• Sonuç bulunamadı

Yöntembilimciler ve bilim felsefecileri, bir araĢtırmanın en iyi nasıl yapılacağı konusunda uzun soluklu epistemolojik bir tartıĢma içerisindedirler. Bu tartıĢma, temel olarak birbirinden farklı olan iki araĢtırma paradigmasının göreli değeri üzerine odaklanmıĢtır: (1) Varsayıma dayanan ve tümdengelime dayalı genellemeleri doğrulamak ya da çürütmek için niceliksel, niteliksel ve deneysel yöntemlerin kullanıldığı mantıksal pozitivizim, ve (2) belirli bir ortam içerisindeki insan deneyimlerini tümevarımcı ve bütüncül olarak anlamak için nitel ve doğal yaklaĢımları kullanan fenomenoloji (Patton, 1990). Burada, bir paradigmanın diğer bir paradigmaya tercih edilmesi değil, paradigma seçiminin farklı araĢtırma durumlarına uygun farklı yöntemleri ortaya koyması vurgulanmaktadır. AraĢtırma yöntemleri, nitel ve nicel olmak üzere iki temel araĢtırma yaklaĢımı ya da geleneği içerisinde sınıflandırılmaktadır.

Eğitimin çeĢitli konularının nitel araĢtırma paradigması ile incelenmesi Batı dünyasında özellikle son 20 yıldır oldukça yaygın bir Ģekilde kendini gösterirken (Hitchcock ve Hughes, 1995; Verma ve Mallick, 1999), ülkemizde ise, bu alandaki çalıĢmaların oldukça yeni olduğu söylenebilir. Aslında herhangi bir araĢtırma paradigmasının seçilmesi her Ģeyden önce araĢtırma konusunun ―doğasıyla‖ iliĢkilidir. AraĢtırmanın nitel ya da nicel olup olmayacağına karar vermeden önce ―neyin‖ araĢtırılacağının detaylı bir biçimde düĢünülmesi ve buna bağlı olarak da ―nasıl‖ araĢtırılacağına karar verilmesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, ―amaca uygunluk‖

kriteri, araĢtırmada yararlanılacak metodolojinin (yöntembilim) seçimini sağlayacaktır. Çünkü nitel ve nicel paradigmalar sosyal dünyaya farklı varsayımlarla yaklaĢmaktadırlar (Ekiz, 2004, s.416).

Nitel ve nicel paradigmalar arasındaki en belirgin farklar, sosyal ve fen bilimleri arasındaki farklardan ortaya çıkmaktadır. Bu farklılık, özellikle sosyal bilimlerin 20. yüzyılın baĢlarında geliĢmeye baĢlaması ve bu alanda çalıĢan araĢtırmacıların kendilerini pozitivist paradigma içerisinde bulmasından kaynaklanmaktadır. Sosyal bilim araĢtırmacıları, fen bilimlerine özgü çalıĢma ve akıl yürütme yöntemlerine göre yetiĢmiĢ olup, fen bilimlerinin ilke ve yöntemlerini kullanarak birey, toplum ve kültürleri incelemeye baĢlamıĢlardır (Yıldırım ve ġimĢek, 2008, ss.29-30). Oysaki, soysal ve fen bilimleri birbirlerinde farklıdır; sosyal bilimlerin doğası insan, toplum ve kültürü incelemek, fen bilimlerinin doğası ise genel olarak doğanın yapısı ve onun davranıĢlarını araĢtırmaktır.

Nitel araĢtırma paradigmasına farklı araĢtırmacılar değiĢik Ģekillerde yaklaĢmıĢlardır. Bazıları bu paradigmayı ―yorumlayıcı‖, ―doğalcı‖ ve ―betimleyici‖ bazıları ise, ―fenomenoloji‖ (phenomenology) olarak görmüĢlerdir. Detaylara inildiğinde bu yaklaĢımlar içerisinde gerek kuramda ve gerekse de uygulamada farklılıklar bulunmaktadır. Ancak, her bir yaklaĢımın ortak dayanaklarının ve özelliklerinin olmasından dolayı hepsi de nitel paradigma içerisinde değerlendirilebilir (Ekiz, 2004, s.416).

