• Sonuç bulunamadı

Araç sicili, araçlar üzerindeki hak sahipliğini gösteren, Emniyet Genel Müdürlüğü nezdinde ya da Noterlikler tarafından tutulan bir sicildir. Karayolunda hareket edecek olan araçların bu sicile ilk defa yola çıkacaksa ya da devir yapılarak tescil edilmesi şarttır120.

Araç sicili işlemleri 7072 sayılı 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu yürürlüğe girene kadar Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılmakta iken bugün Türkiye Noterler Birliği koordinesinde noterlikler tarafından yapılmaktadır. Araç sicili üzerinde haklar, hacizler ve şerhler işlenebilir. Bu sicil araç satış ve devir işleminin yapılmasına hizmet etmektedir. Ayrıca sürücülere ya da trafik suçu işleyenlere ilişkin hukuki değişiklikler bu sicil üzerinden izlenmektedir. Araç sicilini düzenleyen 2918 sayılı Kanun Ek Madde 18/2. fıkrası, araç sicilleri ile bu sicillerin tutulmasına dayanak olan belgelerin gizli olduğunu, yetkili ve sorumlu olanlar ile teftiş ve denetim yetkisi olanlar ve mahkemeler dışında bu sicillerin kimse tarafından görülüp incelenemeyeceğini hüküm altına almıştır.

120 Bkz. Y. 19.HD. E. 2009/2790, K. 2009/3133, T. 15.04.2009; y. 15. HD. E. 2004/6606, K. 2005/957, T. 22.02.2005.

58 Araç sicili, aleni bir sicil olmamakla birlikte sicil ilgilileri araç tescil iş ve işlemleri için bu sicile istinat edebileceklerdir121. 2918 sayılı Kanunun 20.maddesine göre, araçların haciz, müsadere, zapt, buluntu, trafikten men gibi işlemler nedeniyle icra müdürlükleri, vergi daireleri, milli emlak müdürlükleri ile diğer yetkili kurum ve kuruluşlar, satışı yapılan araçları satış tutanağının bir örneğini aracın kayıtlı olduğu trafik tescil kuruluşuna süresi içinde göndereceklerdir. Aracı satın alanlar gerekli bilgi ve belgeleri sağlamak suretiyle ilgili trafik tescil kuruluşundan 1 ay içinde adlarına tescil belgesi almak zorundadırlar. Diğer taraftan, alıcılar, tescil belgesi almak için süresinde başvurmamaları durumunda bu araçları alıcıları adına re’sen kayıt ve tescil etmeye de Emniyet Genel Müdürlüğü yetkili kılınmıştır.

2918 sayılı Kanunun 5.maddesinin üçüncü fıkrasına göre, araçlar üzerinde meydana gelecek değişiklikler ile sürücülerindeki değişiklikleri, bununla bağlantılı olarak haciz, rehin, ihtiyati tedbir gibi kısıtlayıcı şerhleri, tescil, tadil ve terkin işlemlerini elektronik sistemle de yapabileceklerdir. Buna göre, araç sicili, müstakil ve özel bir sicil sistemi kurmak suretiyle araçlara ilişkin hukuki işlemlerin kayıt edilmesine imkân vermektedir. Bu bakımdan araç sicili, Karayolları Trafik Kanunu’nda yasal dayanağa kavuşturulmuş ve kendine özgü bir sicil olarak kabul edilebilir.

Kanunun aynı maddesinde de araç sicili ile maden sicilinin benzerlik ve farklarına bakıldığında, araç sicillerini tutmakla görevli olan kurum Emniyet Genel Müdürlüğü olarak kabul edilmiştir. Ancak bu sicil İl Emniyet Müdürlükleri bünyesinde oluşturulmuş olup yerel siciller ile tutulacaktır. Araç sicilleri bugün için noterlikler tarafından tutulacaktır. Bu kapsamda yerel sicil uygulamasının devam edeceği anlaşılmaktadır. Maden sicili ise merkezi bir sicilde tutulmaktadır.

121 Araç sicilinde aleniyetin etkisine ilişkin olarak Yargıtay, “Araç rehin sözleşmesi oluşturulup trafik siciline de işlenerek aleniyet sağlandıktan sonra rehin alanın, trafik sicilindeki rehin şerhini kaldırmadan, davacının ekonomik durumunu korumaya yönelik iyiniyetli bir davranışla ve geçici iade amacıyla araç üstündeki zilyedliğini davacıya iadesi halinde, sözleşme gereçsiz olmaz, yürürlüktedir.”

