• Sonuç bulunamadı

Artvin Âşıklık Geleneğinde Öne Çıkan Köyler

Belgede Artvin âşıklık geleneği (sayfa 65-68)

2. ARTVİN ÂŞIKLIK GELENEĞİNİN TARİHÎ GELİŞİMİ

2.3. Artvin Âşıklık Geleneğinde Öne Çıkan Köyler

Âşık edebiyatı kapsamında eserler vermiş simalardan bahsettikten sonra bu kısımda yöredeki âşık yetiştiren bazı önemli merkezler hakkında bilgi vereceğiz. Yörede bazı köyler vardır ki bir “âşık okulu” görevi görmüş ve pek çok âşık yetiştirmiştir. Bu köylerin en meşhurları Cuğo, Erkinis, Hod ve Zor köyleridir.

2.3.1 Cuğo (Soğanlı/ Sugara)

Cuğo, Ardanuç Soğanlı (eski adıyla “Su-Agara/Sugara”) köyünün bir mahallesidir. Ardanuç-Şavşat-Yusufeli-Artvin yollarının kesişim noktasındadır. Kelime Kırgız Türkçesindeki “yukarı/yukarıya” manasındaki “Cugor/Cugoru”dan gelmektedir. Yani öz Türkçe bir kelimedir (Tokdemir, 1993: 305).

Bu köyde XVIII. yüzyılın ikinci yarısından günümüze bir ocak/aileden zincirleme olarak yedi kuşak âşık yetişmiştir. “Cuğolu âşıklar” ya da “ocaklı âşıklar” olarak adlandırılan bu âşıklar: Serverî, Sıdkî, Şöhretî, Cesimî, Nebî Efkârî, Dur Abdal ve Devamî’dir.

Köy; Artvin’e 28 km, Ardanuç’a 7 km uzaklıktadır ve üç merkezden oluşmaktadır: Cuğo, Sugara ve Çonara. Verimli tarlaları olan ve Bilbilan Yaylası göç güzergâhı olan tarihî atlı-yaya yolu üzerine yani dere yatağına kurulmuş köyde zamanında üç adet han bulunmaktaydı. Köyde zeytin, üzüm ve elma yetiştiriciliği yapılmıştır. Köyün bulunduğu havza uzun yıllar Artvin ili- Doğu Karadeniz- Erzurum- Kars ve Ardahan’a meyve sebze sağlamıştır. Konumu ve bu ticareti sayesinde köy âşıkların uğrak yeri olmuş, dolayısıyla

51 gelenek uzunca yıllar burada canlı kalabilmiştir20

(Âşık Gülhanî, Âşık Kara ve Muhtar M. Ali ERGÜL ile kişisel görüşme, 2010/2012- Artvin: Musa ÖKSÜZ arşivi).

2.3.2. Erkinis (Demirkent)

Köyde yerleşim yerlerine verilen adlardan, köye Türkmen ve çeşitli Türk boylarının yerleştiği tahmin edilmektedir. Nitekim H. Tokdemir, Artvin Yöresi Folkloru adlı kitabında (1993: 307-308) Erkinis adının kaynağı konusunda şunları yazmaktadır: “Erk”, “çevresi yüksek, kayalık ve taşlık arazi, yer” demektir. Kumuk ve Balkar Türkçesinde “erkin”, “serbest, geniş, rahat, havadar” anlamlarına gelir. Divan-ü Lûgat-it Türk’te ise “erk” için “Saltanat, sözü ve buyruğu geçerlik, kudret, kuvvet, iktidar, gücü yeterlik” anlamlarına geldiği bilinmektedir. Erkinis adı “erk” sözcüğünden gelmektedir.

1978 yılına kadar bucak merkezliği yapan köy bu yılda bucak örgütleri kaldırılınca köy olmuştur. Yusufeli’ne 29 km uzaklıkta olan köy; Cami, Çağlayan, Çarşı, Elcek, Güney, Kuzey, Soğuksu ve Pez Mahalleleri; Agaret, Akçüt (Başaklı), Apsagara, Calsagara, Çevirme, Deliklitaş, Diyakomet, Eletutyan, Güniser, Haşvet (Sevgiçli) Hazinkar (Yolgören), Heçat, Hodabun, İtik (Sarıerik), Kahnut, Karagör, Kıravet (Salkımla), Kopat, Macar, Melkoşet, Mikalagala (Düzce), Misur, Moroset, Nakac, Poset, Pündük, Şişlizor (Duruçay), Torbalık, Uhdidev, Yac (Belencik), Zemacor, Zengiyet… vb. mezralardan ve Salikor (Yakalı) yaylasından oluşur. Demirkent’te yeraltı mahzenleri vardır. Hangi zamanlara ait olduğu kesin bilinmeyen bu mahzenler, bugüne kadar kullanılagelmiştir. Tavan ve yan tarafları kaba taşlarla, üstü yarım kubbe şeklinde örülmüş olan bu mahzenler soğuk hava depoları olarak kullanılır. Demirkent’te bir de tarihî cami vardır. 1897 yılına kadar camiye bitişik olan tek odalı medresenin yerine, 1907 yılında Hüseyin Hüsnü Paşa tarafından iki katlı yeni bir medrese yaptırılmıştır. İtik mezrasında harap olmuş bir kilise, Yac mezrasında da bir büyük mağara bulunmaktadır. Köyde halk geçimini daha çok zeytincilikle sağlar. İlçenin en kaliteli zeytini bu köyde yetişir. Zeytinciliğin yanında diğer tarım ürünleri de ekilir. Geniş çayır ve meralara sahip mezraları, yaylaları tarımın ve hayvancılığın gelişmesini sağlamıştır. Her yıl geleneksel olarak Salikor yaylasında şenlikler yapılır

20 Kuşaklar boyu pek çok âşığın yetiştiği, bir zamanlar insanların uğrak yeri olan bu meşhur köyün bugünkü hâli için bk.: EKLER-2: Fotoğraf-37/Fotoğraf-38.

