• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

4.1. Türkiye’de Göç Olgusu

4.1.1. Cumhuriyet Öncesi Göç Süreci

4.1.1.2. Balkanlar’dan Türkiye’ye Yönelen Göçler

Uluslaşma akımlarının güçlendiği Balkan ülkelerinde, Müslüman ve Türk halktan insanlar Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmıştır. Söz konusu göçlerin temeli ise 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşlarının (93 Harbi) yol açtığı kitlesel göçlere dayanmaktadır. Osmanlı Devleti’nin Balkan devletleriyle mücadelesinden önce, Avrupa’da yaklaşık 2 milyon 350 bin vatandaşı hayat sürmekteydi.346 Öte yandan, Balkan Yarımadası’nda yaşayan Müslüman ve Türk kimlikli insanlara uygulanan baskı ve eziyet sonucunda, 250-300 bin arası insan katledilirken, yaklaşık 1.3 milyon kişi Osmanlı Devleti’ne iltica etmek durumunda kalmıştır.347 Balkan Savaşları ile ivme kazanan kitlesel göçler, I. Dünya Savaşı ile beraber, Yunanistan, Romanya, Yugoslavya, Bulgaristan gibi ülkelerden gelen sığınma talepleriyle yükselmiş ve Cumhuriyet sonrası da devam etmiştir.

15. asırda Fatih Sultan Mehmet döneminde, Arnavutluk topraklarının Osmanlı Devleti’ne geçmesiyle, ilk Arnavut göçmenler, İstanbul’un bugün adı Arnavutköy olan semtine yerleştirilmiştir. Semtlere isimlerinin verilmesi kadar önem arz eden Arnavut göçü, Anadolu kültürüne birçok atasözü ve deyim kazandırmasının yanı sıra, kültürün yemek çeşitliliğini de zenginleştirmiştir. Osmanlı’da üst düzey makamlarda ve devlet bürokrasisinde görevlendirilen Arnavutların348 bir kısmı, 17. asırda Boşnaklarla birlikte Müslümanlaşmıştır. 19. asırda ise Osmanlı Devleti’nin politik arenada gücünün zayıflaması ve 93 Harbi’nin yaşanmasıyla Sırp, Bulgar, Karadağlı gibi Hıristiyan

344 Nedim İpek, ‘‘Kaynakların Dilinde Göç Kavramı’’, Karadeniz İncelemeleri Dergisi, 17, no. 17 (2014):

16.

345 İlhan Tekeli, ‘‘Osmanlı İmparatorluğu’ndan Günümüze Zorunlu Yer Değiştirmesi ve İskan Sorunu’’, Toplum ve Bilim, 50, (1990): 55-56.

346 İbrahim Yıldız, Türkiye’ye Uluslararası Göçler ve Türkiye’nin Göç Politikası (Ankara: Kırmızı Çatı, 2018): 19.

347 Justin McCarthy, Müslümanlar ve Azınlıklar: Osmanlı Anadolusu’nda Nüfus ve İmparatorluğun Sonu, çev. Bilge Umar (Ankara: İnkılap Kitabevi, 1998): 105.

348 Hasip Saygılı, ‘’20. Yüzyılın Başlangıcından Günümüze Arnavutlarda Osmanlı ve Türkiye Algısı’’, Bilge Strateji, 6, no. 10 (2014): 36.

119

halklarca topraklarının parsellenme planları üzerine uluslaşma eğilimi giren Arnavutlar,349 1913 yılında Bükreş Anlaşması ile bağımsızlıklarını ilan etmiştir.

