• Sonuç bulunamadı

Öğretmenlerin ve Okulda Süreçlerin Okul Müdürlerinin Kullandıkları Sözel

Çalışma grubunda bulunanlara “Okul müdürünüzün göstermiş olduğu sözel olmayan iletişim unsurları sizi ve okulda süreçleri nasıl etkiliyor?” sorusu yöneltilmiştir. Verilen cevaplara ilişkin özel ve önemli görülen kısımlar çalışma grubunda yer alan kişilerin kendi ifadeleri ile aşağıda özetlenmektedir.

Öğretmenlerin ve okulda süreçlerin okul müdürünün kullandığı sözel olmayan iletişim unsurlarından nasıl etkilendiklerine ilişkin bulgular yoklandığında, takdir etmenin (n = 9), gülümsemenin (n = 3), selam vermenin (n = 3), göz teması kurmanın (n = 1) motivasyonu arttırdığı ve mutlu ettiği; olumsuz jest ve mimiklerin (n = 10), dinlemeden yargılamanın (n = 3), otoriter davranışın (n = 2) motivasyonu azalttığı ve sinirlendirdiği; olumlu okul ortamının (n = 6) okula bağlılığı arttırdığı; baskıcı davranışın (n = 1) bağlılığı azalttığı; olumlu beden dili davranışları (n = 11), açıklık, empati ve farklı görüşlere saygı (n = 5), öğretmenlerin desteklenmesi (n = 2) çalışma ortamını olumlu etkilediği ve aşırı kontrolcu davranışın (n = 4), ayrımcılığın (n = 2) ise çalışma ortamını olumsuz etkilediği yönünde görüş belirtilmiştir.

Ö1 “(...)müdürün göz teması çok önemli. Onun sinirli mi değil mi, sizi anlayıp anlamadığının göstergesi. Göz teması kurmadığında ben bişey anlatırken başka şeylerle ilgilenmesine sinirleniyorum. Beni dinlemiyor, ilgilenmiyor gibi geliyor. Bunu yanında bazen dinlemeden direk yargılaması. Hani ben tamamen otoriteyim, siz benim dediklerimi yapmak zorundasınız tavırlarına kırılıyorum. Bakışlarını kaçırması, kaşını çatması.(...) olumlu durumlar olduğunda övgü gördüğünüz zaman motivasyonum artıyor. Daha bir çalışmak istiyorsunuz. Okuldaki olumlu ortam bağlılığımı arttırıyor. Okul arkadaşlarım arasındaki olumlu ilişki beni etkiliyor. Müdürün sürekli yapılması gerekenleri hatırlatması ise beni rahatsız ediyor. Bunun dışında müdür bey güzel iletişim kuruyor. İkna kabiliyeti yüksek. Bunu bakışları, beden dili ile beli ediyor. Hitabeti önemli. Ses tonu yüksekliği . ses tonunu ayarlayabiliyor. Kızdığında da çok aşırı bağırmak çağırmak şeklinde değilde. Sert ses tonunu kullanarak değiştirerek belli ediyor.” Ö2 “Bazı durumlarda birkaç dk derse geç girmiş oluyorsun. Müdür bey hemen bakışıyla niye böyle oldu der gibi mimik yapıyor. Veya sözlü şekilde nerdesin demesi, saati göstermesi bu motivasyonumu bozuyor.(...) Karşıdaki insan konuşurken onun belirli cümle bitişlerinde kafasını sallaması, onaylaması yani ben se ni anlıyorum mesajını vermek veya arada bir cümlesinde demekki böyle düşünüyorsunuz demek iletişimde etkilidir. Vücut dili de önemlidir. Göz kırpmak, gülümsemek, haklısın demek böyle yumuşak usluplar çalışma ortamını rahatlatacaktır. Bunu yanında insanların farklı gruplara saygı duyması gerekir. Önce bu önemli. Birbirine saygılı davranması gerekir. İnsanlar farklı gruplara ve birbirlerine saygı duymaya başladıklarında birbirlerini de dinlemeye başlarlar. Karşıyı dinledikten sonrada bir etkileşim başlamış oluyor. İletişimin kurulacağı ortamların ayarlanmış olması gerekir. İletişimin gelişmesi için seminerlerin verilmesi, yayınlarında okunması gerektiğine inanıyorum.”

