• Sonuç bulunamadı

1. BÖLÜM BİLİNÇLİ FARKINDALIK

1.6. Bilinçli Farkındalığın Faydaları

1.6.1. Bilinçli Farkındalığın Bireyler İçin Faydaları

Çağdaş farkındalık programlarının popülerliği ve yaygın kabulü, bu tür programların yaşamın tüm alanlarının yeniden biçimlendirilmesine yardımcı olduğu gerçeğiyle kısmen açıklanabilir. Bu bakımdan, farkındalık, aynı zamanda hem zihin hem de bedenin öz disiplin kontrolü, kendini gözleme ve kendini eniyileme alanı haline gelmektedir (Purser vd., 2016).

Farkındalıkla hareket eden bilinç durumunun birkaç özelliği vardır (Brown vd., 2007; Baer: 2003: 125). Birincisi, bilinçli bir durumda olmak, farkındalık kapsamına giren her şeye dikkat etmeye neden olur. Artık iç dünya ve çevre birlikte fark edilir, yani hiçbir şey salt biliş ile işlemez. Farkındalık, bireylerin gerçekle doğrudan temas halinde kalmasına izin verir. İkincisi, farkındalık şu ana odaklanmış

30 olmak ile tanımlanır. Farkındalık sahibi olan bireyler ne geçmiş olaylarda yaşarlar ne de gelecek hakkında endişelenirler. Onlar şimdiki zamanda neler olup bittiğinin farkında olur ve olanlara katılırlar. Son olarak, farkında bir bilinç durumu, bireylerin burada ve şimdi olan her şeyden haberdar olacağı ve aynı zamanda yaşananları da gözlemleyebileceği bir esneklik oluşturmaktadır.

Son zamanlarda bilinçli farkındalık konusunda bilimsel ve psikolojik açıdan pek çok olumlu çalışmanın gerçekleştirilmesiyle bilinçli farkındalık süreçleri daha anlaşılır hale gelmiştir (Baer, 2011: 258; Hyland vd., 2015). Grossman vd., (2004), farkındalık uygulamaları yapan bir grup ile kontrol grubu arasındaki farklılıkları incelemiştir. Fiziksel sağlık alanında özellikle MBSR veya benzeri yapılandırılmış program katılımcılarının daha zinde olduğu ve yaşam kalitesinin yüksek olduğu tespit edilmiştir. Baer’in (2003) farkındalık üzerine gerçekleştirdiği meta analiz sonuçlarına göre farkındalık uygulamaları ile herhangi bir hastalığa bağlı hissedilen acıda bir değişiklik olmamakla birlikte acının kabulü ve dolayısı ile dayanıklılığın daha yüksek olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca farkındalık uygulamaları, stres seviyesinde azalma, performansta artış, bireysel esenlikte iyileşme, bağımlılıklardan kurtulma, tükenmişlik ve depresyon ile baş etme davranışlarının geliştirilmesinde ve yaşamda var olan problemlere mesafe almada bireylere yardımcı olmaktadır (Başoğlu, 2018; Brown vd., 2007; Baer, 2011: 241; Baysal ve Demirbaş, 2012; Ülev, 2014; Keçeli, 2017: 23; Hyland vd., 2015: 593). Ayrıca farkındalık ile sapkınlık ve duygusal tükenme arasında ise negatif ilişki olduğu tespit edilmiştir (Reb vd., 2015). Bunun yanında farkındalık, kaygı, stres ve mutsuzluk gibi çözülmeyi bekleyen problemler olarak görülen duyguların bireyin yaşamındaki etkilerinin gözlemlenmesi ve anlaşılması için de problemlerden uzaklaşıp bakmanın bir yoludur (Keçeli, 2017: 10).

