• Sonuç bulunamadı

Uluslararası düzenin yönetilmesinde daha çok söz sahibi olmak ve daha adilâne kurulmuş çok kutuplu bir dünya düzeni Çin’in çok daha fazla faydasınadır. Bu amaçla, Çin Halk Cumhuriyeti kendisine Pasifik Asyası’nda adil ve akılcı, yeni bir güvenlik düzeni kurması için büyük devlet sorumluluğu verilmesini istemektedir. Böylece ABD’yle Japonya arasındaki arzu edilmeyen ittifakın yerini Çin, Rusya,

132 YONGXIN, Tang : “Zhongmei guanxi jinru yige xinde lisihi jieduan “ (“Sino-American

Relations Have Entered a New Historical Stage 2), Shijia xinshi yanjou (“Studies of the

World Situations), 1997, no 26 [YONGŞİN, Tang : __ (Çin’le Amerika Arasındaki İlişkiler

Yeni Bir Târihi Aşamaya Girdi“), __ (Dünya Meseleleri Çalışmaları), 1997, sayı : 26, s. 5’den aktaran : Wang, s. 36.

133 a.e., s. 37.

Japonya ve ABD arasında kurulacak dörtlü ittifak alacaktır. Böylece Çin bir dengeleyici güç konumuna gelerek bölgenin güvenliği için büyük devlet sorumluluklarını yerine getirecektir.

Çin, Amerika–Japonya ve Avrupa Birliği arasındaki ittifak yerine ABD, Avrupa ve Asya arasındaki bir ittifakı koymak için Batı’nın kendi içindeki çelişmeleri kullanmakta ve Avrupa Birliği’yle ilişkilerini güçlendirmektedir. Çin’in güttüğü diğer bir amaç da merkezinde ABD’nin ve etrafında pek çok sayıda küçük devletin yer aldığı ittifak yapısını ABD, Çin, Rusya, Japonya ve ASEAN’dan oluşacak ittifakla ikâme etmek istemektedir :

“fırsattan istifade etmeli, kedimizi geliştirmeli ve bölgemizdeki konumunuzu ve işlevimizi daha da güçlendirmeliyiz…. Stratejik düşünmeli ve bize komşu bölgelerdeki olayları yönetmede öncülüğü ele geçirmeliyiz… Çin’in stratejik çıkarları için bir çok üçlü ilişkileri maharetle yürütmeliyiz : Büyük Çin-Birleşik Devletler-Japonya üçgeni ve Çin-Japonya- ASEAN, Çin-Japonya-Rusya, Çin- Hindistan-Pakistan, Çin-Japonya-Güney Kore ve Çin-Kuzey Kore-Güney Kore üçgenlerinden müteşekkil (beş) küçük üçgen.”135

ÇHC’de ayrıca ABD’nin çok kutuplu bir dünya düzeni inşa edilerek bir normal güç, bir normal kutup düzeyine yavaşça indirilmesi gerektiğini fikrini savunanlar da vardır. Ancak, bu görüş ÇKP içinde henüz taraftar kazanmamıştır. Çin ABD’nin hegemonyacı siyasetlerine karşı çıkmakla birlikte onun süper güç olma ve dünya olaylarını ve ekonomisini etkileme gücüne sahip olduğunu kabûl etmektedir.136 bu konuda Çinli bir uzmanın çalışmasında şu cümleler bulunmaktadır.

“Birleşik Devletler Soğuk Savaş’tan sonra dünyanın tek süper gücüdür ve onun bu durumu gelecek yirmi ilâ otuz yıl zarfında değişmeyecektir… Bu sebeple

135 Jıanyong, s.10-12’den aktaran : Wang, s. 38.

136 ABD’yle ÇHC arasındaki ilişkilerin bütünlüklü bir incelemesi ve ABD’nin dünya politikasın-

daki başatlağıyla ilgili olarak bkz. : 6113 JISI, Wang : “Chına’s Search for Stability With America”, Foreign Affairs, September/October, 2005, s. 3, erişim : Foreign Affairs Website < http://www.foreignaffairs.org/20050901faessay84504/wang-jisi/china-s-search-for-stability- with-america.html >, 19 Mart 2006 [CİSİ, Vang : “Çin’in ABD’yle İstikrar Arayışı “, Dış İşleri, Eylül / Ekim, 2005, erişim : Dış İşleri Ağ Yöresi].

