• Sonuç bulunamadı

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANABĠLĠM DALI. TÜRK REHĠN HUKUKUNDA SABĠT DERECE SĠSTEMĠ ve ĠSTĠSNALARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANABĠLĠM DALI. TÜRK REHĠN HUKUKUNDA SABĠT DERECE SĠSTEMĠ ve ĠSTĠSNALARI"

Copied!
115
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANABĠLĠM DALI

TÜRK REHĠN HUKUKUNDA SABĠT DERECE SĠSTEMĠ ve

ĠSTĠSNALARI

TEZLĠ YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

EBRU KÖROĞLU

Ankara, 2019

(2)

TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ÖZEL HUKUK ANABĠLĠM DALI

TÜRK REHĠN HUKUKUNDA SABĠT DERECE SĠSTEMĠ ve

ĠSTĠSNALARI

TEZLĠ YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

EBRU KÖROĞLU

Prof. Dr. Hasan ĠġGÜZAR

Ankara, 2019

(3)

T.C.

ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’ne,

Prof. Dr. Hasan ĠġGÜZAR danıĢmanlığında hazırladığım “Türk Rehin Hukukunda Sabit Derece Sistemi ve Ġstisnaları, Ankara.2019 ” adlı yüksek lisans tezimdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranıĢ ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu, baĢka kaynaklardan aldığım bilgileri metinde ve kaynakçada eksiksiz olarak gösterdiğimi, çalıĢma sürecinde bilimsel araĢtırma ve etik kurallarına uygun olarak davrandığımı ve aksinin ortaya çıkması durumunda her türlü yasal sonucu kabul edeceğimi beyan ederim.

Tarih:

Adı-Soyadı ve Ġmza

(4)

ĠÇĠNDEKĠLER

§ 1. GĠRĠġ ... 1

I. KONUNUN TAKDĠMĠ, ÖNEMĠ VE SINIRLANDIRILMASI ... 1

A. Konunun Takdimi... 1

B. Konunun Önemi ... 3

C. Konunun sınırlandırılması ... 6

BĠRĠNCĠ BÖLÜM § 2. SABĠT DERECELER SĠSTEMĠ ĠLE ĠLGĠLĠ TEMEL BĠLGĠLER ... 8

A. Derece ... 8

B. Sıra ... 11

C. BoĢ Derece ... 12

D. Alt (Yan) Derece ... 14

E. Saklı Derece ... 15

§ 3. TAġINMAZ REHNĠNDE SIRA ve SIRAYI BELĠRLEYEN SĠSTEMLER 17 A. Genel Olarak... 17

B. Ġlerleme Sistemi ... 18

C. Sabit Dereceler Sistemi ... 22

D. Türk Rehin Hukukunda Kabul Edilen Sistem ... 25

E. KANUNÎ ĠPOTEKLERĠN YERĠ ... 26

a. Genel Olarak ... 26

b. Tescile Tabi Olmayan Kanunî Ġpotek Hakları ... 27

aa. Genel Olarak ... 27

bb. Tescile Tabi Olmayan Ġpotek Haklarında Sıra ... 28

c. Tescile Tabi Kanunî Ġpotek Hakları... 30

aa. Genel Olarak ... 30

bb. Tescile Tabi Kanunî Ġpotek Haklarında Sıra ... 34

ĠKĠNCĠ BÖLÜM § 4. SABĠT DERECELER SĠSTEMĠNĠN ĠLKE ve ESASLARI ... 40

A. Genel Olarak... 40

B. Her Derecenin Bir Farazî Değeri Ġfade Etmesi ... 40

C. Rehin Haklarının Sıralarını Derece Esasına Göre Kazanmaları ... 43

D. Rehin Derecelerinin Birbirinden Bağımsız ve Sürekli Bir Varlığının Olması ... 44

(5)

§ 5. REHĠN HAKKINDA DERECE VE SIRANIN BELĠRLENMESĠ ... 45

A. Genel Olarak... 45

B. Malik Tarafından SözleĢme Ġle Rehin Hakkının Kurulması ... 45

C. Doğrudan Doğruya Kanundan Doğan Rehin Hakkı ... 56

D. Derecesi ve Sırası Kanun Tarafından Tayin EdilmiĢ Rehin Hakkı ... 58

§ 6. SABĠT DERECELER SĠSTEMĠNĠN HÜKÜM ve SONUÇLARI ... 60

A. Malik Tarafından Aynı Derece Ġçinde Birden Çok Alt Derecenin Kurulabilmesi ... 60

B. Malikin Ön Sıralı Dereceyi BoĢ Bırakarak Sonraki Sıralı Dereceler Ġçin Rehin Kurabilmesi ... 62

C. Bir Derece BoĢaldığında Sıradaki Derecenin BoĢalan Derecenin Yerine Ġlerleyememesi ... 65

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM § 7. SABĠT DERECELER SĠSTEMĠNĠN ĠSTĠSNALARI ... 66

A. Genel Olarak... 66

§ 8. KANUNDAN DOĞAN ĠLERLEME HAKLARI ... 67

A. Genel Olarak... 67

B. Rehnin Paraya Çevrilmesi Halinde Ġlerleme Hakkı ... 67

C. Arazinin ĠyileĢtirilmesi Halinde Ġlerleme Hakkı ... 70

§9. SÖZLEġMEDEN DOĞAN ĠLERLEME HAKKI ... 72

B. BoĢ Dereceye Ġlerleme SözleĢmesinin Hukuki Niteliği ... 73

C. SözleĢmenin Kurulması ... 77

D. Ġlerleme sözleĢmesinden yararlanma Ģekilleri ... 83

E. Ġlerleme SözleĢmesinin Tapu Kütüğüne ġerhi... 84

F. Ġlerleme SözleĢmesinin Hükümleri ... 86

a. Taraflar Arasındaki Hükmü ... 86

b. Üçüncü KiĢilere KarĢı Hükmü ... 87

aaa. ġerh Edilmemesi Halinde ... 87

bbb. ġerh Edilmesi Halinde ... 88

G. BoĢ Dereceye Ġlerlemenin GerçekleĢmesi ... 90

a. Üst Derecenin BoĢalması ... 90

b. Ġlerleme Talebi ... 91

c. Ġlerlemenin GerçekleĢmesi ... 93

H. Yabancı Para Ġpoteklerinde BoĢ dereceye Ġlerleme Hakkı ... 96

(6)

ÖZET ... 100

ABSTRACT ... 102

BĠBLĠYOGRAFYA ... 104

KISALTMALAR ... 109

(7)

1

§ 1. GĠRĠġ

I. KONUNUN TAKDĠMĠ, ÖNEMĠ VE SINIRLANDIRILMASI A. Konunun Takdimi

Bu çalıĢmada “Türk Rehin Hukukunda Sabit Derece Sistemi ve İstisnaları”

incelemeye alınmıĢtır. Ġncelemenin esasını Türk Medenî Kanunu m. 870 vd. hükümleri teĢkil etmektedir. Buna göre malik, taĢınmazının değerini farazî miktarlara bölebilir.

Rehin hangi dereceye tescil edilirse, sağladığı teminat, bu derecedeki miktar ile sınırlıdır. BaĢka bir deyiĢle dereceler birbirinden tamamen bağımsızdır. Alacak rehin derecesinin temin ettiği miktardan fazla ise, fazla miktar teminat kapsamı dıĢında kalır.

TaĢınmaz rehninin1 hangi dereceye tesis edileceği malik ile rehinli alacaklı arasındaki anlaĢma ile belirlenir. Buna karĢılık taraflar bir anlaĢma yapmamıĢlarsa, TMK. m. 1022 hükmü uygulanır.

TaĢınmaz malikinin mülkiyet hakkı kapsamında, taĢınmazını dilediği Ģekilde kullanma hakkı bulunmaktadır (TMK. m. 683/I). Bunun bir sonucu olarak malik taĢınmazı üzerinde birden fazla sınırlı aynî hak tesis edebilir. Bu halde, aynî haklar arasında sıra problemi ortaya çıkar. ĠĢte birden fazla sınırlı aynî hak arasında çatıĢmanın meydana gelmesini önlemek adına birtakım sistemler benimsenmiĢtir. TMK. m.

1022’ye göre, sınırlı aynî haklar sıralarını tapu siciline tescil tarihi ile alırlar.

1 “Hukukumuzda üç tür taĢınmaz rehni belirlenmiĢtir: ipotek, ipotekli borç senedi, irat senedi. Bunlardan hukukumuzda en yaygın olanı ipotektir. Ġpotekli borç senedinde, taĢınmazın hem teminat amacı hem de tedavül amacı korunmuĢtur. Ancak taĢınmazın değeri ayrı bir kıymetli evraka bağlanmıĢtır. Bu kıymetli evraka ise ipotekli borç senedi denilmektedir. Ġpotekli borç senedinden doğan borç sebebiyle hem kiĢisel sorumluluk hem de taĢınmaz ile sorumluluk söz konusudur. Ġrat senedinde ise taĢınmazın tedavül fonksiyonu ön planda tutulmuĢtur. Ġrat senedinde de taĢınmazın değerinden bağımsız bir irat senedi ismi verilen bir kıymetli evrak vardır. Ġrat senedine bağlanmıĢ borç, eĢyaya bağlı bir borç olup, taĢınmaz maliki kim ise borçlu da odur. Ġrat senedinde borçlunun sorumluluğu sadece taĢınmaz ile sınırlıdır.”

(8)

2

TaĢınmaz rehni türlerinden ipotekte2 ise sıra sistemi bunun istisnasını teĢkil eder. Gerçekten de, ipotekte sıra sistemi, aynı taĢınmaz üzerinde rehin hakkı kurulan alacaklıların birden fazla olması ve taĢınmazın değerinin tüm bu alacaklıların alacağına yetmemesi halinde uygulanacak sırayı ifade etmektedir. Nitekim taĢınmazın değerinin tüm alacaklılara yetmesi halinde ortada menfaat çatıĢması meydana gelmez ve dolayısıyla sıra kavramına ihtiyaç duyulmaz. Ġpotekte aĢağıda da belirttiğimiz üzere3 temel olarak iki sistem bulunmaktadır. Bunlardan Roma hukuku kaynaklı ilerleme sistemi iken, diğeri ise Cermen hukukuna dayanan sabit dereceler sistemidir.

