• Sonuç bulunamadı

XVI. YÜZYILIN İKİNCİ YARISINDA OSMANLI DEVLETİ’NDE VERGİ MUÂFİYETİ VE MUÂFİYET SEBEPLERİ

2.2. Askerî Hizmete Bağlı Muâfiyet

2.2.2. Geri Hizmetlere Bağlı Muâfiyet

2.2.2.4. Cebelü Vermek

Cebelü kelimesi silah ve zırh anlamına gelen Moğolca cebe kelimesi ile Türkçe (–

lü) ekinin birleşmesi ile meydana gelmiş olup zırhlı, silahlı asker anlamına gelmektedir. 558 Cebelü zeamet veya tımar sahiplerinin dirliklerinin miktarına göre harp zamanında maiyetlerinde götürmeleri gereken silahlı süvariye verilen addır. 559 Tımar sahipleri bu süvarilerin yeme, içme, silah ve at gibi her türlü ihtiyaçlarını karşılamak zorundaydılar. 560 Cebelü miktarını standart hale getiren Fatih Kanûnnâmesi’ne göre 1000 akçe tımara sahip olan kendi cebelü olarak sefere katılmalıydı. Ayrıca 2000 akçe tımara sahip olan kendi cebelü olarak ve yanında bir gulâm ile, 4000-5000 akçelik tımara sahip olan kendi bürüme561 olarak ve yanında bir cebelü ile, 9000 akçeye kadar tımara sahip olan iki cebelü ile, 9000-11.000 akçelik tımara sahip olan üç cebelü ile, 12.000 akçelik tımara sahip olan dört cebelü ile, 15.000 akçelik tımara sahip olan ise beş cebelü ile sefere katılmaya mecburdu. XVI. yüzyılda askere olan ihtiyacın artması ile cebelü sayısında da artış olmuştur. Anadolu Beylerbeyliği’nde II. Bayezid Devri’nde cebelü sayısı 5372 iken

557 Çeribaşı sipahi, voynuk ve müsellem gibi askeri grupların zabitlerinden birine verilen addır. Çeribaşıların görevleri görev bölgelerinde asayişi sağlamak, seferde ve muhafazalarda gerekli eşkinci neferleri çıkarmaktı.( Pakalın,(1971), 23.)

558 Emecen, F. (1993c).Cebelü. DİA. VII, 188.

559 Sertoğlu, (1986), 62.

560 Zengin, (2008), 151.

561Bürüme zırh demektir. Tımar sistemine göre 2000 akçeninüstünde tımarı olan tımar sahipleri kendileri

"bürüme" denilen mükemmel birzırh ile ve gelirlerinin durumuna görebelirlenen sayıda, tam teçhizatlı cebelü ile sefere katılmak zorundaydı. Bkz: Emecen, (1993c), 188.

1580'lerde 10.000'i aştı. XVI. yüzyılın sonlarına doğru sadece Anadolu Beylerbeyliği’nden 17.000, Rumeli Beylerbeyliği’nden ise 33.000 cebelü sağlanmaktaydı. Böylece devlet hemen hiçbir masraf yapmaksızın önemli sayıda asker temin edebiliyordu. Cebelüler Fâtih Kanûnnâmesi’ne göre mızrak, kılıç, ok, yay ve kalkan gibi silâhlar taşır, süvari olarak sefere katılırlardı. 562

Cebelü vermekle ilgili olarak mühimme defterlerinden tespit ettiğimiz hükümler Silistre Sancağı’nda yaşayan Tatar Taifesi hakkındadır. Bu hükümler Tatar Taifesi’ne cebelü vermek karşılığında muâfiyet verilme prosedürü ve mezkûrların muâf oldukları vergiler hakkında bilgi vermektedir.

Bu konuya örnek olan ilk hüküm olup Silistre Sancağı’nda yer alan Baba ve Göncü Kadıları’na gönderilen H. 10 Safer 967/ M. 11 Kasım 1559 tarihli hükümde mezkûr kadılara kazalarında sakin Tatar Taifesi’nin sefer vukuunda 280 cebelü vermek şartı ile muâf müsellem olduklarına dair verilen berata riayet edilmesi emredilmişti.563

