• Sonuç bulunamadı

Alexy’nin Dâhili Gerekçelendirme Kuralları Açısından Kapalı Lâfzî Yorum

Alexy’nin dahili gerekçelendirme kuralları, başka(harici) bir önerme kaynağına gerek kalmadan, yasa kuralının içerdiği genel normu temel önerme yapmanın kurallarıdır. Bu

258 Öner, 1978, s. 87. (Vergi Hukukuna ilişkin örnekler bize aittir)

259 Metin S. , 2002, s. 238.

260 Metin S. , 2002, s. 241.

79

yönüyle “kapalı lâfzî yorum”un bir formudur. Söz konusu kurallar aynı zamanda temel mantıksal çıkarımın da formudur.

“Zor dava” niteliğinde olmamakla birlikte, terimlerin anlamının belirlenmesinde vergi hukuku sistematiğine başvurulan kapalı sistematik yorum yöntemi veya bazı yeni ve zor vergi hukuku uyuşmazlıklarında, yasa kuralının anlamının belirlenmesinde “açık sistematik yorum” veya

“ilkelere dayalı amaçsal yorum” eylemi gereklidir. Peş peşe gelen benzer vergi davalarında, bu yorum türleri sonucu, uyuşmazlığı çözen genel kural hakkında hukuki bilinç gelişmiş, yerleşikleşmiş ve böylece yasa kuralının anlamının ne olduğuna ilişkin genel bir kabul oluşmuş olabilir. Bu aşamadan sonra yeni yorumcular için artık gerekli olan şey, dâhili gerekçelendirme kurallarına uygun olarak yorum yapmaktan başka bir şey olmamalıdır.

Alexy’nin “Dahili gerekçelendirme”nin formu şöyledir(Numaralandırma Alexy’e aittir)261: (J.1.1.) (1) (x) (Tx → ORx)

(2) Ta (3) ORa

(1), evrensel(genel) bir norm(yasa kuralına dayalı olarak ileri sürülen genel kural veya yasa kuralının açık anlamı); (2), normda tasvir edilen hukuki sonuçların uygulanmasına ilişkin fiili koşulların tasviri; ve (3) ise, karar, yani hukuki sonuçlar hakkındaki normatif ifadedir. Bu şemada (x), doğal ve hukuki şahsiyetler alanındaki birey değişkeni; “a” bireysel bir sabit (belirli bir birey), mesela özel isim; “T”(bireyin eylemi), kişilerin karakteristiği olarak, (1) normundaki faal olgulara uygun, herhangi bir tercih edilmiş kompleksite düzeyindeki bir yüklem; ve “R”(bireyin eylemine göre çıkarımlanan ve bireyin uyması gereken sonuç) de, norm-öznesinin yapması gerekeni ifade eden kompleks bir yüklemdir262.

Değerlendirmeye açık terimlerin kesin anlamını ortaya koyabilmek için, semantik bir kural formüle edilmelidir. Bu kural kompleks “M” niteliklerinin bulunduğu bir durumda, (kişi, fiil yahut durum gibi) bir şeyin “T” olduğunu söyleyecektir263: (Belirliliğe ulaşma formu)

(x) (Mx → Tx)

Bir şeyin M olup olmadığı açık değilse, bir kural formüle edilmelidir:

(x) (M1x → Tx)

261 Feteris 2010, s. 174.

262 Feteris 2010, s. 174.

263 Feteris 2010, s. 175.

80

ve bir şeyin M1 olup olmadığı açık değilse, bir kural formüle edilmelidir:

(x) (M2 → M1x)

Ve bu böyle devam edip gider.

Söz konusu kuralları kapalı lafzi yorumun bir ön aşaması olarak değerlendirebiliriz. Bu ön aşama, genel kuralda(yasa kuralında) tanımlanan kavramın anlamının pekiştirilmesi aşamasıdır. Bazı incelenen kavram ve olayların yasanın tanımlamasıyla özdeş olduğu kabul edilir. Bu aşamada odaklanılan şey, onun neden yasada veya genel kuralda tanımlanan şey olduğunun gerekçelendirilmesi yapıldıktan sonra genel kuralın gerekçelendirme formunun içinde olduğu iddiasıdır.

Bu aşamaya gerek olduğu durumlarda, daha kompleks bir dahili gerekçelendirme formuna (J.1.2) başvurulur:

(J.1.2) (1) (x) (Tx → ORx) (2) (x) (M1x → Tx) (3) (x) (M2x → M1Rx) (4) (x) (Sx → Mnx) (5) Sa

(6) ORa264

(J.1.2)’yi vergi hukuku ile ilgili şöyle örnekleyebiliriz:

(1) VUK’un 359/a-2.maddesinin birinci cümlesine göre, defter, kayıt ve belgeleri gizleyenler(T) hakkında on sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunacağını(OR) söyleyen yasa kuralıdır.

(2) VUK’un 359/a-2.maddesinin ikinci cümlesine göre, bir kişi inceleme sırasında vergi incelemesine yetkili kimselere defter ve belgelerini ibraz etmemişler ise(M1), bu kuralın uygulanmasında gizleme (T) olarak kabul edilir.

(3) Gizleme olarak kabul edilen durum(M2) gerçekleşirse onun (M1) olduğunu savunan ifade.

(4) Somut gizleme olarak kabul edilen durumu gerçekleşmiş(S) o halde (M) gerçekleşmiştir.

264 Feteris 2010, s. 176,177.

81

(5) Bay A dava konusu somut olayda somut olarak tanımlaman gizlemeyi yapmıştır(Sa).