Ġsviçre-Türk hukukunda Cermen hukukuna dayanan sabit derece sistemi geçerlidir. Bu sistem malikin lehinedir. Çünkü bir derecedeki borcunu ödeyen malik, diğer derecelerdeki rehinli alacaklıların rızasına gerek olmadan yeni bir taĢınmaz rehni tesis edebilir. Bu ise onun yeni kredi bulmasını kolaylaĢtırır. Bu sistemin Kanun koyucu tarafından tercih edilmesinin baĢlıca iki sebebi vardır: Bunlardan birincisi, sabit derece sistemi malikin lehine olduğundan, menfaatler dengesine daha uygundur. Ġkincisi ise sabit derece sisteminin, taĢınmazın değerinin tedavülünü kolaylaĢtırmasıdır4. Ancak, bu sistem mutlak olarak uygulanmaz. BaĢka bir deyiĢle, sabit derece sisteminin istisnaları da vardır. Bu istisnalar, doktrinde kısaca ilerleme hakkı olarak ifade edilmektedir5.

Sabit dereceler sisteminin en önemli özelliğini taĢınmazın birtakım farazî değerlere bölünmesi ve alacaklıların bu değerin dıĢına çıkamaması oluĢturmaktadır. Her bir alacaklı, sadece kendisine tahsis edilen derecenin değeri ile sınırlı olarak, alacağını teminat altına almaktadır. Her bir derece ise bağımsız olduğundan, dereceler

2 Ġpotek, mevcut veya henüz doğmamıĢ bir alacak için teminat amacıyla kurulan bir taĢınmaz rehni türüdür. Alacağa bağlı bir haktır. Alacaklı ile borçlu arasında ipotek sözleĢmesi kurulduğunda, borçtan kiĢisel olarak sorumlu olan borçlu aynı zamanda taĢınmaz ile de sorumlu hale gelir. TaĢınmazın satımı ile alacağın tatmin edilmemesi halinde alacaklı, borçlunun kiĢisel malvarlığına baĢvurabilir.

3 Bkz. GiriĢ, II.

4 GeniĢ bilgi için bkz. OĞUZMAN, M. Kemal./SELĠÇĠ, Özer/OKTAY- ÖZDEMĠR, Saibe; EĢya Hukuku, 21. Baskı, Ġstanbul 2018, s. 924-925.

5 Bkz. OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 929 vd.

(9)

3

içerisindeki değiĢiklikler diğer derece sahiplerini etkilemez. Buna bağlı olarak, bir derecenin boĢalması halinde, alt sıradaki alacaklı bir üst sıraya ilerleyemez. Malik ise bu boĢalan derece üzerinde istediği Ģekilde tasarruf edip, yeni taĢınmaz rehni kurabilir.

Sabit dereceler sistemi malikin lehine olmakla birlikte, malike tanınan bu tedavül fonksiyonu alacaklıların rehin ile sağlamak istedikleri teminat fonksiyonunu geri plana düĢürmektedir. Zira, boĢ derecenin mevcut olması veya boĢalan derecede malikin yeniden tasarrufta bulunması, alt derecede bulunan alacaklıların zarar görmesine sebep olmaktadır. ĠĢte alacaklılar ile borçlu malik arasında denge kurmaya yönelik birtakım istisnalar da hukukumuzca benimsenmiĢtir. Kanunda bunlar arasında, taĢınmazın paraya çevrilmesinde boĢ derece gözetilmeksizin alacaklının sırasının belirlenmesi imkânı tanınmıĢtır. Yine Kanunda taĢınmaz malikinin araziyi iyileĢtirmek için aldığı kredi alacaklısına, bazı Ģartlarla öncelik tanınmıĢtır. Rehin sözleĢmesinin tarafları arasında yapılan bir sözleĢme ile de rehinli alacaklıya ilerleme hakkı tanınabilmektedir. ÇalıĢmada bunlar sırasıyla ele alınmıĢtır.

B. Konunun Önemi

TaĢınmaz rehni, taĢınmaz üzerinde teminat fonksiyonu olan bir sınırlı aynî haktır. Çünkü, taĢınmaz rehni alacaklıya borçlunun borcunu ifa etmemesi halinde, rehin konusu yetkili makamlar aracılığı ile taĢınmazı paraya çevirme ve alacağını bu değerden alabilme hakkını ifade etmektedir.

TaĢınmaz rehni hukukunda temel olarak iki sistem benimsenmiĢtir.

Bunlardan ilki Roma Hukuku kaynaklı ilerleme sistemidir. Ġlerleme sistemi alacaklı yararınadır. Derecenin boĢalması halinde sıralı rehin alacaklıları kendiliğinden boĢalan dereceye ilerleyebilir. Dolayısıyla malik boĢalan derece üzerinde tasarrufta bulunamaz.

Yine ilerleme sisteminde her bir rehin alacaklısı alacağını sabit dereceler sisteminin aksine taĢınmazın tamamı ile teminat altına almıĢtır. Bu yönden ilerleme sistemi ipoteğin teminat fonksiyonunu güçlendirmekte, buna karĢılık tedavül fonksiyonunu zayıflatmaktadır. Gerçekten de ilerleme sisteminde taĢınmazını kullanarak kredi bulmak isteyen malik, ilk sıradaki alacaklı izin vermediği takdirde, rehni en son sıraya tesis etmek mecburiyetindedir. Bu durum ise alacaklının kredi taleplerinde durumunu

(10)

4

oldukça ağırlaĢtırmaktadır. Diğer taraftan malik, değiĢen Ģartlarda kullanmak üzere saklı derece de oluĢturamaz. Bu durum da malikin borcunu ödemek için gösterdiği tüm çabalara rağmen alacaklı lehine haksız bir menfaat sağlar.

Türk-Ġsviçre rehin hukukunda, Cermen hukuku kaynaklı sabit derece sistemini benimsemiĢtir. Sabit derece sisteminde taĢınmaz farazî parçalara bölünmüĢtür.

Bu sisteme göre belirlenen her bir parça için bir rehin tesis edilebilmektedir. Alacaklı lehine tesis edilen rehin derecenin belirlendiği parçanın değeri ile sınırlı olup, bu değeri aĢamaz (TMK 870/I). Söz konusu bu parçalar/dereceler alacaklının taĢınmazın paraya çevrilmesi halinde alacağına kavuĢabilme sırasını ifade etmektedir. Derecenin miktarı ve sırası ipotek sözleĢmesinde veya tescil sırasında belirlenebilir. Yine taĢınmazın bölüneceği derecenin sınırı da bulunmamaktadır.

Sabit derece sisteminde, bir derecede mevcut rehin hakkı sona ermiĢse, alt derecedeki rehinli alacaklılar kendiliğinden üst sıraya ilerleyemez (TMK 871/I).

TaĢınmaz malikinin boĢalan bu dereceler üzerinde serbestçe tasarruf etme hakkı vardır.

Malik, boĢ dereceye yeni bir rehin hakkı tesis edebileceği gibi, aynı derece içerisinde yan dereceler de kurabilir. Buna bağlı olarak taĢınmaz maliki boĢalan dereceyi doldurduğunda, diğer rehinli alacaklılar bu hakka müdahale edemez. Ancak derecenin değerinin artırılması halinde alt derecelerdeki diğer alacaklıların rızası gerekir. Çünkü teminat miktarının artması, alt derecedeki rehinli alacaklıların alacağına kavuĢmasını zorlaĢtırır.

TaĢınmaz maliki taĢınmazı üzerinde saklı derece kurmak suretiyle dereceyi boĢ bırakabilir (TMK 870/II). Böylelikle malik sonraki derecelerde serbestçe ipotek tesis edebilir. Saklı tuttuğu dereceyi ise diğer alacaklıların iznine bağlı olmaksızın alacak borç iliĢkilerine bağlı olarak sonradan doldurabilir.

Sabit derece sistemi, malik lehine olmakla birlikte, sakıncaları da yok değildir. Ġsviçre-Türk Medenî Kanunlarında bu sakıncaları ortadan kaldırmak veya en aza indirmek amacıyla sabit dereceler sisteminin sakıncalarını gidermek amacıyla birtakım istisnalar kabul edilmiĢtir. Buna göre, taĢınmaz paraya çevrilirken boĢ derece

(11)

5

göz önüne alınmaz, alt sıradaki rehinli alacaklı önceki derece yokmuĢ gibi alacağını alır (TMK 872). Yine toprağın iyileĢtirilmesi için alınan krediler tüm rehin haklarından önce gelir (TMK 877). Üçüncü istisna ise tarafların iradî olarak kararlaĢtırdıkları boĢalan dereceye ilerleme hakkı veren sözleĢmelerdir (TMK 871). Rehin senedi veya ek sözleĢme ile rehinli alacaklıya bu hak tanınır. Ġlerleme hakkının birden fazla alacaklıya tanınmıĢ olması halinde ise, bunlar arasındaki sıra, TMK 1022’ye uygun olarak tescil tarihine göre belirlenir.

Borçlu ile alacaklı arasındaki dengeyi daha adil kurulacağı sebebiyle Ġsviçre-Türk hukukunda sabit derece sistemi kabul edilmiĢtir. Öyle ki, borçlu borcu ödeyip fedakârlıkta bulunmaktadır. Ancak bu borcun ödenmesinde taĢınmaz üzerinde rehin hakkı olan diğer alacaklıların herhangi bir katkısı bulunmamaktadır. Alacaklıların katkısının bulunmamasına rağmen, üst derecenin boĢalması halinde ilerleme hakkının tanınması, onlara haksız bir menfaat sağlar. Yine borçlu bir alacaklının borcunu öderken, boĢ dereceleri tedavüle sokmakta ve kredi bulma imkânını artırmaktadır. Böylelikle alacaklı ve borçlu arasındaki bu döngü devam edebilmektedir.

Nihayet belirtmek gerekir ki, sabit derece sistemi alacaklıya sınırsız bir yetki tanınmasının önüne geçmekte, taĢınmaz maliki ile alacaklı arasında daha adil bir denge kurması açısından önem arz etmektedir. Çünkü, taĢınmaz rehni alacaklı yönünden Ģahsî teminatlara göre daha güvenceli bir yoldur. TaĢınmaz üzerinde kurulan rehinli alacaklıların ilerleyememesi ve derecelerin bağımsız olması da malikin tasarruf hakkını kısıtlamamaktadır. GeliĢen ekonominin sonucu ortaya çıkan alacak borç iliĢkilerinin taĢınmaz ile teminat altına alınması halinde alacaklı ile borçlu arasında dengenin adil biçimde kurulması gereklidir.

