• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KURUMSAL KURAMDA ÖRGÜTSEL MEŞRUİYET

1.3. Örgütsel Meşruiyet

1.3.3. Örgütsel Meşruiyetin Onarılması

Bir örgütün meşruiyetini kaybetmesi iki farklı durumda gerçekleşebilir. İlki kurumsal yapının değişmesine karşılık, örgütsel yapı ve pratiklerin aynı kalmasıdır. İkincisi ise kurumsal yapı aynı iken örgütsel yapı ve pratiklerin değişmesidir (Kelman, 2001: 59). Kurumsal yapıdaki değişimin birçok nedeni olabilir. Mesela, kurumsal yapı unsurları arasındaki zıtlık meşruiyet krizine yol açabilir (Zelditch, 2001-b: 47). Ya da güçlü meşru aktörler yeni bir kurumsal set oluşturmayı başarabilir ve kurulu meşru formların çözülmesine neden olabilir (Suchman, 1995: 593). Meşruiyet kriziyle birlikte meşruiyete dayanak oluşturacak değerler ve normlar bütünü ortadan kalkar. Daha önce meşru olmayan bir şey meşru hale gelebilir ya da daha önce tercihe bağlı olan bir şey zorunlu olabilir (Kelman, 2001: 57). Örgütler için öngörülemeyen bu tür anlam

38

krizlerinde, yöneticiler genelde kendi meşruiyet mitlerinin ağına düşer ve kültürel destek azaldığı için başarısız olurlar (Suchman, 1995: 597). Kurumsal alanda meşruiyet algısı bozulan örgüte yönelik beklentiler piyasa, normlar, yasal ve politik güçler tarafından belirlendiği için bu beklentilerin karşılanması çoğu örgütün hayatta kalması için gereklidir (Asforth ve Gibbs, 1990: 178).

Meşruiyetin yitirilmesinin bir diğer nedeni, örgütsel faaliyetlerin kurumsal talep ve beklentilere oldukça aykırı bir biçimde gerçekleşmesidir. Örgütler yapı ve pratiklerinin kurumsal çevreyle uyumlu görüntüsünü isteyerek değiştirmezler. Bu görünüm ya ani gelişen bir kaza (Massey, 2001: 154) ya da örgütün yanıltıcı bir biçimde sunduğu örgütsel gerçekliğin açığa çıkmasıyla oluşur (Elsbach ve Sutton, 1992: 711). Bu tip kaza ya da büyük olaylar ve saklanan örgütsel gerçekliğin ortaya çıkması meşruiyet krizine neden olur (Boyd, 2000: 341). Örgütler bu durumda bilgilendirme ya da inkâr etme gibi (Elsbach, 1994: 83) kriz yönetim stratejilerine başvurabilir (Boyd, 2000: 346). Bilgilendirme de ise gerekçelendirerek nedenlerini öne sürmeye çalışabilir ya da gerçekliği açık bir şekilde ifade ederek özür dileyebilir (Suchman, 1995: 598). Gerekçelendirmede ise teknik veya kurumsal nedenlere atıf yapabilir (Elsbach, 1994: 83).

Meşruiyetin yitirilmesi örgütler açısından birçok değişimi beraberinde getirir (Zelditch, 2001-b: 51). Meşru görülmeme öncelikle ahlaki kabul ya da ahlaki zorunluluk alanından eylemin ve eylemi gerçekleştirenin çıkmasına neden olur (Kelman, 2001: 57-58). Eylemin geçerliliği çok fazla anlam ifade etmez. Çünkü meşru alandaki uygunsuzluk sonucu oluşan değişim baskısı, eylemin geçerliliği iddiasını etkisizleştirir (Zelditch, 2001-b: 45). Yitirilen meşruiyetin onarımı, hem çevrenin tepkisine duyarlılığı hem de hassas bir dokunuşu gerektirir (Suchman, 1995: 599). Bu dönüşüm döneminde meşru eylem, politika, iddia, kişi, grup ya da sistemin yeniden tanımlanması ve kategorileştirilmesi söz konusudur (Kelman, 2001: 57). Kurumsal alandaki birçok şeyin yeniden tanımlanması, yönetimi bu değişime ve belirsizliğe cevap vermeye mecbur kılar. Fakat ne kadar dikkatli bakılsa da bu dönemde faaliyetleri birbirinden ayırma zorlaşır ve rutin olarak gerçekleştirilen etkin yönetim ya da şişirilmiş performans göstergeleri işe yaramaz (Suchman, 1995: 597).

39

Örgütlerin yeni durumun karşılarına çıkardığı talepleri karşılamakta ve faaliyetlerinin verimliliğini sağlamada başarısız olmaları durumunda meşruiyet problemlerini nasıl yönetecekleri önemli bir problemdir (Meyer ve Scott, 1983: 200). Meşruiyet oluşturma ile meşruiyeti onarma arasında benzer yönler olmak olmakla birlikte, meşruiyeti onarma meşruiyeti oluşturmanın tersine genel olarak öngörülemez bir anlam krizine karşı tepkisel bir cevabı temsil eder (Suchman, 1995: 597). Meşruiyetin elde edilmesi bilinçli ve planlı bir girişim iken, yitirilen meşruiyetin tekrar kazanımı bir belirsizlik ortamında çok da planlı olmayan bir dizi tedbiri içerir. Çünkü bu dönemde mevcut meşruiyet tehdit altında ve örgüt meydan okuma ile karşı karşıyadır. Bu şartlarda meşruiyet sağlamaya yönelik faaliyetlerin yoğun ve tepkisel olması kaçınılmazdır (Asforth ve Gibbs, 1990: 183).