Birleşik Devletlerle çatışmaktan kaçınmak Çin’in uzun vâdeli stratejik ve güvenlik çıkarları içindedir.”137

Çinli stratejicilerin ve siyâsal yeryüzeycilerin düşünüş ve algılayışlarının giderek daha fazla Batılı uzmanlarınkine benzediği görüşünde olan yazar, gerçekçiliğin doğal sonucu olarak daha güçlenmiş Çin’in çok daha fazla talepte bulunacağını ve Çin’in şu hâliyle dahi mevcut düzeni, başka deyişle mevcut düzenin hakimleri ve dolayısıyla bu düzenden en fazla faydalananların çıkarlarını tehdit ettiği görüşündedir. Batı dünyasıyla Çin arasında sıcak çatışmaya dönüşme ihtimali en yüksek sorunun güçlenen bir Çin karşısında Batı dünyası tarafından uzunca bir süre ihmâl ve inkâr edilmesi hâlinde, Çin’de artan gücüne paralel olarak artan milliyetçilik sebebiyle, Tayvan sorunudur.138

Gerçekçilik söz konusu olduğunda Çinliler Batılılardan çok daha gerçekçidir ve bu Batılıların eylemleri Çinliler tarafından Batılıların onlara yükledikleri anlamlardan farklı anlamlarla değerlendirilmektedir. Meselâ, Çinliler Hungtington’un “Medeniyetler Çatışması” tezini Soğuk Savaş sonrası dönemin dünya düzeninin yanlış bir yorumu olarak kabûl ederek red etmektedir.139

137 XUETONG, Yan : Zhongguo guajia liyi fengxi (An Analysis of China’s National

Interests), Tianjin Renmin chubanshe, Tianjin,1996 [ŞUETONG, Yan : __ (Çin’in Ulusal Çıkarlarının Çözümlemesi), Halk Yayınları, Tiancin, 1996], s.158’den aktaran : Wang, s. 38.

138 Wang, s. 39.

139 JISI, Wang : “Wenming chongtu lun de lilun jichu yu xianshi yiyi “ (“The Theoretical

Foundations and Practical Implications of of the Theory of Civilizational Clashes”, Wenming

yu guoji zhengzhi –Zhongguo xuezhe ping hengtingdun de wenming chontulun (Cilivilizations and International Politics – Chinese Scholars Responses to Huntington’s

Theory of Civilizational Clashes, Wang Jisi ( ed. ), Shanghai renmin chubanshe, Shanghai,

1995 [CİSİ, Vang : __ (“Medeniyetler Çatışması Kuramının Kuramsal Temelleri ve Uygulamadaki Sonuçları“), __ (Medeniyetler ve Uluslararası İlişkiler – Çinli Bilginler

Han-tington’un Medeniyetler Çatışması Kuramına Cevapları“), Vang Cisi (Haz.), Halk

Yayın-evi, Şanghay, 1995], s. 189-190’dan aktaran : DENG, Yong : “Conception of National Interests : Realpolitik, Liberal Dilemma, and the Possibility of Change“, In the Eyes of the

Dragon … , s. 49. [__ : “Ulusal Çıkar Kavramı : Gerçeçilik Politikası, Özgürlükçülük İkilemi

Çinli yöneticiler ulusal çıkarlara büyük önem vermektedir. Ulusal çıkarlar onlar için adeta ulusun bir bütün olarak evrimleşmiş hâlidir ve ulusal çıkarların amaç edinilmesi ulus devletin tabii ve ayrılmaz hakkıdır.140 Ulusal çıkarlar arasındaki ilişki dış politika davranışını etkileyen temel bir etkendir ve ulusal çıkarlar devletin dış politikadaki davranışını tâyin eden en uzun, en etkili etken ve en temel itkidir.141 Başka bir ifâdeyle,

“Ulusal çıkarlar birincil ve doğrudan etkisi olan etkenlerdir. Diğer devingeler ikincil ve dağınık [yayılmış] ulusal çıkarlardır.”142

Yine yüksek mevkide bulunan bir akademisyen ve resmî yetkiliye göre ulusal çıkarlar Çin’in uluslararası ilişkilerin ele alınmasında en başta gelen ilke olmalıdır.143 Deng Xiaoping’e göre :

“Ulusal egemenlik ve ulusal güvenlik birincil önceliği haiz olmalıdır.”, “Ulusal haklar insan haklarından daha önemlidir.”

ve insan hakları hiçbir şekilde ulusal hakların zayıflatılmasına müsaade edilmemelidir.144

140

Deng, s. 50.

