• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4: ÖRGÜTSEL DİL VE ÖRGÜTSEL MEŞRUİYET İLİŞKİSİNE DAİR

4.7. Araştırmanın Bulguları

4.7.1. Bulgulara İlişkin Genel Değerlendirmeler

Araştırmaya konu basın bültenleri “MAXQDA 2018” nitel veri analizi programı yardımıyla kodlanmıştır. Kodlamaların sonunda Tablo 9’da sunulan veriler elde edilmiştir.

Tablo 9

Araştırmanın Sonuçlarına İlişkin Genel Veriler

Holding / Stratejiler Uygunluk Üzerine Geçerlilik Üzerine Toplam Toplam (%)

Koç Holding 749 337 1.086 %18

Zorlu (Vestel) Holding 1.006 663 1.669 %27

Yıldız (Ülker) Holding 504 348 852 %14

Sabancı Holding 1.111 874 1.985 %32

Doğuş Holding 408 145 553 %09

Toplam 3.778 2.367 6.145 %100

Toplam (%) %61 %39 %100

Bu verilere göre söylemlerin %61’i uygunluk, %39’u geçerlilik üzerinedir. Holdinglerin daha çok bireysel değerlendiricilerin normatif inanç, ahlaki değer, kimlik algıları ve duygusal yönlerine gönderme yapan söylemleri tercih ettiği söylenebilir. Ana kategorilere göre kodlanma sayıları sıralaması Tablo 8’de verilmiştir. Burada ilk üç sırayı normatif inanç, kimlik inşası ve otoriteye vurgunun aldığı görülmektedir. Belgeler ayrı ayrı düşünüldüğünden her birinde en çok yer alan kategoriler ise yine normatif inançlara ve otoriteye vurgu yapan söylemlerdir. Bu duruma ilişkin grafik Ek 1’de verilmiştir. Sabancı Holding %32, Zorlu Holding ise %27 ile en yoğun meşruiyet söyleminde bulunan örgütler olarak göze çarpmaktadır. Doğuş Holding’in geçerlilikten neredeyse üç kat daha fazla uygunluk söyleminde bulunması dikkat çekicidir. Yine Koç Holding’in uyguluk söylemi geçerliliğin iki katından daha fazladır. Geçerlilik ve uygunluk arasında denge en çok Sabancı Holding’de belirgindir. Yıldız ve Zorlu Holding’de ise uygunluk söylemi daha ağır basmaktadır.

179

Tablo 10

Ana Kategorilerin Kodlanma Sayılarına Göre Sıralaması

Söylemin Ana Kategorisi Söylemin Ana

Stratejisi

Toplam Yüzde (%)

1 Değerlendiricinin Normatif İnançlarını Yansıtan Uygunluk Üzerine 1.348 %22 2 Varlığın Kimliğini İnşa Eden Uygunluk Üzerine 827 %13 3 Otoriteye Vurgu Yapan Geçerlilik Üzerine 761 %12 4 Duyguları Yönlendiren Uygunluk Üzerine 714 %12 5 Başarıyı Vurgulayan Uygunluk Üzerine 673 %11 6 Doğal Bir Varlık ya da Gelişmeyi Vurgulayan Geçerlilik Üzerine 481 %08 7 Tarihsel Hikâye ya da Anlatılar Üzerine Geçerlilik Üzerine 376 %06 8 Uygunluğa Vurgu Yapan Geçerlilik Üzerine 347 %06 9 Favori Kategorileri Öven Geçerlilik Üzerine 273 %04 10 Varlığın Ahlaki Değerlerine Vurgu Yapan Uygunluk Üzerine 216 %04 11 Metaforlar Üzerine Geçerlilik Üzerine 129 %02

Toplam 6.145 %100

Tablo 10’dan anlaşıldığı üzere holdinglerin söylemleri daha çok uygunluk üzerinedir. Şekil 3’de ise söylemlerin iki ana stratejinin altındaki ana kategorilerde nasıl dağıldığı görülmektedir. Bu dağılıma ilişkin sayısal veriler Ek 1’de verilmiştir. Uygunluk üzerine stratejilerde en çok “değerlendiricinin normatif inançlarını yansıtan söylemler” sonrasında ise “varlığın kimliğini inşa eden söylemler” yoğunluk göstermiştir. Özellikle Sabancı Holding’in normatif inançlara vurgusundaki yoğunluk dikkat çekicidir. Zorlu Holding’in kimlik, normatif inançlar ve başarıya yönelik söylemleri birbirine yakındır. Koç Holding de ise kimliğe yönelik söylem öne çıkmaktadır. Yıldız ve Doğuş Holding’de normatif inançlara vurgunun daha yoğun olduğu görülmektedir.

