İ L İ M L E R İ N S I N I F L A N D I R I L M A S I (Tak sîmu'l-Ulûm)
Kuşkusuz her ilmin bir konusu vardır ve konu değişik şekillerde bu bi
limlerde incelenir. Bilimin konusu olarak incelenmesi mümkün olan şeyler; varlığı eylemlerimize bağlı olanlar (Siyaset, yönetim, ibadet, matematik, vb. insanî uğraşlar) ve varlığı eylemlerimize bağlı olmayan
lar (gök, yer, bitkiler, hayvanlar, madenler, melekler, cinler, şeytanlar ve diğer nesneler) olmak üzere iki kısma ayrılır.
Hikmet ilmi iki kısma ayrılmaktadır:
1. Eylemlerimizin durumlarını kendisiyle öğrendiğimiz ve praük ilim (el-ilmu'l-amelî) diye isimlendirilen, h i k m e t ilmi. Bu ilinin faydası dünya işlerimizin k e n d i s i y l e düzene girdiği, â h i r e t beklentilerimizin doğrulandığı fiillerin niteliklerinin açığa çıkmasıdır.
2. Bütün varlıkların mahiyetlerinin bir düzen içeri.sinde nefiste meydana gelmesini sağlayan ve varlıkların mahiyetlerini kendisiyle öğ
rendiğimiz hikmet ilmi; aynada görünen resim gibi.
Bu bilginin nefislerimizde oluşması, bizim için bir olgunluktur.
Nefsin özelliği varlığın bütün durumlarmı kabul etmeye hazır olması
dır.•'^ Bu durum, dünyada fazilet, -ilerde zikredileceği üzere- ahirette de mutluluk sebebidir.^"^ Bu ilim, teorik ilim (el-ilmu'n-nazarî) diye isimlendirilir.
Bu iki ilimden her biri kendi içinde üç kı-^ma ayrılmaktadır:
Pratik İlim;
1. İnsanın diğet insanlarla ilişkilerini düzenleyen yönetim bilimi.
Gerçekten insan, diğer insanlarla bir arada yaşama zorunluluğu içinde
33. Yani nefsin, VHrIiKin hunin durumİHtmı kahul etmesi.
3 4 - Üazâlî'nin .salt teorik hilgiyi âhiret mııtlnİuğumı e l J e etmek içm hır ko.şul hnlmı ftctırmesinc dikkar edilmelidir.
yaratılmıştır. Bir arada yaşama ise, ancak ahiret kurtuluşunu ve dünya yararlarını temin edecek özel bir ilim ile düzenlenebilir. Bu ilim, temeli şeriat o l a n bir ilimdir ve o n u şehirlerin ve şehir h a l k ı n ı n yö
netimini .sağlayan siyaset bilimleri tamamlar,^^
2. B v yönetimi ilimi; birey, h a n ı m ı y l a , çocuğuyla, hizmetçi vc evde yaşamakta olan diğer şahıslarla geçinmeyi bu ilimle öğrenir.^'^
3. Sıfatlarında, huylarında hayırlı ve erdemh biri olmak için in
sanın sahip olması gereken nitelikler ve ahlak ilmi.
İnsan zorunlu olarak tek başına veya başkaları ile bir arada yaşar.
Başkaları ile bir arada yaşaması da; ya ev halkıyla sınırlıdır veya bütün şehir balkını kapsayacak şekilde gcniştir.^^
İlim, bu üç yaşama alanına göre de zorunlu olarak üç kısma ayrılır.
Teorik ilimler de üçe ayrılırler:
{.'Metafizik (ilâhî) veya ilk felsefe (el- fcisefetu'l-ûlâ).
2. IIm-( Riyazi, ilm-i talîmi ya da ı'lm-i evsat denilen matemaktık ilmi.
(el- İlmıı'l evsat).
3, Tabiat bilimi vc a§ağı ilim (cl-ilmu'l-cdnâ) diye isimlendirilen teorik bilimler.
