• Sonuç bulunamadı

Bilgi Verme Yükümlülüğü

3. TÜRK HUKUKUNDA BİLGİ EDİNME HAKKI

3.4. İdari Usul Yönüyle Bilgi Edinme Hakkı

3.6.5. İdarenin Yükümlülükleri

3.6.5.1. Bilgi Verme Yükümlülüğü

Yönetimde açıklığı sağlamanın, idarenin bilgi verme ödevi ve bireylerin bilgi alma hakkı olmak üzere iki temel aracı bulunmaktadır. Yönetimde açıklık, bazen kamu kurum ve kuruluşlarının bilgi verme ödevi ile bazen de kişilerin bilgi edinme hakkı ile sağlanmak istenmiştir (KAYA, 2005(a): s.39).

İdarenin bilgi verme yükümlülüğü ile bireyin bilgi edinme hakkı arasında, bilgi verme ödevi karşısında bu ödevin yerine getirilmesini isteme hakkı olduğu varsayıldığında fark olmayacağı, ancak ikinci sistemde ödev alanı sınırlı biçimde kanunla düzenlendiğinden daha dar kapsamlı olduğu ileri sürülmektedir (Aktaran: EKEN, 1994: s.45).

4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemek amacıyla yayımlanmıştır. 4982 sayılı Kanuna göre, öncelikli olan bilgi edinme hakkı olup, bilgi verme yükümlülüğü bu hakkın neticesidir. Kanunlarla belli kamu hizmetlerini yürütme

98

görevi verilen tüm idarelere, 4982 sayılı Kanun ile aynı zamanda bilgi edinme başvurularını cevaplama ödevi de verilmiştir. Bilgi Edinme Hakkı Kanunu yayımlanmadan önce yürürlükte bulunan 2577 sayılı Kanunun 20. maddesi uyarınca kişilerin kendileri ile ilgili idari işlemlerin sebebini bu işleme karşı açacakları idari davada mahkemenin davalı idareden temin edeceği işlem dosyasından öğrenme olanakları bulunmakla birlikte, 4982 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra, idareye ilgililere tebliğ ettiği işlemlerinde sebep gösterme sorumluluğu getirildiği ileri sürülebilir (AYANOĞLU, 2004: s.1530).

4982 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarının en başta gelen görevi başvuranlara bilgi verme yükümlülüğüdür. Kanun hükmüne göre, “Kurum ve kuruluşlar, bu Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi ve belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlüdürler”. Ayrıca Kanunun 5. maddesi bilgi ve belgelerin, hızlı, etkin ve güvenilir bir şekilde başvuran kişilerin erişimine sunulabilmesini sağlamak amacıyla idareye bilgi verme yükümlülüğünün yanında başka birtakım ödevler de yüklemiş bulunmaktadır (AZER, 2010: s.140).

Davacı tarafından, hakkında uygulanan 1/30 oranında aylıktan kesme cezasının dayanağı olan soruşturma raporundaki kendisine ilişkin bilgi ve belgelerin birer örneğinin verilmesi istemiyle yapılan başvurunun, söz konusu soruşturma raporunun sadece sonuç ve teklif kısmının verilmek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada İstanbul 6. İdare Mahkemesince56, 4982 sayılı Kanunun "Bilgi Verme Yükümlülüğü" başlıklı 5. maddesi uyarınca davacının hakkındaki idari soruşturmaya ilişkin bilgi ve belgeleri savunma ve bilgi edinme hakkı kapsamında edinebileceği, soruşturma raporunun sadece sonuç-kanaat ve teklif kısmının verilmek suretiyle reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ve bu karar onanmıştır57.

56 İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 30.11.2010 tarih ve E:2010/689; K:2010/2008 sayılı kararı. 57 Danıştay 10. Dairesinin 11.02.2015 tarih ve E:2011/8179; K:2015/379 sayılı kararı.