141 TEJUN, Feng and XINNING, Song, (eds.) : Guoji zhengzhi gailun (Introduction to

International Politics), Zhongguo renmin daxue chubanshe, Beijing, 1992 [TECUN, Feng ve

ŞİNNİNG, Song (haz.) : __ (Uluslararası Siyâsete Giriş), Çin Halk Üniversitesi Yayınevi, Pekin, 1992], s. 125’den aktaran : Deng, s. 50.

142 SHOUDE, Liang and YINXIAN, Hong : Guoji zhengzhi xue gailun (Introduction to

International Politics), Zhongyang bianyi chubanshe, Beijing, 1994 [ŞUDE, Lian ve YİNŞİAN, Hong : __ (Uluslararası Siyâsete Giriş), Merkez Derleme ve Tercüme Yayınevi, Pekin, 1994],s. 58-60’den aktaran : Deng, s. 50.

143 HUNING, Wang : “Deng Xiaoping tongzi dui guoji zhanlue de sikao“ (“Comrade Deng

Xiaoping’s Thoughts on International Strategy 2), Wenhui Günlüğü, 26 February 1994 [HUNİNG, Vang : __ (“Yoldaş Dang Şiaoping’in Uluslararası Strateji Üzerine Düşünceleri“), __, 26 Şubat 1994], s. 1’den aktaran : Deng, s. 50.

144 XIAOPING Deng : Deng Xiaoping wenxuan (The Selected Works of Deng Xiaoping), vol. 3,

Renmin chubanshe, Beijing,1993 [ŞİAOPİNG, Dang : __ (Şiaoping’in Seçilmiş Çalışmaları), cilt : 3, Halk Yayınevi, Pekin, 1993], s. 331; 347-348’den aktaran : Deng, s. 50.

Mao döneminde ulusal çıkar devletin çıkarları olarak kabûl ediliyordu. Devlet hakim sınıfa hizmet eden bir örgüt olduğuna göre ulusal çıkar aslında hakim sınıfın çıkarı olduğunu kabûl edilmekteydi. Ancak, Mao sonrası dönemde bu anlayış yavaş yavaş terk edilmeye ve “devlet çıkarıyla” “ulusal çıkar” arasında ayrım yapılmaya başlanmıştır. Bu yeni eğilim neticesinde “devlet çıkarı”nın hâkim sınıfların çıkarı olduğu kabûl edilmeye devam edilirken “ulusal çıkar”ın milletin toplamının çıkarı olduğu kabûl edilmiş ve ulusal çıkarın her türlü çıkar üzerinde tutulması ve her şeyden önce savunulması gerektiği ileri sürülmüştür.145 Bu yeni yoruma göre, “devlet çıkarı” son çözümlemede hâkim sınıfın çıkarı mânâsına gelirken ulusal çıkar hem yönetenin hem yönetilenin çıkarı mânâsına gelmektedir.146

Çinli yöneticiler Batı kültürünün hızla yayılmasının dünyanın farklı kültürlerinin türdeşleştirdiğini düşünmektedir. Medeniyetler çatışması kuramı da Batı dünyasının doğu veya üçüncü dünya ülkelerine karşı yürüttüğü güç siyâsetinin devamıdır. Çinliler gerçekçiliğe bağlı olmakla birlikte bu bağlılıklarını Batılılar kadar açıkça ifâde etmemektedir. 147

ÇHC’nin 1950’li yıllarda formülleştirilen ve uygulamaya başladığı dış siyâset ilkeleri şunlardır :

145 YINHONG, Jin and SHIXIONG, Ni : Guoji guanxi lilun bijiao yanjiu (A Comparative

Study of International Relations Theory), Zhongguo shehui kexue chubanshe, Beijing, 1992,

[YİNHONG, Jin ve ŞİŞİONG, Ni : __ (Bir Karşılaştırmalı Uluslararası İlişkiler Kuramları

Çalışması), Çin Toplumbilimleri Literatürü Yayınları, Pekin, 1992], s. 116-122; Shoude ve

Yınxıan, bilhassa, s. 75-76 ve 83-87; XINNING, Song : “Guojia liyi delilun renshi “ (“A Theoretical Understanding of National Interests“), Zhongguo shehui hexue jikan (Chinese

Social Quarterly), Hong Kong, no. 40, Autumn, 1997, [ŞİNNİNG, Song : __ (“Bir Kuramsal