ÇalıĢmamızın temel amacı sabit dereceler sisteminin iĢleyiĢini sistematik bir Ģekilde açıklamak, sistemin özellik ve unsurlarını temel olarak ortaya koymaktır. Yine hukuk sistemimizce benimsenmesinin sebepleri, hukukumuzda uygulanması sonucu ortaya çıkan sorunların tespiti ve bunların çözülmesine katkı sağlayabilecek çözümlerin sunulmasıdır. Ekonomik açıdan güçlü rehinli alacaklı ile taĢınmaz maliki arasındaki dengenin iyi kurulması son derece önemlidir. ÇalıĢmanın daha aydınlatıcı olabilmesi

(12)

6

amacıyla sabit dereceler sisteminin uygulamadaki yansımaları hakkında Yargıtay içtihatlarına da yer verilmiĢtir. Böylece okuyucu ve uygulayıcılara, teorik bilgiler yanında, uygulamanın Ģekli de gösterilmek istenmiĢtir. Ayrıca bu alanda henüz monografik çalıĢma bulunmakta ise de, özellikle Yargıtay uygulamasına özel önem verilerek, alana iliĢkin yenilikler ortaya konulması amaçlanmıĢtır. Böylece sabit dereceler sisteminin tüm yönleriyle ele alınıp tartıĢmaların, uygulamaların ve buna yönelik çözümlerin bir bütün Ģeklinde okuyucuya verilmesi, incelemenin amaçlarından baĢka birisidir. Son olarak ileride bu konu ile ilgili yapılacak araĢtırmalara kaynaklık etmek, yapılacak değiĢiklikte kanun koyucuya yol göstermek ve uygulayıcılara yardımcı olmak çalıĢmamızın amaçları arasında yer almaktadır.

C. Konunun sınırlandırılması

Ġncelemenin konusu rehin hukukunda sabit dereceler sistemi ve istisnaları olduğundan, öncelikle genel olarak sabit dereceler sistemine iliĢkin genel kavramlardan bahsedilmiĢtir. Daha sonra taĢınmaz rehninde sırayı belirleyen sistemlere yer verilmiĢtir.

Burada ayrıca, Türk hukukunda kabul edilen sabit dereceler sisteminin ilke ve esasları açıklanmıĢtır. Son olarak, sabit dereceler sisteminin istisnaları ayrıntılı bir Ģekilde ele alınmıĢtır.

ÇalıĢmada bazı konulara ise yer verilmemiĢtir. Bunun sebebi ise çalıĢmanın bir yüksek lisans tezi olmasıdır. Zira konu ile bütün kavram ve müesseselerin incelenmesi hem tezin kapsamını aĢar hem de incelemeyi monografi olmaktan uzaklaĢtırır. BaĢka bir deyiĢle, konunun bütün yönlerini teorik ve uygulama bakımından ela almak, ortaya çıkan bütün problemlere çözüm aramak, çalıĢmanın amacını aĢtığı gibi, hacmini de tezden kat be kat fazla hale getirir. Bu sebeple çalıĢmada taĢınmaz rehninin kapsamı, çeĢitleri, kazanılması, sona ermesi müesseseleri incelenmemiĢtir.

Ancak konunun daha iyi açıklanabilmesi amacıyla, söz konusu kavram ve müesseselere ilgili olduğu yerlerde gerektiği kadar yer verilmiĢtir.

ÇalıĢmamız bir giriĢ, üç bölüm ve sonuçtan oluĢmaktadır. Birinci bölümde sabit dereceler sistemi ile ilgili temel bilgiler verilmiĢtir. Ġlgili bölümde sırasıyla sabit

(13)

7

derece sistemiyle ilgili temel kavramlar, taĢınmaz rehninde sırayı belirleyen sistemler incelenmiĢtir.

Ġkinci bölümde sabit dereceler sisteminin ilke ve esasları ele alınmıĢtır. Bu bölümde sırasıyla sabit dereceler sisteminin ilkeleri, rehin hakkında derece ve sıranın belirlenmesi, sabit dereceler sisteminin hükümleri ayrıntılı bir Ģekilde irdelenmiĢtir.

Ġncelemenin üçüncü ve son bölümünde ise, sabit dereceler sisteminin istisnalarına yer verilmiĢtir. Bu kapsamda sırasıyla, kanundan doğan ilerleme hakları baĢlığı altında paraya çevrilme halinde doğan ilerleme hakkı, arazi iyileĢtirmesi sebebiyle kurulan ipoteğin sona ermesinde halinde ilerleme hakkı incelenmiĢtir. Bu bölümde son olarak sözleĢmeden doğan ilerleme hakkı tüm ayrıntısıyla ele alınmıĢtır.

ÇalıĢmamız sırasında vardığımız kanaatlere ise toplu ve kısa bir Ģekilde sonuç kısmında yer verilmiĢtir.

(14)

8 BĠRĠNCĠ BÖLÜM

§ 2. SABĠT DERECELER SĠSTEMĠ ĠLE ĠLGĠLĠ TEMEL BĠLGĠLER A. Derece

Sabit dereceler sisteminde taĢınmaz birtakım farazî değerlere bölünmektedir6. Belirlenen her bir farazî değer lehine ipotek kurulan alacaklının teminat miktarını belirlemektedir. Bu hususla ilgili doktrinde farklı kavramlar7 kullanılmakla birlikte temel anlamda alacaklının teminat miktarını belirleyen her bir farazî değer parçasına “derece” adı verildiğini söylemek mümkündür. TaĢınmazın paraya çevrilmesi halinde alacaklı hangi derece için rehin hakkına sahipse, alacağı derecenin miktarı ile sınırlı biçimde tatmin edebilmektedir. BaĢka bir deyiĢle, alacaklı sahip olduğu derecenin miktarını aĢamaz8. Derece bu anlamda güvencenin üst sınırını belirler9.

6 ERTAġ, ġeref, EĢya Hukuku, Gözden GeçirilmiĢ ve GeniĢletilmiĢ 14. Bası, Ġzmir 2018, s. 559; OLGAÇ, Furkan, Ġpotekte Sıra Sistemi ve BoĢ Dereceye Ġlerleme, Ankara 2014, s. 41; ACAR, Faruk, Rehin Hukuku Dersleri, Ġstanbul 2015, s. 52;

OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 923; NOMER Haluk Nami/ERGÜNE Mehmet Serkan, EĢya hukuku Cilt II Rehin Hukuku, Ġstanbul 2016 s.

36; SĠRMEN, Lale, EĢya Hukuku, 6. Bası, Ankara 2018, s. 599; AYAN, Mehmet, EĢya Hukuku III Sınırlı Ayni Haklar, 7. Baskı, Konya 2015, s. 176; AKINTÜRK, Turgut, EĢya Hukuku, Ġstanbul 2009, s. 770; ERMAN, Hasan, EĢya Hukuku Dersleri, 8. Basım, ĠSTANBUL 2018 , s. 175; AKĠPEK, Jale G., Türk EĢya Hukuku(Ayni Haklar), Ankara 1974, s. 206.

7 Doktrinde AKINTÜRK, s. 771’ de derece için “rehin konusu taşınmazın değerinin taşınmaz üzerindeki rehin haklarından her birine karşı ne miktarda güvence oluşturacağını gösterir.” derken; DAVRAN, Bülent, Rehin hukuku Dersleri, Ġstanbul 1972, s. 34'te “her bir rehin hakkının işgal ettiği yer” Ģeklinde tanımlamıĢtır. Yine EREL ġafak N., Gayrimenkul Rehninde Sıra, Ankara 1974, s. 30'da derece hakkında

“bir rehin hakkının tesisi sonucu, rehin konusunun alacaklıya sağladığı teminatın şümulünü, başka bir deyimle rehin hakkı tarafından kayıtlanan gayrimenkul değerinin sınırlanmış anlamı”; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 923’te

“taşınmazın bölündüğü farazî değer parçalarına”; SĠRMEN, s. 599’da “taĢınmazın bölündüğü farazî değer parçalarına derece denir.” Ģeklinde tanım yapmıĢtır.

8 ACAR, s. 54; ESENER, Turhan/GÜVEN, Kudret, EĢya Hukuku, 7. Baskı, Ankara 2017, s.503; AYAN s. 176; TĠRYAKĠ, Fuat; TaĢınmaz Rehni Hukukunda Sabit Dereceler Sistemi ve Ġstisnaları, ABD, Yıl 1996, S. 4, s. 544; KAÇAK, Nazif, Ġpotek ve Ġpoteğin Paraya Çevrilmesi, Ocak-2013, 3. Baskı, s. 183; BELEN, Herdem,

(15)

9

Derece kavramına 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda m. 870'de de yer verilmektedir. Ġlgili hükümde derece “Rehnin sağladığı güvence, tescilde belirtilen rehin derecesi ile sınırlıdır.” Ģeklinde ifade edilmiĢtir. Keza hükmün gerekçesinde de derecenin tanımına yer verilmiĢtir: Buna göre “…derece sözcüğü taşınmaz rehinlerinde, taşınmazın Farazî bir değer karşılığı rehnin tescil edildiği sabit kutuyu ifade etmektedir... Gayrimenkul rehin edilirken hangi ipotek derecesine kaydedilirse o derecenin ifade ettiği kuvvetle teminat teşkil eder10” Görüldüğü üzere Türk Medeni Kanununda derecenin teminat fonksiyonu ile farazî değerlere bölünmesi üzerinde durulmuĢtur.

TaĢınmaz üzerindeki derece kural olarak malikin talebi ile kurulur. Ġstisnai olarak kanunun öngördüğü durumlarda ise bu hak alacaklıya tanınmıĢtır. Meselâ, malikin tescil talebi bulunmasa dahi MK. m. 893/I, b.1'de satıcıya satıĢtan kaynaklanan alacak için satmıĢ olduğu taĢınmazda kanunî ipotek tesis etme hakkı tanınmıĢtır. Yine bir taĢınmaz üzerinde yapılan inĢaatta, malzeme vererek ya da emek sarfederek taĢınmazda değer artıĢını sağlayan, malik veya yükleniciden alacaklı olanlara TMK m.

893/I-b. 3 gereğince kanunî ipotek hakkı tanınmıĢtır. Kurulan dereceye iliĢkin sayı ve değer yönünden herhangi bir sınırlama kanunlarımızda mevcut değildir11. TaĢınmaz derecesinin sırası ve değeri malik tarafından belirlenir12. Dereceye iliĢkin bu belirleme malik tarafından tapu kütüğüne tescil ettirilir. TaĢınmaz rehninin hangi dereceye

Ana Hatları ve Bazı Temel Özellikleriyle TaĢınmaz Rehin Hakları, Ġstanbul Kültür Üniversitesi Dergisi, 5, 2006, s.3-30, s. 23.

9 NOMER/ERGÜNE, s. 36; SĠRMEN, s. 600; AKĠPEK, s. 206.

10 YAVUZ, Cevdet, Türk Medeni Kanunu, Türk Borçlar Kanunu ve Diğer Mevzuat, Ġstanbul 2014, s. 902.

11 OLGAÇ, s. 51-52; SĠRMEN, s. 601; AKSOY, Sanem; Türk Hukukunda Sabit Dereceler sistemi ve Ġstisnaları, Prof. Dr. Ergun Özsunay'a armağan, 2004 Ġstanbul, s.

