• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM II: KURAMSAL ÇERÇEVE

2.3 Bilişsel Yaklaşımda İlgeçler

Modern alanyazına bakıldığında, –büyük olasılıkla makineli çeviri ve metin üretimi, sözdizimsel çözümleme [parsing] gibi berimsel dilbilim araştırmalarının da önem kazanmasıyla- özellikle Bilişsel Dilbilim çerçevesinde ilgeçlere ve anlamsal yapılarına yönelik çalışmalara gittikçe daha fazla yer verildiği görülmektedir. Öte yandan, bu çalışmaların büyük çoğunluğu yalnızca uzamsal [spatial] ilgeçlere odaklanmaktadır.

Bunun nedeni, zaman kavramının uzam kavramından türediğinin varsayılması; bunun dildeki yansımasının da daha soyut olan zamansal kullanımların temelinde fiziksel ve somut olan uzamsal kullanımlar olduğu düşüncesidir. Dolayısıyla, zaman alanının buradan hareketle çözümlenebileceği, öncelikle temel olduğu düşünülen uzam alanının ele alınması gerektiği varsayılmaktadır.

Langacker, bu kapsamdaki, yani yalnızca uzamsal ilgeçleri kapsayan tanımlamasında, ilgeçleri ilişkisel ifadeler [relational expressions] olarak adlandırmıştır. İlişkisel ifadeler ile kesitlenmiş olan ilişkinin katılımcılarının ne derece öne çıktıkları değişiklik gösterebilir. Genellikle, katılımcıların biri odağa ya da merkeze yerleştirilir. Langacker (2008: 113) odaklanmış olan bu katılımcıya konumlanan (kn) [trajector]; ikincil konumda bulunmakla beraber, odağın belirlenmesinde kendisinden referans alınan diğer katılımcıya ise konumlayan (ky) [landmark] adını vermiştir. Diğer bir deyişle,

alanyazında farklı adlandırmalarla [theme, relatum, figure] da karşımıza çıkabilen Kn, uzamda konumlanmak istenen, yolu, yeri ya da yönü değişken olarak algılanan, hareketli ya da hareket ettirilebilen nesnedir (Talmy, 2000: 312). Yine farklı adlandırmaları bulunan [reference object, referent, ground] Ky ise, uzamsal çerçeveye bağlı sabit bir yeri olan, Kn’nin yolunun, yerinin ya da yönünün belirlenmesini sağlayan referans nesnedir (Talmy, 2000: 312).

Şekil 1’de görülebileceği üzere, sıfat, belirteç ve ilgeç gibi sözcük türlerinin sınıflandırılması da odaktaki katılımcıların sayısı ve niteliği üzerinden yapılmaktadır.

Sıfat ve belirteçlerde yalnızca tek bir odaklanmış katılımcı (Kn) bulunmaktadır ve bu katılımcı sıfatlar söz konusu olduğunda bir şey, belirteçler söz konusu olduğunda ise bir ilişkidir (Langacker, 2008: 115-117).

Örneğin, ‘kare’ sıfatı ile kesitlenen, şeklin düzenlenişine [configuration] ilişkin bir takım değerlendirmelerdir: Dört kenarı olması, tüm kenarların eşit uzunlukta olması, karşıt kenarların paralel olması ve bitişik kenarların birbirine dik olması. Yani ‘kare’nin tek Kn’si, bize bu Kn’nin kendisine içkin farklı yönler arasındaki karşılıklı bağlantıların (düzenlenişlerin) tamamını kesitlemektedir. Bir başka deyişle, kare şeklini oluşturan düzenlenişler bütünü bize kesitlenmiş bir ilişki sunmakta, bu ilişki de ‘kare’nin tek katılımcısı olan Kn ile ortaya konmaktadır (Langacker, 2008: 114).

İki katılımcı sayısına sahip olan ilgeçlerde ise Kn bir şey ya da bir ilişki, Ky ise bir varlıktır (Langacker 2008: 115-116).

Kare varlıkları [entitites]; daire şeyleri [things] temsil etmektedir.

Langacker’e göre (2008: 117) eylemler ile ilgeçler arasındaki temel fark ise, eylemlerin kesitlediği ilişkinin bir süreç içermesi, ilgeçlerinkinin ise süreçsel olmamasıdır. Bir başka deyişle, eylemler zamansal, ilgeçler ise zaman-dışıdır.

