• Sonuç bulunamadı

3. TÜRK HUKUKUNDA BİLGİ EDİNME HAKKI

3.4. İdari Usul Yönüyle Bilgi Edinme Hakkı

3.6.3. Bilgi Edinme Başvurusu

Kişiler bir takım şartları ve usulleri yerine getirmek suretiyle bilgi edinme talebinde bulunabilmektedirler.

3.6.3.1. Başvurunun Konusu

4982 sayılı Kanunun 7/1. maddesi uyarınca bilgi edinme başvurusunun, idarenin elinde bulunan veya görevi gereği bulunması gereken, ayrı ve özel bir çalışma, araştırma, inceleme yahut analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belgeye ilişkin olmaması gerekmektedir (HIZ ve YILMAZ, 2004: s.79). Buna göre, kamu kurum ve kuruluşlarının ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması gereken bilgi ve belgeler bilgi edinme hakkı kapsamındadır. Bu düzenleme aynı zamanda, kurum ve kuruluşların bilgi edinme hakkının kullanımını engellemelerine karşı bir önlemdir (EKEN, 2005(a): s.107-108).

Kanunda tanımlanan bilgi ve belge kavramları daha önceki bölümlerde ayrıntılı olarak açıklandığı gibi, geniş kapsamlı kavramlardır. Bilgiyi genel olarak, algılanabilen ve böylece kişiler arası aktarılabilen her şeyin toplamı veya bu toplamın herhangi bir parçası olarak tanımlamak mümkündür. Kanunun 3. maddesinin (d) fıkrası ise ‘‘belgeyi’’; kurum ve kuruluşların sahip oldukları bu Kanun kapsamındaki yazılı, basılı veya çoğaltılmış dosya, evrak, kitap, dergi, broşür, etüt, mektup, program, talimat, kroki, plan, film, fotoğraf, teyp ve videokaseti, harita, elektronik

85

ortamda kaydedilen her türlü bilgi, haber ve veri taşıyıcıları olarak tanımlamıştır. Ancak maddede elektronik veri ve bilgi kaynakları için gösterilen özen diğer bilgi kaynakları için gösterilmediğinden, “her türlü” şeklinde bir ibarenin madde metninin başına eklenmesi gerekmektedir (EKİCİ, 2004: s.9). Ayrıca, maddede belirtilen belge çeşitlerinin sınırlı olmayıp, örnekleme yoluyla sayılması bilgi edinme hakkının kullanılmasını kolaylaştıracaktır (TANSUĞ, 2003: s.125-126).

Kanunda başvuru konusu olup olmaması açısından resmi ve gayri resmi belge ayrımı yapılmamıştır. Dolayısıyla, kişilere hem resmi hem de resmi olmayan bilgi ve belgelere erişim olanağı sunulmuştur. Başka bir ifadeyle, başvuruya konu edilebilecek bilgi ve belgeler düzenlenirken, ‘kamu kurum ve kuruluşlarının ellerinde bulunan veya görevleri gereği bulunması gereken’ bilgi ve belgeler olarak belirtilmiştir. Bu nedenle resmi niteliği olmayan bilgi ve belgeler de Kanun kapsamında yer almıştır (KAYA, 2005(a): s.235).

Danıştay tarafından verilen bir kararda, “4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı

Kanunu'nun amacı demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmaları olup, kurum ve kuruluşların, ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvurulara, açıklanması veya zamanından önce açıklanması halinde suçların önlenmesi ve soruşturulması ya da suçluların kanuni yollarla yakalanıp kovuşturulmasını tehlikeye düşürecek, yargılama görevinin gereğince yerine getirilmesini engelleyecek bilgi ve belgelerin, kişinin izin verdiği haller saklı kalmak üzere, özel hayatın gizliliği kapsamında, açıklanması halinde kişinin sağlık bilgileri ile özel ve aile hayatına, şeref ve haysiyetine, mesleki ve ekonomik değerlerine haksız müdahale oluşturacak bilgi veya belgelerin bilgi edinme hakkı kapsamı dışında olduğu açıktır.” diyerek

4982 sayılı Kanun uyarınca yapılacak başvuruların kapsamı belirtilmiştir33.

