• Sonuç bulunamadı

ÜLGÜN’ÜN FETHİNDEN ÖNCE OSMANLI-VENEDİK İLİŞKİLERİ

14. yüzyılın sonunda doğu kıyısındaki tüm kasabalar,korkuylaBalkanlar'dayeni bir gücün ortaya çıkmasına tanıklık ederek kooperatif bir şekilde savaşa hazırlanıyordu. 1387'de Osmanlılar Drin nehrinin ağzına ulaştılar. Doğudaki güçlü komşunun varlığını hissettirdiği ilk dalgalanma bu oldu.262 1393-1396 yılları boyunca İskenderiye Osmanlılar’ın elindeydi. Osmanlı kumandanı Kavalalı Şahin tarafından ele geçirildiyse de bu uzun sürmedi.263

Osmanlı taraftarı olan İşkodra beyi Curac Stratsimiroviç öldüğünde (1403) İşkodra'yı ele geçirmiş olan Venedik, ayrıca Ülgün, Bar ve Budva'yı da hakimiyeti altına aldı. Fakat Stefan Lazareviç ve Sırbistanlı Vuk Brankoviç tarafından desteklenen Stratsimiroviç'in oğlu Balşa, Venedik'e karşı uzun bir mücadele başlattı.264 Nihayet duruma müdahale eden Osmanlılar'la Venedikliler arasında çıkan savaşta Osmanlılar galip gelmiş ve Arnavutluk'un tamamını ele geçirerek Arvanid-ili (Arnavut-ili) adıyla bilinen sancağı kurmuşlardır (1415- 1417).265

Çok geçmeden ilk Osmanlı yerleşimleri kurulmaya başlandı. Bar çevredekisinde yer alan Turçini 1416’da ve İskenderiye bölgesinde yer alan Ville Turchi bu yerleşimlerdendir.266

260 Acta et Diplomata, Vol. 2, s. 294.

261 Dinko Bure Franetović, Historija pomorstva i ribarstva Crne Gore do 1918 godine, Titograd, 1960, s. 47.

262 Donald Edgar Pitcher, Osmanlı İmparatorluğu’nun Tarihsel Coğrafyası, Çev. Bahar Tırnakçı, 1. Baskı, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1999., s.76.

263 Machiel Kiel, “İşkodra”, DİA, Ankara, 2001 c. 23, s. 433

264 Mustafa L. Bilge, “Arnavutluk”, DİA, c. 3, İstanbul, 1991, s. 385.

265 Halil İnalcik, Hicrî 835 Tarihli Sûret-i Defter-i Sancak-i Arvanid, Ankara, 1987, s. 6.

59

Akdeniz'de Osmanlı'nın ilk ortaya çıkmasından itibaren Venedik Cumhuriyeti kalıcı olarak savunmaya geçti. 1400 yılının Eylül ayında Venedik Senatosu, Osmanlı deniz kuvvetlerindeki karşı konulamaz büyüme konusunda bilgi aldı. Avlonya’nın 820/1417’deki fethiyle Türkler tüm güçleriyle Adriyatik Denizi'nde ortaya çıktılar.267

Ülgün’ün durumu 2 Zilka‘de 883/25 Ocak 1479’te karmaşıktı. Aslında, Venedik İskenderiye’yi barış bedeli olarak Osmanlı’ya vermek zorunda kaldı çünkü 16 yıl süren savaşta tüm gücünü tüketmişti. Buna karşılık Sultan 2. Mehmed, Venediklilere Osmanlı topraklarında serbest ticaretyapma ve İstanbul’a bir elçi gönderme hakkı verdi.268 Orta Balkanlar'ın en önemli kasabasının ne kadar önemliolduğu Fatih Sultan Mehmed tarafından bizzat kuşatılmasıyla anlaşılabilir. Osmanlılar durdurulamıyordu. Zaten 17 Cemâziyelevvel 885/25 Temmuz 1480 yılında Otranto’yu,269 908/1502 yılında da Draç’ı fethetmişlerdi.270 Bu fetihler kuzey Arnavutluk, Karadağ ve Karadağ’ın kıyı şeridini ele geçirmek için elzemdi.

