• Sonuç bulunamadı

1990 senesinden itibaren ABD Güney Asya bölgesine yönelik bir bölge politikası uygulamaya başlamış ve bu politikanın temelini de Hindistan’la yakınlaşmak ve Pakistan’ı küstürmeden bu ülkeyle ilişkileri soğutmak olmuştur. Bu

politika çerçevesinde Soğuk Savaş döneminde “yabancılaşmış demokrasi (uzaklaşmış demokrasi)” olarak kabûl edilen Hindistan, “ilişki kurulan demokrasi

[engaged democracy]“ olarak kabûl edilmeye başlanmıştır.188 ABD 1990’lı yılların başından itibaren Hindistan’la güvenlik boyutunu ve askerî boyutu da kapsayan kurumsal ilişkiler kurmaya başlamıştır. Bu politika değişikliğinin sebepleri kısaca maddeler hâlinde şu şekilde özetlenebilir189 :

1. SSCB’nin çökmesi

2. Afganistan’ın Rusya’nın çevrelenmesi bakımından sâhip olduğu önemi yitirmesi

186 a.y.

187 Wang, s.93.

188 6245 GUIHONG, Zhang : “US Security Policy towards South Asia after September 11 and its

Implications for China: A Chinese Perspective“, Strategic Analysis, vol. : 27, no. : 2, April – June, 2003, s. 146 [GUİHONG, Cang . “Çin Gözüyle 11 Eylül Sonrasında ABD’nin Güney Asya’ya Yönelik Güvenlik Politikası ve Çin’e Etkisi“, Stratejik Çözümleme, cilt : 27, sayı : 2, Mayıs – Haziran, 2003].

3. Hindistan’ın ciddî bir güç olarak yükselmeye başlaması

4. ABD’de Hint asıllıların sayısının artması ve bu kişilerin statü simgesi iş ve mevkîlere sâhip olması sebebiyle ABD iç politikasında bir baskı unsuru olmaya başlamaları.190

5. Petrol zengini Basra Körfezi’ni pazar zengini Asya ve bilhassa Güney Asya’ya bağlayan Hint okyanusunun öneminin artması. Bu önemi hasebiyle Hint Okyanusu ABD’nin Avrupa – Atlantik Ötesi strtejisinin Asya – Pasifik stratejisine bağlayan bir sahadır. Bu ilişki Soğuk Savaş döneminde ve Soğuk Savaş yıllarının sonrasında ilk senelerde kopmuştu. Soğuk savaş döneni sonrasında Rusya’nın ve Çin’in geleceğinin belirsizleştiğini düşünen ABD Çin’i kuşatmak için önemli olan halkanın Hindistan olduğunu görmüştü. 6. ABD Pâkistan’a en azından “başarısız devlet” gözüyle bakarken Hindistan’ı

gelişmekte ve güçlenmekte olan bir ülke olarak görmesi.

7. Hindistan’ın Çin’e ekonomik, siyasal ve siyasal yeryüzeysel bakımdan rakip olması ve aralarında sınır sorunları bulunması sebebiyle ABD’nin bu rekabetin ve sorunlar üzerinde oynayarak ÇHC’yi kuşatmak istemesi.

8. Bir topyekûn veya sınırlı nükleer silâh savaşının önlenmesi ve kitle imhâ silâhlarının yayılmasının önlenmesi ABD dış politikasının en öncelikli amacı hâline gelmesi.

9. Bilhassa Hindistan ve Pâkistan’ın 1998 senesinde yaptıkları nükleer silâh denemeleri ve Clinton yönetiminin Pâkistan’a altıncı denemeyi yapmaması için büyük vaatler de dâhil olmak üzere her yolu denemesine rağmen

190 ABD’da yaşayan Hintlilerin ABD için çok önemli olduğu yayımlanan bazı raporlardan

anlaşılmaktadır; bu tür raporlara örnek olarak bkz. : 6243 “India – US Relations A Vision for Future“, Pacific Council on International Policy, Report of the Joint Task Force of Pacific Council on International Policy and Observer Research Foundation, June, 2005, erişim : Pacific Council on International Policy Website < http://www.pacificcouncil.org/pdfs/us- india.pdf >, 20 Mart 2007 [“Hindistan’la ABD Arasındaki İlişkiler Gelecek İçin Bir Ufuk “,

Pasifik Uluslararası Siyâset Konseyi, Pasifik Uluslararası Siyâset Konseyi ve Gözlemci

Araştırma Vakfı Ortak Raporu, Haziran 2005, erişim : Pasifik Uluslararası Siyâset Konseyi Ağ Yöresi].