Geçerlilik üzerine stratejilerde ise daha çok “otoriteye vurgu yapan söylemler” öne çıkmaktadır. Bu konuda yine Sabancı Holding’in yoğun söylem inşa ettiği görülmektedir. Sonrasında ise “doğal bir varlık ya da gelişmeyi vurgulayan söylemler” yoğunluk göstermiştir. Bu konuda Sabancı ve Zorlu öne çıkmaktadır. Doğuş’un en çok “otoriteye”, Koç ve Yıldız Holding’in ise “otoritenin” yanında “tarihsel hikâye ya da anlatılara” gönderme yaptığı görülmektedir. Sabancı ve Zorlu’da ise “otorite” ile “doğal bir varlık ya da gelişmeye vurgu” dikkat çekmektedir. Söylemlerinde “metaforları” en

180

çok Sabancı ve Zorlu’nun kullandığı görülmektedir. “Uygunluğa vurguda” ise Sabancı, Zorlu ve Yıldız’ın öne çıktığı, Koç ve Doğuş’un geri planda kaldığı söylenebilir. “Favori kategorileri övmede” Sabancı’nın belirgin bir ağırlığının olduğu, Doğuş’un pek tercih etmediği, diğerlerinin ise ortalama düzeyde kullandığı söylenebilir. Ana kategorilerin yorumlanması büyük resmin görülmesini sağlasa da, oldukça kavramsal ve soyut kaldıkları için dışarıdan bakanlar için anlaşılırlıkları zordur (Punch, 2011: 193-194). Bundan dolayı örgütsel pratikleri daha anlaşılır bir şekilde yansıtan daha alt kategorilere inilmesi ve içeriğinin açılması gerekmektedir.

Şekil 3: Ana Kategorilere Göre Holding Söylemlerinin Görsel Dağılımı

Şekil 4’de alt kategorilerin kodlanma yoğunlukları daha detaylı görülebilmektedir. Ek 4’de ise bu kategorilerin kodlanma sayıları verilmiştir. “Duyguları yönlendiren söylemlerde” holdinglerin belirgin bir şekilde “olumlu duygulara” hitap ettikleri göze çarpmaktadır. “Ahlaki değerlere vurgu” pek tercih edilmezken, “kimliği inşa eden söylemlerde” “kendi varlığını kıymetlendirme” oldukça yoğun kullanılmıştır. Burada Koç, Sabancı ve Zorlu öne çıkmaktadır. “Değerlendiricinin normatif inançlarını yansıtan söylemlerde” ise Koç, Yıldız ve Doğuş “ortak hassasiyetlere”, Sabancı “ortak değerlere”, Zorlu ise hem “ortak hassasiyetlere” hem de “kültür ve estetiğe” daha çok vurgu yapmıştır. “Başarıya vurgu yapan söylemlerde” ise “başarıyı öne çıkarma” bütün holdinglerde belirgin şekilde ön plandadır. Burada özellikle Zorlu’nun yoğun bir söylem

181

182

inşa ettiği görülmektedir. Diğer holdinglerin bu söylemi ortalamaya yakın kullandıkları söylenebilir.

Söylemlerinde “metafor ve benzetmelere” en çok yer veren Sabancı ve Zorlu’dur. Diğer holdinglerin bunu pek tercih etmedikleri görülmektedir. “Tarihsel hikaye ya da anlatılarda” ise en çok “mit ve efsane oluşturma” çabası ve vurgusu dikkat çekmektedir. Bu konuda Sabancı ön plandadır. “Gelenek ve adetlere vurgu” da Yıldız, Koç ve Sabancı, “ritüellere vurgu” da ise sadece Sabancı göze çarpmaktadır. “Tarihsel hikaye ve anlatılarda” Doğuş hariç diğer bütün holdingler yoğun söylem üretmişlerdir. Doğuş’un bu kategorideki söylem azlığı dikkati çeken bir diğer husustur. “Favori kategoriler” de ise “iyi kategorileri övme” ön plandadır. Burada Sabancı ilk sırada, ardından Zorlu gelmektedir. Koç ve Yıldız ortalama düzeyde, Doğuş ise oldukça gerilerdedir.