93 Tablo 11

Öğretmenlerin ve Okulda Süreçlrin Okul Müdürlerinin Kullandıkları Sözel Olmayan İletişim Unsurlarından Nasıl Etkilendiklerine İlişkin Bulgular

Katagoriler Kodlar n

Motivasyonum artar, mutlu olurum Takdir etmesi 9

Gülümsemesi 3

Selam vermesi 3

Göz teması kurması 1

Motivasyonum azalır,sinirlenirim Olumsuz jest ve mimikler 10

Dinlemeden yargılaması 3

Otoriter davranması 2

Bağlılığım artar Olumlu okul ortamı 6

Bağlılığım azalır Baskıcı tavır 1

Çalışma ortamımı olumlu etkiler Olumlu beden dili davranışları 11

Açıklık, empati, farklı görüşlere saygı 5

Öğretmenin desteklenmesi 2

Çalışma ortamımı olumsuz etkiler Aşırı kontrolcu davranış 4

Ayrımcılık 2

Ö3 “(...)haklı olduğum bir konuda sadece bir noktayı görüp, o noktadan genelleme yapması, ona göre çalışıyorsun çalışmıyorsun ön yargılarda bulunması beni sinirlendiriyor. Çünkü o an onu görmüştür. Olayın başı var sonu var. Öğretmeni teşvik etmesi tabi her öğretmeni olduğu gibi beni de mutlu eder. Gururlandırır.(...) müdür bey beni camdan izliyor mu her an sınıfa girer mi diye tedirgin oluyorum. Daha önce yaşanmış bir olay var. İki öğrenci birbirleri ile sorun yaşamış. Ben onlarla konuşuyorum ne oldu nasıl oldu. O sırada arka sıradaki bir öğrenci bunlara gülmeye başlamış ben dikkat etmedim. O anda kapı dırank diye açıkdı. Kapı duvara çarptı. Müdür bey geldi o arka sıradaki gülen öğrenciyi azarlamaya başladı. Ben neye uğradığımı şaşırdım. Yani niye o öğrenciyi azarladı niye sınıfa öyle girdi anlayamadım.

94

Çıkarken bişeyde sormadı ben de bişey soramadım. Şaşırdım kaldım. Yani iletişim sorunu var biraz. Düşünüyorum öğretmen olarak bizi önemsemiyor mu acaba. Yani bizi çok mu gözünde küçültüyor. Müdürün saç tarana şekli, kaşlarının ifadesi, gülümsemesi bizim ona karşı tutumumuzu etkilemektedir. (...)bence beden dilin ifade daha olumlu olması gerekir.karşı tarafın yüzü asıksa onunla iletişm bile kuramıyorsunuz. Yaklaşmıyorsunuz. İnsanın yüz ifadesinin olumlu olması gerekmektedir. Saygı olması gerekir. Karşıdaki insana değer verdiğini hissettirmek gerekiyor. Bunu yanında göz teması benim için çok önemli. Bir arkadaşım gözlük bile taksa onunla iletişim kuramadığımı hissediyorum. Gözlüğünü çıkarmasını istiyorum. Göz teması benim için çok önemli.(...)”