Nitel araĢtırma yöntemlerini benimseyen araĢtırmacılar, örgütsel ortamlarda örgüt üyelerinin kendi deneyimlerine dayanarak oluĢturdukları birden fazla gerçekliğin varlığından söz eder ve sosyal bilimlerde öznel olmanın kaçınılmaz olduğunu belirtirler. Ayrıca bu araĢtırmacılar, nicel araĢtırmayı benimseyen araĢtırmacıların da araĢtırma alanlarını, konularını seçmede ve değiĢkenleri tanımlamada öznel olduklarından söz ederler. Nitel araĢtırma desenleri, araĢtırmacıların araĢtırma ortamına etkilerini en aza indirgemeleri ve araĢtırma sonuçlarını önceden belirleyip sınırlandırmamaları açısından doğaldırlar. Bu nedenle, nitel yöntemlerle yapılmıĢ bir çalıĢma ile, araĢtırmacının araĢtırma ortamına etkisini ve dıĢsal değiĢkenleri sabit varsayarak araĢtırma ortamını tamamıyla kontrol altında tutan ve sınırlı sayıdaki çıktı değiĢkenlerini ölçen deneysel bir çalıĢma arasında bir tezatlık söz konusudur. Nitel yöntemler, araĢtırmaya, keĢfetmeye

ve tümevarımcı bir mantığa odaklanır. Bu nedenle, nitel yaklaĢımı benimseyen bir araĢtırmacı, toplanan verilerin çeĢitli boyutları arasındaki çoklu ve karĢılıklı iliĢkileri anlamaya yoğunlaĢır. Dolayısıyla, tümevarımcı anlayıĢı benimseyen araĢtırmacılar, birtakım öncül tahminlerde bulunan veya sınırlı Ģekilde tanımlanmıĢ değiĢkenler arasındaki doğrudan veya karĢılıklı iliĢkiler hakkında hipotezler belirleyen nicel araĢtırmayı benimseyen araĢtırmacıları da eleĢtirirler (Gizir, 2003, ss.386-387; Yıldırım ve ġimĢek, 2008, ss.36-48).

Ayrıca, nicel araĢtırma yöntemlerine yöneltilen bir diğer eleĢtiri de, alan araĢtırmaların ve anketlerin karmaĢık, derinlerde yer eden ve kolaylıkla tanımlanamayan, ortaya çıkarılamayan kültürel değerlerden çok, tanımlanabilir ve yüzeysel tutumlara değinebileceği ve örgüt içindeki genel örgütsel ortam hakkında yeterli açıklamalar sunamayacağı ya da örgüt profilini, çalıĢılan gruplar arasındaki anlamlı farklılıkları yeterince açıklamaksızın tekdüze bir Ģekilde verebileceği ileri sürülmektedir (Schein, 1996).

Nicel araĢtırma yöntemlerini benimseyen araĢtırmacılar ise, sosyal gerçekliğin evrende kiĢiden bağımsız varolduğunu ve onların bu gerçekliği deneysel yöntemler aracılığıyla tarafsız olarak test edebileceklerini ve hipotezlerini doğrulayabileceklerini veya yanlıĢlayabileceklerini ileri sürerler (Torna, 1997). Bu araĢtırmacılar, araĢtırılanların kendi varlıklarından etkilenmelerini önlemek için bu kiĢilerle aralarında mesafe olması gerektiğini ve kendilerinin tarafsız bilgi elde ettiklerini ileri sürerler. Tarafsızlık, nicel yöntemlerin en güçlü yönü olarak görülür. Bilimde tarafsızlığı elde etmenin temel yöntemlerinin ise deneyler ve nicelleĢtirme olduğu belirtilir. Tarafsız veri toplama araçlarının kiĢisel becerilere, algılara ve araĢtırmacının araĢtırma ortamında bulunup bulunmamasına dayanmadığı ileri sürülür (Gizir, 2003, ss.382-383).

Nitel ve nicel araĢtırma yöntemlerini savunan yaklaĢımların yanı sıra, araĢtırmalarda karma nitel yaklaĢımların kullanılması konusunda da birtakım tartıĢmalar bulunmaktadır. Jensen ve Allen (1996), araĢtırmada doğrulayıcı bir faktör olarak karma nitel yaklaĢımların kullanılması, benzer bulguların yorumlama yeteneğini azalttığını ileri sürerken, yaklaĢımın savunucularına göre, farklı metotların içeriği, çalıĢmalardaki olguların daha derin ve daha geniĢ tanımlanmasında katkı sağlayacağını ifade etmektedirler (Paterson, vd., 2001). Epistemolojik yaklaĢımın tutarlı olmasını öneren

Peterson ve diğerleri (2001)‘ne göre ise, farklı türdeki araĢtırmaların kapsamına iliĢkin yapılan bu tartıĢmaların çoğu, sentezleme stratejilerinin, tamamen benzer türdeki çalıĢma bulgularının birleĢtirilmesine dayanmasından ve bilgi tabanlı araĢtırmaların çoğundaki farklılıkların içeriğinden yararlanmayı sağlayan analitik mekanizmalara sahip olmamasından kaynaklandığını vurgulamaktadırlar.