(6) O halde Bay A, sekiz aydan üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılacaktır(Ora).265

Alexy açısından baktığımızda, yorumun böyle bir form içinde gerçekleştirilmesinin iki açıdan önemi vardır. Birincisi, eğer kuralın anlamı açıksa yargı kararının otomatik olarak çıkarsanması mümkün olur. Ancak bu otomatik çıkarım tek aşamada değil, büyük öncülün ve orta terimin elde edilmesinin birkaç aşamada gerçekleşme sürecini tanımlar. Bu olgu genel kabul gördükten sonra elde edilen anlama dayalı yorum, kapalı lâfzî yorumdur. Diğer bir önemi, dahili gerekçelendirmenin aksaklıklarının görülmesidir. Eğer böyle bir durum varsa bu durumda kendisinin harici gerekçelendirme kuralları olarak adlandırdığı kurallar uygulanmalıdır266. Harici gerekçelendirme kuralları, pozitif normda açıkça yazılı olmayan, yorumcu tarafından ortaya konması veya belirli hale getirilmesi gerekli normların öncül olarak alındığı gerekçelendirme formuna karşılık gelmektedir. Bizim terminolojimizde bu tür bir

265 (M2) ve (Sa) Örnekleri:

1- Dn.4. D.’nin, 26.03.1990 tarih ve E.1987/4156, K. 1990/1074 sayılı Kararı: “Tecil talebinin yerinde olup olmadığının tespiti amacıyla defter ve belgelerin ibraz edilmemesinin kaçakçılık cezalı tarhiyata dayanak alınamaz.”

(M2)Tecil talebi yeterli olduğu halde defter ve belgelerin ibraz edilmemesi. (M1)VUK’nun 359/a-2.maddesinin birinci cümlesindeki gizleme suçudur.

(Sa)Bay A , tecil talebi yeterli olduğu halde defter ve belgeleri ibraz etmediğinden VUK’nun 359/a-2.maddesinin birinci cümlesindeki gizlemeyi yapmıştır.

2- Yrg. 9. CD.’nin, 10.12.1999 tarih ve E.1996/3378, K. 1999/7656 sayılı Kararı: “Sanığın işi terki nedeniyle elinde kalan belgelerin iptali için istenilmesi halinde defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunun yasal unsurları oluşmaz.”

(M2 olmayan)İşi terk nedeniyle elde kalan belgelerin iptali için istendiği halde mükellef ibraz edilmemesi. (M1 olmayan)Bu eylem, VUK’nun 359/a-2.maddesinin birinci cümlesindeki gizleme suçu olarak kabul edilemez.

(Sa olmayan)Bay A, işini terk etmiştir. Vergi Dairesi, kendisinden elinde kalan belgeleri iptal etmek için istediği halde, bu belgeleri ibraz etmemiştir. Bu eylem, VUK’nun 359/a-2.maddesinin birinci cümlesindeki gizleme değildir.

O halde bundan ORa sonucu çıkmaz.

3- Dn. 3. D.’nin, 15.12.1989 tarih ve E. 1989/1119, K. 1989/2831 sayılı Kararı: “İşyerinin vergi incelemesine müsait olmadığına dair bir tespit yapılmaksızın, defterlerin daireye getirilmesi isteğine uyulmaması ibraz etmeme eylemi sayılmaz.”

(M2) İşyerinin vergi incelemesine uygun olmadığına ilişkin bir tespit varsa, defterlerin vergi dairesine getirilmemesi, (M1) VUK’nun 359/a-2.maddesinin birinci cümlesindeki gizlemedir.

(Sa)Bay A, işyerinin vergi incelemesine uygun olmadığına ilişkin bir tespit olduğu halde defterlerini vergi dairesine getirmemiştir.

4- Yrg. 11. CD.’nin, 23.02.2000 tarih ve E. 2000/584, K. 2000/598 sayılı Kararı: “Vergi incelemesi için istenen kanuni defter ve belgelerin 213 sayılı Yasa’nın 13. maddesinde gösterilen mücbir sebeplere veya kastı kaldıran diğer nedenlere dayanmadan yetkililere ibraz edilmemesi halinde müsnet suçun oluşacağı dikkate alınarak, istenen defter ve belgelerin evin bodrumunda çıkan yangın sonucu ibraz edilemediğine ilişkin savunmanın, yangın raporu ve soruşturma yapılmış ise dosyası celbedilip incelenerek değerlendirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırıdır. “

(M2 olmayan) Defter ve belgelerin mücbir sebep veya kastı kaldıran diğer nedenlerle teslim edilememesi. (M1 olmayan)Bu eylem, VUK’nun 359/a-2.maddesinin birinci cümlesindeki gizleme suçu olarak kabul edilemez.

(Sa olmayan) A şahsı defter ve belgelerini mücbir sebep dolayısıyla teslim etmiştir. Bu eylem, VUK’nun 359/a-2.maddesinin birinci cümlesindeki gizleme değildir.

266 Feteris 2010, s. 179.

82

yorum açık lafzi, açık sistematik ve ilkelere dayalı amaçsal yorum türlerinde ve kıyas uygulamasında kendini gösterir.

II- AÇIK LÂFZÎ YORUM

Lâfzî yorumda, salt mantıksal bakış açısından daha derin bir bakış açısına ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bu bakış açılarından birincisi, dilin yapısal karakterini yorumun bir unsuru olarak gören yaklaşım oluşturur; ikincisi ise anlam belirsizliğini dikkate alarak bunun çözümüne yönelik “formel yöntemleri” kullanan yaklaşımdır.

A- Dilin Yapısal Karakterini Dikkate Alan Yaklaşım