605; BAK, BaĢak, TaĢınmaz Rehni SözleĢmesi, Ankara 2009, s. 117; BELEN, s. 24.

12 SĠRMEN, s. 601; NOMER/ERGÜNE, s. 36; ESENER/GÜVEN, s. 503;

AKSOY, s. 604; KÖPRÜLÜ, Bülent/KANETĠ, Selim, Sınırlı Ayni Haklar, Ġstanbul 1972-1973, s. 244; BAK s. 117;

(16)

10

kurulacağı ise taraflarca kanun aksini öngörmediği13 sürece serbestçe kararlaĢtırılabilir14. Belirlenen dereceler miktar yönünden tapu kütüğünde gösterilmek zorundadır (TST m.

31). Derecenin miktarı malik tarafından belirlenmekle birlikte, artıĢa iliĢkin değiĢiklik sonraki rehinli alacaklıların iznine tabidir15. Bu yüzden derecenin miktar yönünden de sabitlik oluĢturduğu görülmektedir16.

Türk Medeni Kanunu’nda Türk parası ile rehin kurulması, dolayısıyla derecenin Türk para birimi ile belirlenmesi kuraldır. Ġstisnai olarak TMK m. 851’de yabancı para ipoteği düzenlenmiĢtir. Bu ipoteğin kurulması birtakım Ģarta bağlanmıĢtır17. Buna göre, söz konusu ipoteğin kurulabilmesi için öncelikle herhangi bir alacak değil, kredi alacağı teminat altına alınmalıdır. Bu kredi ise yabancı para üzerinden ya da yabancı para ölçüsü ile verilmelidir. Kredi veren kurumun bir kendi

13 Bazı hallerde kanun tarafından rehnin derece ve sırasına iliĢkin belirleme yapılmıĢtır. Bu rehin hakları kanuni ipotek haklarını oluĢturmaktadır. Kanuni ipotek haklarına çalıĢmamızda ileri kısımda yer verildiğinden burada ayrıntıya girilmemiĢtir.

14 AKINTÜRK, s. 773; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s 926;

SĠRMEN, s. 601; ESENER/GÜVEN, s. 503; GÜRSOY, Kemal T. /EREN, Fikret /CANSEL, Erol, Türk EĢya Hukuku, Ġkinci Baskı, Ankara 1984, s. 993; SAYMEN Ferit /ELBĠR Halit K., Türk EĢya hukuku Dersleri, Ġstanbul 1963, s. 555.

15 SĠRMEN, s. 601; NOMER/ERGÜNE, s. 36; AKSOY, s. 605;

KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 245; ġENER, Yavuz Selim, Türk Hukukunda Ġpotek ve Uygulaması, 3. Bası, Ankara 2010, s. 112.

16 ACAR, s. 54; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 926; AYAN, s.

176; AKINTÜRK, s. 770; GÜRSOY/EREN/CANSEL, s. 992.

17 NAR, Ahmet, Yabancı Para Ġpoteği, Ankara 2009, s. 68; EKEN, Senem, Yabancı Para Ġpoteği, Ġstanbul 2006, s. 46; Yargıtay 14. HD’nin 24.04.2012 tarih ve 2011/16069 Esas, 2012/5879 Karar sayılı ilamında davalılardan H... Ltd.ġti.’nin, Türkiye’de faaliyet gösteren bir kredi kuruluĢu olduğu, Sağladığı kredinin Euro değeri üzerinden ödendiği, bunun dıĢında, dava konusu parselin satıĢ vaadine iliĢkin 30.04.2007 tarihli sözleĢmede satıĢ bedelinin de yabancı para değeri üzerinden belirlendiği belirtilmiĢtir. Bu sebeple, Türk Medeni Kanununun 893. maddesinin 1.fıkrasında sözü edilen satıcı (davacılar) lehine yabancı para değeri üzerinden ipotek tesisinin de mümkün olduğu vurgulanmıĢtır. Yargıtay 14. HD’nin 05.07.2011 tarih ve 2011/6243 Esas, 2011/8844 Karar sayılı ilamında da aynı konuya değinilmiĢtir. Aynı yönde bkz. Yargıtay 19. HD. 25.05.2000 tarih ve 2000/3227 E-3951 E-K. Sayılı ilamı, Uyap BiliĢim Sistemleri E.T., 01.04.2018.

(17)

11

yasal mevzuatına göre kredi kuruluĢlarından olması gereklidir. Gerçekten de, yurt dıĢında faaliyet gösteren bir kredi kuruluĢu da kendi mevzuatına göre kredi vermeye yetkilendirilmiĢ ise, verdiği kredi teminat altına alınabilir18. Tüm bunlara ek olarak rehin yükünün yabancı para birimi ile belirlenmesi ve aynı derece içinde tek bir para birimi ile rehin kurulması gereklidir.

Sabit dereceler sisteminde derece kavramı, sıranın belirlenmesinde de önem arz etmektedir. Alacaklının sahip olduğu derece sabittir. Malik ile aksine bir sözleĢme yapılmadığı veya kanuni istisnalar dıĢında rehinli alacaklının derecesi değiĢmez. Her bir rehinli alacaklı bulunduğu derecenin sırasına göre alacağına kavuĢmaktadır19.

B. Sıra

TaĢınmaz maliki taĢınmazı üzerinde birden fazla rehin hakkı kurabilmektedir. TaĢınmazın paraya çevrilmesi halinde satıĢ bedelinin bütün rehinli alacaklılara yetmemesi sıra problemini doğurur20. Gerçekten de, taĢınmaz bedeli tüm alacaklıları tatmin ettiği takdirde alacaklılar arasında bir menfaat çatıĢması meydana gelmez. Dolayısıyla sıra problemi ortaya çıkmaz. Buna göre sıra kavramı, aynı taĢınmaz üzerinde birden fazla rehinli alacaklının, taĢınmazın paraya çevrilmesinde aralarındaki öncelik-sonralık iliĢkisini ifade etmektedir. BaĢka bir deyiĢle hangi alacaklının daha önce tatmin edileceği sorusuna cevap vermektedir.

18 SĠRMEN, s. 609; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 935.

19 ESENER/GÜVEN, s. 503; NOMER/ERGÜNE, s. 37.

20 HATEMĠ/AYBAY, EĢya hukuku, 4. Bası, Ġstanbul 2014, s. 275; FEYZĠOĞLU Feyzi N./ DOĞANAY Ümit/ AYBAY Aydın, EĢya Hukuku Dersleri, Ġstanbul 1968, s.

212; DEMĠR, Remzi, Türk Hukukunda Sabit Dereceler Sistemi ve Rehnin Paraya Çevrilmesi, Prof. Dr. Nevzat TOROSLU’ya Armağan, Cilt I, s. 291-334, Ankara, s. 291;

NAR, s. 98; AKĠPEK, s. 204; AKINTÜRK s. 768; AYAN s. 175.

(18)

12

Derece ile sıra kavramı bazı yazarlar tarafından birbiri yerine kullanılmaktadır. Hâlbuki derece ile sıra kavramı birbirine yakın iki farklı kavramdır21. Gerçekten de, derece taĢınmazın farazî parçalara bölünmesi ile ortaya çıkan değerdir.

Buna karĢılık, sıra ise rehinli alacaklıların birbirleri ile arasındaki öncelik iliĢkisini ifade etmektedir. Alacaklının sırası bulunduğu dereceye göre belirlenir. Alacaklılar arasındaki sırayı malik ya da taraflar belirler. Belirlenen sıra rehin sözleĢmesinde kararlaĢtırılır ve tapu kütüğüne iĢlenir. Sıra ile derece arasındaki sıkı iliĢki kavramların karıĢtırılmasına yol açmaktadır. Meselâ uygulamada 1. derece ipotek, 1. sıradaki ipotek; 2. derece ipotek, 2. sıradaki ipotek anlamında kullanılır. Ancak bu kullanım kavramların aynı olduğu anlamına gelmemektedir.

Kural olarak TMK m. 1022/I’de sınırlı aynî haklar arasında sıranın tescil tarihlerine göre belirleneceği kabul edilmiĢtir. Buna göre eski tarihli sınırlı aynî hak diğerine nazaran önceliğe sahip olur22. Ġrtifak hakkı ya da taĢınmaz yükü karĢısında rehin hakkı ise, derecenin kurulma tarihine göre öncelik hakkına sahip olur23. Rehin hakkının kurulduğu derece eski tarihli ise diğer sınırlı aynî haklardan önce gelir.

Derecenin sonradan boĢalması halinde veya saklı bırakılan dereceye kurulacak yeni rehin için de, derecenin kurulduğu tarihe göre değerlendirme yapılır. Birden fazla rehin hakkı arasındaki sıra ise dereceye bağlı olarak öncelik iliĢkisine göre tayin edilir.

C. BoĢ Derece

TaĢınmazın üzerinde kurulan bir rehnin ibra, mahkeme kararı gibi sebeplerle terkin edilmesi halinde boş derece meydana gelir24. TaĢınmaz maliki boĢ dereceden

21 OLGAÇ, s.42; AKINTÜRK, s. 771; AKSOY, s. 606;

GÜRSOY/EREN/CANSEL, s. 994; EREL, s. 30 vd.; AKĠPEK, s. 208.; KAÇAK, Nazif, s. 184;

22 AKINTÜRK, s. 771; ACAR, s.25; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-

ÖZDEMĠR, s. 776; SĠRMEN, s. 515; HATEMĠ/AYBAY, s. 249; ERTAġ, s. 511;

AYAN, s. 175; ERMAN, s. 159.

23 ACAR, s.28; SĠRMEN, s. 516; AKINTÜRK, s. 771; NAR, s. 95. Aksi görüĢ için bkz. HATEMĠ/SEROZAN, s. 680.

24 OLGAÇ, s. 44-46; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 927;

SĠRMEN, s. 600; SELĠÇĠ, Özer, Gayrimenkul Rehninde BoĢ Dereceye Ġlerleme Hakkı,

(19)

13

istediği Ģekilde istifade edebilir25. Buna göre taĢınmaz maliki boĢ derece üzerinde daha sonra yeniden rehin hakkı kurabilir (TMK m. 871/2). Yeni rehin tesisinde diğer alacaklıların iznini almasına da gerek yoktur26. TMK m. 869 uyarınca malikin bu boĢ derece üzerinde yeni bir rehin hakkı kurmayacağına iliĢkin taahhüdü geçerli değildir27. BoĢ derecenin meydana gelmesi halinde kural olarak sıradaki ipotek alacaklıları ilerleyemez (TMK m. 871/I). Ancak böyle hallerde malik ile diğer rehinli alacaklılar arasında boĢ dereceye ilerleme sözleĢmesi yapılmasında bir engel yoktur. Meselâ taĢınmaz üzerinde 1. derecede 125.000 TL değerinde; 2. derecede 75.000 TL, 3.

derecede ise 50.000 TL’lik rehin hakkı kurulmuĢ olsun. Malik tarafından 2. derecedeki alacaklının borcu ödendiğinde taĢınmaz üzerinde 2. derecede bir boĢ derece meydana gelir. Malik ise ister 2. derecede yeniden bir rehin hakkı kurabilir isterse bu boĢ dereceyi saklı tutabilir ve sıradaki alacaklıya ilerleme hakkı tanıyabilir.