Ö4 “(...)önemsenmediğim, selamımı almadığı, odasına gittiğim zaman kafasını kaldırmadığı zaman moralim bozuluyor. Rahatsızım diye bile aramak istemiyorum. Ama bazı günler keyfi yerindeyse kendiliğinden gelip selamımı hiç almayan insan bir anda merhaba Dilek hanım, nasılsınız dediği zaman seviniyorum seviniyorum. Allahım hep böyle keyfi yerinde olsun diyorum. (...)Biraz saygı gösterse , gülümsese daha iyi hissedeceğim. Kendimi kışlada gibi hissediyorum. Ben erim kendisi komutan. Gülümsemek benim için önemli. Müdürümüz genelde tebessüm etmez, çok nadir alakasız zamanlarda gülümser genelde sert. Samimi , karşısındaki önemser görünmesi beni mutlu eder. Odasına girdiğimde benimle ilgilense, baksa, hoşgeldiniz Dilek hanım dese odasına daha rahat gireceğim. İşlerimi daha çabuk halledeceğim.(...)müdürün bazı davranışları öğretmen arkadaşlarla aramama mesafe girmesine sebep oluyor. Toplum içinde bazı öğretmenleri örnek gösterince, arkadaşlar ister istemez o neden beni örnek gösterdi, beni niye göstermedi şeklinde sürtüşmeler olabiliyor. Yani öğretmenleri toplum içinde kıyaslıyor.(...)Müdür bey biraz daha önemsese yaptıklarımı bende daha çok çabalayacağım derste. Yeri geliyor şöyle bile düşünüyorum nasıl olsa takdir edilmiyorum, görülmüyo yaptıklarım, boşa mı yapıyorum diyorum. Tabiki işlerimi yapmaktan vazgeçmiyorum ama isterim ki takdiredilsin. Yani okul müdürümü görmek istemiyorum. Onu görmesem daha mutlu daha şevkli olacağım. Üzerimde bir baskı hissediyorum onu görünce. Mesela kapıyı çalmadan direk sınıfa dalması, sizi sürekli pencereden gözetlemesi.”

Ö5 “(...)konuşmaya başlarkende bitirirken de teşekkür ederek, özür diliyerek konuşur. Ama iş ciddiye bindiğinde aynı hoşgörüyü gösteremiyor. Yani sözleri ve uygulaması bir olmadığı için insanlar konuşmak istemiyor. Ben işlerimi diğer idareci arkadaşlarla halletmeye çalışıyorum. Kendimi anlatamadığımı düşünüyorum. Veya o beni anlamıyor. (...)okula ilk geldiğim zaman bir gruplaşma vardı. Kimse kimseye selam vermiyordu.iyi öğretmen kötü öğretmen ayrımı vardı.Bir kast sistemi vardı. Hala bazı öğretmen arkadaşlarım okula adapte olamadılar. Ben inatçıyım buna karşı çıktım. Sert çıktım. Bunlar olurken tabi hevesim gitti. Savaşırken yoruldum. Yorgun savaşçı oluyorsunuz. Bunu idareye, öğrenciye, veliye yansıtmamaya çalışıyorsun ama bu sizi çok yıpratıyor.(...) Okula istekle gelmek, sevildiğini hissetmek, değer verildiğini hissetmek öğretmen için çok önemli. Bağlılığını arttırıyor. Buraya aidim. Onlarda benim yanımda. Bunu tam tersi müdürlerin ben buranın hakimiyim demesi öğretmenlerin ben buraya ait değilim duygusunu yayıyor ama istekli çalışmıyoruz. Ben 20 yıldır şunu istiyorum çalışan öğretmen ile çalışmayanın, çalışan idareci ile çalışmayanın farkının görülmesini istiyorum. Yan gelip yatan bir insanla bir olmak istemiyorum. Kıymetin bilinmseini istiyorum. Bir farkın olmasını istıyorum. Müdürlerin göz teması kurması, bu okulun sahibi sizsiniz demesi çok önemli. Bir göz teması bile yeter bir hal hatırı sorması bile yeter. Güler yüz. Yani alına bir kararın öğrenciden duyulması kadar kötü birşey olamaz. Öğretmen desteğinin olmadığı hiçbir şey uygulanamaz. Öğretmeni atlayarak hiçbirşey yapılamaz.”

Ö6 “(...)mesela derse beş dk geç kaldığımızda sürekli olamamak konuşuluyla hemen uyarılmamak beni hem mutlu ediyor. Hem dikkatli olmamı sağlıyor. Çok disiplinli ortamlarda, çok kişi uyarıldığı zaman kişide bir isteksizlik başlıyor. Rahat bırakıldığında zaten öğretmenin bir işi yoksa dersine girecektir. Aksi halde ters tepebiliyor. Müdür bey güleryüzlü, mutlu olduğu zaman hem verim artıyor, daha rahat çalışıyorum.(...) bu okula ait olduğumu hissediyorum ve ilk başlarken ufak tefek aksilikleri görmezden geldiğiniz zaman, önyargısız davrandığınız zaman sevecan bir ortam oluşabiliyor. İlk izlenim ve devamında bakış açısı çok önemli. Bazı ufak tefek şeyleri sorun ederseniz soğursunuz o ortamdan. Nasıl yaklaşırsanız öyle tepki alırsınız. (...)okul içi aktivitelerin öğretmenleri bir araya getirildiğini düşünüyorum. Bunun koordinasyonunun sağlandığını. Öğretmenlere eşit derecede yaklaşılması,