Sık sık yapılan Osmanlı-Venedik savaşlarında (1463-1479, 1499-1503, 1537-1540, 1570-1573), Osmanlı daima galip oldu. Bu durum Ülgün için oldukça zorlayıcıydı. Venedik Cumhuriyeti sınırına yakın oturan insanlar için hayat dayanılmaz bir hal almıştı. Ülgün’den Rodon Burnu’na ve Pali’ye kadar olan bütün alana Drin Körfezi denirdi. O bölümde ise zengin vadiler ve düz toprakları ile Boyana, Drin, Maça, İstmo ve Arzen nehirlerinin haliçleri vardı. Drin nehrinin denize dökülen deltasının yakınında Kuzey Arnavutluk'ta önemli bir ticaret merkezi olan Leş kalesi vardı.271 Kalede eminler, kadılar makamı ve tüccarlar için bir tane kervansaray vardı.272

267 Machiel Kiel, “Avlonya”, DİA, c. 4, İstanbul, 1991, s. 118.

268 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanli Tarihi, c.2, TTK Yayınları, Ankara, 1988, s. 218.

269 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, a.g.e., s. 142.

270 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, a.g.e., s. 216.

271 Neredeyse tüm bu yerleri Kitab-ı Bahriye eserindeki ünlü Osmanlı denizci ve haritaci Piri Reis Draç kıyıları anlatılan bölümündeböyle bahseder: “Mezkûr Turaç didükleri deniz kenârında bir kal‘adur. Ve ol kal‘anun önleri sığludur. Eğer büyük gemiler mezbûr kal‘anun önüne varmak murad iderlerse, iskandil ile varurlar. İki tarafa demür bırağurlar. Ve karayel tarafında olan burunun etrâfı sığdur. İhtiraz ideler. Ve eğer Porto Palu Limanı'na varurlarsa, mezbûr limana Türk tâyifesi Kazık Limanı dirler. Mezkûr liman uvak gemilere yatakdur. Ve ba‘dehû mezbûr Kazıklı Limanı'ndan dört mil mikdâr poryaz tarafında Mata dirler bir büyük su vardır. Mezkûr sunun tekrar poryaz tarafında Adrin dirler bir su dahî var. Mezkûr Adrin Suyu'ndan yiğirmi beş mil mikdâr karayel tarafında Leş Suyu'dur. Mezbûr su bir büyük sudur. Ammâ Leş didiğümüz evvel harâb idi. Şimdi ma‘mûr olmağa emr olmuşdır ve ba'dehû mezkûr kal‘adan yiğirmi dört mil yirde Boyana Suyu'dur. Mezbûr su bir buyuk sudur. Gemiler girür...Ve ba’dehû zikrolan

60

Gravür 6 - Drin körfezi Arnavutluk’un bir kısmı ile; Colfo de Lodrin con parte di Albania, Giovanni

Francesco Camocio, Isole famose, porti, fortezze, e terre maritime sottoposte alla Serenissima Signoria di Venetia, ad altri Principi Christiani, et al Signor Turco : nouamente poste in luce, Venetia 1572, s.18

Bölgede Osmanlı yönetiminin istikrarı ve Adriyatik'teki sağlam kökleri Ülgün halkındaki savaşma ruhunu öldürdü. İskenderiye'nin düşmesinden sonra güçlü Osmanlı İmparatorluğu'nun sürekli tehdidi hissediliyordu. Ülgün prensi Venedik Senatosu'nda "Artık bu şekilde dayanamayız, çünkü açlıktan ölüyoruz."273

Ülgün Venedik'e sadıktı fakat, sınırları bölünmüş ve ekonomik olarak bitkin olan ulus, kardeşlik çatışmalarına girmeye hazır değildi.Birçok kişi Osmanlı'nın ve ordusunun erdemlerini öğrenmeye başladı: disiplin, cesaret ve ekonomik güç. Osmanlı İmparatorluğu’nun saldırısından önce Ülgün, 1499-1503 yılları arasında yürütülen bir

Boyana Suyu’ndan on iki mil karayel tarafında Dulçini dirler bir kal’e vardur. Mezkûr kal’e Venedik’e tâbi’dür.” Piri Reis, Kitab-ı Bahriye, c. 2, Ankara, 1988, s. 733.

272 Mustafa Canka, a.g.e., s. 11.

273 I diarii di Marino Sanuto, teme IV /MCCXCVI-MDCCIII/, Auspice La R. Deputazione Veneta di

61

savaşa zorlukla karşı koyabildi.1502 eylül ayı ortasında sefalet nedeniyle iki köy isyan etti (Saint George ve Kolomza) ve gönüllü olarak Türklere teslim oldu.274