şeklindeki kararında aleniyete bağlanan hukuksal sonucu açıkça ortaya koymuştur. Bize göre de trafik ya da araç sicilindeki aleniyete bağlanan geçerlilik hukuksal belirlilik ilkesi bakımından da doğrudur.

YHGK, E. 1999/11-43, K. 1999/67, T.10.02.1999.

59 Araç sicilleri aleni olmayıp gizlidirler. Bu çerçevede üçüncü kişilerin iyiniyeti korunmamaktadır. Maden sicili ise alenidir. Araç sicili üzerinde, haciz, rehin ve şerh gibi hukuki işlemler ve değişiklikler işlenebilir. Maden sicili üzerinde de benzer hukuki işlemler ve değişiklikler yapılabilmektedir.

G. İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı

İşyeri açma ve çalışma ruhsatı, sıhhî ve gayrisıhhî işyerleri ile umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin ruhsatlandırılması ve denetlenmesi için verilen bir izin belgesidir122. Bu ruhsat, 14/6/1989 tarihli ve 3572 sayılı İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun ile düzenlenmiştir.

Kanunun 3.maddesine göre işyeri Açma ve Çalışma Ruhsatını vermeye yetkili idari merciler şunlardır: “Belediye hudutları ve mücavir alan dışında kalan işyerleri ve işletmelere il özel idareleri, Belediye hudutları ile mücavir alan içinde kalan tüm işyerleri ve işletmelere belediyeler, Belediye hudutları ve mücavir alan içinde kalan işyeri ve işletmelerden büyükşehir belediyesi olan yerlerde; 2. ve 3. sınıf gayrisıhhi müesseseler için büyükşehir belediye başkanlığı, sıhhi ve sair işletmeler için ise büyükşehir belediyesi içinde kalan diğer belediye başkanlıkları”.

Bu ruhsat alınmadan işyeri açılamaz ve çalıştırılamaz. Ruhsatların devredilmesi halinde de yeni ruhsat alınarak faaliyet gösterilebilir. Ruhsatlarda öngörülen hüküm ve şartların var olması işletme faaliyetinin yapılabilmesinin ön şartıdır. Aksi durumda ise ruhsatın iptal edilmesi ya da askıya alınması durumunda faaliyet geçici ya da daimi surette yapılamayacaktır.

122 Bkz. D. 17.D, E. 2015/11412, K. 2016/441, T. 28.01.2016; Banka şubelerinin işyeri açma ve çalışma ruhsatı alması gerekli iken, 4603 sayılı Kanun ile Ziraat Bankası gibi kamu bankalarının bu ruhsat almadan faaliyet gösterebileceği şeklindeki Danıştay kararına katılmamaktayız. Zira, bir bankanın kamu sermayeli olması, faaliyetin yürütülmesi için gerekli olan güvenlik, sağlık gibi unsurlardan vareste tutulmasını gerektirmemelidir. Danıştay’ın, özel hukuk hükümlerine göre faaliyet gösteren ancak kamu sermayeli bir şirketin hangi gerekçeyle işyeri açma ve çalışma ruhsatı almadan faaliyet gösterebileceğine ilişkin kararında mantıklı bir açıklama yoktur. Bize göre, kamu sermayeli şirketlerden 4603 sayılı Kanuna göre faaliyet gösteren bankaların da bu ruhsatı almaları gereklidir. Bkz. D. 8. D. E.

2010/8756, K. 2013/962, T. 14.02.2013.

60 İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatı, tekel niteliğinde olmayan bir kamu hizmetinin, özel kişiler tarafından yürütülebilmesine imkân veren bir ruhsat türüdür.

Bu ruhsat, özel kişinin talebi üzerine idare tarafından verilmekte ve idarenin tek yanlı işlemi ile tesis edilmektedir. Bu çerçevede İşyeri Açma ve Çalıştırma Ruhsatı, şart işlem olarak kabul edilebilir123. Bir ruhsat usulü olarak kabul edilen söz konusu ruhsatta, kamu hizmetinin asıl sahibi olan idare, hizmetin hüküm ve şartlarını tek başına belirleyebilmekte, özel kişi ise bu belirlemelere katlanmak durumundadır124.

Ğ. Yapı Ruhsatı

Yapı ruhsatı, imar mevzuatına uygun olarak bir taşınmaz üzerinde inşaa yapma hakkı ile bu yapı üzerinde esaslı değişiklik yapılmasına izin verilmesi hakkı anlamına gelmektedir125. Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde planlar ile inşa edilecek resmi ve özel bütün yapıların inşa edilebilmesi için yapı ruhsatiyesi alınmak zorundadır. Bu ruhsat, yapının fennin gerekleri ile mahallin ve çevrenin özelliklerine göre yapılabilmesi, yapılar arasında uyum sağlamak, güzel bir görünüm elde etmek amacıyla verilen bir izin belgesidir. Söz konusu ruhsat alınmadan inşaata başlanamaz.

