B. Yeni Bölgesel Kalkınma Yaklaşımları
II. BÖLGESEL KALKINMA POLĐTĐKALARI
Küreselleşme süreci ile birlikte son yıllarda ekonomideki artan yerelleşme eğilimleri ile kentsel ekonomiler olgusu bölgesel kalkınmada gözlenen önemli gelişmeler arasında bulunmaktadır. Bu süreç içinde, iletişim, ulaştırma ve teknolojideki hızlı gelişmeler, yerleşim teorisinin hammadde ve pazara yakınlığı gibi geleneksel değişkenlerin önemi azalırken, dünyanın herhangi bir yöresinde üretilen bir ürünün, herhangi bir bölgesinde satılması mümkün hale gelmiştir. Özellikle gelişmiş ülkelerde yaşanan ekonomik, teknolojik değişme ve gelişmelerle birlikte, bilgi teknolojisindeki gelişme ve bilginin stratejik kaynak haline gelmesi, toplumda, yerelliğin ve katılımcılık ilkesinin öne çıkması biçiminde gözlenen toplumsal değişmeler, bölgesel kalkınma politikalarında önemli değişmelere yol açmıştır.
Günümüzde bölgesel planlama önemli bir konuma sahiptir. Bölgesel planlama, merkezi, bölgesel ve yerel yönetimler arasında yetki ve sorumluluk paylaşımını gerektiren, pek çok politikanın iç içe geçtiği bir süreçtir. Temelde bölgesel planlama, pek çok aktörün, farklı beklentiler ile karar alma sürecine dahil
205 Ayşegül Mengi ve Nesrin Algan, a.g.e., s.86 206 Ayşegül Mengi ve Nesrin Algan, a.g.e., s.87
olduğu ve alınan kararların çeşitli yöntemlerle uygulanmaya konduğu bir süreci ifade eder. Bölgesel kalkınma teorilerine yönelik yeni yaklaşımlara paralel olarak bölgesel planlama anlayışı daha esnek, öğrenmeye önem veren ve yaratıcı olmak zorundadır207.
1970’li yıllara dek çeşitli ülkelerin benimsedikleri bölgesel planlama yaklaşımları ülkelerin sosyo-ekonomik, siyasi ve kültürel yapılarına göre gerçekleştirilmiştir. Planlama çalışmalarında ortak amaç; kaynakların optimum kullanımı, ekonomik yararın artırılması ve elde edilen yararın bölgeler arasında dengeli olarak dağıtılması olmuştur. 1980’li yıllardan itibaren bu amaçlara sürdürülebilirlik/çevrenin ve yaşam kalitesinin korunması amacı da eklenmiştir. Ülkelerin, genel büyüme amacı yanında gerçekleşen büyümenin mekansal olarak dağılımını kuramsal olarak nasıl yönlendireceklerine dair arayışları 1980’li yılların bölgesel kalkınma politikalarını etkilemiştir. 1990’lı yıllarda ise, küreselleşme ve bölgeselleşmenin gelmesi ile değişen koşullara uyum, rekabet, insan kaynaklarının geliştirilmesi, küresel piyasanın dinamik olarak izlenmesi, örgüt yapılarında esneklik ve maliyet kontrolü gibi önemli olgular, geleneksel bölge anlayışını değiştirerek yeni bir bölge yaklaşımı oluşturmuştur208.
II. Dünya Savaşı’ndan 1970’li yıllara kadar merkezi yönetimin güdümünde uygulanan eski bölgesel politikalar ve 1970’li yıllardan sonra yerel dinamiklerin harekete geçirilmesi ve yerel potansiyellerin değerlendirilmesi üzerine odaklanan yeni bölgesel politikaların temel özellikleri Tablo 8’de gösterilmiştir.