Ulusal Çıkar Açıklaması“, __ (Çin Toplumbilimleri Üçaylığı), __, sayı : 40, Sonbahar 1997]; JILIANG, Zhang : Guoji guanxi gailun (An Introduction to International Relations) Shijie zhishi chubanshe, Beijing, 1990 [CİLİANG, Cang : __ (Uluslarası İlişkilere Giriş), Dünya Meseleleri Yayınevi, Pekin, 1990], s. 58; Tejun ve Xınnıng, s. 123-125; JINGDIAN, Gao (ed.) : Guoji zhanlue xue gailun (Introduction to the Study of International Strategy), Guofang daxue chubanshe, Beijing, 1995, [CİNDİAN, Gao (Haz.) : __ (Uluslararası Strateji

Çalışmasına Giriş), Ulusal Güvenlik Akademisi, Pekin, 1995], 1.kısım’dan aktaran : Deng, s.

51.

146 Deng, s. 51.

1. Karşılıklı toprak bütünlüğüne ve egemenliğe saygı. 2. Karşılıklı saldırmazlık

3. Karşılıklı olarak iç işlerine karışmama 4. Eşit ilişkiler ve fayda

5. Barış içinde bir arada yaşama

Bu ilkelerin özü, klâsik mânâda egemenliği esas aldığı için, söz konusu olan ulus devlettir. Bu durumda bu ilkeler, her ne kadar Batının hegemonyasını önlemeye karşı olduğu söylense de, Vestfalyacı bir anarşi düzenini esas aldığı için anarşici ve kaçınılmaz olarak çatışmacıdır.148

Çin’li yöneticiler Batı’lı yöneticiler gibi, dünya düzenini güç siyâseti tarafından belirlenen bir düzen olarak kabûl eder.. Ancak, Çinlilerin düşüncesindeki fark, Çinlilerin Batılıların ve Japonya’nın elinde yüzyıldan fazla bir süre zulüm gördüğü ve sömürüldüğü hususudur.

Çinli yöneticiler dünya düzenini hâlâ ulus devletlerin birbirleriyle rekabetlerinin şekillendirdiği bir düzen olarak kabûl etmektedir. Çinli yöneticiler karşılıklı bağımlılığın farkındadır; ancak, uluslararası örgütlere ve karşılıklı bağımlılığa hâlâ devlet merkezli bir gözlükle bakmakta ve ulusal çıkarlarını bu uluslararası örgütler ve karşılıklı bağımlılıkla nasıl gerçekleştireceklerini düşünmektedir.149

Çin gerçekçiliğiyle Batılı ve bilhassa Amerikan gerçekçiliği arasındaki temel fark, ikincisinin askerî güvenliği birinci sıraya yerleştirip ekonomik vb. güvenliği ikinci sıraya yerleştirirken, birincisinin asıl vurguyu ekonomi, teknoloji vd. güvenliğine ve rekabete yapmasıdır. Zira Çinli yöneticiler, Soğuk Savaş’tan sonra

148 a.e., s. 52.

sâdece askerî rekabetten müteşekkil olmayan, ekonomi, bilim, teknoloji rekâbetini de içeren kapsamlı veya topyekün bir rekâbetin geçerli olduğunu düşünmektedir.

Önde gelen bir Çinli uzman olan He Xin mevcut uluslararası ilişkiler düzenini koyunlar ve kurtların bir arada bulunduğu bir düzen olarak tanımlamaktadır. He Xin’e göre koyunların çit örmesi açık görüşlü olmamaları sebebiyle değil, kendilerini kurtlardan korumak içindir; ancak, kurtlara göre bu çitler lüzumsuzdur, hâttâ tahrik edicidir.150

Çinli yöneticiler karşılıklı bağımlılığı kabûl ederken, kendi davranışlarında herhangi bir değişiklik yapmaksızın bu durumdan Çin’in ulusal çıkarlarını temin etmek için faydalanmaya çalışmaktadır. Çinli yöneticilere göre uluslararası düzen sıfır toplamlı bir oyundur.151

Çin’de uluslararası ilişkiler alanında yazılan yazılarda 1990’lı senelerde karşılıklı bağımlılıkla ilgili olarak kaleme alınan veya bu kavramdan bahseden yazılar yayımlanmaya başlamıştır.152

1994 senesinde yapılan Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği Örgütü zirvesinde Çin Cumhurbaşkanı Jiang Zemin şunları söylemiştir:

