• Sonuç bulunamadı

BAĞIMSIZ BİR YÜKÜMLÜLÜK ALTINA GİRME

§ 2 TANIMI VE UNSURLAR

C. BAĞIMSIZ BİR YÜKÜMLÜLÜK ALTINA GİRME

Garanti sözleşmesinin konusu, asıl borç ilişkisinin yer aldığı muhatap ile lehtar arasında kurulan sözleşmedeki borcun hiç ya da gereği gibi yerine getirilmemesi tehlikesidir.74 Yargıtay’ın verdiği kararlarda da açıkça belirttiği üzere bankalar,

verdikleri teminat mektupları ile asıl borçtan bağımsız bir borç altına girmektedirler.75

70 Arkan, s. 75; Reisoğlu (Banka Teminat), s. 43. 71 Reisoğlu (Banka Teminat), s. 42.

72 Yarg. 12. HD. 6.4.2000 T. E. 2000/4332 K. 2000/5403: “…. teminat mektupları hangi iş için

verilmişse o iş için geçerlidir.”, 19. HD. T. 28.04.2000 E. 2000/14 K. 2000/3252: “Garanti verenin muvafakati olmadan akdi ilişkideki koşulların borçlu aleyhine ağırlaştırılması veya borçlunun yeni birtakım yükümlülükler üstlenmesi garanti kapsamı dışında kalır.”; Yarg. 19. HD. 14.12.1999 T. E. 2000/4793 K. 2000/7676.

73 Reisoğlu (Garanti), s. 11-12; Tandoğan (Özel Borç), s. 812. 74 Doğan (Teminat), s. 22.

75 YİBK 03.12.1967 T. E. 1966/16 K. 1967/7; YİBK 11.6.1969 T. E. 1969/4 K. 1969/6; Yarg. 11.

HD. 15.10.1985 T. E.1985/4169 K.1985/5613; Yarg. 11.HD. 28.9.1987 T. E.1987/5093 K.1987/4856; Yarg. 11. HD. 27.11.1979 T. E.1979/5075 K.1979/5456; Yarg. 11.HD. 04.06.2007 T. E. 2006/5679 K. 2007/8483; Yarg. 11. HD .23.2.2015 T. E. 2014/16718 K. 2015/2359.

Garanti veren taraf, asıl borç ilişkisinden tamamen bağımsız bir sözleşme ile, yine sözleşmede belirtilmiş olan bir riski üstlenmektedir.

Uzun yıllar yapılan tartışmalar sonucunda, banka teminat mektuplarının kefalet sözleşmesi değil, garanti sözleşmesi niteliğinde olduğu kanısına, bankaların üstlendiği edimin fer’i değil, asli olmasından yola çıkılarak varılmıştır.76 Nitekim,

garanti sözleşmesini diğer bir kişisel teminat sözleşmesi olan kefaletten ayıran temel unsur, asıl sözleşmeden bağımsız olmasıdır.77 Bağımsız özellik, fer’ilik kavramının

karşıtını oluşturmaktadır.78 Bağımsız nitelikte olmak, bir sözleşmenin varlığının ve

geçerliliğinin, diğer herhangi bir sözleşmenin varlığına, devamına ve geçerliliğine bağlı olmaması anlamına gelmektedir.79 Dolayısıyla, lehtarın borcu geçerli olmasa

dahi bankanın sorumluluğu bu durumdan etkilenmez. Ancak, bahsedilen bağımsızlık, ekonomik yönden değil, hukuki yönden bağımsızlık olarak anlaşılmalıdır.80 Diğer bir

deyişle, garanti ilişkisi, ayrı bir sözleşme yapılmak suretiyle değil, sözleşmeye konulan bir hükümle de kurulabilmektedir. Dolayısıyla, bağımsızlık unsurunun, “başka bir sözleşme ile birlikte bulunmama” şeklinde anlaşılması doğru değildir.81

Öte taraftan, bankanın, verdiği teminat mektubu ile bağımsız nitelikte bir edim yükümlülüğü altına girmesi, soyut bir borç taahhüdünde82 bulunduğu anlamına

gelmemektedir.83 Bankanın ödeme yükümlülüğü, riskin doğması halinde söz konusu

olmaktadır. Bu nedenle, teminat mektubunda bankanın ilk talepte ödeme kaydı içeren

76 Reisoğlu (Garanti), s. 19.

77 Doğan (Teminat), s. 23; Reisoğlu (Banka Teminat) s. 54; Reisoğlu (Kayıtsız Şartsız), s. 70. 78 Reisoğlu (Garanti), s. 20.

79 Reisoğlu (Banka Teminat), s. 54; Reisoğlu (Garanti), s. 19; Tandoğan (Özel Borç), s. 812;

Tandoğan (Garanti), s. 19; Arkan, s. 61; Başara, s. 306; Barlas (Teminat), s. 34.

80 Doğan (Teminat), s. 23. 81 Reisoğlu (Garanti), s. 21.

82 Hukuki işlemler, “sebebe bağlı hukuki işlemler” ve “sebebe bağlı olmayan (soyut) hukuki işlemler”

olmak üzere iki gruba ayrılır. Sebebe bağlı hukuki işlemlerin geçerliliği, sebebin varlığına ve geçerliliğine bağlıdır. Dolayısıyla hukuki sebebin bulunmaması ya da geçersiz olması, asıl işlemin de geçersiz olması sonucunu doğurur. Sebebe bağlı olmayan (soyut) hukuki işlemlerde ise taahhüt ya da tasarruf işleminin geçerliliği, hukuki sebebin varlığına ve geçerliliğine bağlı değildir. Bkz. Eren (Borçlar Genel), s.179-180.

