• Sonuç bulunamadı

BT’nin Üretim ve Tedarik Zincirine Etkiler

ULUSAL SORUMLULUKLAR

ÖNGÖRÜ TEKNİKLERİ ÖNGÖRÜ YÖNTEMLERİ

3. Bölüm : Yazılım Teknolojis

3.1 Yazılım Teknolojisinin Bağlı olduğu Bilişim Teknolojisi ve Ekonomik Gelişmeye Etkis

3.1.1 BT’nin Üretim ve Tedarik Zincirine Etkiler

Bilişim teknolojilerinin mal ve hizmetlerin üretimini ve tedarik zincirini iyileştirmede rolü, yüzyıllar önce elektrik enerjisi ve demiryolu altyapısının oynadığı rol ile benzer niteliktedir. 1990’lara kadar ekonomistler BT yatırımlarının verimliliği etkileyip etkilemediğini tartışmışlardır. Ancak üretim süreçleri yavaş evrilmektedir ve imalat süreçlerinde elektrik enerjisinin buhar enerjisinin yerini alması 50 yıl, demiryolunun tamamen yeni ve daha etkin bir dağıtım zinciri altyapısı haline gelmesi daha uzun zaman aldığından BT’nin rolü ancak netleşmeye başlamıştır (Baltac, 2003).

Almanya, İngiltere, Fransa, İsveç, Danimarka ve Finlandiya'da yürütülen ve her bir ülkede bin 200 firmayı kapsayan bir çalışma 1973-1987 yılları arasında üretim süreçlerinde mikroelektronik bazlı ileri imalat teknolojilerinin kullanımının ortalama % 1.5 (İngiltere) - % 20 (İsveç)'lerden % 70-85 'lere çıktığını göstermiştir (Ansal, 2003). Bu çalışmaya göre, teknolojinin yayılmasının erken dönemlerinde firmaların yeni teknolojinin yarattığı fırsatlardan haberdar olmamaları, yaygınlaşmayı çok büyük ölçüde geciktirmektedir.

BT’nin üretim ve tedarik zincirine etkileri aşağıdaki başlıklarda incelenebilir:

- Kalite artışları: Artan rekabet, müşteri istekleri doğrultusunda, firmaların üretim ve hizmette esnekleşmelerini, daha kaliteli ve verimli çalışmalarını gerektirmektedir. Mikroelektronik-bazlı yeni teknolojiler geleneksel teknolojilere kıyasla çok daha büyük hassasiyetle ve hızla çalışmalarından ötürü üretilen mal ve hizmette kalite

artışı sağlamakta, tek bir birimle çok çeşitli işlemler minimum maliyet ve sürede gerçekleştirilebilmektedir (kısa sürede model üretme, değişik modellere makineleri hazırlama süresini azaltma, süreç otomasyonu, gelişmiş kalite kontrol gibi).

-Üretim ölçeğine etkisi: Mikroelektronik teknoloji ile birlikte küçük ölçekli üretim artık verimli hale geldiğinden, küçük ölçekli esnek üreticilerin sektörlere girmesi kolaylaşmıştır. Bu durum çok sayıda küçük üretim biriminin işbirliğine dayanan, adem-i merkeziyetçi, esnek uzmanlık modelindeki gibi bir sanayileşmeyi mümkün kılmaktadır. Özellikle pazarın ve müşterilerin çok çeşitlendiği sektörlerde, yeni teknolojiler sayesinde ürün ölçeğinin düşmesi, gelişmekte olan ülkelerin firmalarına özel talep dilimlerinde başarı fırsatı yaratmaktadır.

- Tedarik zinciri ve satış/dağıtıma etkisi: BT, e-ticaret olanakları ile, tedarikçiler, ortaklar, yan sanayi ve müşteriler ile işletmeleri elektronik ortamda buluşturmakta; tedarik zincirinin verimliliğini artırmakta, teslim sürelerini kısaltmakta, küçük ölçekli işletmelerin gerçek dünyada ulaşamayacağı noktalardaki ortak ve müşterilere erişmesini mümkün kılmaktadır. Internet teknolojileri, e-kümeler mümkün olmuş, Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) gibi bilgi sistemleri ile talep daha iyi anlaşılmaya başlanmış, internet ve mobil teknolojiler ile taraflar arası iletişim 7 gün 24 saate yayılmıştır. Ancak bilişimin bu e-iş ve e-ticaret süreçleri ile iş dünyasının kısa sürede ve derinden etkileyeceğine dair bir çok abartılı tahmin yapılmakta, yüksek beklentiler yaratılmaktadır. Bunların çoğu, bilişim pazarının büyük oyuncuları ve bunların kontrolündeki medya ve araştırma kuruluşları tarafından topluma ve iş dünyasına benimsetilmeye çalışılmaktadır. Örneğin Gartner Group’un 2000 yılında yaptığı bir araştırmaya göre, 2005 yılında tüketici harcamalarının % 25’inin, kurumsal ticaretin ise % 70’inin internet üzerinden yapılacağı öngörüsü gerçekleşmemiştir (IDC, TR Software.com, 2004). Bunlar özellikle emek dünyasında oluşturduğu panik ortamı nedeniyle olumsuz sonuçlar doğurmaktadır. Oysa e-iş’in etkileri, dijitalleşme ve dijital bölünme kavramlarıyla ilgilidir, bunlarla birlikte ele alınmalıdır.