Crasswel, karıĢık yöntemlerin kullanılması, sonuçlardaki yakınsamaları göstermek için aslında üçgenleme ―(triangulate)‖ yönteminin kastedildiğini vurguladığı gibi, asıl amacın, yeni perspektifleri bulmak ve bir olguyu anlamamız için bu olgunun kapsam ve geniĢliğinin arttırılması olduğunu da vurgulamaktadır (Akt. Marie, 2006, ss.55-56). AraĢtırmacı, bu yöntem sayesinde karmaĢık bütünsel bir resmi inĢa eder, kelimeleri analiz eder, bilgi verenlerin görüĢlerinin detaylarını rapor eder ve doğal bir ortamda çalıĢmasını yürütür (Dallam, 2010, s.49). Bu durum, araĢtırmaların nitel metotlarının, özünde bütünsel, özel bir durumla ilgili ve bağlamsal olan olguları araĢtırmak için en iyi yaklaĢımı temsil ettiği yaygın düĢüncesini de destekler niteliktedir (Lincoln ve Guba, 2003).

Nitel araĢtırmalar genel olarak, tutumlar, algılar, etkileĢimler ve davranıĢlarla ilgili anlayıĢları tanımlamak ve sağlamak için uygundurlar (Scruggs, Mastropieri ve McDuffie, 2007). Nitel araĢtırma yöntemi ile sağlanan anlayıĢla ilgili olarak nitel meta- sentez, ―incelenmiĢ olgunun daha kapsamlı bir tasvirini‖ sağlamaktadır (Timulak, 2007, s.305). Meta-sentez sadece yeni fikirleri eklemede değil, aynı zamanda olguları açıklaması bakımından da daha doğru olan bir metottur (Hannes ve Claes, 2007, s.50; Paterson, vd., 2001).ÇalıĢmalar arasındaki nitel bulguları birleĢtiren bu genel yaklaĢım, nitel meta-analiz, meta-etnografya, meta-çalıĢma, meta-özet ve belki en yaygın kullanımıyla meta-sentez olarak adlandırılmaktadır. YaklaĢımların bu geniĢ ―meta- aile‖si içinde çeĢitlilik var olmasına karĢın, nitel araĢtırmaların karĢılaĢtırmalı bütünleĢmesi arkasındaki temel ilke, ilgi duyulan olgulara iliĢkin daha kapsamlı bir anlayıĢ sağlamak içindir (Bondas ve Hall, 2007b; Hodge, vd., 2011, s.5).

Bu meta çalıĢma için en uygun metodu belirleyebilmek maksadıyla, meta-sentez, meta-analiz ve meta-etnografya yaklaĢımları arasındaki farklı özellikler literatüre dayalı olarak aĢağıda özetlenmeye çalıĢılmıĢtır:

Meta-sentez, naturalist paradigmalara dayanan tümevarımsal, yorumlayıcı bir araĢtırma yaklaĢımı iken, meta-analiz pozitivist gelenekte indirgeyici bir araĢtırma yaklaĢımıdır. Nicel yaklaĢımlar ve nicel araĢtırmaların verilerini kullanarak araĢtırmaların sentezini tamamlamayı amaç edinen araĢtırmacıların tercih ettikleri yöntem meta-analizdir. Glass (1976), biçimsel olarak meta-analizi 1970‘lerin ortalarında davranıĢ bilimleri ve sosyal bilimler için tanımlamıĢtır (ss.3-4).