İkinci hükme göre Baba ve Göncü Pazarı Kazaları’nda yaşayan Tatar Taifesi tekrar muâf olmak için 200 nefer cebelü vermeyi teklif etmişti. Bunun üzerine Baba ve Göncü Pazarı Kadıları’na ve Silistre Sancağı Alaybeyi’ne gönderilen hükümlerde bu durum anlatılmış, Tatar Taifesi 250 nefer cebelü vermeyi kabul ederse tekrar muâf yazılmaları bildirilmişti. Buna göre Baba ve Göncü Pazarı Kadıları’na gönderilen H. 13 Muharrem 987/M. 12 Mart 1579 tarihli hükümde Silistre Beyi’nin mektup gönderip Çaldıran Savaşı’nda hidmet ve yoldaşlıkta bulunan ancak muâfiyetleri ref olunan cebelü Tatar Taifesi’nin tekrar muâf olmak karşılığında 200 nefer cebelü vermeğe razı olduklarını yazdığı bildirilmiş, bu iş için görevlendirilen İvaz Çavuş vusul bulduğunda cebelü Tatar Taifesi 250 nefer vermeyi kabul ederlerse sicil-i mahfuza kaydolunmaları emredilmiştir.564 Aynı konuda Silistre Sancağı Alaybeyi’ne gönderilen H. 13 Muharrem 987/M. 12 Mart 1579 tarihli hükümde Silistre Beyi’nin mektup gönderip Çaldıran Savaşı’nda hıdmet ve yoldaşlıkta bulunan ancak muâfiyetleri ref olunan cebelü Tatar Taifesi’nin tekrar muâf olmak karşılığında 200 nefer cebelü vermeğe razı olduklarını yazdığı bildirilmiş, bu iş için

562 Emecen, (1993c),188.

563 BOA, MD, nr. 38,s.58, hk.132.

564 BOA, MD, nr. 32,s.337, hk.615.

görevlendirilen İvaz Çavuş vusul buldukda cebelü Tatar Taifesi 250 nefer vermeyi kabul ederlerse sicil-i mahfuza kaydolunmaları emredilmiştir.565

Konu ile ilgili diğer hükme göre Çaldıran Savaşı’nda hıdmet ve yoldaşlıkda bulunan cebelü Tatar Taifesi muâfiyet karşılığında sefere eşiyorlardı. Ancak muâfiyetleri ref olunmuştu. Mezkûr taife üslûb-ı sâbık üzere muâfiyet ile 200 nefer cebelü eşdirmeğe razı olduklarını arz etmişlerdi. Bunun üzerine Silistre Sancağı Beyi’ne gönderilen H. 10 Zilhicce 986/M. 7 Şubat 1579 tarihli hükümde mezkûr taife 250 nefer eşdirmeğe razı olurlarsa muâfiyetlerinin tekrar verilmesi emredilmişti.566

Konu ile ilgili olarak tespit ettiğimiz son hüküm Tatar Taifesi’nin muâfiyet prosedürü ve muâf oldukları vergiler hakkında bilgi vermektedir. Buna göre Silistre Sancağı’nda Hırsova ve Tekfurgölü Kazaları’nda sakin Tatar Taifesi’nin karyeleri sefer oldukça 150 nefer cebeli göndermek şartıyla defter-i cedide aşar ve rüsûm-u örfiyyeden muâf olarak kaydolunmuştu. Hırsova ve Tekfurgölü Kadıları’na H. 23 Receb 985/ M. 6 Ekim 1577 tarihinde gönderilen hükümde mezkûr karyelerin H. 21 Receb 985/ M. 6 Ekim 1577 tarihinden itibaren Üsküdar’daki Valide Sultan Camii’ne vakıf tayin edildiği ve aşar ve rüsûm-u örfiyyelerinin o tarihden itibaren mezkûr vakıf mütevellisine zabt ettirilmesinin gerektiği bildirilmişti.567

Cebelü vermek ile ilgili olarak mühimme defterlerinden tespit ettiğimiz hükümlerin tamamı Silistre Sancağı’nda yaşayan cebelü Tatar Taifesi ile ilgilidir. Bu taife ile ilgili beş hükümden sadece M.1577 tarihli olan hükümde cebelü vermek karşılığında aşardan yani şer’i bir vergiden ve rüsûm-u örfiyyeden muâfiyet verildiği bildirilmiş, diğer dört hükümde hangi vergilerden muâf oldukları belirtilmemiştir. Hükümlerde Tatar Taifesi’ne muâfiyetin ilk kez nasıl verildiği hakkında bilgi olmamakla birlikte muâfiyetlerinin yenilenme süreci hakkında bilgi vardır.

1578-1590 yılları arasında İran ile savaş halinde olması devletin muâfiyet verme sürecini de etkilemiştir. Askere olan ihtiyacın artması sebebiyle devlet Tatarların cebelü vermek şartıyla muâf olma isteğini Tatarların verdikleri cebelü miktarını artırması şartıyla kabul etmiştir.

565 BOA, MD, nr. 32,s.337, hk.616.

566 BOA, MD, nr. 32,s.316, hk.572.

567 BOA, MD, nr. 31, s. 337, hk.750.