• Sonuç bulunamadı

ULUSLARARASI FİNANSAL KRİZLER

2.2. Tarihsel Süreç İçerisinde Finansal Krizler

2.2.2. Finansal Krizde Ülke Örnekler

2.2.2.4. Brezilya Kriz

Latin Amerika ülkeleri, bir yandan ABD ile yakın ticari ilişkileri diğer yandan da özellikle 1980’lerdeki hızlı büyümeleri dolayısıyla dünyanın en çok dikkati çeken bölgelerinden birisi olmuştur. Latin Amerika ülkeleri özellikle 1980’lerin ikinci yarısından itibaren krizden kurtulmayı ekonomik serbestleşmede aramaya başlamıştır. Buradaki amaç piyasa mekanizmasına daha çok dayanarak ve dünya ekonomisi ile bütünleşerek hem istikrarı hem de büyümeyi tekrar sağlamaktır. Bu ülkelerden ikisi Brezilya ve Arjantin’dir. Aşağıda önce Brezilya daha sonrada Arjantin’in yaşadığı kriz hakkında açıklamalarda bulunulmaktadır.

Brezilya 1980’lerde borç krizi yaşamış, 1986-1995 arasında yıllık enflasyon oranı ortalama % 716.1’dir (Bkz. Tablo 11). Brezilya’nın yaşamış olduğu hiper enflasyon % 2700’lere ulaşmış bu nedenle de çok sayıda başarısızlıkla sonuçlanan istikrar programı uygulamaya sokulmuştur. 1986 Cruzado, 1989 Summer, 1990 Collar ve en son 1994 Temmuzunda kabul edilen Real Planları uygulanmıştır369. Dünyanın en büyük dokuzuncu ekonomisi konumunda bulunan ve uygulamaya koyduğu “Real Planı” ile 1994-1998 yılları arasında enflasyonu % 2700’lerden % 3’ler düzeyine indirmeyi başaran, daraltıcı politikalar ile birlikte ortalama % 3’ün üzerinde büyüme hızına ulaşmıştır (Bkz. Tablo 11).

1998 yılında Brezilya yaklaşık 40 Milyar ABD Doları tutarında döviz rezervine sahip olmuştur. 1994 yılı ortalarından beri, döviz kuruna dayalı bir istikrar programı uygulanmaktadır. Uygulanan politika ile enflasyon oranı tek haneli rakamlara indirilmiştir. Ülkede bankacılık sektörü yeniden yapılandırılmış, geniş çaplı bir özelleştirme programı hayata geçirilmiştir. Yapısal bir dizi tedbir alınmış ancak, ülkede bütçe disiplini bir türlü sağlanamamıştır. Finansal sektör reformlarını yapmak için gereken siyasi uzlaşma ortamı da yaratılamamıştır. İç borç stokunun milli gelir içindeki payı yüzde 40 düzeylerindedir (ki menkul kıymete bağlanmış olan borçlar milli gelirin yüzde 35’ine ulaşmaktadır) ve iç borçların ağırlığı kısa vadeli borçlardır. Brezilya finansal performansın etkisiyle, enflasyon ve döviz kuru hedefi tek haneli olmasına rağmen faiz oranları % 20 seviyelerindedir. Reel faiz oranları oldukça yüksektir. 1998 Rusya krizinin etkisi altında olan yabancı portföy yöneticileri, birdenbire bütçeden kaynaklanan riskleri ve cari işlemler dengesindeki gelişmeleri dev aynasında görmeye başladılar. Artan risk algılaması ile yabancı tasarruflar çekilmeye başlamış ve Brezilya başlangıçtaki 40 Milyar ABD Doları tutarındaki döviz rezervine rağmen uygulamakta olduğu programdan sapmaya razı olmak zorunda kalmıştır.

Rusya’nın Ağustos 1998’de borçlarını ödemeyi durdurarak moratoryum ilan etmesi üzerine artan baskılar karşısında, Brezilya önce kısa vadeli faiz oranlarını yükseltmiş ardından sıkı bir bütçe politikası uygulamak için çalışmalara başlamıştır. Bu arada IMF ile 41,5 Milyar ABD Doları tutarında bir ek rezerv anlaşması için görüşmeler yapılmıştır. Ama Ocak 1999’a kadar piyasaların güven krizi artarak devam etmiş ve kontrollü bir devalüasyon denemesinden sonra 13 Ocakta Real serbest dalgalanmaya bırakılmıştır370. Gelişmekte olan ülkelere model olarak gösterilen ve yakın zamana kadar uluslararası sermayenin akın ettiği Brezilya’da 13 Ocak 1999 tarihinde patlak veren finansal kriz herkesi şaşırtmıştır. Brezilya Krizinin gelişimi şu şekilde ifade edilmektedir371:

13 Ocak 1999’da, bir günde bir milyar dolara yakın paranın ülke dışına çıkmasıyla derinleşen kriz, MB başkanının istifasına yol açmış ve para birimi Real devalüe edilmiştir. 15 Ocak 1999’da, Real serbest dalgalanmaya bırakılmış ilk etapta değeri % 9 oranında düşmüştür. 18 Ocak 1999’da, Real’in serbest dalgalanmasına devam edileceği ve paranın değerini belirleme işleminin piyasalara bırakıldığı belirtilmiştir. 19 Ocak 1999’da, Merkez Bankası bankalara verdiği kredilerin faiz oranlarını % 29’dan % 41’e çıkarmıştır. 26 Ocak’ta, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch IBCA, Brezilya’nın uzun vadeli yabancı ve yerli para birimi notlarını alarm veren derecede negatif seviyeye düşürmüştür ve Merkez Bankası yatırımcıların yurtdışına döviz çıkarma isteğine sınırlama getirilmeyeceğini açıklamıştır. 29 Ocak’ta, Merkez Bankası faiz oranlarını % 35,5’dan % 37’ye, 1 ABD doları = 1.21 Real iken 2.15 Real’e yükselmiştir. Real burada % 78 oranında değer kaybetmiştir. Ayrıca, yeni politika dalgalanan kur, enflasyon hedeflemesine dayalı bir sıkı para politikası ve sıkı maliye politikasından oluşmaktadır. Amaç, 1999 yılında, tekrar yükselme eğilimine giren enflasyonu 1999 yılı sonu itibariyle yeniden tek haneli rakama indirmek olduğu ve Haziran 1999 itibariyle enflasyon hedeflemesi sisteminin yürürlüğe gireceği açıklanmıştır. Bu arada IMF’den yeni bir finansman desteği de sağlanmıştır. Brezilya krizi ile ilgili makroekonomik veriler Tablo 11 ve Tablo 12’de sunulmuştur.

370 Özatay, Fatih (2004), “Dört Ülkede Dört Kriz: Brezilya”,

http://www.ekorehber.com/sayfa.php?sayfa=16&ozet=var, 10.12.2004.

Tablo 11: Brezilya’nın Makroekonomik Gelişimi 1986-1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 Reel GSYİH Artış % 2.5 2.7 3.3 0.1 0.8 4.4 1.3 1.9 -0.2 4.0 Cari İşlemler/GSYİH% - -3.0 -3.8 -4.2 -4.8 -4.0 -4.6 -1.7 0.8 1.2 Bütçe Açığı/GSYİH % - -2.6 -2.6 -5.4 -2.7 -2.3 -2.1 -0.7 -4.1 -1.9 Enflasyon (TÜFE) 716.1 16.0 6.9 3.2 4.9 7.1 6.8 8.4 14.8 6.6 Kaynak: http://www.imf.org/external/pubs/ft/weo/2004/02/pdf/statappx.pdf, 12.01.2005

Tablo 11 incelendiğinde 1986-1995 yılları arası ortalama büyüme % 2,5 olarak gerçekleşmiştir. Görüldüğü gibi reel büyüme 1997 sonuna kadar ortalama % 3’tür. 1998 ve sonrasında büyüme dalgalı bir seyir izlemiş 2000 ve 2004’de % 4 ve üzerinde iken 2003 yılında % 0,2 küçülmüştür. 1994-1998 arasında yukarıda da belirtildiği gibi % 3’ün üzerinde bir büyümeye bağlı olarak ithalatta ve tüketimde büyük bir artış yaşanmıştır. Bu artışın etkisi cari işlemler dengesi/GSYİH ve bütçe açığı dengesi/GSYİH oranlarından rahatlıkla izlenebilmektedir. Brezilya’da enflasyon oranı olarak tüketici fiyatlarının gelişimine bakıldığında, 1986-1995 ortalamasının 716.1 olduğu görülmektedir. Enflasyon 1996’da keskin bir düşüş göstererek % 16’ya inmiş, bu trend aynen devam etmiş ve 2003 yılı hariç tek haneli rakamlara düşmüştür. 1996-2004 ortalaması ise % 8’dir. Son on yılın enflasyon performansı, önceki on yıla göre büyük bir gelişme kaydetmiş % 716’dan % 6,6’ya düşmüştür.

Tablo 12: Brezilya’nın Dış Borç Göstergeleri

1996 1997 1998 1999 2000 2001

Toplam Dış Borçlar (Milyar $) 181.3 198.0 241.0 243.7 238.8 226.4

Kısa Vadeli Dış Borçlar (Milyar $) 35.9 34.9 29.9 29.2 31.0 28.3

Toplam Dış Borçlardaki % Artış 12.9 9.2 21.7 1.1 -2.0 -5.2

Kısa Vadeli Dış Borçlar/Toplam Dış

Borçlar % 19.8 17.6 12.4 12.2 13.0 12.5

Kaynak: http://siteresources.worldbank.org/INTRGDF/Resources/StatisticalAppxpart1and2.pdf,

01.01.2005.