35. UaîHİÎ; Lslam şcriarıriL, i n s a n İ H t ı n bankalarıyla ilj.şkilctini düzenleyen ilkelerin çı-karddığı bir temel olarak değerlendirmektedir. Bu konuda siya.'^ct bilinıkri olarak ı-ımicndirilcn bilimlerin l.slara şeriatına yardımcı olmalarını engelleyecek bir husus d a yokrur. İslam şeriatına yardımcı olan veya onu t a m a m l a y a n şeylerin İ.slam'a zıt vc ter.s şeyler olmamaları önemlidir. Bu temele dayanatak topluma yatdımeı olacak fikiıletL-götjii-slerin açılmasına mü.saade edilmiş ve toplumun refah .standarllarını artıracak, j;ıı-v c n ı sağlayacak j;ıı-ve I.slam şeriatının t a m a m l a n m a s ı n a yardımcı olacak şeylere izin j;ıı-ve
rilmiştir. I.slam şeriatı, yer^'üzünü imar etmek üzere in.sanı halife olarak seçen Allah'ın vahyine dayandığına göre bu gayeye ulaşmaya yardımcı olacak şeylerin veya bu t ü r bilimlerin İslam şeriatı ile çelişmesi mümkün değildir. Ç ü n k ü hakikat hakikat ile çeliş
mez. Yeter ki in.san, varlığınm düşünen canlı esasına dayandığını, bu dünyada son bula
cak olan hayatının daha uzun .sürecek ve a n c a k Allah'ın bildiği başka bir hayatı ta
mamlayacak bir cüz olduğunu unutma.sın.
36. Gazâlî bu bilimin temelinin şeriat olduğunu bclittıueıııiştir. Bunu hclirtmemiş ol-ma.sı sözü uzatmamaya v c zeki insanlara olan güvenine bağlanabilir. Zira böyle biri, I.slam şeriatının çocuklar, analar, babalar, kardeşler, eşler hu.susunda tİctaylı bilgiler verdiğini görür.
37. Bu ifade kısaltılmış bir ifadedir. Şehir halkı, kamu ilişkileri açısından verilen bir ör nektir. Burada kastedilen şehrin kuşatıldığı ç e v r e değildir, zira bu konuya daha IIUCL:
"in.sanm diğer b ü t ü n insanlarla ilişkilerini düzenleyen ilim" şeklinde değinilmişti,
109
Bu ilimler üç kısma ayrılmışlardır. Nedenine gelince; akledilen şeyler; ya maddeden, hareketli ve değişken cisimlere bağlı olmaktan uzaktır; örneğin, A l l a h ' ı n zatı, aklın özü, birlik, neden, nedenli, uy
gunluk, muhalefet, varlık, yokluk ve benzerleri gibi. Bunların -aklın özü gibi- bir kısmmın madde ile bulunmaları imkansızdır. Fakat 'neden ve birlik gibi- bir kısmı ise bazen maddelerle birlikte bulunur. Bu ikisi
nin maddelerle birlikte bulunmaları zorunlu değildir. Nitekim akıl bir ile nitelendiği gibi, bazen cisimde oluşu nedeniyle neden olarak da ni
telenir fakat maddelerde bulunması zaruri değildir. Ya da insan, bitki, maden, gök, yer ve diğer cisimler gibi akledilen şeyler maddeye bağlı olurlar. Bu bağlılık da; ya belirli bir maddeye olan gereksiniminden doğan bir bağlılıktır; ya da üçgen, kare, dikdörtgen, daire gibi zihinde belli bir maddeden soyutlanmış olarak meydana gelmesi mümkün olan varlıklardır. Bu şekillerin varlığı, her ne kadar belirli bir maddede ger-çekleşiyorsa da; var olmadaki bu belirlenim, belli bir maddeye bağlılığı zorunlu kılmamaktadır. Çünkü; bazı durumlarda demirde, odunda, toprakta ve başka şeylerde bu şekiller meydana gelebilmektedir. Fakar insan böyle değildir. Çünkü insanın insan olarak kavranması ancak et, kemik vb. belirli bir madde ile mümkün olmaktadır. Odundan olduğu varsayılan insan, insan değildir. A n c a k , ister etten, topraktan veya odundan olsun, kare, karedir ve bu şekilleri, bir maddeye bağlı olma
dan zihinde düşünmek mümkündür.
Dış dünyada değil de zihinde akim maddeden soyutla ya bildiği bi
lim matematik bilimi, aklın ancak belirli bir maddeye bağlı olarak düşü
nebildiği bilim ise, tabiat bilincidir.
İlimlerin üç guruba ayrılmasının nedeni ve felsefecilerin bu üç bi
lime bakışı işte budur.