Az göç veren Demirkent köyünden çok sayıda bürokrat, işadamı, yüksek tahsilli kişiler yetişmiştir. Müşir (Mareşal) Hacı Hüseyin Hüsnü Paşa ve Doğu Anadolu’nun en usta şaz şairlerinden Muhibbî bu köyde yetişmişlerdir (Artvinli, 2000: 307-308).

2.3.3. Hod (Aşağı ve Yukarı Maden)

Bugün Artvin merkez’e bağlı olan Aşağı Maden (Hod-ı Süfla) ve Yukarı Maden (Hod-ı Ulya) köyleri tarihî süreç içerisinde daha çok Yusufeli’ne bağlı olmuştur. Artvin’e Aşağı Maden 53, Yukarı Maden 74 km uzaklıktadır.

Salaçur dağı eteğinde pek engebeli bir arazide kuruludurlar. I. Dünya Savaşı’nda tahrip olmuştur. Köy halkı meyvecilikle geçinir. Yukarı Maden sınırları içerisinde önemli bir bakır madeni vardır (Zeki, 1927: 170-171). Hod köylerinde on beşten fazla âşık yetişmiştir.

2.3.4. Zor (Esenyaka)

İlçeye (Yusufeli) uzaklığı 29 km olup, Yusufeli-Artvin kara yolu güzergâhındaki köprüden ayrılan birkaç km’lik stabilize bir yol ile köye varılır. Köy, Çoruh Nehrinin solunda, yukarı tarafta kurulmuştur.

Hilmi Göktürk, Anadolu’nun Dağında Ovasında Türk Mührü adlı eserinde (1974) ZOR adının kaynağı konusunda şunları yazmaktadır:

Selçuklular devrinde Horasan’dan gelip Anadolu’ya yerleşen 12 aşiretten birinin adı ZOR idi ve bunlar da Türkmenlerdendir. Yusufeli’ye bağlı Zor köyü de Türkmenlerin iskânlarıyla kurulmuş bir köydür. Zor isimi bu Türk boyunun da Türkmen camiasına dâhil olduğunu, bu köydeki eski yer isimleri gösterdiği gibi, bunun yanında eski aile adlarının da Türkmenlerle ilgili olması, bu gerçeği daha iyi ortaya koymuş olur. Ve bu hususa misal olarak da şu eski aile isimlerini zikredebiliriz: Haytagil, Kadıgil, Berigil, Eskioğulları, Kuloğulları, Bayraktaroğlu, İhtiyaroğlu, Sırmagil, Kirikgil, Halıgil, İbişgil, İbişemgil, Saraçgil, Kabagil, Torungil, Demircigil, Balcıgil, Kösegil, Borugil, Kancuoğlu, Mataracıgil, Bozbaşgil, Şatıroğlu, Kosoğulları, Keremgil, Binbaşgil, Çavuşgil, Çakmakçıgil, Mataçgil, Tuyakgil vs... (Göktürk, 1974’ten aktaran Artvinli, 2000: 314).

53

1876 yılı Trabzon Vilayeti Salnamesinde Livana kazasına bağlı bir köy olarak gösterilen Zor’da 123 hane bulunduğu ve nüfusunun da 350 kişi olduğu belirtilmiştir. Köy; Cami, Çakıroğlu, Dib, Güney, Kuzey ve Polostov (Karacaağa) Mahalleleri; Cumat, Galsubet, Gedavnet, Kot, Mantagara, Nahnep, Natelt, Tutat, Vurvanet mezraları ve Vanat adlı bağlıktan oluşur.

Köy halkı geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlamaya çalışır. Gurbetçilik bu köyün de kaderidir. 1970 sonrası Almanya’ya işçi olarak giden köy halkından bir kısmı geri dönüş yaparak ya büyük şehirlerde yerleşmiş veya köyüne geri dönmüştür.

Zor köyü denince akla ilk gelen bu köyden yetişen âşıklardır. Zor köyünün en önemli özelliği de budur zaten. Bu köyden başta sazın ve sözün üstadı, usta şair Huzûrî olmak üzere ondan fazla âşık yetişmiştir. Çoruh vadisinde ve Doğu Anadolu’da bu sayıda meşhur âşık yetiştiren bir köy daha yoktur. Keşfî, İznî, Zuhûrî, Yarimî, Fahrî ve Özerî bunlardan bazılarıdır. Köyde on dört büyük âşık yetişmiştir.

Yusufeli’nin ilçe merkezi Öğdem iken Esenyaka köyü, civar köylerin merkezi durumunda idi. 5 demirci dükkânı, 4 ayakkabıcı, 6 mağaza, 7 kahvehane, 1 tabakhanesi vardı. Kiremit üreten ustalar bulunurdu. Köyden göç edenler genellikle Bursa, Eskişehir, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlere yerleşmişlerdir. 100’e yakın hane ise Almanya ve Fransa’da yaşamaktadırlar. Köy halkı okumaya, tahsil yapmaya heveslidir. Köydeki ilkokul 1928 yılından beri hizmet vermektedir. Köyde üç cami, bir sağlık evi vardır. Köyden çok sayıda öğretmen, doktor, mühendis, gazeteci, yazar ve devlet adamı yetişmiştir. 27 Mayıs Darbesi sonucu 16 Eylül 1961’de idam edilen eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu aslen bu köylüdür (Artvinli, 2000: 314-315).

Belgede Artvin âşıklık geleneği (sayfa 65-68)