• Sonuç bulunamadı

XVI. YÜZYILIN İKİNCİ YARISINDA OSMANLI DEVLETİ’NDE VERGİ MUÂFİYETİ VE MUÂFİYET SEBEPLERİ

2.2. Askerî Hizmete Bağlı Muâfiyet

2.2.2. Geri Hizmetlere Bağlı Muâfiyet

2.2.2.5. Cebelü Taifesi Olmak

Cebelü taifesi ile ilgili olarak mühimme defterlerinde sadece bir hüküm tespit edebildik. Bu hüküm esasen cebelü Tatar Taifesi’ne568 muâfiyetlerine aykırı olarak hizmet teklif edilmesi ile ilgili olmakla birlikte mezkûrların muâfiyetleri hakkında da bilgi vermektedir. Buna göre Baba Kazası’na tabi bazı karyeler kadimden cebelü Tatar taifesinden olup sefer olduğunda cebelüler ile sefere eşiyorlardı ve vaki olan tekâlîf-i miriyeden muâf olduklarına dair ellerinde muâfnâmeleri vardı. Ancak mezkûrlar Baba Kadısı’na gidip muâfnâmeleri olmasına rağmen kendilerinden miri yağ ve bal vs. teklif edildiğini söylemişlerdi. Bu durumu bildiren Baba Kadısı’na gönderilen H. 18 Ramazan 1003/ M 27 Mayıs 1595 tarihli hükümde mezkûrların ellerinde olan muâfnâmeye aykırı olarak davranılmaması emredilmişti. 569

Mühimme defterlerinden tespit ettiğimiz bu hükme göre cebelü taifesi tekâlîf-i miriyeden muâftı. Hükümde mezkûrların cebelü taifesi yazılma prosedürü hakkında bilgi bulunmamaktadır.

2.2.2.6. Ellicilik

Osmanlı Devleti’nde savaşa katılanlara eşkinci denilmekteydi. Eşkinci başta tımarlı sipahiler, geri hizmette kullanılan yaya, müsellem, yörük, Tatar, canbaz vs. grupların sefere gitmesi hakkında kullanılan bir tanımdır. Geri hizmette çalışan yaya, müsellem, yörük, Tatar, canbaz gibi gruplar önce yirmişer, sonra otuzar kişilik ocaklara ayrılmışlardı, her ocaktan beş kişi sefere gitmekle mükellef tutulmuştu. Bu beş kişi haricindekiler yamak olup hiçbir zaman sefere gitmezlerdi. Her yamağın eşkinciye sefer için elli akçe vermesi gerektiğinden bunlara ellici de denilirdi. 570

Mühimme defterlerinden ellicilerle ilgili olarak tespit ettiğimiz hükümlerin bir kısmı ellicilerin ve Yörüklerin kendilerine yapılan hizmet teklifine ellici oldukları gerekçesiyle itiraz etmeleri ve itirazlarının kabul edilmemesi hakkındadır.

568 ‘cebelü Tatarların olduğu köylerinde olan haymana ırgad ve çoban ve sığırtmaç ispençeleri anlara hasıl yazılmış değildir ... zikrolunan haymana ispençeleri cebelü Tatarlar arasında olan matrak Tatarları mukataasına ilhak olunmuştur … matrak Tatarları eminleri zabt iderler avârız-ı dîvâniyyeden dahi muâflardır.’ 1569 Tarihli Silistre Livası Kanûnu, bkz. Barkan, (2001), 288.

569BOA, MD, nr. 73 s.239, hk.558.

570 Sertoğlu, (1986), 104.

Bu durumla ilgili olarak tespit ettiğimiz ilk hüküm Kızılağaç Yenicesi Kazası’nda vaki yörükler hakkındadır. Bu hükme göre mezkûrların kendilerine yapılan teklife yaptıkları itiraz teklif akçe ile yapıldığından kabul edilmemişti. Buna göre Kızılağaç Yenicesi Kazası’nda sakin olan Yörükler Sultan Bayezid Han reâyâsı olup mezkûrların otuz yıldan beri evleri, çiftlikleri ve değirmenleri vardı. Mezkûr kazadan ıstabl-ı amire için akçe ile arpa ve saman alınmak istenmiş, miri kadırgalar mühimmi için kereste tevzi olunmuştu. Ancak yörükler ellici ve eşkinci oldukları gerekçesiyle taallül etmişlerdi.

Kızılağaç Yenicesi Kadısı’nın durumu bildirmesi üzerine Yanbolu Kadısı ve Müteferrikaları’ndan Muharrem Bey’e gönderilen H. 10 Şaban 978/M. 7 Ocak 1571 tarihli hükümde halktan istenen arpa, saman ve kereste akçe ile olup ücretsiz olmadığından Yörüklere miri hizmet vaki olduğunda taallül ettirmemesi emredilmişti. 571