Okullarda cips, kola ve gazlı içeceklerin satıldığından bahisle bu hususta denetim yapılıp yapılmadığı, yapılıyor ise ne gibi işlemlerin yapıldığının tarafına bildirilmesi istemiyle davacının yaptığı bilgi edinme başvurusu üzerine okul kantini ve çay ocaklarında Milli Eğitim Müdürlüğü Müfettişleri ve Tarım İl Müdürlüklerinin yetkili birimleri tarafından yapılan denetimlerde herhangi bir olumsuzluk ya da

86

usulsüzlük tespit edilmediği, bu nedenle okul idarecileri veya öğretmenler hakkında bu hususa ilişkin olarak düzenlenmiş herhangi bir inceleme veya soruşturma raporunun bulunmadığı, ayrıca bu sebeple sözleşmesi feshedilen veya hakkında adli makamlara başvurulan kantin işletmecisi de olmadığının dava konusu işlemle davacıya açıkça bildirildiğinden, var olmayan bilgi ve belgenin davacıya verilmesinin de mümkün olmayacağına hükmedilmiştir34.

Türk Eğitim-Sen tarafından okul ve kurumlarda çalışan öğretmen ve yöneticilerin 2003 yılından başvuru tarihi itibarıyla aylıkla ödül, takdirname ve teşekkür verilenlerin Ağrı İli ve İlçelerinde ayrı ayrı sayılarının, ödül belgelerinin hangi faaliyetlere istinaden verildiği ve üye oldukları sendikalara göre dağılım bilgileri ile ilgili bilgi ve belgelerin verilmesi istemiyle yapmış olduğu başvuru üzerine tesis edilen Ağrı Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü işlemi ile anılan işleme yapılan itirazın reddine ilişkin Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptali istemiyle açılan davada, istenilen bilgi ve belgelerin temininin ayrı ve özel bir çalışma gerektirdiğinden, bilgi edinme talebinin reddine ilişkin işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen karar onanmıştır35.

İzmir ili, Buca ilçesi, 22 N IVb paftaya ilişkin 54-55 no'lu parselasyon planları, dağıtım cetvelleri ile ıslah planı ve parselasyon planına ilişkin encümen kararlarının tamamının tarafına verilmesi istemiyle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, istenilen belgelerin ayrı ve özel bir çalışma gerektirdiğinden 4982 sayılı Kanun kapsamında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir36.

Yukarıda yer verilen örnek mahkeme kararlarının aksine başka bir olayda, davacı Huzur Radyo ve Televizyon AŞ’nin, 29.9.2006-3.12.2007 tarihleri arasında, Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafından, 3984 sayılı Kanuna göre “Ulusal yayın kuruluşlarına” uygulanan müeyyidelere ilişkin bilgilerin, müeyyide uygulanan kanal, müeyyide uygulanan program, müeyyide uygulanan programın yayın tarihi, ihlal edilen kanun maddesi ve/veya bendi, uygulanan müeyyide bilgileri ile birlikte 4982 sayılı Kanun kapsamında verilmesi talebinin, aynı Kanunun 7/2. ve Yönetmeliğin 12/2. maddesi gereğince kurum ve kuruluşların, ayrı veya özel bir çalışma, araştırma,

34 Danıştay 10. Dairesinin 12.02.2015 tarih ve E:2011/10857, K2015/398 sayılı kararı. 35 Danıştay 10. Dairesinin 13.11.2014 tarih ve E:2010/751, K:2014/6555 sayılı kararı. 36 Danıştay 10. Dairesinin 21.05.2014 tarih ve E:2010/6011, K:2014/3237 sayılı kararı.