Meta-analizde, tarama, iliĢkisel, deneyimsel, yarı deneyimsel ve regresyon analizi gibi nicel araçlar kullanılarak bireysel nicel çalıĢmaların sonuçları istatistiksel olarak birleĢtirilir. Buradaki süreç, benzer bir konuda seçilen çoklu çalıĢmaları ve bu çalıĢmaların genelinden elde edilen bireysel verilerin sentezini içerir. Ayrıca meta- analiz, tek bir konudaki çoklu çalıĢmalardan elde edilen bulgular karıĢtırılmak istendiğinde yararlıdır ve bu çalıĢmalardan elde edilen bireysel veri değerlerinin (genellikle etki büyüklüğü, standartlaĢtırılmıĢ ortalamalar farkı) sentezini içermektedir. Bu merkezi eğilim ölçüleri bir süreklilik arz eder. Böylece araĢtırmacılar, çeĢitli etki büyüklüğüne sahip çalıĢmalardaki bir veya çoklu öğelerin geniĢliğini hesaplayabilirler. Bireysel çalıĢmalardan elde edilen bulgular genellikle standart sapma gibi ortak bir ölçü ile temsil edilir (Bair, 1999a, ss.3-4; Glass, 1976, s.4).

Nitel metotları kullanarak çoklu nitel araĢtırma bulgularını sentezleme ile ilgilenen araĢtırmacılar meta-etnografya adlı bir teknik kullanırlar (Bair, 1999a, s.4). Noblit ve Hera (1988)‘ya göre meta-etnografya, herhangi bir etnografik veya yorumlayıcı çalıĢma seti ile ilgili anlamlı yorumlar elde edebilmek için çok sıkı bir prosedür içermektedir. Meta-etnografya, eleĢtirel olarak çoklu söylemleri incelemek için tek bir örnek olay incelemesi, söylem analizi, öykü veya diğer etnografik çalıĢmaların ötesine geçer. Çünkü etnografya, bireylerin bir içerikte verilen bazı gerçekleri nasıl anladıklarını anlamaya odaklanır ve araĢtırmacılar araĢtırma sürecinde anahtar metaforlara ve temalara ulaĢırlar. Meta-etnografya, çalıĢma metinlerini gözden geçirir, notlara güvenir, yorumları inĢa eder ve çoklu çalıĢmalardan anladıklarını yorumlar.

Verilerin indirgenmesindeki vurgusuyla, nicel araĢtırmaları incelemek için nicel bir yaklaĢımdan yararlanan Meta-analizin ve sadece nitel araĢtırmalar için uygulanan bir nitel araĢtırma yöntemi olan Meta-etnografyanın aksine meta-sentez, veri kaynağı

olarak hem nitel hem de nicel araĢtırmaları kullanan nitel bir araĢtırma yöntemi olup, bir yorumlayıcı veya fenomenolojik araĢtırma paradigması altında sınıflandırılmaktadır (Lincoln ve Guba, 1985; Noblit ve Hare, 1988; Paterson, vd., 2001). Nitel paradigma, ―bütün olarak olguları açıklamak ve anlamak ya da en azından kendi karmaĢıklığını yansıtabilmeyi‖ amaçlayan belli yöntemlerden en çok, meta-sentez yaklaĢımı için uygulanabilir (Marie, 2006, s.56). Bununla beraber, meta-sentez yöntemi, meta- etnografya ile bazı benzerliklere sahiptir, çünkü her ikisi de fenomenolojik gelenekte birleĢtirici yaklaĢımlardır. (Noblit ve Hare, 1988).

Nitel meta-sentez, yorumlayıcı bilim ve nitel araĢtırmalar ile tutarlı yöntemleri kullanarak bilginin geliĢmesi yönünde, aynı veya benzer konudaki araĢtırma bulgularını toplayan ve analiz eden bir genel yaklaĢımdır (Campbell, vd., 2003, s.637; Finfgeld, 2003, s.894; Gewurtz, vd., 2008, s.302; Poggenpoel ve Myburgh, 2008, s.61; Sandelowski, 2006, s.10; Zimmer, 2006, s.312). Bu çalıĢmada, hem nicel hem de nitel araĢtırma bulgularını sentezlemek için nitel araĢtırma deseni olan ―meta-sentez‖ araĢtırma yöntemi kullanılmıĢtır. Çünkü, teknik olarak ortak bir ölçü veya ölçü birimi olmadan, nicel yaklaĢımları kullanan çalıĢmaların hem nitel hem de nicel verilerini sentezlemek mümkün değildir. Bu yaklaĢım, indirgeyici olmaktan ziyade, bütünleyici ve geniĢleticidir, çükü buradaki amaç, yapılandırmacı bir yolla birçok çalıĢmayı bir arada karĢılaĢtırmak ve analiz etmektir, ayrıca meta-sentez, sentezlerden elde edilen temaları ve anahtar metaforları yorumlama olanağını da sağlamaktadır. Ward (1983)‘a göre sentezleme, önceden iliĢkisiz veya çeliĢkili bilgileri içeren ilgili çalıĢmalar için tüm çabaları ifade etmede kullanılabilmeli ve belirli bir durum veya konu ile ilgili olduğunu gösterebilmelidir (Bair, 1999a, s.4;Noblit ve Hare, 1988).