16. yüzyılın girişinde Osmanlı İmparatorluğu Venedikliler ile savaş içindeydi. (1499-1502) Şehirleri tamamen fethedemedikleri yüzünden Osmanlılar onların kıyı şehirlerinin etrafındaki yerleri fethetmeye çaba göstermişler. Osmanlı'nın baskısı altında zor dayanan Ülgün ve Bar şehirleri için zor durum hakkında çokça haber kaydedilmiştir. Özellikle onların yeterli silahladırılmış olmaması yüzünden. İskenderiye bölgesinin etrafında yaşayan Osmanlı yöneticileri ve köylüleri özellikle Ülgün'e zarar veriyorlardı.275

1502 senesinde barışa gelinmişti, 1503'te de Venedik ve Osmanlı güçleri arasında temas oluşmuştu. İlişkilerde yeni iklimler oluşmaya başlıyor. İskenderiye Sancakbeyi Firus Bey 5 Receb 908/4 Ocak 1503 senesinde Kotor hükümdarına, şehirlere saldırı olmayacağına, mallara el koyulmayacağına, ve sınırı aşmayacaklarına (geçmeyeceklerine) dair haberdar ediyor, bundan bir gün öncesinde de elçi Kotor'da hediyeleri teslim etmişti. Bu haber üzerine Kotor hükümdarı İşkodra'ya üç asilzadeden oluşan heyetiyle gümüş tepsi ve scarlet (renkli kumaş, elbise) giyisi göndererek cevap veriyor.276

16. yüzyılın ilk yıllarında komşu ülke ilişkileri iyi sürdürülmüştü. Hükümet temsilcileri sık sık görüşmekteydi. Misal bazı Osmanlı yöneticisi görevinden ayrıldığında Venedikliler ona zengin hediyeler verirdi. Bunun gibi olaylar için çok bilgi bulunmaktadır. Bu iyi komşu ilişkisi artık ekonomik yükü olunca, 16. yüzyıl ortasında müfettiş (İtalyanca: sindik) Giustiniani buna "sessiz haraç" demişti.277

Ekonomik yükü olduğu halde, Ülgünlüler 1507 senesinde Senato'dan Kotor ve Bar'daki gibi Ülgün prensine hediye vermesini emretmelerini istemişler ve hediyelerin Ülgün'ün fakir halkından toplanamayan fonların yerine Venedik fonlarından verilmesini istemişler, bunu da Senato kabul etmişti.

274 Mustafa Canka, a.g.e., s. 74.

275 Miloš Milošević, Boka Kotorska, Bar i Ulcinj od kraja XV do kraja XVIII vijeka, Podgorica, s. 27.

276 I diarii di Marino Sanuto, s. 789, 797-798.

62

Osmanlılar için iyi komşu ilişkisinin olması için pahalı hediyelerin gerekliliği hakkında bir tane Ülgünlülerin raporu bunu kanıtlıyor. Ülgünlülerin 1514 senesinde Senato'ya gönderdikleri raporda Türkler'in verdikleri zararlarına ve onların topraklarında baskınlarına dair şikâyetler üzerine Senato'ya çözüm olarak Bar ve Kotor'u kıyaslayarak onlara pahalı hediyeler verilmesini istiyorlar. Ülgünlüler de hediyeler gönderiyordu ama o kadar değerli olmadığı için sık sık Osmanlılarda nefret ve öfke körüklüyordu. Pahalı hediyeler için fonlar artırılmadığı için Ülgünlüler Senato'dan Ülgün mezbahadan senelik 30 dukaya kadar çıkan vergi gelirlerini onlara ayrılmasını istediler, öylece Sancakbeyilere ve memurlara verecekleri hediyeleri alabilecekler. Senato da bunları kabul görmüştür.278

Kotor için yapılan savaştan ve 1539 senesinde Kutsal İttifak savaşındaki duşmalık göstergesinden sonra hediye verme politikası devam ettirmekteydi. Osmanlılar Ülgünlüler'in hediyeleri vermekten vazgeçmediklerini görmek için onların (büyük) yöneticinin o anda yani hediye verirken orada (mevcut) olmasını istedikler.279 Nihayet hediyeler seçilmeye ve sipariş edilmeye başlanmıştır. Öylece bir kere İskenderiye Sancakbeyi 1545 senesinde özellikle iki tane av köpeği istemiştir, bu yüzden de Ülgünlüler Venedik’e talepte bulunmak zorunda kaldı.280 1540'ten 1543'e kadar hediyeler için genel giderler 600 dukayı aşmış oluyor. Hediyeler bazen bazı Venedik temsilcilerine kişisel fayda getirmekteydi. Etkili adamlarla iyi ilişki bazen, misal ticaret için kullanılan at satınalma izni almayı kolaylaştırıyordu.281