Farkında olan bireyler negatif duygulanımın olası zararlarından korunarak içsel motivasyon potansiyelini daha iyi ortaya çıkarabilmektedir. Bu bireyler bir olumsuzluk deneyimlendikten sonra olumlu duygulanıma daha iyi geçiş yapabilmektedirler. Yüksek düzeyde farkında olma eğilimi olan bireyler, burada ve şimdi daha sıklıkla, daha uzun zaman dilimlerinde ve daha yoğun bir şekilde kalabilmektedir (Brown ve Ryan, 2003). Ayrıca bilinçli farkındalık, doğası gereği öğrenme becerilerini de geliştirebilmektedir. Buna ek olarak daha yoğun kendini kabul

31 ve “sessizleşen benlik” ile bilinçli farkındalık, öğrenme aşamaları süresince kişisel imajı koruma güdüsünün azalışına neden olmaktadır (Lee, 2012).

Baer (2003: 125), farkındalık uygulamalarının, bir bireyin anda oluşan olaylara karşı içsel ve dışsal deneyimlerini artırdığını ve devam eden olayların akışında içsel ve dışsal uyarıcıların varlığını da algılayarak yargısız gözlemde bulunmaya katkıda bulunduğunu açıklamaktadır.

Farkındalığın ilişkiler üzerinde de olumlu etkileri olduğu ifade edilmektedir. Yapılan araştırmalar, farkındalığın ilişkide iyi olma, tatmin ve iletişimde önemli bir rol oynayabileceğini göstermiştir. Ayrıca, bu doğrultuda Carson vd. (2004), çiftlere yönelik bir farkındalık temelli ilişki geliştirme pratiği düzenlemiştir.

Bilinçli farkındalık bireysel karar almada da oldukça önemli etkilere sahiptir. Karar aşamasında içsel ve dışsal tüm faktörlerin dikkate alınmasına etki eder. Farkındalık seviyesi yüksek bireyler, çıkar çatışması gibi potansiyel önyargıları rasyonalize etmeye çaba harcamamaktadır. Böylece farkındalık yolu ile bireylerin etik karar alma kapasitesi artış göstermektedir (Ruedy ve Schweitzer, 2010: 76).

Snowden vd., (2015), farkındalık eğitiminin duygusal zekâ ile ilişkili olduğunu tespit etmiştir. Bilinçli farkındalık pratikleri uygulayan bireylerin kendi duygularını fark etme, başkalarını anlama ve duygularını düzenleme becerilerinde artış görülmektedir. Böylelikle bireylerin benlik algısının bilinçli farkındalık ile doğrudan ilişkili olduğunu söylemek mümkündür (Balundė ve Paradnikė, 2016). Bilinçli farkındalığa sahip olan bireyler nihayetinde kendilik farkındalığına da sahiptir.

1.6.2. Bilinçli Farkındalığın Örgütler İçin Faydaları

Farkındalığın teori ve uygulamaları, sağlık hizmetleri, eğitim, nörobilim ve kurumlardaki farkındalığın kültürel varsayımlar, kurumsal yapılar, ekonomik sistemler ve politik güçler tarafından nasıl etkilenmekte ve şekillenmekte olduğunu incelemektedir. Farkındalık hareketinin toplumun tüm alanlarına yayıldığı göz önüne alındığında farkındalığın örgütler için yararlarını ifade etmek oldukça önemli hale gelmektedir (Purser vd., 2016). Bu doğrultuda bilinçli farkındalığın örgütler için faydaları incelediğinde, bilinçli farkındalık ile etik davranış arasında pozitif yönlü bir ilişki olduğu görülmektedir. İşletmelerde farkındalık derecesi arttıkça etik davranış

