• Sonuç bulunamadı

İlköğretim Okulu Müdürlerinin Öğretmenlere Karşı Kullandıkları Sözel Olmayan İletişim Unsurlarının Analizi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlköğretim Okulu Müdürlerinin Öğretmenlere Karşı Kullandıkları Sözel Olmayan İletişim Unsurlarının Analizi"

Copied!
136
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

İLKÖĞRETİM OKULU MÜDÜRLERİNİN ÖĞRETMENLERE KARŞI

KULLANDIKLARI SÖZEL OLMAYAN İLETİŞİM UNSURLARININ

ANALİZİ

NURSEL ŞAHİNDAL

YÜKSEK LİSANS TEZİ

EĞİTİM YÖNETİMİ VE DENETİMİ ANA BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(2)
(3)

ii

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren on iki (12) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Nursel

Soyadı : ŞAHİNDAL

Bölümü : Eğitim Yönetimi ve Denetimi Ana Bilim Dalı

İmza :

Teslim tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı : İlköğretim Okulu Müdürlerinin Öğretmenlere Karşı Kullandıkları Sözel Olmayan İletişim Unsurlarının Analizi

İngilizce Adı : The Analysis of the Non-verbal Communication Components Used by Elementary School Principals Against Teachers

(4)

iii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı : Nursel ŞAHİNDAL

(5)

iv Jüri onay sayfası

Nursel ŞAHİNDAL tarafından hazırlanan “İlköğretim Okulu Müdürlerinin Öğretmenlere Karşı Kullandıkları Sözel Olmayan İletişim Unsurlarının Analizi” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Eğitim Yönetimi ve Denetimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman: Prof. Dr. Temel ÇALIK

(Eğitim Yönetimi ve Denetimi Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi) ………

Başkan: Doç. Dr. Bekir Buluç

(Sınıf Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi) ... Üye: Yrd. Doç. Dr. Türker Kurt

(Gazi Eğitim Fakültesi, Gazi Üniversitesi)...

Tez Savunma Tarihi: 28/07/2015

Bu tezin Eğitim Yönetimi ve Denetimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü

(6)

v

(7)

vi

TEŞEKKÜR

Günümüz rekabet ortamında çalışanların uyum ve birlikte çalışabilmesi için etkili iletişim becerileri ile donatılmış çalışanlara ihtiyaç vardır. Okul müdürleri de, öğretmenlerle gerek konuşarak ve en çok da beden dilini kullanarak iletişim kurarlar. Bu noktada okul müdürlerinin (kaynak) kullandıkları beden dili davranışlarının (sözsüz mesajların), öğretmenler (alıcı) tarafından nasıl algılandıkları ve okul yöneticilerinin beden dillerini doğru bir şekilde ifade edebilmeleri çok önemlidir.

“İlköğretim okulu müdürlerinin öğretmenlere karşı kullandıkları sözel olmayan iletişim unsurlarının analizi’ni araştırmayı amaçlayan bu çalışmanın yürütülmesinde pek çok kişinin emeği geçmiştir.

Bütün bu çalışmlarım boyunca bana rehberlik eden değerli hocam ve tez danışmanım Sayın Prof. Dr. Temel ÇALIK’a ve araştırmanın başlangıcından sonuna kadar desteğini hiç esirgemeyip, çalışmalarımı titizlikle inceleyen, deneyimini benimle paylaşmaktan çekinmeyen, araştırmamın her aşamasında beni yüreklendiren, bıkmadan usanmadan maillerime cevap veren Arş. Gör.Dr. Serkan KOŞAR’a teşekkürlerimi bir borç bilirim. Araştırma veri toplama aracının uygulanmasında ve toplanmasında göstermiş oldukları ilgi ve yardımlarından dolayı Gaziantep ili Şahinbey ilçesi ilköğretim okulu yöneticilerine ve öğretmenlerine teşekkür ederim.

Her daim yanımda olan ve hep yanımda olacak olan bu dünyadaki en değerli varlığım aileme, tanıştığım andan itibaren zor anlarımı anlayışla karşılayan sevgili eşime ve daha dünyaya gelmeden annesi ile birlikte çalışan, annesini hiç üzmeyen sevgili kızım Defne’ye sonsuz teşekkürler.

(8)

vii

İLKÖĞRETİM OKULU MÜDÜRLERİNİN ÖĞRETMENLERE

KARŞI KULLANDIKLARI SÖZEL OLMAYAN İLETİŞİM

UNSURLARININ ANALİZİ

(Yüksek Lisans Tezi)

Nursel ŞAHİNDAL GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Mart, 2015

ÖZ

Bu araştırmanın amacı ilköğretim okulu müdürlerinin öğretmenlere karşı kullandıkları sözel olmayan iletişim unsurlarının analizidir. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış ve olgubilim (fenomenoloji) deseni benimsenmiştir. Katılımcıların belirlenmesinde amaçlı örnekleme yöntemi ve buna bağlı olarak maksimum çeşitlilik teknikleri kullanılmıştır. Araştırmanın verileri araştırmacı tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış bir görüşme formu ile toplanmıştır. Bu görüşme formunda açık uçlu ve sondalarla desteklenmiş toplam dokuz soru bulunmaktadır. Görüşmeler önceden alınan randevulara göre yapılmış ve her bir görüşme deşifre edilerek metin dosyası haline getirilmiştir. Elde edilen veriler temalara göre gruplandırılmış, verilerin analizinde içerik analizi kullanılmıştır. Araştırma öncelikle genel iletişim daha sonra sözel olmayan iletişim boyutunda ele alınmıştır. Öğretmenlerin genel iletişim boyutunda farklı görüşlere saygı, açıklık ve empatinin öğretmen öğretmen ve öğretmen idareci arasında bulunduğu yönünde sonuca varılmıştır. Öğretmen öğrenci arasındaki iletişimin iyi, velilerin olumsuz tavrından kaynaklı öğretmen veli arasındaki ilişkinin ise olumsuz olduğu yönünde sonuç ortaya çıkmıştır. Öğretmenler, okul müdürleri ile rahat iletişim kurdukları, okul müdürlerine gerektiğinde ulaşabildikleri, odasına herhangi bir durum için girdiklerinde, okul içinde veya dışında karşılaştıklarında, öğretmenlerden birşey istediğinde olumlu beden dili davranışları sergilediği, anlayışlı davrandığı, herhangi bir anlaşmazlık durumunda ise öğretmenlere karşı olumsuz beden dili davranışı sergilemediği

(9)

viii

bulunmuştur. Genelde okul içerisinde okul müdürlerinin kendinden emin, ben otoriteyim şeklinde duruş sergilediği, toplantılarda masanın başında oturduğu, kılık kıyafetine önem verdiği, zamanlamaya dikkat ettiği, kişisel alan kullanımına, özellikle bayanlarda samimiyet belirtisi el ve kol hareketlerine dikkat ettiği bulunmuştur. Okul müdürlerinin kullandıkları olumlu beden dili davranışları öğretmenlerin motivasyonunu ve okula bağlılığını arttırmış, çalışma ortamlarını ise olumlu etkilemiştir. Buna karşılık okul müdürlerinin ödüllendirme yönetimi daha sık kullanmaları, öğretmenlerle iletişimlerinde olumlu beden dili davranışları sergilemeleri, tartışmaları iyi yönetebilmeleri açısından çatışma yönetimi eğitimi almaları önerilebilir.

Bilim Kodu :

Anahtar Kelimeler : İletişim, Sözel Olmayan İletişim, Beden Dili

Sayfa Adedi : xvii+118

(10)

ix

THE ANALYSIS OF THE NON-VERBAL COMMUNICATION COMPONENTS USED BY ELEMENTARY SCHOOL

PRINCIPALS AGAINST TEACHERS (M.S Thesis)

Nursel ŞAHİNDAL GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES March 2014

ABSTRACT

The aim of this research is to analyze the non-verbal communication components used by elementary school principals against teachers. In this study, qualitative research method was used and phenomenology approach was adopted. To identify the participants, oriented sampling method and accordingly maximum diversity techniques were applied. The research data were collected through a semi-structured interview form developed by the researcher. This interview form consisted of a total of nine open ended and debatable questions. Interviews were conducted according to pre-established appointments, and each interview was transcribed and filed. The collected data were grouped according to their themes; and then analyzed by using content analysis methods. The research data were handled primarily at common communication level, and then at non-verbal communication level. It has been observed that at common communication level, teachers’ opinion is that there is respect for others’ opinions, openness and empathy between teacher-teacher and teacher-principal relationships. The study results revealed that the communication between teacher and students is good, however the communication between teacher and parents is negative, resulting from the negative attitude of the parents. Teachers’ opinions reveal that they can communicate easily with the school principal, that they can reach him/her when necessary, that when they enter the principal’s office for anything, or when they meet the principal in or outside of the school, or when he/she asked for something, he/she was kind and responded with a positive body language, and at times of conflict

(11)

x

he/she did not respond with a negative body language. It is found that generally when in school, the principals exhibited a self-confident and ‘I am the authority’ posture, sat at the head of the table during meetings, paid attention to his/her appearance and punctuality. It is indicated that they are careful about use of personal space and gestures/body language, which are signs of intimacy, especially when communicating with female teachers. It is observed that usage of positive body language by school principals had increased teachers’ motivation and their commitment to school, and also had a positive impact on their working environment. In this context, it may be recommended that the principals should use awarding mechanisms more often, exhibit positive body language behaviors while communicating with teachers, and receive training on conflict management to administer conflicts better.

