• Sonuç bulunamadı

C. ALMANYA’DA SİYASAL YAŞAMA KATILMA SİSTEMİ 207 VE SİYASAL PARTİLER

2. Almanya’da Siyasi Partiler

SPD, CDU, CSU ve FDP 1945’de II. Dünya Savaşı sonrasında kurulmuş, 1945-1947 arasında faaliyetlerini işgal altındaki bölgelerde gerçekleştirmişlerdir. Almanya’da siyaset, 1945 yılından beri üç ana partinin etkisi altın yürütülmüştür: Sağ kanatta, Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) ile güneydeki kardeş partisi Hıristiyan Sosyal Birliği (CSU), solda ise Sosyal Demokrat Parti (SPD).

Bunlara zaman zaman koalisyon ortağı olarak Hür Demokrat Parti (FDP) ile Yeşiller eşlik etmiştir. 18 Eylül 2005 seçimlerine katılan diğer gruplarsa eski komünistlerle SPD’den ayrılanların yeni kurduğu Sol Parti ile aşırı sağ partiler.

Hıristiyan Demokrat Birliği (CDU) ülkenin diğer yerlerinde faaliyet gösterirken, (CDU)’nun kardeş partisi olan CSU( Hıristiyan Sosyal Birliği) sadece Bavyera Eyaletinde temsil edilir. Hıristiyan CDU ve CSU partilerinin her ikisi de Katolik kökenli olmasına rağmen Weimar Cumhuriyeti’nin eski Katolik Merkez Partisi’nden farklı olarak her iki Hıristiyan mezhebine mensup seçmenlere hitap eder ve Federal Mecliste CDU ve CSU’nun ortak bir parti grubu ile temsil edilmektedir.

Hıristiyan Demokrat parti (Christlich Demokratische Union, CDU): 1945

yılında, Nazilere direnen küçük Katolik ve Protestan partilerin bir araya gelmesiyle kuruldu. İki çekirdekten oluşan parti Hıristiyan işçi teşkilatına mensup birkaç sendikacı ile Weimar devrinin Katolik Merkez Partisi’ne221 mensup Katolik ve

217 www.fdp.de 218 www.pds-online.de 219 www.spd.de

220 http://www.bbc.co.uk/turkish/news/story/2005/09/050907_germany_parties.shtml 221 Niyazi Berkes, Siyasi Partiler, İstanbul, 1946, s.168-169.

Protestanlarından oluşmuştu. 1961 seçimler sonunda da en kuvvetli siyasi parti olarak beliren parti, Almanya’nın otonom sosyal yapısını yeniden kurmak ve onu milliyetçilikten kurtarmaktı. 1946 da ilk defa birden fazla partiyi tercih Muhafazakar CDU, Almanya’da 2. Dünya Savaşı sonrasında iktidarda kesintisiz en uzun süreler kalan parti oldu. 1949-1969 ve 1982-1998 arasında ülkeyi Hıristiyan Demokrat hükümetler yöneltti.

CDU’ nun dini doktrini birinci planda yer alır ve Hıristiyanlık ilkelerine dayanır. Bu bakımdan yönetim sistemini şekli ve idaresinde SPD’nin aksine pragmatik bir parti sayılır Daha çok sentezci bir görüşün ifadesini taşımaktadır. İş adamları olduğu kadar dini bağlantıları olan sanayi işçilerinin ve köylülerin de hoşuna gitmeğe çalışır.

CDU üyelerinin ve partiyi destekleyenlerin çoğu Katolik olmakla beraber Protestanları da kendine çekmek için ciddi gayretler sarf etmektedir. Hepsi ekonomide piyasaya öncelik tanınması gerektiğine ama bu arada halkın zor durumda kalmaması için devlet müdahalesine inanıyordu.Batı Almanya’nın ilk başbakanı Konrad Adenauer, Hıristiyan Demokrattı.

Doğu ve Batı Almanya birleştiğinde de iktidar yine onlarda ve başbakanları Helmut Kohl’deydi. Kohl, 1998 seçimlerinde iktidarı SPD’ye bıraktıktan iki yıl sonra partiye yapılan bağışların kaynağıyla ilgili bir skandal patlak verdi. Kohl iki milyon marklık bağışın kaynağını açıklamayı reddetti; halefi Wolfgang Schaeuble de istifa etmek zorunda bırakıldı. Yerine şimdiki başkan Angela Merkel seçildi.