207
Arzu Şen, a.g.e., s.81
208 Deniz Akkahve, “Bölgesel Gelişme Planlarının Yönetişim Açısından Değerlendirilmesi”, Sabancı
Üniversitesi Yerel ve Bölgesel Kalkınma Konferansları Serisi, http://ipc.sabanciuniv.edu /tr/ArastirmaAlanlari/documents/ DenizAkkahve.pdf (24.11.2008) , s.1-2
Tablo 8: Geleneksel ve Yeni Bölgesel Politikaların Özellikleri Geleneksel Bölgesel
Politikalar Yeni Bölgesel Politikalar
Amaçlar
Bölgesel eşitlik
Ulusal ekonomik büyüme Yatırımlar az gelişmiş bölgelere yönlenmesi Altyapının geliştirilmesi
Bölgesel rekabet gücünün geliştirilmesi Bölgesel ekonomilerin kapasitelerinin artırılması
Đçsel büyüme dinamiklerinin desteklenmesi
Temel Strateji Bölgesel büyüme/gelişme Bölgesel yenilik Karar Verme-
Uygulama Sürecinin Yapısı
Ulusal ölçekte genel politikalar ve bazı özel bölgelerin seçimi
Merkezi hükümetlerin takdir yetkisine bağlı seçim Kademeli yapı
Bölgesel ve yerel hükümetlerin birlikte karar verme süreci
Bölgesel-yerel karar yetkisi Yönetişim ağırlıklı karar süreci Kademeli olmayan örgütlenme biçimleri Örgütsel
Form/Yapı Merkezi, devletçe desteklenme Merkezi değil, bölgesel topluluk ön planda
Politika Araçları
Kamu finansal desteği Ağırlıklı olarak kamu kaynaklarına bağımlılık Tanımlanmış bölgesel birimler için bağlayıcı kararlar Bürokratik düzenlemeler
Kamu finansal desteği Koşullara bağımlı örgütlenme Gönüllü ve koşullu bilgilendirme Kamunun sağladığı danışma hizmetleri
Hakim
Mekanizma Bölgeler arası yeniden dağıtım
Öncelikle yerel ve bölgesel kaynakların harekete geçirilmesi
Önemli Yönlenmeler
Kapital ve doğal kaynaklar;
Madde (elle tutulabilen); Ekonomik büyüme; Sanayi sektörü; Projeler;
Az sayıda büyük firma ve proje
Bilgi ve üretimine yönelik kaynaklar (nitelikli insan gücü, AR-GE, teknik ve sosyal altyapı, vb);
Kalite (elle tutulamayan); Sürdürülebilirlik ve esneklik;
Servis sektörü ve sektörler arası bağlar; Programlar;
Çok sayıda küçük-orta ölçekli firma ve proje
Dinamikler
Mekansal açıdan sabit sorun alanlar;
Önceden belirlenmiş ve planlanmış bir dizi “büyüme merkezi”
Metropoller
Hızla değişen problem alanlar;
Yerel kaynağın “kendiliğinden” hareketliliği (doğal büyüme merkezi)
Orta boy kent ağları ve çok odaklı mekansal yapı
Uygulamacı Kurumlar
Merkezi hükümet Merkezi hükümetin taşra teşkilatları
Bürokratik ilişkiler
Bölgesel birimler Yarı özerk birimler
Bürokrasi yerine, işletme yönetimi
Kaynak: Ayda Eraydın, s.137 ve DPT, 8.BYKP Bölgesel Gelişme Özel Đhtisas Komisyonu Raporu, s.22’den derlenmiştir.
Tablo 8’de gösterilen bölgesel politikalarda yaşanan temel değişimlere göre yeni politikalarda bölgesel büyüme/gelişmenin yanında bölgesel yeniliklerin sağlanması, bölgesel topluluk yapısının oluşturulması, yerel ve bölgesel kaynakların harekete geçirilmesi amaçlanmıştır. Mevcut kapital ve doğal kaynaklar yerine nitelikli insan gücünü, teknolojiyi içeren bilgi üretimine yönelik kaynakların olduğu, sürdürülebilirliğin ve kalitenin sağlandığı sektörler arası iletişimin ve eşgüdümün sağlanarak birçok sayıda küçük-orta ölçekli firmaların ve projelerin gerçekleştiği yeni bir politika anlayışı benimsenmiştir. Ayrıca geleneksel politikalarda metropoller yerine yeni politikalarda orta boy kentler ile yerel kaynakların değişen koşullara göre uyum sağladığı doğal büyüme merkezleri önem kazanmıştır.
