• Sonuç bulunamadı

2.2. ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI

2.2.3. Çocuk İhmal ve İstismarı Sınıflandırması

2.2.3.2. Çocuk İstismarı Sınıflandırması

2.2.3.2.3. Cinsel İstismar

Cinsel istismar Ruth ve Henry Kempe (1978) tarafından "bağımlı ve gelişimsel olarak olgunlaşmamış çocuk ve adolesanların bilinçli olarak onay veremeyecekleri, bütünüyle algılayamadıkları veya ailevi rollerle ilgili sosyal tabulara ters düşen cinsel aktivitelerde kullanmak” olarak tanımlanmıştır (akt: Acehan ve diğ, 2013). Yapılan bu ilk tanımda cinsel istismarın sosyal normlarda kabul edilmediği yönü vurgulanmıştır. Karaman ise cinsel istismarı “çocuğun bir yetişkin tarafından cinsel haz almak amacıyla kullanılması” olarak ifade etmiştir (Karaman, 1993). Bir başka tanımda ise “cinsel gelişimini tamamlamamış bir çocuğun ya da ergenin, bir erişkin ya da kendinden en az 4 yaş büyük bir başka çocuk tarafından zorlanarak veya ikna edilerek, cinsel haz amacı

35

taşıyan eylemlere maruz bırakıldığı cinsel davranışlar” cinsel istismar olarak tanımlanmıştır (Karaçor, 2019). Aktepe’ ye (2009) göre cinsel istismar ise “çocuğun en az kendisinden dört yaş büyük bir kişi tarafından cinsel doyum için zorla veya ikna edilerek kullanılması ya da başkasının bu amaçla çocuğu kullanmasıdır”.

Cinsel istismar, çocuğun bir erişkin ya da yaşça kendinden büyük bir kişi tarafından cinsel doyum elde etmek amacıyla kullanılmasıdır. Anal ya da vajinal ilişki, oral-genital ilişki, cinsel organların ellenmesi, çocuğun pornografide ya da fuhuşta kullanılması, çocuğa pornografi izletilmesi, teşhircilik vb. gibi eylemleri içerir (Beyazova ve Şahin, 2011). Cinsel istismar, “cinsel doyum elde etmek veya ekonomik yarar sağlamak amacı ile yapılan taciz, tecavüz, fuhuş, pornografi, teşhir, ensest ya da diğer cinsel sömürü davranışlarını” içerir (Karaçor, 2019). Cinsel istismar başka bir kaynakta ise “her türlü cinsel içerikli konuşmayı, şakalaşmayı, teşhir ve röntgencilik gibi temas içermeyen istismar türlerinden, çocuğun cinsel organlarına dokunma, oral-genital seks, ensest, tecavüz, çocuğu fuhuş ve pornografik materyallerin üretiminde kullanma ve sodomi” gibi tüm davranışları ve eylemleri kapsamaktadır (İnsan Hakları Derneği, 2008). Cinsel istismar tanımlarında farklı yaklaşımlar olsada genel bir tanımla cinsel istismar; yetişkin veya çocuktan 3-4 yaş büyük başka bir çocuk tarafından, cinsel doyum elde etmek amacıyla çocuğa yöneltilen, zarar verici eylem ve davranışların tümüdür. Çocuğun cinsel istismarı ile ilgili yaygınlık verileri tam olarak bilinmesede kız çocuklarının ¼’ü, erkek çocuklarının ise 1/6’sının cinsel istismara maruz kaldığı tahmin edilmektedir (Çakmak ve Çakmak, 2019).

Cinsel istismarın çocuk üzerindeki olumsuz etkileri sadece fiziksel değil aynı zamanda duygusal, sosyal, psikolojik ve bilişsel olabilmektedir. Cinsel istismar çocuk üzerindeki etkileri uzun süre devam eden ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Cinsel istismara uğramış çocuklarda ani kişilik değişikliği, aşırı ağlama, uyku bozukluğu, evden kaçma, intihar girişimi, depresyon, belli bir kişi veya yerden korkma, kat kat giyinme ve diğer çocukları istismara eğilimli olma gibi davranışlar görülebilir (Karaman Kepenekçi, Nayır,2012). Ovayolu, Uçan ve Serindağ (2007), yaptıkları bir çalışmada cinsel istismarın çocuk üzerindeki etkilerini konu edinmişler. Çocuğun cinsel istismarının, çocuğun cinsel gelişiminde uygunsuz cinsel davranışlar gibi birtakım sorunlar, “ihanet duygusu, damgalanma ve acizlik” gibi emasyonel etkiler, içe kapanıklık veya saldırganlık ile ortaya

36

çıkan davranış problemleri, çoklu kişilik bozuklukları, intihara teşebbüs gibi duygu durum bozukluklarını ortaya çıkarabileceğini ifade etmişlerdir.

Şimşek, Fettahoğlu ve Özatalay (2011) da yaptıkları bir çalışmada cinsel istismara maruz kalmış çocuklar ve ebeveynlerinde ortaya çıkan travma sonrası stres bozukluğunun şiddetini ve yaygınlığını araştırmışlardır. Bu çalışmada istismar öyküsü olan 36 çocuk ve ebeveyni çalışma grubu, istismar öyküsü olmayan 54 çocuk ve ebeveyni ise kontrol grubunu oluşturmuştur. Yapılan çalışma sonucunda travma sonrası stres bozukluğunun istismar öyküsü olan çocuk ve ebeveyninde daha sık olduğu belirlenmiş ve istismar sonrasında sadece çocuğun değil ebeveynin de değerlendirilmesi ve müdahale edilmesi önerilmiştir.