Hediye bağışı yanında Osmanlılar ile araların bozulmaması için yapılan iki çabayı daha da belirtmek lazım. Bazen Türkler'in vatandaşları Venedik topraklarına girmeleri oluyordu, ama diğer taraftan da Venedikliler'in vatandaşları hatta askerlerin de Türk topraklarına girmeleri oluyordu. Sultan'ın Signoria'ya gönderdiği 14 maddelik şikâyet mektubunda, Ülgün olayı da ele alınmıştı. Venedik gide gide çok uzağa gitmeye başlamıştı, 1519 senesinde oracıkta özel komisyonu göndermeye karar vermişti bu komisyona da Türk elçisi de katılacaktı ve kendisi sorgulama, işbirliği ve cezalandırma

278 Miloš Milošević, a.g.e., s. 27-28. Yazar burada, aşağıdaki kaynaklara dayanarak çıkarımlarını yapmıştır: Archivio di Stato di Venezia, San Marco, Relazzione 17 (11 Ekim 1507); ASV, S. Mar., R. 18 (3 ve 9 Haziran 1514)

279 a.y. ASV, S. Mar., R. 20 (16 Mayis 1544)

280 a.y. ASV, S. Mar., R. 20 (Aralık 1545)

281 Commissiones et relationes Venetae, Haz. Šime Ljubić , MSHSM, Vol. 11, Tomus 2, Zagreb, 1880, s. 237

63

hakk sahibi olacaktı hatta işkenceler esnasında orada olacaktı. Siyasi nedenlerden dolayı Marino Sanuto karşı çıkmıştı, Türk elçisinin Adriyatik kıyısındaki durumu öğrenmesine izin verilmesi tehlikeli olduğunu düşüncesindeydi. Burdaki "yerlerin kötü donanımlı ve insanların hoşnutsuz (memnun olmadıklarını)" görecek ve bu yüzden Osmanlıların buraya gelme arzusunu uyandıracak. Sanuto özellikle hıristiyanların işkenceler (ettirme) esnadında Türk elçilerin orada olmasına karşı çıkmıştır. Ama yine de yukardaki gibi sonucuna varılmıştır.282

Yazın 1527 senesinde Hayreddin Barbaros'un başında bulunduğu büyük (berberî) korsan kadrosu yaklaşık 30 fusta ile Ülgün ve Bar'ı saldırmıştı.283

Barışından kırk yıl sonra 16. yüzyılın başında ilk büyük savaş eylemi 1538 senenin sonbaharında Kutsal İtiffak filosu tarafından Nova'nın kısa süren fethine açılışı olmuştu.284 Bu Osmanlı eylemi belli bir ölçüde ve aynı sene içerisinde Bar'ı ve Ülgün'ü de kapsamaktaydı. İskenderiye Sancakbeyi Bar'da kıyının yakınında yerleşmişti ama şehrin yardımına Venedik'in Adriyatik komutanı ve deniz kuvvetleri başkomutanı gelmişti. Osmanlılar kuşatmayı kaldırarak Ülgün’e doğru gittiler, bunların yardımına da bir kaptanla 100 süvari, Hırvatistan'dan bir komutanla 50 süvari ve 600 asker gelmişti.285

16. yüzyılın ortalarını ve Osmanlılar'ın gelmesinden önce veba hastalığı, depremler, kendi aralarındaki çatışmaları, toprakların zayıf verimleri ve genel yoksulluk damgasını vurdu. Sadece salgın hastalığından 1525 senesinde 500 kişiden fazlası ölmüştü. 1544 senesinde de Senato 100 dukayı fakirlere dağıtılması için göndermişti.286

282 I diarii di Marino Sanuto, teme XXVI /MCCXCVI-MDCCIII/, Auspice La R. Deputazione Veneta

di storia patria, Venezia 1879-1903, s. 392.

283 Mustafa Canka, Ulcinj u Osmanskoj Imperiji, Ulcinj, 2012, s. 14.

284 Colin Imber, “The Cost of Naval Warfare the Accounts of Hayreddin Barbarossa’s Herceg Novi Campaign in 1539”, Archivum Ottomanicum, IV, (1972), s. 204.

285 Commissiones et relationes Venetae, Haz. Šime Ljubić , MSHSM, Vol. 11, Tomus 2, Zagreb, 1880, s. 121.

64

Gravür 7 - Ülgün kalesi; Dulcigno cita, Giovanni Francesco Camocio, Isole famose, porti, fortezze, e

terre maritime sottoposte alla Serenissima Signoria di Venetia, ad altri Principi Christiani, et al Signor Turco : nouamente poste in luce, Venetia 1572, s.23.