1970’li yıllardan sonra, merkezi hükümetlerin aktif bölgesel kalkınma politikalarını terk edişi, geleneksel bölgesel ve ekonomik kalkınma anlayışının değişimini beraberinde getirmiştir. Yeni anlayışla birlikte, kalkınmada yerel ekonomik birimlerin belirleyici rolünün ön plana geçtiği ve politikaların belirlemesinde yerel ve bölgesel otoritenin rolünün giderek artmakta olduğu görülmektedir. Bu bağlamda, kalkınma şekli aşağıdan-yukarıya doğru biçimde olmaktadır. Girişimcilik ve KOBĐ’lerin yeniden keşfi şeklinde biçimlenen bu yeni bölgesel kalkınma yaklaşımında, teknolojinin büyüme ve kalkınma için itici faktör olduğu düşüncesinin yaygınlaşmakta olduğu, bu bağlamda yüksek teknolojik bölgeler ve teknoparklar oluşturmaya yönelik politikaların hızla arttığı görülmektedir.
Son yirmi yılda yaşanan ve özellikle son on yıldır ivme kazanan bilgi iletişimi dallarındaki gelişmelerin bu yeni yaklaşımın değişimindeki rolü yadsınamaz bir gerçektir. Bilgi ve sermayenin küresel ölçekte dolaşımına öncülük eden gelişmelerle artık bilgi sınır tanımayan bir yayılma göstermekte, bilginin üretim ve dağıtımı ulusal sınırları aşmakta, bilişim uluslararası bir nitelik kazanmaktadır209. Bu yeni yaklaşım çerçevesinde geliştirilen bölgesel kalkınma teorilerine göre; yerel
üstünlüklerde daha ucuz üretim maliyetine dayalı karşılaştırmalı üstünlükten daha nitelikli üretime dayalı rekabetçi üstünlüğe geçişin yaşandığı ileri sürülmektedir210.
Yeni bölgesel politikalar ile bölgesel kurumların önem kazanması, merkeze bağlı bürokratik kurumlar yerine yarı özerk kurumların oluşturulmasını gündeme getirmiştir. Ülkelerin yönetim yapılarına göre farklılaşan kurumlar temelde, bölgesel düzeyde örgütlenmeyi esas almaktadır. Bunların arasında en önemlisi olan Bölgesel Kalkınma Ajansı, bölgedeki aktörler arasında koordinasyon kuran ve bölgedeki kaynakların dağılımını sağlayan bir kurum olarak ön plana çıkmaktadır211.
Tüm bu unsurlar değerlendirildiğinde bölgesel kalkınma teorilerinde yaşanan değişimin bölgesel kalkınma politikalarında yansımasını bulduğu ifade edilebilir. Bölgesel kalkınma politikalarına yönelik yeni yaklaşım, bölgesel dinamiklerin harekete geçirilmesi, bölgelerin bilgi ve teknoloji altyapılarının geliştirilmesi, girişimcilerin ve yenilik üretiminin desteklenmesi ve bölgelerin rekabet gücünün arttırılması olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda bölgesel kalkınma politikaları sadece geri kalmış bölgelere yönelik değildir. Bu politikalar aynı zamanda gelişme potansiyeli yüksek bölgelerin bu potansiyeli en etkin şekilde değerlendirmelerine yardımcı olmaktadır. Bölge planlama ve bölgesel kalkınma günümüzde değişim geçirmiştir ve özet olarak:
◦Bölge için stratejik vizyon/ vizyonlar geliştirmelidir, ◦Ulusal öncelikleri ve yerel talepleri yansıtmalıdır, ◦Değişen koşullarla başa çıkabilecek güçte olmalıdır,
◦Bölge planı yapım ve uygulama sürecinde yerel katılımcının görüşlerinden
yararlanmalıdır,
◦Düzenli gözleme ve yeniden gözden geçirmeye olanak tanıyacak
mekanizmayı içermelidir212. Bölgesel kalkınma için belirtilen koşulların sağlanması ile bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarının dengeli bir yapıya kavuşturulması, bölgesel ve yerel kalkınmanın hızlandırılması ve sürdürülebilir dengeli bir kalkınmanın sağlanması gerçekleşecektir.