95

gülümsemenin , tatlı dille yaklaşılması, öğretmeni anlamak, rencide etmemek çalışma ortamını olumlu etkileyeceğini düşünüyorum.”

Ö7 “Müdürün bir şeyi söyleme şekli ses tonu değilde sözü beni sinirlendiriyor. Aynı zamanda sözü söylerken yüzümüze bakmaması.(...) müdür bey bazi öğretmen arkadaşlar geç geldiğinde bişey demiyor, bazısı geldiğinde diyor. Burada ayrımcılık var gibi hissediyorum. Olumsuz etkileniyorum.(...) empatinin olması gerektiğine inanıyorum.”

Ö8 “(...)bazen toplantı sırasında yeri olmadığı halde bir şaka yapıyor. Alınıyor insanlar. Soğuyor insanlar, kızabiliyor. Sonradan farkına varıyor ama iş işten geçmiş oluyor. Bu olumsuz bir hava yaratıyor. Hırslandırmak için konuşuyor. Takdir ediyor ama bazende kırıcı olabiliyor. Eleştirdiği de oluyo. Yüz ifadesi biraz kötü olabiliyor. Yanlış gördüğü bir şeyi defalarca tekrar ediyor. Bu da rahatsız edici olabiliyor.(...) müdür bey biraz kontolcu bir tavrı var. Herkez kendi branşının uzmanı olduğu için o kadar kontrolcu olmak iyi değil. Biraz herşeyi ben bilirim havasında. Mesela ayda yılda bir geç kaldığım olmuştur. Her zaman mı geç kalıyorsunuz demesi beni üzdü. Okulda genel bir takım çalışması yok. İletişimsizlik söz konusu. Herkez işimi bitireyim gideyim derdinde.(...) insanları olduğu gibi kabul etmek. İnsanların artılarını öne çıkararak onları motive etmek. Hepimiz burada birlikteyiz. Eleştirmek yerine iyi yönlerini ön plana çıkarmak. Bunlar sağlıklı bir çalışma ortamı için gerekli. İnsanlar arasında iletişim kopuksa etkili değilse hiçbir şey elde edilemez. Önce iletişim sonra başarı. Derste daha etkili olabilmem için burada olmaktan mutlu olmalıyım. Motivasyonumu ise kendim sağlıyorum. Bırakırsam gidecek gibi. Kendi gayretimle.”