“Doğal bir varlık ya da gelişmeyi vurgulayan söylemlerde” “doğaya ilişkin gelişmelere vurgu” ön plandadır. Koç ve Yıldız “teknolojik gelişmelere”, Sabancı “siyasal gelişmelere, Zorlu ise her ikisine birden eşit şekilde vurgu yapmıştır. “Otoriteye vurgu yapan söylemlerde” “güçlü aktörlere vurgu” ilk sırada “uzmanlık otoritesine vurgu” ikinci sıradadır. “Mesleki otoriteye vurgu” hiç yapılmamışken, “hukuki otoriteye vurgu” çok az yapılmıştır. “Uygunluğa vurgu yapan söylemlerde” “yönetim uygulamalarının uygunluğuna vurgu” ilk sıradadır. Burada Yıldız, Zorlu ve Sabancı öne çıkmaktadır. “Yönetim ilkelerinde uygunluğa vurgu” ise ikinci sıradadır. Burada da Sabancı ve Zorlu’nun bu söylemi daha yoğun kullandığı görülmektedir.

Kuram temelli kategori oluşturma ya da daha önce oluşturulmuş kategorileri genişletme yönteminde kategori içi tutarlılık kadar kategoriler arası tutarlılık da önemlidir. Nasıl bir kuram kendi içinde tutarlı bir bütünsellik sergilemesi gerekiyorsa, kuramdan çıkarılan kategorilerin de aynı özellikleri göstermesi gerekir (Flick, 2009: 314-323; Habermas, 2011: 305; Mayring, 2011: 122). Yoğun kodlanmış bazı kategoriler arasındaki ilişki ağı Şekil 5’de verilmiştir.

183

Şekil 5: Kodlama Sonrası Oluşan Kategoriler Arası İlişkiler

Bu ilişki ağı kategorilerin bir bütünsel anlamı yansıttığını ve kendi aralarında bir tutarlılık görünümü sergilediğini göstermektedir. Yalnız bazı kategoriler arasındaki ilişki ağının yoğunluğu dikkat çekmektedir. Uluslararası örgütler ile kadın, çocuk ile kültür-sanat, çocuk ile iyilik duygusu, kültür sanat ile iyilik duygusu, milli hassasiyetler ile toplumla arasında bağ kurma, çevreci ürünler ile doğadaki kirliliğe vurgu, uluslararası örgütler ile ödülleri gösterme, ekonomi medyası ile sıralama listelerini gösterme kategorileri arasında diğerlerine kıyasla yoğun bir ilişki vardır. Bu ilişki farklı mesajların aynı söylemin içinde gömülü bulunduğunun bir göstergesidir. Açığa çıkarılan bu gömülü anlam ve ortaya çıkan ilişkisel görüntü, söylem ve söylem analizinin karakterine ve kurumsal kuram bakış açısının varsayımlarına uygundur (Phillips, Lawrence ve Hardy, 2004: 636; Phillips ve Oswick, 2012: 445).

184

Analizin şimdiye kadar olan kısmında materyallerin incelenmesi sonucu ortaya çıkan genel manzara resmedilmeye çalışılmıştır. Bu resim aslında seçili holdinglerin Türkiye bağlamında ne tür söylemlere ağırlık vererek meşruiyet algısı oluşturmaya çalıştıklarına dair bir fikir vermektedir. Fakat pratikteki karşılıklarının daha kolay anlaşılabilmesi için “altın örnekler” yardımıyla somutlaştırılması zihinsel şemalarda eşleştirmenin ve ilişki kurmanın daha rahat yapılabilmesine yardımcı olacaktır (Mayring, 2011: 123). Bundan dolayı yukarıda değerlendirilen ana kategoriler ve birinci derece alt kategorilerle bağlantılı olarak ikinci derece alt kategorilerin içeriğinin ne olduğu dikkat çekici ve kategoriyi yansıtıcı örneklerle açıklanmaya çalışılmıştır. Örneklerin seçiminde kategoriyi temsil etme kabiliyetine dikkat edilmiş ve her bir holdingden ayrı ayrı örnekler vermeye özen gösterilmiştir.

4.7.2.Kategorileri Yansıtan Seçili Örnekler