Science Code :

Key Words : Communication, Non-verbal communication, Body Language Page Number : xvii+118

(12)

xi

İÇİNDEKİLER

ÖZ ... vii

ABSTRACT ... ix

TABLOLAR LİSTESİ ... xv

ŞEKİLLER LİSTESİ ... xvii

BÖLÜM 1 ... 1 GİRİŞ ... 1 1.1.Problem Durum ... 1 1.2. Araştırmanın Amacı ... 9 1.3. Araştırmanın Önemi ... 9 1.4. Varsayımlar... 10 1.5. Sınırlılıklar ... 11 1.6. Tanımlar ... 11 BÖLÜM 2 ... 13 KAVRAMSAL ÇERÇEVE... 13 2.1.İletişim ... 13 2.1.1.İletişimin Özellikleri ... 16

2.1.1.1.İletişimde İlk Anın Etkisi ... 16

2.1.1.2. İletişim Sadece Bilgi Alışverişi Değildir. ... 16

2.1.1.3. İletişim Kişiye Değil Kişiyle Yapılır ... 16

2.1.1.4. İletişim Bir Bütündür ... 17

2.1.2. İletişim Sürecinde Yer Alan Unsurlar ... 17

2.1.2.1. Kaynak ... 17

(13)

xii 2.1.2.3. Kanal ... 18 2.1.2.4. Alıcı ... 19 2.1.2.5. Geri Bildirim ... 19 2.1.2.6. Gürültü ... 20 2.1.3. İletişim Şekilleri ... 20 2.1.3.1. Kişisel İletişim ... 21

2.1.3.2. Kişiler Arası İletişim... 21

2.1.3.3. Kitle İletişim ... 22

2.1.3.4. Örgütsel İletişim ... 22

2.1.3.4.1. Eğitim Örgütlerinde İletişim ... 23

2.1.4. İletişim Türleri... 25

2.1.4.1. Yazılı İletişim... 25

2.1.4.2. Sözlü İletişim ... 26

2.1.4.3.Sözsüz İletişim ... 27

2.2. Sözsüz İletişim ... 28

2.2.1. Sözel Olmayan İletişimin Önemi... 29

2.2.2. Sözsüz İletişimin Özellikleri ... 30

2.2.2.1. İletişimsizliği Olanaksız Kılma ... 30

2.2.2.2. Duygu ve Coşkuları Dile Getirme ... 31

2.2.2.3. İnsan İlişkilerini Tanımlama ... 31

2.2.2.4. Sözel İçerik Hakkında Bilgi Verme ... 31

2.2.2.5. Güvenilir Mesajlar Sağlama ... 31

2.2.2.6. Belirsizlik ... 32

2.2.2.7. Kültüre Göre Biçimlenme ... 32

2.2.3. Sözsüz İletişimin Bölümleri ... 32

2.2.3.1. Beden Dili (Kinetics) ... 33

2.2.3.1.1. Mimikler ... 35

(14)

xiii

2.2.3.1.2.1. Baş Hareketleri... 38

2.2.3.1.2.1. Eller ve Parmaklar ... 38

2.2.3.1.2.2. Kol Hareketleri ... 40

2.2.3.1.2.2. Bacaklar veAyaklar ... 40

2.2.3.1.2.3. Duruş, Yürüyüş ve Oturma Biçimleri ... 41

2.2.3.2.Kişilerarası Mesafe (Proksemik) ... 43

2.2.3.2. Dokunma (Haptik) ... 44

2.2.3.3 Genel Görünüş ... 44

2.2.3.4. Dil Ötesi İletişim (Paralinguistik) ... 45

2.2.3.5 Zaman ... 46

BÖLÜM 3 ... 49

YÖNTEM ... 49

3. 1. Araştırma Modeli ... 49

3.2. Çalışma Grubu ... 50

3. 3. Veri Toplama Aracının Geliştirilmesi ... 52

3. 4. Verilerin Toplanması ... 53

3. 5. Verilerin Analizi ... 53

BÖLÜM 4 ... 55

BULGULAR VE YORUM... 55

4.1. Öğretmenlerin Hizmet İçi Eğitim ya da Gelişim Programına Katılmalarına İlişkin Bulgular ... 55

4.2. Öğretmenlerin Görev Yaptıkları Okuldaki Genel İletişim Kültürüne İlişkin Bulgular ... 58

4.3. Öğretmenlerin Okul Müdürleri İle Olan İletişimlerine İlişkin Bulgular ... 66

4.4. Okul Müdürlerinin Öğretmenlere Karşı Kullandıkları Sözel Olmayan İletişim Unsurlarına İlişkin Bulgular ... 70

4.4.1.Okul Müdürünün Odasına Herhangi Bir Durum İçin Gittiğinizde Kullandığı Sözel Olmayan İletişim Unsurlarına İlişkin Bulgular ... 70

4.4.2.Okul Müdürlerinin Öğretmenlerden Herhangi Bir Şey İstediklerinde Kullandıkları Sözel Olmayan İletişim Unsurlarına İlişkin Bulgular ... 74

4.4.3.Okul Müdürlerinin Öğretmenlerine Karşı Herhangi Bir Anlaşmazlığa Düştüklerinde Kullandıkları Sözel Olmayan İletişim Unsurlarına İlişkin Bulgular ... 77

(15)

xiv

4.4.4.Okul Müdürlerinin Öğretmenlere Karşı Okul İçinde ve Dışında Karşılaştıklarında Kullandıkları Sözel Olmayan İletişim Unsurlarına İlişkin

Bulgular ... 80

4.4.5.Okul Müdürünün Toplantı Sırasında Öğretmenlere Karşı Kullandıkları Sözel Olmayan İletişim Unsurlarına İlişkin Bulgular ... 84

4.4.6.Okul Müdürlerinin Kullandığı Sözel Olmayan İletişim Unsurlarına İlişkin Bulgular ... 86

4.5.Öğretmenlerin ve Okulda Süreçlerin Okul Müdürlerinin Kullandıkları Sözel Olmayan İletişim Unsurlarından Nasıl Etkilendiklerine İlişkin Bulgular ... 92

BÖLÜM 5 ... 99 SONUÇ VE ÖNERİLER ... 99 5.1.Sonuç ... 99 5.2.Öneriler ... 102 KAYNAKÇA ... 105 EKLER ... 113 Ek 1. Görüşme Formu ... 113

Ek 2. Görüşme Sözleşme Formu ... 114

(16)

xv

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. Çalışma Grubuna Katılan Katılımcılara İlişkin Bilgiler ... 51 Tablo 2. Öğretmenlerin Hizmet İçi Eğitim ya da Gelişim Programına Katılmalarına

İlişkin Bulgular... 56 Tablo 3. Öğretmenlerin Görev Yaptıkları Okuldaki Genel İletişim Kültürüne İlişkin

Bulgular... 60 Tablo 4. Öğretmenlerin Okul Müdürler İle Olan İletişimlerine İlişkin Bulgular... 66 Tablo 5. Okul Müdürünün Odasına Herhangi Bir Durum İçin Gittinizde Kullandığı

Sözel Olmayan İletişim Unsurlarına İlişkin Bulgular ... 71 Tablo 6. Okul Müdürlerinin Öğretmenlerden Herhangi Bir Şey İstediklerinde

Kullandıkları Sözel Olmayan İletişim Unsurlarına İlişkin Bulgular... 75 Tablo 7. Okul Müdürlerinin Öğretmenlerine Karşı Herhangi Bir Anlaşmazlığa

Düştüklerinde Kullandıkları Sözel Olmayan İletişim Unsurlarına İlişkin

Bulgular... 78 Tablo 8. Okul Müdürlerinin Öğretmenlere Karşı Okul İçinde ve Dışında

Karşılaştıklarında Kullandıkları Sözel Olmayan İletişim Unsurlarına İlişkin Bulgular... 81 Tablo 9. Okul Müdürlerinin Toplantı Sırasında Öğretmenlere Karşı Kullandıkları

(17)

xvi

Tablo 10. Okul Müdürlerinin Kullandığı Sözel Olmayan İletişim Unsurlarına İlişkin Bulgular... 87 Tablo 11. Öğretmenlerin ve Okulda Süreçlerin Okul Müdürlerinin Kullandıkları

(18)

xvii

ŞEKİLLER LİSTESİ

(19)

1

BÖLÜM 1

GİRİŞ

Araştırmanın bu bölümünde; araştırmada ele alınan problem açıklanmış, araştırmanın amacı, alt amaçları ve önemi ifade edilerek, varsayımlar ve sınırlılıklar belirlenmiş ve araştırmayla ilgili bazı kavramların tanımları yapılmıştır.

1.1.Problem Durum

Toplumsal yaşam, bireylerin birbirleri ile kurdukları iletişim aracılığıyla oluşmaktadır. Kişisel, örgütsel veya toplumsal birçok sorun yetersiz veya yanlış iletişimden kaynaklanmaktadır. Bir örgütte görevler ne denli belirlenmiş olursa olsun, kararlar ne kadar doğru alınırsa alınsın, yanlış veya yetersiz iletişim örgütün amaçlarının gerçekleşmesini engelleyecektir.

Örgüt, ortak bir amacın gerçekleştirilmesi için iki ya da daha fazla kişinin bireysel rollerinin eşgüdümü zorunlu olduğunda oluşmaktadır (Aydın, 2005, s. 160). Örgütler hizmet veya ürün üreterek amaçlarını gerçekleştirirler. Bu amaçlara ulaşabilmek için hem örgüt içinde hem de örgütün ilişkide bulunduğu diğer örgütlerle iletişim kurma zorunlulukları bulunmaktadır (Mısırlı, 2004, s. 15). Bir başka anlatımla iletişim olmadan örgüt olamaz. İletişim örgütü bir arada tutan sosyal bir yapıştırıcıdır. Bu açıdan değerlendirildiğinde iletişim örgütlerin devamlılığı için çok önemli bir kavram olarak kabul edilmektedir. (Greenberg ve Baron, 2009, s. 291).