32 görülme sıklığı artmaktadır (Kalafatoğlu ve Turgut, 2017). Rich vd.’ne (2010) göre farkındalıklı çalışanlar, işletmede yaptıkları faaliyetlere tamamen odaklanmakta ve tam potansiyel göstermektedir. Bilinçli farkındalık, işe tutkunluk ve özenli olmada çalışanı motive eden bir özelliğe sahiptir. İşe tutkunluk, farkındalık ile beslenmektedir. Yapılan araştırmalar çalışan tutkunluğunun psikolojik olarak bireyleri o an yapılan işte kalmaya yönelttiğini ifade etmektedir. Böylelikle bireyler daha kişisel bir iş deneyimi yaşamaktadır (Kahn, 1990). Böylelikle farkındalık, bireylerin bakış açısını değiştirerek daha önceki bildiklerini ya da mevcut işlerini dahi yeniden algılamalarında ve anlamlandırmalarında etkili olabilmektedir (Carmody ve Bear, 2008; Shapiro vd., 2006). Sonuç olarak da çalışanların işe olan ilgisi artmakta ve çalışan katılımı teşvik edilebilmektedir (Langer ve Moldoveanu, 2000).

Bilinçli farkındalık, bireylerin kariyer seçimi esnasında duygular, özgüven, öz-yeterlilik, kaygı, kaçınma ve katılım, bağlanma ve benlik kavramı vb. ile olan yakın ilişkileri nedeniyle de önem kazanmaktadır (Zhang, 2008: 17). İşe ilgisi artan çalışanlar kendi potansiyelini fark etmekte ve böylelikle kariyer planlamasını yaparken kendi sahip oldukları beceriler ile çevresel değerlendirmeleri daha objektif olarak görebilmektedir.

İş yeri iletişimi kapsamında bilinçli farkındalığın faydalarına bakıldığında ise, Hunter ve McCormick (2008), nitel bir çalışmasında, farkındalık uygulayan yöneticilerin ve profesyonellerin, işyerinde kişilerarası ilişkilerin geliştiğini, kişilerarası etkileşimlerde daha fazla akış ve kolaylık yaşandığını, daha sevgi dolu ve şefkatli hissederek başkalarını suçlamaya daha az meyilli olduğunu bildirmişlerdir. Bu etkilerin birçoğu, bilişsel esneklik, yeniden değerlendirme, yenilik üretme ve beynin düşünce yapısında değişim yaratma gibi gelişmelerle açıklanabilmektedir. Farkındalık seviyesi yüksek bireyler aynı zamanda, iş arkadaşlarının şüpheciliğini ve yenilikçi davranışlarına karşı direnişlerini kişisel olarak almaktan ziyade bu türden tepkilerin altında yatan korku ve belirsizlik durumlarını algılayarak bu durumlarla daha iyi başa çıkabilmektedir (Ventrella, 2016: 23).

Farkındalık, içsel motivasyonu artırarak çalışanlarda olumlu etki yaratabilmektedir ve aynı zamanda sadece amaç odaklı olmaktan ziyade mevcut görevlere daha fazla katılımı teşvik etmektedir. Genel olarak, olumlu etkiyi artırarak

33 farkında olmanın, işyerinde yaratıcı ve yenilikçi davranışlarla ilişkili bir takım süreçleri geliştirmesi ve örgütsel performans artışı yaratması beklenmektedir (Little, 2016: 29; Aikens vd., 2014; Ho, 2011; Dane ve Brummel, 2014). Benzer bir biçimde farkındalık konusunda örgütsel psikoloji alanında yapılan araştırmalarda, farkındalık ve duygu düzenleme, duygusal tükenme ve iş doyumu, örgütsel vatandaşlık (Hülsheger, vd., 2013; Reb vd., 2014; Hyland vd., 2015: 587), canlılık, uyku kalitesi ve iş-aile dengesi (Allen ve Kiburz, 2012), güvenli ve tutarlı davranış geliştirme (Zhang ve Wu, 2014), işe tutkunluk (Little, 2016: 57), psikolojik iyi oluş ve sosyal sermaye (umut, iyimserlik, dayanıklılık ve öz-yeterlilik) (Malinowski ve Lim, 2015: 1250), işe katılım ve otantik işleyiş (Leroy vd., 2013: 138), pozitif mesleki ilişkiler (Vogus ve Welbourne, 2003; Leroy vd., 2013) ve örgütsel verimlilik (Wheeler vd., 2012) arasında ilişki olduğu ifade edilmektedir.

