• Sonuç bulunamadı

2.2. ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI

2.2.2. Çocuk İhmali ve İstismarının Tanımlamaları

2.2.2.2. Çocuk İstismarı Tanımlamaları

Çocuk istismarı tarihine bakıldığında çok eski zamanlardan bugüne kadar devam eden bir sosyal sorun olduğu görülmektedir. Çok eski zamanlardan bugüne uzanan tarihine rağmen çocuk istismarı, yeni yeni tanınmaya ve tanımlanmaya başlanmıştır. Çocuk istismarı ile ilgili yapılan ilk bildirim, tanımlama ve çalışmalar fiziksel göstergelerin daha yoğun gözlenebildiği fiziksel istismar üzerine yapılmıştır (Gül Bulut, 2014). J. Caffey, Kempe gibi çocuk ihmal ve istismarı ile ilgili ilk çalışmaları yapan isimler istismar türlerinden biri olan fiziksel istismar üzerine çalışmalarını yapmışlardır.

25

Çocuk istismarı, çocuğun gelişimini olumsuz etkileyen zararlı eylemlerin tümüdür. Çocuk istismarının çocuk üzerindeki etkileri, kısa dönemli ve uzun dönemli olarak ortaya çıkabilmektedir. Çocuğun maruz kaldığı istismarın türü (fiziksel istismar, duygusal istismar, cinsel istismar), istismarın şiddeti, istismarcının yakınlık derecesi, istismarın süresi ve sıklığı çocuğun istismardan etkilenme düzeyini belirlemektedir. Çocuk istismarının hukuki, tıbbi, gelişimsel, sosyal ve psikolojik boyutları vardır. Bu farklı boyutlar çocuk istismarının karmaşık nedenlerinin ve ciddi sonuçlarının olması ile ortaya çıkmıştır. Tıraşçı ve Gören (2007) yaptıkları bir çalışmada çocuk istismarında doktorlar, adli tıp uzmanları, sosyal hizmet uzmanları, çocuk gelişim uzmanları, hemşireler, öğretmenler, idareciler ve ailelerin birlikte hareket ederek bu sorunun farklı boyutlarıyla mücadele edilebileceğini belirtmişlerdir.

Çocuk ihmal ve istismarı ile ilgili yapılan bir derleme çalışmasında ise çocuk istismarının nedenlerini belirlemenin çocuk istismarı sorununu çözmede en önemli adım olduğunu belirtmişler ve “çok yönlü uzmanlar” tarafından çalışılması gereken bir konu olduğunu vurgulamışlardır. Çocuk istismarı ile ilgili çalışılan konularda en önemli olanın ise çocuğun psikolojik durumu olduğunu belirtmişler ve istismar gören çocuğun ilerde istismarcı olabileceği riskini önemle vurgulamışlardır (Kaytez, Yücelyiğit ve Kadan, 2018)

Çocuk istismarında istismarcının genellikle yabancı bir kişi olduğu düşünülse de yapılan çalışmalarda çocuk istismarı vakalarında çocuğun ebeveyni, aile üyelerinden biri, bakıcısı, yakın sosyal çevresi, akrabası, aile dostu tarafından istismara maruz kaldığı görülmektedir. Diğer bir yanlış düşüncede belli yaşlarda ve sosyoekonomik düzeyde olanlarındaha fazla çocuk istismara maruz kalır düşüncesidir (İnsan Hakları Derneği, 2008). Sosyoekonomik düzey ve yaş zannedildiği kadar çocuk istismarında belirleyici değildir.

Garborino’ya göre çocuk istismarı “çocuğa kötü muamele probleminin geniş bir bölümü olup çocuğa uygulanan fiziksel, cinsel ve ruhsal açıdan bütün kötü davranışları” içermektedir. Taylor ve Newberger’ e göre ise “bir bütün olarak toplum, kurum ve bireyler tarafından geliştirilen ihmal davranışı ve çocukların eşit hak ve özgürlüklerden yoksun bırakılması sonucu onların en üst düzeyde gelişmelerine müdahale eden davranışlar” çocuk istismarı şeklinde tanımlanmaktadır (akt: Boğucu, 2018).

26

Çocuk istismarı, NSPCC tarafından yapılan tanıma göre, bir çocuğa önemli zararlar veren davranışları ifade eder (Stalker ve McArthur, 2012). Unıcef 2003 tanımına göre “Çocuk istismarı, çocukluk çağında önemli bir sorun ve önemli bir ölüm nedenidir” (Govindshenoy ve Spencer, 2006).