“Çağdaş teknoloji bölgeler arasındaki mesâfeyi kısaltmıştır. İnsanlığın karşılaştığı meselelerin pek çoğu genellikle sınırları aşmaktadır. Ekonomik ilişkiler, ticârî alışveriş, bilimsel ve üretimsel gelişme, çevrenin korunması, göçlerin denetim altına alınması, felâketlerin dindirilmesi ve yardımlar, zararlı ilaç ve maddelerin yasaklanması, suçun önlenmesi, nükleer silâhların yayılmasının önlenmesi ve AIDS∗∗∗∗’in önlenmesi ve bu hastalığın tedavisi gibi pek çok husus küresel ve karşılıklı bağımlılık netlik arz etmektedir ve hepsi de işbirliğini ve ortaklaşa uygulanacak standartları gerektirmektedir. 1980’lerden

150 a.e., s. 53.

151 a.y. 152 a.e., s. 54.

beri, ticârî sözleşmeler, pazarın gelişmesi, sermâye dolaşımı, sanâyinin yer değiştirmesi, bilim ve üretim bilgisi alışverişi ve bilginin dolaşımı Pasifik Asyası bölgesindeki daha yakın ilişkilerin kurulmasını temin edecek kadar bariz şekilde artmıştır.”153

Çin 1980 senesinde Dünya Bankası’na (DB)’na ve Uluslararası Para Fonu [International Moneytary Fund (IMF)]’na üye olmuş ve Genel Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Anlaşması [General Agrement on Tariffs and Trade (GATT)]’a üye olmak için Temmuz 1986’da baş vurmuş ve 11 Aralık 2001 GATT’ın yerine kurulmuş olan Dünya Ticâret Örgütü (DTÖ)’ye üye olmuştur. Çin Halk Cumhuriyeti’nin bu tür uluslararası örgütlere üye olması bu ülkenin iç yapısında da bir takım algılama ve uygulama değişikliklerine sebep olmuştur. Bazı Çinli bilim adamları 1990’larda “küreselleşmenin” yaratacağı etkilere dikkât çekmişti. Çin Toplum Bilimleri Akademisi’nin eski başkanı Li Shenzhi :

“Eğer Çin şovenliği tercih ederse, bu Çin ve dünyanın için felâket olur; eğer Çin küreselleşmeyi tercih ederse, bu Çin ve dünya için bir şans olur.” demiştir.154

1995 senesinde yayınlanan bir kitâpta küreselleşmenin on etkisinden bahsedilmiştir:

1. Milletle devlet arasındaki uyumsuzluk

2. Devletin imkân, kabiliyet ve sorumluluklarının zayıflaması ve azalması

3. Kaynaklar ve diplomatik kalitedeki azalma

4. Kültürel kimliklerin zayıflaması ve meşruiyet sorunu

153 a.e., s. 53.

154 SHENZHI, Li : “Quanqiuhua : ershiyi shiji de daqushi“ ( “Globalization : Grand Trend in the

Twenty-First Century“), Keiji daobao ( Science and Technology Herald), 3 June 1993 [ŞENCİ, Li : __ (“Küreselleşme : 21 yy.daki Büyük Eğilim“), __ (Bilim ve Teknoloji

Habercisi), 3 Haziran 1993], s. 5; “Quanqiuhua yu zhongguo wenhua“ (“Globalization and

Chinese Culture“), Meiguo yanijiu (American Studies), 1995 [__ (“Küreselleşme ve Çin Kültürü“, __ (Amerika Çalışmaları)], s. 1’den aktaran : Deng, s. 55.