Ö10 “Müdür yaptığımız işten dolayı bize iltifat ediyorsa, kendimi ödüllendirmiş gibi hissediyorum çok mutlu oluyorum. Yaptığım işten gurur duyuyorum. Ya da en ufak bir işte veya olayda da benim o olumsuzluğumu görüp yüzüme vuruyorsa, o zaman çok rencide oluyorum. (...)okula ilk geldiğimde müdür beyin yüzü asıksa geriliyorum, eğer güler bir ifade varsa çok mutlu oluyorum. Yüzü asık olduğunda ona yaklaşamıyorsunuz. Öyle bir beden dili var ki. Lanet olsun gelme yanıma der gibi. O da benim çalışmamı, performansımı, müdürün yanına yaklaşmamı kesinlikle etkiliyor. Aynı zamanda takım çalışmamızı ve performansımızı da etkiliyor. Sadece beni değil diğer öğretmenleri de etkiliyor. Tek bir bakış, tek bir ifade yeterli. (...)öğretmenlerin performansını etkileyen birinci etken olarak gülümsemeyi görüyorum. Müdürün güler yüzlü olması, iletişiminin çok iyi olması, beden dilini çok iyi kullanması, göz teması yaparak konuşması veya dokunma hareketi ile samimiyetini belirtmesi çalışma ortamını olumlu etkiler. Okul müdürleri yazılı sınavla geliyorlar. Beden dli ile ilgili bilgileri yok. Öğretmenlerde direk müdürle iletişm içindeler. Herhangi bir bakısı bir gülüşü bütün günümü etkiliyor. Moralim bozulabiliyor. O koltuğa oturduklarında ben herşeyim sahibiyim havasına bürünüyorlar. Onun için aslında müdürler 2 ay iletişim dersi görmeliler.” Ö12 “(...)sözsüz iletişim için beden dili çok önemli. Güne bir gülümsemeyle selamlaşmayla başlamak önemli. Genelde böyle de başlıyoruz. Tabiki güne iyi başlamak moral ve motivasyon açısından önemlidir.(...) Mesela okul takımlarımı ziyaret ettiğinde moral, bakışıyla, endamıyla bişeyler yapabileceğini hissetirir, takımın antremanını izlerken oturuşuyla, evet çocuklar siz bişeyler başarmak üzeresiniz başarıyorsunuz o güveni hissettirir. Gururlandırıp, cesaretlendirdiği yanı sıra başarı durumunda takımı aynı zamanda ödüllendirir. Ödüllendirmenin eğitimde ne kadar önemli bir pekiştireç olduğunun farkında biri.” (...) ben okulumu, mesleğimi seviyorum. Okuldaki arkadaşlarımın yüzde yüzü oranında iyi iletişim kurduğuma inanıyorum. Ya allah kahretsin bu lanet okula geldim gibi birdüşüncede olmadım. Takım çalışmamızda var tabiki. Çalışma ortamımızın daha iyi olması için açıklık, empati ,farklı görüşlere saygı, dürüstlük, kendin, rahat hissetme, idare ile paylaşımcı olmak gibi unsurlarının önemli olduğunu düşünüyorum. Her şeyin konuşularak halledilebileceğine inanıyorum. Beden dili olarak bakışların, gözlerin, ağız mimiklerinin, ellerle desteklenen hareketlerin iletişim kurmada etkili olduğunu düşünüyorum.”

Ö13 “(...)bir bakış bir tatlı söz bile insanı motive etmeye yeter. Ben bunu öğrencilerime de uyguluyorum. Diyorum ay ne kadar güzel olmuşşsun, saçın ne kadar güzel dediğim zaman çocuk zaten motive oluyor. Bütün insanlar için geçerli, bir bakış, sıcak bir tebessüm. Bazı insanlar bir tebessümün insanı aşağı çekebileceğine inanıyorlar ama ben tebessümün kazandıracak birçok şeyi var diyorum. Bin söz yerine bir tebessüm yeter diyorum. (...)Yöneticimiz bizim okuldaki bu durumumuzdan çok memnun. Okulumuzda pizza günleri

96

yapılıyor, kahvaltılar yapılılıyor yani hepberaber paylaşımımızın çok iyi. Birbirimize bağlıyız. Öğretmenler arasındaki diyalog, öğretmenler ararsındaki iş birliği çok mükemmel.(...) kişi motive edildiğinde daha çok şevklenecektir, daha çok bağlanacaktır okula, burası benim diyecektir. Ben mesleğimi zaten çok seviyorum. Tabi birde olumlu bir çalışma atmosferi olunca katmerli pasta gibi oluyor.(...) Empati, karşıyı düşündüğünüz zaman herşey daha iyiy olacak diye düşünüyorum. Sen karşıyı düşündüğünde o da seni düşünecek zaten sorunlar ortadan kalkacak.”

Ö17 “(...)okulda en genç ve ona göre en hareketli öğretmeni benim. Öğretmenler odasında beni gördüğünde geldi bizim askerimiz diyor. Siz ounu böyle durduğuna bakmayın asker gibi falan diyor. Ne bileyim bu sözler beni güdülüyor. Daha enerjik oluyorum. İşte sizin gibi birkaç arkadaş daha olsa bu okul coşar gibi şeyler söylediğinde güdüleniyorum. (...) bazı idarecilerimizin çok kontrolcu olması beni rahatsız ediyor. Bunun dışında selamalaşırız, gülümseriz. Öğretmen öğretmen iletişimimiz iyi.”