Çocuk istismarı ile ilgili yapılan diğer tanımlar aşağıdaki gibidir;

Kozcu’ya (1989) göre çocuk istismarı “çocuktan sorumlu yetişkin ya da kurumlar tarafından çocuğun fiziksel duygusal, sosyal ve bilişsel alanda gelişimine zarar verebilecek davranışların gerçekleştirilmesidir” şeklindedir (akt: Karaman Kepenekçi ve Nayır, 2012). Bu tanımda istismarın çocuğun gelişimine zarar verdiği vurgulanmıştır.

Lynch (1991), Çocuk istismarını, “Çocuğun fiziksel ve/veya gelişimsel durumuna yansıyan, bir kaza sonucu ortaya çıkmayan çocukla bakıcısı arasında yaşanan olumsuz etkileşim veya etkileşim eksikliğidir.” şeklinde tanımlar (akt: Adalı, 2007). Bu tanımda “kaza sonucu ortaya çıkmaması” detayı dikkat çekmektedir.

Oates (1991)’e göre, istismar “genel olarak 18 yaşın altında bulunan çocuklara karşı aktif olarak girişilen ve onların fiziksel, duygusal, zihinsel ve toplumsal gelişmelerini zedeleyen her türde eylemler” şeklinde tanımlanmaktadır (akt: Adalı, 2007). Bu tanımda bir yaş vurgusu yapılmaktatdır.

Zeytinoğlu (1991) ise “18 yaşın altında bulunan çocuklara karşı aktif olarak girişilen ve onların fiziksel, duygusal, zihinsel ve toplumsal gelişimlerini zedeleyen her türlü eylemleri çocuk istismarı olarak tanımlamıştır (akt: Karaman Kepenekçi ve Nayır, 2012). Bu tanımda da Oates’in tanımına benzer olarak bir yaş vurgusu vardır.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’ ne göre çocuk istismarı; “Sorumluluk, güven ve yetenek ile ilgili genel durumunda çocuğun sağlığına, yaşamına, gelişimine ve değerine zarar verebilen, fiziksel ve /veya emosyonel kötü davranışı, cinsel istismarı, ihmali, her türlü ticari çıkar için” çocuğun kullanılmasını içeren eylemlerdir (WHO, 1999). Bu tanımda çocuk ihmali ve sömürü de çocuk istismarının kapsamı içerisinde verilmiştir.

Taner ve Gökler (2004) ise çocuk istismarını “Ana baba ya da bakıcı gibi bir erişkin tarafından çocuğa yöneltilen, toplumsal kurallar ve profesyonel kişilerce uygunsuz ya da hasar verici olarak nitelendirilen, çocuğun gelişimini engelleyen ya da

27

kısıtlayan eylem ve eylemsizliklerin tümü” şeklinde tanımlamıştır ( Taner ve Gökler, 2004).

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) çocuk istismarını, “çocuğun sağlığını, fiziksel ve sosyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen bir yetişkin, toplum veya ülke tarafından bilerek veya bilmeyerek yapılan davranışlar” şeklinde ifade etmektedir (Dünya Sağlık Örgütü, 2006).

Yıldırım Sarı, Özgüven Öztornacı ve Ardahan Çocuk istismarını “çocuğun sağlıklı gelişimine, düşüncelerine, yaşantısına ve değerlerine zarar veren, fiziksel, cinsel ve/veya duygusal kötü davranışı, maddi çıkarlar için çocuğun kullanılmasını içeren davranışlardır” şeklinde tanımlar (Yıldırım Sarı, Özgüven Öztornacı ve Ardahan, 2016). Yukarıda sayılan genel tanımlar hiçbir zaman kesin veya mutlak tanımlar değildir. Bazı tanımlar çocuk istismarında çocuğa verilen zararın derecesine yoğunlaşırken bazı tanımlarda istismarda niyet kavramı vurgulanmaktadır (Erol, 2007). Çocuk istismarı, çocuğun psikolojik veya fiziksel gelişimlerinden birini ya da aynı anda her ikisini olumsuz olarak etkileyebilecek davranışlardır. İnsan Hakları Derneğine göre “Yapılan bu davranışın, mutlaka çocuk tarafından algılanması ya da erişkin tarafından bilinçli olarak yapılması gerekli değildir.” (İnsan Hakları Derneği, 2008).

2.2.3. Çocuk İhmal ve İstismarı Sınıflandırması