BoĢ derece rehinli alacağın bir kısmının ödenmesi ile meydana gelmiĢse, boĢalan kısım üzerinde tekrar rehin kurabilmek için bu alacaklının izni gereklidir28. Aksi durumda alacaklı dereceye isabet eden bedeli alacağı oranında paylaĢmaya zorlanmıĢ olur.

ĠHFM, c. XL, sayı 1-4, ĠSTANBUL 1974, s. 429; GÜRSOY/EREN/CANSEL, s. 998;

KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 246-247; BAK, s. 116.

25 HATEMĠ/AYBAY, s. 276; SĠRMEN, s. 600; ESENER/GÜVEN, s. 503;

ACAR, s. 53; AKINTÜRK, s. 772; NOMER/ERGÜNE, s. 36; AYAN, s. 176;

SELĠÇĠ, s. 429; AKSOY s. 612; FEYZĠOĞLU/DOĞANAY/AYBAY, s. 212;

SAYMEN/ELBĠR, s. 554; EREL, s. 48; BELEN, s. 23; WIELAND, C., Kanunu Medenide Ayni Haklar, Ankara, 1946, s. 536.

26 KAÇAK, s. 188, 27 ERTAġ, s. 559.

28 AKSOY, s. 613; KARAHACIOĞLU, Ali Haydar/ DOĞRUSÖZ, M. Edip/

ALTIN, Mehmet, Türk Hukukunda Rehin, Ankara 1996, s. 119.

(20)

14

TMK m. 872 uyarınca boĢ derece üzerinde yeniden bir ipotek tesis edilmemiĢse, taĢınmazın paraya çevrilmesi halinde, boĢ dereceler dikkate alınmaz29. Dolayısıyla boĢ derece yokmuĢ gibi bedel sıradaki alacaklılara paylaĢtırılır.

TMK m. 851/III, c. 2’ye göre göre Türk para birimi üzerinden kurulan bir derecenin boĢalması neticesinde, yabancı para ipoteğinin kurulması da mümkündür30. Buna göre, boĢ derecenin değeri ipoteğin kurulması sırasındaki Merkez Bankası döviz alıĢ kuruna göre yabancı paraya çevrilir. Yabancı para üzerinden boĢalan bir derecenin yeniden yabancı para ile doldurulması halinde de aynı hüküm geçerliliğini korur.

D. Alt (Yan) Derece

TaĢınmaz üzerinde bulunan herhangi bir derece içerisinde birden fazla ipotek kurulabilir. Kurulan bu yan ipotekler alt derece olarak adlandırılır.31 Derece içerisinde kısmî tahsilât bulunması, derecenin bir kısmının boĢ bırakılması gibi hallerde de yan derece kurulabilir.

Bir derecede bulunan alt rehin dereceleri, taĢınmaz üzerinde bulunan diğer rehinlere göre aynı sırada kabul edilir. Alt derece arasında sıra ise aksi kararlaĢtırılmamıĢsa ipoteğe iliĢkin ana kuraldan ayrılarak alacaklılar aynı sırada kabul edilir ve dereceye isabet eden bedel alacakları oranında/garameten paylaĢtırılır (TMK m.

874/II) 32 . Ancak madde hükmü emredici nitelikte olmayıp taraflarca aksi

29 Kanundan doğan bu istisna, çalıĢmanın son kısmında sabit dereceler sisteminin istisnaları bölümünde ayrıntılı Ģekilde ele alınmıĢtır.

30 NAR, s. 104 vd.; EKEN, s. 53.

31 OLGAÇ, s.44; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 927;

AKINTÜRK, s. 771-772; ERTAġ, s. 559; SĠRMEN, s. 602; YAVUZ, s. 905;

NOMER/ERGÜNE, s. 37; AYAN, s. 178; AKINTÜRK, s. 771; EREL, s.

32. ;KAÇAK, s. 187; NAR, s. 101.

32 Aynı yönde, OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 927; ERTAġ, s. 560;

SĠRMEN, s. 602; AYĠTER, NuĢin, EĢya Hukuku (Kısa Ders Kitabı), 1987, s. 175;

NOMER/ERGÜNE s. 37;AYAN s. 179; AKINTÜRK, s. 771; AKĠPEK, s. 207;

ERMAN, s. 176; AKSOY, s. 608; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 245; KAÇAK, Nazif, s.

184; ġENER, s. 113; DEMĠR, s. 293. aksi yöndeki HATEMĠ/AYBAY ise s.277’de

(21)

15

kararlaĢtırılabilir33. Yan dereceler arasında herhangi bir öncelik iliĢkisi yoktur. Ancak derece içindeki rehin kısmî terkin edilirse, terkin edilen kısım yerine tesis edilen rehin öncekinden sonra gelir34. Kurulan alt dereceler toplamı asıl derecenin miktarını aĢmamalıdır. Aksi halde sıradaki ipotek alacaklılarının rızası gerekir.

Bir rehin derecesinin içinde alt dereceler kurulmasına diğer alacaklılar müdahale edemez35. Çünkü derece içinde ne kadar alt derece kurulursa kurulsun asıl derece miktar yönünden değiĢikliğe uğramaz. Diğer alacaklıların kredi teminatında aleyhlerinde bir değiĢiklik meydana gelmez.

Yabancı para ipoteğinin36 söz konusu olduğu hallerde de alt derece kurulabilir. TMK m. 851/II-3.c’de bir derece içinde farklı para türü ile rehin kurulamayacağı düzenlenmiĢtir. Buna göre, bir derece yabancı para üzerinden kurulmuĢ ipotek var ise, yine aynı para türünden alt derece kurulabilir37. Derecenin Türk parası üzerinden belirlenmiĢ olması halinde de, anılan düzenlemeye göre yabancı para üzerinden bir alt derece kurulamaz.

E. Saklı Derece

TaĢınmaz maliki taĢınmaz üzerinde alacaklılar lehine rehin hakkı tesis ederken bir yahut birden fazla dereceyi boĢ bırakabilmektedir. Amaç özellikle üst dereceleri boĢ bırakarak daha sonra bu dereceler üzerinde daha iyi Ģartlarla ipotek kurabilmektedir. ĠĢte taĢınmaz malikinin ipotek tesis etmediği bu derecelere saklı derece

kanunun açık hükmüne rağmen “aynı dereceye tescil edilmiĢ birden çok rehin hakkı arasında sıra iliĢkisinin tarih itibariyle önceliğe göre belirleneceği” ifade edilmiĢtir.

33 DEMĠR, s. 293.

34 EREL, s. 32; NAR, s. 102.

35 GÜRSOY/EREN/CANSEL, s. 995.

36 Hukukumuzda kural olarak kurulan ipoteğin bedeli tapuda Türk lirası üzerinden gösterilmektedir. Bununla birlikte TMK m. 851’de bu kurala bir istisna getirilmiĢ, yabancı para üzerinden ipotek kurulabilmesi mümkün hale gelmiĢtir.

37 NAR, s. 101.

(22)

16

denilmektedir38 (TMK m. 872). Böylelikle saklı derece üzerinde sonradan kurulacak ipotek tarih bakımından diğerlerinden sonra olsa da saklı derecenin sırasından faydalanır.

Malikin saklı dereceyi oluĢturabilmesi için bu derecenin değerinin de tapuya tescil ettirilmesi gerekir39 (MK m. 870/II). Kütüğün rehin kısmına alacaklı olarak

“korunmuĢ miktar” ibaresi yazılır (TST m. 34). Malik tesis ettiği saklı derecenin değerini sonraki alacaklılardan muvafakat almadan artıramaz40. Yine saklı derecenin kurulması da sonraki ipotek alacaklılarının iznine bağlıdır41. Çünkü saklı derece oluĢtuğunda yahut değeri artırıldığında sonraki alacaklıların hakları zedelenir. Sıradaki ipotek alacaklısından alınan bu rıza sadece rıza gösteren hakkında değil, artık sonradan kurulan tüm ipotek alacaklıları yönünden de sonuç doğurur.

38 OLGAÇ, s. 46; HATEMĠ, s. 276; SĠRMEN, s. 602; AKSOY, s. 609; ERTAġ, s.

559; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 928; SELĠÇĠ, s. 429; DAVRAN, s. 37; WĠELAND, s. 610-611; NAR, s. 102.Yargıtay 19. HD. 08.04.1999 tarih ve 2007- 2264 E-K sayılı ilamında da bir taĢınmaz üzerinde birden fazla ipotek kurulurken ön derece için rehin hakkı kurulmadan, doğrudan doğruya ikinci, üçüncü, dördüncü dereceden rehin hakkı kurulabildiğini, ancak bu Ģekilde ipotek tesis edilirken saklı tutulan üst derecelerin hangi miktar için saklı tutulduğunun tapu siciline tescil edilmesi gerektiğini ifade etmiĢtir.( ġENER, s. 114)

39 SĠRMEN, s. 602; AYBAY/HATEMĠ, s. 276; AKSOY, s. 609;

FEYZĠOĞLU/DOĞANAY/AYBAY, s. 213; EREL, s. 44; AKĠPEK, s. 210; BELEN, s. 23; TEKĠNAY, S. Sulhi, EĢya Hukuku, Ġstanbul 1970-71, s. 92.; Yargıtay 19. HD.

08.04.1999 tarih ve 2007-2264 E-K sayılı ilamında saklı derecenin miktarı tapuda belirtilmediği takdirde, boĢ bırakılan dereceye rehin hakkı tesis edilebilmesi için sonraki sırada bulunan alacaklının rızasının aranması gerektiği ifade edilmiĢtir.

40 KARAHACIOĞLU/DOĞRUSÖZ/ALTIN, s. 119; SĠRMEN, s. 602;

HATEMĠ/AYBAY, s. 546; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 926;

ERTAġ, s. 560; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 245; NOMER/ERGÜNE, s. 36.

41 OLGAÇ, s. 48; AKSOY, s. 61; GÜRSOY/EREN/CANSEL, s. 997; EREL, s.

44; AKĠPEK, s. 210.