Burada, 1980-90’lardan itibaren başlayan ve yeni bilişim teknolojilerinin geliştirildiği, postkapitalist dönem olarak tanımlanan “BT Tekno-ekonomik Paradigması”na da değinmek gerekmektedir (Drucker, 1993). Drucker’a göre temel ekonomik kaynak, yani üretim araçları artık sermaye, doğal kaynaklar, emek değil bilgidir ve bilgi olacaktır. Bugün artık değer, bilginin işe uygulanması olarak tanımlanabilecek verim ve yenilikle yaratılmaktadır. Bu bilgi toplumunun başta gelen sosyal grupları kapitalizmdeki elemanlardan farklı olarak, üretim olanaklarına, üretim araçlarına sahip olan “bilgi işçileri” olacaktır. Kapitalist ötesi toplumun ekonomik sorunu, bilgi işinin ve bilgi işçisinin verimi olacaktır. Bu görüşün geçerlilik kazanmaya başladığını

düşündürecek bazı gelişmeler işgücü yapısında görülmeye başlamış, işletmeler her iş ve pozisyon için bilişim teknolojilerinin sağladığı olanaklardan yararlanabilecek, en azından temel sistem ve yazılımları kullanabilecek çalışanlar aramaktadırlar.

Özetlemek gerekirse BT insanın yaptıklarını üstlenir ve hatta insanın yapamayacaklarını da yaparak üretim/dağıtım yapılarını dönüştürür (Masuda, 1990). BT’nin getirdiği bu ikame etkisi ile boş zaman oluşacağı ve bilgi toplumunu yaratacağı tezleri bulunmaktaysa da aslında Marx’ın “sermayenin zorunlu emeğe harcanan süreyi sadece fazlalık emeğe harcanan süreyi artırmak üzere azaltacağı” tezinin geçerliliğini koruduğu görülmektedir (Belek, 1999). Üretim hacmi bir çok yerde artarken, klasik endüstri alanlarında giderek daha fazla sayıda iş kaybedilmektedir (Ansal, 2003). Örneğin Amerika’da eski ekonomi olarak adlandırılan imalat sektöründe 1980’den itibaren 4 milyona yakın insan işini kaybetmiş bunlardan bir kısmına BT kullanımının getirdiği verimlilik artışları neden olmuştur (Activeline, 2003). Bunun temel nedeni bir kaç on yıldır bilgisayar teknolojisi tarafından zorlanan ve artık ofis alanına girmeye başlayan “rasyonalizasyon”dur. İşlerin bilişim teknolojisi ile yeniden yapılandırılması sonucunda norm kadrolar olumsuz yönde değişmektedir (Gausemeier, 2001). Örneğin E-devlet ile, tüm işlemler (nüfus, vergi, SSK, tapu/kadastro, vs.) bilişim sistemleri kullanılarak, az sayıda personel kullanılarak gerçekleştirilebilecek, işsizlik oluşacaktır. E-devlet dönüşümünün sosyal boyutu düşünülerek, teknolojik yatırımları zamana yayarak, yumuşak geçiş yapılması gerekmektedir.

Ancak hizmet sektöründe ortaya çıkan yeni işler, endüstride kaybedilen işlere nazaran oldukça az sayıdadır. İşsizlik olmaması için bilişim teknolojilerinin kullanılmaması gerektiğini savunmak mümkün olmadığı gibi, bilişim teknolojisinin genel olarak emeği ikame edici yönünün, özellikle gelişmekte olan ülkelerde işsizliğin çok büyük düzeylere ulaştığı bir ortamda ekonomiye katkı olarak değerlendirmek de mümkün değildir.