Ġlk kez Stern ve Harris (1985) tarafından bir grup nitel çalıĢmanın birleĢimini gösteren bir kavram olarak kullanılan nitel meta-sentez tekniği, araĢtırmaların genel bakıĢlarını içeren nicel meta-analiz ile bazı benzerlikler paylaĢmaktadır; ancak, meta- sentez, meta-analizdeki gibi basit bir olayın ve etki iliĢkisinin açıklanmasına karĢı olarak olguları açıklamaya ve anlamaya çalıĢmaktadır (Walsh ve Downe, 2005, s.204). Meta-sentez, çoklu bir yapı olarak gerçeği gören ve gerçek yaĢam süreçlerinin yansımasında açıklık ve Ģeffaflığın önemini vurgulayan araĢtırmaların kiracısı olarak faaliyet göstermektedir (Nebel, 2008; Walsh ve Downe, 2005, s.204). Nitel meta-sentez, her bir orijinal çalıĢmanın bir yapısal çözümünü, dönüĢümünü ve bu çalıĢmaları yeniden

inĢa sürecinden geçirerek karĢılaĢtırma, dönüĢtürme ve analiz süreçlerini içermektedir (Nebel, 2008; Thorne, vd., 2004, s.1343; Zimmer, 2006, s.312). Sentezci, bu süreçlerden geçerek yeni yorumlar ve incelenen yapıların çarpıcı bilgilerini geliĢtirir (Nebel, 2008; Zimmer, 2006, s.312). Yorumlayıcı sentez süreci (meta-sentez), orijinal yazarı yanı sıra bu bireysel yapıları birbiriyle karĢılaĢtırmada ve kıyaslamada bireysel yapıları tam ve doğru olarak resmeden yorumsayıcı ve diyalektik yaklaĢımların önemine de vurgu yapmaktadır (Nebel, 2008). Meta-sentez, ille de aynısı olmayan, fakat orijinal çalıĢmaların anlamını koruyan fikirlerin, metaforların ve temaların dönüĢümünü kullanmayı içermektedir (Britten, vd., 2002, s.210; Walsh ve Downe, 2005, s.205). Bu nedenle meta-sentez, güvenirliğin, denetlenebilirliğin ve uygunluğun korunmasının önemine vurgu yapmaktadır. Güvenirlik, orijinal nitel çalıĢmalara ve tüm nitel çalıĢmaların yapısındaki insan deneyimlerine sadık kalma yeteneği olup, bir meta- sentezin ―gerçek değerini‖ göstermektedir. Denetlenebilirlik, mevcut veriler göz önüne alındığında aynı veya benzer sonuçların diğer araĢtırmacılar tarafından da vurgulanmıĢ olabileceğini kabul etmektir. Uygunluk ise, elde edilen bulgunun hem ―özgün‖ hem de ―değiĢik‖ yaĢam deneyimleriyle temellendirilmiĢ baĢka çalıĢmalardaki içeriklere uygun olup olmayacağı konusunda, bu olgunun meta-sentezde daha geniĢ genellenebilirliğine vurgu yapılmasıdır (Nebel, 2008).

Meta-sentez, birden çok araĢtırmanın bulgularını (ham verilerden farklı olarak) inceleyen ve yorumlayan çok sıkı bir çalıĢmadır (Finfgeld, 2003, s.894). Neden ve etkileri çevreleyen sonuçların kesinliğini artırmayı amaçlayan ve çalıĢmalar arasında birleĢtirici olan nicel meta-analizden farklı olarak (Walsh ve Downe, 2005, s.205), meta-sentez yorumlayıcıdır. Ayrıca, nitel meta-sentezde asıl amaç, incelenen bütün çalıĢmaların daha geniĢ yorumlayıcı dönüĢümlerini yaratmak ve her bir özel çalıĢmadaki yorumlayıcı dönüĢümlere sadık kalmaktır (Sandelowski ve Barroso, 2003, s.154).