Hıristiyan Sosyal Birliği (CSU): Siyasal açıdan tutucu bir parti olan CSU,

CDU’nun kardeş partisidir. CDU ülkenin geri kalanında faaliyet gösterirken; CSU yalnızca ülkenin güneydeki Bavyera eyaletinde faaliyet göstermektedir. İlkeler ve kaynak bakımından222 CDU ile benzeşmektedirler. 1957’de yapılan ilk seçimlere katılmayan CSU o dönemde CDU’ya karşı faaliyet gösterdi. Ancak daha sonra CDU ile birleşti. Bu partilerin her ikisi de Weimar Cumhuriyeti dönemindeki Merkez Katolik Patisinin bir uzantısını oluştururlar.

222 Heraus Geber, Grundsatzprogramm der Christlich Sozialen Union, (Ed. Theo Waigel), München, 1986.

Başta göçmenler olmak üzere bir çok konuda Hıristiyan Demokratlar’ dan çok daha muhafazakarlardır. Ancak son zamanlarda ekonomik ve sosyal olaylara CDU’dan daha fazla solcu bir tutum izlemektedir. CDU bazı konularda zayıflık gösterdiğinde ön plana çıksa da iki parti çoğu zaman işbirliği içerisindedirler. Çoğu zaman ihtiyaç olmadığı halde CDU ile birlikte koalisyona gitmiştir. Zaten Federal parlamento düzleminde de CDU ile ortak bir grup içinde yer almaktadır.

1999’da Partinin başkanlığına, şimdiki lideri Edmund Stoiber geçmiştir. 2002 seçimlerine CDU ve CSU’nun ortak başbakan adayı olarak giren Stouber Schröder’in karşısında seçimi kaybetmiştir. 2005 seçimlerinde tekrar CDU/CSU ittifakı ile seçime girmiş ve hükümetin bir parçasını oluşturmuştur.

Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD: Almanya Sosyal Demokrat Partisi

(SPD - Sozialdemokratische Partei Deutschlands) Almanya’nın en eski siyasi partilerinden biridir. Bu parti 1875 yılında biri reformcu, diğeri Marksist, Marx ve Engels’in prensiplerine dayalı iki grubun birleşmesi sonucunda Wilhelm Liebknecht ve August Bebel tarafından kurulmuştur. 1870 savaşı ile Alsas – Loren’in ilhakına karşı protestoları onlara işçiler arasında yüksek bir itibar kazandırmıştır. Giderek ihtilalci karakterini terk ederek parlamentoda muhalefet partisine dönüşmüştür. O devrin şansölyesi Bismarck uzun yıllar boyunca bu partiyi olağanüstü kısıtlamalara tabi tutmuştur. Parti ancak bu istisnai kanunların 1890 dan sonra kaldırılmasını takiben birden gelişerek Almanya’nın en büyük siyasi partisi haline gelmiştir223. 1919-1933 yılları arasındaki Weimar Cumhuriyeti’nde ülkedeki en büyük siyasi partiydi. Bu süreçte SPD’ nin esas hedefi, devlet bürokrasisini orduyu ve adalet cihazını “cumhuriyetçi” kılmaktı224. Böylece devlet sosyalist devlete dönüşecekti. Bu hedefine koalisyonlara katılarak ve reformlar gerçekleştirerek erişeceği düşünülüyordu.

Ancak iktidara gelmesi onu giderek muhafazakar ve statükocu bir yapıya dönüştürmüştü. Bu yüzden partinin içinde önemli rol oynamış olan Karl Liebknecht ve Rosa Luxembourg gibi aşırı solcular partiyi daha 1916 da terk etmişlerdi. Hitler rejimi tarafından yasak edilen parti II. Dünya Savaşının ertesinde aynı adla tekrar

223 Carl E. Schorske, German Social Demoracy, Cambridge, 1955.

224 William E. Peterson und Kurt Th. Schmitz (Herausgeber), Sozial-demokratische Parteinen in Europe, Bon, 1979, s. 103-124.

kuruldu. İkinci Dünya Savaşı sonrasında giderek ılımlı bir çizgiye döndü ve 1959’da Marksizmi resmen reddetti.

Siyasetteki izlediği en belirgin politikası koalisyon de olsa iktidara gelmek ve devletin yapısını bir ölçüde kendi ideolojisine uygun olarak yönlendirmektir. Genellikle işçiler tarafından seçilen partiyi destekleyen taraftarların büyük çoğunluğu Protestan mezhebine mensuptur. SPD laik bir parti olmamakla beraber prensip olarak kilisenin siyasi meselelere müdahalesini reddetmektedir.

Avrupa Ekonomik Topluluğu ve NATO üyeliğine itirazından vazgeçip, ülkede savaş sonrasında uygulanan sosyal piyasa ekonomisi modelini benimsedi. Kendisini böylece ortanın soluna yerleştiren partinin Willy Brandt ve Helmut Schmidt gibi liderleri, geniş kitlelerin desteğini kazanmayı başardı. 1966-1969 döneminde CDU ve CSU ile ulusal uzlaşma hükümetine giren Sosyal Demokratlar, 1969-1982 döneminde FDP ile koalisyon kurup iktidara geldi. Daha sonra Kohl döneminde 16 yıl boyunca muhalefette kaldı.