Bazı örgütler hem hedefleri başarma hem de kurallara uyma arasında kaçınılmaz sürtüşmeyi hafifletebilmek için hem teknik hem de kurumsal yapıya aynı oranda dikkat eder. Bu tip örgütsel alanlarda yapının seviyesini geliştirmek bir bütün olarak alanın meşruiyetini koruyabilir (Suchman, 1995: 604). Ancak meşruiyetin korunmasına yönelik stratejilerin başarısı tehdidin doğası tarafından etkilenebilir (Asforth ve Gibbs, 1990: 184). Çevresel belirsizliğin yaşandığı veya örgütün ikilem arasında kaldığı bu tip durumlarda (Oliver, 1991: 170) örgütün kurumsal çevre içerisinde geliştirdiği sosyal ilişki ağları geri tepebilir (Suchman, 1995: 597). Bu dönemde yöneticiler, değerlerden çok performansa yönelik meydan okumalara karşılık verme konusunda yetenekli oldukları için (Asforth ve Gibbs, 1990: 184) verimliliğe yönelik faaliyetleri başarabilseler dahi değerleri dönüştürme konusunda yaşayacakları eksiklik onları zorlayacaktır.

Örgütsel meşruiyeti kriz ya da çevresel değişim dönemleri hariç artırmak zordur (Suchman, 1995: 601). Fakat örgütler meşruiyetin düştüğünü algılarsa onu genişletme ya da korumaya girişebilir (Asforth ve Gibbs, 1990: 186). Bu amaçla öngörülen yeni trendlere uyum göstermeyi ya da sosyal stoklara yatırım yapmayı tercih edebilir (Oliver, 1991: 171). Çevresel belirsizlik durumlarında genelde iç ve dış faktörler elverişli ve istekli olmasa da örgütün unsurları arasında meşruiyete inanç azalır ya da kaybolursa örgüt bundan kaçamaz (Asforth ve Gibbs, 1990: 185). Değerlendiricilerini anlam inşa etme sürecine aktif olarak katabilir. Onların değerlendirmeleri örgütsel beklentilerden

40

kısmen farklı olsa da meşruiyet algısının yeniden oluşması için önemlidir (Suchman, 1995: 599).

Değerlendiricilerini anlam inşa süreçlerine dâhil eden örgütler, anlamın belirlenmesinde belirleyici olmak amacıyla alternatif gerçeklere ya da sembolik formlara girişebilmekte veya göstermek istediği gerçeklik için ikame mitlere yönelebilmektedir (Asforth ve Gibbs, 1990: 187). Böylelikle örgütsel sonuçlarla değerlendiricilerin beklenti ve yorumlarının çatıştığı durumlarda, değerlendiricilerin özel eylemler gibi mikro unsurlara ilişkin fikirlerini arka plana atıp, genel gidişatın özü gibi makro unsurlara ilişkin fikirlerini ön plana çıkarabilmektedir (Suchman, 1995: 597). Olumsuz mikro değerlendirmelerin riskini, olumlu gösterilen makro unsurlar aracılığıyla manipüle edip örtebilmektedir. Önceleri örgütler amaçlara ulaşmada başarısız unsurlara odaklanıp onları güçlendirmeye çalışırken, şimdilerde başarı daha az riskle nasıl gerçekleştirilebilir konusuyla ilgilenmektedir (Asforth ve Gibbs, 1990: 184).Bu nedenle örgüt çalışmalarının meşruiyeti önceleri, performansı etkinleştiren bir kaynak olarak görme eğiliminde olduğu, sonraki çalışmalarda sosyal performansı etkileyerek riski en aza indirme rolüne odaklanıldığı söylenebilir (Mazza, 1999: 41).

Örgütsel alanda yapılan çalışmalar, meşruiyetin sadece değişen şartlara göre elde edilme ya da korunma şeklinde farklılaşmadığını, aynı zamanda kendi içerisinde de çok boyutlu olduğunu göstermiştir (Boxenbaum, 2008: 237). Çalışmalarda farklı kriterler üzerinden çok daha fazla meşruiyet tipi tanımlaması yapılmış ve zamanla bunlar arasında ayrım yapma ve sınıflandırma ihtiyacı duyulmuştur (Bitektine, 2008: 14). Aldrich ve Fiol (1994: 648) bilişsel ve sosyo-politik meşruiyet, Kostova ve Zaheer (1999: 77) iç ve dış meşruiyet, Ruef ve Scott (1998: 898) yönetsel ve teknik meşruiyet, Deephouse (1996: 1033-1035) ise düzenleyici ve medya meşruiyeti biçiminde ayrıma gitmişlerdir. Fakat bunların bir kısmının meşruiyetin boyutlarını diğer bir kısmının ise kaynağını oluşturduğu öne sürülmekte ve bu nedenle aynı sınıflandırma için kullanılamayacağı iddia edilmektedir (Deephouse vd., 2017: 28-29; Deephouse ve Suchman, 2008: 52-54). Bu tartışmalara kısaca yer vermek ve kurumsalcı literatürde genel kabul gören meşruiyet tiplerini açıklamak konunun anlaşılabilmesi bakımından önemlidir. Ayrıca bu sınıflandırma, çalışmanın sonraki kısımlarında örgütsel dil ile örgütsel meşruiyet ilişkilendirilirken kullanılacaktır.

41