210 Mustafa Ildırar, a.g.e., s.112 211 Ayda Eraydın, a.g.m., s.137-138
Bu bölümde bölgesel kalkınma yaklaşımları geleneksel ve yeni bölgesel kalkınma yaklaşımları şeklinde iki başlık altında ele alınmıştır. Küreselleşme ile üretim daha esnek bir yapıya kavuşmuş, bilgi, teknolojik gelişme ve yenilik gibi kavramlar önem kazanmıştır. 1970’li yılların sonlarında geleneksel bölgesel kalkınma yaklaşımı önemini yitirmeye başlamıştır. Bu durum bölgesel politikalarda yeni bir anlayış arayışına yol açmış olup bölgesel kalkınmaya yönelik yeni yaklaşımlar geliştirilmiştir. Yeni bölgesel kalkınma yaklaşımları bölgenin ekonomik, sosyal ve kültürel özelliklerinin harekete geçirilmesi, bölgelerin bilgi ve teknoloji alt yapılarının geliştirilmesi, sanayi kümeleri oluşturulması, esnek uzmanlaşmanın gerçekleştirilmesi, insan sermayesi yatırımlarının attırılması, girişimciliğin ve yenilik üretiminin desteklenmesi, öğrenen bölgelerin oluşturulması, çevreye önem verilmesi, bölgelerin rekabet gücünün artırılması olarak değerlendirilebilir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
KÜRESELLEŞME SÜRECĐNDE TÜRKĐYE’DE ĐZLENEN BÖLGESEL KALKINMA POLĐTĐKALARININ DEĞERLENDĐRĐLMESĐ ve KÖY’LERE
YÖNELĐK BĐR UYGULAMA
Bu bölümde, ülkemizde izlenen bölgesel kalkınma politikaları ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerin Türkiye’deki mevcut durumu incelenmeye çalışılmaktadır. Bölümün ilk kısmında, Türkiye’de izlenen bölgesel gelişme politikaları planlı dönem öncesi ve planlı dönem olarak iki başlık altında toplanarak değerlendirilmektedir. Planlı dönem sonrası politikalarda, beş yıllık kalkınma programlarına yer verilmiştir.
Đkinci kısımda Türkiye’nin değişen bölgesel kalkınma anlayışına yer verilerek
bölgesel kalkınmada Bölgesel Kalkınma Ajansları ele alınmış ve ülkemizdeki deneyimleri değerlendirilmiştir. Üçüncü kısımda ülkemizde uygulanmış ve halen uygulanmakta olan bölgesel kalkınma projeleri incelenmiştir. Bölümün son kısmında ise bir uygulama çalışması olarak Türkiye’de bölgeler arasında gelir düzeyleri açısından büyük farklılıklar bulunması nedeniyle iller ve KÖY olarak seçilen iller düzeyinde yakınsama analizi yapılarak çıkan sonuçlar değerlendirilmeye çalışılmaktadır.
I.TÜRKĐYE’DE ĐZLENEN BÖLGESEL KALKINMA POLĐTĐKALARI Bu bölümde ülkemizde izlenen bölgesel kalkınma politikaları hazırlanan beşer yıllık kalkınma planları çerçevesinde incelenecektir.