Örneğin, aşağıda Şekil 2’de, içine [into] ilgeci ile girmek [enter] eylemi tamamen aynı biçimde gösterilmektedir. Ancak eylem algılanan zamanı öne çıkarmakta ve ‘girmek’

sözcüğü ile ortaya konulan, yani kesitlenen ilişkinin eksen boyunca çizgisel olarak gelişmekte olduğunu sıralı tarama [sequential scanning] yoluyla zihinsel olarak canlandırmaktadır. Yani, eylemin bileşenleri olarak kabul edilebilecek olan durumlar, sıralı bir şekilde tarandığı için, Şekil 2’de örneklendiği gibi zamansallık öne çıkmaktadır. Burada ‘içine’ ile ‘girmek’ sözcükleri arasındaki farkı gösteren, girmek’e ait gösterimin altında yer alan oktur (Langacker 2008: 117).

sıfatlar belirteçler ilgeçler

kn kn kn

ky

Şekil 1. Varlıklar ve şeyler (Langacker 2008: 116)

Şekil 2. İlişkisel ifadeler (Langacker 2008: 117)

Ayrıca, ilgeçler söz konusu olduğunda, eylemlerden farklı olarak, zihinde sıralı değil bütüncül bir görünüm sunan özet tarama [summary scan] gerçekleşmektedir. Karmaşık bir ilgeçle bir eylemi birbirinden ayıran da işte bu farktır (Langacker, 2008: 112-18).

Yeniden Şekil 1’e bakacak olursak, ilgeçlerle kesitlenen iki olası ilişki biçiminin de Şekil 1 üzerinde imgelendiği görülecektir: Basit [simplex] ya da karmaşık [complex]

ilişkiler. Basit ilgeçler -garajın içinde [in the garage], bir ağacın altında [under a tree], çıkış kapısının yanında [near the exit] gibi- tek bir konumu ifade ederlerken; karmaşık ilgeçler bir yola denk düşen –garajın içine [into the garage], nehir boyunca [along the river], bir tünelin içinden [through a tunnel] gibi- bir dizi konumu ifade ederler. Şekil 1’deki içinde ilgeci tek bir uzamsal düzenlenişi kesitlemekte olduğundan, yalnızca tek bir durum içermektedir. İçine ilgeci ise, bir dizi devamlı durum içermektedir (şekilde olası durumlardan yalnızca üçü gösterilmektedir ama bununla sınırlı olmak zorunda değildir), yani çoklu bir düzenlenişten oluşmaktadır. Noktalı çizgiler, Kn’nin ve Ky’nin yol boyunca değişmediğini göstermektedir. Son olarak, içinde ile kesitlenen tekil düzenlenişin, içine ilgecinin içerdiği son durum ile aynı olduğu görülebilir (Langacker 2008: 117).

Gärdenfors (2014: 205), Langacker’in ‘basit’ ve ‘karmaşık’ terimleriyle ifade ettiği ayrımın aynısını, konumlayıcı [locative] ve yönelimli [directional] terimleri ile

yapmıştır. Tahmin edilebileceği üzere, konumlayıcı olan ilgeçler bir şeyin nerede olduğunu, yönelimli olan ilgeçler ise bir şeyin nereye gittiğini göstermektedir.

Ayrıca, yine Langacker ile benzer bir şekilde, ilgeçlerin bir Kn ile bir Ky arasındaki ilişkileri tanımladığını; arasında vb. ilgeçlerde ise bir Kn ile iki Ky arasındaki ilişkilerin söz konusu olduğunu belirtmiştir (Gärdenfors, 2014: 205). Gärdenfors’un (2014: 205) yapmış olduğu diğer bir belirleme ise, konumlayıcı ilgeçlerin bir dizi nokta [point] ile yönelimli ilgeçlerin ise bir dizi yol [path] ile gösterilebilir olmalarıdır. Ayrıca, konumlayan genellikle bir nokta boyutunda olmayıp, uzama yayılmış belli bir bölgeyi kapsamaktadır (sf. 208).

Bu noktada, çok daha genel bir belirleme olmakla birlikte, Herskovits’in (1986) dil ve uzamsal biliş üzerine yapmış olduğu çalışmada benimsenen, dilsel ifadelerin temelinde bulunan bulunan bir ‘ideal anlam’dan da bahsedilebilir. Herskovits’e göre (1986:39),

“ideal anlam geometrik bir fikirdir ve belli bir ilgecin bütün kullanımları, bu fikir üzerinden gerçekleştirilen birtakım aktarımlar ve dönüşümler üzerinden türemektedir”.

Buraya kadar anlatılmış olanlar, Bilişsel Dilbilim alanyazında karşılaşılan belli başlı genel kavramsal gözlem ve betimlemelerdir. İlgeçler, bunların dışında, aşağıdaki alt bölümlerde ayrıntılı olarak anlatılacak olan referans çerçeveleri bağlamında ele alınmaktadır.