Örgütlerde pozitif duygulanım, değişimle başa çıkma ve farkındalık ile ilişkilidir (Judge vd., 1999). Dahası bilinçli farkındalık, bilişsel esneklik ve pozitif yeniden değerlendirmenin olumlu etkisini artırarak, değişime karşı direnci karakterize eden bilişsel katılık ve duygusal tepkiyi azaltmaktadır (Little, 2016: 30). Bilinçli farkındalığın değişim karşısında bireylerin tutumuna etki etmesi için pek çok neden vardır (Thera, 2005). Bilinçli farkındalık, durumları, olayları ve kişileri yeniden değerlendirmeyi artırarak örgütsel değişim ile ilişkili stresle daha iyi başa çıkmayı sağlayabilir. Özellikle, farkındalık etkinlikleri kapsamında yeniden değerlendirmenin, değişime yönelik negatif duygusal tepkileri azaltması ve sonuç olarak değişime daha az direnç gösterilmesi ile ilişkili olması beklenmektedir. Böylelikle örgütsel öğrenme becerilerinde de artış gözlemlenebilmektedir (Little, 2016: 31-82; Hyland vd., 2015: 587; Foureur vd., 2013). Ancak Massimo Tomassini, bilinçli farkındalığı sadece bir stres azaltma ya da dikkat geliştirme tekniği değil, performans odaklı iş kültürü dışında özgürleştirici bir toplum pratiği olan ve katılımcıların kendileri tarafından belirlenen refleksif uygulamalardan oluşan farklı bir yaklaşım olarak görmektedir (Purser vd., 2016).

Bireylerin kendisi ve başkalarına yönelik farkındalığı, farkındalığın içsel bir unsurudur. Bu nedenle farkındalıktaki artış, öz-farkındalıktaki artışa karşılık gelmektedir. Farkındalık eğitim ve uygulamalarının, yüksek potansiyele sahip

34 çalışanlar üzerinde ve işletmelerin yüksek potansiyeli olan etkinliklerinde, işgücü stresini azaltmak ve çalışanlarda esneklik oluşturmak açısından önemli derecede etkisi vardır (Lee, 2012; Hyland vd., 2015: 22). Giluk, (2010), işletmelerde farkındalık eğitimini takiben kişilerarası davranışlardaki ince değişikliklerin önceden var olan ilişkiler üzerinde gözle görülür bir etki yaratmasının mümkün olduğunu, ancak etkinin görülmesinin birkaç haftadan uzun sürebileceğini ifade etmektedir. Örgütlerde bilinçli farkındalık uygulamalarına bakıldığında, Kabat-Zinn’in, Farkındalık Temelli Stres Azaltma veya MBSR olarak bilinen programı ile son 35 yılda, katılımcıların ağrı, stres, endişe ve diğer semptom ve durumlarında önemli azalış yarattığı görülmektedir. İş yerindeki kitleler için diğer uygulamalar ise Fark Yaratan Liderlik Enstitüsü ve Kendini İçinde Ara Liderlik Enstitüsü gibi kurumlar tarafından düzenlemektedir. Farkındalık eğitimleri, eMindful tarafından sunulan programlar gibi internet tabanlı canlı sanal sınıflar aracılığıyla da çevrimiçi olarak verilmeye başlanmıştır. İşyeri farkındalık programlarının formatı ve içeriği, işyerine daha elverişli olmak için MBSR modelinden uyarlanmıştır. Yukarıda ifade edilen bu programlar, hakemli çalışmaları da içerecek şekilde kendilerini destekleyen araştırma verilerine sahiptir. Ancak, farkındalık eğitimi sağlayıcıları ve bilinçli farkındalık modelleri çoğalmaya devam ettikçe, örgütsel kapsamda hangi farkındalık eğitimi programının örgüte uygun olduğunun değerlendirmesinin gerekliliği gündeme gelmiştir (Hyland vd., 2015: 579).