83 Reisoğlu (Banka Teminat), s. 52, 54; Doğan (Teminat), s. 22; Arkan, s. 61; Kahyaoğlu, s. 97;

Arkan, s. 61; Canbolat, Ferhat/ Topuz, Seçkin, Kefalet İle Garanti Ayrımının Önemi ve Ayrımda Uygulanacak Kıstaslar, TBB Dergisi, S. 78, 2008, s. 57.

bir yükümlülük üstlenmesi, bu hukuki işlemi soyut bir hale getirmemektedir.84 Banka

teminat mektubunun konusunu, ilerde doğma ihtimali bulunan bir risk oluşturmaktır. Bu risk de teminat mektuplarının sebebe bağlılığının bir göstergesidir.85 Temel

ilişkinin geçersiz olması bankanın sorumluluğunu etkilememekle birlikte, söz konusu sorumluluğun doğabilmesi için temel ilişkideki riskin gerçekleşmesi gerekmektedir.86

Yargıtay da banka teminat mektuplarının soyut bir taahhüt niteliğinde olmadığı görüşündedir.87

D. İVAZSIZLIK

Sözleşmenin yalnız bir tarafının borç altına girip, diğer tarafın herhangi bir yükümlülük altına girmediği sözleşmelere, ivazsız sözleşmeler denir. Buna karşılık, tarafların üstlendikleri edimlerinin sebebini bir karşı alacak edinme amacı oluşturduğu durumlarda ise, ivazlı sözleşmeler söz konusu olur.88

Banka teminat mektuplarının ivazlı olup olmadığı doktrinde tartışmalıdır. Doktrindeki hâkim görüşe89 ve Yargıtay’a90 göre, banka teminat mektubu (garanti

sözleşmesi) tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir ve bu mektupları ivazsız olarak değerlendirmek gerekmektedir. Garanti sözleşmesi, garanti veren (banka) ve garanti alan taraf (muhatap) arasında kurulmaktadır. Garanti veren, asıl borç ilişkisindeki borçlunun (lehtarın) borcunu hiç ya da gereği gibi yerine getirmemesi riskini asıl sözleşmenin alacaklısına karşı üstlenmektedir. Üçüncü kişinin edimi kendisine taahhüt edilen kişi (garanti alan/muhatap) ise garanti verene (bankaya) karşı herhangi bir borç

84 Arkan, s. 75.

85 Reisoğlu (Banka Teminat), s. 52-53; Canbolat, Ferhat, Banka Garantisinde Savunma İmkânları ve

İhtiyati Tedbirler, Ankara 2009, s. 57.

86 Güler, Muhammet Ali, Teminat Mektuplarının Paraya Çevrilmesi (Yayınlanmamış Yüksek Lisans

Tezi), Ankara 2011, s. 43.

87 YHGK. 28.2.1990 T. E. 1990/6-1 K.1990/141: “… vurgulamak gerekir ki banka teminat mektupları

bir kıymetli evrak olmadığı gibi mücerret bir borç taahhüdü de değildir. Daima ileride doğabilecek bir rizikoyu ihtiva eder.”

88 Eren (Borçlar Genel), s. 241.

89 Tandoğan (Garanti), s. 9; Reisoğlu (Garanti), s. 22 vd.; Tandoğan (Özel Borç), s. 816; Akyol,

Şener, Banka Sözleşmeleri, İstanbul 2001, s. 175.

altına girmez. Diğer bir deyişle, edimi üstlenilen üçüncü kişi, garanti sözleşmesinin tarafı değildir. Riskin üstlenilmesinin sebebi garanti alandan bir karşı alacak elde etmek değil, onu belli bir sonuca yöneltmektir.91

Bankalar, teminat mektuplarını genellikle alacakları bir komisyon karşılığında verirler.92 Bu durumda bankanın bir karşı alacak elde ettiği düşüncesi ortaya çıkabilir.

Ancak, komisyon alınan taraf muhatap değil, sözleşmenin tarafı olmayan lehtardır. Diğer bir deyişle ivaz, garanti sözleşmesinden değil, üçüncü kişi ile banka arasındaki ilişkiden doğmaktadır.93 Dolayısıyla, söz konusu komisyon ödeme borcu, garanti

sözleşmesini, ivazlı bir sözleşme hâline getirmemektedir.94

Garanti sözleşmesini diğer teminat sözleşmelerinden ayıran en önemli unsurlardan biri, ivaz unsuru değil, belli bir davranışta bulunmaya yöneltme unsurudur. 95 Bu nedenle, doktrinde sözleşmenin unsurları arasında ivazsızlık

unsurunun mutlaka bulunmasının gerekli olmadığı savunulmaktadır.96 Zira, garanti

verenin riskin gerçekleşmesi halinde zararı karşılamayı üstlenmesinin amacı, bir karşılık elde etmek değil, bir girişimde bulunmaya yöneltmektir.97