Pâkistan’ın altıncı denemeyi yapması üzerine. ABD’nin Hindistan’ın güvenlik ihtiyaçlarına yakın durmaya başlaması.

10. Pâkistan’la Hindistan arasında 1999 senesinde patlak veren Kargil çatışmaları esnâsında Pâkistan’ın sınır bölgesine nükleer silâh yığdığı yolunda haberler çıkması.

11. Bu çatışma sonunda ABD’nin baskısıyla Pâkistan’ın eski hatta dönmeyi kabûl etmesi üzerine Pâkistan’da bir askerî darbenin gerçekleşmesi ve yönetime Pervez Müşerref’in geçmesi.

Bu gelişmeler Bill Clinton’un 2000 senesinin Mart Ayında Hindistan’a yaptığı ziyâret ve bu ziyâret esnâsında, ki bu ziyâretiyle Bill Clinton 22 seneden beri Hindistan’ı ilk ziyâret eden ABD Başkanı olmuştur, iki ülke arasında varılan büyük bir anlaşmayla sonuçlanmasına sebep olmuştur.

“Hindistan’la Birleşik Devletler Arasındaki İlişkiler :21. Yüzyıl için Bir Ufuk” başlığını taşıyan ortak bildirgeyle iki ülke arasındaki ilişkilerin yüksek düzeyde ziyâretleri de kapsayacak ve her alana yayılacak şekilde kurumsallaştırılacağı ilân etmiştir.191 Clinton Hindistan meclisinde yaptığı konuşmada, Hindistan ve Pâkistan’ı Kapsamlı Denemelerin Yasaklanması Antlaşması (KDYA)’yı imzâlamaya ve çatışmanın sonlandırılması için gerekli

191 Bu bildirgenin İngilizce aslı için bkz. : 6340 “Indo-US Relations: A Vision for the 21st

Century“, Indian Embassy (Washington D.C.) Website, New Delhi, 21 March 2000, erişim : < http://www.indianembassy.org/indusrel/clinton_india/joint_india_us_statement_mar_21_ 2000.htm >, 20 Mart 2007 [“ Indo-US Relations: A Vision forthe 21st Century“, Hindistan ABD Büyükelçiliği Ağ Yöresi, Yeni Delhi, 21 Mart 2000]; 6341 “Joint Statement on United States – India Relations Indo-US Relations: A Vision forthe 21st Century “, Find Articles Website, 21 March 2000, erişim : < http://www.findarticles.com/p/articles/mi_m2889/ is_12_36/ai_61971475 >, 20 Mart 2007 [“Birleşik Devletler Hindistan İlişkilerine Dair Ortak Bildirge : 21. Yy. İçin Bir Ufuk“, Makale Bul Ağ Yöresi, 21 Mart 2000]; Bill Clinton’un Hindistan ziyâreti ve söz konusu bildirgeyle ilgili Çin’de yayımlanan bir yorum için bkz. : 6342 “Clinton Visit Opens New Chapter in Indo-US Relations“, People’s Daily Online, editorial, March 26, 2000, erişim : < http://english.people.com.cn/ english/200003/26/ eng20000326O101.html >, 20 Mart 2007 [“Clinton’un Ziyâreti Hindistan’la ABD Arasındaki İlişkilerde Yeni Bir Sayfa Açtı“, Halkın Günlüğü Ağ Yöresi, başyazı, 26 Mart 2006].