Yapı ruhsatı, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu ile düzenlenmiştir.

Yapı ruhsatı ya da yapı izin belgesi, taşınmaz malikine imar mevzuatına göre bir yapı yapmayı ya da mevcut bir yapıda önemli değişiklik, ilave bakım ve onarım yapabilmesine imkân veren bir izin belgesini ifade etmektedir126.

Yapı ruhsatında idare tarafından bir kamu hizmetinin yürütülmesinin özel kişilere bırakılmasından ziyade esas itibariyle bir nevi kolluk faaliyeti yapılmaktadır.

İmar mevzuatı ve eklerine uygun olarak bir yapının yapılması kamunun dirlik, esenlik

123 Bahtiyar AKYILMAZ/Murat SEZGİNER/Cemil KAYA, Türk İdare Hukuku, Seçkin Yayınevi, 5.

Baskı, Ankara 2014, s. 556.

124 AKYILMAZ/SEZGİNER/KAYA, a.g.e, s. 556.

125 Sadık ARTUKMAÇ, Türk İmar Hukuku, Ankara, Turhan Kitabevi, 1979, s. 12; bkz. D. 6.D., E.

2007/1012, K. 2008/2047, T. 01.04.2008; D. 6. D., E. 2004/5694, K. 2006/3891, T. 14.07.2006; D. 6.D., E. 2013/3144, K. 2017/11821, T. 27.12.2017; D. 6.D., E. 2007/9448, K. 2009/9414, T 09.10.2009; D.

6.D., E. 2008/12154, K. 2010/10561, T. 29.11.2010; D. 6.D. E. 2009/3325, K. 2013/975, T. 19.02.2013;

D. 14. D., E. 2015/10132, K.2016/92, T. 20.01.2016; D. 6.D. E. 2009/7811, K. 2010/5, T. 11.01.2010.

126 M. Deniz YENER, “Yargıtay Kararları Kapsamında İmara Aykırı Yapılarda Tescil ve Tazminat Talepleri”, Cevdet Yavuz’a Armağan, s. 2669.

61 ve sağlığını hedef alacağından dolayı idare öncelikle kolluk yetkisi ile bir yapının ruhsatına uygun olup olmadığını denetlemektedir. Yapı ruhsatı, bir binanın inşaatına başlanabilmesi için gerekli çevresel ve fenni iş ve işlemlerin yerine getirilmesi koşulu ile idare tarafından verilmektedir. Buradaki idareden kasıt belediye veya valiliklerdir.

Ruhsat almış bir yapıda değişiklik yapılması durumunda da yeniden ruhsat alınması gerekmektedir. Bu açıdan maden ruhsatı ile yapı ruhsatı benzerlik taşımaktadır. Zira Maden Kanunu’na göre alınmış olan bir maden ruhsatı, bölünme ya da taksir durumunda yeni ruhsatın alınmasını zorunlu kılmaktadır.

Yapı ruhsatı almak için belediye veya valiliklerdeki bu iş için oluşturulmuş birimlere müracaat edilmesi gerekmektedir. Bu talep dilekçe ile yapılır. Ruhsat ve ekleri incelenerek eksilik ve yanlışlık bulunmaması halinde en geç otuz gün içinde yapı ruhsatiyesi verilecektir. Şayet ruhsat ve eklerinde eksiklik ve yanlışlık varsa, müracaat tarihinden itibaren en genç on beş gün içinde başvurucuya söz konusu durum bildirilecektir. 3213 sayılı Kanunun 22.maddesine göre eksiklik ve yanlışlıklar giderildikten sonra yapılacak müracaattan itibaren en geç on beş gün içinde yapı ruhsatiyesi verilebilecektir.

Maden Yönetmeliğinin 8.maddesinin birinci fıkrasına göre maden ruhsatına müracaatlarda I. Grup (a) bendi madenler için büyükşehir belediye olan illerde valiliklere diğer illerde ise il özel idarelerine, diğer grup madenlerde MAPEG’e müracaat edilecektir. Maden ruhsatlarına başvuru yapmak için inşaat ile yol yapımında kullanılan ve tabiatta doğal olarak bulunan kum ve çakıllar için İl özel idarelerine başvurulacaktır. Ancak diğer grup madenlerde ruhsat başvurusu MAPEG’e yapılacaktır.