Çocuk cinsel istismarı en sık 6-10 yaş arasında görülmektedir. Genellikle cinsel istismar uygulayan kişinin yabancı bir kişi olduğu düşüncesi vardır. Ancak bu düşünce gerçeği çok fazla yansıtmamaktadır. Cinsel istismar, genellikle mağdurun tanıdığı, bildiği kişi tarafından yakın çevresindekilerce gerçekleştirilir. İstismarcı nadiren yabancı bir kişi olur. Cinsel istismar cinsiyet faktörü ile incelendiğinde istismara uğramada kız çocuklarının oranı erkek çocukların oranına göre daha yüksektir. Cinsel istismar ile ilgili bir başka yanlış düşünce de istismara genellikle düşük sosyoekonomik düzeydeki çocukların maruz kaldığı düşüncesidir. Oysaki cinsel istismar her sosyoekonomik düzeyde görülebilir. Cinsel istismarların önemli bir başka yüzü ise istismarcının da bir çocuk olduğu gerçeğidir. İstismarcılardan üçte biri çocuktur. Cinsel istismar çocuk mağdurlar açısından belli göstergelerle ortaya çıkan karmaşık bir türdür. Genelde fiziksel belirtiler olmaz ve davranışsal göstergeler diğer bulguların ortaya çıkmasına neden olur. Her sosyoekonomik düzeyde görülebilen cinsel istismarcıların erkek olduğu daha yaygın olarak düşünülmektedir. Ama erkekler yanında kadın istismarcıların olduğu da bilinmektedir (İnsan Hakları Derneği, 2008).

Cinsel istismar temas içeren cinsel istismar ve temas içermeyen cinsel istismar şeklinde sınıflandırılabilir. Kimi kaynaklarda bu sınıflandırma dokunmanın olduğu cinsel istismar ve dokunmanın olmadığı cinsel istismar şeklinde de yapılır. Temas içeremeyen ya da dokunmanın olmadığı cinsel istismar; cinsel içerikli konuşmalar, cinsel içerikli telefon konuşmaları, çocuğu teşhir etmek, röntgencilik, pornografik içerikli video vb. izletmek şeklinde görülür. Temas içeren ya da dokunmanın olduğu cinsel istismar ise el ile cinsel dokunma, oral genital ilişki, fortçuluk, vulvar ilişki, seksüel penetrasyon,

37

interfemoral ilişki şeklinde görülür (Polat, 2017). Çocuğun fuhuşa ve pornografiye zorlanması ise cinsel sömürüdür. Cinsel istismarcıya göre yapılan sınıflandırma ise yabancı kişilerce gerçekleştirilen istismar, akraba ya da tanıdık kişilerce gerçekleştirilen cinsel istismar ve flört istismarı şeklindedir (Akşit ve Bağ, 2019).

Aile içi cinsel istismar diğer bir adıyla “ensest” cinsel istismarın bir türüdür. Bu istismar türünde çocuğun yakın çevresinden kişilerin çocuğa yönelik cinsel istismarı söz konusudur. Diğer istismar türlerinde olduğu gibi cinsel istismarın da çocuk üzerinde yaralayıcı ve zarar verici etkileri vardır. Bu etki istismarcının çocuğa olan yakınlığına görede daha yüksek görülebilir (Çakmak ve Çakmak, 2019). Latince bir kelime olan ensestin kelime kökenine bakıldığında pis, temiz olmayan, kirli anlamına geldiği görülmektedir. Aile içi cinsel istismar aile üyelerinden birinin veya bir akrabanın çocuğu cinsel doyum elde etmek amacıyla kullanmasıdır. Sadece kan bağı olan aile üyeleri değil çocuğun bakımından sorumlu kişinin cinsel istismarı da ensest kapsamında sayılmaktadır. Cinsel istismarın aile içinde gerçekleşmesi, cinsel istismarın tanılanmasında ve müdahalesinde zorluğa neden olur. Aile sosyal çevrenin tepkileri ile ilgili kaygılarından dolayı ve aile üyesini koruma isteği ile istismar durumunu ya görmezden gelir ya da gizler. Aile içi uygulanan bu istismar şeklinin tespit edilenden çok daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Diğer cinsel istismar şekilleri de çocuğu derinden yaralasada en yaralayıcı istismar şekli aile içi cinsel istismardır (Acehan vd., 2013).

Aile içi cinsel istismarı ve diğer cinsel istismar şekillerini önlemenin veya müdahale etmenin en etkili yolu çocuğa, aileye, çocukla doğrudan etkileşimi olan öğretmene verilecek eğitimlerdir. Bu eğitimler çoğunlukla mahremiyet eğitimi, cinsel gelişim eğitimi, cinsel istismardan korunma eğitimi içerikleri ile yapılmaktadır. Cinsel istismar ile ilgili hazırlanan önleme eğitim programların genellikle üç alt başlığı; “1.Vücudunda özel bölümlerini tanımak, 2.Özel bölgelere başkalarının dokunamayacağı, 3. Özel bölgelere başkası dokunduğunda bunu bildirmesi gerektiği” şeklindedir (Çakmak ve Çakmak, 2019). Cinsel istismarda risk altındaki çocukların belirlenmesi ile yapılacak eğitimler çok büyük öneme sahiptir. Çocuğa kendi güvenliğini sağlamasını, bedenini korumasını, tehlike durumunda yardım istemeyi, hayır demeyi, iyi kötü dokunma arasındaki farkı, her zaman sır saklanmayacağını yabancılarla konuşmamayı öğreten programlar düzenlenebilir. Bu programlar aile aracılığıyla öğretim ve önleme şeklinde de olabilir.

38