87

inceleme ya da analiz neticesinde oluşturulabilecek türden bir bilgi veya belge için yapılacak başvurular ile tekemmül etmemiş bir işleme ilişkin bilgi veya belge için yapılacak başvurulara olumsuz cevap verebileceği sebebiyle reddedilmesi üzerine açılan davada, 3984 sayılı Kanunun müeyyideler başlıklı 33. maddesinde tekerrüre dayalı ceza sisteminin getirildiği, aynı yayın ilkesinin ihlali durumunda bir üst cezanın uygulandığı, yani görevi gereği Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun suç arşivi oluşturması gerektiği ve istenilen bilgi ve belgelerin elinde bulunması gereken bilgi ve belgelerden olduğu, ayrı veya özel bir çalışma, araştırma, inceleme ya da analiz neticesinde elde edilebilecek nitelik ve mahiyette olmadığı, 4982 sayılı Kanun uyarınca kurum ve kuruluşların her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere, gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlü oldukları açık olduğu gerekçesiyle aksi yönde yapılan yorum ile davanın reddi yolunda verilen karar bozulmuştur37.

4982 sayılı Kanunda bilgi edinme hakkı kapsamında talep edilecek bilgi ve belgeler için herhangi bir zaman sınırlaması öngörülmemiştir. BEDK’ya göre Kanunun yürürlüğünden önceki bilgi ve belgeler için de başvuru yapılabilir38.

3.6.3.2. Başvuru Usulü

4982 sayılı Kanun ve bu Kanuna dayanılarak çıkarılan Yönetmeliğin üçüncü bölümü “bilgi edinme başvurusu” başlığını taşımakta olup bu hakkın kullanılması sürecini düzenlemektedir. Bilgi edinme talebiyle kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan başvuru idari bir başvuru niteliğindedir. Zira bir başvurunun idari başvuru olarak kabul edilebilmesi için, başvurunun idari makamlara yapılması, kişilerin menfaatlerine ilişkin olması ve idari nitelikte olması şartları aranmaktadır (KAYA, 2005(a): s.232).

Kişilerin bilgi edinme hakkından yararlanabilmesi için öncelikle usulüne uygun bir başvuru gerekmektedir. Başvuru bizzat ilgili kişi tarafından yapılabileceği gibi vekili tarafından da yapılabilir39. Öte yandan, başvurunun, başvuru sahibinin adı

37 Danıştay 10. Dairesinin 09.12.2014 tarih ve E:2010/7830, K:2014/7477 sayılı kararı. 38 BEDK, 11.10.2004 tarih ve K:2004/133 sayılı kararı.

39 Danıştay 10. Dairesinin 12.2.2015 tarih ve E:2011/8224, K:2015/405 sayılı kararında; ”… davacı

vekili tarafından yapılan başvurunun soruşturma dosyasının içeriğiyle ilgili bilgi edinme amaçlı olduğu, bu bilgi ve belgeler olmaksızın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde usulüne uygun dava

88

ve soyadı, imzası, ikametgâh veya iş adresini içeren okunaklı ve anlaşılır bir dilekçe ile bilgi veya belgenin bulunduğu idari makama yapılması gerekmektedir. Tüzel kişilerin ise, unvanı ve adresi ile birlikte yetkili kişinin imzası ve yetki belgesini içeren bir dilekçe ile başvuru yapılması gerekmektedir.

4982 sayılı Kanunun 6. maddesi ile başvuruların elektronik ortamda ve diğer iletişim araçlarıyla yapılabilmesi de kabul edilerek başvuru şekli günümüzün teknolojik olanaklarını da göz önünde bulundurarak oldukça geniş tutulmuştur. Bilgi edinme hakkından yararlanma şartlarının kolaylaştırılmasının hedefi, kamu yönetiminde açıklık ve şeffaflık ilkelerini gerçekleştirmektir (TORTOP, 2004: s.39- 40).