tedbirleri almaya dâvet etmiştir.192 George Bush yönetimi göreve başladığında Hindistan’la ilişkileri bilhassa güvelik boyutuyla öne çıkarmayı amaçlamış ve bu maksatla bu ülkeyle ilişkilerinde kitle imhâ silâhlarının yayılmasının önlenmesi hususunu dış politikasının önceliği olmaktan çıkarmış ve Hindistan’a KDYA’yı imzalaması için yaptığı baskıdan vazgeçmiştir. Birinci George Bush yönetiminde Hindistan’a 1998 senesinde yaptığı nükleer silâh denemeleri sebebiyle uygulanan ambargoların kaldırılması yolunda adımlar atılmaya başlanmıştır. Bu dönemde de ABD’nin Pâkistan’a bakışı kötüleşerek devam etmiştir.

11 Eylül 2001 senesinde ikiz kulelere yapılan saldırı sonrasında ABD’nin bölgeye yönelik politikası değişmiştir. Bu dönemde Pâkistan’da ABD’nin tedhişe karşı savaş politikasında ABD’yle ittifak etmiştir. Tâliban örgütü ve Usame Bin Lâdin sebebiyle Pâkistan’ın önemi artmıştır. Bu dönemde George Bush yönetimi Hindistan ve Pâkistan’a uygulanan ambargoları kaldırmış; Pâkistan’a ekonomik ve askerî yardımlarda bulunmuştur.

11 Eylül saldırılarından sonra ABD’nin tedhişe karşı savaş siyâsetinden Çin Doğu Türkistan, ki bilhassa ÇHC bunun uğrunda ABD’ye çok ciddî destek vermiştir193; Tibet’teki ayrılıkçı hareketler; Tayvan; dünya ekonomi dizgesine ve Asya kıtasındaki dizgeye katılmak bakımlarından istifâde ettiyse194 de Çin’de, geçen zaman zarfında ABD’nin bölge ülkeleriyle bu kadar sıkı ilşki kurması ve askerî olarak bölgeye yerleşmesinin ÇHC’nin bölgede ve hâttâ dünyadaki etkinliğini azalttığına dair endişeler duyulmaya başlanmıştır. 11 Eylül saldırısının akabinde ABD’nin Rusya’yla ilişkisinin düzelmesi; Rusya’nın Orta Asya’da ve sınırlarının

192 Guihong, s. 151-152.

193 6265 HUNTER, Robert E. : “After 9/11 : US Policy in Northeast Asia“, Asia-Pacific Review,

vo. : 10, no. : 1, 2003, s. 6 [HANTIR, Robert E. : “11 Eylül Sonrasında Kuzeydoğu Asya’da ABD Politikası“, Asya-Pasifik Bakış, cilt : 10, sayı : 1, 2003].

194 6259 SWAINE, Michael D. : “Exploiting a Strategic Openning “, Strategic Asia, no. : 5, 2005,

s : 68, erişim : The National Bureau of Asian Research Website < http://www.nbr.org/ publications/strategic_asia/pdf/sa04_3china.pdf >, 20 Mart 2007 [SVEYN, Maykıl D. : “Stratejik Çatlaktan Yararlanmak“, Stratejik Asya, sayı : 5, 2005, erişim : Ulusal Asya Araştırmaları Bürosu Ağ Yöresi]. Sveyn ayrıca ÇHC’nin, ABD’nin tedhişe karşı savaşına katılmasının “kurban ziyniyetini “terk edip “büyük güç olmak“ zihniyetine geçmesinde büyük faydası olduğu görüşünü ileri sürmektedir; a.m., s. 79.

dibinde ABD askerî varlığına müsaade etmesi; diğer Orta Asya ülkelerinin de benzer bir tavır içine girmesi ve ABD’nin Tayvan’la askerî ilişkilerin artması da ÇHC’deki bu endişeyi daha da güçlendirmiş ve ÇHC yöneticilerinde ABD tarafından kuşatıhmaktalık düşüncesinin kuvvetlenmesine sebep olmuştur.