(23)

17

Saklı derece ancak sonraki sıralarda ipotek bulunması halinde söz konusu olur42. BaĢka bir deyiĢle, taĢınmaz üzerinde herhangi bir ipotek bulunmaksızın saklı derece kurulamaz. Bu sebeple, malikin taĢınmaz üzerinde tek baĢına saklı derece oluĢturması mümkün olmayıp buna zaten lüzum da yoktur. Saklı derecelerin birbiri ardına kurulması gerekmez43. Meselâ malik birinci dereceyi saklı derece olarak boĢ tutabileceği gibi üçüncü ve dördüncü dereceyi de ardı ardına saklı tutabilir.

Saklı derece ile boĢ derece birbirine yakın iki kavramdır. Saklı derece henüz ipotek kurulmamıĢken meydana gelir. Buna karĢılık boĢ derece ise, var olan bir ipoteğin ödeme, ibra gibi yollarla sona ermesiyle oluĢur. Görüldüğü üzere, boĢ derece ile saklı derece arasında meydana gelme yönünden bir fark vardır. Bu anlamda boĢ derece saklı dereceye nazaran daha geniĢ bir kavramdır.

Saklı derece yabancı para üzerinden de kurulabilir. Bu halde saklı derecenin para birimi de tapuya tescil ettirilmelidir. Yabancı para üzerinden kurulan saklı derecenin kullanılmasında44 üç ihtimal bulunmaktadır. Bunlardan ilk ihtimale göre, saklı derecenin para birimi ile aynı para birimi ipotek kurulabilir. Ġkinci ihtimal, saklı derece ile yeni kurulan ipoteğin para türlerinin farklı olmasıdır. Bu halde, TMK m.

851/IV’e göre, saklı tutulan derecenin miktarı ipoteğin kuruluĢ tarihine göre Merkez Bankası alıĢ kuru oranında ipoteğin para birimine çevrilir. Üçüncü ihtimalde ise, yabancı para ile kurulan saklı dereceye Türk Lirası üzerinden ipotek kurulabilir. Bu halde de TMK m. 851/IV’e göre hesaplama yapılır.

§ 3. TAġINMAZ REHNĠNDE SIRA ve SIRAYI BELĠRLEYEN SĠSTEMLER A. Genel Olarak

42 OLGAÇ, s. 47; AKSOY, s. 609; GÜRSOY/EREN/CANSEL, s. 997; EREL s.

44; KARAHACIOĞLU/DOĞRUSÖZ/ALTIN, s. 118.

43 OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 928.

44 NAR, s. 104.

(24)

18

Ġpotekte sıra sistemi, aynı taĢınmaz üzerinde rehin hakkı kurulan alacaklıların birden fazla olması ve taĢınmazın değerinin tüm bu alacaklıların alacağına yetmemesi halinde uygulanacak sırayı ifade etmektedir. Çünkü taĢınmazın değerinin tüm alacaklılara yetmesi halinde menfaat çatıĢması meydana gelmez ve dolayısıyla sıra kavramına ihtiyaç duyulmaz. Ġpoteğe iliĢkin bu sırayı belirleyen temel olarak iki sistem bulunmaktadır45: Bunlar; ilerleme ve sabit dereceler sistemidir. Bu iki sistem arasında Roma hukuku kaynaklı ilerleme sistemi hukukumuzca benimsenmemiĢ, sabit dereceler sistemi kabul edilmiĢtir.

Sabit dereceler sistemi ile ilerleme sistemi arasında birtakım belirgin farklar bulunmaktadır46. Ġlerleme sisteminde ipotek alacağı taĢınmazın tamamını kapsar. BaĢka bir deyiĢle taĢınmaz paraya çevrildiğinde alacaklılar bedelin tümü üzerinde hak talep eder. Ġlerleme sisteminde ipotekli alacaklılar arasında sıra iliĢkisi ise tescil tarihine kurulur. Ġki sistem arasında en önemli ayrım ise derecenin boĢalması halinde ilerleme siteminde alt sıradaki alacaklı kendiliğinden bir üst sıraya yükselir. Buna karĢılık sabit derece sisteminde, boĢalan dereceye ilerleme kural olarak mümkün değildir. Zira, sabit dereceler sisteminde derece esas olup, alacak derecenin değeri ile sınırlıdır. Bu sistemde ipoteğin bulunduğu derecenin sırası önemlidir ve derecenin boĢalması halinde alt sıradaki alacaklı kendiliğinden bir üst sıraya yükselmez. Alt sıradaki alacaklının ilerleyebilmesi için birtakım özel Ģartlar aranır.

B. Ġlerleme Sistemi

Ġlerleme sistemi Roma hukuku ve Fransız hukukunun sistemidir. Roma hukukunda teminat daha çok Ģahsî güvenceye dayanır. O dönemde saygın kiĢilerin verdiği söze güvenilirdi. Roma hukukunda bu bağlamda önce Fudicia, sonrasında Pignus ve Hypotheca müesseseleri kullanılmıĢtır47.

45 OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY- ÖZDEMĠR, s. 923.

46 OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY- ÖZDEMĠR, s. 924-925.

47 OLGAÇ, s. 23; KARADENĠZ ÇELEBĠCAN, Özcan, Roma EĢya Hukuku, 5.

Basım, Ankara 2015, s.296.

(25)

19

Fudica'da borçlu, malını borcuna karĢılık alacaklıya verirdi48. Alacaklı borç iliĢkisinin kurulmasıyla beraber malın mülkiyetini de kazanırdı. Borçlu borcunu ödediği takdirde alacaklıdan malın mülkiyetini geri alırdı. Buna karĢılık, borçlu borcunu ödemezse malın mülkiyeti alacaklıya kalırdı. Bu yönleriyle Fudicia borçlu ile alacaklı arasında adeta bir yed'i eminlik iliĢkisi oluĢtururdu. Fudicia günümüzde inanlı iĢlem olarak görünüm kazanmıĢtır.

Fudicia'da malın mülkiyetinin alacaklıya geçmesi birtakım sakıncalar doğurmuĢtur. Çünkü, borç henüz ödenmeden alacaklının malın mülkiyetini üçüncü bir kiĢiye geçirmesi söz konusu olabiliyordu. Bu ve benzeri sakıncaları gidermek adına malın mülkiyeti yerine zilyetliğinin geçirilmesi kabul edilmiĢtir. Buna göre Pignus'ta malın sadece zilyetliği devredilmiĢ, böylece alacaklının tasarruf alanı kısıtlanmıĢtır49.

Hypotheca'da ise pignus'taki gibi zilyetliğin devredilmediği ve Ģekle bağlı olmayan bir rehin anlaĢması öngörülmüĢtür50. Fudicia ve Pignus ile bir tek rehin kurulabilirken Hypotheca’da birden fazla rehin kurulabilmesi mümkün hale gelmiĢtir51. Böylelikle ilerleme sisteminin de esası olan daha önce kurulan rehnin önceliğe sahip olacağı esası kabul edilmiĢtir.

Roma hukukunda rehinli alacaklının yararı ön plânda tutulmuĢtur. Buna göre, aynı taĢınmaz üzerinde birden fazla rehin var ise, sıra kuruluĢ tarihi nazara alınarak belirlenir (Prior tempore, potior iure)52. Bu çerçevede kuruluĢ tarihi önce olan,

48 Ayrıntılı bilgi için, KARADENĠZ ÇELEBĠCAN, s. 297 vd.; OLGAÇ s. 23;

ÖZSUNAR, Erdal, Roma Hukukunda Rehin Hakkı, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt : 7, Sayı : 2, 2005, s.137-164, s. 140.

49 KARADENĠZ ÇELEBĠCAN, s.301-304; OLGAÇ, s. 23; ÖZSUNAR, s. 143.

50 KARADENĠZ ÇELEBĠCAN, s.303; OLGAÇ, s. 23-24; EREL, s. 16.

51 EREL, s. 15.

52 REĠSOĞLU, Safa, Türk ve Ġsviçre Hukukunda Müteahhit ve ĠĢçilerin Kanuni Ġpotek Hakkı, 1961, s. 143; FRANKO, Nisim Ġ., Gayrimenkul Rehninde Serbest Dereceden Ġstifade ġartı, s. 1007; AKĠPEK, Jale/AKINTÜRK, Turgut/ATEġ, Derya,

(26)

20

dolayısıyla ön sırada yer alan ipotekli alacaklı, taĢınmazın paraya çevrilmesi halinde ilk olarak alacağına kavuĢabilir. Üst sıradaki alacaklı tatmin edildikten sonra bir meblağ kalırsa sıradaki alacaklılar yaralanabilir.

Ġlerleme sisteminde alacaklılar alacağını taĢınmazın değerinin tümü üzerinden talep hakkına sahiptir53. TaĢınmazın sabit dereceler sistemindeki gibi farazî değerlere bölünmesi söz konusu değildir. Bu yüzden taĢınmazın bir kısmı üzerinde rehin hakkı kurulamaz54. Ancak bu hak ipotekli alacaklıların tamamen tatmin edileceği anlamına gelmez. Yukarıda belirtildiği gibi, tarih sırasına göre eski olan ipotekli alacaklı alacağını aldıktan sonra diğer alacaklılara sıra gelir.

Öndeki sırada yer alan taĢınmaz rehni sona erdiği takdirde, alt sıradaki rehin kendiliğinden üst sıraya ilerler55. Çünkü her bir rehin taĢınmazın tamamını kapsar. Bu ilerleme malik veya alacaklının rızasına bağlı değildir. Ġpoteğin boĢalması ile birlikte sıradaki ipotekler bağımsız bir Ģekilde, kendiliğinden üst sıraya ilerler. Bu yüzden taĢınmaz malikinin saklı derece oluĢturabilmesi, boĢ derecenin meydana gelmesi söz

EĢya Hukuku, Ġkinci Baskı, Ġstanbul 2018, s. 768; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY- ÖZDEMĠR, s. 923 ; ERTAġ, s. 559; ACAR,. 52; AYAN, s. 176; AKINTÜRK, s. 768;

ERMAN, s. 175; ESENER/GÜVEN, s. 502; SELĠÇĠ, s. 427; AKSOY, s. 601;

TĠRYAKĠ, s. 543; GÜRSOY/EREN/CANSEL, s. 989; SAYMEN/ELBĠR, s. 551;

KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 241; EREL, s. 18; BELEN, s. 22; DEMĠR, s. 291.

53 TUOR, Pierre, Ġsviçre Medeni Kanunu’nun Federal Mahkeme Ġçtihatlarına Göre Sistemli Ġzahı, 1957, Ankara, s. 648; FRANKO, s. 1007; SĠRMEN, s. 599; OLGAÇ, s.