Bilgi edinme başvurusunun şekline ilişkin bir kararda, Kütahya Mesleki Eğitim Merkezinde müdür olarak görev yapan davacının, hakkında düzenlenen soruşturma raporu ve eklerinin 4982 sayılı Kanun kapsamında tarafına verilmesi isteminin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada, kamu kurum ve kuruluşlarının 4982 sayılı Kanunda yer alan istisnalar dışındaki her türlü bilgi veya belgeyi başvuranların yararlanmasına sunmak ve bilgi edinme başvurularını etkin, süratli ve doğru sonuçlandırmak üzere gerekli idari ve teknik tedbirleri almakla yükümlü oldukları; 4982 sayılı Kanunda ve ilgili Yönetmelikte, bilgi edinme hakkı kapsamında yapılan başvurularda istenilen belgenin onaylı bir kopyasının verileceği ve gerek duyulması halinde maliyetin ve posta ücretinin başvuru sahibinden istenebileceğinin belirtilmesine karşın, davacının, soruşturma raporunun tarafına gönderilmesi isteminin reddedilerek "şahsen başvurması halinde dosyanın takdim edileceğinin” bildirilmesi yönünde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir40.

açılmasının mümkün olmayacağı dolayısıyla 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında yapılmış bu başvurunun vekil tarafından da yapılabileceği, davacının anılan bilgi ve belgelere erişmekte menfaatinin bulunduğu açıktır. Bu durumda; bilgi edinme talebiyle yapılan başvurunun reddinin, 4982 sayılı Kanunun amacı olarak belirlenmiş demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık, açıklık ve hukuk devleti ilkelerine aykırı olacağı sonucuna varıldığından, tesis edilen işlemde ve davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” şeklinde verdiği kararla İstanbul 7. İdare Mahkemesinin 15.3.2011 tarih ve E:2010/1187, K:2011/429 sayılı kararı bozulmuştur.

89

Danıştay 10. Dairesine göre, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, kişilerin kendilerini veya kamuyu ilgilendiren konularda bilgi ve belge talebinde bulunabilme ve bilgi edinebilme haklarını kapsamaktadır ve bu başvuru hakkı Kanunda süreyle sınırlandırılmamıştır. Dolayısıyla, kişiler 2577 sayılı Kanunun 10. maddesi kapsamında her zaman bilgi edinme başvurusunda bulunabilirler. Bu kapsamda ilgililer aynı konuda aynı kuruma birden fazla başvuru da yapabilirler41.

3.6.3.3. Başvuru Ücreti

Kişilerin, idarenin elinde bulunan veya görevi gereği elinde bulunması gereken bilgi ve belgeleri elde edebilmeleri için öngörülen şartlardan birisi de başvuru ücretidir. Ancak, idarenin isteyeceği başvuru ücreti çok yüksek tutularak bilgi edinme talebini engelleyici nitelikte olmamalıdır. Öte yandan, istenilecek ücretin önceden belirlenerek ilan edilmesi gerekmektedir. Bu belirlilik, idarelerin kötü niyetine ve ücretlerin kişiye ve duruma göre değişken olmasına karşı kişileri korur ve bilgi edinme hakkının kullanılmasını kolaylaştırır (KAYA, 2005(a): s.238).

4982 sayılı Kanunun 10/4. maddesinde; “Başvurunun yapıldığı kurum ve kuruluş, erişimine olanak sağladığı bilgi veya belgeler için başvuru sahibinden erişimin gerektirdiği maliyet tutarı kadar bir ücreti bütçeye gelir kaydedilmek üzere tahsil edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Bilgi ve belgelerin erişime sunulması karşılığında kişilerden ücret alıp almamak kurum veya kuruluşun takdirine bırakılmaktadır. Eğer ücret alacaksa bunun ölçüsü, bilgi veya belgeye erişimin kurum veya kuruluşlara getirdiği maliyettir. Maliyeti aşan ve kar amacı güden bir şekilde ücret alınmaz. Zaten bu da bilgi edinme hakkının gereğine aykırıdır (EKEN, 2005(a): s.161).