Ö18 “Bir idareci yanımdan selam vermeden geçerse buna çok bozulurum. Nedenini kendimde aramaya başlarım. Aldığım övgüler, takdir edilmek mutlu eder, gururlandırır. Teşekkür etmeleri bile çok mutlu eder.(...) idarecilerin ,iletişim, beden dili, liderlik gibi konuları kendilerine işlemesi gerekir. Özel derslerle mi olur seminerlerle mi olur bu konuların işlenmesi gerkiyor. Doğuştan bazı şeyler gelebilir ama eğitimle de bazı şeylerin değişmesi gerektiğine inanıyorum.”

Okul ortamında müdürler ve öğretmenler sürekli etkileşim içinde bulunmaktadırlar. Bu etkileşimde müdürler; örgütsel amaçları gerçekleştirmede, öğretmenlerin okula bağlılıklarını artırmada, onların beklentilerini karşılamada öğretmenler üzerinde etkili olmak durumundadırlar. Bu bağlamda çalışma grubundaki öğretmenlerin büyük çoğunluğu, olumlu beden dili davranışlarının gülümsemenin, selam vermenin, hal hatır sormanın, göz teması kurmanın çalışma ortamlarını olumlu etkilediği; müdürün takdir etmesi,övgüde bulunmasının motivasyonlarını arttırdığı ve mutlu etttiği, olumlu okul ortamının ise okula bağlılığını arttırdığı yönünde görüş bildirmişlerdir. Ö1 “(...)olumlu durumlar olduğunda övgü gördüğünüz zaman motivasyonum artıyor. Daha bir çalışmak istiyorsunuz. Okuldaki olumlu ortam bağlılığımı arttırıyor. Okul arkadaşlarım arasındaki olumlu ilişki beni etkiliyor.” Ö4 “(...)müdürün samimi , karşısındaki önemser görünmesi beni mutlu eder.” Ö5 “(...)Okula istekle gelmek, sevildiğini hissetmek, değer verildiğini hissetmek öğretmen için çok önemli. Bağlılığını arttırıyor. Buraya aidim. Onlarda benim yanımda. Bir göz teması bile yeter bir hal hatırı sorması bile yeter. Güler yüz.” Ö6 “ Müdür bey güleryüzlü, mutlu olduğu zaman hem verim artıyor, daha rahat çalışıyorum.(...) Öğretmenlere eşit derecede yaklaşılması, gülümsemenin , tatlı dille yaklaşılması, öğretmeni anlamak, rencide etmemek çalışma ortamını olumlu etkileyeceğini düşünüyorum.” Ö10 “Müdür yaptığımız işten dolayı bize iltifat ediyorsa, kendimi ödüllendirmiş gibi hissediyorum çok mutlu oluyorum. Yaptığım işten gurur duyuyorum.(...)

97

öğretmenlerin performansını etkileyen birinci etken olarak gülümsemeyi görüyorum. Müdürün güler yüzlü olması, iletişiminin çok iyi olması, beden dilini çok iyi kullanması, göz teması yaparak konuşması veya dokunma hareketi ile samimiyetini belirtmesi çalışma ortamını olumlu etkiler.” Ö12 “(...)sözsüz iletişim için beden dili çok önemli. Güne bir gülümsemeyle selamlaşmayla başlamak önemli. Genelde böyle de başlıyoruz. Tabiki güne iyi başlamak moral ve motivasyon açısından önemlidir.” Ö13 “(...)bir bakış bir tatlı söz bile insanı motive etmeye yeter.”