İnsanlar örgütlerin en değerli varlıklarıdır. Bu nedenle verimli bir örgüt ortamı oluşturmak, örgüt ortamında insan davranışlarını bilmeyi ve anlamayı gerektirir (Kurt, 2009, s. 109).

(20)

2

Okulun örgüt olarak ihtiyaçları ile okulda görev yapan kişilerin ihtiyaçlarının dengeli bir şekilde karşılanması okul yönetiminin en önemli görevlerindendir. Okul yönetimi bu yüzden okuldaki tüm insan kaynaklarının gelişimini desteklemek ve başarılı olmalarını sağlamak için okulda herkesin birlikte çalışabileceği bir ortam hazırlamalıdır.

Okulda demokratik bir ortam yaratılabilmesi ve amaçların etkili bir şekilde gerçekleştirilebilmesi, öncelikle müdür–öğretmen arasında gerçekleşe çift yönlü iletişime ve bu iletişimin niteliğine bağlıdır (Şimşek ve Altınkurt, 2009, s. 2). Okul gibi formal örgütlerin temel öğeleri; ortak amaç, bu amaca katkıda bulunmaya istekli bireyler ve iletişimdir. Aydın (2009, s. 159)’nın da belirttiği üzere, iletişim olmadan anlaşılmış ve benimsenmiş bir ortak amaç, böyle bir ortak amaca katkıda bulunmak isteyenlerin eşgüdümlenmiş bir çabası söz konusu olamaz.

Örgüt ortamında iletişimi, çalışanların tümünü kapsayan, örgüt amaçları yönünde onların duygu ve düşüncelerini değiştiren eylemlerin tümü olarak anlamak gereklidir (Açıkalın, 1998, s. 39). İletişim aracılığıyla eğitim örgütlerinin başında bulunan okul müdürleri işlerin yapılmasını, verilerin ve bilgilerin elde edilmesini, karar alımını sağlar. Üst yöneticiler ve okul müdürleri zamanlarının büyük bölümünü iletişim içerinde geçirirler. Bu yüzden eğitim yöneticileri iletişimi yalın bir şekilde anlamak zorundadırlar.

Okullardaki üretim, düzenleme, yenilik, sosyalleşme ve bakım gibi amaçlara hizmet etmek için, iletişimin üst seviyelerde ortak anlamlar oluşturması gerekmektedir (Burbules, 2010, s. 358). Örgüt içerisindeki bireyler kaliteli üretim yapmak, moral ve motivasyon sağlamak amacıyla iletişimden yaralanırlar. Çalışanlar hizmet ya da mal üretimi işlemlerinin gerçekleştirme sürecinin her aşamasında etkili bir iletişim kurmaya gereksinim duyarlar (Mısırlı, 2004, s. 15). Okuldaki yönetici ve öğretmenlerin uyum ve birlikte çalışabilmeleri için çalışanların etkili iletişim becerileri ile donatılmış olmaları gerekmektedir; çünkü iletişim kişilerarası, kurumsal veya yönetimsel süreçleri ve okulların yapısının temelini oluşturmaktadır (Burbules, 2010, s. 341 ).

İletişim tüm örgütsel işlem ve süreçleri etkileyen kritik bir unsurdur. Okul müdürlerinin iletişim yeteneği, öğretimi iyileştirmenin yollarını ararken ve diğerleriyle etkileşime girerken başarı düzeyinin de en önemli belirleyicilerindendir (Kurt, 2009, s. 124). Bu yüzden iletişimi bütün örgütlerin ‘can damarı’ olarak nitelendirmek yanlış olmaz (Mısırlı, 2004, s. 16).

(21)

3

Okul adı verilen eğitim örgütlerinin can damarı olan iletişim, duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılmasıdır (Baltaş ve Batlaş, 2003, s. 19). İletişim, hedef ve kaynağı insan olan, karşılıklı bilgi alış verişinin yaşandığı, içerisinde duygusal faktörlerin de bulunduğu bir etkileşim, ortaklaşma ve paylaşım sürecidir (Kaşıkçı, 2001, s. 50).

İletişim deyince insanlar tarafından genel anlamıyla sözlü veya yazılı iletişim anlaşılmaktadır. Oysa iletişim sadece sözlü ve yazılı ile dilden ibaret değildir. İleri doğru uzatılmış yukarı dönük bir avuç, çatılmış kaşlar, kısık gözler, konuşurken araya konan mesafe, üst konumunda buluna bir kişinin toplantıya herkesten sonra gelmesi, bir karikatür, bir resim iletişim kodlarının bir örneğidir. Kısaca, konuşulan ve yazılan dil yanında jestler, mimikler, giyim-kuşam, zaman ve mekan diğer iletişim biçimleridir (Altıntaş ve Çamur, 2005, s. 4). Buradan da anlaşılacağı üzere insan için anlam yükleyebildiği her şey iletişimdir.

Bir yaşantıya ait duygu ve düşüncelerin kodlanarak sözlü, sözsüz veya yazılı bir anlatımla alıcı kişiye ulaşmasını sağlayan sembollere mesaj denir. Mesaj bir vericiden çıkan duygu ve düşüncelerin, alıcının duyu organlarınca algılanmasına yöneliktir. Mesaj alıcıya ait ne kadar çok duyu organına ulaşırsa, anlatım o ölçüde başarılı olur. Bu sebeple, görme, işitme, dokunma ve hatta koku ile ilgili faktörlerin iletişimde yer alması mesajın gücünü arttırır (Baltaş ve Baltaş, 2003, s. 29).

Tam anlamıyla anlaşılmayan sözel olmayan semboller de en az sözlü işaretler kadar önemlidir (Coleman ve Wu, 2006; Sundarams ve Webstern, 2000). Kamu sektöründe yönetici-yönetilen ilişkilerinde iletişim ve güven adlı yüksek lisans tezinde Uz (2006, s. 88) kamu sektöründe amir memur ilişkilerinde beden dilinin önemini vurgulamıştır. Astlar amirlerine hoşnutsuzluklarını sözel iletişimden çok sözsüz iletişimi (beden dilini) kullanarak göstermeye çalışmıştır. Taraflar sözsüz iletişime önem verdikleri takdirde problem karmaşık bir hal almadan çözüme ulaşacağı, sözsüz iletişimin tarafların söyleyemediklerini dile getirerek sigorta görevini üstlendiği sonucuna ulaşılmıştır (Uz, 2006, s. 109). Yine yapılan araştırmalara göre, ortalama bir iletişimde, sözcüklerin önemi % 10, ses tonunun önemi % 30, beden dilinin önemi ise % 60 olarak bulunmuştur (Altıntaş ve Çamur, 2005, s. 63). Beden dili kullanılırken; yüz ifadelerinden, jestlerden, mimiklerden, baş hareketlerinden, dokunma duyusundan, giyim kuşamdan yararlanılır.

(22)

4

İnsanlar konuşarak anlaşmayı geliştirmeden önce, beden dilleriyle anlaşırlardı. Bu sebepten beden dili insanların ilk anlaşma aracı ve ilk dilidir diyebiliriz (Baltaş ve Batlaş, 2003, s. 11).

İnsanın dış özelliklerinin, ellerinin, ayaklarının, bedenin biçimi ya da boyutu çok keskin ifadelerle karakterini ve kişiliğini yansıtmaz. Fakat bedensel hareketlerimizi etkileyen duygularımız kişiliğimizi taşıyan ipuçları taşımaktadır. Bedenimiz iç dünyamızın eldiveni, onun dili yüreğimizin kelimeleridir (Tayfun, 2007, s. 135). Bunu en çok duyguların ve düşüncelerin kelimelere dökülmediği durumlarda hissederiz. Böyle anlarda bir bakış, başın bir dönüşü, kavrayan bir jest, savunucu bir mimik binlerce kelimeden daha fazla anlam içerir. İçimizdeki her hareket, duygu, heyecan, istek beden dilimiz aracılığıyla dışa vurulur (Molcho, 2000, s. 8). Sözlü ifadelerde zaman zaman yalanlar olsa da, beden dili ile bunu başarmak ve sürdürmek konuşmaya oranla çok daha zordur. Ne kadar rol yapılırsa yapılsın, bir müddet sonra beden dili sinyalleri kişinin gerçek duygularının açığa çıkmasına neden olacaktır (Koç, 2004, s. 28). Beden dili insanın hissettiklerinin yansımasıdır. Buradan da anlaşılacağı üzere davranışlar sözcüklerden daha yüksek seslidir diyebiliriz (Altıntaş ve Çamur, 2005, s. 64).

Sözel olmayan mesajlar birçok kaynakta farklı şekilde bölümlere ayrılmıştır. Sözel olmayan iletişim yani sözsüz iletişim denildiğinde akla ilk gelen beden dili olmaktadır. Schober (2003, s. 30)’e göre sözsüz iletişim üçe ayrılır;

Sessiz: sadece beden dilini kapsar,

Sesli olan: dil ile ilgili olgular ( vurgu ve konuşma araları) ve bağımsız ifadeler ( gülmek veya için çekmek),

Nesnel: kişilerin görüntülerini tamamlayan şeyler ( eşya, takı, kıyafet).

Literatüre bakıldığında daha birçok sınıflandırmayla karşılaşılabilmektedir (Dinçer, 2000, s. 103; Ergin ve Birol, 2000, s. 126; Eroğlu, 1996, s. 211; Kılınç, 2011, s. 56; Zıllıoğlu, 1996, s. 194). Bu sınıflandırmalara kavramsal çerçeve bölümünde ayrıntılı şekilde yer verilmiştir.