99

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası başkan ve üyeleri ile İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Tesmer Şubesi yönetim kurulu başkan ve üyelerine Ocak 2010'da ödenen huzur haklarının brüt tutarlarının tarafına bildirilmesi için Yeminli Mali Müşavir olan ilgili tarafından Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında yapılan başvurunun İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası tarafından reddi üzerine, bu işleme karşı Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu'na yapılan itiraz başvurusunun kabulüne ve söz konusu bilgilerin erişime açılmasına dair Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu'nun 3.6.2010 tarih ve 2010/1076 sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada Ankara 3. İdare Mahkemesince,58 yeminli mali müşavir olan başvurucu tarafından istenilen bilgi ve belgelerin 4982 sayılı Kanunda yer alan istisnalar kapsamında kalmadığı ve söz konusu belgelerin verilmesi için yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin kaldırılmasına ve belgelerin erişime açılmasına dair Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen karar Danıştay tarafından onanmıştır59.

2008 Şubat döneminde Sağlık Bilimleri Halk Sağlığı Anabilim Dalında yapılan doçentlik sınavının eser incelemesi aşamasında başarısız sayılan davacı tarafından, çifte standartla jüri oluşturularak usulsüzlük yapıldığından bahisle Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı bünyesindeki görevliler hakkında soruşturma açılması istemiyle yapılan başvuru sonrasında tesis edilen işlemlere ilişkin 4982 sayılı Kanun kapsamında bilgi verilmesi istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, davacının bilgi edinme talebinde bulunduğu hususun 4982 sayılı Kanun uyarınca bilgi edinme hakkı sınırları içinde olduğu, istenilen bilgilerin davacıya verilmesi gerektiğinden bahisle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir60.

Kişilerin bilgi edinme taleplerinin kamu kurum ve kuruluşları tarafından belirli bir süre içerisinde karşılanması gerekmektedir. 4982 sayılı Kanunun 9. maddesi uyarınca, bilgi edinme başvurusunda bulunan kişinin ulaşmak istediği bilgi veya belgelerde gizlilik dereceli bilgiler ile beraber başvuranın erişimine sunulabilir nitelikte bilgiler bulunuyor ve bunlar birbirinden ayrılabiliyor ise, gizlilik dereceli

58 Ankara 3. İdare Mahkemesinin 19.4.2011 tarih, E:2010/1246; K:2011/557 sayılı kararı. 59 Danıştay 10. Dairesinin 17.02.2015 tarih ve E:2011/8527; K:2015/532 sayılı kararı. 60 Danıştay 10. Dairesinin 31.03.2015 tarih ve E:2011/10535; K:2015/1508 sayılı kararı.

100

bilgiler çıkarıldıktan sonra diğerlerinin başvuranın erişimine açılması gerektiği düzenlenmiştir (AZER, 2010: s.140).

Çanakkale Vali Yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde davacının hakkında şikâyette bulunduğu Çanakkale Valisi ile ilgili olarak düzenlenen araştırma raporunun 4982 sayılı Kanun uyarınca tarafına verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun kısmen reddine ilişkin İçişleri Bakanlığı işlemine yaptığı itirazın reddi yolundaki BEDK kararının iptali istemiyle açtığı davada idare mahkemesince61, İçişleri Bakanlığınca davacıya yalnızca raporun iddia ve sonuç kısımları verilmiş ise de, dosyaya sunulan raporun 4982 sayılı Kanunun 9. maddesinde belirtilen gizlilik dereceli veya açıklanması yasaklanan bilgiler içermediği gibi, bilgi edinme hakkının istisnaları kapsamına da girmediği belirtilerek, Kanunun 5. maddesi uyarınca raporun tamamının davacıya verilmesi gerektiğine hükmedilmiş, Danıştay tarafından temyizde verilen kararda ise, 4982 sayılı Kanunun 9. maddesi uyarınca, araştırma raporunda bulunan gizlilik dereceli veya açıklanması yasaklanan (raporu hazırlayan görevlinin adı ya da hakkında araştırma yapılan şahsın özel hayatına dair hususlar gibi) bilgilerin, araştırma raporundaki diğer bilgilerden ayıklanmak suretiyle verilebileceğine hükmedilmiştir.62.