Öğretmenlerimizin görüşlerine baktığımızda iletişime yapıcı hareketlerle başlamak, selamlaşmak, gülümsemek okul müdürlerinin iletişim engellerini kaldırmalarına olanak sağlayarak olumlu bir okul atmosferinin oluşmasını sağladığı görülmektedir. Aynı zamanda bu durum çalışanların moral ve motivasyonlarının yüksek olmasına olanak sağlarak, öğretmenin okul içindeki görevlerini doyum alarak ve verimli olarak gerçekleştirmesinde, kendini güvende hissetmesinde, okul örgütünün bir parçası olduğunu düşünmesinde, görüş ve düşüncelerine önem verildiğini bilmesinde ve kendisine saygı duyulduğunun bilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Öztekin (1997), okul müdürlerinin beden dili davranışlarının sıklığı ile öğretmenlerin etkilenme derecesi adlı çalışmasında okul müdürlerinin gösterdikleri bir beden dili davranışı varsa öğretmenlerin bundan mutlaka etkilendikleri, sık gösterdikleri davranışlardan yüksek, seyrek gösterdikleri davranışlardan ise düşük etkilendikleri görülmüştür şeklinde görüş bildirmiştir. Öğretmenlerimizin ifadeleri de Öztekin’i destekler niteliktedir. Aynı şekilde Aksoy (2005, s. 134-137)’un lise yöneticilerinin beden dili davranışlarının sıklığı ile öğretmenlerin etkilenme biçimleri adlı çalışmasında yöneticilerin gösterdikleri olumlu davranışlara öğretmenlerin olumlu; olumsuz, sert, kaba, saldırgan davranışlar sergilediklerinde ise öğretmenlerin olumsuz etkilendikleri, öğretmenlerin yöneticilerin bazı beden dili davranışlarına karşı beni cesaretlendirir, mutlu olurum, güvenimi yitiririm, huzursuz olurum, hırslanırım, güvenim kırılır, sıkılırım şeklinde hissettikleri araştırma sonucuyla da örtüşmektedir.

Okulda yönetici ve öğretmenler arasındaki iletişimin kalitesi öğretmenlerin motivasyonunu ve iş performansını arttırarak, yönetici ile öğretmen arasındaki çatışmaları önleyerek sağlıklı bir okul atmosferinin oluşmasını sağlamaktır. Bu gerçekleşmediği zaman öğretmenin motivasyonu ve okula bağlılığı azalmakta, çalışma ortamı olumsuz

98

etkilenmektedir. Bu doğrultuda öğretmenlerimiz okul müdürünün sergilediği olumsuz jest ve mimiklerin, otoriter davranışın, dinlemeden yargılamanın motivasyonlarını azalttığı ve sinirlendirdiği, baskıcı davranışı okula bağlılığını azalttığı, aşırı kontrolcu davranışı ve öğretmenlerarası yapılan ayrımcılığın çalışma ortamını olumsuz etkilediğini dile getirmişlerdir. Ö1 “Göz teması kurmadığında ben bişey anlatırken başka şeylerle ilgilenmesine sinirleniyorum. Beni dinlemiyor, ilgilenmiyor gibi geliyor. Bunu yanında bazen dinlemeden direk yargılaması. Hani ben tamamen otoriteyim, siz benim dediklerimi yapmak zorundasınız tavırlarına kırılıyorum.” Ö2 “Bazı durumlarda birkaç dk derse geç girmiş oluyorsun. Müdür bey hemen bakışıyla niye böyle oldu der gibi mimik yapıyor. Veya sözlü şekilde nerdesin demesi, saati göstermesi bu motivasyonumu bozuyor.” Ö3 “ (...)haklı olduğum bir konuda sadece bir noktayı görüp, o noktadan genelleme yapması, ona göre çalışıyorsun çalışmıyorsun ön yargılarda bulunması beni sinirlendiriyor. Çünkü o an onu görmüştür. Olayın başı var sonu var.” Ö4 “(...)önemsenmediğim, selamımı almadığı, odasına gittiğim zaman kafasını kaldırmadığı zaman moralim bozuluyor. (...)Toplum içinde bazı öğretmenleri örnek gösterince, arkadaşlar ister istemez o neden beni örnek gösterdi, beni niye göstermedi şeklinde sürtüşmeler olabiliyor. Yani öğretmenleri toplum içinde kıyaslıyor. Üzerimde bir baskı hissediyorum onu görünce. Mesela kapıyı çalmadan direk sınıfa dalması, sizi sürekli pencereden gözetlemesi.” Ö7