Boşnak halkının da tıpkı Arnavutlar gibi Osmanlı’nın Bosna bölgesini topraklarına katmasıyla ve bağlı bulundukları Hıristiyan mezhebinin İslamiyet ile benzerliği sebebiyle Müslümanlığı kabul ettikleri bilinmektedir.350 1876 Sırp İsyanı ve ardından gelişen Osmanlı-Rus savaşlarından dolayı, Osmanlı Devleti’nin bölgedeki etkinliği zayıflamış ve Berlin Antlaşması ile Bosna halkının idaresi Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na bırakılmıştır. Avusturya-Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından Bosna topraklarının işgal edilmeye başlanması ve halkın Müslüman olmasından ötürü, Boşnaklar gördüğü baskı ve zulüm neticesinde Osmanlı’ya iltica müracaatında bulunmuştur. Sayıları ilk aşamada 400 bin olarak belirlenen Boşnak göçmenler ya da diğer bir deyişle muhacirler, 1880’li yıllardan başlayıp 1900’lü yılların ilk çeyreğine kadar Rumeli ve Anadolu’nun uygun görülen bölgelerine yerleştirilmiştir.351 1878, 1882, 1900 ve 1908 yıllarında Osmanlı topraklarına dört büyük göç dalgası gerçekleştiren Bosna halkının yanı sıra, söz konusu yıllarda, Anadolu ve Trakya’ya Pomak Türkleri ve Arnavutların da göç ettikleri bilinmektedir.

Eflak ve Boğdan’ın 1856’da bağımsızlıkları sonrası birleşerek kurdukları Romanya, 1878 yılında resmi bir devlet hüviyeti kazanmış; ancak azınlık halklara karşı hoşgörülü politika izlememiştir. Bunun sonucu olarak Romanya’nın Dobruca ve Baserabya bölgelerinde bulunan Türklerin 93 Harbi ile Anadolu’ya başlayan göçleri 1910’a kadar devam etmiştir.352 I. Dünya Savaşı ile bölgede iyice sayıları azalan Hıristiyan Gagavuz ve Müslüman Türklerin, Romanya’nın asimilasyon politikaları sonucu uyguladığı baskıcı rejim sebebiyle ve Türkiye Cumhuriyet’inin kurulmasıyla Anadolu’ya göçleri hızlanmıştır.353 Diğer yandan, 1827’den başlayarak Yunanistan’dan

349 Selda Kılıç, ‘‘Bir Osmanlı Aydınının Arnavutluk’a Dair Görüş ve Düşünceleri’’, Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 19, (2006): 259.

350 Aydın Babuna, Geçmişten Günümüze Boşnaklar, çev. Hayati Torun (İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2000): 2.

351 Muammer Demirel, ‘‘Türkiye’de Bosna Göçmenleri’’, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 12, no. 2 (2008): 291-293.

352 Yıldız, ‘‘Türkiye’ye Uluslararası Göçler ve Türkiye’nin Göç Politikası’’, 47.

353 Adem Sağır ve Zeynep Aktaş, ‘‘Romanya’dan Türkiye’ye Gelen Göçmenlerle Türk Toplumu Arasındaki İlişkinin Sosyolojik Çözümlemesi: Türk Yazılı Basınında 1934-1938’’, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, 35, no. 1 (2019): 149.

120

da Müslüman Türklerin farklı Osmanlı vilayetlerine zorunlu olarak göç ettiklerini bilinmektedir. Bu göç hadiselerinden en bilinenleri ise 1827-1837 yılları arasında, Mora Yarımadası ve Eğriboz Adası’ndan Teselya, Makedonya, Çeşme ve Seferihisar’a yapılan zorunlu göçler, Teselya’nın Osmanlı’nın elinden çıkmasıyla buradaki Müslümanların Yenişehir, Antalya ve Batı Anadolu’nun sahil kasabalarına yerleşmeleri ve 1897 yılında Girit’te yaşanan isyanlar sebebiyle, Müslüman halk tarafından İzmir, Çanakkale, Adana, Suriye ve Trablusgarp’a gerçekleştirilen nüfus hareketleri şeklinde sıralanabilmektedir.354 Cumhuriyet’in kurulması ardından da devam eden bu göçler, birçok Rum ve Türk’ün yurdundan edilmesine yol açmıştır.

Yugoslavya ve Makedonya’dan alınan ilk göçler de 1877 yılına dayanmaktadır.