Cüceloğlu (1998, s. 34) düşünceler sözlü iletişimle, duygular sözsüz iletişimle en rahat ifade edilir demiştir. Tabi ki, sözsüz iletişimde de bir kısım belirsizlikler ortaya çıkacaktır. Karşımızdaki kişinin beden dili hakkında vereceğimiz kararlarda aceleci davranmak bizi

(23)

5

yanılgıya düşürebilir. Bu yüzden vereceğimiz karar için birden fazla gözlemde bulunmamız gerekmektedir.

Sözsüz iletişimin genel özelliklerine gelince, iletişim yokluğunu olanaksız kılması, duygu ve coşkuları yetkin biçimde dile getirmesi, kişiler arasındaki ilişkileri tanımlama ve belirlemesi, sözlü iletişimin içeriği hakkında bilgi vermesi, güvenilir iletiler sağlaması ve kültüre göre biçimlenmesi olarak sınıflandırılabilir (Demiray, 2006, s. 37).

Öğretmenlerin; el kol hareketleri, yüz ifadeleri, kaş göz ifadeleri gibi sözel olmayan davranışların öğretimi olumlu yönde etkilediği, öğrencinin konulara dikkatini vermesinde birinci derecede önemli olduğu, anlatılan konunun ise ikinci planda kaldığı yapılan araştırmalarla desteklenmiştir (Baş, 2010, s. 130; Frymier, 1993; Pektaş, 1998, s. 238; Mcdowell, 1993). Ayrıca Baş (2010, s. 130)’ın öğretmenlerin sınıf içinde sözel ifadeler ve sözel olmayan davranışların analizi üzerine nitel bir çalışma adlı doktora tezinde, öğretmenlerin sözel olmayan davranışları (beden dili: mimik ve jestler,duruş, yürüyüş ve oturma, mesafe ve alan, dokunma ve paralinguistik) nasıl kullandıklarına ilişkin elde edilen bulgular; A, B, C kodlu öğretmenlerin dokunma,yürüyüş ve oturuş, mesafe ve alan, jestler kategorilerindeki davranışları oldukça düşük oranda kullandıklarını ortaya çıkmıştır.

Aynı şekilde Çalışkan (2003)’ın sınıf öğretmenlerinin sözel olmayan davranışları üzerine yapmış olduğu çalışmada sınıf öğretmenlerinin mimikleri ve jestleri yeterince kullanmadıkları, kıdemli ve kadın öğretmenlerin mimikleri ve jestleri kullanmada daha etkili olduğu gözlenmiş, olumlu baş onayı ve gülümseme davranışlarının öğretmenlerce kullanılmasının sözsüz içtenlik algısı olarak nitelendirilmiştir. Ayrıca Frymier (1993) ve Huelsman (1988, s. 168) sözsüz iletişimin özelliklerinden biri olan gülümsemenin, duruşun, çeşitli jest ve mimiklerin, kendine özen göstermenin, öğrencinin konulara dikkatini vermesinde birinci derecede önemli olduğunu, anlatılan konunun ise ikinci planda kaldığını ifade etmiştir.

Hürmeriç (2008, s. 157) beden eğitimi öğretmenlerinin sözel olmayan iletişim davranışlarının öğrenci algılarına göre değerlendirilmesi adlı yüksek lisans tezinde kız öğrencilerin göz teması kurma, yakın mesafeden konuşma, anlıyorum anlamında basını sallama, yüz ifadeleri ile olumlu duyguları ifade etme gibi olumlu iletişim davranışlarına daha çok katıldıkları; erkek öğrencilerin ise, fiziksel ceza, kızgınlığı yüz ifadeleri ile belirtme gibi olumsuz kabul edilen iletişim davranışlarına daha çok katıldıkları

(24)

6

görülmektedir. Bunun yanında bayan öğretmenlerin yüz ifadelerinin daha çok hoşnutluğu belirttiği, öğrencilerle konuşurken daha yakın durdukları, öğrencilerin yüzlerine bakarak konuştukları gözlemlenirken; erkek öğretmenlerin yüz ifadeleri ile daha düşünceli, daha sinirli görüldükleri gözlemlenmiştir.

Kaya (2012), sosyal bilgiler öğretmenlerinin beden dili hareketlerinin öğrencilerin sosyal bilgiler dersine ilişkin tutumları adlı yüksek lisans tezinde öğrencilerle yapılan görüşmeler sonucunda, sosyal bilgiler öğretmenlerinin olumlu beden dili davranışlarından olumlu, olumsuz beden dili davranışlarından ise olumsuz etkilendikleri görülmüştür. Aynı şekilde Bağcı (2008), öğretmenin beden dilinin öğrenciler tarafından algılanması yüksek lisans tezinde beden dillerine dikkat eden öğretmenlerin derslerinde, öğrencilerin ilgi ve başarılarının arttığı gözlemlenmiştir. Yine Yüce ve Yavuz (2009, s. 233) yaptıkları araştırmada kişinin cinsiyetinin bayan veya erkek olmasının öğrenci algılaması ve sözsüz iletişim boyutunda anlamlı bir etki bıraktığı gözlemlenmiştir. Erkek öğrencilerin bayan öğrencilerden öğretim elemanlarının sözsüz iletişimini daha olumlu değerlendirdikleri belirlenmiştir.

Erkuş ve Günlü (2009, s. 20)’nün, iletişim tarzının ve sözsüz iletişim düzeyinin çalışanların iş performansına etkisi: Beş yıldızlı otel işletmelerinde bir araştırma adlı makalelerinde, çalışanların iletişim tarzının ve sözsüz iletişime yatkınlık düzeylerinin iş performansları üzerinde doğrudan etkisi olmadığı sonucuna ulaşmışlardır. Özellikle sözsüz iletişime yatkınlık düzeyleri yüksek olan bireylerin, iletişime daha yatkın oldukları ve dolayısıyla iş performanslarının yüksek olabileceği düşüncesi araştırma sonuçlarına göre doğrulanmamıştır. Bu bulgu Kılcı, Süslü ve Onay (2011, s. 159)’ın postacılar ve hemşireler üzerine yaptıkları çalışmayla örtüşmektedir. Yalnız sözsüz iletişim ile iş performansı arasında doğrudan bir ilişki olmaması sözsüz iletişimin iş performansını etkilemediği anlamına gelmemelidir. Kılcı, Süslü ve Onay (2011, s. 165)’ın çalışmalarında iş performansı ve sözsüz iletişim arasında anlamlı bir ilişki olduğu, bu ilişki göz önünde bulundurulursa verimlilik, karlılık düzeyinde artış ve müşteri memnuniyeti açısından etkili olacağı sonucuna varılmıştır..

Kılınç (2011, s. 119-120) şikayet yönetimi: Müşteri – işgören etkileşiminde sözsüz iletişim adlı yüksek lisans tezinde, iş görenin konuşurken kollarını göğsünde kavuşturması, yakasını çekiştirmesi, ağzını eliyle kapatmasının kaba bir davranış olduğu ve müşterinin

(25)

7

sorunun çözümüne olan inancının olumsuz yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. İş görenin müşteriye konuşurken açık bir beden duruşu (postür) sergilemesi, ağzını eliyle kapatmaması, mümkün olduğunca rahat, sorunu çözmeye istekli görünmesi ve samimi bir şekilde gülümsemesi müşterilerin etkileşim tatminini etkileyen en önemli faktörler olarak değerlendirilmiştir. İş görenin sözsüz sinyalleri okuyabilme gücü hatanın anında görülmesine ve çözümlenmesine olanak sağlamaktadır.

Özaslan (2009, s. 100)’ın, Çanakkale’deki konaklama işletmeleri üzerine yaptığı yüksek lisans tezinde, sözsüz iletişimin iletişim tatminini olumlu yönde etkilediği tespit edilmiştir. İş görenlerin, yönetici ve iş arkadaşlarına yönelik sözsüz iletişim algılarının olumlu yönde olduğu; kişisel alan kullanımına dikkat edildiği ve bedensel temas davranışlarının dikkate alındığı gözlemlenmiştir. Yöneticilerin ve işgörenlerin iletişim kurarken olumlu yüz ifadeleriyle gülümseyerek iletişimi destekledikleri belirlenmiştir.

Aksoy (2005, s. 134-137)’un, lise yöneticilerinin beden dili davranışlarının sıklığı ile öğretmenlerin etkilenme biçimleri adlı yüksel lisans tezinde yöneticilerin gösterdikler olumlu davranışlara öğretmenlerin olumlu; olumsuz, sert, kaba, saldırgan davranışlar sergilediklerinde ise öğretmenlerin olumsuz etkilendikleri görülmüştür. Yöneticilerin otoritelerini koruma içgüdüsünden kaynaklı öğretmenlere karşı mesafeli davrandıkları, el sıkışırken karşısındaki kişiye karşı güvensizlik telkin eden davranışlardan kaçındıkları görülmüştür. Bunun yanında öğretmenlerin büyük çoğunluğunun yöneticilerin beden dili davranışlarından etkilenmediği, beden dili davranışını umursamadığı ortaya çıksa da öğretmenlerin yöneticilerin bazı beden dili davranışlarına karşı beni cesaretlendirir, mutlu olurum, güvenimi yitiririm, huzursuz olurum, hırslanırım, güvenim kırılır, sıkılırım şeklinde hissettikleri yapılan araştırma sonucuna ortaya çıkmıştır. Aksoy (2005)’un yaptığı çalışma yönetici cinsiyeti değişkeni acısından farklılık gösterdiği; cinsiyet, kıdem ve branş değişkeni açısından ise farklılık göstermediği şeklindedir.