Brezilyanın, 2003 yılına kadar kronik cari işlemler açığına maruz kaldığı görülmektedir. Son iki yıl cari denge artıya geçmiştir. Cari işlemler dengenin açık vermesinin en önemli nedeni Real’in aşırı değerlenmesi ile ihracatın düşük, ithalatın yüksek olmasıdır. Bütçe

dengesine bakıldığında sürekli açık verdiği görülmektedir. Bunun nedenleri arasında harcamaların gelirlerden yüksek olmasının yanında borç servisi ödemelerinin yüksekliği de söylenebilir. Bu dönemde Brezilya kamu açıklarını iç borçlarla finanse ederken, cari açıkları da sermaye akımlarıyla finanse etmektedir372. Brezilyanın dış borçlarına bakıldığı zaman (Bkz. Tablo 12), 1996 yılında 181.3 milyar dolar olan dış borç 1999 yılına kadar sürekli artış göstermiştir ve 1999 yılında 243.7 milyar dolar ile en yüksek rakama ulaşmıştır. 2000 yılından itibaren dış borç miktarında azalmalar olmuş ve 2001 yılında 226.4 milyar dolara gerilemiştir. Kısa vadeli dış borç miktarı kriz öncesi ve kriz sonrası yıllarda 30 milyar dolar civarında olmuştur. Kısa vadeli dış borçların toplam dış borçlara oranına baktığımızda en yüksek oranların 1996 ve 1997 yıllarında olduğu görülmektedir. Kriz yılı olan 1999 yılında %12,2 olan bu oran 2000 yılında % 13 ve 2001 yılında ise % 12,5 olarak gerçekleşmiştir.

Tablo 11 ve 12’de incelenen makroekonomik değerlere göre 1999 kriz yılı öncesinde 1994-1998 arasında uygulanan Real Planı ile ekonomik dengeler düzelmiştir. Bu plan üç aşamadan oluşmuştur373. İlk aşamada kamu maliyesinin düzeltilmesi, ikinci aşamada enflasyonist beklentilerin ve ekonomideki temel fiyatların Real’e her gün değişen kurlarla endekslenmesi, üçüncü aşamada ise Real’in etkinliği hedeflenmiştir. Programda çıpa olarak döviz kuru kullanılmıştır. Ağustos 1998’de Rusya moratoryum ilan edip krize girince, Brezilya’daki yabancı portföy yatırımcıları bütçe ve cari işlemler dengesizliklerinin riskini abartmaya başlamışlardır. Rusya Krizini takip eden üç ay içinde 30 milyar dolarlık rezerv kaybına uğrayan Brezilya’nın daha sonraki günlerde günde yaklaşık 1 milyar dolarlık bir sermaye kaçışına sahne olduğu da bilinmektedir. Küresel finansal piyasalarda günde yaklaşık 1.5-2 trilyon dolarlık işlem gerçekleştirildiği dikkate alındığında, bir ülkenin ekonomi politikasına güvensizlik oluşması halinde 50-60 hatta 70 milyar dolarlık rezervler bile piyasaları etkilemekte yetersiz kalabilmektedir374. Brezilya’da da böyle olmuş, yabancı sermaye ülkeden çıkmaya başlayınca Brezilya’nın 40 milyar dolarlık rezervi programı sürdürmeye yeterli olmamıştır.

Kriz sonrası uygulanan IMF programı ile kriz büyük ölçüde atlatılmış, programın ikinci yılında ekonomik büyüme % 4 olmuştur. Son yıllarda cari işlemler dengesinin pozitif olması, bütçe açığının küçülmesi, büyümenin % 4’ler düzeyinde olması olumlu faktörlerdir. Kriz sonrasındaki iyileşmede iki noktayı vurgulanmak gerekir. Birincisi, ABD faiz oranlarının düşük seyretmesi nedeniyle yabancı yatırımcılar daha yüksek getiri sağlayabilecekleri bir

372 Yay ve diğerleri (2001), a.g.e., s. 42.

373 Toprak, Metin (2001b), Küreselleşme ve Kriz, Siyasal Kitabevi, Ankara, s. 149. 374 Toprak, Metin (2001b), a.g.e., s. 149.

alternatif aramalarıdır. İkincisi ise, uluslararası kuruluşlar finansal ve teknik desteği kırılan Brezilya’da güven ortamını yeniden tesis etmeleridir375.