24; AYAN, s. 176; AKINTÜRK, s. 769, SELĠÇĠ, s. 427; DAVRAN, s. 35;

GÜRSOY/EREN/CANSEL, s. 989; SAYMEN/ELBĠR, s. 551;

KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 241; DEMĠR, s. 291.

54 OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 923; SELĠÇĠ, s. 427; AKSOY, s. 600; EREL, s. 18; AKĠPEK/AKINTÜRK/ATEġ, s. 769.

55 TUOR, s. 648; REĠSOĞLU, s. 143; AYĠTER, s. 175; ERTAġ, s. 559; ACAR, s.

52; SĠRMEN, s. 599; OLGAÇ, s. 25-26; AYAN, s. 176; SELĠÇĠ, s. 428; AKSOY, s.

601; GÜRSOY/EREN/CANSEL, s. 990; DAVRAN, s. 35; SAYMEN/ELBĠR, s. 551;

KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 241; EREL, s. 18; FRANKO, s. 1008;

AKĠPEK/AKINTÜRK/ATEġ, s. 769.

(27)

21

konusu değildir56. Kurulacak yeni ipotek doğrudan son sırada yer alır57. Yeni ipoteğin üst sırada yer alabilmesi için sıradaki alacaklıların muvafakati gereklidir58. Meselâ taĢınmaz üzerinde sırasıyla 115 TL, 75 TL ve 50 TL ipotek kurulsun. Bu durum birinci sırada yer alan 100 TL'lik ipoteğin tarih itibarıyla en eski olduğu anlamına gelir. Ġkinci sıradaki ipoteğin kaldırılması halinde ise üçüncü derecedeki ipotek kendiliğinden, malikin rızasına ihtiyaç duyulmadan ikinci sıraya ilerler.

Ġlerleme sistemi sade bir sistem olmasına rağmen birtakım sakıncalar da barındırmaktadır. Öncelikle malikin rehnin kuruluĢ tarihine göre sıra alması malikin iradesini önemli ölçüde kısıtlar. Malik bir rehin kurmak istediğinde yeni rehin otomatik olarak son sıraya yerleĢir. Malik ön sıraya yeni bir rehin kuramaması sebebiyle daha ağır Ģartlarda kredi bulabilir59. Bu yönüyle malikin kredi bulma imkanı önemli ölçüde kısıtlanmaktadır60.

Ġlerleme sisteminin baĢka bir sakıncası ise, sıradaki rehin alacaklısının kendiliğinden boĢ dereceye ilerlemesidir. BoĢalan rehnin yerine sıradaki rehinli alacaklı kendiliğinden ilerler. Bu sebeple malikin boĢ derece veya saklı derece oluĢturması mümkün değildir61. Gerçekten de terkin edilen rehnin yerine sıradaki alacaklının ilerlemesi boĢ derecenin meydana gelmesini engeller. Borcu ödeyerek fedakarlıkta bulunan malik, boĢalan dereceden yaralanamaz. Sıradaki rehinli alacaklılara hak etmedikleri menfaatler sağlanarak, üst sıraya ilerlemeleri söz konusu olur. Zira, alt sırada bulunan rehinli alacaklılar rehnin kurulması sırasında malikten ağır Ģartlar altında bu sırayı elde etmiĢlerdir. Bir yandan rehinli alacaklılar bu avantajlı kredi imkanlarını

56 SĠRMEN, s. 599; OLGAÇ, s. 26; AKINTÜRK, s. 769; AKSOY, s. 601;

DAVRAN, s. 35; EREL, s. 18; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 241; DEMĠR, s. 291.

57 TUOR, s. 648.

58 AKĠPEK/AKINTÜRK/ATEġ, s. 769.

59 AKINTÜRK, s. 769; OLGAÇ, s. 27; WĠELAND, s. 605.

60 EREL, s. 19; AKĠPEK/AKINTÜRK/ATEġ, s. 769.

61 AKINTÜRK, s. 769; AKĠPEK/AKINTÜRK/ATEġ, s. 769.

(28)

22

korurken diğer yandan bir üst sıraya ilerleyerek teminatlarını güçlendirmektedirler62. Buna rağmen, malik son sırada ve daha ağır Ģartlarda ipotek tesis etmek zorunda kalmaktadır.

Malik taĢınmazı üzerinde henüz bir ipotek yokken dahi saklı derece oluĢturamaz. Kurulan ilk ipotek tarihe göre öncelik prensibi sebebiyle her zaman ilk ipotek olmaktadır. Malikin saklı derece oluĢturarak daha iyi imkanlarla kredi bulması zorlaĢmaktadır63.

Ġlerleme sisteminde kurulan rehin hakkı alacağı taĢınmazın tümü üzerinden talep hakkına sahiptir. Bu sebeple taĢınmaz bölünemez ve tedavüle sokulamaz64. Gerçekten de, ilerleme sisteminin daha çok teminata yönelik olduğu, tedavül fonksiyonun geri planda olduğu söylenebilir.

C. Sabit Dereceler Sistemi

Ġpotekte sıraya iliĢkin kabul edilen bir diğer sistem ise sabit dereceler sistemidir. Sabit dereceler sistemi Cermen hukuku kaynaklıdır. Bu sistemde, taĢınmazın değeri birtakım farazî parçalara bölünmüĢtür. Daha önce de ifade edildiği üzere, belirlenen her bir farazî parça derece olarak adlandırılır. Malik tarafından oluĢturulan her bir dereceye farklı bir alacaklı için ipotek kurulabilmektedir.

Sabit dereceler sisteminde ilerleme sisteminin aksine her bir ipotek taĢınmazın tamamına değil, sadece bulunduğu derecenin meblağı oranında teminat teĢkil eder65. Bu sebeple, her bir alacaklı ancak bulunduğu derecenin değeri kadar bedel talep etme hakkına sahiptir.

62 EREL, s. 19;

63 EREL, s. 20;

64 OLGAÇ, s. 29;

65 OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 923; SĠRMEN, s. 599; ERTAġ, s. 559; OLGAÇ, 31-32; SELĠÇĠ, s. 428; AKSOY, s. 602; TĠRYAKĠ, s. 543;

(29)

23

Bu sistemde her bir derece bağımsızdır. Buna bağlı olarak malik ipotek kurulurken saklı derece oluĢturabilir. Yine ipoteğin terkin edilmesi halinde boĢ derece oluĢabilir. Malik bu boĢ dereceyi bağımsız olarak, diğer alacaklıların rızasına ihtiyaç duymadan dilediği gibi kullanabilir.

Ġlerleme sisteminde kural olan tescil tarihine göre öncelik iliĢkisi, sabit dereceler sisteminde yerini derecelere bırakır. Derece sisteminde ipoteğin hangi tarihte kurulduğunun veya tescil edildiğinin bir önemi yoktur. Önemli olan ipoteğin hangi derecede kurulmuĢ olduğudur. Bu sebeple üst bir derecede tarih olarak daha sonra olan bir ipotek önce kurulan bir ipoteğin önüne geçebilir. Sabit derece sistemi, zamanda öncelik sisteminin özel bir uygulamasıdır66. Sonraki tarihli rehnin, üst sıradaki dereceden yararlanabilmesi için rehnin kurulması sırasında o derecenin daha önceden boĢ bırakılmıĢ olması gereklidir. Dolayısıyla rehin derecesinin kuruluĢ tarihine göre bir sıralanma söz konusu olmaktadır.

Sabit dereceler sisteminde derecenin boĢalması halinde sıradaki ipotekli alacaklılar ilerleme sisteminin aksine kendiliğinden boĢ dereceye ilerleyemez67. Derece boĢ olarak kalır. Malik dilerse bu boĢ derecede yeni bir ipotek kurar. Bunu yaparken ise diğer alacaklıların rızasını almasına gerek olmaz. Alt sıradaki alacaklının boĢ dereceye ilerleyebilmesi için malik ile alacaklı arasında buna iliĢkin açık bir anlaĢmanın varlığı aranır.

GÜRSOY/EREN/CANSEL, s. 991; TUOR, s. 649; DEMĠR, s. 292; FRANKO, s.

1008.

66 ÜNAL, Mehmet, Sınırlı Ayni Haklar Arasında Sıra düzeni, Prof. Dr. Naim Ġnan'a Armağan, Ankara 2009, s. 742.

67 OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 924; SĠRMEN, s. 600;

HATEMĠ/AYBAY, s. 276; ERTAġ, 559; ACAR, 54-55; OLGAÇ, 32;

NOMER/ERGÜNE, s. 37; ESENER/GÜVEN, s. 503; SELĠÇĠ, s. 428; AKSOY, s.

602.; TUOR, s. 649. ĠĠD. 4.11.1969 tarih ve 9519 E. 10239 K. sayılı karar, KARAHASAN, Mustafa ReĢit/ÖZMEN, Ġhsan, Türk Medeni Kanunu EĢya Hukuku, Ġkinci cilt, 1988, s. 2096.

(30)

24

Yargıtay da bir kararında68 Türk Medeni Kanunu'nda sabit dereceler sisteminin benimsendiğini, taĢınmazın değerinin bir kısım farazî parçalara bölündüğünü ve her bir parçanın dereceyi oluĢturduğunu belirtmiĢtir. Yine söz konusu kararda bir derecenin hangi sırada yer alacağı ve teminat miktarının malik tarafından veya alacaklı ile birlikte kararlaĢtırılacağı da ifade edilmiĢtir. Ayrıca Yargıtay'ın bu kararında derecelerin rehnin sırasını ve teminatını tayin ettiği, derecenin boĢalması halinde sıradaki ipotekli alacaklının üst sıraya doğrudan ilerleyemeyeceği ve bu sebeple sıradaki rehinli alacaklının üst sıradaki rehinli alacaklı aleyhine dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı vurgulanmıĢtır

Sabit dereceler sistemi faydaların yanında birtakım sakıncalar da barındırmaktadır. Öncelikle sabit dereceler sisteminde teminatın aksine tedavül fonksiyonu ön plandadır69. Sabit dereceler sisteminde taĢınmaz değerlere bölünmüĢtür ve malike saklı derece kurma imkanı tanınmıĢtır. TaĢınmazın paraya çevrilmesi halinde saklı dereceye düĢen meblağ rehinli alacaklılara değil, malike ödenmektedir70. Bu sebeple sıradaki rehinli alacaklıların alacaklarının tatmin edilmesi zorlaĢmaktadır.

Malikin saklı derece kurabilmesi, rehinli alacaklılar yönünden daha sonra bu derecenin doldurulması halinde de sakınca oluĢturur. Gerçekten de, saklı derecede yeni bir rehin kurulması, sıradaki alacaklının alacağına kavuĢması önünde bir engel oluĢturur.