Sandelowski ve diğerleri (1997)‘ne göre nitel meta-sentezin genel amacı, hedeflenen bir deneyim çerçevesinde dildeki bütün önemli benzerlikleri ve farklılıkları, kavramları, imgeleri ve diğer iddiaları açıklamaktır (Akt. Dallam, 2010, s.50). Sandelowski ve Barroso (2007), karĢılaĢtırmalı bir değerlendirme kullanmak araĢtırmacıya, araĢtırmada bulunan anahtar öğeleri gösterme ve özetlerini oluĢturma yeteneğini sağladığını vurgulamaktadırlar. Ayrıca yapısal bir tablo gösterimi, bir meta-

çalıĢma çıkarımı yapma yeteneğini sağladığı gibi, sentezlemeler için de yorumlayıcı bir içerik sağlamaktadır.

Meta-sentezin amacı, indirgeyici olmak değildir. Örneğin amaç, genellikle daha az sıklıkta görülen verileri dıĢlayan bir süreci tanımlamak ve daha sonra çalıĢmalar arasındaki ortak yanları saymak olmayıp (McCormick, Rodney ve Varcoe,2003, s.934), asıl amaç, yorumlayıcı bir boyut eklerken her bir çalıĢmadaki bütün bilgileri korumaktır. Her ne kadar genelleĢtirilemese de, sentezin ve yorumlayıcı analizin birleĢimi, verilen bir olgunun daha zengin, daha kapsamlı bir anlayıĢını sağlamaktadır (Campbell, vd., 2003, s.672; Finfgeld, 2003, s.898; Gewurtz, vd., 2008, s.302; Hodge, vd., 2011, s.56; Walsh ve Downe 2005, s.205; Zimmer, 2006, s.312). Böylece, bulguların daha bütünsel yorumu ve yeni bir bileĢimi üretilmiĢ olur. Bireysel çalıĢmalar ile karĢılaĢtırıldığında, yeni meta-sentez daha açık, tutarlı, inandırıcı, güvenilir ve pragmatik bir hizmet programı olabilir (Bondas ve Hall, 2007b).

Meta-sentez, kullanılan yöntemler ve uygulanan teorilerle sonuçlardan elde edilen verilerin analizi aracılığıyla birincil çalıĢmaların sistematik analiz ve sentezini içermektedir ve sadece bütünleĢtirici değil, aynı zamanda tümevarımsal ve yorumlayıcı bir yaklaĢımdır (Noblit ve Hare, 1988; Paterson, vd., 2001; Suich, 2010, s.47). Sistematik bir yeniden gözden geçirme, çok ve/veya yaratıcı öğrenme transferi ile ilgili yönetim geliĢtirme giriĢimleri ile ilgili bilinenlerin ne olup olmadığının kapsamlı bir özetini sunmaktadır (Marie, 2006, s.56). Ayrıca Paterson ve diğerleri (2001), meta- sentezin veri, yöntem ve kuramı açıklayan bir olgunun yeni bir yorumunu yaratmayı temsil ettiğini ileri sürmektedirler.

Nitel araĢtırma sentezi, bir süreç ve bir bilimsel araĢtırma ürününü ifade eder (Sandalowski ve Barroso, 2007). Meta-sentez yaklaĢımını tanımlamada, Bair (1999a), meta-sentez sayesinde, belirli bir ilgi alanına iliĢkin daha bilinçli bir anlayıĢ geliĢtirme çabası içerisinde seçilmiĢ bir konu hakkındaki veriler sistematik bir Ģekilde analiz edildikten sonra tanımlanır, yeniden düzenlenir, organize edilir ve indekslenir. Niteliksel sentezde, çoklu çalıĢmaların ifadeleri karĢılıklı olarak birbirlerine dönüĢtürülür. Bu çalıĢmalarda kullanılan yaklaĢımlar, dahil edilen araĢtırmaların kapsamı, bulguların içeriği, tanımı ve çalıĢmaların sonuçları meta-sentezin odak noktalarıdır. Meta-sentez, fikirleri, düĢünce setlerini ve yaklaĢımları hatta çalıĢmaların

sonuçlarındaki ayrıntılı bulguları ve ulaĢılan sonuçları inceler, Ģeklinde vurgulamaktadır (ss.7-8).