Ahyolu Kazası ile ilgili hükümde esasen ellicilere akçe ile teklif yapıldığında mezkûrların bunu yerine getirmeleri gerektiği hakkında olmakla birlikte mezkûrların muâfiyetleri konusunda da bilgi vermektedir. Buna göre Süzebolu’da inşa edilen 15 kıta miri kadırga için Ahyolu Kazası’na akçe ile kereste teklif edilmişti. Ancak ellici, Yörük, celep, yağcı, güreci, yamak, eşkinci, akıncı taifeleri ve mezkûr taifelerin oğulları kereste teklifine muavenet etmemişlerdi. Ahyolu Kadısı’nın bu durumu bildirmesi üzerine kendisine gönderilen H.25 Ramazan 978/M. 20 Şubat 1571 tarihli hükümde akçe ile olan hususlara mezkûr taifelerin muavenet etmesi gerektiği bildirilmiş, kereste ve akçe ile toplanması gereken nesneleri reâyâ ve mezkûr taifeleri muavenet ettirmesi emredilmişti. 572

Mühimme defterlerinden ellicilerle ilgili olarak tespit ettiğimiz hükümlerin bir kısmı ise celeplerin üzerlerine yazılı olan koyunları vermemek için ellici olduklarını söylemeleri ile ilgilidir.

Bu durumla ilgili olarak tespit ettiğimiz ilk hüküm Rumeli’nde vaki bazı kazalar hakkındadır. Buna göre Rumeli’nin sol kolunda ve Üsküp, Vulçıtrın, Prizren, İskenderiye, Ohri ve Dukakin Sancakları’nda vaki olan celeplerin bazıları birer tarikle kendilerini hariç yerden tımara yazdırarak ‘ellici, akıncı ve eşkinci yazıldık, sipahi olduk’ diyerek celeplik hizmetini yerine getirmiyorlardı. Bunun üzerine Üsküb Kadısı olup celep, koyun hakkı ve nevyafta tahririne ve teftişine memur olan Nebi’ye ve dergâh-ı mualla çavuşlarından

571BOA, MD, nr. 14, s.825, hk.1199.

572 BOA, MD, nr. 14,s. 871, hk.1274.

müfettiş tayin olunan Hüseyin’e gönderilen H. 17 Zilka‘de 989/M. 13 Aralık 1581 tarihli hükümde celepler eğer yararlılık gösterip tımara yazılmışlarsa onlara celeplik teklif etmemesi ama başka bir tarikle tımara yazılmışlarsa celeplik ettirmeleri emredilmişti.573

Rumeli’nde vaki bazı kazalarda sakin celeplerle ilgili bir diğer hüküm esasen celeplerin hizmetten kaçmak için yaptıkları suistimalle ilgili olmakla birlikte ellici taifesinin celeplikten muâf olduğunu da göstermektedir. Buna göre Filibe, Tatarpazarı, Sofya, İhtiman, Breznik, Şehirköy, İznepol, Berkofça, Samakov ve İzladi Kazaları’nda vaki olan celeplerin bazıları ellici, doğancı, bağcı, göreci, voynuk ve bir tarikle sipahi oldukları gerekçesiyle koyun vermediklerinden İstanbul için gerekli olan koyunda külli noksan vardı. Bunun üzerine Filibe, Tatarpazarı, Sofya, İhtiman, Breznik, Şehirköy, İznepol, Berkofça, Samakov ve İzladi Kadıları’na gönderilen H. 24 Muharrem 990/M. 18 Şubat 1582 tarihli hükümde celepler arasında ellici, doğancı, bağcı, göreci, voynuk ve bir tarikle sipahi olanların üzerlerine yazılı olan koyunları ihraç ettirmeleri emredilmişti.574

Mühimme defterlerinden tespit ettiğimiz bu hükümlere göre elliciler Kızılağaç Kazası’nda arpa, saman ve kereste vermekten, Ahyolu Kazası’nda kereste vermekten, Rumeli’nin sol kolunda vaki kazalarda, Üsküp, Vulçıtrın, Prizren, İskenderiye, Ohri, Dukakin Sancakları’nda, Filibe, Tatarpazarı, Sofya, İhtiman, Breznik, Şehirköy, İznepol, Berkofça, Samakov ve İzladi Kazaları’nda celeplikten muâftılar.

Hükümlerde Kızılağaç, Ahyolu Filibe, Tatarpazarı, Sofya, İhtiman, Breznik, Şehirköy, İznepol, Berkofça, Samakov ve İzladi Kazaları’nda ellici yazılma prosedürü hakkında bilgi bulunmamaktadır. Rumeli’nin sol kolunda, Üsküp, Vulçıtrın, Prizren, İskenderiye, Ohri ve Dukakin Sancakları’nda vaki celeplerin bir kısmı bir tarikle ellici olmuşlardı.

Bu hükümlere göre ellicilerin yanı sıra Kızılağaç Kazası’nda eşkinciler arpa, saman ve kereste vermekten, Ahyolu Kazası’nda Yörük, celep, yağcı, güreci, yamak, eşkinci, akıncı taifeleri kereste teklifinden, Rumeli’nin sol kolunda ve Üsküp, Vulçıtrın, Prizren, İskenderiye, Ohri ve Dukakin Sancakları’nda sipahi, akıncı, eşkinciler, Filibe, Tatarpazarı,

573 BOA, MD, nr.46, s. 243, hk.543.

574 BOA, MD, nr. 46, s.341, hk.785.

Sofya, İhtiman, Breznik, Şehirköy, İznepol, Berkofça, Samakov ve İzladi Kazaları’nda doğancı, bağcı, göreci, voynuk ve sipahiler celeplikten muâftılar.