Öztekin (1997)’in, okul müdürlerinin beden dili davranışlarının sıklığı ile öğretmenlerin etkilenme derecesi adlı yüksek lisans tezinde okul müdürlerinin gösterdikleri bir beden dili davranışı varsa öğretmenlerin bundan mutlaka etkilendikleri, sık gösterdikleri davranışlardan yüksek, seyrek gösterdikleri davranışlardan ise düşük etkilendikleri görülmüştür. Öğretmenlerin okul müdürlerinin bedensel mesafe, yüz ifadeleri ve baş hareketleri boyutundaki beden dili davranışlarından etkilenme derecelerinin daha yüksek

(26)

8

olduğu görülmüştür. Bunun yanında okul müdürleri erkek öğretmenlerle daha çok bedensel temaslarda bulunduğu, bayan öğretmenlerle ise beden sel temas, oturma biçimleri, el-kol hareketleri ve oturma biçimleri davranış boyutunda daha dikkatli davrandıkları gözlemlenmiştir. Yine Gürses (2006)’in, eğitim örgütlerinde yöneticilerin etkin iletişim kurma becerilerine ilişkin yüksek lisans tezinde öğretmenler, okul müdürlerinin duygusal gerginliğinin beden ve ses tonuna yansımasını önlediğini, çalışanlarla göz teması kurarak iletişimi etkili hale getirdiğini, konuşmasında uygun jest ve mimikleri kullandığını, konuşanı dinlerken rahatsızlık yaratan hususları ortadan kaldırdığını, iletişim anında iletişime girdiği kişi ile fiziksel mesafeyi ayarladığını belirtmişlerdir. Bu durumda okul müdürlerinin sözsüz iletişim kurallarını uyguladığı sonucuna ulaşılmaktadır.

Okul müdürleri, öğretmenlerle gerek konuşarak ve en çok da beden dilini kullanarak iletişim kurarlar. Bu noktada okul müdürlerinin (kaynak) kullandıkları beden dili davranışlarının (sözsüz mesajların), öğretmenler (alıcı) tarafından nasıl algılandıkları ve okul yöneticilerinin beden dillerini doğru bir şekilde ifade edebilmeleri çok önemlidir. Okul yöneticisinin sergilediği sözel olmayan mesajlar okuldaki sağlıklı çalışma ortamını büyük ölçüde etkilemektedir. Okul müdürünü öğretmenlerden belge isterken, odasında konuşma yaparken sergiledikleri jest, mimik, ses tonu, duruş ve mesafe gibi sözel olmayan mesajlar örgüt içersindeki çift yönlü iletişimin açık veya kapalı olmasına neden olmaktadır. Okul yöneticisinin yaptığı bir sözsüz iletinin öğretmenler tarafından yanlış algılanması mevcut sorunların çözümlenmesini daha da zorlaştıracaktır.

Çalışanların uyum ve birlikte çalışabilmesi için etkili iletişim becerileri ile donatılmış çalışanlara ihtiyaç vardır. Günümüz rekabet ortamında takım çalışmasının etkin biçimde kullanılması gerekiyor (Mısırlı, 2004, s. 16). Bir işletmenin bulunduğu yerde iletişim vardır ve iletişim o işletmenin can damarıdır. İş yerlerinde iletişimin iyi olması sonucunda çalışanların moralleri yükselir, motivasyonları artar, tam ve doğru bilgilendirildikler için kaliteli üretim ortaya çıkar, işler daha çabuk yapılabilir, geribildirim mekanizması daha kolay işleyeceği için hatalar en aza iner, iş birliği ve koordinasyon kolaylaşır (Mısırlı, 2004, s. 93).

Bu nedenle bir işletmede yönetimin kalbi iletişimdir. İletişimin de %10’nunu sözcükler, %30’unu ses tonu ve %60’ının sözsüz iletişim oluşturmaktadır. Bu verilere ve yukarıda belirttiğimiz araştırma sonuçlarına göre bu kadar büyük bir yüzdeye sahip olan sözel

(27)

9

olmayan mesajlar, okul yönetiminin merkezindeki okul müdürlerinin davranışlarında öğretmenleri nasıl etkilemektedir. Öğretmenlerin okul müdürlerinin sözel olmayan mesajlarına ilişkin görüşleri nelerdir. Bu araştırmada, okul müdürlerinin sözel olmayan mesajları kullanmalarına ilişkin öğretmen görüşlerinin alınması hedeflenmiştir.

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı, ilköğretim okulu müdürlerinin öğretmenlere karşı kullandıkları sözel olmayan iletişim unsurlarının analizidir. Bu amaçla aşağıda verilen sorulara yanıt aranmıştır.

1. Çalışma grubunda bulunan öğretmenlerin iletişim konusunda herhangi bir eğitim veya seminer alma durumları nelerdir?

2. Çalışma grubunda bulunan öğretmenlerin okullarındaki iletişim kültürü ile ilgili düşünceleri nelerdir?

3. Çalışma grubunda bulunan öğretmenlerin okul müdürleri ile olan iletişimleri hakkındaki düşünceleri nelerdir?

4. Okul müdürlerinin öğretmenlere karşı kullandıkları sözel olmayan iletişim unsurları nelerdir?

5. Okul müdürlerinin öğretmenlere karşı kullandıkları sözel olmayan iletişim unsurları öğretmenleri ve okulda süreçleri nasıl etkilemektedir?

1.3. Araştırmanın Önemi

Bir örgütü bir arada tutan faktörlerin başında örgütü oluşturan kişilerin kendi aralarında ve yöneticileri ile olan iletişimleri gelir. İletişim kurulmayan bir ortamda çalışanların iş performansı, verimlilik ve motivasyonları düşer. Çatışmalar başlar. Örgütü bir arada tutan iletişim faktörünün tüm çalışanlar tarafından iyi algılanması beraberinde takım ruhu, eşgüdüm ve paylaşımı getirir.

Türkiye’de ve yurt dışında sözel olmayan mesajlar üzerine yapılan araştırmalar incelendiğinde ya turizm sektörü ya da öğretmenlerin beden dilleri kullanımlarına yönelik olduğu görülmüştür. Turizm sektöründe çalışanların sözel olmayan mesajları

(28)

10

kullanmalarına yönelik çalışmalara bakıldığında, çalışanların iş performansı , motivasyonu ve işletmenin müşteri memnuniyeti gibi faktörler üzerinde durulduğu gözlemlenmiştir (Erkuş ve Günlü, 2009; Kılcı, Süslü ve Onay, 2011; Kılınç, 2011; Özaslan, 2009). Öğretmenlerin sözel olmayan mesajları kullanımlarına yönelik çalışmalara bakıldığında ise, öğretmenin beden dilinin dersin işleyişine (Kaya, 2011), öğrencilerin algılarına veya sınıf atmosferine etkileri üzerinde durulduğu gözlemlenmiştir (Bağcı, 2008; Çalışkan, 2003; Huelsman, 1988; Hürmeriç,2008; Yavuz ve Yüce, 2009).

Bunun yanında yapılan yazın taraması incelendiğinde okul yöneticilerinin beden dili davranışlarının değerlendirilmesine yönelik çalışmanın nicel nitelikte ve çok az olduğu gözlemlenmiştir (Aksoy, 2005; Öztekin, 1997). Okul müdürlerinin sözel olmayan mesajları kullanmalarına yönelik nitel olarak yapacağımız çalışma bu açıdan önemli görülmektedir. Ayrıca öğretmenlere, okul müdürlerinin sergiledikleri sözel olmayan mesajlara ilişkin sorular sorulup birincil ağızdan veriler alınarak, bu verilerin geçmişte yapılan çalışmalarla harmanlanarak bilimsel açıdan literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

1.4. Varsayımlar

1.Araştırmada araştırmacı tarafından hazırlanan sorular, araştırmanın amacını gerçekleştirecek yeterlilik ve niteliktedir.

2.Araştırmaya katılan öğretmenlerin araştırmacı tarafından sorulan sorulara samimi ve doğru şekilde cevap verdiği varsayılmıştır.

3. Okulda görevli öğretmenlerin, okul müdürlerinin kullandıkları sözel olmayan iletişim unsurlarına ilişkin belirli bir algı ve farkındalık düzeyine sahip olduğu düşünülmektedir.

4.Seçilen araştırma yöntemi bu araştırmanın amacına, konusuna ve problemlerin çözümlenmesine uygun olduğu düşünülmektedir.

(29)

11 1.5. Sınırlılıklar

1. Araştırmada elde edilen veriler 2012-2013 eğitim öğretim yılında Gaziantep ilindeki ortaokul kurumlarında görev yapan öğretmenlerin görüşleri ile sınırlıdır. 2. Bu araştırmada problemin ortaya konulmasında ve soruların hazırlanmasında literatür taraması, öğretmenlerin görüşlerinin alınmasında ise kullanılan görüşme formu ile sınırlıdır.

1.6. Tanımlar

İletişim: Bilgi, düşünce, beceri ve duyguların, sözcük, resim, grafik vb. semboller kullanılarak iletilmesidir ( Mısırlı, 2004, s. 1).

Sözel olmayan iletişim: Sözcüklerin kullanılmadığı tüm iletişim unsurlarını kapsar. Mesajlar her zaman sözlü olarak ifade edilmezler. Sözel olmayan iletişimde mesaja eşlik eden işaretler vardır. Bu işaretler yüz ifadesi, sesin vurgusu, el ve omuz hareketleridir. Araştırmalar, insanların birbirlerine ne söylediklerinden çok, nasıl söylediklerine dikkat ettiklerini göstermektedir (Tutar ve Yılmaz, 2003, s. 38).

