2007, s.144).

II. MeĢrutiyet döneminde teftiĢ hizmetinde, rejimin karakterine uygun bir anlam ve içerik kazandırılmak istenmiĢ ise de devletin Trablusgarp, Balkan ve I. Dünya savaĢı gibi felaketlerle karĢılaĢması, eğitimin bütün alanlarında olduğu gibi teftiĢ hizmetlerini de olumsuz yönde etkilemiĢ, bu alanda fazla bir geliĢme sağlanmasına imkan vermemiĢtir (Su, 1974, s.178).