TaĢınmaz üzerinde eski tarihli rehinli alacak dururken, yeni tarihli ipoteğin ön sıraya yerleĢmesi alacaklılar yönünden adaletli sayılmaz.

68 Yargıtay 14. HD. nin 18.03.2011 tarih ve 2011/907-3439 sayılı ilamı, Uyap BiliĢim Sistemi, E. T., 12.07.2016; benzer yönde bkz. Yargıtay 14. HD. nin 05.07.2011 tarih ve 2011/6243-8844, Yargıtay 14. HD. nin 03.11.2011 tarih ve 2011/13136-13444, Yargıtay 14. HD. nin 24.04.2012 tarih ve 2011/16069- 2012/5879 sayılı ilamları, Uyap BiliĢim Sistemi, EriĢim Tarihi: 12.07.2016.

69 OLGAÇ, s. 34; AYĠTER, s. 175.

70 OLGAÇ, s. 35.

(31)

25

D. Türk Rehin Hukukunda Kabul Edilen Sistem

Türk Medeni Kanunu ipotekte sıraya iliĢkin sabit dereceler sistemini kabul etmiĢtir. Sabit dereceler sistemi hakkaniyete daha uygundur. Çünkü ilerleme sisteminde ipoteğin teminat fonksiyonu ön planda olup, sistem daha çok alacaklıyı korumaktadır71. Ġpotekli alacaklılardan herhangi biri sıra ödeme, ibra vs. sebebiyle tatmin edildiğinde alt sıradaki alacaklılar oluĢan boĢluğa ilerler. Malik boĢalan bu derecede tekrar bir ipotek kuramaz. Bu durum malikin en alt sıraya çok daha ağır Ģartlar altında tekrar ipotek kurabilmesine yol açar. Alacağı ödeyerek fedakârlıkta bulunan malik ilerleme sebebiyle oluĢan boĢ dereceden yaralanamaz. Aksine diğer alacaklılar ilerleyerek teminatını güçlendirmiĢ olur. Sabit dereceler sisteminde ise kendiliğinden boĢalan dereceye ilerleme söz konusu değildir. Bunun sonucu olarak borcu ödeyen ve fedakârlıkta bulunan malik boĢalan derecede faizin düĢük olması, uzun ödeme süresi gibi daha iyi Ģartlarla ipotek tesis edebilir72. Sabit dereceler sistemi bu sakıncaları ortadan kaldırır.

Ġlerleme sisteminde ipoteklerin tescil tarihine göre kurulması da malik açısından birtakım zorluklara sebebiyet verir. Ġpotekli alacaklı ile malik anlaĢmaya vardığında tescil tarihine göre ipotek tapuya tescil edilir. Bunun sonucu olarak malik daha sonradan anlaĢtığı alacaklıya üst sıradan bir ipotek tesis edemez. BaĢka bir deyiĢle malik saklı derece oluĢturamaz ve saklı dereceyi kullanamaz73. Malikin sonra kuracağı ipotek Ģartları buna bağlı olarak zorlaĢır. Ġpotekli alacaklı son sıraya girmesi sebebiyle malikten ek teminat, yüksek faiz oranı, kısa vadeli bir ödeme planı vs. talep edebilir74. Sabit dereceler sisteminde ise tescil tarihi benimsenmemiĢ, derece esası

71 AYAN, s. 177; SELĠÇĠ, s. 429; OĞUZMAN, Kemal, EĢya Hukuku Dersleri, Ġstanbul 1965, s. 27-28; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 924; SĠRMEN, s. 600; ERTAġ, s. 559; AYAN, s. 177; SELĠÇĠ, s. 429.

72 OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 925; AYAN, s. 177.

73 GÜRSOY/EREN/CANSEL, s. 990.

74 HATEMĠ, Hüseyin/SEROZAN, Rona/ARPACI, Abdülkadir, EĢya Hukuku, Ġstanbul, 1991, s. 722; OLGAÇ, s. 27; AKINTÜRK, s. 769; AKSOY, s. 603;

TĠRYAKĠ, s. 543; DAVRAN, s. 35; EREL, s. 19; GÜRSOY/EREN/CANSEL, s. 990; SAYMEN/ELBĠR, s. 553; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 243.

(32)

26

benimsendiğinden, malik saklı derece oluĢturabilmekte ve daha sonra bu dereceyi tedavüle sokabilmektedir.

Ġlerleme sisteminde taĢınmazın tedavül fonksiyonu da ikinci plândadır75. Kurulan ipotekler taĢınmazın tamamı üzerinde tesis edilir. Bu sebeple taĢınmazın değeri bölünemez ve tedavüle sokulamaz. Sabit dereceler sisteminde ise taĢınmaz birtakım farazî değerlere bölünmüĢtür. Bu sebeple tedavül fonksiyonu önceliklidir76.

Sabit dereceler sisteminin alacaklı ve borçlu arasında daha adil bir denge kurduğu gerekçesiyle bu sistem kabul edilmiĢtir77. Ancak, bu sistem mutlak olarak uygulanmaz. BaĢka bir deyiĢle, sabit derece sisteminin istisnaları da vardır. Bu istisnalar, doktrinde kısaca ilerleme hakkı olarak ifade edilmektedir.

E. KANUNÎ ĠPOTEKLERĠN YERĠ a. Genel Olarak

TaĢınmaz rehni aynî hak olup, herkese karĢı ileri sürülebilen mutlak haklardandır. Buna bağlı olarak taĢınmaz rehninin herkesçe bilinebilir ve kamuya açık olması gereklidir. Kamuya açıklık ilkesi rehin hakkında tapuya tescil ile sağlanır78. Rehin hakkının sağlıklı biçimde oluĢabilmesi için öncelikle geçerli bir kazanma sebebi ve tapu kütüğüne tescil gereklidir. Ancak Türk Medeni Kanununda bu kurala istisna teĢkil eden “kanunî ipotek” çeĢitleri öngörülmüĢtür. Bu ipoteklerden bir kısmı doğrudan tescile dahi gerek olmaksızın kurulmakta; bir kısmı ise kanundan doğan sebeplerle

75 AKINTÜRK, s. 769; SELĠÇĠ, s. 427; AKSOY, s. 602.

76 OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 925; SĠRMEN, s. 600; AYAN, s.

177; SELĠÇĠ, s. 428; AKSOY, s. 603; TĠRYAKĠ, s. 548; SAYMEN/ELBĠR, s. 553;

KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 243; EREL, s. 27; BAK, s. 116; TUOR, s. 649.

77 OLGAÇ, s. 34; OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 925; SELĠÇĠ, s.

429; AKSOY, s. 603; SAYMEN/ELBĠR, s. 553; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 243.

78 ACAR, s. 39-40; NOMER/ERGÜNE, s. 30 vd.; SĠRMEN, s. 640; AYAN, s.

229; TEKĠNAY, s. 143; OĞUZMAN, s. 18.

(33)

27

ancak tescil ile kurulmaktadır79. Tescil ile kurulan ipoteklere “tescile tabi kanuni ipotek hakları” adı verilmektedir80.

TMK m. 892 kanuni ipoteklerin doğumunun kural olarak tescile bağlı olmadığını hüküm altına almıĢtır. Ġlgili hüküm gereğince kural kanunî ipoteğin tescile bağlı olmadan doğmasıdır81. Kanunda aksi belirlenen hallerde kanunî ipotekler istisnai olarak ancak tescil ile kurulurlar.

Kanuni ipoteklerde de sıra söz konusudur. Ancak sözleĢmeden doğan ipotek haklarından farklı olarak, bunların sırasını kanun belirler.

b. Tescile Tabi Olmayan Kanunî Ġpotek Hakları aa. Genel Olarak

Tescile tabi olmayan ipotek hakları, kaynağını doğrudan kanundan alır ve sicil dıĢında varlık kazanır82. Talep halinde tapuya tescil edilebilir. Ancak bu tescil kurucu değil bildirici, açıklayıcı niteliktedir83. Dolayısıyla üçüncü kiĢilerin iyiniyeti korunmaz.

Tescile tabi olmayan ipotek hakları Ģu Ģekilde sıralanabilir:

79 OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 975; NOMER/ERGÜNE, s. 49;

SĠRMEN, s. 641; AYBAY/HATEMĠ, s. 284; ERTA ġ, s. 570; ERMAN, s. 175;

ESENER/GÜVEN, s. 599.

80 DAVRAN, s. 54' te vasıtalı kanuni rehin hakkı terimini kullanmıĢtır.

81 OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 975; NOMER/ERGÜNE, s. 49;

OLGAÇ, s. 76.

82 OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 976; OLGAÇ, s.93; ERTAġ, s.

585; AYAN, s. 229; ÖĞÜTÇÜ, A. Tahir/DOĞRUSÖZ, M. Edip, Rehin Hukuku, 1982, s. 204-205;

83 OĞUZMAN/SELĠÇĠ/OKTAY-ÖZDEMĠR, s. 976; OLGAÇ, s.93; AYAN, s.

229; KÖPRÜLÜ/KANETĠ, s. 235.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu anket formu, Balıkesir Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde yürütülmekte olan “ĠĢ YaĢam Kalitesinin ĠĢe YabancılaĢma Eğilimi Üzerindeki Etkileri:

Kruskal Wallis H testi uygulanmıştır. Uygulanan bu test sonucuna bakıldığında yaşlı bireylerin yaşam doyumunun, gelir düzeyi değişkenine göre anlamlı düzeyde

yormak yahut bir tür strese sebep vererek “lokmaların tesbihini duyamamak” gibi olumsuz hallerin önünü almak olsa gerektir. Nitekim yemek yenirken namaz için

24.12.2015 tarih ve 29572 sayılı Resmi Gazete‟de yayımlanan 464 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği‟nde:“Başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin

oluĢtuğunu gösterme yoluna gitmiĢtir. Bu görüĢün Friedrichs ve Effrat‟la uyuĢan tek yanı, sosyolojinin yine çok paradigmalı bir yapıda değerlendirilmiĢ

Küçük yatırımcılar için 2016 yılında yayınlanan tebliğ ile aynı zamanda ABD’de olan kaldıraç oranları baz alınarak oluşturulabilecek kaldıraç oranı

yy‟da Eski Halfeti ye taĢınmıĢ, 1954 yılında ġanlıurfa‟ya bağlı ilçe merkezi olmuĢ ve nihai olarak 2000 yılından itibaren Birecik Barajı göl sahası altında

Buna karşılık olarak şu söylenebilir: Milliyetçilik, diğer ulus- devletler gibi Türkiye‟nin de yönünü tayin eden bir düşünce biçimi, siyasal güzergah ve hatta