(30)
(31)

13

BÖLÜM 2

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.1.İletişim

Latince “ Communis” kelimesinden türemiş olan ve batı dillerinin çoğunda “communication” olarak kullanılmakta olan iletişim, en kısa tanımıyla bireyler arasında anlamları ortak kılma sürecidir (Mısırlı, 2004, s. 1). Diğer tanımları da incelediğimizde iletişim, bilgi, düşünce, beceri ve duyguların, sözcük, resim, grafik vb. semboller kullanılarak başkalarına aktarılmasıdır (Baltaş ve Baltaş, 2003, s. 19) şeklinde yapılmaktadır. Türk Dil Kurumu sözlüğünde ise iletişim, “Duygu, düşünce ya da bilgilerin usa gelebilecek her türlü yolla başkalarına, aktarılması, bildirişim, haberleşme” olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda iletişim, hedefi ve kaynağı insanlar olan, karşılıklı bilgi alışverişinin yaşandığı, içerisinde duygusal faktörlerin de bulunduğu bir etkileşim, ortaklaşma ve paylaşım sürecidir diyebiliriz (Kaşıkçı, 2001, s. 50).

Dökmen (2002, s. 321)’e göre ise iletişim, “Katılanların bilgi/sembol üreterek birbirlerine aktardıkları ve bu iletileri anlamaya, yorumlamaya çalıştıkları bir süreçtir.” Bunun yanında iletişim, çeşitli amaçlara varmak için sözcüklerin ve diğer simgelerin kullanılmasıdır. Belli yüz ifadeleri, vücut hareketleri ve fiziksel görünüm, bu diğer ifadelerden birkaçıdır (Sayers, 1993, s. 9). Bizler, birbirimizle konuşarak, telefon ederek, mektuplar yazarak, mesajlar göndererek, jest ve mimiklerle her zaman iletişim kurma çabası içerindeyiz. Bütün bu tanımlardan yola çıkarak diyebiliriz ki iletişim sürecinin oluşabilmesi için

(32)

14

mutlaka bireyler arasında bir ilişki kurulması gerektiğidir. Başka bir değişle insan olmadan iletişim gerçekleşemez.

Paul Watzlawick, Janet H. Beavin ve Don D. Jackson iletişimle ilgili beş görüş öne sürmüştür. Bunlar günümüzde bile iletişim dinamiğini açıklamada temel teşkil etmektedir.

1- İletişim kuramamak imkansızdır: Hiçbir şey yapmama, eylemsizlikte bir masajdır. Bu nedenle hareket etmek ya da bir şey söylemek kadar, hareket etmemek veya susmak da anlamlı bir mesaj oluşturur. Öğretmenler odasında elinizdeki kitabı veya dergiyi okumaya devam etmeniz,” okuduğum kitap daha çok ilgimi çekiyor, kitap okumayı sizinle konuşmaya tercih ediyorum”, mesajını verir.

2- İletişimin ilişki ve içerik düzeyi vardır:Her iletişim faaliyetinin bir içerik bir de ilişki olmak üzere iki düzeyi vardır; ilişki düzeyi içerik düzeyine anlam veren çerçeveyi oluşturur ve bu nedenle daha üst aşamadadır. Şu üç cümleyi inceleyelim ; Sen dışarı çıkacak mısın?, Siz dışarı çıkacak mısınız?, Dışarı çıkmayı düşünüyor musunuz? Bu cümleler aynı içeriğe sahip olsalar bile farklı ilişki düzeylerini göstermektedirler. 1. cümlede konuşan kişinin kendisini karşısındaki ile eşit veya ondan daha güçlü gördüğünü, 2. cümlede konuşan kişinin kendisini karşısındaki ile eşit veya resmi bir ilişkide, 3. cümlede ise karşısındakinin karar verme özgürlüğüne daha saygılı ve hatta karşısındakini daha güçlü gördüğü düşünülebilir.

3- Mesaj alışverişindeki sıra yapısı kendi başına bir anlam taşır: Öğretmen okulda öğrettiği için mi maaş alır, yoksa maaş aldığı için mi öğretir? sorusuna verilen cevaba göre faklı değerler alır. Maaş aldığı için öğreten öğretmen yerine, öğrettiği için maaş alan öğretmen daha üstün tutulur. Gerçekte bu iki insanın davranışları arasında bir fark yoktur; sadece biz davranışları farklı sıra içinde gördüğümüzden farklı anlamlar veririz (Altıntaş ve Çamur, 2005, s. 12).

4- Mesajlar sözlü ve sözsüz olarak iki kısma ayrılır: İçerik iletişiminde sözlü mesajlar etkiliyken, ilişkiyle ilgili tutum ve tercihlerin anlatımında ise sözsüz mesajlar en etkili olurlar. Bilim sözlü mesajlar üzerine kuruluyken, iki sevgili arasındaki ilişkide ise sözsüz mesajlar daha geçerlidir. Omuza konan bir el,

(33)

15

dostluk ve arkadaşlık üzerine yazılmış bir yazıdan daha etkilidir. Başka bir değişle, sözlü iletişim akıl, mantık ve düşünceyi; sözsüz iletişim duyguları ve ilişkileri en etkili ifade etme aracıdır.

5- İletişim kuran kişiler eşit veya eşit olmayan ilişkiler içinde olabilir (Cüceloğlu, 1996, s. 19).

İletişim davranışı başkaları üzerinde bir etkiye sahiptir. İletişim, sonucu geliştiren bir davranıştır. Beyinde şekil bulan bir aktivite olmasına rağmen, ilk önce ve en başta insanların birbirlerine yaptıkları hareketlerdir. Birine gülümsemek, sigara içen birine bundan kurtulmayı başarabileceğini söylemek, o kişiler için bir şey yapmak demektir. İletişim sonuca sahiptir. Zaman zaman zor algılanan, bazen ise güçlü algılanan bir sonuçtur (Samovar ve Mills, 1995, s. 4).

Sayers (1993, s. 10) “bir mesaj verirken, mesaj alanın onu aldığından emin olana kadar, bir mesajı alırken de mesajı aldığınızı vericiyi tatmin edecek ölçüde gösterene kadar göreviniz bitmiş olmaz” demektedir . Yaş, cinsiyet, sosyal statü, giyim-kuşam, konuşma biçimi “ şive, ağız”, taraflara bağlı olarak değişen özelliklerdir. Bunlar otomatik olarak değerlendirilir ve bu duruma göre konuşma ve hitap biçimleri ayarlanır (Gökçe, 2006, s. 29).

Caputo ve Hazel (1994, s. 15) “ Interpersonal Communication” adlı eserde De Vito Savı’na değinmişlerdir. Buna göre POSEE öğeleri iletişimde oldukça önemlidir ve taraflar için eşit ölçüde anlamlı ve geçerlidir. Aksi takdirde iletişimin gerçekleşmediği öne sürülmüştür. POSEE;

• Olumluluk (Positiveness): Kendine ve karşısındakine yüksek ölçüde saygılı olmak pozitif tavırları tetikler ve ortaya çıkarır,

• Açıklık (Opennes): Öz açıklığın ortaya çıkabilmesi için yüksek ölçüde güven ve dürüstlük gerekir,

• Destekleyicilik (Supportiveness): İletişim, yorumları yargılamaktan çok betimleme ve tarafların birbirlerinin fikirlerini kabul etmeye hazır olması demektir, • Eşitlik (Equality): Ast ya da üst çalışanların, birbirlerini tehdit etmeden, birbirlerine karşı eşit ölçüde saygılı davranmaları gerekir,

(34)

16

• Empati (Empathy): Dünyayı karşısındaki insanın gözlerinden anlamaya çalışmak için bireyin kendini karşısındaki insanın yerine koyması gerekir.

2.1.1.İletişimin Özellikleri

2.1.1.1.İletişimde İlk Anın Etkisi

Bireylerin karşı karşıya geldikleri ilk andaki etkileşimleri, ilişkilerinin devam eden sürecinin önemli bir belirleyicisidir. Karşılaşan kişilerin beden dilleri, kullandıkları kelimeler, taşıdıkları aksesuar, giydikleri giysiler, bulundukları ortamdaki nesneler bütün bunlar onların ileriye dönük olumlu veya olumsuz kanaat oluşturmalarına neden olmaktadır (Baltaş ve Baltaş, 2003, s. 19). Yapılan araştırmalara göre insanlar hakkında karar vermeye onlarla karşılaştığımız ilk yedi saniye içinde başlarız (Ailes, 1996, s. 5). Bunun sebebi, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde sergilenen davranışların ilk dakikalarda daha yoğun gerçekleşmesindendir. Bunun yanında insanlar ilk birkaç dakika içerisinde daha çok görünüşe- fiziksel özellikler, duruş, beden dili- dayanan bir yargıya vardıkları da tespit edilmiştir (Sampson, 1995, s. 27).

2.1.1.2. İletişim Sadece Bilgi Alışverişi Değildir.

İletişimin gerçekleşmesi için en az iki birey gereklidir. Tek taraflı olursa iletişim değil, ‘enformasyon’ dur (Kaşıkçı, 2001, s. 21). İletişim sadece içeriğinde taşıdığı bilgi ile değil, bireylerin sahip olduğu değer yargılarının yarattığı duygulara yoğunlaşmayı da gerektirmektedir. Karşısındakini anlamayan kişinin çevresine katkıda bulunması çok zordur. Kişilerin birbirlerine karşılık vermek yerine anlamak amacıyla dinlemeye başladıklarında ilişkiler daha sağlıklı bir yapıya kavuşacaktır (Tayfun, 2007, s. 26).