Meta-sentez diğer yaklaĢımlarla karĢılaĢtırıldığında sadece nitel araĢtırmalarda değil, hem nitel hem de nicel araĢtırmalarda kullanılan yöntembilimsel bir yaklaĢımdır. Meta-sentez terimi çoğu tez ve doğrulanmıĢ veritabanlarında tarandığında sınırlı bir oranda kullanıldığı görülmektedir. Basit bir Ģekilde, meta-sentez çalıĢmaların çalıĢmasıdır ve Noblit ve Hare (1988) tarafından ön plana çıkarılıncaya kadar sosyal bilimlerde nadiren kullanıldığı görülmektedir. ġimdi ise, meta-sentez yaklaĢımı özellikle karĢılaĢtırma yapmak, analiz etmek, yorum yapmak ve iliĢkili tek konulu çalıĢmalardan elde edilen bulguları dönüĢtürmek için daha sıklıkla kullanılmaktadır. Meta-sentez ve diğer iyi bilinen nitel yöntembilimler arasındaki iliĢkiyi daha fazla açıklamak için, Sandelowksi ve Barroso (2003)‘nun ifade ettikleri gibi;

Fenomenoloji (görüngübilim) ve belli bir temele dayanan teori (grounded theory) terimleri gibi, nitel meta-sentez hem yorumsal bir ürün hem de birleĢtirilmiĢ, karĢılaĢtırılmıĢ ya da farklı bir Ģekilde bir araya getirilmiĢ çalıĢma bulgularının analitik süreçleri anlamına gelmektedir. Buna rağmen aralarında benzerlikler vardır, fakat nitel meta-sentez (a) nitel ya da nicel araĢtırmaların geleneksel öykü tarzındaki incelemelerinden; (b) nicel araĢtırmaların nicel meta-analizinden; (c) ikincil analizlerden ve nitel verilerin toplanmıĢ durumdaki karĢılaĢtırılmalarından; (d) meta-metot ve meta-teorinden ve (e) belli bir temele dayanan teorileri, fenomenoloji ve bireysel nitel araĢtırmaları teĢkil eden verilerin sentezlerinden farklıdır. Bu tekniklerin aksine nitel meta-sentez, nitel ve nicel çalıĢmaları derlemek ve analiz etmek için bu çalıĢmalardan elde edilen bulgulara odaklanan ve bu bulguları sentezlemek için nitel metotları kullanan sistematik bir yaklaĢımı gerektirmektedir. Nicel meta-analize paralel olmasına rağmen nitel meta-sentez, verilerin ve yorumlayıcı yeniliklerin geniĢletilmesindense, verilerin daha az indirgenmesi ile ilgilidir (s.154).

Meta-sentez, tabiata uygun araĢtırmaların olgusal veya yorumlayıcı örnekleminden ortaya çıkar ve bu yüzden doğaya uygun modelin kabul edilmiĢ gerçeklerine bağlı kalır (Lincoln ve Guba, 1985; Noblit ve Hare, 1988; Welch, 2008, s.32). Nitel araĢtırmalar ―içeriğin anlamına‖ odaklanır, böylece yapılamayan tümdengelimli yaklaĢımların bir eĢsizliğini yakalar. Buna ek olarak meta-sentez yöntembilimin nitel yorumlayıcı yaklaĢımı, araĢtırmacının örnek olay çalıĢmalarını kendi sosyal anlayıĢı içinde dönüĢtürmesine de olanak sağlamaktadır. (Sandelowski ve Barroso, 2003, s.154).

Meta-çalıĢma, sistematik olarak bireysel araĢtırmalardan elde edilen bulguları özetlenmek veya birleĢtirilmek ve onları tek bir birleĢik yorumda raporlaĢtırmaktır

(Aagaard ve Elisabeth, 2008, ss.26-27; Paterson, vd, 2001; Sandelowski ve Barroso, 2007; Scruggs, Mastropieri ve McDuffie, 2007). Meta-sentezin amacı, temaları ve bakıĢ açılarını birleĢtirmek ve bireysel çalıĢmaların birleĢiminde verilerin orijinalliğini bozmadan araĢtırmalardan daha geniĢ bir anlayıĢ sağlamak için üst düzeyde bir sentezleme içinde bireysel araĢtırmaların birleĢtirilmesidir ve yeni bilgileri