1998’de Gerhard Schröder’le yeniden iktidara geldi. Koalisyon ortakları bu kez Yeşiller’di. Aynı ittifak 2002 seçimlerini de az farkla kazandı. 1998’ den 2005’ e kadar iktidarda kaldı. Başkanlığını Matthias Plazeck yürütmektedir ve 2005 yılındaki genel seçimler sonrasında Angela Merkel başbakanlığında CDU ile koalisyon hükümeti kurma konusunda anlaşmaya varmıştır225.

Birlik 90/Yeşiller: Siyasette yerel çevreci grupların kurduğu bir koalisyon

grubu olarak atılan Yeşiller’ in, 1970’ların sonunda faaliyetlerine başlamasına rağmen 1980’lerin başına kadar ülke çapında bir siyasi örgütlenmesi yoktu. 1979’yılında Batı Almanya’da federal devlet düzeyinde kurulmuş ve zamanla birkaç eyaletin meclisine girmeyi başarmıştı. Atom santrallerine karşı olanlarla pasifist eğilimli protesto gruplarını bir araya toplayan “Yeşiller Partisi” radikal çevre koruma hareketinden doğmuştur. 1983 Federal Meclis seçimlerinde % 5 barajını aşamamakla birlikte onlarla aynı listeden adaylığını koyan “Birlik 90(Bündis 90) meclise girmeyi başardı. Bu grup 1989-1990’da Eski Demokratik Almanya’da barışçı yollardan değişimi hazırlayan Vatandaşlık Hakları Hareketi’ne dayanmaktadır. 1989-1990’da

Doğu ve Batı Almanya ile birleşince Doğu Almanya kökenli Birlik 90 ile Yeşiller Partisi 14 Mayıs 1993’de “Birlik 90/Yeşiller” adıyla bir çatı altında bir araya geldiler226.

Parti gündeminin belkemiğini çevre konuları oluşturdu. Özellikle de nükleer silahlara, NATO’nun yeniden silahlandırma politikalarına ve yeni üyelerine karşı çıkan bir pasifizm hareketi olarak ön plana çıktı227.

Seçim barajı olan yüzde 5 oy sınırını ilk kez 1983’te aşan Yeşiller, 1983’den 1990’a kadar 1987’de ise SPD koalisyonunun küçük ortağı olarak hükümete girdiler. Bu dönemde parti gündemi çevre konularının ötesini de kapsayacak şekilde genişlemişti. Kosova’ya askeri müdahale ve Afganistan’a asker yollanması, partinin pasifist kökenlerine sadık kalan kanatta huzursuzluğa yol açtı. Ancak parti başkanı ve Dışişleri Bakanı Joschka Fischer (ki kendisi ülkenin en popüler politikacılarından biri oldu) her iki müdahaleyi de destekledi228. 1998-2005’de koalisyon hükümetinin bir parçasını oluşturdular.

Hür Demokrat Parti (FDP): Parti, serbest piyasa ekonomisini ve devlet

müdahalesinin azaltılmasını savunan liberallerin kalesi olarak biliniyor. Programı tipik geleneksel Alman liberal ilkelerini içerir. Daha küçük liberal oluşumlar 19. yüzyılda kurulmuş olsa da, partinin resmi kuruluş tarihi 1948 olarak kabul edilmektedir. Alman Liberal parti FDP Kasım 1948 tarihinde üç işgal bölgesinde kurulmuş ve ilk kongresini Haziran 1949 da yapmıştır229.

Tek başına iktidar olacak konuma asla gelemese de koalisyonlarda anahtar rol oynadı. FDP ilk kez 1961 seçimlerinde ön plana çıkarak koalisyon ortağı olmuştur. 1990’larda desteği azalan parti, 2001’de yeni seçmenlere hitap etmek amacıyla nispeten genç bir ismi, 40 yaşındaki Guido Westerwelle’yi liderliğe seçti. Westerwelle hala Hür Demokratlar’ın liderliğini yapmaktadır.

226 “Birlik90/Yeşiller Partisi”,

http://66.249.93.104/search?q=cache:kAD3vryjmQoJ:hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.asp x%3Fviewid%3D175715+Ekin+Delig%C3%B6z&hl=tr&gl=tr&ct=clnk&cd=25&lr=lang_tr 227 Gerd Langguth, The Gren Faktor in German Politics: From Protest Movement to Political Party, (Ed. Richard Straus), Boulder, 1984, s. 1-27.