2.1.1.3. İletişim Kişiye Değil Kişiyle Yapılır

İletişim, alıcı kişiyle yapılandırılan bir süreçtir. Taraflardan biri aktif ise ve diğeri hiçbir şey yapmıyorsa iletişim kurulamaz. Alıcı taraf iletişim kurmaya çalışan kişinin iletilerine hazır değilse, iletişim yolu tıkanır ve çatışma olabilir. Örneğin gündelik yaşamdaki basit bir gülümsemenin veya günaydın kelimesinin karşılıksız kalması iletişim çatışmalarına

(35)

17

neden olabilir. Bunun önlenebilmesi için bireylerin ortak bir noktada buluşmaları gerekir (Baltaş ve Baltaş, 2006, s. 20,21).

2.1.1.4. İletişim Bir Bütündür

Davranışlar gerçekleştiği anda sergilenen tavır, duruş, hareket ve sözler bir bütün olarak dikkate alınmalıdır. Kolların göğüste bağlanması her zaman kişinin kendisini kapattığı anlamına gelmeyebilir, bunu üşüdüğü için yapmış olabilir. Sıkıntılı görünen bir yüz ifadesi iletişime kapalı olma durumunda değil, fizyolojik bir rahatsızlıktan kaynaklanıyor olabilir. Bu nedenle sözsüz iletişim ipuçları tek tek değil bir bütün olarak değerlendirilmeli, olumsuz gibi görünen iletişim davranışlarının başka nedenlerden kaynaklanıyor olabileceği düşünülmelidir denebilir.

2.1.2. İletişim Sürecinde Yer Alan Unsurlar

İletişimin temel öğeleri ile ilgili yapılan birçok çalışma incelendiğinde, üzerinde uzlaşılan öğeler; kaynak, mesaj, kanal, alıcı ve geribildirimdir.

2.1.2.1. Kaynak

İletişim süreci içerisindeki kişilerden, iletişimi başlatan kişiye kaynak denir. Kaynak herhangi bir durumda diğer insanlara düşünce ve duygularını aktarma girişiminde bulunan kişidir. Bu nedenle gönderici kendi duygu ve yaşantılarını alıcı durumda olanların bütün duyularına ulaşabilecek biçime getirmeye çalışır. Kaynağın yoğun ve etkin bir iletişim kurabilmesi, alıcının mümkün olduğu kadar çok duyusuna ulaşabilmesi ile mümkündür (Baltaş ve Baltaş, 2006, s. 27).

2.1.2.2. Mesaj

Bir yaşantıya ait duygu ve düşüncelerin kodlanarak sözlü, sözsüz veya yazılı bir anlatımla alıcı kişiye ulaşmasını sağlayan sembollere mesaj denir. Kaynağın ürettiği, iletmek istediği bilgidir (Kaşıkçı, 2001, s. 51). Mesaj alıcıya ait ne kadar duyu organına ulaşırsa, anlatım o

(36)

18

ölçüde başarılı olur. Bu sebeple, görme, işitme, dokunma ve hatta koku ile ilgili faktörlerin iletişimde yer alması iletinin gücünü artırır. Böylece mesajı alacak kişideki bütün alıcılara ulaşma ve onları besleme imkânı olur. Grafik anlatım, yazıda kullanılan; sözlü anlatım, konuşmada kullanılan sembollerle; sözsüz anlatım da bedenimizle oluşturduğumuz işaretlerle ifade edilir (Baltaş ve Baltaş, 2006, s. 29).

İletişimde, mesajlara yüklenen anlamlar ne kadar ortak olursa iletişim o kadar güçlü olur. Mesajın üç unsuru bulunmaktadır. Bunlar; sözcük, ses ve beden dilidir. Bu üç unsurun iletişimdeki ağırlıkları %55 ile en fazla beden dili, %38 ile ses, %7 ile sözcük olarak sıralanmaktadır (Mısırlı, 2004, s. 3). Buradan da anlaşıldığı üzere iletişim üzerindeki en büyük paydayı beden dilimiz almaktadır.

Sözsüz mesajlar insanın evrimsel gelişimindeki ilk anlatım biçimidir. Bu anlatım biçimi tarihsel süreç içerisinde bazı değişikliklere uğramıştır. Kaynağını beynin derinliklerinden alan ve organizmanın dış dünyayla olan ilişkisini yansıtan beden dilinin birincil işaret sistemi, bütün dünya ülkelerindeki insanlar için ortaktır. Bir Japon’un korku anıda verdiği tepki ile Türk’ün verdiği tepki benzerdir. Bu mesajlar insanlığın evrensel dilidir.

2.1.2.3. Kanal

Kanal, gönderici ile alıcı arasındaki bağlantıyı sağlayan yoldur. Hava (özellikle, yüz yüze iletişimde), telefon, faks, bilgisayar, konferans, bilgisayar, paneller, ilanlar, bültenler, dergiler, beden diline ait ifadeler iletişim sürecinde birer iletişim kanalı ya da aracı olarak işlev görürler. İletişimin kanalları, mesajların doğru kişilere doğru biçimde iletilmeleri konusunda önemli bir role sahiptir (Solmuş, 2004, s.116).İletişimde iletişim kanallarının önemi, yalnızca mesajların söz ile ifade etmekten fazla, bir tutumlar bütünü olmasından kaynaklanmaktadır. Gönderme becerileri yani iletişim kanalları, mesajın aktarılması için seçilmiş olan sözcükler, beden dili ve sesten oluşan bir bütündür (Baltaş ve Baltaş, 2003, s. 31). Bir iletişimin yapılandırılmasında ortalama olarak kelimeler %10, ses tonu%30 ve beden dili %60 rol oynar. Bir başka anlatımla beden dili olarak adlandırılan jestler, mimikler, bedensel duruş, bakışlar yüzyıllardır ve günlük yaşamın her alanında kullanılan yaygın bir iletişim kanalıdır.

(37)

19

 Araç iletişim kuranın kendisidir. Ses, yüz, beden, sözcükler, jest ve mimikler,

 İletişim kuran tarafından hazırlanan yayınlar,

 Mekanik iletişim araçları. Yazılı ve görsel medya araçları (Tayfun, 2007, s. 14).

Bunun yanında iletişimin başarılı olması ve amacına ulaşabilmesi için gönderme becerilerinin yanı sıra , şu soruların cevaplanın verilmesi yerinde olur.

 Ne söylemek istiyorum?

 Ne zaman söylersem karşımdakinin iletişim kanalları açık olur?

 Nerede hangi ortamda iletişimi başlatırsam yerinde olur?

2.1.2.4. Alıcı

Bir iletişim sürecinde alıcı kaynaktan gelen mesajları alıp yorumlayan ve bunlara sözlü, sözsüz tepkide bulunan birey ya da gruplardır. Etkili bir iletişimin olabilmesi için kaynak ile alıcının sosyo-kültürel yapısı, bilgi düzeyi, davranış özellikleri ve iletişim becerileri arasında bir dengenin, hatta bir eşitliğin veya benzerliğin olması gerekir.Başka bir değişle mesajı almakla mesajı algılamak aynı şey değildir. Alıcı, gönderilen mesajı tam olarak algılamanın ve çözümlemenin ötesinde, mesajda öngörülen ve kendinden yapılması beklenen davranışları gösterdiği zaman gerçek anlamada etkili iletişim gerçekleşmiş olur.

2.1.2.5. Geri Bildirim

Bir iletişim sürecinde alıcıdan kaynağa yönelen tüm tepkilere geribildirim denir. Kaynak, alıcısına gönderdiği mesajların alınıp alınmadığını, alındıysa anlaşılıp anlaşılmadığını, ya da ne denli anlaşıldığını geribildirimlerle anlayabilir (Mısırlı, 2004, s. 6). Başka bir anlatımla alıcı, mesajı aldıktan sonra kodunu çözer, mesaja anlamına ilişkin tepkide bulunur. Tepkisini tekrar kodlayarak ve bir kanal kullanarak kaynağa tekrar gönderir. Bu kez kaynak hedef rolüne girer. Bu çembere geribildirim denir. İletişim sürecinde, iletişim

(38)

20

yüz yüze ise karşı tarafın jest ve mimiği veya eğer iletişim yazılı ise bir yazıya cevap alınması, geribildirime örnek olarak verilebilir.

2.1.2.6. Gürültü

Gürültü, iletişimdeki mesajın anlaşılmasını ve iletilmesini etkileyen her türlü faktördür ve iletişim sürecinin her aşamasında bulunabilir. Gürültü, iletişim sürecini bozan ya da iletişimin kalitesini ve etkinliğini olumsuz etkileyen herhangi bir faktördür. Sürecin her aşamasında ortaya çıkabilir. Gereksiz tekrarlar, kullanılan kelimelerin anlamını bozan beden dili hareketleri, fiziksel kaynaklar (aşırı sıcaklık, korna sesleri vb.) iletişimde gürültü öğesine örnek olarak verilebilir.

2.1.3. İletişim Şekilleri

İletişim bilimi, bir toplumun örgütlenme biçimi çerçevesinde, birkaç düzeye ayrılabilen oldukça geniş bir alanı kapsamaktadır. Mc Quail bunu açıklarken piramit şeklindeki öngörüsünü ortaya atmıştır (Lazar, 2001, s. 12). Piramidi incelediğimizde hiyerarşik bir düzen görülmektedir. Piramidin üstündeki evre bir altındakini kapsar. İletişim kişisel düzeyden başlar. Kişi ilk önce çevresindeki insanla iletişim kurar. En son evre olarak toplumu etkileyecek şekilde iletişim kurar.

Kaynak: Akt: Akbaş, Lazar, 2008

(39)

21

Her düzey kendini ve kendinin altındaki düzeyleri kapsamaktadır. Böylece piramidin en yüksek düzeyinde bulunan kitle iletişimi diğer bütün düzeyleri içine almaktadır. Alt düzeylerin tümünü kapsamaktadır (Lazar, 2001, s.13).