5. Uluslararası müdâhalelerin ve hukukun güçlenmesi 6. Uluslararası örgütlerin etkisinin artması

7. Hükümet dışı kuruluşların gücünün artması

8. Ekonomide sınırların anlamını kaybetmesi ve karşılıklı bağımlılık 9. Küresel bunalımların derinleşmesi

10. Uzay ve uzaydaki faaliyetlerin artması ve deniz hakimiyet alanları hususunda hassasiyetin artması.155

Bu yazara göre “egemenlik” tarihi bir kavram olup bu sebeple zamana bağlı olduğundan değişken bir kavramdır. Bu küreselleşme çağında küresel nitelikler arz eden sorunlar küresel çözümleri gerektirmektedir. Yine bu yazara göre küreselleşmeci düşünceye sâdece güvenlik ihtiyacı için değil aynı zamanda çağın gereklerine uygun olarak insanların şekillenmesi için gerek vardır.156 Yine aynı dönemlerde mukayeseli veya görece kazanç kavramı ilk kez Çin bilim dünyasına Wang Jisi tarafından tanıtılmıştır.157 Bu gelişmelerin neticesinde Çin’de “çok taraflı ortaklaşa güvenlik” politika ve stratejilerini savunanların sayısı artmıştır. Bunun Çin’in ulusal çıkarlarına çok daha fazla hizmet edeceğini iddia etmektedirler. Nükleer silâhların denetimi hususunda dahi “güvenlikte karşılıklı bağımlılık” fikrini savunanlar ortaya çıkmıştır.158

Yan Xuetong ortaklaşa güvenlik politikasının sağlık sigortasına benzetmektedir. Ortak güvenlik politikasında devletler güvenliklerini sağlamak için antlaşmalar yapar. Bunun ittifaktan farkı, herhangi bir devleti veya cepheyi hedef almayıp sâdece güvenliği ve tehdidin her kimden gelirse ona yönelik olmasıdır. Barış

155 Deng, s. 55.

156 YIZHOU Wang : Danglai guoji zhenzhi xilun ( Analysis of Contemporary International

Politics ), Shanghai renmin chubanshe, Beijing, 1995 [YİCU, Vang : __ (Çağdaş Uluslararası Siyâsetin Çözümlenmesi), Şangay Halk Yayınevi, Pekin, 1995], s. 40-41’den aktaran : Deng,

s. 56.

157 Jisi, s. 196-199, 205’den aktaran : Deng, s. 56.

zamanında ve buhran zamanında, sağlık sigortasını da olduğu gibi, yaymakta ve böylece güvenliğin yükü azalmaktadır.159

Ortak güvenlik politikasının bir diğer özelliği de güvenliğin temininde silâhlanmaya öncelik verilmesi yerine bir bölgede istikrarın sağlanmasına öncelik verilmesidir. ÇHC‘nin 1998 senesinde yayımladığı Beyaz Ulusal Güvenlik Kitapçığı’nda [White Paper on Natıonal Defence, 1998] bu politikaya destek verilmektedir.160

Yazara göre, Çinli yöneticilerindeki bu değişiklik bir bilişsel değişiklik olmayıp sâdece taktik amaçlı bir değişikliktir.

Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte çok taraflı diplomasi, bölgeler içi ve arası diplomasi imkânları ve BM Güvenlik Kurulu’nun işlevselliği artmıştır. Bu çerçevede BM Güvenlik Kurulu’nun daimî beş üyesi uluslararası konularda, iki kutuplu dünyanın yarattığı gerilim ortadan kalktığı için, Soğuk Savaş döneminde olduğundan çok daha kolay uzlaşmaya başlamıştır. Bu sebeple de devletler arası sorunlar daha kolay hâlledilebilir bir hâl almıştır.161

Çin Halk Cumhuriyeti, BM Güvenlik Kurulu’ndaki üyeliğini 25 Ekim 1971 senesinde BM Genel Kurulunun 2758 sayılı kararıyla kazanarak, bir mânâda çok taraflı diplomasiye gerçek anlamda adım atmıştır. Çin Halk Cumhuriyeti’nin bu tarihten önceki çok taraflı diplomasi tecrübesi çok azdı. 1950’li ve 1960’lı senelerde SSCB’yle çok yakın ilişki; sonra bu ilişkinin bozulması ve 1970’li senelerde SSCB’nin emperlyalizmine karşı “Birleşik Cephe” siyâsetinin uygulanması; ve bâzı Asya ülkeleri162 ve üçüncü dünya ülkeleriyle olan ilişkileri hâricinde ciddî mânâda

159 Xuetong, s.160-163’den aktaran : Deng, s. 56-57.

160 Deng, s. 57.

161 WANG, Jianwei : “Managing Conflict : Chinese Perspectives on Multilateral Diplomacy and

Collective Security“, In the Eyes of the Dragon …, s. 73-74.

bir çok taraflı diplomasi ve siyâset tecrübesi yoktu. Soğuk Savaş dönemindeki çok taraflı diplomasi ve politikanın da bugün anladığımız mânâda olmadığı da hatırlanması gerekmektedir.

ÇHC ciddî mânâda çok taraflı diplomasi ve siyâseti 1980 yılından sonra adım adım uygulamaya başlamıştır.