228 Margit Mayer and John Ely, “Success and Dilemmas of Green Party Politics”, The German Greens: Paradox Between Movement and Party, (Ed. Margit Mayer and John Ely, Translated by Michael Schatzschneider), Philadelphia, 1998, s. 29-48.

Sol Parti230: Demokratik Sosyalizm Partisi (PDS) ile Batı Alman İşçi ve Sosyal Adalet Partisi’nin (WASG) bu yıl başında kurduğu bir siyasi ittifak. Lideri ise Schröder’ in eski maliye Bakanı ve rakibi Oskar Lafontaine’dir231.

PDS, ise iki Almanya’nın birleşmesi öncesinde doğuda varolan komünist Demokratik Alman Cumhuriyeti’nin iktidar partisi olan Sosyalist Birlik partisi’nin (SED) devamı niteliğindedir. Bu parti birleşmiş Almanya’da büyük bir güç olamadı. Ancak o da Birlik 90/Yeşiller ittifakı gibi yeni federal eyaletlerde uygulanan özel bir düzenleme sayesinde Alman Federal Meclisine girebildi232.

2005 seçimlerinde ortak bildiri yayımlayan bu iki parti, seçim bölgelerinde birbirlerine rakip aday çıkarmama kararı aldı. PDS genelde Almanya’nın doğusunda, WASG ise batısında örgütlü olduğu için bu işbölümü sorunsuz oldu. Doğuda oyların yüzde 15-20’sini, batıda ise yüzde 1’ini alabiliyor233.

İttifak sürecinde partilerinden memnun olmayan SPD ve Yeşiller içerisinde bazı üyeler yeni politik arayışlar içerisine girmeye başladılar. SPD’den, Yeşiller’den kopan sol üyeler, PDS’in muhalefetinden memnun olmayıp da partiden ayrılanlar, sendikacılar, ağırlıkla sosyal hareketlerde faaliyet yürüten aktivistler, değişik sol/sosyalist grupların katılımıyla yeni bir partileşme süreci başlatmıştı. 2005’in başlarında İş ve Sosyal Adalet-Seçim Alternatifi (Wahlalternative Arbeit und Soziale Gerechtigkeit-WASG) adıyla sol bir parti kuruldu. WASG, sosyal hakların kısıtlanmasına ve neo-liberal politikalara karşı sosyal politikaların uygulanması için mücadele edeceğini ilan etti. Tek Parti adı altında seçimlere gidilmesi için her iki Parti Kongrelerinde kararlar alındı ve ittifak yapıldı.

PDS adını değiştirdi, Linkspartei. (Sol Parti.) adını aldı, dileyen örgütler PDS-WASG adını da kullanabilecekler. Milletvekili adayları belirlenmeye başladı, birinci sıra adayları ise, Oscar Lafontaine ve Gregor Gysi oldular. Ayrıca PDS ve WASG yöneticileri seçimler sonrasında da birlikteliklerini sürdürmekte kararlı

230 Arno Kappler und Adriane Grevel(Ed), Tatsachen Uber Deutschland, Frankfurt/ Main, 1993. s. 202.

231Left Party in Germany, http://en.wikipedia.org/wiki/Left_Party_%28Germany%29; 232 Bu düzenleme %5 barajının eski ve yeni eyaletlerde ayrı ayrı uygulanmasını öngörüyordu. 233 Lucas Adler, “Almanya’daki Demokratik Sosyalizm Partisi ismini ‘Sol Parti’ ” olarak değiştirdi”, http://www.wsws.org/tr/2005/sep2005/pds-s16.shtml

olduklarını ve iki yıl içerisinde Almanya solu için yeni bir politik projeyi hayata geçireceklerini de açıkladılar ve 18 Eylül 2005 seçimlerine katıldılar.

Türkler dahil daha çok SPD’nin hayal kırıklığına uğramış sol kanadına hitap ediyor234.

Diğerleri: Seçime üç aşırı sağcı parti de katılıyor: Milliyetçi eğilimiyle

bilinen Alman Halk Birliği (DVU), neo-Nazi eğilimli Ulusal Demokrat Parti (NPD) ve Cumhuriyetçiler.

Bunlardan ilk ikisi geçen yılki eyalet seçimlerinde varlık göstermeyi başardı. NPD Saksonya’da oyların yüzde 9,2’sini, DVU da Brandenburg’da yüzde 6,1’ini aldı. Hükümet 2003’te NPD’yi yasaklamayı denese de başarılı olamadı.

Bugüne dek milletvekili çıkaramayan aşırı-sağcı partilerin bu seçimlerde de yüzde 5’lik ulusal barajı aşması beklenmiyor.