2.1.3.1. Kişisel İletişim

İletişim süreci genel anlamda iki kişinin varlığını zorunlu kılmaktadır. Ancak aslında iletişim önce kişinin kendi içinde başlar. İnsanlar öncelikli olarak duygu ve düşüncelerini iç dünyalarında hem kaynak hem hedef olarak kendisiyle paylaştığı ve daha sonra başka insanlarla iletişime geçtiği inkâr edilemez bir gerçektir.

Bir insanın düşünmesini, duygulanmasını, kişisel ihtiyaçlarının farkına varmasını, iç gözlem yapmasını, rüya görerek kendi içinden mesaj almasını ya da kendisine sorular sorarak bunlara cevaplar üretmesini bir iç iletişim sayabiliriz (Dökmen, 2002, s. 21). Kişi içi iletişim sayesinde bireyin duygu, düşünce, amaç, istek, beklenti, yetenek ve sorumluluklarının farkına varması kolaylaşacak, böylece sorunlarını daha çabuk fark edip, akılcı çözümler üretebilecektir. Bu süreçte birey üyesi olduğu toplum içinde doğru zamanda, doğru biçimde davranma ve iletişim kurma becerisini de edinmiş olacaktır (Ateş, 2005, s. 17).

2.1.3.2. Kişiler Arası İletişim

Kişiler arası iletişim “iki ya da daha çok kişi arasındaki, sözlü ya da sözsüz simgesel etkileşim olarak” tanımlanır (Usluata, 1994, s. 46). Bireyler yüz yüze ise, karşılıklı mesaj alış verişi içinde çift yönlü iletişim gerçekleşiyorsa, mesajlar sözlü ya da sözsüz ise bireyler arasında iletişim gerçekleşiyor diyebiliriz (Mısırlı, 2004, s. 22).

Kişiler arası iletişim, duygusal ihtiyaçların paylaşılmasında, düşüncelerin tartışılmasında, sosyal gereksinimlerin karşılanmasında önemli yer tutar. Bununla birlikte iletişim araştırmacılarının insanlar arasında gerçekleşen her tür iletişimi kişiler arası iletişim olarak tanımlamadıklarını da unutmamak gerekir.

Kişiler arası iletişimde iletişim içine giren bireyler arası mesafenin, bedenin duruşunun, jest ve mimiklerin, bedensel temasın, giysilerin, konuşma tarzının, ses tonunun,

(40)

22

vurgulamaların, sessizliliğin ve iletişim ortamının verdiği mesajlar vardır. Bunlar, sözlü iletişimi pekiştirmek, kuvvetlendirmek için kullanılabileceği gibi, başlı başına birer iletişim olarak da ortaya çıkabilmektedirler. Bunun yanında örgütsel iletişiminde temelini bireyler arası iletişim oluşturmaktadır diyebiliriz.

2.1.3.3. Kitle İletişim

Birtakım bilgi veya sembollerin, birtakım hedefler tarafından üretilmesi, geniş insan topluluklarına iletilmesi ve bu insanlar tarafından yorumlanması sürecine ‘kitle iletişimi’ adı verilir (Altıntaş ve Çamur, 2005, s.55). Basılı her türlü yayın kitle iletişim aracı sayılabilir Kitle haberleşmesinde hedef, mümkün olduğunca tüm fertlerdir, toplumun tamamıdır. Kitle iletişiminde hedef ile kaynak arasındaki kanallara ise kitle iletişim araçları adı verilmektedir. Radyo, televizyon, gazete, dergi, internet vb. birçok kaynağı kitle iletişim araçlarına örnek verebiliriz.

2.1.3.4. Örgütsel İletişim

Örgütsel iletişim, örgütün işleyişini sağlamak ve hedeflerine ulaştırmak amacıyla, gerek örgütü oluşturan çeşitli bölüm ve öğeler, gerekse örgüt ile çevre arasında girişilen devamlı bir bilgi ve düşünce alışverişine veya bölümler arasında gerekli ilişkilerin kurulmasına olanak tanıyan toplumsal bir süreçtir (Akad ve Budak, 1994, s. 272). Örgütler hizmet veya ürün üretirler. Bu hedefe ulaşmak için hem örgüt içinde hem de örgütün ilişkide bulunduğu diğer örgütlerle iletişim kurma zorunlulukları bulunmaktadır. Başka bir değişle örgütsel iletişimi örgüt sistemlerini birbirine bağlayan ve kendi ararlında uyumu sağlama sürecidir diyebiliriz (Mısırlı, 2004, s. 15).

Formal bir örgütün temel öğeleri ortak amaç, bu amaca katkıda bulunmaya istekli bireyler ve iletişimdir. Açıktır ki, iletişim olmadan anlaşılmış ve benimsenmiş bir ortak amaç, böyle bir ortak amaca katkıda bulunmak isteyenlerin eşgüdümlenmiş bir çabası söz konusu olamaz. İletişimin yeterli olduğu bir örgütte, örgütün amaçlarının doğru olarak anlaşılmış ve kavranmış olması, örgüt üyelerinin bu ortak amaçlarının gerçekleştirilmesi doğrultusunda işbirliği içinde, eşgüdümlü olarak davranmaları beklenir (Aydın, 2005, s. 149).

(41)

23

İletişim olmadan örgütün diğer temel öğeleri oluşamaz. Çünkü ortak amacın belirlenmesi, bunun örgüt üyelerine aktarılması, çalışanların birbirleriyle ilişki kurmalarında, işbirliği yapmalarında, örgütü benimsemeleri ve örgütün gelişmesi için güdülenmelerinin sağlanması sürecinde iletişim etkili ve temel bir rol oynamaktadır. Bunun yanında örgütler bilgilendirme suretiyle hızlı ve tekin bir şekilde üretim yapmak, katılım, moral ve motivasyon sağlamak amacıyla örgütsel iletişimden yararlanırlar (Mısırlı, 2004, s. 15).

Davis (1984, s. 599), iletişimin başlıca amacını; bilgi ve anlayış geliştirmek, güdülemek, işbirliği ve iş doyumu sağlamak şeklinde ifade etmiştir. Bu amaçlar aşağıdaki gibi açılabilir: Örgütün amaçlarının, kurallarının ve alınan kararların çalışanlarla paylaşılması yanlış anlaşılmaları önler; Çalışanların doğru bilgilendirilmesi de verim ve üretim artışını sağlar. Örgütün durumunun bilinmesi; örgüte güven duyulmasını, örgütün kamuoyunda tanınmasını sağlar. Çalışanların birbirleriyle ve örgütle bütünleşmelerini, uyum içinde çalışmalarını, örgütü gerçekten benimsemelerini, örgütsel amaçlar yönünde güdülenmelerini sağlar şeklinde ifade edebiliriz.

2.1.3.4.1. Eğitim Örgütlerinde İletişim

Örgütsel iletişim için söylenenler, genel olarak eğitim örgütleri için de geçerlidir. Ayrıca eğitim örgütlerinin girdisi ve çıktısı insan olduğundan, diğer örgütlere göre eğitim örgütlerinde iletişim daha da önem taşımaktadır. Yöneticilerin, öğretim elemanlarının ve diğer çalışanların, öğrencilerin ve velilerin birbirlerine karşı eylemleri, sözlü anlatıma dönüşsün ya da dönüşmesin, bir yanıyla ya da tümüyle iletişimsel eylemlerdir (Bolat, 1996, s. 75).

Eğitim örgütünde, demokratik bir hava yaratabilme ve amaçları en etkili bir biçimde gerçekleştirebilme, yönetici-öğretmen ve buna bağlı olarak yönetici-öğretmen iletişimine yani çift yönlü iletişime bağlıdır (Celep, 1992, s. 301-316). Başka bir değişle aralarında iletişim olmadan, işgörenlerin bir amaç doğrultusunda uyumlu çalışması düşünülemez. Eğitim sürecinin amacına ulaşabilmesi, öğretmenlerin güdülenmesi ve iş doyumu için, yönetici ve öğretmenlerin uyum ve işbirliği içinde çalışması gerekmektedir (Pehlivan, 1992, s. 4).

Şekil

Şekil 1: Toplumda iletişim süreci

Referanslar

Benzer Belgeler

Ortaöğretim Fizik 11 ders kitabının 2011-2012 öğretim yılında İzmir’de görev yapan 82 fizik öğretmenlerinin görüşleri doğrultusunda değerlendirildiği

Bu kapsamda geliştirilen Aile Okulu Kurs Programı (Veliler İçin) ile çocukların ve gençlerin ruhen ve bedenen daha sağlıklı olabilmeleri için; sosyal ve duygusal beceri

problem çıkmasını önlemek adına bir alt görevde çalışmayı dahi kabul etmiştir. Dinlenen tanık anlatımlarına göre, davacının işyerinde amirlerinin sözlü saldırı

Bakım Veren Kişilere Yönelik Zihinsel Engelli Bireyler İçin İhmal-İstismardan Korunma ve Mahremiyet Eğitimi Kurs Programıyla; Özel eğitime ihtiyacı olan zihinsel

Eğitim Yöntemleri Ders anlatımı, tartışma, bireysel ve grup uygulamaları, vaka çalışmaları... KURUMSAL VE KİŞİŞEL

Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığının 03.09.2012 Tarih 145 Sayılı Kararıyla Onaylanan, Temel Dinî Bilgiler Dersi ( İslam, 1-2) Öğretim Programı, Ortaokul,.. Talim ve

Yaşam koçunun işi ise, artıdaki bir insanı alıp, yani akıl sağlığı, vücut sağlığı her şeyi yerinde olan ancak hayatında belli bir noktada sıkışmış, hayatını

BİLGİ TEKNOLOJİLERİNİ KULLANMA VE ANLAMA BECERİSİ... PROBLEM