I. ve II. Balkan Savaşı ile ivme kazanan bu nüfus hareketleri, Cumhuriyet’in ilanından sonra da devam etmiş ve 19. asırda Sancak, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Karadağ, Sırbistan’ın dâhil olduğu Makedonya-Yugoslavya bölgesinden birçok Türk, Osmanlı topraklarına yönelmiştir.355 Öte yandan, 1912-1913 Balkan Savaşları esnasında, yaklaşık 240 bin Makedonyalı Türk, Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmış356 ve yarım milyon insanın çeşitli hastalık ve ağır göç şartları sebebiyle hayatını kaybettiği bu göçte, ölümlerin çoğu kadın, yaşlı ve çocuklarda yaşanmıştır.357 Halaçoğlu’na göre, söz konusu bu göçlerin başlıca sebepleri, dini baskılara, ekonomik nedenlere ve toplumsal baskı ve zulümden kaçışa dayanmaktadır.358

Benzer şekilde, Bulgaristan’dan Osmanlı’ya gerçekleşen ilk nüfus hareketleri de 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ve 1912-1913 Balkan savaşları ile olmuştur. 1878 Berlin Antlaşması sonrası kurulan Bulgaristan, bölgeden çekilen Osmanlı otoritesi sebebiyle, idaresinde bulunan Müslüman ve Türkleri göçe zorlamıştır. 1879 ve 1880 yıllarında gerçekleşen ilk göç dalgasıyla, Varna’da bulunan yaklaşık 17 bin Müslüman-Türk

354 Mehmet Yılmaz, ‘‘Balkan Savaşı’ndan Sonra Türkiye’den Yunanistan’a Rum Göçleri’’, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 10, (2001): 15-16.

355 Aleksandre Popovic, Balkanlar’da İslam, çev. Komisyon (İstanbul: İnsan Yayınları, 1995): 186-187.

356 Tevfik Bıyıklıoğlu, Trakya’da Milli Mücadele (Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1955): 92-93.

357 Altan Deliorman, Yugoslavya’da Müslüman Türk’e Büyük Darbe (İstanbul: Boğaziçi Yayınları, 1975):

247.

358 Ahmet Halaçoğlu, Balkan Harbi Sırasında Rumeli’den Türk Göçleri (1912-1913) (Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1994): 31-42.

121

Anadolu’ya yerleşmek durumda kalmıştır.359 Cumhuriyet öncesi ikinci büyük göç dalgası ise Balkan savaşları neticesinde yaşanmış ve Bulgaristan’dan 200 bin kişi Osmanlı topraklarına göç etmiştir.360 Bununla beraber, Cumhuriyet sonrasında da Müslüman Türk göçleri süregelmiş ve 1950-1951 yılları arasında ve 1968 ve 1989 yıllarında, Bulgaristan’dan Türkiye’ye kitlesel göçler gerçekleşmiştir.

Sonuç olarak 1929 yılında Yugoslavya adını alan Sırbistan, 1917’den önce Çarlık olan Rusya Federasyonu ve I. Dünya Savaşı’ndan sonra Avusturya ve Macaristan olarak iki farklı ülke ayrılan Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun, Balkanlar’dan Osmanlı Devleti’ne yaşanan kitlesel göçlerde payları büyüktür. Bu ülkeler, çevrelerindeki Romanya, Polonya, Makedonya, Bosna-Hersek, Kosova, Karadağ gibi bölgelerde yaşayan Müslüman, Türk ve azınlık halklara dini, etnik ve siyasi baskılarda bulunmuş ve Osmanlı Devleti’nde 18. asrın sonlarında başlayan ve 20. asırda da devam eden büyük nüfus hareketlerine sebep olmuştur. Balkan göçlerinin temelini oluşturan bu nüfus hareketleri, birçok Müslüman ve Türk halkının yerlerinden edilmeleriyle ve Trakya ve Anadolu’nun farklı bölgelerine yerleştirilmeleriyle sonuçlanmıştır.